Φ berceste Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Hırs, doyma bilmeyen bir arzu ile bazı şeyleri istemek, şiddetli istek ve arzu manalarına gelir. Bediüzzaman'ın ifadeleriyle hırs, sebeb-i hasârettir. Yani, mutlak manada hırslı olan kişi maddî-manevî kaybetmeye aday demektir. İnsan, meşru dairede olan isteklerde bulunabilir. Ancak bu konuda hırs göstermek ve hep memnuniyetsiz davranmak insanı bataklığa sürükler. O yüzden hüsrana uğramamak için hırsı terk etmek veya onu hayra/iyiye kanalize etmek gerekir. Hırs ile haset arasında ciddi bir irtibat vardır. Aslında dünya insanın bütün isteklerini karşılayamayacak kadar küçük bir yerdir. Bu dünyada elindekiyle yetinmesini bilmeyen ve hırsla daha fazlasını isteyen insan bunların hepsine ulaşamaz ve çevresindeki insanların sahip olduklarını kıskanmaya başlar. Aslında o kimsenin de sahip olduğu bir sürü güzellik vardır, ama elindeki güzellikleri görmek yerine başkalarınınkilere bakıp kıskanmayı tercih eder ve kendinde olmayan güzelliklerden dolayı da hep şikayette bulunur. Bu kanaatsizliğini tedavi etmez ve hırsından vazgeçmezse, hastalığı daha da ilerleyerek hasede dönüşür ve insanların elindeki şeylerin onlarda değil de sadece kendisinde olmasını arzu eder. Gerekirse onlara sahip olmak için hilelere ve zorbalıklara başvurur. İnsan, hayatı boyunca pek çok konuda hırslı olmadan edemez. Bu da gayet normaldir. Zira hırs insanın tabiatında vardır. Bu konuda asıl önemli olan, hırs hissini insanın doğru yerde kullanmasıdır. İnsan öyle şeylere karşı hırs gösterir ki aslında bunun, onun manevî dünyasında bir arpa kadar değeri yoktur. Meselâ bir insanın dünyevî-uhrevî hiç bir kaygı gözetmeksizin, "Sosyal hayatta kademem şöyle olsun, hayatı şöyle yaşayayım, maaşım şöyle olsun, her imkana kavuşayım" gibi temennileri, insana kaybettiren zararlı birer hırs ifadeleridir. İşte bu manadaki hırs, hüsrana sebebiyet verir ve insana hayatın pek çok alanında kaybettirir. Allah Rasulü'nün hırsı nasıldı? Öte yandan öyle şeylere hırs gösteren bazı insanlar da vardır ki, onlar bununla Allah Rasulü'nün mübarek bir vasfını kazanmış olurlar. Cenab-ı Hak, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) için "Harîsun Aleyküm... - Size karşı çok hırslı..." (Tevbe, 9/128) buyurmaktadır. Tabii Nebiler Serveri (sallallâhu aleyhi ve sellem), insanların iman etmesine, âlemin O'nun nuruyla nurlanmasına, herkesin sırat-ı müstakime ulaşmasına, hiç kimsenin gözünün kapalı kalmamasına ve zikzaklar çizmemesine, herkesin gözünü açıp Allah'ı görmesine ve doğru yolu bulup Allah'a ulaşmasına karşı çok hırslıydı. İşte hırsın böyle mukaddes olanına ve insana fayda getirenine talip olmak lazım. Hırs yapılacaksa Allah'ın rızasını elde etme ile Allah ve Rasulü'ne ulaşma mevzuunda yapılmalıdır. Hırs olmadan dünyayı imar etmek imkansızdır. Doğrudur. Fakat bu uğurda hırsa takılıp arzu ve isteklerinin kölesi olarak yolda kalmak tehlikesi de söz konusudur. Bu açıdan denebilir ki, insan bir taraftan kazanma, bir taraftan da kaybetme kuşağında bulunmaktadır. Bu makam (hırs) öyle bir yerdir ki, bu makamda dünyalar kazanılabildiği gibi, -hafizanallah- dünya ve âhiret kaybedilebilir de... O yüzden dikkatli olmalı ve hırs gösterdiğimiz şeylerin bizi bizden almasına izin vermemeliyiz. Netice itibariyle herkeste hırs hissi vardır. Fakat hırsın babayiğitleri, azimli, imanlı, olabildiğine doğru; son derece emin, vazifelerinin şuurunda, Hak rızası konusunda fevkalâde hırslı, günahlara karşı her zaman dimdik ve kararlı, insanları doğru yola çağırmayı hırs edinen kahramanlardır. ALİ DEMİREL Alıntı
Φ çoban Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 173, 5. Kibirden sakınınız. Hiç şüphe yok ki kibir, şeytanı Adem (a.s)'a secde etmemeye sevketmiştir. Hırstan da sakınınız. Zira hırs, Adem (a.s)'ı malum ağaçtan yemeğe sevketmiştir. Hasedden de sakınınız. Zira Adem (a.s)'ın iki oğlundan biri, kardeşini ancak hased sebebiyle öldürmüştür. İşte bunlar, her hatanın aslıdır. berceste kardeşim allah senden razı olsun çok güzel konulara deyiniyorsun bende bu konuyla ilgili bir hadis yazayım dedim. Alıntı
Φ berceste Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2006 Tşk... Rabbim cümlemizden razı olsun inş... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.