AKIL DUVARIN ARKASINI GÖREMEZKEN NASIL OLURDA EVRENİN SIRRINI BİLİR

[Misafir ali0_1]

Bak kardeş lafı çok çeviriyorsun...

 

1)Ben sana hakaret etmedim...

 

2)Bilim adamının birilerinin dediği gibi din vb. etkilerden uzak olması imkansızdır;uzak olmadığı sürece de yorumlarını etkileyecektir bunlar;ve bununla birlikte manevi tarafını bür kenara bırakmak gibi bir şey olamayacağı için bu tür insanlar üzerinden düşünürsek din bilimle çelişir diye bir şey yoktur;aksine İslam ın yükseliş çağlarında bir çok bilim adamı din eğitimiyle birlikte eğitim alarak yetişmiştir;yani benim taktığım mesele bilim adamının müzik zevki değil...

 

3)Bilim kalıba sığdırılamaz;yaptığım en esnek tanımlama da şudur:Bilim bilginin akıl-yürekle işlenmesi ve yetenekle sunulmasıdır...

 

[Φ katar]

Sevgili arkadaşım, sonunda sorunumuzu ve birbirimizi anlamamamızın nedenini anladım. Bu senin bilim tanımında yatıyor.

 

Bilim kalıba sığdırılamaz;yaptığım en esnek tanımlama da şudur:Bilim bilginin akıl-yürekle işlenmesi ve yetenekle sunulmasıdır...

 

Sanırım burada yürekle duyguları kastediyorsun. (Etmesen de çok önemli değil) O zaman bir insanın edindiği bir bilgiye göre, yeteneğini ortaya koyup akıl yürütmesi bilimdir. Haklısın arkadaşım, o zaman din bilimdir. Gerçekten bu tanıma uyan her türlü eylem bilimselse, sonuna kadar haklısın. Bir spor yorumcusunun bir maç hakkındaki verilerden, aklını kullanarak yetenekle sunması da bilimdir. Çarpıttığımı söyleme, senin tanımına uyuyor.

 

Meğer sorun bilim kavramından anladığımız manaların farklı olmasıymış. Senin bilim tanımına göre haklısın, din fazlasıyla bilimseldir. Sanırım bu konuda anlaştık.

[Misafir ali0_1]

Şimdi yine basitledin örnekle...

 

Hayır...

 

Eğer o yorumcu verileri gerçekten özümsemişse;yani falanca futbolcuyu sadece kağıtlardan ve istatistiklerden değil aynı zamanda sahadan da tanıyorsa sahip olduğu futbol bilgisidir...

 

Peki yaptığı gerçek bilim midir???

 

Tabi ki hayır...

 

Ama olayı futboldan çıkarıp spor olarak,vücut gelişimi olarak da bilgi birikimi varsa;sözünü ettiğim karışımı da yapabilmişse bu iş onun bilimidir...

 

Hayatını ve işini benimsemiş bir balıkçı da aynen böyle ifade edilebilir...

 

Sidartha diye bir kitap vardı okuduysan daha iyi anlarsın belki;sözünü ettiğim balıkçı da ordaki gibi olduğunda bilgedir demek için elimizde yeterince delil var demektir...

 

[Φ katar]

Sevgili arkadaşım verdiğin tanımla benim verdiğim örnek çelişmiyor.

 

"Futbol yazarı, olayı futboldan çıkarıp spor olarak, vücut gelişimi olarak da bilgi birikimi varsa;sözünü ettiğin karışımı da yapabilmişse" derken, verdiğin bilim tanımına hangi eklemeleri yapmış oluyorsun. Lütfen tanımındaki eklemeleri yaparsan, yani tanımı yeterli hale getirirsen anlaşmazlıklarımız ortadan kalkacak. Çünkü, kavramlara farklı anlamlar yükledikçe anlaşma olanağımız yok.

 

Dediğin kitabı okumadım, ama şu an bilgenin tanımına girmeyelim bence, bilim kavramından devam edelim.

 

Saygılarımla...

[Φ katar]

Bu arada arkadaşım ben senden bilimin kesin bir tanımını istemiyorum. Sadece belli özelliklerini ve olmazsa olmazlarını istiyorum. Zaten amacım tanımdan seni yargılamak değil, sadece bu kavramdan ne anladığını öğrenmek.

 

Saygılarımla...

[Misafir ali0_1]

Bu özellikleri ben ortaya koyamam ama düşüncelerim var tabi...

 

Önce cevher derim ben...

 

Sonra sağlam yürek ve akıl...

 

Adabıyla(sanırım bu nokta ayrıldığımız nokta) alınan bilgi...

 

Bu bilginin işlenmesi(size de anlatamadığım nokta bu galiba)...

 

Evet ben şimdilik bu kadarını söyleyebilirim...

 

Unuttuğum,atladığım,sizinle örtüşmeyen noktalar da olabilir tabi...

 

[Φ plusbrain]

Cüce Akıl Bilmece Salıncağında çocuk

Bir ufacık Fıçıcık içi dolu turşucuk.

 

Akıl akıl olaydı Adı gönül olurdu

gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu..

 

N.F.KISAKÜREK

 

Aklını en fazla kullananlar aklı küçümseyenlerdir. Gazali ,Pascal ve Descartes bunun en güzel örnekleridir.

 

Maveradan bekler iken bir haber perde kalktı öyle gördüm ben beni..... NİYAZİ MISRİ

 

Gözüm gönlüm Aklım fikrim var deme hepsini öldür

çünkü sana çöl gibi gelen o göl diyorsa göldür....

N.F.K

 

etkileyici, imzamı atıyorum bu sözlere...

[Φ enkas]

SEVGİLİ KATAR

"Kendi iddia ettiklerine şüphe ile bakmayı günah sayan"diye birşey yokki dinde.Sahabeler her anlamadıkları konuları hiç çekinmeden mertçe gelip hz.peygambere soruyorlardı,islamda hiçbir zaman şüphe günah sayılmamıştır,bilakis dindeki lakaytlığı atmak taklitten tahkike çıkmak için bir motor güç olarak görülmüştür.

islamın özünü anlamayıp bugünkü müslüman geçinenlerle islamı bir kefeye koyp bununla herhangi bir yargıya varırsanız büyük bir haksızlık etmiş olursunuz.şüphe belki o şüpheyi kaldıramayacak ve bu sebepten buhrana düşecek küfre girecek embesiller için zararlı görülmüş olabilir.

 

iknci olarak

kim inkar ediyor bu evrimi kardeşim

rabbimizin yaradış modeli ne var ki

kutsal kitaplar buna o kadar güzel işaret ediyorki,

mesela tevratın tekvin babında insanlığın iki kere yaradılışı anlatılır

biri biyolojil

diğeri sosyolojik

biyolojik anlatımda adem ibaresi yoktur

insan ne zaman medeniyetle şereflendi bir aile kuracak seviyeye geldi işte o zaman adem çıkar ortaya

yani adem insanlığın ilk medenileştği dönemin bir prototipidir.

adem arketiptir,insanlığın şahsı manevisidir.

yoksa ilk insan değil arkadaşlar

bu dinde o kadar açık ve netki

hatta hadis var"ilk resul nuh'tur "diye

ibni arabi'den bu zamana kadar tüm ehli hakikat bunu biliyordu,eserlerinde işlemişlerdi

siz şimdi onca yıllık islam kültür medeniyet ve ehli hakikatini bırakıp;

bu asırda materyalistleşmiş olduğu için beyni hiç bir hakikate inanmayan ve evrim gibi bir realiteyi dahi dinsizlere kaptırmış.onların su-i istimaline sebeb olmuş taklitten çıkamamış müslümanların sözleriyle fikirleriyle islamı yargılamaya kalkıyorsunuz öyle mi?

hayır asla ve kat'a

bu büyük bir haksızlık olur,,yaşadğım sürece buna izn vermemek için elimden geleni yapmaya çalışacağım

HAKKI BULMANIZ TEMENNİSİYLE AMA UZAKLARDA DEĞİL VARLIĞIN İÇİNDE

[Φ ahirzaman]

Selam sevgili arkadaşlar, bu forma çokca yazılar yazdım, aylar süren araştırmalarımı paylaştım burada sizlerle, en son geldiğim nokta şu ki: akılla sorgularsanız son geleceğiniz nokta Allah'ı bile inkar etmek ve buda büyük bir hüsran insan için. o nedenle şunu diyorum ki akıl vahyi bilgiye teslim olmadıkca gerçeği bulamaz. vahyi bilgiyide en güzel açıklayan Hz Muhammed (s.a.v) dir. onun güzel ahlakı ve Allahın seçilmiş elçisi olması en güzel şekilde bize yaratılışın ve evrenin anlamını izah etmektedir. bu nedenle akılla sorgulamam sonucu Kuran'ı açıklamaya çalışıtğım tüm yazılarımın koca bir hiç olduğunu ilan eder. asıl gerçeğin Hz resullullah'ın bilgileri ,hadisleri ve sahabenin şanlı yaşantısı örnek alınarak Allah'a teslim olmak olduğunu anladım. Beni hidayete eriştiren rabbime sonsuz şükürler olsun.

 

mübarek yazdığında hoş tespitler var ancak...büyük anlatım yalnışlığı var...

yani yam yam ın anladığı aktardığı şekilde olmamamlı eyer öyleyse zaten şüphe duyarım hatta Allah bilitr ateistsinde kafa karıştırmaya çalışıyosun DERDİM ama hüsnü zan yapacağız yani gerekeni

sevgili evrensel mesaj kardeşim bence anlatmak istediğini anlatamadın....

Bence düştüğün durum şu...

Akıl bazı şeylerde yetersiz kalıyor ki kalmasaydı kelam peygamber gönderilirmiydi...

bunların ışığında kullanırsak aklımızı doğru yolu buluruz...

Ancak bu aklını kullanmamk yada tersini yapmak değil doğru şekilde kullanmaktır...

Biliyoruzki dinimizde tafsili iman kavramı var... ve en makbul olanı odur....

sevgili yam yamın söylediği gibi bir husus yok ama seçtiğin kelimeler kendini ifadeni zorlaştırmış...

 

Allaha emanet olun....