Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Senin Gemin Camdan Sevgili

 

Duydum ki yine umudunu kesmişsin insanlardan,

dostluklardan... Duydum ki yine acımaya başlamışsın

kendine...

Yolunu kimselerin bilmediği, bilmek de istemediği

sevginin o hayal ülkesinde birilerini beklerken çok

üşümüşsün...

İnsan ancak kendisine sevgili olabilir, diyormuşsun.

Şimdi artık yollarda ve binbir hayalin peşinde

sürüklediğin ve yıprattığın sevgine minnet borcunu

ödeyecekmişsin...

Acıyan sevgini şımartacak, onu örtülere saracakmışsın.

Onu kendini güçlü ve korunaklı olduğunu hissetmediğin

hiçbir yerde ortaya çıkarmayacakmışsın...

Sevgini yırtıcı bir kuş gibi yetiştiriyormuşsun.

En iyi savunmanın saldırı olduğunu ve yokolmamak için

yoketmek gerektiğini öğretiyormuşsun ona...

Ona onu, sabırlar, merhametler ve inceliklerle değil,

hazlar, hayranlıklar ve kıskanç ilgilerle

besleneceğini vadediyormuşsun.

Her gece uyumadan önce arkasında Che Guevera’nın resmi

olan aynanla konuşuyormuşsun: Bir sen varsın önemli

olan, bir sen varsın gerçek olan... Hem onca acıya

rağmen hala güzelim...

Ve artık kendime yasaklıyorum başkalarına acımayı ve

hayatın acısını...

Aynadaki nefesinin buğusunu görüyorum buradan.

Gözlerinle gözgöze gelemediğim için tutup aynadaki

buğuyu öpüyorsun.

Yaralı kendini öpüyorsun...

Çekmeceden cüzdanının çıkarıp içindeki kredi

kartlarını seyrediyorsun zoraki bir hayranlıkla.

İçinde sevgini sakladığğın kaleyi daha da

güçlendirmeyi geçiriyorsun aklından.

Kredi kartlarını yalıyorsun dilinle ve onların zehirli

tadını içine akıtıyorsun.

Bankamatikten her para çektiğinde kulağına gelen ölüm

çığlıklarına alıştırmak istiyorsun kendini böylece.

Hem senden güçsüzlerin ölümü, hem bu ölümleri gizleyen

ve bütün katliamları anında temize çeken teknolojinin

zehirli tadı sarıyor şimdi sevginin yaralarını.

Bankamatikten her para çektiğinde kulağına gelen

çocukların ve kimsesizlerin ölüm çığlıklarına

dayanamadığını hissettiğin anlar, senin için hayatta

sadece annenin babanın ve kardeşlerinin önemli

olduğunu söylüyorsun kendine ve akşam iş dönüşü onlara

hediyeler alarak evine dönüyorsun...

Ve eskiden, sevgini bir kalenin ardına saklamadan önce

sadece kendi çocuklarını sevenleri kınadığını unutmak

içinse bu defa başkaları değil kendin kanatıyorsun

sevgini.

Sonra küçük, tüylü bir köpek almak istiyorsun kendine.

Köpegi severken, kucaklarken sana acımasızlık eden

dostlarının, seni sevginin o hayal ülkesinde yıllarca

bekletip düşlerini ve ömrünü çalan sevgililerin

yüzleri geçsin istiyorsun karşından.

Onların yüzleri geçtikçe sahibin olduğun için senden

başka kimseyi sevmeyecek ve bağlanmayacak olan

köpeğine daha da sıkıca sarılmak istiyorsun, öpüp

koklamak.

Kendini öper gibi, yaralı ve belki de artık hiç

iyileşmeyecek olan kendini.

Hiç iyileşmeyeceğini artık kendinden bile

saklayamadığın böyle anlarda para kazanmak istiyorsun,

iş kurup daha çok para kazanmak.

Böyle anlarda bir kalenin ardında gizlediğin herşeye

yanlışlarla dolu olsa da senden izler taşıyan tarihine

bile düşman oluyorsun.

Seni bu hale getirenlerle bir olup bu belki de artık

hiç iyileşmeyecek yaralı kendini yoketmek

istiyorsun... Sonra yorgun düşüyorsun... Artık

dinlenmek istiyorsun. Yarına daha dinlenmiş ve

korkularından kurtulmuş olarak uyanmak istiyorsun...

Ve uykuya dalmadan önce vitrinlere bıraktığın

dalğınlığın geliyor aklına...Kendine bir kez daha

acıyorsun ve bu yüzden pahalı bulup da almadığın

giysileri almaya karar veriyorsun.

Bu pahalı giysiler sayesinde ilgilerin kölesi değil,

ilgilerin merkezi olmayı istiyorsun.

Bu giysiler sayesinde sızlayan sevgilerini örtmek,

örtmek, örtmek istiyorsun. Görünmez olmak istiyorsun.

 

Oysa senin gemin camdan sevgili...

İşte güçlü balığın güçsüz balığı yokettiği kanlı

denizin her tarafından seni görebiliyorum...

Sadece ben değil dost düşman herkes uykuya daldığını

görebiliyoruz buradan.

Çünkü senin gemin camdan sevgili.

Sıkıntından yediğin tırnaklarının kenarlarını...

Korkulu bir rüya gördüğünde birden silkinişini...

Yaralı sevgini korumak için aldığın onca kötücül

karara rağman nasılsa hep masum kalan sayıklamalarını

görüp duyuyorum buradan...

Kaleni ve kalenin ardında sakladığın yaralı sevgini.

Boşuna saklama sevgini. Senin gibiler hiç örtünemez

sevgili...

Seni bu kanlı deniz ve düşmanların da dostların da

hemen tanır.

Ya benzerini bulup gidersin buralardan.

Ya da seni yokederler sevgili...

Herkes gibi ve herşeyi bilerek yaşamaszın sen

Senin gibiler örtünemez...

Bu kanlı denizde senin gemin camdan sevgili.

Şair : Cezmi Ersöz

 

.........................................................

 

 

ben bu yazıda kendimi buldum.....çocukluğumu,gençliğimi ve şimdimi......

Gönderi tarihi:

Senin Gemin Camdan Sevgili

 

Duydum ki yine umudunu kesmişsin insanlardan,

dostluklardan... Duydum ki yine acımaya başlamışsın

kendine...

Yolunu kimselerin bilmediği, bilmek de istemediği

sevginin o hayal ülkesinde birilerini beklerken çok

üşümüşsün...

İnsan ancak kendisine sevgili olabilir, diyormuşsun.

Şimdi artık yollarda ve binbir hayalin peşinde

sürüklediğin ve yıprattığın sevgine minnet borcunu

ödeyecekmişsin...

Acıyan sevgini şımartacak, onu örtülere saracakmışsın.

Onu kendini güçlü ve korunaklı olduğunu hissetmediğin

hiçbir yerde ortaya çıkarmayacakmışsın...

Sevgini yırtıcı bir kuş gibi yetiştiriyormuşsun.

 

Çok güzeldi sevgili frozen teşekkürler :clover:

Gönderi tarihi:

çok güzel frozen kendi adıma teşekkür edrim :clover:

gerçekten bu duyguları ister istemez yaşıyoruz ve hepimiz bu dünyanın kanunlarına göre değişip duygularımızı köreltiyoruz. hep bişeylerden kaçmak için başka şeylerin kölesi oluyoruz ve bunlarla yüzleşmekten korktuğumuz için hep kaçıyoruz

verdiğin emek için teşekkürler çünkü gerçekten çok güzel yazılar ve şiirler paylaşıyosun bizlerle :clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:

sevgili frozen

 

benimde cokca sevdigim eserlerden biridir, zaten siir dedigin sarki dediginde insan kendinden mutlaka birsey bulabilmeli en azindan bende öyle oluyor, birseyler bulabiliyorsam kendimden dinlerim yoksa dinlemek istegim bile varolmuyor.

 

ah ah nerde o eski güzel siirler

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

TAHİR İLE ZÜHRE MESELESİ

 

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da

hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,

bütün iş tahirle zühre olabilmekte

yani yürekte.

 

meselâ bir barikatta dövüşerek

meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken

meselâ denerken damarlarında bir serumu

ölmek ayıp olur mu?

 

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da

hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

 

seversin dünyayı doludizgin

ama o bunun farkında değildir

ayrılmak istemezsin dünyadan

ama o senden ayrılacak

yani sen elmayı seviyorsun diye

elmanın da seni sevmesi şart mı?

yani tahir'i zühre sevmeseydi artık

yahut hiç sevmeseydi

tahir ne kaybederdi tahirliğinden?

 

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da

 

NAZIM HİKMET RAN

Gönderi tarihi:

Kalp Ağrısı

 

İşte yine başbaşayız içimin acısı

yine birlikteyiz

ver elini

sus ve ne olur incitme beni

 

Ey kalbimin ağrısı

ver elini

çıkalım seninle soluksuz kalmadan sessizce

bu karanlık ve uğultulu ormandan

 

İçimin acısı, kalbimin ağrısı, aşkım

işte yine başbaşayız

ver elini

sus ve ne olur incitme beni

 

CEZMİ ERSÖZ

Gönderi tarihi:

sevgileri yarınlara bıraktınız

çekingen,tutuk,saygılı.

bütün yakınlarınız

sizi yanlış tanıdı,

 

bitmeyen işler yüzünden

( siz böyle olsun istemezdiniz )

bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi

kalbinizi dolduran duygular

kalbinizde kaldı.

 

siz geniş zamanlar umuyordunuz

çirkindi dar vakitlerde

bir sevgiyi söylemek.

yılların telaşlardabu kadar çabuk

geçeceği aklınıza gelmezdi.

 

gizli bahçenizde açan

çiçekler vardı,

gecelerde ve yalnız.

vermeye az buldunuz

yahut vakit olmadı.

 

behçet necatigil

Gönderi tarihi:

cezmi ersöz'ün karamsarlıkta dostoyevski'yi geçtiğini düşünüp, anı ve haber tarzı yazıları haricinde okumadığım bir yazar olsa da

 

"senin gemin camdan sevgili" gerçekten güzel bir şiir.

 

" Bütün dünya bir sahnedir,Ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncu; girerler, çıkarlar.Bir kişi bir çok rolü birden oynar.Bu oyun insanın yedi çağıdır.İlk rol bebeklik çağıdır.Dadısının kollarında agucuk yaparken.Sonra mızıkçı bir okul çocuğu.Çantası elinde; Yüzünde sabahın parlaklığı, ayaklarını sürüyerek okula gider.Bundan sonra aşık delikanlı gelir.İç çekişleri ve sevgilinin kaşlarına yazılmış şiirlerle.Sonra asker olur garip yeminler eder, leopara benzeyen sakalıyla, onurlu ve kıskanç, savaşta atak ve korkusuz.Topun ağzında bile şöhretin hayallerini kurar.Sonra hakimliğe başlar.Şişman göbeği lezzetli etle dolu,gözleri ciddi, sakalı ciddi kesimli.Bilge atasözleri ve modern örneklerle konuşur ve böylece rolünü oynar. Altıncı çağda ise palyaço giysileriyle,gözünde gözlüğü, yanında çantası.Gençliğinden kalma pantalonu, zayıflamış vücuduna bol gelir ve kalın erkek sesi tekrar çoçukluğundaki gibi incelir. Son sahnede bu olaylı tarih sona erer.İkinci çocuklukla herşey biter, dişsiz, gözsüz, tatsız, hirbir şeysiz."

 

William Shakespeare

('Nasıl hoşunuza giderse' adlı duygusal komedisinden)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.