Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2013 Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2013 Mysterion:Genel ibadetler ile birlikte mevcud olan ve fakatmahiyet'ten gizli olan, yalnız vâkıf olanlara özel,ve ancak mahremler tarafından bilinmesi gerekli olan mezheplerin bütünü.Dinde: Mü'min'in inanması gerektiği kabul edilen fakat aklın üstünde/aklı aşan bilgiler olduğundan anlayamadığı, ama iman eseri olarak kabul ettiği içedoğuş, sezgi, ilham yoluyla bilinen itikâtlardır.Felsefede: Sembol ve şekil altında gizli olan manâ.İnsan aklı için anlaşılmayan şey.Yunanca "Mysterion" deyimi: Gizli şey, başkasınasöylenmesi uygun olmayan, bir haber, ibret verenbir olay, gizli bir sırrı ifade etmek için kullanılır.Metapsişik Terimler SözlüğüErgün ArıkdalRuh ve Madde Yayınları-1971 Etimolojik olarak MİSTER kelimesi, Grek kökenli MYEIN/KAPAMAK fiilinden türemiştir. Mister'ler, katılan adayıninisiye*edilmesi gerekli türden gizli kült**ler olduğu için, dudaklar ile gözlerin "kapatılması" söz konusuydu.Aydınlanma/İnisiyasyon/İrşad yolunda üç bilgi kanalı ifade edilmektedir:1. Mathesis/Riyazet:-Fenn ve matematik bilgileri öğrenimi.-İhtisasî ve istatistikî bilgiler.2. Gnosis/yüksek akıl, olgunlaşma: -Tefekkür ve sezgi kanalı bilgileri.-İrfan-Knowledge of spiritual truth: -Spiritual seviye bilgisi,-Hıristiyanlığın başlangıcında ruhani sırları ve yaradılışın sırrını bilmek noktası.3. Pathesis/Rabıta'nın kurulması:-Üçüncü göz'ün açılması.-Görme yeteneği artışı.-Tabiî şevk ve meyil ve heves.-Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. -Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret.-Tabiî şevk ve meyil ve heves.Misterler bu üç tür bilginin hepsini birden edinmek/üç kanal bilgi müfredatını tamamlamak sonucunda aydınlanmayı amaçlar.Not:-Bu son nokta, "ferdiyet" olarak anlaşılabilir:-Cenâb-ı Hakk'ın birliği. -Vahdetle bütün kâinata birden tasarruf eden Allah'ın (C.C.) sıfatı. -Ferdiyet mânası insanlara isnad edilirse: Sadece bir olup, benzeri dünyada bulunmayan kimsenin sıfatı olur. Sadece Kur'andan ders alarak irşadda bulunabilen büyük velilik. Hiçbir şahsı merci yapmadan doğrudan doğruya Kur'andan ders alan ve ders veren büyük zâtın makamıdır. -Osmanlıca Lügat İnisiyeye "mystes", inisiyeyi Misterlere takdim edene,"mystagogos/önderlik eden" denirdi.Myster/Mister/Master; bu sistemde ÖĞRETİCİ ve deUYGULATICI ÖĞRETMEN olarak bilinir.Bu kültlerin liderleri arasında, "hierophantes/hierofant/kutsal konuların açıklayıcısı" ile, "dadouchos/meş'aletutucusu" gibi rütbeler yer alıyordu.Bir Mister topluluğunun uygulamaları, hep birlikte yenenyemekler, hep birlikte yapılan danslar ve kendine özgütörenlerden oluşurdu. Aynı yemeği yiyen ve içkiyi içen,aynı danslara katılan, aynı gösterilere tanık olan kişiler,artık aynı bünyenin üyeleri haline gelirlerdi.Mister inançları, Greko-Romen dünyasında resmi halkdinlerinin sağlayamadığı, dinî deneyimleri edinmeninbir yolunu insanlara sunan gizli kültlerdi. Bu kültlerin kökeni, dünyanın çoğu yerinde ilkel halklar tarafındanuygulanan kabile törenlerine kadar gider.İlkel topluluklarda, bir klanın/komünün/kavmin ya da köyün tüm üyeleri inisiye olurken, Grek aleminde iseinisiyasyon, bir kişisel seçim konusu olup çıkmıştı.Mister dinleri, İS.1 ile İS. 3. yy. arasında en şatafatlıdönemlerine ulaşmışlardır. O günlerde insan, bu türbirçok dinden istediğini seçiyordu.-Mystery Religious Richard Cavendish-PSİ-Macropedia-Kişisel ilâveler *İNİSİYASYON/İRŞAD:-Doğru yolu göstermek. -Akli ve kalbi, mukni ve te'sirli eserler veya sözlerle gafletten uyandırıp hidâyet yolunu göstermek. -Cadde-i kürba-yı Kur'aniye yolunda selâmetle devam ettirmek. -Allah'a ibadet ve itaata kavuşturmak. -Veli bir zâtın, bir kimsenin hidâyete ermesine vesile olması.Istılah/Terim olarak İnisiyasyon: -Hak ve hakikatı arayan kimselere bir mürşid-i ekmelin Kur'ânî ve İslâmî eserleriyle veya sözüyle Sırat-ı Müstakim olan İslâmiyet yolunu tanıtması ve tarif etmesi. -İmanı kuvvetlendiren ve inkişaf ettiren tahkikî ve yakînî delillerle hak ve hakikatı talim ve tedris etmesi. ** KÜLT/CULTE:-Din, mezhep, tarikat/inanç/tapınma/tutku/heves-Yerel özellikler taşıyan dinî törenler-Belli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. ** CULTUVATE;-Tarlayı sürüp ekmek, yetiştirmek.-Terbiye etmek/beslemek.-(başka bir kimseyi) Kendine bağlamaya çalışmak. -Kibarlık, incelik, münevverlik, irfan. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2013 .. Aydınlanma/İnisiyasyon/İrşad yolunda üç bilgi kanalı(mathesis, gnosis, pethesis) olduğundan bahs etmiş ve Misterlerin, bu üç bilginin tümünün edinilmesi sonucundaaydınlanmayı amaçladıklarını söylemiştik. Ancak, adaya,yüksek öğretileri şahsen deneyimleme fırsatını vermek suretiyle, özellikle üçüncü aşama müfredatının üzerinde durulurdu.Bazı Myster inisiyasyon sistemlerinde ise, başlıca iki düzey uygulamaları görülüyordu:1.İsteyen herkesin katılabildiği; "EGZOTERİK/EXOTERİC" dış halka:-Kolay anlaşılabilir, gizli olmayan, nesnel bilgiler.-Figüratif/süslü, sembolik, mecazî anlatımlar.-İnnî/sonsal/a posteriori/duyusal deneyimler.-Imparted: yöresel moda terimler ve nominal/ismî ifadeler kullanarak bilgi aktarımı.2.Seçilmiş birkaç kişi için oluşturulmuş; "EZOTERİK/ESOTERIC" iç halka:-Belirli bir grup tarafından anlaşılan veya onlara hitab eden/Hususî, özel, anlaşılması zor. -A priori/kablî/deneysellik dışı/us'tan gelen. -Gizli, saklı, mektum.-Ebced, Cifr-Mukattaat:"Bir zaman Benî İsrâil âlimlerinden bir kısmı Huzur-u Peygamberîde surelerin başlarındaki $ gibi mukattaât-ı hurufiyyeyi işittikleri vakit, hesâb-ı cifir ile dediler: "Yâ Muhammed! Senin ümmetinin müddeti azdır." Hz. Resul-ü Ekrem onlara mukabil dedi: "Az değil!" Sâir surelerin başlarındaki mukattaâtı okudu ve ferman etti: "Daha var." Onlar sustular. -ŞUALAR İnisiye adaylarının kesinlikle ketum olmaları şarttı.Kendilerine ifşa edilenleri hiçbir zaman başkalarına açıklayamazlardı. Gizli bir bilginin açık/bilinir hale getirilmesinin, bilgiyi gücünden yoksun kılacağına, içeriğini ayaklar altına alacağına ve taşıdığı süptil* hakikatleri negatif tesirlere açacağına inanılırdı. İşte bu ketumiyet sayesinde, uygulanan ayinlerin çevresinde bir mistik daire çizilmiş oluyor ve bu majik örtü kapsamında bir te'sir birikimi oluşturuluyordu.KUR'ANRA'D: 11 Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindeki/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez.(olaylar ve sorunlar karşısında hükme giderken temel aldıkları kişisel ölçülerini mental'de/zihin'de ve uslam boyutunda değiştirmedikçe/düzenlemedikçe,) **SUPTİL/SUBTLE:-Hoş, tatlı, ince, incelikli,çözümü zor.-Ustaca yapılmış/düzenlenmiş.-Mental farkındalığın artışı ile, beden ve çevresinde/ causal boyutta duyarlı, hassas bir enerji/erk alanı oluşumu / AURA. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 .. Ezoterik İnisiyasyon Nedir?Ezoterik İnisiyasyon/Erginlenme, Tekris;"dışarıdaki/yabancı/harici/bigâne" kişinin "içeri" alınması,"mahrem" kılınması, ezoterik topluluğun "üyesi" durumunagetirilmesi ve ezoterik bilginin ışığına kavuşmasıdır.Ezoterik İnisiyasyon; bireyde, varlığın bir alt aşamasındanbir üst aşamasına geçişi ruhsal olarak gerçekleştirmeye yöneliksüreçtir. Burada amaç, bir takım simgesel eylemler,fiziksel edimler aracılığıyla, bireye yeni bir yaşama "doğmak"üzere "öldüğü" duygusunu aşılamaktır. Bu nedenle, kimi ezoterik örgütlerde inisiyasyona, İkinci Doğuş da deniyor.İnisiyasyon yoluyla, kişi daha "yetkin" bir tinsel duruma girmekte, "üstün" bir evrene ulaşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, inisiyasyon, en derin anlamıyla, bir çeşit "tanrılaştırma' dır.Temel işlevi, kişinin, dışarı yaşamındaki her türlü koşullu durumunun ötesine geçmesidir. Böylesi bir "tanrılaştırma" eylemi, evrenin özündeki "büyük varlığın" bireyde belirmesi olgusunu varsayar.Bu varsayım temelini Panteist düşüncede bulmaktadır.Evren ile Tanrı'yı bir ve aynı şey sayan öğretilerin ve inanç sistemlerinin genel adı Panteizm'dir. Kamutanrıcı da denilen Panteizm'in temel ilkesine göre, evrende bulunan her şey tek bir Varlık'tan oluşmuştur. Gerçek varolan bu tek Varlık'tır ve bütün nesneler ve canlılar onun çeşitli görünümleridir. Kadim gizemci ve ezoterik toplulukların çoğunda Panteist ilkeler benimsenmiştir.Felsefe olarak Stoacılık ve Neoplatonizm'de panteist anlayışlar vardır. Kabalacılık tümüyle panteisttir. Vahdet-i vücut anlayışı ile Tasavvuf 'ta da panteist olgu kabul görmüştür.Birey, inisiyasyon yoluyla, kendinde zaten varolan bir özü canlandırmakta/ uyandırmaktadır. Bu bir "iç" gerçekleşmedir.Bu nedenle, ezoterik inisiyasyon uygulanan kişinin, belirli bir takım özellik ve eğilimlere baştan sahip olması gereklidir. İnisiyasyon kelimesinin batı dillerindeki karşılığı olan; "initiation" sözcüğü, Latincedeki "initium" sözcüğünden türemiştir."Initié" ise aslında "yola koyulmuş, başlamış" demektir.Ayrıca, gizemli bir yola girmek üzere bireye imtiyazlar verilmesi törenlerini de kapsar.Ezoterizm'de en önemli kavram "Initiation/Inception"dır.Ezoterizm; Batıniyye/İçreklik; bilgilerin ve görgülerin kapalı bir topluluk içinde ve aşamalı olarak verildiği çalışma ve öğreti sistemidir. Asıl ya da gizli olan gerçeklerin, anlayabilecek yetenek ve bilgide olan kişilere aktarılabileceği görüşü ezoterik sistemin özüdür.Sistemin üç önemli özelliği vardır:-Öğretiyi alacak olanların özenle seçilmelerinden sonra,inisiyasyon yöntemi ile topluluğa kabul edilerek, yine aynı yöntemle ilerlemeleri.-Öğretilerin bir dereceler silsilesi içinde verilmesinin yanısıra hiyerarşik yapı gözeten bir örgütlenmenin bulunması.-Öğretilerin kapsamında simge, allegori ve özdeyişlerin kullanılması.Ezoterik yaklaşımın özü; bireyin kendi kendini aydınlatamaması olgusuna bağlıdır.Genelde, ezoterik öğreti uygulamasına karşın; kimi zaman Mistisizm/Tasavvuf/ Gizemcilik kavramları ile ezoterizm kavramı bu noktada ayrılırlar.Mistik kişi; mutasavvıf/gizemci çoğu zaman elini eteğini dünyadan çekmiş bir "münzevi"dir, düzen ve denetim dışıdır, hatta disiplinsizdir. Gerçeğe bir anda "sezgi" yoluyla varabilir. Oysa, ezoterizm'de, kişi ancak "inisiyasyon"a dayalı bir örgüt initiatique/başlatıcı bir örgüt tarafından ışığa kavuşturulabilir. Ezoterik örgüt kişiye, öncelikle ruhsal bir etki aşılar, sonra bu etkinin üzerine bir "öğreti" kurmaya çalışır; bunu yaparken de belirli bir hiyerarşik yapıyı ve disiplini izler.Mistisizm'in bazen salt bireysel düzeyde kalabilmesine karşın, Ezoterizm daima örgütsel bir yapıdadır.Mistisizm; duygu ve sezgiye dayalı bir inanç yolu olarak, us ile deney alanı dışında, duygu ve sezgilerle gerçeğe ulaşma anlayışıdır. Tanrıbilimsel açıdan, kişinin kendi içine kapanarak, Tanrı'yı kendinde araması biçiminde de tanımlanır. Mistisizmin son aşaması, Tanrı'nın varlığında eriyerek, kişiliğin yok edilmesidir. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 .. İnisiye olan kişinin üzerinde oluşturulan ruhsal etki, altında yatan nitelik olarak, i"nisiyasyon töreni"nin,"haricilere aktarılamaz" olan temel niteliğidir.Aristoteles, Eleusis Gizemleri' nden söz ederken;"öğrenmek yerine hissetmek" diyordu.İnisiyasyon sırasında da, aktarılan bir öğreti yoktur,yaşanan yoğun duygular vardır. Fakat, bu duygular,ilerde öğretinin serpileceği uygun arka plânı/zeminide yaratmaktadırDemek oluyor ki; "inisiyasyon"un gizemi ya da hikmeti"dile getirilemez, sözcüklerle anlatılamaz" bir gizemdir;ancak ritüeller vasıtasiyle yaşanır, çilesi çekilir, hissedilir.Gerçekten, bütün ritüelleri en ufak ayrıntısına varıncayakadar hariciler tarafından bilinse bile, ezoterik örgütleringizemleri tam olarak çözülemez ve çözülemeyecektir.Zira bu gizemler sadece kişisel olarak yaşandığı zamanduyumsanabilir.Bütün ezoterik örgütlerde bulunan ve yüzeysel olarakincelendiğinde anlamsız görünen bu ritüellerin, aslında,ister korkutucu olsun ister yadırgatıcı olsun, inisiye olankişilerin üzerinde bazı psikanalitik tedavi etkisini andırantinsel yankılanmaları vardır.Bu durumda, inisiyasyon yoluyla, birey kendi kendini"gerçekleştirmekte", yetkinleşme sürecine ilk adımlarınıatmakta, kendi özünde saklı olanları teoriden eylemseleyöneltmektedir. Üstelik bu durum bir kez kazanılınca, birdaha yitirilmeyen bir niteliktir. İnisiyasyon olgusu artıksürekli bir "durum"dur.İnisiye olmak bir daha geri alınamaz bir özelliktir.Sonuç olarak; Ezoterik İnisiyasyon:Kişinin önceden belirlenen eğilimleri ve özellikleri üzerineyapılandırılan; Bariz bir ruhsal etki yaratarak, kişinin bilinçaltına yönelen;Bireyin kendisinin tamamlaması gereken bir "saklı özüngerçekleştirilmesi" çabasından oluşan üçlü bir süreçtir.İnisiyasyon Törenlerinin Nitelik ve Amaçları:Ezoterik örgütlerde, İnisiyasyon Törenleri, bireyin benliğinietkilemeyi amaçlayan ve hem fizik ve hem de tinsel birer"sınav" niteliği taşıyan deneyimlerdir. Aslında, inisiyasyon,ezoterik örgüt üyelerinin, haricilere açmamak konusundayemin ettikleri bir "gizem" dir.Törenlerin, katılanın kişiliğine bağlı olmayan, kendiliğindenbir etkenliği vardır. Bu etkenlik, törenin kendi içeriğindenkaynaklanmakta olup, töreni yöneten ve düzenleyenlerin,ayrıca diğer katılımcıların kişiliğinden bağımsızdır. Töreniyöneten önemli değildir, önemli olan törenin işlevidir.Buradaki yaklaşım, dinsel yaklaşımla paraleldir; örneğin,namazın değerinin, imamın kişiliğinden bağımsız olmasıgibi.Diğer yönden etkin sonuçlara ulaşabilmek için, uygulamanınritüeline, en ufak ayrıntısına kadar uyulması gerekmektedir.Ancak, yine de, eğilimleri açısından yatkın olmayan kişilereuygulanan inisiyasyon'nun etkisiz kalması olasıdır. İşte bunoktada, dinsel yaklaşımdan ayrılınır; örneğin, hristiyanlarda,vaftiz töreni, eğilimine bakılmaksızın herkese uygulanır. Gizemci aradığı ışığa, bilgiye bir anda sezgiyle ulaşabilir.Buna karşılık, inisiye olmuş kişi, bilgiyi ancak, zamanla vebir takım aşamalardan sırasıyla geçerek elde eder.Bu nedenle, inisiyasyon yolu, uzun, çileli ve aktif katılımıgerektiren bir yoldur. Bunun sonucu olarak, inisiyasyonutemel alan tüm ezoterik örgütlerde, hiyerarşik bir yapıoluşmuştur.İnisiyasyonun çeşitli aşamaları, üyelerin ulaştığı varsayılançeşitli yetkinlik düzeyleri, bir takım "derece" ve "rütbe" lerlebelirlenmiştir.Bahsi geçen hiyerarşinin gereği, her ezoterik örgütlenmede,üyelerin seçilmesine, törelerin gözetilmesine, geleneklerinsürdürülmesine egemen olan, çoğunlukla oldukça karmaşık ayrıntılı bir organizasyon bulunur. Benzer şekilde, ritüellerinizlenmesinde de, yine hiyerarşik yapının bir gereği olarak,disipline sıkı sıkıya uyulur... Alıntı
Φ DostunDostu Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 Kitapları suya verelim ve kapkaranlık o aleme dalalım. Cesaret ister! Gerçekler de sadece cesurların hakkıdır. İki yol vardır. Birisi fizik kurallarına bağımlı zahir alem, diğeri ise zaman ve makan üstü hakikat alemi. Mevlana, Zahir ve Batın alemi tarif ederken ilginç bir misal verir. Der ki; Prizmanın bir tarafı zahir alem, öbür tarafı ise hakikat alemidir. Hakikat tarafında kalan ışık birdir, tektir, bütündür. Orada ne iman vardır ne de küfür. Ne müslüman vardır ne de kafir. Orada ne Musa vardır ne de Firavun. Hepisi birdir. Prizmadan geçen ışık bölünür ve farklı farklı renklere ayrılır. İşte o ayrışmadan sonra fizik kuralları başlar, Zaman ve mekan vardır. Ayrım gayrım vardır. Çokluk vardır. Müslüman kafir vardır. Bu manada sen Firavuna kızma, kızacaksan Musa'ya kız. Zira Firavunu firavun yapan Musa'dır, der.. Hakikat aleminin nalları ve at koşumları terstir, der. İzini belli etmemek için atların nalları ters çakılmıştır, der. Onun için Velayet makamına erenlerin elde ettikleri İlm-i Ledun, yani Hakikat aleminin ilmi, zahir, yani zaman ve makan aleminde sır olarak saklanmak zorundadır. Akıl ve mantık almaz hakikat ilmini. Bu sebepten dolayı sır olarak muhafaza edilir, anlatılmaz, yazılmaz. Mevlana, Mesnevi'sinde ip uçları vermektedir. Hikayelerle tarif etmektedir. O pencerelerin açılması için bütün gözlükleri ve ön bilgileri ve ön yargıları ve tabuları ve klişeleri kaldırmak lazım. Çünki bütün bunlar perdedir. Bunları kaldırmadan asla hiç bir ip ucu elde edilemez. İz sürülemez. Zahir aleme inen tüm şeriatler birbirinden farklıdır ve birbiriyle çatışmak zorunda. Çünki zaman birbiriyle çatışır, doğa birbiriyle çatışır, zahir alemin kuralı bu malesef. Fakat hakikat aleminin şeriati hiç bir zaman değişmez ve hep sabittir. Daha neler var neler.. Bu kadarla yetinelim. Zira devam edersek kafalar karışacak.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2013 .. katıldığın için çok teşekkür ederim sevgili @@DostunDostu kafalar karışırsa karışsın.. "denizler durulmaz dalgalanmadan.." demiş bi diyen.. yerleşik düzende anarşi yaratılmazsa.. eskiler yakılıp-yıkılmazsa.. o eski yüklenmiş program çökmezse.. nasıl yeni bir yapılanma.. yeni ve bi üst program yüklenecek ki? sen yazıp-söylemeye devam et.. bişi olmaz.. bişi olmaz.. sadece sormak istiyorum kızmazsan; sen mesnevî'yi türkçe çevirisinden mi okuyorsun.. yoksa "mesnevî'yi doğru ve dürüst terceme edecek kadar fars'ça biliyorsun da.." farsî yazımından mı okuyorsun? bilgilendirirsen sevinirim.. merhaba .. Alıntı
Φ DostunDostu Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2013 Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2013 Abdülbaki Gölpınarlı'nın tercümesi, farsçaya en yakın tercümedir. Onda sansür yoktur. Bazı müstehçen yerleri sadece üstü kapalı geçmiş ama ima ederek üstünü kapatmış. Bazılarının yaptığı gibi tam silip atmamış. Kur'an'da hakikat alemi gün gibi aşikar yatıyor. Giriş kapıları orada mevcut. Lakin Kuran'ı soymak lazım. Onu çırılçıplak yapmadan avret yerlerini görmek mümkün olmuyor. Bu hemhal oluşun iki yolu var. Ya aşkla gireceksin ya da şehvetle. Aşkla gireni o koynuna alıyor ve kendini açıyor. Sadece çıplaklığa şehvet duyarak girilirse o tecavüz oluyor. Kuran'a tecavüz etmeye yeltenen ise çarpılıyor. Onun için ilk etapta elbiseli dış hatlara bir aşık olmak lazım. Tavını alıp gönlünü razı edersen koynuna alır insanı. Şu ince nöansa çok dikkat etmek lazım. Gaye seks olmamalı. Rıza olmalı. Rızaullah çok önemli. Çoğu Kuran sevicilerinin kaybettiği nokta neresidir biliyormusun. Dış hatlarına aşık olup davet aldığı halde soymaya ve soyunmaya cesaret edememeleridir. Korkuyorlar. Neyzen Tevfik'in güzel bir sözü vardır. Cahilin korku kokan defterini Tanrı düre, der.. İşte korku ve heyecan insanı iktidarsız yapar. O aşktan da ne bir çocuk doğar ne de bir aile olur. Resme bakar gibi bakar o hakikatlerin giriş kapılarına. Tanrı'nın hakikat sırlarına dahil olmaya kaç kişi hazır? 1 Alıntı
Φ DostunDostu Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2013 Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2013 İlk kural şudur ki bir yaratıcıya inanacaksın. Bunun adını ne korsan koy. Her yerden bir şeyler bağırmaktadır. Ben her zaman şu misali veriyorum; Düşünün! İleri bir zaman da makinalar, bilgisayarlar ve yazılımlar o kadar gelişiyor ki bunlar kendi kendilerini geliştirip üretir hale geliyorlar. Temel yazılıma bir kod eklenmiş kendini geliştirerek etrafına uyumlayarak üretip çoğaltabiliyor. Zamanla insana ihtiyaç kalmıyor ve insan nesli tükeniyor. Dünyaya makinalar hakim oluyor. Zamanla bu makinalarda öyle bir bilinç gelişiyor ki birileri; biz nerden geldik, nereye gidiyoruz, diye bazı şeyleri sorgulamaya başlıyorlar. Çok sonra bu makinalardan birisi yer katmanlarında bir dişli buluyor. Günümüzün freze makinasına ait bir dişli, kayış falan işte. Başkası da köstekli bir saatin iç aksamını buluyor. Makinalar toplanıp bunları inceliyor. İçlerinden birisi bir teori geliştiriyor. Diyor ki; İşte bu ilk metal dişli bizim temelimiz. Metalden olmasının sebebi büyük bir göktaşı çarpmış ve o oluşan ısı ve basınçla topraktaki demir mineralleri erimiş, bir araya gelmiş, su değmiş sertleşip çelik olmuş, Rüzgar esip zımparalayıp düzlemiş, zamanla bu dişli falan dişliyle birleşip şu köstekli saati oluşturmuş. Sonra bu saat bozula yapıla doğal seleksiyon sürecinde gelişmiş. Bu minval üzere elene elene biz oluşmuşuz.!!! Dikkat ederseniz bu makinaların yaratıcısı olan eller bizim ellerimizdir fakat o eller piyasada görünmediği için o makina oluş sırrını böyle yorumlamak zorunda. O makina için en bilimsel gerçek bizim nezdimizde en saçma iddiaya dönüşüveriyor. Bu manzaranın içinde hakikat bizim bildiğimiz gerçek olmakla birlikte o makinanın malik olduğu bilgi hakikat değildir. İlm-i Ledun'la zahir bilimin farkı da böyledir işte. Birisi daima yenilenmeye mahkum, diğeri ise hiç değişmez hakikatin ta kendisi. Lakin bilim çok önemlidir. O olmadan diğerini anlamak mümkün değil. Zira ulaşacağı son nokta hakikattir. Adım adım gider. Kestirme kanallar ve yollar mevcuttur. Arada ki zaman farkını atlayarak o aleme dalmak kabul ister. Zira çok ağır gelir adama. İsyan ettirir. Küfür ettirir. Adım adım ilerleyen bilim bile bir öncekilere isyan ettiriyorda hakikatler nasıl isyan ettirmesin ki? Adamda ne iman bırakır ne haysiyet. Onun için hakikat alemine girilecekse bunun ilk şartı bizi programlayıp kendi kendimize üreyip çoğalacak niteliğe getiren bir elin varlığına inanmaktır. Peygambere inanır inanmazsın o başka birşey. Mesele tamamen akıl denen aygıtla o gizli elin varlığını akletmektir. 1 Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2013 .. Konumuza devam: Ezoterik Düşüncenin Özü: İnisiyasyon:Ezoterizm/Esotérisme sözcüğü, Kâdim Yunancada"içeri almak" anlamında, "eisotheo" sözcüğündentüretilmiştir.Bu terimin anlamı çok açıktır:İçeri almak demek, bir kapı açmak, dışarıda kalaninsanlara içeri girme fırsatını vermek demektir.Simgesel olarak bu, saklı bir gerçeği, gizli bir anlamıaçıklamaktır. Bütün bunlar, "ezoterizm" sözcüğünün,bir "kapalı/off öğreti" yi ifade ettiğini ortaya koyar.Dışarıdan ve kalabalıktan soyutlanmış bir topluluğa,belirli ve gizli bilgilerin aktarılması söz konusudur.Bu durumda yani "ezoterik düşünce" temelinde, bukapsama giren bütün örgütlerin ortak noktalarınıyakalamak olasıdır.A)İnisiyasyon kendi kendine bilgiye ulaşmak değildir.İnisiyasyonu oluşturan çeşitli "gizler/imajlar" belirlibir öğretinin dogmatik açıklamaları olmaktan çok,inisiye olan kişide bir diriliş ve bir yeniden doğuşlataçlanan bir ölüm-dirim duygusu yaratmaya yöneliktörenler, ritüeller ve teknikler dizisinden oluşmuştur. Tüm uygulanan tören, ritüel, ayin, allegorik öykü veefsanelerin simgesel/figurative özü, birbirlerineoldukça benzeyen bir ana tema etrafında şekillenir:Tüm ezoterik örgütlerde, inisiyasyon'a başlangıçsüreci; "karanlıklar/Bilinmeyen" içine yapılan birgirişle başlar.Bu aşamada inisiyasyona aday kişi, "ölü olduğu"duygusunu/düşüncesini yaratmayı hedefleyen,birtakım korkutucu olaylar ve mekânların içine sokulur,çeşitli "sınav" lara tabî tutulur.Bu aşama, bir tür "Cehenneme İniş" tir!(Orpheus, Isis, Persephone, Tammuz gibi)."Tibet'in Ölüler Kitabı" da bu sürece bir örnektir.Kişisel Not.İniş ya da ölüm bilinci aşamasını izleyen aşama,genellikle tüm ezoterik inisiyasyon törenlerinde,belirli duygulanımlarla yüklü olmasına dikkat veözen gösterilerek detaylndırılan kimi simgeselsınavların uygulandığı, bir çıkış-çözüm-yükselişaşamasıdır.Bu noktada ve genellikle, dar bir geçitten geçişlesimgelenen, tipik bir doğum olgusu da yer alır.İnisiye olan kişinin gözleri daima bağlıdır, ve buhenüz karanlıktan kurtulamadığının altını çizerSon aşamayı; Göz bağlarının çözümü ve ani birışıklandırma/Aydınlanma/Nurlanma ile başlayan,çeşitli güzellikte sahneler/imajlar ile süslenmiş,neredeyse kendinden geçişi andıran doruklanmaoluşturur.Alabildiğince çeşitlendirilmiş, ama hemen tümezoterik örgütlerde birbirini andıran, simgelerlecanlandırılan ve inisiyasyon töreninin iskeletinioluşturan, bu "iniş-yükseliş" ya da "ölüm-doğum"temasının aktarmak istediği öz nedir?İnisiyasyon süreci, bir yandan, "evren-doğum"(kozmogoni) sürecinin aşamalarını, Kaos'un Işıktarafından düzenlenmesini simgelerle/figüratifolarak canlandırmakta, temsil etmektedir; diğeryandan, kişinin, "Adem'in İlk Günahı"yla yitirilenayrıcalıklara fiktif bir şekilde yeniden kavuşması,"Eksiksiz Bilgi" ye ermek için gerekli plan mistikkoşulların içine yeniden doğmasıdır.Burada küçük bi not düşelim:Kur'anBakara: 2/36-37-38Nihayet şeytan onları cennetten kaydırdı.Onları bulundukları yerden çıkardı.Biz de:"Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde sizin için bir zamana kadar yerleşim ve faydalanma vardır," dedik.Pişman olan Âdem, Rabb'inden bazı kelimeleröğrenip belledi de O'na yöneldi.O da onun tövbesini kabul etti.Ve dedi ki:"Hepiniz oradan aşağı inin. Benden size bir yol gösteriş ulaşacaktır. Kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiç bir korku yoktur. Onlar kederle de yüz yüze gelmeyeceklerdir.NOT:2/37 Ayette geçen;"kelime: keyword" olarak da anlaşılabilmekte ve"şifreli ya da kod'lu haberler" anlamını yüklenmişolabilmektedir.Kişisel.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2013 .. EvrenDoğum; Cosmogony ya da Universe System,evrenin/kâinatın oluşumu, yaradılışı ile ilgili ilkselve inançsal tasarımlardır.Genel olarak Evrenin; Yoktan, Hiçlikten, Kaos/Pievaredildiği inancı, yani Yaradılış/Creation kavramıEvrenDoğum'u ifade eder.** **Kur'anBakara: 2/30Ve düşün ki rabbin melâike'ye: "Ben Yerde; (Arz: presentation; demonstration sunuş, tanıtım, ispat, kanıt, gösterim,) muhakkak bir halife atayacağım" dediği vakit:"Orada fesat edecek/Spoil Man:(karışıklık çıkaracak/'play havoc with= Altını üstüne çevirerek harab edecek/ disorganize/ransack) ve kanlar dökecek bir mahlûk/Guy mu yaratacaksın?" dediler. ** **Adem'in İlk Günahı, Tevrat'ın Tekvin bölümündekiCennet'te "elma çalma" öyküsüdür. İnsan soyununbu nedenle her zaman günahkar olarak yaşayacağıdogmasının temel olarak kabul ettirildiği, Aziz Paulve Aziz Augustinus tarafından oluşturulan dogma,İsa'nın bu yüzden cisimleşerek, "günahkar insan"soyunu bağışlatmak için kendini feda ettiğini ilerisürer. Bu ilk günah insan soyunun mutsuzluğununnedeni sayılır.Özetle, inisiyasyon;Bir "Arınma/Sublimation" dır.İnsan böylece, eksiksiz, yetkin bir varlık olabilmekiçin, dış yaşamdan getirdiği/bulaştığı/tasalluta uğradığı tutku/bug ve yanlışlarından sıyrılır.Bir "Nurlanma" dır.İnsan böylece, yitirilmiş bilgi'ye erme, "Yitik Kelâm"ıyeniden bulma umuduna kavuşur.Bir "Bütünlenme" dir.İnsan böylece, Günah'tan önceki ayrıcalıklı durumunayeniden doğar ve evrenin özündeki "Büyük Varlık" labirleşir.Yitik Kelâm/Lost Logos; Yitirilmiş Bilgelik;insanoğlu'nun yaradılış sırasında sahip bulunduğu vefakat sonradan yitirdiği sonsuz özgürlük ve mutlulukveren eksiksiz bilgiyi simgeler. Tanrı bu Bilgi'yi/Proposal/Offer/Teklif'i insanlaravermiş, ancak haketmediklerini görünce geri almıştır.** **Kur'anBakara: 2/Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstündebir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. ** **Bu "Bilgi"ye yeniden ulaşabilmek için, hak etmek,yani Çileli/Acı çekilmesi kaçınılmaz olan bir çabagöstermek/Programı yaşamak şarttır.Bu nedenle, gelişigüzel her insanın gizlenmiş olanbilgiye ulaşması olası değildir.Sadece seçkin/seçilmiş kişiler, belirli sınavlar veaşamalardan geçerek sonuca ulaşabilirler.Not:Konu ile ilgili bir film olan; Sessiz Flüt/Silent Flute Forum'un sinema bölümünde önerilmiştir. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2013 .. Başlangıçtan beri, insanoğlu, nereden gelip nereyegittiğini ve varoluşunun amacını, ölümden sonrakiyazgısını öğrenmek arzusuyla yanmış; buna koşutolarak da, bütün çağlar boyunca, bir takım ezoterikörgütler, evreni yöneten bütün yasaları kavramışolduklarını, temel soruları çözen;"Dile Getirilmez Giz" e ulaştıklarını ileri sürmüşlerdir. "Nereden Geliyoruz? Kimiz? Nereye Gidiyoruz?".İnsanoğlu, sınırsız kudrete ve Tanrı'ya ulaşmayaduyduğu susuzlukla, her zaman bu üç soruyusoragelmiştir kendine. Bu kesin ve eksiksiz bilgiyeaçlıktır. İster dinî, ister felsefî, ister mistik ya daisterse Gizlici/Occult olsun, tüm ezoterik örgütleribesleyen ana kaynak bu açlıktır.Gizlicilik/Occultisme; Evrenin gizli gerçeğine ancakdoğaüstü ve büyüsel işlem ve yöntemler kullanarakvarılabileceği inancıdır. Teosofik inançlar, HermetikBilimler: Astroloji, Simya, Teürji/Theurgy: Sihir, Fal,Mucize, Kehanet, Büyü gibi işlemler hep bu kapsamiçinde yer alır.Ezoterizm ve DinTarihsel olarak değerlendirildiğinde, ezoterikörgütlerle dinlerin eski çağlarda hemen hementümüyle,(Örneğin Mısır'da Hermetizm, Yunan'da Eleusis,Donysos Misterleri ve Orfizm, Yahudi'lerde Kabalacılık ve Essen'liler, Ortadoğu ve Akdeniz çevresinde Mithracılık, Manicilik, Hristiyanlık'ta Gnostikler, Katarlar, Şovalye Tarikatları, İslam'da Batıni Tarikatlar),yakın çağlara kadar kısmen de olsa içiçe girişerek geliştiklerini görebiliriz. Bu gün bile, ezoterikörgütlerden bazısı belirli bir din çerçevesi içindekendini sürdürme çabasındadır.Yapısal açıdan değerlendirildiği zaman, ezoterikörgütlerle dinler arasındaki benzeşim ve ayrımlarkolayca ortaya çıkar. Her iki kurumda da, inançlarve/veya öğretiler, belirli ayinler, tören ve ritüelleraracılığıyla pekiştirilmekte; bütün bunlar belirli birhiyerarşik yapı/sistemin gözetim ve denetimindegerçekleştirilmektedir. Ve yine her iki kurum da,çeşitli simge, mit, efsane ve allegorilerden genişboyutlarda yararlanmakta; "Olumlu Bilimlere" iseancak kendi ilkelerinin koyduğu sınırlar içinde gözyummaktadır.Ayrımlara gelince, tek bir temel ayrım bulunur:Dinler, kuralcı ve biçime dayalı inanç sistemleriniyayma çabası içinde olduklarından, herkese açıkkurumlardır.Diğer bir ifade ile, ekzoterik/exoteric' dirler.(Avamsal, haricî, sıradan ve genel-ortak)Oysa, ezoterik/esoteric kurumlar, ilkesel olarak,özel nitelikler ve eğilimler taşıyan kişilere açıkolmaktadırlar. **İnisiyasyon/Initiation'un Kökeni:İlkel Topluluklarda "Erginlenme" Törenleri:"to be enlightened, be initiated: aydınlanma/illuminant yoluna giriş"Yapılan bilimsel araştırmalar, ilkel topluluklarda,zaman ya da mekân farkı olmaksızın tümünde,bilimsel adı "Geçiş Ayinleri/Rites de Passage olan,(Unseen'e ulaşmak için yol ya da kanal belirleme yöntemleri uygulama..) bir tür inisiyasyontöreni/ritüellerin var olduğunu ortaya koymuştur. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2013 .. Genel olarak, ilkel toplulukların sosyal yapılarında,dört temel gruba ayrılma ilkesi geçerlidir.Bunlar; çocuklar, gençler, yetişkinler ve evlileri de kapsayan; "yaşlılar/eski/evvelkiler" grupları olarak belirlenmektedir.Bir toplumsal gruptan, bir diğerine yükselmek herzaman bir "geçiş ayini" vasıtasıyla gerçekleşir;Bu tür ayinler, ilkel topluluğun tüm üyelerine açık,yani ekzoterik/genel-ortak törenlerdir. Kuşkusuzen önemli ve en yetkin geçiş ayini, yeni yetmenin yetişkinler topluluğuna katılması sırasında yapılır.Bu geçişe "erginlenme" adı verilir.Erginlenme, tüm ilkel topluluklarda görülmüştür.Örneğin; Fiji'liler ve Avustralya'lılar gibi en gerikültür sınıflarında bile yaygın olduğu saptanmıştır.Erginlenme;düzenli olarak, üç aşamada gerçekleştirilmektedir; adayın toplumdan yalıtılması, bekletme ve eğitim,yeni duruma geçiş.Bu aşamaların tamamlanmasıyla kişi, artık yetişkinler arasına kabul edilmekte, hem varoluşsal rejiminde,ve hem de toplumsal konumunda kökten bir değişimigerçekleştirmektedir.Törenin amacı;kişiyi bir önceki toplumsal statüsündeki kurallar ve davranışlar sisteminden tümüyle kurtarmaktır. Amabu kurtuluş sırasında, adayın oynadığı rol bütünüyle edilgendir. Aday'a, neredeyse mülevves bir nesnegibi davranılmakta, arıtılması gereken bir eşya gibibakılmaktadır.Sonuçta, erginlenen kişi, eski toplumsal etkinliği ileilgili nesne ve teknikleri artık tanımıyormuş, artıkkullanamazmış durumuna zorla itilir. Tümüyle eski benliğini yitirmiş, eski yaşamından kopmuş olduğu varsayılır. Bu kopuş, bu yapay bellek yitimi yanlızca kuramsal düzeyde kalmamakta, çeşitli aşağılamalar, işkenceler, ağır sınavlar aracılığı ile somut şekilde yaşanmaktadır.Örneğin: Massai'lerde ayinle sünnet edilen erkekler, yaraları kapanıncaya kadar kadın kıyafetleri giyerekdolaşmak ve küpe takmak zorundadırlar.Kimi topluluklarda, diş sökmek, göğüs adalelerinden bağlanıp asılmak, parmak kesmek gibi daha acı verenuygulamalar da vardır.Hemen tüm erginlenmelerde rastlanan bu zorlamalı bellek yitimi, anılardan arınma ya da güncel bellek verilerinin silinmesi yoluyla, kişinin bilincinde bir tür bekâret/akrebiyet sağlamakta, kişiyi artık geçersizve yetersiz duruma gelmiş eski bağlarından kurtarıp, kendi kendinden sıyırmaktadır.Böylece, kültürün en ilkel düzeylerinden başlayarak, "erginlenme"nin, kişinin oluşumunda önemli bir rol oynadığını ve özellikle de gençlerin varoluş-larındaesaslı bir sıçramayı ifade ettiğini görüyoruz. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2013 .. En ilkel toplum insanı bile, kendini, doğal durumuyla"eksik" görmekte, doğa tarafından yaratılmış ya daverilmiş haliyle kendisini "tamamlanmamış" olarak kabuletmektedir. Asıl anlamıyla insan olabilmesi için, bu ilkeksikli durumunda ölmesi, hem kültürel, hem tinsel vehem de sosyal olarak daha üst bir yaşama "yenidendoğması" gerekmektedir.Erginlenme eylemi, sonuçta, paradoksal, doğa-üstü bir ölüm ile ve ardından yeniden diriliş/ikinci doğuşdeneyine indirgenebilir.Erginlenme, insanın "başka" olmak istediğini, doğaldüzeyinde kalmak istemediğini, ideal bir imgeye görekendini yeniden yaratmaya çabaladığını gösterir.İlkel insan, insanlığın tinsel ülküsüne ulaşma yolunaböylece adım atmaktadır.Törenler, her tür ilkel topluluklarda, adayın ailesindenuzaklaştırılması ile başlar. Uzakta, çayırın ortasında,ormanın içinde bir kulübede, bazen de bir mağaradabekletilir aday. Daha ilk adımda, korkunun ve ölümünsimgeleri ortaya çıkar. Yanlızlık, karanlık ormanlar korku ve ölümü vurgular.Bazı ilkellerde bir kaplanın gelerek, adayı ormanın taiçlerine çekip götüreceği inancı vardır.Banda kabilesinde, adayın bir "canavar" tarafındanyutulmuş olduğu varsayılır.Aslında "kulübe", ana rahmini simgelemektedir.Burada adayın ölümü ve cenin durumuna geri dönüşüsöz konusudur. Genç adaylar sınavlarının belli kısmınıburada vermekte, kabilenin sırlarını öğrenmektedirler.Bu aşamada ölüm/korku'nun simgeciliği iyice abartılır.Bazı toplumlarda adaylar, açık mezarlara gömülürler,içinde ölü gibi hareketsiz kalırlar/yatarlar. Ölü gibi görünmek için vücutlarına beyaz toz sürerler. Dişleri sökme, parmak kesme gibi işlemlerin yanı sırasünnet, dövme yapma, deride iz açma gibi ritüeller buaşamada uygulanır.Ölüm/korku simgeciliği, her zaman, yeniden doğuş'unsimgeleriyle içiçedir. Adaylar, erginlenme ayinlerindensonra başka adlar almakta, (Dede Korkut Masallarındaad kazanmaya çalışan gençler/Aziz Nesin'in: 'Bir şeyyap Met' oyunundaki insanlar), önceki yaşamlarına aitherşeyi unutmuş sayılmakta, ayinin peşi-sıra bebeklergibi başkalarınca beslenmekte, kimi zaman kollarınagirilerek yürütülmektedirler. Örneğin; Bantu' lardaadayın yatağa yatıp, bebek gibi ağlaması zorunludur. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2013 .. Erginlenen kişi, yanlızca ölerek yeniden doğanolmayıp, aynı zamanda, metafizik düzeyde deaçıklamalar edinen, bilgilenen, sırları öğrenenkişidir.Kabilenin tanrılarını, onların adlarının anlamlarınıdünyanın oluşumuna ait efsanelerin içerikleriniöğrenmiştir.Erginlenen kişi; bilen/b ilgili bir bireydir. .Bu nedenle, erginlenme, "bilinc körlüğü" verendoğal durumun aşılması anlamına gelir.Adayın varoluşunun gerçek boyutlarını ortayaçıkartmaya; insanın sorumluluğunu üstlenmeyeçağrıdır.Simgesel Açıklamalar:İlkellerdeki erginlenme eğitimlerinde rastlanan bazıuygulamaların simgesel anlamları aşağıda açılanmaya çalışılmıştır:A) Katılma Kulübesi:Simgesel olarak, mezar ya da ana rahmini belirtir.Doğum, yaşam, ölüm ve yeniden doğum çevrimindebağlantı noktasını oluşturur.B- Dar Kapıdan Geçiş:Bir varlık durumundan diğerine, varoluş sürecindenbaşkasına dönüşümü, yani doğum olayını simgeler.Kapı ya da sıkça görüldüğü üzere;"tehlikeli geçit/köprü" olgusu, dışarısı ile içerisiarasındaki sınırlamayı olduğu kadar, bir durumdanötekine geçişi de simgelemektedir.Bu geçiş olayı aslında varoluşsal bir şıçramadır.Bir kopuşu ve bir aşkınlığı vurgular.Çeşitli mitler ve dinsel geleneklerde yeralmaktadır. Örneğin:Yunan mitolojisinde Hades'in kapısı, kapıda duranKerberos, geçilmesi gereken Styx ırmağı;İran mitolojisinde Cinvat köprüsü;İslam inancında Sırat köprüsü;Ortaçağ efsanelerinde Kutsal Kâse Graal'i arayanLancelot'nun geçtiği sularla örtülü köprü ve şatokapısı;İskandinav mitolojisinde, cehennemin üzerindengeçen köprü.Kutsal Kâse Graal, İsa'nın son yemekte kullandığıve sonradan içine kanının toplandığına inanılankutsal tasa verilen addır.İnanışa göre bu kase, Batı Avrupa'ya Arimethea'lıJoseph tarafından getirilmiş, fakat kaybolmuştur.Bir çok Breton efsanesinin konusu ve özellikle KralArthur Efsanesinin eksenini, Kutsal Graal'in aranışıoluşturur.Graal; efsanelerde, insanlığın evrensel mutluluğunuya da gerçek bilgiyi simgeler.Yitirilmiş Bilgelik kavramına denk düşer.C) Yardım Gerektiren Yolculuklar:Yürümeyi yeni öğrenen bebek simgesi, bir öncekiyaşamdan herşeyin silinmesini simgeler.Yolculuk; eski yaşamdan kopuş ve yeni yaşamaulaşma anlamındadır.Yolculuğun hedefi Gerçek Bilgi' ye ulaşmaktır.Graal'in aranışında olduğu gibi zorlu sınavlar vetehlikeler içerir.D) Sıvı Simgeciliği:İlkel topluluklarda, erginlenme sırasında adayınsu, yağ, idrsr veya kan ile yıkanması, vücudununovulması en sık görülen uygulamalardandır.Özellikle, tüm vücudun suya daldırılması dikkatiçeker.Bu uygulama, bir açıdan Hristiyanlara ait vaftizişlemini anımsatırken, diğer yandanve bir çokezoterik örgütte yapılmakta olan su ritüellerinedenk düşer.Sıvı simgeciliği, hem adayın sıvı içinde bulunancenin durumuna dönerek, yeniden doğuşunuvurgularken ve hem de suyun arındırıcı niteliğisayesinde bir önceki yaşamın pisliklerindenkurtuluşu amaçlar.E) Ateş ile Arınma:İlkellerin erginlenme törenlerinde, yine sıkçagörülen bir uygulama da, ateşin kullanımıdır.Ateş sayesinde adayın cesareti ve özverisisınanır.Ateş üzerinden atlama, korlar üzerinde yürüme,vücudun bir bölümünün dağlanması gibi zorluuygulamalar yapılır. Burada, ateşin hem arıtıcı,hem de dönüştürücü-değiştirici niteliği ön plânaçıkar.Zaten ateşe tapınma ayini, bilinen en eski dinselinançlardan biridir.Ateşe tapınım; Mısır'da, Slavlar'da, Germen'lerde,Kelt'lerde, eski Yunan ve Roma'da, İran'daayrıcaHindistan'da, Kuzey Amerika yerlilerinde,Çin'de, Meksika'da, Afrika'da ve Polinezya'darastlanantapınım ayinleridir.Ancak en yetkin uygulaması Mazdeizm'de bulunur,Zerdüşt dininde ateş, Ahura Mazda'yı simgeler vehiç söndürülmeden korunur. GünümüzdeHindistan'da Parsi'lerde de ateş tapımı sürmektedir.F) Toprak Simgeciliği:Toprak Ana/Terra Mater; en ilkel toplumlarda bilerastlanan, temel imgelerden önde gelenidir.Bu imge tüm kültürlerde, sayılamayacak kadar çokbiçim altında görülmüştür.İnsanların toprak tarafından doğurulması evrenselyaygınlığa sahip bir inançtır.(Adem'in topraktan yaratılması inancı.)En genel anlamıyla, toprak; insanoğlunun kozmikanası olarak değerlendirilir.Ana ve doğum kavramlarında olduğu gibi, Ölüm vemezar kavramları da, toprakla bütünleşmektedir.Bu nedenle, ölüm ve ikinci doğum simgeciliğindebaş rolü toprak oynamaktadır. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2013 .. Ekzoterikten Ezoteriğe:Evrensel düzeyde, her ilkel kültürde rastlananherkese açık, "Ekzoterik Erginlenme" olgusu,nasıl "Ezoterik" bir yapıya evrimlenmiştir?Bu değişimin temelde iki ayrı nedeni gözlenmiştir:İlki; tektanrılı dinlerin gelişmesi ile bağdaştırılabilir.Bu dinler, bir yandan panteistik/tektanrıcı inançlarıtörpülerken, diğer yandan insan iradesini hor görenbir niteliktedirler.Doğaya açık, doğanın içinde onurlu bir konum sahibiolan ilkel insanı, bu durumundan uzaklaştırıp, "kul"düzeyine indirgemişler, "kader" cilik olgusu ile deözgürlüğünü yoketmişlerdir.Üstelik, pagan/çoktanrıcı inançlarla kıyasıya savaşvermişler, insanoğlunu "tanrılaştıracak" her türlüyaklaşım ve düşünceyi sapkınlıkla suçlamışlardır.Diğer neden; ezoterik örgütlerin, sömürge oluşkoşullarının zorlamasıyla, "ilkel" anlayışın "uygar"anlayışa karşı kendini savunma güdüsü gereği,siyasal nitelik kazanmalarına bağlıdır.Amaç, uygarlığın karşısında sarsılan eski gelenek,örf ve inançları pekiştirmektir.Afrika'da Ngui-Goril adamlar, Nkee-Pars adamlar,Bwiti ve Poro;Malenezya'da Duk-Duk ve İniet;Orta Amerika'da Kakçek;Kuzey Amerika'da Didewiwin, Hamatsa ve Kaçina butür ezoterik örgütlerdir.Son Söz:Ezoterik yaklaşım çerçevesinde, inisiyasyon olgusubir süreçtir. İster en ilkel uygarlık düzeyinde, isterseen gelişmiş teknoloji toplumlarında olsun, yapılantörenler, bu sürecin simgesel olarak başlangıcınıtemsil ederler.Hangi uygarlık düzeyinde olursa olsun, inisiyasyonsüreci, mevcut kültür ve üretim biçimlerinde, belirlibir rasyonalizm/akılsallık gereğini öngörür. Buradasöz konusu olan rasyonalizm, temel olarak, insanındoğa ve toplum içinde kendi özgünlüğünün ayrımına varması demektir. Bu farkındalık kavramı, ezoterikanlayışa göre "bilinçlenme" anlamına gelir.Özetle, ezoterik örgütlerde inisiyasyon; insanınkendi özgünlüğünün bilincine varması sürecidir.Bu da, temel kültür kavramlarının yorum ve kıyasyoluyla, enine boyuna irdelenmesini gerektirir.Bu nedenle, kültür kavramlarının özümsenmesi vedoğrudan bilinçlenme, inisiyasyon sürecininkendisini oluşturur.Simgeler ise, kavramların billurlaşmış hali yanisomutlanmasıdır.Somut olarak yaşananların soyutlanması;"kavramları,"soyut kavramların yeniden somutlanması da"simgeleri" oluşturur.Fakat, inisiyasyon çabası içindeki her birey için,somut simgeler o bireyin kendi soyut yorumunuyaratacak, soyut yorum da, bireyin yaşamındasomutlaşacaktır.Ve işte, toplumun kültür yapısından, bireyinyaşamına uzanan inisiyasyon süreci budur.Her simge ve temsil ettikleri her kavram,uzun tarihsel bir sürecin ürünüdür.Ne simgeler, ne kavramlar, ne de bilinçlenme-inisiyasyon, insanlığın kültür tarihinden bağımsızolamaz. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2013 Esoterism: Düşük-Düzeyli/Low-Line bi ümit-var gencibelli bi sistem içerisinde denedikten ya dagözlemledikten sonra;onu adaylığa/initiate almak üzere, içindebulunduğu düzeyin neresi ve nasıl olduğunusunumlar ile anlatmak; display/exposition.Eğer genç, bu açıklamaların ardından adayolmayı kabul ederse, kişiliğine/ya da önceyüklendiği külfetin içeriğine uygun ve özelaşamalı egzersiz/uygulamalara başlamak.Burada ilk adım;bilinmeyen/gizli/unseen ile bağlantınınsağlandığı "inayet denizi" ni, nitrojenikve fosfosforik karmaşadan temizlemeegzersizleridir.Bi başka ifade ile kirletilmiş olan deniz'inkirleri arasından sıyrılarak inayet'e ulaşmapratikleri/uygulamaları yapmak.Kısa bi özetini yaptığım inisiyasyon tarifi,Genç-Aday'ın/Neo'nun inisiyasyona kabulaşaması/adaylık önerilmesi ve kabulününardından uygulama sürecinin anlatıldığı;Rahim ya da Matrix filminde özgün senaryove özel bi gösterim ile sunulmuştur.Sessiz Flüt seyirliği, bi başka özgün sunumolarak değerlendirilebilir. *kişisel .. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2013 "İnisiyasyon sırasında, inisiye, 'Tanrı'nın, yakıp yok eden bir ateş,' olduğuna ilişkin deyimin, sözün tam anlamıyla hakikat olduğu idrâkine ulaşır. Ateş kesilmiş enerji ile, elektrikî gücün, var olan her şeyin toplamını oluşturduğunu, hiç bir kuşkuya yer kalmayacak şekilde bilir. Sözün tam anlamıyla, 'arınma ateşleri'nde yıkanır; her yanda, İnisiyasyon Asası'ndan neşrolan, Üçgen'in çevresinde deveran eden ve hamîlik eden iki Veli'nin bedenlerinden geçen ateşleri görür. Bir an için Üçgen'in dışındaki törensel yerlerini almış olan tüm Üstadlar ile İnisiyeler kadrosu, saf ateş'ten oluşan bir duvarın arkasında kalıp, görülmezler. İnisiye, İnisiyatör'ün dışında hiç kimseyi görmez ve saf, mavi-beyaz renkte olan bir alev'in kızgın aydınlığından başka hiç bir şeyin farkında değildir. Bu alev, inisiyeyi mahvetmeyip, bedenindeki her atomun faaliyetini, dezentegre etmeksizin şiddetlendirir ve tüm tabiatını arındırır. Ateş, onun yaptığı çalışmayı, ne türden olduğunu sınar ve inisiye, Alev'den geçer.."DJWHAL KHUL .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2013 İNİSİYASYON - KUMARACİVA"Eğer beşer eskiyi terk edebilirse, o zaman'çok daha görkemli yeni' yi görebilecektir. Eskiyi terk edemiyenler, gene baştan başlamak zorunda kalacaklardır. Can ilerleyişlerini birkaç milyon yıl geriletmiş olacak ve bir kez daha, binlerce, hatta milyonlarca yıl boyunca çeşitli mağara adamı formlarından geçmek sureti ile gelişerek içinde bulunduğumuz bu safhaya gelene kadar tırmanmak zorunda kalacaklardır. Ve o zaman yeniyi kabul etmeleri için onlara bir kez daha şans tanınacak ve yeniyi kabul edemedikleri takdirde, bir kez daha milyonlarca yıl geriye gideceklerdir. Bu, göründüğü gibi bir gerileyiş değildir. Bu, fizik seviyede bir gerileme olmasına rağmen, spiritual evrim açısından ilerlemedir. Çünkü, Allah'ın Âlemi'nde gerileme hiç yoktur, sadece sürekli bir genişleyen görkem vardır. Ki Yüce İnisiyasyon'dan geçmeye kendimizi lâyık görelim. Çünkü, bir varlık, bir beşer, bir ruh ya da bir planeti veya bir güneş sistemini yahut kendi küçük ailesini yöneten bir can varlığı "ateş" e, bir Yüce İnisiyasyon'un ateş eprövüne dayanıp dayanamıyacağını hiç bir zaman bilemez." Kumaraciva .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2013 .. Astral plân; beşerin başlıca savaş alanı ve onunen yoğun duygu/hiss sahasıdır.Mental duygu -ezoterik anlamda- onun için henüzbir ihtimâlden ibarettir.Astral Beden, beşerin en şiddetli vibrasyonununmerkezi olup, bu vibrasyonlar onun fizik plândakifaaliyetlerinin güçlü bir sebebidir.Hâl-i hâzır da astral plâna ait devalar (varoluşunsonsuz döngüsüne tabi ve duyular dışı varlıklar)beşerin yaptıklarını ve söylediklerini büyük çaptakontrol ettiklerini ve beşerin evrim hedefinin- şuandaki hedefinin- kendisinin, yani gerçek egonunya da düşünürün dominant tesir haline gelebilmesiiçin, kendisini onların / devaların kontrolündenkurtarmak olduğunu eğer beşer idrak edebilseydi,daha açık ve seçik olmak ve dolayısiyle de buhususu açıklamak için şöyle diyebiliriz:Duygular bedenini oluşturan, küçük elementalvarlıklar ile (vibrasyon benzerliği vasıtasiyle)irtibatlı olan ve ona ahenkli ve pozitif güçtekibir Astral Beden veren, herhangi bir evrimleşenDeva'nın pozitif hayatı, henüz beşeriyetin büyükbir kısmını gerçekten kontrol altında tutmaktadır.Beşer, çoğunlukla arzuları ile güdülerinin onuteşvik ettiği şekilde hareket eder.Eğer sözkonusu evrimleşen Deva, (Oldukçagelişmiş bir beşerin durumunda olacağı gibi,yüksek bir seviyeden ise, vibrasyon yüksekolacak ve arzular ile güdüleriyi ve egzoterikaçıdan doğru olacaktır.Her hâl-ü kâr da, eğer beşer onlar tarafındankontrolo ediliyorsa, henüz Deva tesiri altındademektir ve kendisini kurtarmak zorundadır.Eğer Deva hayatı düşük bir seviyeden ise,beşer de aşağı seviyeden ve kötü güdülerortaya koyacak ve arzuları çirkin mahiyetteolacaktır. DJWHAL KHUL Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2013 .. ASTRAL:Yunanca : Astron'danLatince : Astricus'danAlmanca : Sternenİngilizce : AstralFransızca : AstraleArapça : İlm-i NücumîTürkçe : YıldızsalBu kelime, Türkçe'de bilhassa Metapsişik konusunda, teknik bir kelime olarak kullanılır.Gizli İlimler/Okültizm ve Teozofi doktrininde çok özelanlamda kullanılmıştır. Bunların en önemli ikisi:-Astral Plan-Astral Bedendeyimleridir. ** ** SPATYOM/SPATIUM/MAHLUL BÖLGESİ: Dünyamızın dışında kalan ve ölümü müteakip dünyavarlıklarına kapılarını açan âlem de, daha yüksek ve ince tertipte bir madde âlemidir. Ve ruh dünyaya olduğu gibi oraya da ancak maddi vasıtaları ile intikal eder. Biz dünyamız dışındaki bu âlemleri dünyadan ayırabilmek için nispî olarak; Spatyom (Lâtince: Spatium) kelimesiyle adlandırmak istedik. Esasen bazı klâsik eserlerde de bu kelime bu mânadakullanılmıştır. B.Ruhselman ** ** Spatyom Astral Seviyesi ve ÖzellikleriAstral Alem, duygular ve hayaller alemidir' ; bildiğimizherhangi bir gazdan daha suptil olan ve birçok yoğunlukderecelerini kapsayan bir maddeden oluşur.'Astral beden: duyguları taşıyan araçtır.Duygular, astral maddenin vibrasyonlarınca hasıl edilirler.Yüksek duygular (sevgi, şükran, diğerkamlık ve benzerleri)duru-görü sahiplerine suptil maddenin vibrasyonları olarakgörünürlerken, aşağı duygular (açgözlülük, kıskançlık, haset,nefsani sevgi/sevda/ihtiras, gurur, vs.) nispeten daha kabaya da yoğun maddesinin vibrasyonları olarak görünürler.İnsan, ölmeden önce ne ise, öldükten sonra da o olacaktır.Şu farkla ki, sadece fizik bedensiz olacak ve fizik dünyanınsınırlamaları bulunmayacaktır. Erdemleri ve kötü taraflarıaynen kalır, fakat astral bedenin narin ve akışkan/seyyâlmahiyetinden/quality dolayı, bunlar, büyük iyilik ya dakötülük güçleri haline gelirler.Böylece, fizik seviyedeki küçücük bir zıddiyet hissi astralalemde sırf nefrete dönüşür ve böylece her iki taraf için dehoş olmayan sonuçlar yaratır.Öte yandan, en hafif bir fizik sevgi hissi, karşılıklı bir sevgiakışına yol açar ki, bu da şaşılacak derecede bir uyum vebarış atmosferi yaratır.Astral alem hayaller alemi olduğu için, orada, fizik alemdeolduğu şekilde vaktin ya da emeğin harcanmasına gerekyoktur; her şey (giysi, yiyecek vs.) düşünce ile oluşturulur.Orada yaşam, uzun bir tatil şeklinde geçirilebilir. Kendimizi,gerçekten de neyi yapmayı arzu ediyorsak ona adayabilir,ve kişisel uğraşlarla canımızın istediği kadar ilgilenebiliriz.Çalışmaya ayıracak zamanın bulunamaması ya da zayıf birgörme gücünün ya da yorgun bir bedenin (astral bedende,yorulabilen hiçbir unsur/element yoktur) fizik sınırlamalarıgibi daha fazla bilgi edinmekten bizi alıkoyacak hiçbir engelkısıtlama mevcut değildir. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 .. Fizik bedenlerimiz uyurken, bedenlerimiz astralseviyede faaliyet gösterir ve orada ölmüş olan arkadaşlarımız ve de akrabalarımızla karşılaşırız.Bu kişileri gündüz saatlerinde unutmaya çalışmakçok saçmadır.Çünkü her yandan bizi kuşatmış durumdadırlar.Ayrılığın tek nedeni, bilincin kısıtlılığıdır.Geceleri ne yaptığını hatırlayan insanların çok azsayıda olması, ne yazık ki çok bakımdan üzücüdür.Eğer insanlar bunu hatırlayabilselerdi, ölüm denilenhâl onları çok daha az endişelendirirdi. Cehennem ve ebedi cehennem azabı ile ilgili olarak ortalıkta dolaşan kötü söylentiler de insanlar üzerinde, çocuk masallarındaki cinn'lerin, yetişkin bir insanınüzerinde yaratacağı etkiden daha fazla bir etki/tesir/tılsım oluşturmazdı.Şu hususu çok az kişi fark etmektedir ki; fizik dünyada insanlar, vakitlerinin çoğunu bir büroda, bir dükkânda, tarlada ya da bakmakla yükümlü olduğu kişiler varsa; onların adına yiyecek, içecek ve giyecek almak içinpara kazanmak zorunluluğu olduğundan istemediği,ve seçmeyecek olduğu belirli bir işte geçirmektedir.Belki de bunu çok az insanın farketmesi daha hayırlıdır. Aksi takdirde, hepimiz birden büyük bir hoşnutsuzluk duyacak bu da evrimimiz için bir engel oluşturacak veher yerde sorun yaratacaktı.Sadece bazı şanslı kimseler en sevdikleri işi yaparak yaşamlarını kazanmaya muktedirdirIer. Bir ressamya da bir müzisyen, kendisine bir servet kalsa dahigene de kendi çalışmalarına devam eder.Çünkü, genellikle, onun işi kendisinin bir parçasıdırve onun zevki haline gelir. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 Astral alem Ruhsal Alem'in bir parcasıdır.Astral alem, aşağı seviyedeki uzantılardanen yüksek kademelere kadar, birçok değişenderecelerde tezahür eden tek bir Yaşam'dır..Silver BirchYüksek Rehber Ruh .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 .. Astral Alem'de, Çeşitli Uğraşı KonularıYaşamı boyunca nefsani amaçlarla iş güç peşindekoşmaktan başka bir şey düşünmemiş olan inssaniçin spatyom, önceleri, biraz sıkıcı gelecektir.Bu hal, özellikle, parayı sırf paranın kendi hatırı içinsevmek gibi huy edinmişse, daha belirgin olacaktır.Bu türden bir insanın, spatyomda gerçekten mutlu olabilmesi için, daha başka şeylere alâka duyması gerekecektir.Ancak, eğer bir insan yaşamı sırasında müzikten hoşlanıyorsa, bu takdirde ölümünden sonra dahoşlanacak ve önceden tatmin edememiş olduğu özlemini gidermek için bir çok fırsata kavuşacaktır. Müziksever kişi isterse, vaktinin tümünü dünyanın üretebileceği en iyi müziği dinlemekle geçirebilir.Mesafeler artık bir engel oluşturmaz: Bir süre için Londra'daki bir Opera'yı dinleyebilir; sonra, en çokbir dakikalık bir gecikme ile New York'daki, ya da Avustralya'daki bir başka icraatı dinliyor olabilir.Eğer yeniden enkarne olmamışlarsa, geçmişinbüyük müzisyenleri ile karşılaşabilir.Fizik dünyadaki müziğin, Astral Alem'in daha suptil maddesinde oluşturduğu görkemli düşünce formlarını görebilir. Yaşamı sırasında herhangi bir müzik aletini çalmamasına rağmen, bundan böyle hayâl gücü ilemüzik üretebilir. Fizik dünyada, güzel müzik parçaları tahayyül edebilen, ancak işin tekniğini bilmediğindenötürü meramını ifade edemeyen birçok insan vardır.Bu türden bütün insanlar astral alemde gerçekten de kıskanılacak durumdadırlar. Çünkü, kendilerine ilişkindoğal özlemleri, tamamen fizik aleme ilişkin şartların yardımına bağlı olmayan nesnelere yöneliktir. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 .. Sanattan hoşlanan insan için, dünyanın tümbaş yapıtları, sanat galerilerinde de olsalar,özel kelleksiyonlarda da olsalar, artık kendisinin istediği gibi gezebileceği bitmez tükenmez bir resim sergisini oluştururlar.Birçok sanatsever, yaşamı boyunca örneğin Roma'ya gitmek istemiştir. Böyle bir kişi için, sadece oradaki sanat eserlerini sindire sindire seyretmek bile büyük bir hazdır.Sanatsever bir kişi, geçmişte yaşamış olan sanatkârlar ile karşılaşabilir. Bu sanatkarların fizik dünyaya ölerek, spatyoma geçtikleri için uğraşılarına duydukları ilgiyi yitirdiklerini sanmamak gerekir. Aksine, spatyom'da sanatlarını anlatabilmek için fırça ve tuval kullanmaya ihtiyaçları olmadığından, artıkgüzel düşünce-formları yaratmaktadırlar.Fizik dünyadaki tek anlatım metodları tuvalleidi ama, ölümden sonra yarattıkları düşünce formları aynen buradaki resimler gibidirler;onlar gibi gözle görülebilirler ve çok dahagüzel olurlar.Buradaki çok sanatkar eserleri tamamlandığı zaman, herkes, yeteneklerini alkışlasa dahi kendilerinin hiçbir zaman tatmin olmadıklarını belirtmiştir.Çoğu kez, "Hayal gücümün canlandırdığını,tuval üzerine tam olarak aktarabilseydim neiyi olurdu. Fakat, hiçbir zaman tam olarakortaya çıkmıyor," derler.Astral Alem'de yaratılan resimler sanatkârın algıladığına tıpatıp uyduğu için, sanatkârların hayal güçlerinin yaratıları orada fizik dünyadaki en iyi resimlerden daha güzeldir.Astral Alem'de kitapseverler de hoşça vakit geçirirler, çünkü fizik dünyanın kütüphaneleri artık araştırmalarına açıktır. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2013 .. Ölümden sonra bir insana ne olduğuna dairbir örnek vermek için, tamamıyla fizik dünyayaşamı içinde yaşayan türden bir insanı elealalım.Bunu söylemekle, bu insanın kötü biri olduğuya da birçok kötü huyu bulunduğunu anlatmakistemiyoruz. Aksine, muhtemelen, yaşamısırasında oldukça popüler bir kimsedir vedaima bir arkadaşlar grubu ile çevrili olup,genellikle hakkında herkes iyi şeyler söyler.Muhtemelen, zevkleri, iyi yaşamak, tiyatrolara,danslara gitmek ve 'sosyete insanı' denilentürden bir kimsenin yaşamını oluşturan binbirişi yapmaktan ibarettir. Kuşkusuz, başarılı bir işadamıdır ve örnek bir eş olarak mütalaa edilir.Her şeye rağmen yine de yaşamı/hem işi hemde zevkleri, sadece fizik dünyada elde edilebilirtürden fiziki unsurlara bağlıdır. Çevresine bakanherkesin görebileceği gibi, böyle birçok insanvardır.Bu tür bir insan, ölümden sonra, muhtemelençok sıkılacak ve hemen hemen yapacak hiçbirşeyi olmayacaktır.Kısa bir süre sonra, iyi akşam yemeklerinin ve karmaşık iş uğraşlarının düşünce-formlarnı oluşturmak, fiziki sonuçlar alınmayınca, hiç de tatmin edici olmayan bir vakit geçirme metodu haline gelir.Yeryüzündeyken yediği yemeklerin ve içtiğişarapların tadını tahayyül edebilmesine vehatta takdir edebilmesine rağmen, en kalitelişarapların içildiği iyi bir akşam yemeğindensonra duymaya alıştığı fiziki tatmini duyamaz.Ne kadar çok içerse içsin, içki içtikten sonra,yaşamı sırasında hissettiği sonucun aynısınıhissedemez ve fizik dünyadaki iyi bir akşamyemeğini izleyen doygunluk hissi "astral"yemekte mevcut değildir.Hayal gücünde oluşturulmuş başarılı bir iş uğraşısından da fazla bir tatmin elde edemez.Çünkü, Astral Alem'de herhangi bir şey satınalınıp satılamayacağı için, bu yoldan edineceğiparayı kullanamaz.İstediği miktarda, binlerce altın düşünce formlarını oluşturabilir ama, bu altınlarla ne yapabilir ki?Hiçbir şey!Hazinelerle çevrili olarak bir ıssız adaya düşen bir kimseye benzetilebilir.Uygar bir ülkeye taşıyabilmesi halinde kendisi için çok değerli olacak bu hazine, hiçbir alıcının ve alınacak hiçbir şeyin bulunmadığı bu yerde işe yaramaz.Issız adadaki insan, kurtarılma ihtimali olduğu sürece; Astral Alem'deki insana nazaran daha avantajlıdır; yeni bulduğu serveti ile ülkesine dönebilir."ÖLÜ" insanın böyle bir ümidi yoktur.Çünkü fizik dünyaya geri döndüğünde, önceki yaşamlarında edindiği deneyimlerden başka bir malı mülkü olmayan bir çocuk olarak gelir."Yüksek Benliği"tarafından bilgi haznesinde depolanan bu deneyimleri giderek evrimleştikçe, fizik seviyeye indirmeye daha bir muktedir olur.Astral Alem'deki kişi, alıştığı sporları yaparkende buna benzer bir tatminsizlik duyar. Örneğin, golf oynadığını düşünelim. Yeni yaşamında,arzu ederse, hala daha golf oynayabilir. Fakat,bundan çabucak bıkacaktır. Çünkü, yaptığı her atış, topa vururken düşündüğü noktanın tam üzerine isabet eder. Oynanan her bir raund, hiçbir zaman bir öncekinden farklı olmayanmükemmel bir raunddur. Golf oynayan kişi, yapmayı arzu ettiği vuruşun bir düşünce formunu oluşturur ve akışkan astral madde, zihinde ifade bulan düşünceyi derhal form halinde yerine getirir.Böyle bir oyunun kısa bir süre sonra ne kadar sıkıcı bir hale geleceğini ve fizik dünyada birgün usta bir oyuncu, ertesi gün ise belki de acemi biri gibi oynayacağı oyunlardan ne kadar farklı olduğunu kolaylıkla tahayyül edebiliriz. Sonucun kesin olmayışı oyunun çekiciliğini oluşturuyordu, bu husus artık astral seviyede mevcut değildir. .. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.