Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Fethullah Gülen’in Dil Motifleri... Son zamanlarda kendisinden çok bahsedilen ve bir fenomen haline geldiği söylenen, kasetleri televizyonda haber birinci konusu olan ve sonra nasıl olduysa üzerinde hiç konuşulmayan bu kişi insanları nasıl etkilemekte. Yaptıklarına bakılırsa gerçekten okulları ile dershaneleri ve finans kurumları ile büyük bir organizasyonu kurabilmiş veya kurdurabilmiş olan Fethullah Gülen’in ne yaptığı ile değil nasıl yaptığı ile ilgileneceğiz bu yazımızda. Ne söylediğine değil nasıl söylediğine söyledikleri altında yatan derin yapı anlamlarının neler olduğunu kavramaya çalışacağız. Bu konuda bize kitapları kaynak olacak ve kitaplarından alıntılarla yüzey ve derin yapı mesajlarını incelerken Neuro Linguistic Programming tekniklerinin farkında olarak veya farkında olunmadan nasıl kullanıldığına bakacağız. Sonuçta bunları Fethullah Gülen yapabiliyorsa biz de yapabiliriz hatta onlardan daha fazlasını yapabiliriz. Ama bunu onun yaptığı gibi yapmamak gereğini de hiç unutmamalıyız. Sayfa 300 ‘Soru: Trafik Kazalarında ölenler Şehit Olur mu ? Cevap: Müslümansa evet. Fakat, arabada Evrad’ü ezkar ile meşgul olmalı,her zaman Cenab-ı Hakk ile irtibat korunmalı ve ne maksatla olursa olsun, seyahat ederken ölümün bizi her an gelip yakalayabileceği endişesiyle sürekli hazırlıklı olmalıyız... olmalıyız ve uygunsuz bir vaziyette yakalanmamaya gayret sarfetmeliyiz. Hizmet adına yapılan seyahatlerde boşalmak için gülüp konuşmalar olabilir; ama bunlar ahireti unutturacak derecede malayani olmamalıdır.’ İlk cümlede müslüman olmayanların ne olacağı belli değildir. Müslüman olanlarında nasıl müslüman olmaları gerektiği zaten bu kitabın genelinde anlatılmaktadır. Herzaman Cenab-ı Hakk ile irtibat korunmalı cümlesi sürekli dua edilmesini veya kuran okunmasını ifade etmektedir. Bu içeriği boş bırakılmış cümlede kişiler boşluğu din ve Kuran’ı Kerim ile boşluğu doldurmaktadırlar. Ölümün her an biz yakalayabileceği endişesiyle hazırlıklı olmalıyız...olmalıyız ve uygunsuz vaziyette yakalanmamalıyız. Ölüm endişesinin burada verilmesini bir anlamı yoktur. Çünkü bir önceki cümlede ifade edildiğine göre trafik kazasında ölürsek ve müslüman isek şehit olacağız. Burada ölüm yerine başka bir kelime , mesela devleti koyduğunuzda ortaya çıkan anlam değişikliği hepinizi şaşırtabilir. ‘Hizmet adına yapılan seyahatlerde bazen boşalmak için gülüp- konuşmalar olabilir; bunlar kesinlikle ahireti unutturacak derecede malayani olmamalıdır.’ Malayani kelimesi boş ve faydasız anlamında bu cümle içinde kullanılmıştır. Bu cümlelerin söylenmiş olması kişilerin çok yaptığı bir işte, araba kullanırken bile neler yapmaları gerektiği Fettullah Gülen tarafından planlanmakta ve yönetilmekte, tehlikelere karşı hazırlıklı olunması gerektiği ve hazırlıksız yakalanmamak için neler yapılması gerektiği anlatılmaktadır. NLP açısından bakıldığında bu cümleyi okuyan kişilerin kaza yapma ihtimali artmakta, tesbih çekerek veya dua ederek araba kullanan kişiler kolaylıkla şehit olmaktadır. Uyarılar uyarıldığımız konularda korku üretiyorlarsa, bu korkuların gerçekleşme oran tabii ki çok daha fazladır. Fasıldan Fasıla Sayfa 153 ‘Demokrasi ile uğraşmaya gelince; daha önceleri de çeşitli vesilelerle ifade ettim: Bırakın böyle şeyleri; bunlar bize ait meseleler değil.’Bu cümlede demokrasi, demokratik düzen, bağlı olarak laiklik konuları, Bırakın böyle şeyleri, bunlar bize ait meseleler değil şeklindeki emirle insanların beyninde demokrasi fikri yokedilmeye çalışılmaktadır. Fasıldan Fasıla Sayfa 258 Süper Güç Çin (!) ve Gizli Hesaplar Bu yazıda ABD Japonya işbirliğinin Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde Rusya’nın çökmesi ile ortaya çıkan durumun değerlendirmesi yapılmakta ve ABD’nin Türk Cumhuriyetlerinin Rusya’dan uzaklaşmasını engellemeye çalışması anlatılmaktadır. ‘Keşke bizim basiretli,firasetli, ileriyi gören idarecilerimiz olsaydı (!) Ve keşke yarınlara ait şimdiden vizyona konulmuş plan ve programlarımız olsaydı! Böylece ‘Adriyatik’ten Çin Seddine kadar’ sözleri havada kalmaz, ülkemizi gelecekte o konuma taşıyacak ciddi adımlar atılmış olurdu’ Bu paragrafta idarecilerimizin basiretsiz, firasetsiz, ileriyi göremez olduğu ilk cümlede ifade edilmekte. Keşke ve olsaydı kelimeleri ile bu gerçekleştirilmektedir. Ve keşke ile başlayan cümlede yarınlara ait plan ve programların olmadığı da ifade edilmektedir. Adriyatik’ten Çin Seddine Kadar cümlesini söyleyen o günkü Cumhurbaşkanının sözlerinin hiçbir anlam ifade etmediği -ilk cümledeki genelleme ile idarecilerimiz içinde bu cümleyi söyleyen Cumhurbaşkanımız’da zaten vardır- söylediği sözlerin havada kalması çok normal olduğu ifade edilmektedir. Son cümlede ise o konum belirsizdir ciddi adımlar belirsizliği arttırmaktadır. Bu cümle neden söylenmiş olabilir. Başlangıçta verilen uluslararası ilişkilere ait bilgilerden sonra bu cümle neden söylenmiş olabilir. İdarecilerimiz yok, planlarımız yok, idarecilerimizin sözleri havada, ülkemizi o konuma kim taşıyabilir. Tabii ki dinleyen ve okuyan kişiler ortaya çıkarılan bu boşluğu bir kişi ile doldurabilir. O da Fettullah Gülen’in kendisidir. Böylece onlara idareci olmak istediğini ve ‘Adriyatik’ten Çin Seddine Kadar’ cümlesini dikkatimize sunması da onun o konumdaki o idareci olmak istediğini anlatmaktadır. Sonsuz Nur Sayfa 170 ‘Erbabına göre bir sihirli asa da onun elinde vardır ve iklimine giren mutlaka büyülenir. ‘Bir sihirli asa da onun elinde vardır’ cümlesi önemlidir ve bu asanın başka kimin elinde olabileceği sorgulanmaktadır aslında ve iklimine girildiğinde büyüleyebilen ve yaşayan bir başka kişi var mıdır sorusu ile boşluk doldurulacak, soruya verilecek cevap Fettullah Gülen’den başkası olamayacaktır. Fethullah Gülen’in kitaplarında, söylemlerinde, bu ve buna benzer binlerce örnek bulunabilir. Kitaplarında verilmek istenen temel mesaj , Kuranı Kerim’i en iyi ben yorumlarım, Hazreti Muhammedi en iyi ben hissederim, Said’i Nursi en iyi ben anlarım ve ben olmam gerektiği gibi olmalıyım ve dünya imamı ben olmalıyım mesajıdır. Neuro Linguistic Programming ile olan bağlantı nedir burada. Dil motiflerini büyük bir ustalıkla kullanabilen Fettullah Gülen insanları etkilemektedir. Fakat Mantık eşiklerimizin en derininde olan dini ve milli değerlerden dini değerleri kullanarak insanları etkileyen kişi daha sonra yerleştirdiği önermeleri kendi doğruları için kullanmaya başlamakta ve Kuran’ı Kerim’in bizim hayatımızı da yönetmesini sağlamaya çalışmaktadır. Çünkü hayatımızı onun ikna etmesiyle Kuran’ı Kerim yönetmeye başladığında, bu bilgileri bize aktaran kişinin kontrolü ve yönetimi altında olmamız çok doğal bir sonuçtur. Kendisi ise bu özelliklerinin mistik güçler tarafından kendisine aktarıldığını zannetmekte ve kendisine verildiğini düşündüğü bu misyonunu yerine getirmeye çalışmaktadır. Burada yanlış olan kendisi böyle düşünmekte özgür olduğu halde bilgi aktardığı kişilerde sınır oluşturduğunun ve bu sınırlar yüzünden kişilerinin gelişmelerini engellediğini farketmesi gerekmektedir. Fethullah Gülen’in gelişimine, tarikat içindeki gelişimine okuduklarına ve anlattıklarına bakıldığında görülecektir ki, tarikatta kendisine geçmişten aktarılan bilgileri kolaylıkla kullanabildiğidir. Ancak aktarılan o bilgiler içindeki sınırları da farkında olmadan kabul etmiş ve başka bir şey düşünemez hale gelmiştir. Bu Neuro Linguistic Programming konusunda bilgi anlatan ve bilgi aktaran kişiler için de çok önemlidir. NLP ile gerçekten önemli bir bilgi kaynağına sahip olduğunu zanneden bu kişiler kendi ihtiyaçları doğrultusunda NLP içeriğini doldurmaktadırlar. Başarının Yeni Teknolojisi’ sloganı, bu sloganı kullanan kişinin başarıya ihtiyacı olduğunu göstermektedir. ‘Hayatın Efendisi mi yoksa kölesi mi olacaksınız? sorusunu soran kişi ise bizi efendilikle kölelik arasında bir seçim yapmaya itmekte ve efendilik konusunda sarfettiğimiz çabaların yetersiz kalması durumunda diğer seçenek olan köleliği kabul etmek zorunda kalacağımızı belki kendisi bile farketmemektedir. Üzülerek söylemek gerekir ki, bu sonuca ilk önce kendisi ulaşacaktır. Logosunda insanın kuş beyinli olduğunu ifade edenlerden ise bahsetmeye gerek yoktur. Bu yüzden bilgi aktarılırken temiz olmalıdır, içeriksiz olmalıdır ve virüslerden arınmış olmalıdır, bilgiyi aktaran kişinin bizim üzerimizde herhangi bir hak iddia etmesini önlemelidir. Aksi takdirde NLP eğitimi verenlerde tarikat şeyhlerinden farksız hale gelebilirler veya NLP tarikatları kurabilirler. Böyle bir şey yapıyorlarsa o zaman dini kullanarak tarikat şeyhi olmaları ve istedikleri tek sonuç olan başarıya paraya, insanları köle olarak kullanmaya kolayca ulaşabilirler. Dış önermelere mümkün olduğu kadar az açık olarak hayatımızı yaşamaya başlamamız, bizim hayatımızı istediğimiz gibi yaşamamızı sağlayacaktır. Dünyada herşey ama herşey insan için bir araç ve son olaylarda araçların insandan daha önemli hale gelmesinin ne sonuçlar yarattığı gördük ve dinledik. NLP’de bu araçlardan bir tanesi, diğerlerinden farkı içeriğinin boş olması. Bu içeriği kişinin istediği şekilde doldurabilmesine ve özgür seçimlere izin vermesi. NLP bana kişisel özgürlüğümü nasıl kazanacağımı öğretmişti başlangıçta ve şimdi ben de içeriksiz düşünmeyi isteyen kişilere aktarıyorum, seminerlerle, kişisel uygulamalarla. (Yazının bu kısmından sonrası internete konmadan önce ilave edilmiştir. Kişisel Gelişim ve Değişim Dergisinin ilk sayısı için yazılan bu yazı dergide yayınlanmamıştır.) Eğer NLP bilgilerini anlatan veya aktaran bir kişi ‘Ben insanları değiştiriyorum’ gibi cümleleri sarfediyorsa ve çevresinde kendisinin NLP gurusu olduğunu düşünen insanların bulunmasına izin veriyorsa, hem kendisi ve hem de çevresindekiler büyük tehlike altındadır. Bir takım kitaplar okuyarak, beline alfa dalgaları yayan aletler takarak NLP uygulaması yapmaya çalışıyorlarsa veya anlattıkları ile ilgili sonuçlar negatif olduğunda ‘Zaten bunlar aptal’ cümlesini kullanıyorlar ise, bu sadece kendi yetersizliklerini göstermektedir. Hele başkalarının yazdığı kitaplara ait isimleri kendi sloganları gibi tabelaları üzerine yazabiliyorlarsa bu kişiler için yapılabilecek çok fazla şey demektir. Başarılı olabilirler, çok para kazanabilirler ancak bu başarılarının kendilerine bile yararı olmayacaktır. Bunu Demirel örneğinde zaten açık olarak görmekteyiz. Kişisel açıdan çok başarılı olan Demirel’in toplumsal açıdan ne kadar başarılı olduğuna siz de kolaylıkla karar verebilirsiniz. Bunu sadece yerli olanlar mı yapmaktadır? Tabii ki hayır. Üniversite öğrencilerine seminer vermeye gelen Tony Buzan’ın davetiyesi üzerinde şöyle yazar: ‘ Beynimizin sadece % 1’ini kullandığımızı biliyor muydunuz?’ Bu soruya şöyle bir cevap verilse ‘No Mr. Buzan, I really didn’t know, you were stupid enough to use only %1of your brain,’ Bu cümle de iki önemli nokta var gerçekten. Birincisi Tony Buzan bu cümleyi kendisi için söylüyorsa, ‘Ben aptalım ama başarılıyım, başarılı olmak için siz de aptal olun’ anlamı anlaşılabilir. Eğer bizim için söylüyorsa ‘Siz çok aptalsınız’ mesajını bize aktarmaktadır. Bizi aptal olmadığımıza bir kaç kez evet dedirterek, inandırdığında, kendimizi akıllı hissetmemize neden olacaktır. Anlaşıldığı gibi böylece bize aktarılan içerik sadece aptallık olarak belirlenmektedir. İkinci slogan ise ‘İçinizdeki Dahiyi Uyandırın’ sloganıdır.Böylece bizim Tony Buzan'ı uyandırmamız gibi bir anlamı da ortaya çıkmaktadır. Kendisinin nasıl uyandırılması ve buraya getirilmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ancak burada söylenmesi gereken şey kesinlikle Tony Buzan'ın veya yukarıda bahsedilen insanların başarısız olduğunu düşünmüyorum ve hepsinin tebrik edilmesi gerektiğini de ifade etmek gerekiyor. Tabii ki çok başarılılar ama sadece kişisel olarak. Yoksa Türkiye ve dünya yaşadığımızdan çok farklı olabilirdi. ‘İçimizdeki çocuk’, ‘içimizdeki dahi’ sloganları başlangıçta bize güzel gelse bile, ‘İçinizdeki Trafik Canavarını Durdurun’ sloganı ile birlikte telaffuz edildiğinde artık hem güzel gelmemekte ve hem de bizi kaza yapmaya yönlendirmektedir. Biz içimizdeki şeyleri, hamile isek doğum yolu ile, yemek yediğimizde veya su içtiğimizde bildiğimiz şekilde vücudumuzun alt tarafından dışarı atmaktayız. Bu sloganlar Bilinçaltı kavramıyla da üst üste örtüşmektedir. İçimizde ne dahi var, ne çocuk var, ne de trafik canavarı var. Varolan sadece beynimizdeki kaynaklarımız, kaynaklarımızı kullanabildiğimiz ölçüde dahi tavrını, kaynaklarımızı kullanamadığımız ölçüde saldırgan araba kullanma tavrını ortaya çıkarmakta ve sonuçlandırmaktayız. Çocuk tavrımız da aynı şekilde bir hayata karşı bir tavır ve en kolay öğrendiğimiz ve en kolay şekilde bilgiyi davranışları aktarabildiğimiz bir tavır ve bir süreç. Zaten onların genel olarak yaptıkları bizim gelişmemizi önlemeye çalışmak ve bizi etki altına alarak yönetilmemizi sağlamak. Bize aktarılan bilgilerdeki virüsleri temizleyerek ve farkında olarak kabul etmemiz, tıpkı çocukluğumuzdaki gibi davranmaya başlayıp, kendi özgürlük alanımız içindeki dış önermeleri redderek, sadece kendi önermelerimizle kendi istediklerimizi yapar hale gelmemiz gerekmekte, hem de en kısa zamanda. _____________________________________________ KAYNAK: Cengiz Eren / 1999 Alıntı
Φ bozkurtmusti Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 fethullah gülen abd ajanı ve maşasıdır.bu gün pentagon ona niye sahip çıkıyor sanıyorsunuz.bu adam bu ülke için milli felaket ... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 fethullah gülen abd ajanı ve maşasıdır.bu gün pentagon ona niye sahip çıkıyor sanıyorsunuz. iNSAN BİNMEYECEĞİ EŞŞEĞİN ÖNÜNE YEM KOYMAZ DEĞİLMİ... Çok haklısınız... Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 fethullah gülen abd ajanı ve maşasıdır.bu gün pentagon ona niye sahip çıkıyor sanıyorsunuz.bu adam bu ülke için milli felaket ... İspat etsenize hadi , onun neden gelemediğini zaten ancak ülkesinin iç yapısından , medyasından , ABD uşaklarının kuduz köpek haline getirdiği akımlarından bi haber insanlar anlamaz...Açıklasana bize büyük reis Çatlının gizli servilserin elemanı olmadığını , bak nasıl ortaya çıkartıyorlar ülkü ocaklarının onlarla bağlantılarını , asıl milli felaket işte bu bizden gibi görünen ama arka taraflarlada beyefendilerinin dediğini yapan (mesela apo yu asmayacaksınız gibi) Türk bayrağını Atatürkü maske edinen ülkeyi darbelerle israilin içimize soktuğu sabetay egemenliğine sokan bunlar işte Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 KARDEŞİM ŞURAYA ADAM GİBİ DELİLİNİZİ İSPATINI KOYARAK BİŞEY AÇIKLAYACAKSINIZ AÇIKLAYIN , YADA SUSUN DİPNOT ŞUNUN BANA ÖZETİNİ SUNARMISIN BİR KAÇ CÜMLEYLE LAF EBELİĞİ YAPMADAN SENİ AYDINLATALIM , MALUM O DÖNME (CUMHURİYET) GAZETESİNİ OKUYA OKUYA ONLARA BENZEMİŞSİN , BAK ALTA KOYDUK YALANLARINI KASITLI MİLLETİ İFSAT ETMELERİNİ AMA NEDENSE YOKSUN ORDA İDDİA EDİPTE İSPATLAYAMAYAN ********* OLSUN MU??? TABİ ŞEREFE DEĞER VERİYORSANIZ Susmak mı... Okuma ve araştırma bilmeyenler için şimdi bunun sırası değil... Sonuna kadar bu adamın ajanlığını.... Sonuna kadar bu adamın dini takiyesini... Sonuna kadar bu adamın ikiyüzlülüğünü.... Sonuna kadar bu adamın düzenbazlığını... Sonuna kadar bu adaımn Ameriken kucağında büyütülen ve ülkemiz için büyük bir tehlike olduğunu... Sonuna kadar Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Türkiyesinin yok edilmesi doğrultusunda emperyalizmin maşalığına soyunan biri olduğunu... Ve sonuna kadar ve herşeyimizle bu adamın Ülke varlığı ve bütünlüğü için inanılmaz potansiyel tehlikeye sahip olduğun ömrümüz el verdiğince ve hizbir zümre ve kişiden çekinmeden anlatacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın... Yol... Ülkeye, Cumhuriyete, Milletin birlik ve beraberliğine bağlanma ve Atatürkümüzün gösterdiği hedefe her türlü güçlüğe rahmen emin adımlarla yürüme ve herzamankinden daha fazla bağlanma zamanıdır... Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 iNSAN BİNMEYECEĞİ EŞŞEĞİN ÖNÜNE YEM KOYMAZ DEĞİLMİ... Çok haklısınız... TABİ HAKLI DİPNOT , önemli değil ispat olsun omasın hakkındaki iddalara mahkemenin veridİği karar değil , dine dindara alime küfür etsin o sizdendir..Hadi müjdenizi aldınız YAHUDİ BÜYÜKANIT ordunun başına getirtildi , zamanla askeriyeden müslümanlığıda müslümanlarıda kazırlar , oralara böyle çağdaş kızlı erkekli açık saçık ilişkiler sunarlar , tarihi Atatürkün sözlerini çarpıtarak verirer , başta yahudi kökenli sabetayları alevileri kürtleri en tepe noktalara getirirler...Çok müjdeler alacaksınız , hainlerin gözü aydın olsun! Alıntı
Φ Asfalt Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 TABİ HAKLI DİPNOT , önemli değil ispat olsun omasın hakkındaki iddalara mahkemenin veridİği karar değil , dine dindara alime küfür etsin o sizdendir..Hadi müjdenizi aldınız YAHUDİ BÜYÜKANIT ordunun başına getirtildi , zamanla askeriyeden müslümanlığıda müslümanlarıda kazırlar , oralara böyle çağdaş kızlı erkekli açık saçık ilişkiler sunarlar , tarihi Atatürkün sözlerini çarpıtarak verirer , başta yahudi kökenli sabetayları alevileri kürtleri en tepe noktalara getirirler...Çok müjdeler alacaksınız , hainlerin gözü aydın olsun! Vaaayyy beeee demek doğruymuş duyduklarımız. Büyükanıttan bu kadar çekindiğinize göre rahat at oynatamıyacaksınız demektir. Güvendiğiniz dağlara kar yağacak biz bunu zaten biliyordukta sazanların ortaya dökülmesini bekledik.Anti şahveli yolunuz karanlık bir ABD yoludur.Bu ülkemizde yaşıyanlara mutluluk vermez. BOP içinde bir kukla olma ihtimaliniz var.Yarın bir gün bende ölürüm sende.Olan bu muzaffer vatana olur. Sende bunu iyice düşünki allah senide muzaffer kılsın.... Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 alın size onun ve eserleri hakkında herşey , bir insanı hele bir islam alimini karalamadan önce bari karşı tarafıda dinleyin , bu mu laiklik Atatürkçülük http://tr.fgulen.com/ Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Vaaayyy beeee demek doğruymuş duyduklarımız. Büyükanıttan bu kadar çekindiğinize göre rahat at oynatamıyacaksınız demektir. Güvendiğiniz dağlara kar yağacak biz bunu zaten biliyordukta sazanların ortaya dökülmesini bekledik.Anti şahveli yolunuz karanlık bir ABD yoludur.Bu ülkemizde yaşıyanlara mutluluk vermez. BOP içinde bir kukla olma ihtimaliniz var.Yarın bir gün bende ölürüm sende.Olan bu muzaffer vatana olur. Sende bunu iyice düşünki allah senide muzaffer kılsın.... büyükanıttanda onun satılık medyasındanda onun kukla siyasi partilerindende çetelerindende TERÖR ÖRGÜTLERİNDENDE çekinsek davamızı dünyanın her yerine taşımazdık aslfalt efendi , o yukarda saydıklarım bir bir gerçekleşecek , ben o cemaatten değilim ama zamanında bulundum içlerinde siz adamı zorla bozarsınız NEDE OLSA BİR İSPATINIZ DELİLİNİZ YOK HIYANETLİK KONUSUNDA , iyikide bulunmuşum böyle hainleri kahraman diye alkışlamıyorum en azından...Gözünüz aydın olsun bir adım daha israilin kontrölüne geçirdiler devletimizi Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Susmak mı... Okuma ve araştırma bilmeyenler için şimdi bunun sırası değil... Sonuna kadar bu adamın ajanlığını.... Sonuna kadar bu adamın dini takiyesini... Sonuna kadar bu adamın ikiyüzlülüğünü.... Sonuna kadar bu adamın düzenbazlığını... Sonuna kadar bu adaımn Ameriken kucağında büyütülen ve ülkemiz için büyük bir tehlike olduğunu... Sonuna kadar Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Türkiyesinin yok edilmesi doğrultusunda emperyalizmin maşalığına soyunan biri olduğunu... Ve sonuna kadar ve herşeyimizle bu adamın Ülke varlığı ve bütünlüğü için inanılmaz potansiyel tehlikeye sahip olduğun ömrümüz el verdiğince ve hizbir zümre ve kişiden çekinmeden anlatacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın... Yol... Ülkeye, Cumhuriyete, Milletin birlik ve beraberliğine bağlanma ve Atatürkümüzün gösterdiği hedefe her türlü güçlüğe rahmen emin adımlarla yürüme ve herzamankinden daha fazla bağlanma zamanıdır... İŞTE TAM O DÖNME (CUMHURİYET) GAZETESİ İLE KENDİNİZİ ANLATIYORSUN ORDA , BAK DELİLİNDE YOK , ÇARPITMALARLA KAFANIZI DOLDURDULAR ALLAH BELALARINI VERSİN Sonsuz Nur Sayfa 170 (fethullah gülen kitabından) ‘Erbabına göre bir sihirli asa da onun elinde vardır ve iklimine giren mutlaka büyülenir. ‘Bir sihirli asa da onun elinde vardır’ cümlesi önemlidir ve bu asanın başka kimin elinde olabileceği sorgulanmaktadır aslında ve iklimine girildiğinde büyüleyebilen ve yaşayan bir başka kişi var mıdır sorusu ile boşluk doldurulacak, soruya verilecek cevap Fettullah Gülen’den başkası olamayacaktır. Fethullah Gülen’in kitaplarında, söylemlerinde, bu ve buna benzer binlerce örnek bulunabilir. Kitaplarında verilmek istenen temel mesaj , Kuranı Kerim’i en iyi ben yorumlarım, Hazreti Muhammedi en iyi ben hissederim, Said’i Nursi en iyi ben anlarım ve ben olmam gerektiği gibi olmalıyım ve dünya imamı ben olmalıyım mesajıdır. Ve Türk halkının yanıtı... Çağdaş, moderen, aydınlanmacı ve parmağını geleceğe dikmiş Atatürk Türkiyesinin imamam, hacıya, hocaya, şıha, ulema'ya ihtiyacı yoktur... Bunu ihtiyaç duyanlar tamamıyle ****** önüne yem koyanlardır... Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Neden ilhan abinizin bulunduğu cuntadan bahsetmiyorsunuz ATATÜRKÇÜLER , cumhuriyet rejimin yıkıp yerine sol ideolojilere dayalı hale getirmek için mücadele ettikleri yalan mı , onunda yahudi kökenli olduğu , derin devletin adamı olduğu bunların elinin israilden almanyaya , abd den ilgiltere ye kadar uzandığı YALAN MI HADİ YALAN DEYİN Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Sonsuz Nur Sayfa 170 (fethullah gülen kitabından) ‘Erbabına göre bir sihirli asa da onun elinde vardır ve iklimine giren mutlaka büyülenir. ‘Bir sihirli asa da onun elinde vardır’ cümlesi önemlidir ve bu asanın başka kimin elinde olabileceği sorgulanmaktadır aslında ve iklimine girildiğinde büyüleyebilen ve yaşayan bir başka kişi var mıdır sorusu ile boşluk doldurulacak, soruya verilecek cevap Fettullah Gülen’den başkası olamayacaktır. Fethullah Gülen’in kitaplarında, söylemlerinde, bu ve buna benzer binlerce örnek bulunabilir. Kitaplarında verilmek istenen temel mesaj , Kuranı Kerim’i en iyi ben yorumlarım, Hazreti Muhammedi en iyi ben hissederim, Said’i Nursi en iyi ben anlarım ve ben olmam gerektiği gibi olmalıyım ve dünya imamı ben olmalıyım mesajıdır. Ve Türk halkının yanıtı... Çağdaş, moderen, aydınlanmacı ve parmağını geleceğe dikmiş Atatürk Türkiyesinin imamam, hacıya, hocaya, şıha, ulema'ya ihtiyacı yoktur... Bunu ihtiyaç duyanlar tamamıyle eşşeğin önüne yem koyanlardır... SAYSANA BİTİRDİĞİN GÜLENİN ESERLERİNİ , BENDE OKUDUM ONUN KİTAPLARINDAN VE YAZDIKLARIN TAMAMEN İFTİRANIN DANİSKASIDIR TAMAM MI , O HER ZAMAN IZDIRAP İNSANIDIR İKSİR SÖZLÜDÜR , VATANINIDA MİLLETİNİDE DİĞER İNSANLARINDA KURTLUŞU İÇİN HAYATINI YAŞAMAMIŞTIR ÇEKMEDİĞİ ÇİLE YOKTUR , İLHAN ABİNİZ YERİNE İYİ TAKİYYECİLER YETİŞTİRMİŞ ANLAŞILAN Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Neden ilhan abinizin bulunduğu cuntadan bahsetmiyorsunuz ATATÜRKÇÜLER , cumhuriyet rejimin yıkıp yerine sol ideolojilere dayalı hale getirmek için mücadele ettikleri yalan mı , onunda yahudi kökenli olduğu , derin devletin adamı olduğu bunların elinin israilden almanyaya , abd den ilgiltere ye kadar uzandığı YALAN MI HADİ YALAN DEYİN İlhan abiler yıllarını bu Ülkeye verdiler ve Türkiyede yaşıyor... Büyükkanıt paşa türkiye dağlarında çarpıştı ve Türkiye'de yaşıyor.. Cumhurbaşkanımız sayın Ahmet Nejdet Sezer yıllarını bu ülkede adalet dağıtmaya çalıştı ve Türkiye'de yaşıyor. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin bağrından çıktı ve emperyalizme karşı savaş ile bu ülkeyi kurdu... Bizler de bu ülkeye herşeyi ile hizmet eden bilinçli ve herşeye göhüs gerebilecek vatandaşlarız ve bu ülkede Yaşıyaruz... Ya sizin bel bağladığınız ve umut bağladınığınız büyük imam FETHULLA Denen o zat ABD kucağında... (Neden 2 milyar nüfuslu müslüman ülkelerde değil...) Bence önce siz bunun cevabını verin... Sonra gelin güzelce tartışalım... Ne dersiniz.. Alıntı
Φ Asfalt Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 büyükanıttanda onun satılık medyasındanda onun kukla siyasi partilerindende çetelerindende TERÖR ÖRGÜTLERİNDENDE çekinsek davamızı dünyanın her yerine taşımazdık aslfalt efendi , o yukarda saydıklarım bir bir gerçekleşecek , ben o cemaatten değilim ama zamanında bulundum içlerinde siz adamı zorla bozarsınız NEDE OLSA BİR İSPATINIZ DELİLİNİZ YOK HIYANETLİK KONUSUNDA , iyikide bulunmuşum böyle hainleri kahraman diye alkışlamıyorum en azından...Gözünüz aydın olsun bir adım daha israilin kontrölüne geçirdiler devletimizi Bakıyorumda kelimeler dökülmeye başladı ama yine takiye ve ben ondan değilim muhebbeti. Tamam anladık talimatı böyle aldınız.Forumda başkalarıda var sizin gibi biat etmiş ve takiye yapan.Olsun biz alıştık sizin şu yahudi muhabbetinize.Hatırlıyorumda israille savunma işbirliği anlaşmasını sayın N.Erbakan yapmıştı. Acaba hoca ABD de israille ne gibi anlaşmalar yapıyor. Beni türk doktorlarına teslim ediniz diyen büyüklükle ABD köşelerinde kap kaç oynayan zihniyet arasındaki farkı herkez az çok anlıyabiliyor sayın şahveli Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 İlhan abileri çok güzel moskovadan , cemiyetten aldıkları talimata göre bu ülkeye yön veridler evet yetiştirdikleri şu forumcular sayesinde Atatürktende cumhuriyettende Atatürk ülkelerindende nefret geldi..Yalanlarını okumaya başlasan sabaha anca varırsın dipnot efendi BAK AÇTIK BAŞLIĞI AMA YOKSUN HALA ORDA , başkan büyükanıt paşa zaten sufleleri veren medyaya siyasi partilere cumhurbaşkanına YÖK e , onun yüzünden onun ve çetelerinin üslerinin ellerinin vardığı ülkelere yüzünden ÜLKEMİZDE NE BİRLİK OLUYOR NEDE KALKINABİLİYOR.SÖYLE BİTİRSİN ARTIK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ , yeter bu kadar cana kıydıkları istikrarda birlikte battı , çok mu zor orduyu stratejistlerini arkasına alıp planlarını yapıp PKK nın kökünü kazımak?? Zaten ne tesadüf ki hep KKK larımız Aytaç yalman , abdurrahman nafiz gürman , nurettin ersin , çevik bir yaşar büyükanıt SABETAY oluyor..Hiç yok orduda bir kahraman okumuş Türk evladı!! O o usta kıvırma yeteneği yüzünden başkan o zaten ama sizin akılınız yetmez bunları bilmeye... Eğer Gülen dönerse hakkında gene olmadık şeyler yazacaklar nede olsa medyadan siyasete , büyük sermaye kuruluşlarından eğitime kadar , savcılıklardan ordunun en TEPESİNE kadar sızmışlar egenemen olmuşlar..Uyduracakları yalanlarla o insanı sevelerin sabrını taşırıp fırtınlara sebebiyet verebilirler..NEDE OLSA ONLARIN KANINDA BOZGUNCLUK ÇIKARMA FİTNE ÇIKARTMA VARDIR...Ayıca o 68 ytaşında kalp ve şeker hastası , uçağa binmeyi bırak ayağa kalkmıyor bile..Bir röportajı bile kaç günde tamamladılar haberin var mı 1 ayda..(milliyette çıkmıştı mehmet gündemin) Ama sizin için onun dedikleri değil gittiği akrabasının evine ev sahipliği yapan ülke önemli..Tabi 200 bin tane gurbetçimizide zihniyetiniz karealamış oluyor böylece..Onun gittiği zamanda bir çok tedavi için yurt dışına gidiliyordu bari ona bişey demeyin..Dahası gene eskisi gibi uğraşıyor orda olmasına rağmen bak bir kitabı daha çıktı , okuda bişeyler öğren ondan sonra yorum yap karalama hemen..Daha fazla tiksnti getirtmeyin şu her defasında sarıldığınız değerlerimizden...Peki NADİR NADİ nin mason biraderleriyle birlikte olmasına ne diyorsunuz SAYIN DİPNOT?? Atatürkün kovduğu kapattığı yahudi uşakları dediği birinin yalanlarını çarpıtmalarını ülkeyi karıştırma çabalarının ürünlerini okuyorsunuz Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Bakıyorumda kelimeler dökülmeye başladı ama yine takiye ve ben ondan değilim muhebbeti. Tamam anladık talimatı böyle aldınız.Forumda başkalarıda var sizin gibi biat etmiş ve takiye yapan.Olsun biz alıştık sizin şu yahudi muhabbetinize.Hatırlıyorumda israille savunma işbirliği anlaşmasını sayın N.Erbakan yapmıştı. Acaba hoca ABD de israille ne gibi anlaşmalar yapıyor. Beni türk doktorlarına teslim ediniz diyen büyüklükle ABD köşelerinde kap kaç oynayan zihniyet arasındaki farkı herkez az çok anlıyabiliyor sayın şahveli asfalt efendi kimseden talimat aldığım falan yok , bir insanı illa karalamak için hayal aleminizi yormasanız olmaz mı..BİZ ANCAK GERÇEKLERİ KONUŞURUZ , sizde ilhan abinizde örnek alsın bıraksınlar sizin beyninizi bulandırmayı mikserliği , erbakan değil konumuz onları savunan yok zaten , tek ben siyasete giriyorum çünkü ben cemaatten çıkalı yıllar oldu böyle haksızca karalamaları çok gücüme gidiyor..Hocaefendi ne gibi anlaşmalar yapıyormuş söyle diyecem ama bişey diyemeyeceğini bildiğim için demiyorum , anca hayal ürünlerinizi aslı astarı olmayan çarpıtma iddalardan başka bişey di-ye-mez-si-niz..Türk doktorları YÖK sayesinde gelişemedi asfalt efendi , batı teknolojide zirve oldu senin ondanda haberin yok anlaşılan... Ayrıca orda köşe kapmaca oynayan falanda yok , siz gidin ilhan abiniz gelsin , belki döner yakında o zaman ne diyeceksiniz bakalım Alıntı
Φ Asfalt Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 ABD ye niye gitti bari ona cevap ver.... Alıntı
Φ Asfalt Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Birde şu Asfalt efendi lafı benim çok hoşuma gitti. Bundan sonra bende sana şehveli ******** diye hitap edebilirmiyim.Önce bir iznini alayım dedim Alıntı
Φ bozkurtmusti Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 fethullah gülen abd ajanı bu konuda kesin yerlerden öğrendiğim bilgiler var.bu yüzden kimse ona hoca muamelesi yapmasın.papa nın elini öpen adamdan ne hoca ne vatansever olur.Atatürke deccal diyen,cumhuriyet rejimini yıkmaya çalışan bir adam vatan hainidir bana göre...istediğiniz kadar savunun...savunanlkarda büyük ihtimal nur cemaatine üyedir...orda beyin yıkıyolar..bu kadar açık.ayrıca Abdullah Çatlı gibi vatansever Türk büyüklerine ve yiğitlerine laf edenlerde vatan hainidir.çatlının niye sevilmediği belli...vatana düşman olan bölücüler elbetteki çatlıyı ve onun gibileri sevmez...ruhları şad olsun... Alıntı
Φ Asfalt Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 asfalt efendi kimseden talimat aldığım falan yok , bir insanı illa karalamak için hayal aleminizi yormasanız olmaz mı..BİZ ANCAK GERÇEKLERİ KONUŞURUZ , sizde ilhan abinizde örnek alsın bıraksınlar sizin beyninizi bulandırmayı mikserliği , erbakan değil konumuz onları savunan yok zaten , tek ben siyasete giriyorum çünkü ben cemaatten çıkalı yıllar oldu böyle haksızca karalamaları çok gücüme gidiyor..Hocaefendi ne gibi anlaşmalar yapıyormuş söyle diyecem ama bişey diyemeyeceğini bildiğim için demiyorum , anca hayal ürünlerinizi aslı astarı olmayan çarpıtma iddalardan başka bişey di-ye-mez-si-niz..Türk doktorları YÖK sayesinde gelişemedi asfalt efendi , batı teknolojide zirve oldu senin ondanda haberin yok anlaşılan... Ayrıca orda köşe kapmaca oynayan falanda yok , siz gidin ilhan abiniz gelsin , belki döner yakında o zaman ne diyeceksiniz bakalım İlhan abi kim İlhan Selçukmu? eğer onu kastediyorsanız bu halinizle ilhan selçuk'un karşısında döküleceğiniz belli oluyor. Siz ancak gerçekleri konuşuyorsunuz bizde hayal aleminde dolaşıyoruz öylemi.Hocaefendi ABD tarafından hazır kıta tutulan birisi. Ömrü vefa etmezse mutlaka bir veliaht çıkaçak. Kardeşim BOP u iyi incele sonra konuşalım diyorum.Sen hala ben cemaatten ayrılalı yıllar oldu diyorsun.Hem ayrılmışsın hemde ne diye sevecenlik yapıyorsun.Tekrar seni kabul etsinler diyemi.? Mesela cemaatin içinde bulunmuş biri olarak şu Kaynak Holding hakkında bize biraz açıklama yapabilirmisin. Kaynak Holding paraları nereye aktarıyor.Yönetiminde kimler var. Amaçları ve gayeleri neler.Bunlar hakkında bilgin varsa bizimle paylaşki tartışma tartışma olsun..... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 TABİ HAKLI DİPNOT , önemli değil ispat olsun omasın hakkındaki iddalara mahkemenin veridİği karar değil , dine dindara alime küfür etsin o sizdendir..Hadi müjdenizi aldınız YAHUDİ BÜYÜKANIT ordunun başına getirtildi , zamanla askeriyeden müslümanlığıda müslümanlarıda kazırlar , oralara böyle çağdaş kızlı erkekli açık saçık ilişkiler sunarlar , tarihi Atatürkün sözlerini çarpıtarak verirer , başta yahudi kökenli sabetayları alevileri kürtleri en tepe noktalara getirirler...Çok müjdeler alacaksınız , hainlerin gözü aydın olsun! Yahudi Büyükanıt he bu karanlık beyinlilerin çok eski alışkanlıkları, korktukları, fikirlerinden davranışlarından öcü görmüş gibi ürktükleri kimselere hemen. ya yahudi ya bilmem ne damgası vurmaya çalışırlar. Türkiyeden topukları k ıçlarına vura vura kaçan cemaat liderlerlerinin ABD de saklandığını hemencecik unutuverirler yahudi kökenli sabetayları mı başa getirirler Kimi mesela İmralıda asılan sabetayist Adnan Menderesi mi başa getirirler. şimdi seni adam yerine koyabilmemiz için, Türk Ordusunun Genel Kurmay başkanının yahudi olduğunu söyledin mesela. bunun kibrit çöpünün ucu kadar ispatını bekliyorum senden. Üç kuruşluk yobaz gazetelerinin tükürükler saçarak yaptıkları iftiralardan bir farkı olması için. Yok sen Cumhuriyetin muhafızlarına böyle yakıştırmalar yapıp, ispatını ya da arkasını getiremiyorsan. Herkesin sana ispat etmeden istediği lafı ve yakıştırmayı yapma hakkı var demektir. zırvalamadan, takkiye yapmadan Büyükanıt'ın Yahudi olduğu iddianı kanıtlamanı istiyorum. Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 fethullah gülen abd ajanı bu konuda kesin yerlerden öğrendiğim bilgiler var.bu yüzden kimse ona hoca muamelesi yapmasın.papa nın elini öpen adamdan ne hoca ne vatansever olur.Atatürke deccal diyen,cumhuriyet rejimini yıkmaya çalışan bir adam vatan hainidir bana göre...istediğiniz kadar savunun...savunanlkarda büyük ihtimal nur cemaatine üyedir...orda beyin yıkıyolar..bu kadar açık.ayrıca Abdullah Çatlı gibi vatansever Türk büyüklerine ve yiğitlerine laf edenlerde vatan hainidir.çatlının niye sevilmediği belli...vatana düşman olan bölücüler elbetteki çatlıyı ve onun gibileri sevmez...ruhları şad olsun... Diyorsunuz diyorsunuzda Bİ KANIT GETİREMİYORSUNUZ Bir insan yurt dışında tedavi olmaya gitti diye böyle damgalanır mı..O insan hizmetinde samimi olmasa bu kadar büyüyebilirlermiydi??? Yahudilerin gizliden yönettiği bir süper güç olan ABD HİÇ AKLI SELİM İNSAN DÜŞÜNSÜN , İŞİ GÜCÜ GÖZÜNÜ DİKTİĞİ TOPRAKLAR YOKTA İSLAM DİNİNİN YAYILMASINA DÜNYANIN TÜRKLKEŞMESİNE YARDIM MI EDECEKMİŞ Halbuki o bunun tam tersine uğraşmaktadır , gelişmesini istemediği ülkelere doktrinler salar..Ajanlarını salar , şucu bucu akımların liderlerine destek verip o ülkede terör ortamı yaratıp zayıflatıp dahada hakimiyetini artırır (tıpkı ingiliz taktiği gibi)...Yani insanoğlu diyalektik metaryalizme çatışmayla gelişmeye kurtuluş demesinden sonra ikinci akla mantığa zarar dediği şey şu sizin iddaanızdır!Allah nurunu tammalayacaktır bunu o sizi kandıranlara böyle iletin bu ülkede bu dünyada uzun bir fetrettende olsa sonra o hayal ettiği huzura imana kavuşacaktır! Şu anda gizli hakimyet derin devletlere sızanların koltukları sallanmaya başladı..İnsanların gözü açılmaya başladı(bunu en çokta nur cemaati yaptı).O asırlarca kavgalar vererek kaptıkları köşeleri ellerinden çıkmaya başladığı için düğmeye basıyorlar! Bu çektiğimiz sancılar aslında bir doğumun bir kurtuluşa gidecek dirilmeye gidecek yolun haberidir..Papanın elini öptüğü falan yoktur , belki fotomontajla yapmışlardır öyle bir şey asla yok , buluştular ve medeniyetler çatışmasının , islamın terörle anılmaması için hoşgörü ve diyaloğu yayalım dediler , yakınlaşma kurmak ön yargıları silip atmak içindi o çabalar VE MEYVESİNİDE VERDİ..12 eylül saldırılarında o uçaklar aslında islamın ak yüzünüde yıktı , lakin siz bilmiyorsunuz , işte bu dalga kıranlar dünya üzerinde müslümanlığıda müslümanlara düşmanlarında emellerini boşa çıkardı.Atatürke deccal nerde demiş Allahım yarabbim yaa , gösterirmisin , veya size bunu yutturanlara dermisn nerde görmüşler..Gördükleri yer ya cumhuriyet gazetesidir , yada milliyetçi süsü verilmiş vatan hainlerinin yayın organı , yada satılık eski mason bürakratlardan birine aittir..İSTERSEN SANA İZLETEYİM F.GÜLENİN CUMHURİYET LAİKLİK VE ATATÜRK HAKKINDAKİ SÖZLERİNİ O cumhuriyetin ve laikliğin(çarpıtılmamak kaydıyla)en iyi yönetim şekli olduğunu , Atatürkün ne büyük bir kumandan olduğunu söylüyor mu söylemiyor mu izleteyim sana istersen..Size anlatılanlar iftiradan ibaret , tarihin her devrinde hep asrın alimleri peygamber efendimize kadar nice iftiaralara çilelere maruz kalmışlardır.Peygamberimize bile git araştır şair , mecnun , başımıza felaket getireceksin helak olasıca vs demişler mi dememişler mi! Bir sürü sahte dindi grup! var , onların bazıları GERÇEKTEN DÜŞMANLARIMIZIN PİYONLARI AMA NUR CEMAATİ TAMAMEN BİZDEN!!! Hayır için çalışıyor ve yarışıyorlar , gidip araştırsan ne bir cinayette nede bir eylemde adları geçmiştir (İFTİRALARDA BELKİ GÖRÜLÜR) Eğer sende kalksan hayatından canından cananından vazgeçip ömrünü insanlığın kurtuluşna adasan , içindeki iman ateşi başkalarınıda tutuşturunca kazanma kuşağına kadar gel ülke ve dünya çapında GİT BAK BAKALIM MEDYA DERİN DEVLET SENİN İÇİN NELER DİYECEK!! İnsanın beyni şu zamanda çok kirleniyor bunuda ancak Allahın nurlu beyanı ve dostlarının eserlerine kulak verme temizler.. Çatlı ap ayrı bir konu..Onu başka bir zaman konuşalım , yanlız şunu unutma O DEVLETİN DEĞİL DERİN DEVLETİN ADAMIYDI!!! Hakkında ortaya çıkarılanlardanda habersizsin anlaşılan..Sana tavsiyem Can Dğndarın Ergenekon , devlet içinde devlet kitabını oku , orda en özet şekliyle seriliyor gözler önüne kimlerle irtibatlı olduğu..Lakin ben şahsen o devirde samimize devletini komunizmden koruyanları hep sevgiyle ve rahmetle anacağım bunuda bil , ama kirli ilişkiler çok var o devirde!!! Ben aslında hepsi için üzülürüm bunuda böyle bilin ABD ye niye gitti bari ona cevap ver.... 1997 artı 1999 da tedavi ve ameliyat amacıyla akrabasının (dayısının oğluydu galiba) yanına gitmiştir..Artı hakkında başllatılan karalama kampanyası bu ülkeye zarar verebileceği içinde , çünkü onu tanıyan seven insanlar o tür alçakça karalamalara iftiralara dayanamayabilir fırtınlar çıkabilirdi , nede olsa MÜSLÜMAN İNSAN HAMİYETLİ İNSANDIR.. İlhan abi kim İlhan Selçukmu? eğer onu kastediyorsanız bu halinizle ilhan selçuk'un karşısında döküleceğiniz belli oluyor. Siz ancak gerçekleri konuşuyorsunuz bizde hayal aleminde dolaşıyoruz öylemi.Hocaefendi ABD tarafından hazır kıta tutulan birisi. Ömrü vefa etmezse mutlaka bir veliaht çıkaçak. Kardeşim BOP u iyi incele sonra konuşalım diyorum.Sen hala ben cemaatten ayrılalı yıllar oldu diyorsun.Hem ayrılmışsın hemde ne diye sevecenlik yapıyorsun.Tekrar seni kabul etsinler diyemi.? Mesela cemaatin içinde bulunmuş biri olarak şu Kaynak Holding hakkında bize biraz açıklama yapabilirmisin. Kaynak Holding paraları nereye aktarıyor.Yönetiminde kimler var. Amaçları ve gayeleri neler.Bunlar hakkında bilgin varsa bizimle paylaşki tartışma tartışma olsun..... Beni rabbim sevsin kabul etsin razı olsun başka bir şeye ihtiyacım uğraşım yok , İlhan dedeye sorsanıza neden bu kadar mikserlik yapıyor , yalan haberleri ne zaman bırakacak , neden bu gazete 83 yıl sonunda 70 bin tiraja sahip , 9 martçılar olmadıysa 10 martçıları deneseydi , belki o zaman DAHA İYİ TANITMIŞ OLURDU KENDİNİ , Stalinci takiyye ustası Kaynak holdingi bilmiyorum , siz o insanların samimiyetini ve ne kadar büyüdüklerini bilmediğinizden birde böyle yahudilerin çıkarına çalışan medya yüzünden şüpheye düşüyorsunuz , ama bir kötü yanlarını göremiyorsunuz , işte mahkeme kararları işte STV , işte ZAMAN , işte AKSİYON , işte FEM DERSANESİ , işte Bilim olimpiyatlarında madalyaları toplayan TÜRK OKULLARI Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Yahudi Büyükanıt he bu karanlık beyinlilerin çok eski alışkanlıkları, korktukları, fikirlerinden davranışlarından öcü görmüş gibi ürktükleri kimselere hemen. ya yahudi ya bilmem ne damgası vurmaya çalışırlar. (Bu kısmı almaya terbiyem ve vicdanım el vermiyor , yazık başka bişey değil) şimdi seni adam yerine koyabilmemiz için, Türk Ordusunun Genel Kurmay başkanının yahudi olduğunu söyledin mesela. bunun kibrit çöpünün ucu kadar ispatını bekliyorum senden. Üç kuruşluk yobaz gazetelerinin tükürükler saçarak yaptıkları iftiralardan bir farkı olması için. Yok sen Cumhuriyetin muhafızlarına böyle yakıştırmalar yapıp, ispatını ya da arkasını getiremiyorsan. Herkesin sana ispat etmeden istediği lafı ve yakıştırmayı yapma hakkı var demektir. zırvalamadan, takkiye yapmadan Büyükanıt'ın Yahudi olduğu iddianı kanıtlamanı istiyorum. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- İSRAİL’deki BÜYÜK(K)ANIT! Org. BÜYÜKANIT’ın kanındaki ‘Yahudi Soyu’ ve ‘Türklüğe İhanet’ mezarı İSRAİL’de bulunan ‘DEDESİ Mehmet YAŞAR Efendi’ den ...! Büyükbabanın Kudüs Sürgünü Org. Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ın büyükbabası (annesinin babası) Mehmet Yaşar Efendi ve anneannesi Safiye (asıl ismi Sifaye) Hanım, BÜYÜKANIT’ın annesi Fikriye ERYAŞAR’ın doğduğu 1905 yılında, Osmanlı toprakları içindeki Güney Ürdün’de yer alan Maan şehrinde yaşıyorlardı. Ortadoğu’da çalışmalarını yoğunlaştırmaya başlayan İngiliz istihbaratının ağırlık verdiği Maan şehri, Hicaz Demiryolu hattımızın en stratejik durağıydı. Bu stratejik önemden dolayı Lawrence, daha sonraki yıllarda istihbarat çalışmalarında Maan’ı merkez olarak kullanmış; bilahare meşhur Arap İsyanı bu şehirden başlamıştı. Bir devlet görevlisi olan büyükbaba Mehmet Yaşar Efendi, önce Maan’dan Anadolu’ya gönderilmiştir*. Anadolu’ya gönderilen Mehmet Yaşar Efendi, 1908 tarihindeki II. Meşrutiyetin İlanı’ndan sonra, devlet güvenliği açısından sakıncalı görülerek, Ankara Altındağ bölgesinde kayıtlı olan nüfus kütüğüyle birlikte “Kudüs şehri, Babıhatta mahallesi, 573 numara”da zorunlu ikamete ve gözetime tabi tutulmak üzere sürgün edilmiştir. Babıhatta mahallesi, o tarihlerde kullanılmakta olan Kudüs Hapishanesi’nin bitişiğinde ve genellikle sürgün gözetimi altında bulunanların ikamet ettirildiği bir mahalleydi. Mehmet Yaşar Efendi’nin Kudüs’te sürgünde bulunduğu dönemde, İtilaf Devletleri Çanakkale Savaşı’nı kaybetmiş; Çanakkale’yi geçemeyen İtilaf Devletlerinin başını çeken İngiltere de, Osmanlı Devleti’ne karşı Filistin Cephesi’ni açmıştı. İçimizdeki Hainleri Kullanan Yahudi İstihbarat Örgütü: NİLİ Çanakkale Savaşı’nda katır tugayları oluşturarak İngilizlere lojistik destek sağlayan yahudiler, Sina, Gazze ve Kudüs Muharebelerinde, İngiliz Ordusu’na istihbarat desteği sağlamışlardır. Özellikle Gazze Muharebeleri’nde büyük kayıplar yaşamaya başlayan İngilizler, sonunda, Osmanlı’nın cephe gerisindeki yahudilerce ulaştırılan bilgileri kullanarak, Osmanlı mevzilerini ve bataryalarını uçaklarla bombalamışlar ve böylelikle Osmanlı savunma hattını aşabilmişlerdir. Özellikle, müttefikimiz Alman subaylarının göz yumduğu Alman asıllı yahudilerin, Filistin Cephesi’nde İngilizler tarafından nasıl kullanıldıkları ve iki taraflı çalıştıkları hakkında, Genelkurmay Yayınlarından, Tuğg. Şükrü Mahmut Nedim’in “Filistin Savaşı” isimli eserinde bazı vakalarıyla bahsedilmektedir. O dönemde NİLİ, Osmanlı Ordusu’nun içinden bilgi toplama güçlüğü çeken İngiliz-yahudi ittifakının kurduğu ve içlerinde fahişe kadınların görev aldığı bir istihbarat örgütüydü. NİLİ, Sarah Aaronson adında bir genç yahudi kadın casus tarafından işletiliyordu ve bazı kaynaklara göre örgütün 400 adet fahişesi vardı. Bunlar Osmanlı Ordusu’nda görevli bazı karaktersiz askerleri ve bazı direnişçi Arap milislerini baştan çıkararak, bunlardan bilgi sızdırıyorlardı. Büyükbabanın Osmanlı Devleti’ne İhaneti Kudüs-Babıhatta’ya sürgün gönderilen Mehmet Yaşar Efendi, maalesef burada da uslu durmamıştır. Özellikle dönmeler arasında haber kaynağı edinme arayışını sürdüren NİLİ, kısa zamanda Mehmet Yaşar Efendi’nin sürgün gönderilmiş bir dönme olduğunu öğrenmiş ve kendisiyle irtibata geçmiştir. Mehmet Yaşar Efendi, bir taraftan yahudi kızlarının cazibesiyle, diğer taraftan damarlarında taşıdığı yahudi kanının etkisiyle, Osmanlı Ordusu ve Arap milisleri hakkında topladığı istihbari bilgileri NİLİ ajanlarına sızdırmaya başlamıştır. İçten bilgi akışını öğrenen Osmanlı Ordu İstihbaratı, bölgenin yerleşik Arap milislerinden de yararlanarak, NİLİ casusları ve üyelerine yönelik ciddi bir temizlik harekâtı başlatmıştır. Bu temizlik harekâtında, NİLİ casuslarıyla birlikte, çok sayıda asker ve milis de sorgulanıp suçlu bulunarak idam edilmiştir. Askeri sırları sızdırdığı tespit edilen Mehmet Yaşar Efendi de, bu temizlik harekâtından ileriki yıllarda nasibini almıştır. Mehmet Yaşar Efendi, biri milis olmak üzere iki Osmanlı İstihbarat Subayı tarafından, bir gece, birlikte olduğu ve görüştüğü bir NİLİ casusuyla birlikte evinden alınarak sorgulanmıştır. O gece kendilerinden önce alınmış olan Arap asıllı bir kişinin serbest bırakıldığı sorgulama neticesinde, hakkındaki kanaat kesinleşen Büyükbaba Mehmet Yaşar Efendi, birlikte yakalandığı (isimsiz, sadece kısa eşkal kayıtlı) NİLİ casusu ile birlikte Cehennem Vadisi’ne götürülmüş, infaz edilmiş ve ailesinin dini tören yapmasına müsaade edilmeden gömülmüştür. Cehennem Vadisi, Osmanlı’nın Kudüs hâkimiyetinin son döneminde, vatana ihanet ve casusluk suçu işleyen kişilerin idam edilerek (intihar edenler de mevcuttur) gömüldüğü yer olarak tarihe geçmiştir. Osmanlı-Arap İstihbaratı ile İngiliz-yahudi İstihbaratı arasındaki karşılıklı çetin faaliyetler ve infazlar, neredeyse İsrail’in kuruluşuna kadar devam etmiştir. Osmanlı 4. Ordu İstihbarat Şefi Filistinli Aziz Beg’in, NİLİ örgütünün faaliyetleri ve sorgulanan NİLİ üyeleri hakkında 1930 yılında yazdığı hatıratın yanı sıra, Babıhatta’nın ileri gelen ve o dönemde milis çalışmalarında bulunan Carallah sülalesinden Abdülhakim oğlu Raşid gibi kimselerin tuttuğu günlük benzeri çok sayıda kaynak da bulunmaktadır İsrail Genelkurmayı’nın Org. BÜYÜKANIT’a Jesti ! İsrail’in ve yahudilerin en belirgin vasıflarından biri, geçmişte yahudiliğe hizmet edenlere, hatta onların soyundan gelen kimselere karşı duydukları vefa hisleridir. Filistin’de İsrail devletinin kurulmasında emeği geçenleri ve bu arada NİLİ üyelerini de araştıran İsrailli araştırmacıların, arşiv çalışmasında tespit ettiği isimlerin arasında Mehmet Yaşar Efendi’nin ismi de yer almaktadır. İsrail Genelkurmayı, NİLİ üyeliği tespit edilen Mehmet Yaşar Efendi’nin mezarını yıllar sonra restore ettirmiş ve yapılan restorasyonu jest olarak göstermek üzere torun Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ı İsrail’e özel olarak davet etmiştir. Büyükbabası hakkındaki bilgiler ile bu mezarın varlığından, Türk kamuoyunun ve medyasının haberdar olmasından ciddi olarak endişe eden Org. BÜYÜKANIT, yahudi meslektaşlarından, geçmişine ait bu bilgilerin ve mezar yerinin sır olarak saklanmasını ve kamufle edilmesini rica etmiştir. Bir şekilde bu bilgilerin duyulma ihtimaline karşı tedbir olarak, yıllarca çevresine, anne tarafından dedesinin Mescid-i Aksa’nın anahtarlarını taşıyan Kudüs imamlarının torunu olduğu ve dedesinin Kudüs’te şehit olduğu gibi asılsız bilgileri yaymıştır. Yine, kendisinin, dedesine atfedeceği boş veya sahte bir mezar yeri hazırladığı da bilinmektedir. Arka arkaya dört evlilik yaptıktan sonra, alkol bağımlısı olduğu için çocuklarını yetimhaneye veren babasından bile bahsederken “din görevlisiydi” diyebilen BÜYÜKANIT’ın, kimsenin tanımadığı dedeleri için “Kudüs İmamıydı” demesi aslında pek de garip değildir; yahudice gizlenme alışkanlığının gereğidir. Ancak tarihçilerin bilebileceği bir gerçek vardır ki; Tarihi Aksa Camii’nin anahtarlarını, sahabe Nüseybe’nin soyundan gelen ve Kudüs eşrafından olan Nüseybe Oğulları geleneksel olarak elinde bulundurmaktadır. Ayrıca, Kudüs ahalisi Anadolu Türkleriyle aynı mezhepten değildir ve bu yüzden tarihi süreçte Kudüs imamları tamamen yerel halk arasından atanmışlardır. Hele hele, geçmişi karanlık ve ne idüğü belirsiz bir gizli yahudi sabetaycının Kudüs’e imam olduğuna dair hiçbir tarihi belge bulunmamaktadır. Gerçi, şehitlerimizin cenaze namazında elini düz bağlamayı bile bilmeyen bir gizli yahudi sabetaycının, bu tür konuları bilmesi de zaten beklenemez**. Çünkü Org. BÜYÜKANIT, yahudilik dini ve sabetaylık tarikatına ait öğretileri, yirmi üç yaşına gelinceye kadar anneannesi Sifaye ERYAŞAR’dan, sonrası ablası Suzan BÜYÜKANIT’tan öğrene gelmiştir. Kimlik ve kişiliğinin gelişiminde en etkili olan iki kişi, şehit (!!?) dedenin eşi anneanne ve Türk Ordusu’nu ele geçirmeye azmetmiş küçük kardeşine kendisini adayan abladır***. “Yahudilik öğretisi”ni anneannesinden ve ablasından alan BÜYÜKANIT, provokasyonlarla uygulamaya koyduğu “ihanet öğretisi”ni de dedesinden miras almıştır. Şimdi, gizli yahudi olduğunu belgelediğimiz ve soy kütüğü hakkındaki gerçekler karşısında cevap veremeyen BÜYÜKANIT’a tekrar meydan okuyoruz: Yüreğin yetiyorsa, erkeksen, adamsan, bu metinde geçen bilgileri, ister sen yalanla veya isterse senin seçilmiş medyacılarından biri yalanlasın! Bu yalanlamadan en fazla iki saat sonra, yine bu siteden yiyeceğin biri noter tasdikli, diğeri ise görüntülü iki Türk şamarına hazır ol! Vurmadan önce iyice bir duyuralım ki, şaklaması kulaklarda yıllarca çınlasın! (*) Mehmet Yaşar Efendi’nin Anadolu’ya gönderilme sebebinin, Maan’da artan İngiliz istihbarat faaliyetleriyle ilişkili olabileceğini tahmin etsek de, tarihçi akademisyen ülküdaşlarımız, Mehmet Yaşar Efendi’nin “Maan”da yaşadığı döneme ait net bulgular elde edemedikleri için, Anadolu’ya gönderilme gerekçesi metne konulmamıştır. (**) Aziz Şehitlerimizin cenaze namazında sol elini sağ elinin üstüne koyarak ellerini ters bağlayan -ki belki de inancının gereği olarak kasıtlı yapmıştır, bunu bilemiyoruz- BÜYÜKANIT’ı temize çıkarmaya çalışan “seçilmiş medyacılar”, paşanın üzüntüsünden dolayı elini ters bağladığı hususunu haberlerine yorum olarak eklemişlerdi. İşte burada sabrımız taştı: Sen kimsin de, şehidin anasından, babasından, ağasından, bacısından fazla üzüldün? Herkes elini düz bağladı da, bir tek sen ters bağladın, üçkâğıtçı! Sakın aklına, yahudilik davasının şehidi olan deden gelmiş ve onun için bu kadar çok üzülmüş olmayasın? Gerçekten o kadar üzülecek olsaydın, şehit cenazesi üretmek için gencecik fidanları kasıtlı olarak pusulara düşürttürmez, bunu yapanlardan bir kez olsun hesap sorar ve verilen şehitlerden dolayı kendini de sorgulardın. Ama sen, bunu yapmak yerine can dostun Reha TAŞKESEN’le başka dümenler çevirmeyi tercih ettin. Yakında, o ‘namussuz’un seni nasıl örnek aldığını bütün kamuoyuna duyuracağız. (***) Türk gelenek ve görenekleriyle bağdaşmayan bu öğretiler yüzündendir ki; BÜYÜKANIT’ın can dostu ancak, Reha TAŞKESEN gibi, öğrencilerinin, astlarının ve meslektaş ailelerinin namusuna göz koyan bir “namussuz” olabilmektedir. Kirletici azınlık uşakları, bu onursuzluğu örtmek için intihar etmeleri gerekirken, bir de utanmadan gazetelere boy boy röportajlar vermektedirler ve Ordu’nun başına gelerek kendilerini korumasını umdukları azınlık “Efendi”lerine yağcılık yapmaktadırlar. Tarih, bu namussuzluğu yapanlarla birlikte, savunanların da haysiyetlerinin yerle bir olacağına tanıklık edecektir. Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve Genç Subayları yetiştiren KUTSAL OKUL’umuzun adını kirletenler ve kirletenleri bugüne kadar himaye edenler, yaptıklarının bedelini en kısa zamanda ödeyeceklerdir. ---------------------------------------------------------- Kurşad hareketininn sitesinden , bence burda yazan açıklamaların hepsi ne yazikki doğrudur..Hatta bir çok şey de eksiktir.. İşte Yahudiliğin Resmi Belgesi! Sitemiz 20 Aralık 2005 tarihinde, sabit belgelere dayanarak Org. Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ın “SABETAY” olduğunu ispat etmiş; ülkemizin güvenliği ve bekası açısından tarihi bir görevi yerine getirmiştir. BÜYÜKANIT ise şimdiye kadar, kızına sabetay geleneğe uygun şekilde isim koymasıyla, kızını özellikle bir yahudiyle evlendirmesiyle, İsrail lobileriyle içli dışlı olmasıyla, İsrail işgaline karşı direnen Hamas’ı yahudi ırkdaşlarına yaranacak şekilde terörist örgüt olarak ilan etmesiyle, darbe zemini için kardeş kavgasını körükleyecek provokasyonlara karışmasıyla, İsrail lobileri aracılığıyla Türk Genelkurmayını felç etmek isteyen ABD’den icazet madalyası almasıyla, Mezarı İsrail’de bulunan yahudi dedesinin mezarını Yahudi ritüellerine uygun olarak ziyaret etmesiyle, “sabetay” olmasının yanı sıra, aynı zamanda “SABETAYCI” olduğunu da göstermiştir. Şerefli Kahraman Türk Ordusu’nun -normal şartlarda- Genelkurmay Başkanı adaylarından biri olduğu halde, yahudilik inancının gereğini yerine getirmek için namusu ve tek çocuğu olan kızını özellikle bir yahudiyle evlendiren BÜYÜKANIT, elbette, Genelkurmay Başkanı olduktan sonra, yine yahudiliğin Arz-ı Mev’ud hayalini gerçekleştirmek için, namusumuz olan kutsal Anadolu topraklarını, İsrail ordusunun ayakları altına sermekten çekinmeyecektir. Sabetayları İsrail’de ikamet ettirmek yerine, gerekli desteği sağlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumlarına sızmalarını ve Türk ekonomisini ele geçirmelerini sağlamak, İsrail’in bir devlet politikasıdır. Ayrıca, kütük bilgilerini değiştirmek, bilgilerinde değişiklik yapılan kütükleri başka yerlere aktarmak ve eski kütük bilgilerini taşıyan defterler üzerinde tahrifat ve tahribat yaptırmak da, yahudi oldukları belgeli olan sabetaycıların bir gizlenme politikasıdır. Bahsedilen yasadışı gizlenme yöntemine örnek olarak, Org. Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ın dünürü Sevim CAYMAZ’ın annesi, 1321 (Rumi) yılı İstanbul doğumlu, Merkado-Ester kızı, 31504865642 TC kimlik numaralı*, Sara (Melahat) ÖZCANDAN’ın**, resmi ‘vukuatlı nüfus örnekleri’ EKTEDİR. (1-Damad Ercan Caymaz’ın anneannesi SARA Özcandan’ın nüfus kütüğü BELGESİ için TIKLAYINIZ 2-MELAHAT ÖZCANDAN olduktan sonraki nüfus kütüğü BELGESİ için TIKLAYINIZ) 3-Damadın Annesi SEVİM CAYMAZ'ın nüfus kütüğü BELGESİ için TIKLAYINIZ) Yazının ekinde yayınladığımız resmi belgelerde de görüleceği üzere, BÜYÜKANIT’ın damadı Ercan CAYMAZ’ın anneannesi olan Sara (Melahat) ÖZCANDAN, önce İstanbul Beşiktaş Ortaköy Nüfusu kütüğündeki isim (SARA’yı MELAHAT yapmış) ve din (MUSEVİ) bilgilerini değiştirmiş, sonra bu kütüğü Üsküdar Tabaklar Nüfusuna naklettirmiş ve daha sonra da kanunları çiğneyerek, kocasının eski nüfus bilgilerinin kayıtlı olduğu İstanbul Üsküdar Tabaklar Nüfusu kütüğündeki 1. cilt 34. sayfasını da yırttırmıştır. (*) Asıl TC kimlik numarası: 27304954150 (**) Sahte ismi: Melahat ÖZCANDAN ---------------------------------------- BUYUR DAHA İSTERMİSİN??? Bişey hakkında yorum yapmadan önce veya tekzip etmeden önce bilgiye sahip olun öyle gelin , YADA AKSİNİ İSPAT EDİN , TIPKI BİZİM GİBİ... Ayrıca TC kurulmadan bile evvel ordumuzun tepe noktalarına masonların vede sabetayların geldiğide bir gerçektir , lakin siz ondan haberiniz ne gezerrrr..Aytaç Yalman , Abdurrahman Nafiz Gürman , Memduh Tağmaç , Nurettin Baransel , Çevik Bir ve MEHMET Yaşarbüyükanıt..Bir sürü var daha.Bu masonik yahudi egemenliğinde bir dünya kurma politikasının ürünüdür..İster inanın ister inanmayın , elbet şimdi şüphe duysanız bile 20-30 yılsa sonra ortaya çıkacakları görünce o zaman anlarsınız.. Kimseyi karalamak gibi bir niyetim yok , siz hepiniz bir olsanız bir masuma çamur atsanız , eğer ben biliyorsam onun öyle olmadığını kalkar tek başıma savunur muhafaza ederim onu..Ayrıca görebilen bir insan için insanın yüzü onun kalbinin ruhunun beyninin aynasıdır...Var mı MEHMET Yaşar Büyükanıt Efendide pardon paşa'da insanlığa Türkliğe benzer ZERRAT bir taraf??? Adamın sıfatı resmen BEN MEHMET AZİZ TARMANIM DİYE BAS BAS BAĞIRIYOR...Tabi ne demek istediğimi anlamanızı beklemiyorum ama bu ayrıntıyada dikkanizi çekerim..Allah neden bu hale getirsin yüzünü yoksa onun... Alıntı
Φ ANTİ ŞAHVELİ Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Buyrun size Fethullah Gülen Hocaefendinin bir yazısını koyuyorum , lütfen yazdıklarımı okuyun , ondan sonra diyeceğinizi deyin , at gözlüklü olmak karşı tarafı dinlememek akılla ilericilikle bağdaşmaz değil mi.. KENDİNİ YENİLEME Kendini yenileme, devamlı varolabilmenin ilk şartı ve en mühim esasıdır. Sırası geldikçe kendini yenileyemeyenler, güçlü de olsalar, er geç tükenip gitmeye mahkûmdurlar. her şey, kendini yenileyerek canlı kalır ve varlığını sürdürür. Yenileme durunca da canı çekilmiş ceset gibi, çürümeye, hebâ olup dağılmaya terk edilmiş olur. Bahar mevsiminde yeryüzü, her şeyin kendini yenilediği ne muhteşem meşherdir! Otlar, ağaçlar ve tırnak kadar bir parçasında milyonlarca canlıya dâyelik yapan toprak... Çık da bir kere gez; baharın, o formalarını takıp bin çığlık yenilenen ve gelişen canlıları arasında! Bak, nasıl ölü gibi camid şeyler, resmî geçide hazırlanan ordular misillü, rengârenk nişanları ve değişik değişik silahlarıyla, bir baştan bir başa yeryüzünü şenlendirip cennetlere çeviriyorlar. Ve dünya çapında, umûmî yenilenmenin bir değil, binlerce, milyonlarca misâlini birden veriyorlar. Şu kıpırdanan canlıya bak! Nasıl soluk soluğa ve diriliş yolunda... Yerini sümbüle terk eden şu çürümüş tohuma bak! Nasıl bir yenilenme sancısı içinde... Ya şu, tüy tüy etrafa saçılan tohumcuklar.. Ve böceklerin ayaklarına tutunarak, kendilerine göre döl yataklarına taşınan tozcuklar... Evet, her şey yenileniyor; yenilenmeyenler de bir daha dirilmemek üzere “harâb olup turâb olup” gidiyorlar. Her şey gibi insanoğlu da kendini yenileme mecburiyetindedir. Devletler, milletler duygu ve düşüncede, kalbî ve ruhî hayatta, kendilerini yenileyip gençleştikleri nispette, dünya çapında mesuliyetler altına girip, cihanı fethetmeye hazırlanabilirler. İlme aydınlık, tekniğe îman kazandırmak ve insanoğluna diriliş adına mesajlar sunmak suretiyle bir fethe... Aksine, kendini yenileyemeyen kavim ve topluluklar ise esaret içinde ezilip gitmekten kendilerini kurtaramayacaklardır. Kendini yenileme, yenilik hayranlığı ve moda düşkünlüğü ile de karıştırılmamalıdır. Bunlardan biri her şeyiyle delik deşik olmuş yığınların yüzüne boya çalıp, yarıkları kapama ameliyesi ise, diğeri Hızır çeşmesinden getirilen “âb-ı hayât” la, topluma ölümsüzlük kazandırma aksiyonundan ibarettir. Gerçek yenilenme, kök ve çekirdekteki safveti koruyarak, verâset yoluyla geçmişten süzülüp gelen bütün kıymetlerin, hâlihazırdaki düşünce ve irfan buğularıyla sentezleri yapılarak daha yeni, daha berrak tefekkür iklimlerine ulaşmaktır. Yoksa, yenilik ve eskiliği, sırta geçirilen bir cepken ve ferâcede, bir frak ve briyantinli saçta görmek, düpedüz bir aldanmışlık ve öyle göstermeye kalkışmak da bir illüzyonizm ve hokkabazlıktır. Kendini yenilemek, tamamen metafizik çizgide cereyan eden bir hâdise ve rûh plânında bir diriliştir. Mukaddeslerine,tarihine sımsıkı bağlılık içinde bir diriliş... Zaten, başka türlüsüne diriliş denmez ya!.. İlimlerin gelişip inkişaf etmesini, teknolojinin yeni yeni imkânlar hazırlayıp istifademize sunmasını en iyi şekilde değerlendirerek, elimizdeki menşûru sık sık kalbimize çevirip, yeni baştan kanaat, düşünce ve tasavvurlarımızı yoklamak, gönlümüzdeki irfan peteğine her gün başka başka şeyler ilave etmek ve her lâhza birkaç defa, bütün kâinatları ruh prizmasından geçirerek dimağlara “efor” yaptırtmak, işte gerçek yenilenme budur. Bu yolda, kendini yenilemeye muvaffak olmuş bir fert, toplumun, pörsümez, solmaz bir rüknü ve bu türlü fertlerden meydana gelmiş toplum da, dünya muvâzenesinin mühim bir unsuru olma durumuna yükselmiştir. Ne var ki bütün milleti içine alacak şekilde böyle bir yenilenme de, önceden kendini yenileyebilmiş bir kadronun mevcudiyetine vâbestedir. Gönlü îman ve ümitle par par yanan, dimağı her lâhza yığın yığın sentezlerle ayrı iklimlere doğru kanat çırpıp yükselen, gözünde “aydın günler” in tasavvuru kendini yenilemiş mukaddeslerden mukaddes bir kadroyla... Tabîi, bu kudsîler topluluğunun, düşünce kanaatlerini, sonsuza kadar birer meş’ale gibi taşıyacak ve yaşatacak “hayrü’l-halef” nesillerin bulunması da ayrıca ehemmiyet arz eden bir husus... Ömer bin Abdülaziz’in yenilenme adına, teklif ettiği düşünceleri, toplumun her kesimine mâl edemeyen Emevîler, kuvvetli rakipleri ve şiddetli fikir akımları karşısında kendilerini ölümden kurtaramadılar. Zillet içinde ve mülevvesin bağrında eriyip gittiler. Aynı şeyleri, ruhta ve gönülde yenilenme yerine, çeşitli yenilikler ve rûhu aşındıran paradokslara açık kapı siyaseti tatbîk eden Abbasîler, Endülüs Emevîleri, hatta on yedinci asır sonrası, Osmanlı Türkleri için de düşünebiliriz. Aynı kader çizgisinde eriyip giden bu çok muhteşem ve şanlı devletler, hasımlarından yedikleri darbelerle, sendeledikleri bir zamanda, kendilerini ruh plânında yenileyeceklerine, gidip Grek düşüncesini ve Latin felsefesini imdada çağırdılar. Bu ise onların ölümlerini hızlandırmadan başka bir işe yaramadı. Hele, Osmanlı münevverinin, yenilenme adına, kendini maskaraya çevirecek bir kısım yenilikler yapmağa kalkması, Türk toplumunu bütün bütün kendine has çizgiden kaydırarak bir ucûbe haline getirdi. Evet, ne “Nizâm-ı Cedît” düşüncesi ne “yeniçeri kıyım” hâdisesi ne de Gülhanedeki toy karbonarilerin “Hatt-ı Hümayûn”ları Osmanlı toplumuna kendini yenileme yolunu açamadı. Böyle bir yolu açmak şöyle dursun, aksine, bu hareketler, Türk toplumunun başına inmiş balyozlar gibi, onu cankeş edip komaya soktu. Bu arada bir kısım müspet kıpırdanış ve gayretlerin bulunduğunu da inkâr etmemek gerekir. Ancak bu gayretlerin, hemen hepsi, mevziî ve tedâfüî mahiyette olduğundan beklenen “yenilenme” yi getiremedi. Hatta, Türk toplumunun, açık seyreden rahatsızlıkları, bu hareketlerle sinsileşerek, daha da tehlikeli bir hâl aldığı da söylenebilir. Evet, toplumun çeşit çeşit rahatsızlıklarına karşı yerinde olmayan bu türlü müdâheleler, tıpkı ihtilaclar içinde kıvranan bir hastaya, müsekkin verip sesini kesmek veya fıtık üzerine yerleştirilen kasık bağı nevinden şeylerdi ki; hastayı muvakkaten teskin etmekten başka bir şeye yaramadı. Aslında, yolunu yitirmiş ve ne yanda bulunduğu belli olmayan bu ölü ve sersem ruhların, şimdiye kadar yenilenme adına vadettikleri hemen her şey, bir aldatmaca ve yığınları saptırmadan ibaret kalmıştır. Ah, o tekrâr tekrâr aldatılan yığınlar, bilmem ki gerçek manâda onlara, kendilerini yenilemeyi öğretebilecek miyiz!.. ---------------- Ne düşünüyorsunuz bu yazı hakkında , hiç onun böyle düşündüğünü biliyormuydunuz??? Alıntı
Φ Asfalt Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 İsrail Genelkurmayı, NİLİ üyeliği tespit edilen Mehmet Yaşar Efendi’nin mezarını yıllar sonra restore ettirmiş ve yapılan restorasyonu jest olarak göstermek üzere torun Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ı İsrail’e özel olarak davet etmiştir. Büyükbabası hakkındaki bilgiler ile bu mezarın varlığından, Türk kamuoyunun ve medyasının haberdar olmasından ciddi olarak endişe eden Org. BÜYÜKANIT, yahudi meslektaşlarından, geçmişine ait bu bilgilerin ve mezar yerinin sır olarak saklanmasını ve kamufle edilmesini rica etmiştir. Herhalde kaynak kaynak holding Türkiye Cumhuriyeti hiç bir dönemde sizin kadar ciddi çelişkili insanlar görmedi.Şimdi siz bunların ne derce sahih olduğunu falanda araştırmamışsınızdır. Sayın büyükanıt aslanlar gibi yerinde ve ülkenin geleceğini karanlık emellerine alet etmek isteyenlere karşı dimdik ayakta. Bu sınırsız vede hudutsuz nefretinizi yahudi düşmanlığınızın geliştirdiği ve bilinç altınızın sapır sapır döküldüğü basit molla nutuklarıyla açıklamanız anlaşılabilir bir olgudur. Ancak hala cevap bekleyen bir soru var yukarıdan itibaren.. Sızıntıda allemeyi cihanı sorguya çeken gülen neden ARABİSTAN,KUVEYT,LİBYA,KATAR gibi ülkelerde değilde ABD de.Yoksa ardı ardına saydığımız bu ülkelerden ancak cacık olabileceğini gülende anlamış olabilirmi. Hatta anlamışda anlamamazlıktan geliyormuş gibi yapıyor olamazmı?... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.