Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2006 Tarikat şeyhinin sağlık durumunun kötüye gittiği komşularının ifadesiyle pekişiyor. Komşularının verdiği bilgilere bakılırsa Gulen son dönemde hastaneye bile gidemeyecek kadar rahatsız. Doktorlarının kendisinin kaldığı eve geldiği ifade ediliyor. Kendisiyle konuşmaya çalıştığımız kalp doktoru Dr. Cleaveland, hastası hakkında detaylı bilgi vermenin hasta-doktor ilişkilerindeki gizliliği zedeleyeceğini bildirirken, durumunun heyecana hiçte tahammül göstermediğini ve bu yüzden kendisine tansiyonunun yükselmemesi için Türkiye’den haberleri seyretmemesini tavsiye ettiğini bildirdi. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor “Acaba hastasının durumu gerçekten o kadar hassas mı?” Hatırlarsınız bir kaç ay evvel tarikat lideri Fethullah Gülen aniden ambulansla hastahaneye kaldırılmıştı. Buda müritleri arasında korku ve üzüntüye sebep olmuştu. Bilindiği gibi Fethullah Gülen, ''laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu'' gerekçesiyle 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesine göre, 5 yıldan 10 yıla kadar ağır hapis istemiyle yargılanıyor. Gerçek Fethullah Gülen’i devletin istihbarat birimlerinin hazırladığı raporlar da görmek gerekmektedir. Raporlara göre; “Fethullah Gülen, alışılmış 'Din Adamı' profilinden uzak, din adına farklı söylemleri bulunan kimi zaman 'Sfenks' kadar sessiz, kimi zaman Atatürk'ü övmeye gerek duyan, kimi zaman 8 yıllık eğitime destek verecek kadar reformcu, rejim yandaşı ve aydın bir düşünür, kimi zamanda farklı dinlerin temsilcilerine dünya barışı adına çağrılar yapacak, hatta Papa ile fikir teatisinde bulunabilecek kadar da enternasyonal yanı güçlü biri olarak görüntüler vermektedir. Tarikat mensupları da baş imam Fethullah Gülen'den aldıkları fetvalar doğrultusundaki davranışları ile kendi düşüncelerinin zıttı olanlara karşı 'hile mübahtır' yöntemi ile tedbirler geliştirmektedirler. Fethullah Gülen'in yeterli bir din eğitimine ve bilgisine sahip olduğu kuşkuludur. Ama, dini bütünüyle bilmeyen fakat itikatlı olduklarına inanan insanları etkileyebilecek noktayı iyi keşfetmiş, üstün bir zeka sahibi olduğu söylemleri de gündemdedir. Din bilgesi olmayı gerektirmeyen dini hikayeleri, ıstırap yüklü ses tonu eşliğinde, sohbetlerinde gözyaşı suyu ile kişilerin manevi alanlarına nüfuz edecek şekilde anlatan ve kişileri istediği yöne sevk etmeyi başarması birçok entelektüel kesimin kendisinden etkilenmesini sağlamıştır. Gençlerimizin ülke menfaatleri ve değerleri açısından hangi noktalarda bulundukları, nihai hedeflerinin ne olduğu tam olarak belirlenmiş olanlarla kamufle yeteneğine sahip bulunan çeşitli maskeler ve kamuoyu desteğiyle yollarına devam etmekte olan ve üzerindeki 'giz' perdesi tam olarak kaldırılmamış masumane görünümlü kimi organizasyonların çekim alanlarına girmelerine mani olabilecek ölçülerde uyarmadığımız ve yeterli bilgilerle teçhiz edemediğimiz de bir başka gerçektir. Böyle olduğu içindir ki gençlerimiz halen birtakım kişi ya da legal ve masumane görünümlü gruplaşmaların etkinliğini artırmada bu kişi veya örgütlerin hedefledikleri noktalara ulaşma ve bu yöndeki planlarını hayata geçirmeleri konusunda cazibe merkezi olmaya devam etmektedirler. Polis akademileri Gençlerimiz üzerinde oynanan bu oyunlardan da anlaşılacağı gibi devletin bazı önemli mevkileri ile birlikte teşkilatımız bünyesinde bulunan başta Polis Koleji ve Akademisi olmak üzere, birçok eğitim kurumumuz adı geçen tarikatın ilgi alanına girmiş teşkilatlanmaları adeta bir sistematiğe bağlanmış gibi devam etmektedir. Fethullah Gülen cemaatinin devlet içindeki yapılanması alışılmış örgütlenme modelinin dışındadır. Tarikata göre; makamlar öncelikli, kişiler ikinci plandadır. Bu nedenle kişiler makamlara tercih edilmekte ve gerekirse ya da herhangi bir nedenle güç durumda kalındığında kişiler feda edilerek yerlerine hazır tutulan kendilerinden olan kişilerin getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mümkün olmaması halinde mevcut bürokrat ya da siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle 'Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et' taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar. Işık tarikatı 'Işık tarikatı' olarak adlandırdığımız Fethullah örgütlenmesinin yol göstericilik ve irşad edicilik şeklinde tanımlanan yapısının dışında; Fethulllan Gülen'in kendi deyimi ile 'Dava adamı ne muzafferiyetinde ne de mağlubiyetinde tavrını değiştirmez... Her yüce davada, yerinde sebat edip cepheyi koruma bir yiğitlik nişanesidir' tarzındaki karakter telkini ile 'İbni Erkanı (IŞIK) evlerinde yetiştirmeden sabırla pişirip olgunlaştırmadan yapılacak her şey ham hayaldir' şeklinde mensuplarına ihtiyat telkin eden, söylemleri gibi birçok beyanı ışığında 'IşIk tarikatına' geçirilmiş örgütsel yapı ortaya çıkacaktır. Marksist literatürde, genelde 'Militan' olarak adlandırılan tiplerin yetiştirilmesindeki telkin ve inandırma yöntemleri ile Fethullah GÜLEN'İn 'IŞIK EVLERİ' ya da 'Işık kışlaları' diye tanımladığı ve 'Bayrak yere düşmüştür oradan kaldırılmalıdır' şeklinde örtülü olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan önceki döneme gönderme yaptığı ve büyük bir titizlikle gizlemeye çalıştığı hedefi için 'Hizmet insanı gönül verdiği dava uğrunda; kandan, irinden dar yolları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da sahibine verecek kadar olgun ve yüce yaratıcıya edepli ve saygılı, muvaffakiyetinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de putlaştırmayacak' şeklindeki izahı hem mücadelenin tarzını anlatmaya, hem de lidere tabi olmak suretiyle ondan irşad ve emir beklemeyi telkin ettiği açıkça ortadadır. Hedef: Teokratik rejim Esasında; yazının ekindeki rapordan da anlaşılacağı gibi, Fethullan GÜLEN'in kitaplarında gerçek niyetini gizlemek için kullandığı bazı kelimelerin yerine, gerçekte onun niyetini ihtiva eden sözcükleri koyduğumuzda çok kullandığı, ancak ne olduğunu bir türlü izah etmediği 'Hedef'inin gelecekte zümre hakimiyetini hedefleyen teokratik bir rejim olduğu hemen anlaşılmaktadır. Şeriat yerine İslam, Cumhuriyet dönemi yerine talihsiz dönem veya karanlık ya da upuzun hicranlı dönem, militan yerine hizmet erleri ya da Işık erleri veya Işık süvarileri, laik kesimler yerine karşı cephe veya hasım cephe, Cumhuriyet dönemi yöneticileri yerine o kafalar, Atatürk dönemi ya da İsmet İNÖNÜ dönemi yerine mabede giden yolların kapatıldığı zaman dilimi, şeriat düzeni yerine hedef, Atatürk yerine deccal şeklinde deyimler 'hedefinin' ne olduğunu açıklamaya yeterlidir. 'Devleti ele geçirin' Tarikat liderinin 1950'li yıllara atıfta bulunarak Said-i Nursi'yi 'karşı cepheye aksiyoner tavır almamak' gerekçesiyle üstü kapalı eleştirerek '...50'li yıllardan bu yana tam 40-45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60-65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis-i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti' ifadesi ile devleti diğer önemli mevkileriyle en üst düzeyde ele geçirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. '... Bir yandan hasım cepheyi mükemmel işleyen haber alma teşkilatıyla içinden tanırken, öte yandan da hasım cephenin aynı faaliyetleri kendi içimizde sürdürmesine müsaade edilmemeli' tarzındaki mantalitesi ile de emniyet ve istihbarat birimlerini ele geçirme teşebbüsündeki niyeti açıkça ortaya çıkmaktadır. Yazının ekinde pasajlar şeklinde alınan ve konunun bütününden kopmama düşüncesi ile verilen bilgiler okunduğunda Fethullah Gülen'in nelere özlem duyduğu net olarak anlaşılacaktır. Eyüp Kayar'ın sözleri Örgütsel yapının ekli raporda da görüleceği gibi genel hatları bizzat Fethullah Gülen tarafından çizilmiştir. Işık tarikatı'ndan koparak bir televizyonun 'Ceviz Kabuğu' adlı programında kamuoyuna yönelik itiraflarda bulunan, ancak, hakkında şu ana kadar herhangi bir işlem yapılmayan Eyüp Kayar isimli şahsın, Fethullahçılık (ışık tarikati) örgütlenmesi ile ilgili yaptığı açıklamalar genel hatlarıyla şu ana kadar yapılan inceleme ve araştırmaları teyit eder beyanlar olması bakımından büyük önem taşımaktadır. Eyüp Kayar'ın beyanları özetlendiğinde, 'Işık Evleri cemaat mensuplarının yaşadığı evler, hücre evleri mahiyetinde, Fethullah Gülen'e göre kapılarına kilit vurulmuş zaviyelerin, kışlaların, tekkelerin görevini yapan evlerdir. Bu evlere giriş ve çıkışlar mümkün olduğunca gizlilik içinde yapılır. Işık evlerinden sorumlu bir ev imamı vardır. Bu imamlar 6 ayda veya 1 yılda değişir. Evin maddi girdisi ve çıktısıyla ilgilenir yukarıdaki imamlara rapor verir. Bu evlerde genelde 4-5 kişi yaşar. Umumiyetle kiralanır. Evlerde insanlara yaklaşım tarzları özellikle öğretilir. Fethullah Gülen'in sesi ve görüntülü kasetleri izlenir. Lise ve üniversite öğrencileri katılır. Cemaatin üç kolu Cemaat üç saç ayak üzerine kurulmuştur. Işık evler, ağabeyler ve talebeler. Yeni ilişki kurulan öğrenciler ders çalışmak bahanesiyle evlere davet edilir, öğrencilere dersleri konusunda yardımcı olunur. Zamanla bu öğrencilere sesli ve görüntülü kasetler izletilir ve Fethullah Gülen'in kitapları okutturulur. Cemaat 1992 yılından sonra çok hızlı gelişmeye başladı. Cemaat 'Söyleyemiyorsan söylet' taktiği çerçevesinde cemaat liderine herkes hüsnü kabul göstermeye, hoşgörü ile bakmaya başladı. Bayrak yere düşmüştür, ayaklar altına alınmıştır. Tekrar bu bayrağın yerden kaldırılması ellere alınması omuzlarda taşınması, uzaya götürülmesi meselesini bu cemaat yapacaktır. Fethullah Gülen ve cemaati hiçbir lakabı kabul etmezler. Her zaman radikal İslam'dan farklı olduklarını vurgularlar. Biz farklıyız radikal islamcılardan farklıyız, bize hoşgörü ile davranmazsanız radikal islam güçlenir. Cemaatin en güçlü olduğu eğitim öğretim kurumları, Işık Evleri, yurtlar, kolejler, Finans kurumları, Esnaflar, Holdingler, Talebeler, mesleki örgütlenme şeklinde de Doktorlar, Öğretmenler, Avukatlar, Polisler gibi. Siyaset alanında da örgütlenme vardır fakat bu sempatizan bazındadır. Basın-yayın alanında cemaat çok güçlüdür. Zaman, Sızıntı, Yeni ÜMİT, Ekoloji, Aksiyon, STV, Burç FM gibi örgütlenmeler vardır. Ayrıca prodüksiyon şirketleri vardır. Kadın kolları örgütlenmesi vardır. Kadın cemaat mensuplarına Şakirde, erkek cemaat mensuplarına Şakirt denir. Eğitim ve öğretimde başıçeken Işık Evleri'dir. Işık Evleri kökünü Hz. Muhammed devrinden alır. Fethullah GÜLEN bu evleri Işık Evleri olarak niteler, vaazlarında ve kitaplarında bu evlere İbn-i Erkam evleri der. İbn-i Erkam sahabedir. Hz. Muhammed'i herkesin dışladığı bir vakitte evine almıştır. İbn-i Erkam evlerinde yetişmeden, sabırla pişip olgunlaşmadan yapılan her şey ham hayaldir. Bu evler cemaatin hücreleri durumundadır. Her evin bir programı vardır. Her iş bu program dahilinde yapılır. Atatürk'e ait hiçbir kitap okunmaz ve okutulmaz. Fethullah Gülen'e mehdi nazarı ile bakılır. Mehdi ahir zamanda bayrağın yere düştüğü vakitte zuhur edecek ve beklenen cemaatin başına geçerek bayrağı kaldıracak. Cemaat içinde Atatürk için, Beton Kemal, Musti, Kefere, Deccal, Öküz aleykümselam gibi ağır lakaplar kullanılır. Tek isteği şeriat Devletin Anayasal nizamını değiştirerek yerine şer'i esaslara dayalı bir İslam devleti kurmayı hedeflediği değerlendirilen Fethullah Gülen ve yandaşları, 28 Şubat Kararları'nın alınmasından sonra ve özellikle soruşturma ile ilgili yazışmaların başlaması ile birçok örgüt evini boşaltmış, örgütsel yapılanmaya zarar vermemek için faaliyetlerini mevzii koruma kuralına uyarlamışlardır. Endişe verici Şu anda birçok örgüt mensubu ve talebeleri aile evlerinde örgütsel faaliyetlerini sürdürmektedirler. Gülen örgütlenmesinin ekonomik boyutu da göz önüne alındığında, gelecekte ülkemizi bekleyen tehlikenin büyüklüğü endişe verici boyuttadır.” Alıntı
Φ Asfalt Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2006 Hocanın ekmeğini yiyenler, elbette sınırsız bir hoşgörü göstermek mecburiyetinde. Bunu kabul edilebilir buluyoruz Alıntı
Φ Multi Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2006 bi kere daha ilk cümlesinden belli ediyor ne olacağı yazının.. tarikat şeyhi!! *** ******** kaç kez söyleyeceğiz tarikala bu cemaatin uzaktan yakından alakası yok diye.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.