Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 ? Bir bulut sarsın evinin damını Azrail beklesin almak için canını Ben değil aşkım emsin kanını Damarların kurusun beni yıktığın için Giydiğin en güzel elbise kefenin olsun Yılanların olduğu yerde mezarın olsun Mezar taşında veremli yazılı olsun Okuyanın olmasın beni yıktığın için Sırat köprüsü vardır inşaallah geçemezsin... Melekler soru sorar inşaallah bilemezsin... Şayet girersen o cehennem denilen yere.. Çıkışın olmasın beni unuttuğun için... Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 DENİZ FENERİ Sen Deniz Feneri Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun Çocukluğun yıkık kentlerde Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti. Okuma yazmayı öğrendiğin Gazetelerdeki terör sayfaları Ve Haliç tersanelerinde korsanlar Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar... Her sokağın başında anaların isyanı dururdu Ve günler kısa ama geceler uzun olurdu. Bir kurşun bir liraya Ve bir hayat bir kurşuna mal olur, Senin doğduğun yerlerde İnsanlar can evinden vurulurdu. Sen Deniz Feneri Sarayburnu'nun dimdik delikanlısı Yavuz zırhlısında deniz piyade eri Yetmişikiye dört çakı gibi asker Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan Ve giderken bıraktığı sevdiğini döndüğünde bulamayan... Yıkar mı bizi bu sevda! Bir aşk delikanlıyı bozar mı be adam? Hadi kalk! Eski günlerde olduğu gibi Karanlığa yine ışık yak! Arka bahçedeki mahalle kavgalarında Kaşına sapan taşı geldiği günden beri Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri Can dostum ve kan dostum İster kalbine gömdüğün sevdamın aşkına İster Allah'ın aşkına Kalk bir ışık yak ve bir kor düşür yüreğimize Savaşmak ne güzel bir şey uğruna Ve yeniden âşık olmak... Ve Sen Deniz Feneri Sarayburnu'nun dürüst delikanlısı Kalbine gömdüğün aşkın Gönlündeki sevdan ve aydınlık gözlerinle Senin işin karanlığa korkuturcasına bakmaktı Ve sana en yakışmayan şey ağlamaktı. Deniz Feneri Unutmadık o günleri Sevdamız yüreğimizde gizli kalır Ve mahallenin kızına âşık olmak Ayıp sayılırdı Bir kıza âşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı Ve dünya dedikleri şey yalandı... Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz Silah çekmek ve tesbih sallamak değildi delikanlılık Tesbihi çekmek, silahı saklamaktı Yazık... Gün geldi delikanlılık kabadayılığa yenildi Sonra üç kuruşa satılan sevdalar ve ucuz aşklar Artık senin işin değildi... Sen Deniz Feneri Sarayburnu'nun dik ve yitik delikanlısı Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni Ne de geleceğe satılan aşklar Sen doğarken bir ölüm şaşkınlığıyla Gökyüzüne uzanmış düşmanlık türküleri Suçüstü yakalanırken en güzel umutların Gözlerini bir ihanet anında açmışlığın Ve yakmışlığın gecenin karanlığına en derin aydınlığını Hey Deniz Feneri! Parayla satın alınamayacak aşkların sevdalısı Çektiğin çileleri özenle saklıyorsun seyir defterinde Sarayburnu'nun dimdik ve yakışıklı delikanlısı... Gidiyorsun belki Deniz Feneri Sana "kal" diyemem giderken Sevmek kadar ölmek de kader Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün Ve sen ölsen bile bir gün Nâmın yürüsün Ve sen ölsen bile bir gün Nâmın yürüsün... Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 SEN ve gözlerin gelir aklıma ve sözlerin gidişin gitmiyor gözümün önünden ve izleri derin ilk değilsin bu senin de bildiğin ve yine biliyorsun sen son sevdiğim şimdi uzaklardasın ben çamlar arasında bir hastane odasında ciğerimde bir ince hastalık içimde kapanmak bilmeyen bir yara ve sanki elimde inadına bir sigara biliyorum dönmeyeceksin hatta arkana bile bakmazsın gün gelir belki bir yuva kurarsın oğlun olsa benim adımı koyar mısın gittin dağ gibi sevdamı devirip ardında gittin allahaısmarladık bile demedin sazlar çalınır çamlıcanın bahçelerinde o şarkıyı bir daha hiç söylemedim şimdi elimde bir bardak çay ve dudağımda buruk bir tebessüm kendi kendimi üzmemeye söz verdim ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde sevdim ısrar etmedin kendine beni sev diye beyaz bulutlar gibi sırtını rüzgarlara verip gittin bense durdum ve bekledim ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde sevdim Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 SEN VE BEN herkes dört gözle tatili beklerdi bense okulların açılmasını çünkü seni görmek vardı koridorlarda ve bana güleceğin günü beklemek. ben okul bahçesindeki ağaca, başharflerimizi sen gönlüme sevdanın adını yazmıştın ben sırama isimlerimizi sen kalbime ilk aşkı yazmıştın. senden sonra sana yazdığım şiirlerden haberin bile yok ve yağmur yüzüme vuruyor ve soğuk. okuldan sonra her dolma kalem, her lacivert kravat her beyaz gömlek ve yakalık ve her 12 aralık sen gelirsin aklıma çocukluk işte, belki de ilk Aşk belki de ilk delilik. seversin demiştin ya hani bundan sonra da inan ki o kadar kimseyi sevemedim ve o iki kelimeyi senden sonra kimseye ama kimseye söyleyemedim. belki hiç olmadın benim için belki de azdın ama olsun ben hep sana şiirler yazdım. ceketimi ve kravatımı saklıyorum hala birinin üzerinde tebeşir birinin üzerinde ayran lekesi ve Seni Seviyorum Hala elmayı da, havayı da, suyu da ve bilmeni istemiyorum hala sana şiirler yazdığımı ve bilmeni istemiyorum bütün bunları çünkü herşey böyleyken güzel en dokunulmamış, en yaşanmamış ve en tadılmamış haliyle. bir sahilde elele dolaşılmamış ve bir kafede çay içilmemiş haliyle herşey böyleyken güzel belki de ama sen gönlüme sevdanın adını yazmıştın ben aşkına tutulmuş bir deli candım sen gönlüme sevdanın adını yazdın ben aşkına tutulmuş seni ararım. Seni Seviyorum... Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 URFALI urfanın etrafı dumanlı dağlar yüreğim yanıyor aney içerim ağlar urfanın etrafı dumanlı dağlar o dumanlar içimi kaplar gezme ceylan bu dağlarda seni vururlar seni vuran kurşun benim yüreğim dağlar ve sevdam karalar bağlar urfalı ayağı kabaralı kunduralı benim sevdiğim başkasının gelini bu değildir sevdamın bedeli ağa kızı paşa kızı beni hor mu görürsün kır atının üstünde gurbete mi yürürsün yakışmadı ihanet edişin yakışmadı ihanet edişin ve gidişin bir yiğidi bırakıyorsun ardında giderken yaralı bir yiğidi can çekişen kır at gibi bu yiğidi vurmalı keremi aslı yaktı beni de sen urfalı göresim gelir kör olduğumu ve ölesim dumanlı dağlarda vurasım gelir kendimi yada mecnun olasım ağa kızı paşa kızı ele gelin giderken bu yiğidi vurmalı ferhatı şirin yaktı beni de sen urfalı urfalı ayağı kabaralı kunduralı benim sevdiğim başkasının gelini bu değildir sevdamın bedeli ibrahimi yakan ateşler var içimde fıratın suyu az gelir urfanın etrafı dumanlı dağlar o dumanlar içimi kaplar durma ceylan bu dağlarda durma seni vururlar seni vuran kurşun benim yüreğim dağlar ve sevdam karalar bağlar yakışmadı ihanet edişin yakışmadı ihanet edişin ve gidişin bir yiğidi bırakıyorsun ardında giderken yaralı bir yiğidi keremi aslı yaktı beni de sen urfalı urfalı başında al duvağı ayağı kabaralı kunduralı gel vur gitmeden gitmeden bu yiğidi vurmalı ferhatı şirin yaktı beni de sen beni de sen urfalı Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 BENİ SANA YÖNLENDİR Telefon numaranı bana yönlendir bundan sonra Arayan benden duysun sesini Ben anlatayım her günün, bütün ömrümün efsanesini Bütün hilelerini benden bilsinler senin Bütün yalanlarını ben söyledim sevdaların Her ayrılığın fâiliyim bundan sonra Ben yalancı, ben zalim, ben kaçak Ben sözümde durmaz, ben kazandığı gün çekip giden Benden bilsinler. Ben her hikayenin katili. Gamzelerine astığın suçluluğu, gençliğimin firâri fikrine yönlendir Arayan benden sorsun tarihinin ağır günahlarını Bırak benden bilsinler bu ayaklanmayı Bütün ipuçlarını bende arasınlar bu eylemin Bende kurulsun adaletin mahkemesi Yakınlarım çeksinler ipimi Sen yine yalancı şahit, meçhul tanık Sen hep olduğun gibi kal yani. Sen yine bana ödet harcadığın bütün kıymetli değerlerin bedelini Benden bilsin herkes hayata taktığın bu acıları Ben bağladım masumiyeti haraca Ben kestim bütün sevmelerin yüklü hesabını Aşkın sesini duyduğumda kaçacağım ben Ben bütün uyruksuz oyunların öz vatanı Ben yalnızlığın acı sitemi Ben eylemci, ben firâri, ben yok! Silah kullanmam hiç. Aldatırım ben Sen dünyanın bütün denizlerini, kuraklığının terkisine yönlendir bundan sonra Özleyen bende baksın gözlerinin mavi demine Bırak benden bilsinler sulak yerleşim bölgelerine giden toplu göçleri Çağların bütün savaşlarında da beni yensinler Bende arasınlar dünyanın aşka açlığının ekolojik nedenlerini Sen ölü kuşların kanatsız ruhlarına takılıp cennete git. Sen yine yalan söyle. Sen ihanet eder sevgiye Sen kavgalarımın ilk tokadını atıp kaçıver kalleşçe Sen sancı ol, deliliğimin koğuşu ol. Yok, yok. Sen yine.................. Benden bilsinler bu evin viraneliğini Ben yıktım binaların bütün duvarlarını Ben korktum yüreğimi açıp öpmekten Kaçtım işte bir aşkın esaretine düşmekten Kaçtım işte. Bütün gidişlerin sebebiyim aslında Ben korkak, ben deli, ben tokatçı. Ne kadar asil bir eylem olsa da Boyun eğilmez AŞKA! İçimde esaretin güftesini duyumsadığım an geçerim verdiğin her güzellikten. Ben asırlık sevdaların kelepçesine tüneyen hain kuşun ta kendisiyim. Sen en iyisi hiçbir şeyini yönlendirme bana Sen en iyisi beni sırtımdan vurmakla kal Yalnızca benden götürdüklerinden ibaret bir olay Yalnızlığımın baş ağrıları yıkan aklımı Sen bana hiçbir şeyini yönlendirme sakın Sen aslında kendini benden sakın Kişiliğine alışmak mümkün gibi Sigarayı bırakmak gibi yani alışkanlığını üzerimden silkelemek Yani ilk gün çıkmıyorsun aklımdan İkinci gün daha çok özlediğim belli olur Diğer günlerin halini hatırlamıyorum bile Bildiğim bir şey var hala ara sıra sigara gibi sabrımı yokladığım. Dumanında bir görünüp kaybolduğum Sen en iyisi hiçbir şeyini yönlendirme bana Batak sularda debinip dur Ara sıra ufkumda görünüp, kır dümenini sonra İnsanlığın tarihine çektiği bıçağı taşıyamıyor gururum Yokluğuna alışmayı sanki daha haysiyetli buluyorum Sen en iyisi benden uzak dur Ben yalnızlığın acı sitemi Ben eylemci, ben firâri, ben yok! Silah kullanmam hiç aldatırım ben! Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 BENİ TANIRSIN SEN Çok zamansız zamanlardan geçtim Samanı mayalanmadan saklanmış zamanlardan. Beni tanırsın sen! Vaatlerin yanar döner hiçliğini, Dağları ateşe veren arzuların kalleşliğini, Masumiyetin can yakan dönekliğin bilmişliğin de Aynı zamanlardan... Çocukluğumdan da uzak şimdi Sevdaya hasretliğim Aşkta kaybetmeyi marifet bilmişim Ve yüreğimin limanına sokulan her kadını Seve seve kaybetmişim. Ben bana gelene değilde Nedense hep benden geçene yeltendim Bir yanım günaha Bir yanım acıya öykünürdü Aklıma hep düşende Düşünüm gül yüzüydü... Beni tanırsın sen! Acının tadını sigarayla sevdim Sigarasız acılar çekemedim İçinde yar olmayan şarkıları ezberlemedim 'Sigaramın dumanı, yoktur yarin imanı' Bütün hüzzam sözleri sanki ben besteledim. Ud oldum, kanun oldum Sadece ve ancak tellerime vuruldukça inledim Unutamadığım en güzel şarkıydı keza Bana ağladığın efkarlı sesin... Bak gülüm! Sen bilirsin Mardin'de unuttuğum gençliğim Mardin'de yandığım cehennemim Gözünü sevdiğim, gamlı yarim Mardin'in yasında son nefesim Beni tanırsın sen! Küfür ederken de utanmadım Ciğerlerimi patlatıp ağlarken de Bir, seni seviyorum derken kızarırdı cemalim Hala da içimden sevmeyi tercih ederim. Beni bilirsin sen! Ne param kaldı ne anam kaldı yitirmediğim Hep söylerim, benim kaybetmişliğim doğuştan Ne dostlarım, ne şen mahalle Sadece biri vardı mazide Bileceksin adını sende Bilecek adını herkes İnan hiç kimse değil Bir o kaldı geçmişin içinde 24 yıl yaslı Mardin'e uğramadım Ayrılıkların anasını belledim Adam gibi bir ayrılık daha görmedim. Çok zamansız zamanlardan geçtim Samanı mayalanmadan saklanmış zamanları bildim Yangınım aşkların anasını satmışlığımdı benim Bak gülüm! İnanma sakın! ! Zaman her derde derman değil İçinden zaman geçmeyen yaralar var Zamanın uğramadığı diyarlar. Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 BİR ÇİÇEK ALDIM Dün gece yine yalnızdım Sokağa çıktım Ve kendime bir çiçek aldım Kendim almamış gibi yürüdüm sokaklarda Ve yalnız değilmişim gibi düşündüm Ama her gece gibi Dün gece de yalnızdım Ve kendime bir çiçek aldım Bir saat geri alınmış saatler Ben geri almadım Ve bir saat daha yalnız kalmadım Bir masaya oturdum İki çay ısmarladım Ben içtim Sen soğuttun Sana söyleyeceğim her şeyi yuttum Çok dert etmedim Çünkü yoktun Dün gece yine yalnızdım Rahat ağladım Yokluğundan gizlemedim gözyaşlarımı Ve lambaları hiç karartmadım Dün gece Her gece gibi yalnızdım Sokağa çıktım Ve kendime bir çiçek aldım Sen sandım Koklamadım Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 KORKUYLA UMUT ARASI Bilinmeyene yürümek garipti Hayat belki de Bilinmeyene yürümekten ibaretti Bir sonraki Atılıp atılamayacağı bilinmeyen bir adımın Götürüp götüremeyeceği bilinmeyen bir yolun Sonundaki bilinmeyenlerden oluşuyordu herşey Ve hiçbirşeyi önceden bilmek mümkün değildi Aslında yürütülmekti sonunu bilmeden yürümek cesur atılmalıydı adımlar korkuyla umut arasında Güneş açar ya da yağmur yağardı. Deprem ne zaman nereyi yıkar belli olmazdı En iyisi hazırlıklı olmaktı herşeye Umudu ve korkuyu elden bırakmadan... Kimin ne zaman, nerede, ne kadar olacağı belli olmadan. Önemli olan bir yerlerde olduğumuz sürece oranın hakkını vermek ve geride birşeyler bırakmaktı. Bir iş, bir eser ya da bir iyilik, Belki de kıyamet son iyilik yapıldıktan sonra kopacaktı. Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 METRİS Ben hep 17 yaşındayım Demir kapının her açılışında Her ayak sesinde içime sığmaz yüreğim Her türlüsünü tattım acının ve ızdırabın Yalnız seni özlerken kendimi yenemedim Çünkü; senden gayrısı haram Şu Metris'in önü bir uzun alan Bir tek seni sevdim gerisi yalan Cigara çekmedi canım hiç Çıkarken havalandırmaya Olmadı avluda atılmış voltam hiç Hele masmavi bir denize atılmış oltam Hiç mi hiç... İçerde bıraktım dünyayı Parmaklıklarla bölünmüş olarak Görmeye alışık gözleri Ve senin için yazdığım şiirleri, sözleri. Sana olan aşkımı Defterlere değil Metris'in duvarlarına yazdım Uykusuz geçen geceler akıllara zarar Kıramazdı beni duruşmada kırılan kalem Senin görüşlere gelmediğin kadar Şu Metris'in önü bir uzun alan Bir tek seni sevdim gerisi yalan Senin hasretindi hücreme dolan Yalnız seni sevdim gerisi yalan. Parmaklıkların elime bulaşan pası Havalandırmadan gelen hela ko0kusu Işık ve ufuksuz hücremde Gözlerim kuvvet kaybındaydı. Bir şişin ucundaydı ölüm korkusu Ve özgürlük kravatlıların avucundaydı Bir kazaydı gelişin Ya seni sevişim? Bir masaldı. 17 yıl 15 gece Bir ranzaydı yattığım Bir de oturduğum masaydı Ben gençliğimin en tutkulu aşkını Kağıtlara değil Gönlümün en derin nağralarını Kalemle değil Tırnaklarımla Metris'in duvarlarına yazdım Ve kanayan ellerime tuz bastım Çok mektup yazdım sana Ama hiç yollamadım Ben sana olan mektuplarımı Metris'in duvarlarına yazdım Ve üzerine zarf değil Mapushane kapılarını kapattım Şimdi bir şey yok yanımda senden kalan Şu Metris'in önü bir uzun alan Benim sevdam gerçek Senin aşkın yalan Hücrem değil hasretinle yanarım Senin için hergün hergün ağlarım Kanım hep içime akar kanarım Beni anlamadın ona yanarım..... Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 NAMIN YÜRÜSÜN Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğum Çocukluğum yıkık kentlerde Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti Okuma yazmayı öğrendiğim gazetelerdeki terör sayfaları Ve haliç tersanelerinde korsanlar Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar Her sokağın başında anaların isyanı dururdu Ve günler kısa Ama geceler uzun olurdu Bir kurşun bir liraya Ve bir hayat bir kurşuna malolur Benim doğduğum yerlerde insanlar can evinden vurulurdu Sen sarayburnunun dimdik delikanlısı Yavuz zırhlısında deniz piyade eri Yetmişikiye dört çakı gibi asker Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan Ve giderken bıraktığı sevdiğini Döndüğünde bulamıyan Yakar mı bizi bu sevda? Bir aşk delikanlıyı bozar mı? Hadi kalk Eski günlerde olduğu gibi Karanlığa yine ışık yak Arka bahçedeki mahalle kavgalarında Kaşına sapan taşı geldiğinden beri Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri Can dostum ve kan dostum İster kalbine gömdüğün sevdanın aşkın İster Allahın aşkına kalk Bir ışık yak Bir kor düşür yüreğimize Savaşmak ne güzel bir şey uğrunda Ve yeniden Yeniden aşık olmak Unutmadık o günleri Sevdamız yüreğimizde gizli kalır Ve mahallemizin kızına aşık olmak ayıp sayılırdı Bir kıza aşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı Ve dünya dedikleri şey yalandı Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz Silah çekmek ve tesbih sallamak değildi delikanlılık Tesbihi çekmek ve silahı saklamaktı Yazık Gün geldi nasıl da azaldık Sonra üç kuruşa satılan arkadaşlıklar ve ucuz aşklar Artık bizim işimiz değildi Ah sarayburnunun dik ve yitik delikanlısı Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni Ne de geleceğe satılan aşklar Gidiyorsun belki Sana kal diyemem giderken Sevmek kadar ölmek de kader Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün Ve sen ölsen bile bir gün Namın yürüsün... Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 SENİ SEVMEK DİYE BUNA DERİM BEN Seni sevmek diye buna derim ben, Sensiz sabahlara ermek, Gülmek seninleyken gülmek, Sensiz ne ağlamak nede ölmek? Seni sevmek diye buna derim ben, Sevdan kucağımda üç günlük bebek, Seni sevmek yaşamak demek, Sensiz ne ağlamak nede ölmek? Seni sevmek yanımdan geçerken, Kuru bir merhabayla başımı öne eğmek? Korkum senden aşk dilemek, Sevdamı bilmeyip yanımdan geçip giderken, Dönüp rüzgarla uçuşan sarı saçlarını uzun uzun izlemek? Seni sevmek diye buna derim ben? Hergün akşam yemeğini sensiz yerim, Aşka susamışlığım çöl, yaram derin, Şimdiye dek bu denli sevilmediğini bilirim, Ama içimde çağlayan nehri bir sır gibi gizlerim? Son bakışınla alev aldı içim, O alevi söndürmeye çalışır içimde çağlayan nehir, Bir bilsen her yeni gün nasıl büyür içimdeki yangın şehir şehir? Seni sevmek diye buna derim ben? Her yeni gün yeni bir yangın, Her yeni gün yeni bir vurgun yerim? Seni sevmek diye buna derim ben? Güzel gözlerin ömre ömür katar, Bunu birtek ben bilirim? Sen bu deli aşka kulak asma, Olsun ben sensiz gecelerde ölür ölür dirilirim, Her sabah sevginle hayata sarılır, Ve her sensiz akşamın sonunda yıkılır giderim? Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 SENİ YAĞMURDAN SONRA SEVECEĞİM Şimdi git.. Say ki, seninle içinden sevda geçen bir türkü söylemedik.. Say ki, gece mektuplarını, en güzel aşk şiirlerini beraber ezberlemedik.. Say ki, sevda trenini kaçırdığım durakta bir süre beraber beklemedik.. Sen git.. Ben gelemem bu yürekle.. Ya da kal.. Eylül yağmurlarını bekle.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Saçlarıma ak düşmemiş halimle.. Sen yaşlardayken.. Onsekizimde, yirmimde.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle.. Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Aşksız geçen onca yılı yakacağım.. Sevda alevinde kendi ellerimle... Şimdi git.. Say ki, seninle sahildeki çardakta hiç dondurma yemedik.. Say ki, oturup konuştuğun yaşlı ve yabancı bir adamdı.. Ve sevdadan hiç söz etmedik.. Say ki, hiç gülmedik.. Aynı şeyleri sevmedik.. Ve yağmurdan sonra beraber yürümedik.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Kimse bilmeyecek, herkesten gizleyeceğim.. Yağmurdan sonraki toprak kokusu olacak havada.. Seninle gökkuşağının altından geçeceğim.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Ve seni sevdiğimi kimseye söylemeyeceğim.. Belki bu dünya gözüyle gördüğüm son yağmur olacak.. Islak kaldırımlarda sırılsıklam yürüyeceğim.. Ben seni yağmurdan sonra seveceğim.. Ve bir gün ölürsem siyah gözlerinde öleceğim..... Uğur Arslan Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2006 KAVUŞURSAK BİTERİZ BİZ . Kavuşursak biteriz biz, Biz mutlu sonlar katiliyiz. Kavuşursak biteriz biz. Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz. Herkesin bildiği bir aşk, Herkesin attığı bir imza Herkes gibi değiliz biz. Belki biraz serseri, Belki biraz deliyiz, Ama kavuşursak biteriz biz. Pervane böceğinin mum alevine sevdası Ateş böceğinin susuzluğuyuz biz Yanar ama su içmeyiz Etrafında döner, ateşle dansederiz. Bize kimseden zarar gelmez, Biz zararı ancak kendi kendimize veririz. Severiz, özleriz, aşktan ölsek kimseye söylemeyiz. Biz artık biz değiliz. Ruhlar kavuşur ve konuşur gökyüzünde bir yerde Ama bedenen kavuşursak biteriz biz. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir, onu söyleriz, Kavuşursak biteriz biz. İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz, Dokunursak kanar ellerimiz. Kimselere söylemez gizli gizli severiz Ama kavuşursak biteriz biz. Bir kor var içimizde yanan, Onu küllendiremeyiz. Kimselere söylemez gizli gizli severiz Ama kavuşursak biteriz biz. Bir kor var içimizde yanan, Onu küllendiremeyiz. İstedeğimiz zaman gelip, İstediğimizde gidemeyiz. Kahve içip, gülüp, konuşup, başbaşa yemek yiyemeyiz. Ne bir filmdeki mutlu son, Ne de göz yumulacak bir kaçamak değiliz biz. Sadece özlemle severiz, Ve kavuşursak biteriz biz. Sevda iki kişinin birbirine aşkı değil artık. Artık her aşk her ağızda sakız. Biz birbirimize aslında her aşıktan daha yakınız. Belki ayrı şehirlerdeyiz, Ama her gece aynı mehtapta buluşur, Yağmur yağarsa, çıkar, Aynı yağmurun altında ıslanırız. Bu aşkı ancak biz biliriz. Şiirleri güvercinlerin kulağına fısıldar, Mektupları suya yazarız. Biz belki ayrıyız, Ama her gün aynı geceyi sabahlarız. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir onu söyleriz. Kavuşursak biteriz biz. Uğur Arslan Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.