Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

YAĞDIKÇA...


Misafir şevval

Önerilen İletiler

YAĞDIKÇA...

 

Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,

Kavim göçlerinden bu yana ağlayan

Ve durmadan

Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler

Çalan, çaldıran, yakalatan

Adı bende gizli bir kadındı İstanbul

 

Şehre bir yağmur yağdı

Ben ağladım

 

Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan

Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses

Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır

Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü

yerlerinden

Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk

sipariş edildi yeniden

 

Bir şehre yağmur yağdı

Ben ağladım

 

Kim daha çok yalan söndürdü çay

bardaklarında

Hangisi talandı demli öpücüklerin

Ve buğularda yitirilen kimin adıydı

Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu

Soyulur muydu kabuğu hayatın

Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?

 

Yağmur şehre bir yağdı

Ben ağladım

 

Ben ençok seni götürdüm giderken

Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları

Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı

Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi

Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

 

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı

Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı

Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı

 

Ben...

Yağmur...

Ağladım...

 

YILMAZ ERDOĞAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çöl daha iyi

 

çöle kıyısı olan kentlerin

limanları sıkıcı olur

kuş uçar gemi geçmez,

kervan zaman içinde.

böyle kentlerde insan

fırtına gibi sever,

sevdiği için ağlamayı.

 

hangi türküde sevmekten bahsedilse

ben hicaz olurum

elimi ıslatır elinin teri

ziyan olurum

 

seni sevmekle ıslanır akşam sefalarım

hangi türküde sevmekten bahsedilse

bu çölde ben

"şair burada yaşadığı kenti çöle benzetiyor"da

bahsedilen şair olurum!

 

 

 

Yılmaz Erdoğan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sebebim derler ya...

 

 

ölümüm senden olur

bilinsin

ne uçsuz bir kan akışı

ne buğusu kadehte rakının,

ela ve sonsuz bir teneşir uykusu

gözlerinin ağlamaklı bebeğine...

 

acemi zamanlar silinsin

ölümüm senden olur

bilinsin

sen istesen aslında

bütün kafiyeleri eskitirsin

 

aklında kalmayacak aklım

başka kollar başka sarılmalar

ve her defasında alsancak

platonik rutubet kokacak

aklına bir fikir gelecek

bir çift iri memenin kuşkusuna

fidye vereceksin

 

bütün iklimlerin feri silinsin

ölümüm senden olur

bilinsin

 

gözlerin bir içimçaydı bizansta,

gözlerin,

ela teneşir uykularıma kapanan kırık pencere..

 

 

 

Yılmaz Erdoğan

(BUDA ÇOK GÜZELDİ DAYAMADIM YAZDIM:))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sebebim derler ya... 

 

 

ölümüm senden olur

bilinsin

ne uçsuz bir kan akışı

ne buğusu kadehte rakının,

ela ve sonsuz bir teneşir uykusu

gözlerinin ağlamaklı bebeğine...

 

acemi zamanlar silinsin

ölümüm senden olur

bilinsin

sen istesen aslında

bütün kafiyeleri eskitirsin

 

aklında kalmayacak aklım

başka kollar başka sarılmalar

ve her defasında alsancak

platonik rutubet kokacak

aklına bir fikir gelecek

bir çift iri memenin kuşkusuna

fidye vereceksin

 

bütün iklimlerin feri silinsin

ölümüm senden olur

bilinsin

 

gözlerin bir içimçaydı bizansta,

gözlerin,

ela teneşir uykularıma kapanan kırık pencere..

 

 

 

Yılmaz Erdoğan 

(BUDA ÇOK GÜZELDİ DAYAMADIM YAZDIM:))

19043[/snapback]

 

yılmaz erdoğan fanatiği kankim benim..yakında müptelası olucaz bu adamın şiirlerinin...alıştırdın... ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir TheLastofMohicaN

madem yazmaya başladınız neden en meşurunu yazmadınız bekledim yazarsınız die ama yamadınız ben yılmaz erdoğanı mahallenin delikanlısı mükremin çıtır ve bu şiirle sevdim

 

SEVEBİLME İHTİMALİ

 

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan

Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...

Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.

İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında

Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman

özlemeye başladım herkesi...

Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..

Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...

Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...

Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,

solculuk oynamaya başladık..

Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...

Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve

Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...

Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..

Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.

Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.

Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.

Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..

Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..

Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..

Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.

Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim

Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım

Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece

Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde

Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu

Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

 

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

 

Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini

Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü

Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum

Muş ovasının yalancı maviliğini

Otobüs oluyordum bir süre

Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde

Otobüs oluyordum

Bir ülkeden bir iç ülkeye

Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.

Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin

Korkuyordum

Sonra iniyordum otobüsten

Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,

ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,

ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.

Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan

Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam

Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda

Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği

bir yol üstü lokantasında

Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan

Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında

Ben seninle herhangi bir insan elinin

terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

 

Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!

 

YILMAZ ERDOĞAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

DOST BILDIKLERIM

 

Sanirdim gunduzdu onlarla gecem

Icimde umitti dost bildiklerim

Ne zaman yikilip yere dustuysem

Birakip da gitti dost bildiklerim

Hepsi varken baharimda, yazimda:

Kisin bir burukluk kaldi agzimda

Seneler senesi oysa gozumde

Cihana esitti dost bildiklerim

Nerde o sozlere kandigim gunler?

Her gulen yuzu dost sandigim gunler

Acidan kahrolup yandigim gunler

Ta canima yetti dost bildiklerim

Meydana cikali asil cehreler

Aydinlanmaz oldu artik geceler

Yalanlar tukendi, indi maskeler

Birer birer bitti dost bildiklerim

Korkar oldum bana *dostum* diyenden

Yoksa yok olandan, varsa yiyenden

Ne onlardan eser kaldi ne benden

Beni benden etti dost bildiklerim :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir TheLastofMohicaN

SEBEBİM DERLER YA...

 

 

 

ölümüm senden olur

 

bilinsin

 

ne uçsuz bir kan akışı

 

ne buğusu kadehte rakının,

 

ela ve sonsuz bir teneşir uykusu

 

gözlerinin ağlamaklı bebeğine...

 

 

 

acemi zamanlar silinsin

 

ölümüm senden olur

 

bilinsin

 

sen istesen aslında

 

bütün kafiyeleri eskitirsin

 

 

 

aklında kalmayacak aklım

 

başka kollar başka sarılmalar

 

ve her defasında alsancak

 

platonik rutubet kokacak

 

aklına bir fikir gelecek

 

bir çift iri memenin kuşkusuna

 

fidye vereceksin

 

 

 

bütün iklimlerin feri silinsin

 

ölümüm senden olur

 

bilinsin

 

 

 

gözlerin bir içim çaydı bizansta,

 

gözlerin,

 

ela teneşir uykularıma kapanan kırık pencere

 

 

yılmaz erdoğan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herşey yapılabilir

 

Bir beyaz kağıtla

 

Uçak örneğin, uçurtma mesela.

 

Altına konulabilir

 

Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için

 

Sallanan bir masanın.

 

Veya şiir yazılabilir

 

Süresi ötekilerden kısa

 

Bir ömür üzerine..

 

 

 

Bir beyaz kağıda

 

Herşey yazılabilir,

 

Senin dışında..

 

Güzelliğine benzetme bulmak zor,

 

Sen iyisimi sana benzemeye çalışan

 

Herşeyden:

 

Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor.

 

Belki tabiattadır çaresi

 

Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin..

 

Ve benim

 

Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim..

 

Anlarım bitkiden filan

 

Ama anlatamam

 

Toprağın güneşle konuşmasını

 

Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

 

 

 

Sen bana ışık ver yeter

 

Bende filiz çok..

 

Köklerim içimde gizlidir

 

Gelen giden, açan soran, bere budak yok

 

Bir şiir istersin

 

"içinde benzetmeler" olan

 

Kusura bakma sevgilim

 

Heybemde sana benzeyecek kadar

 

Güzel birşey yok

 

 

 

Uzun bir yoldan gelen

 

Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum

 

Yaralı yarasız sevdalardan geçtim

 

Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu

 

Herşeyi anlattım..

 

Olan olmayan, acıtan sancıtan..

 

Bilsem ki sana varmak içindi

 

Bütün mola sancıları

 

Bütün stabilize arkadaşlıklar

 

Daha hızlı koşardım

 

Severadım gelirdim

 

Gözlerinin mercan maviliğine..

 

 

 

Sana bakmak

 

Suya bakmaktır..

 

Sana bakmak

 

Bir mucizeyi anlamaktır..

 

 

 

Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır

 

Aşk sorgusunda şahanem

 

Yalnız kelepçeler sanıktır

 

Ne yazsam olmuyor

 

Çünkü bilenler hatırlar..

 

Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar

 

Bahçıvan değil tüccarlardır

 

Sen öyle göz,

 

Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı

 

Sen teninde cennet kayganlığı iken,

 

Sana şiir yazmak ahmaklıktır..

 

 

 

Bir tek söz kalır

 

Dişlerimin arasından

 

Ben sana gülüm derim

 

Gülün ömrü uzamaya başlar

 

 

 

Verdiğim bütün sözler

 

Sende kalsın isterim

 

Ben sana gülüm derim

 

Gül sana benzediği için ölümsüz..

 

Yazdığım bütün şiirler

 

Sana başlayan bir kitap için önsöz

 

 

 

Sana bakmak

 

Bir beyaz kağıda bakmaktır.

 

Her şey olmaya hazır

 

sana bakmak

 

suya bakmaktır..

 

gördüğün suretten utanmak..

 

sana bakmak

 

bütün rastlantıları reddedip

 

bir mucizeyi anlamaktır..

 

sana bakmak

 

Allah’a inanmaktır.

 

yıLmaz Erdoğan..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÖMRÜM ÖMRÜM

 

mum yanar

mum ışıldar

kendileri yoktur gölgeleri oluşur

ferinden korkulsa da rahmetin

yenilmez toprağa can katmanın kudreti

bir ömre kaç hayat sığar

görülecektir....

mum aydınlar

mum sınar

ayrılık acısı kadar seversin

ve sevmenin coşkusu kadar koyar insana

aşk sözlüğünden ayrılmak

mum yaralanır

mum sürer

kem göz sahibini sürükler

son çağındır artık

fitil kokar

gövdende birikir

senden eriyen parçalar

mum biter

mum söner dibine hayatın

işte yaşadım dediğin

bir mum ömrüdür

eren

ve

eriten kendini....

YILMAZ ERDOĞAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu Yol Nereye Gider

 

 

 

bir kuğunun boynuna dokunurken…

 

yol bir yere gitmez

içerde

düz saçlara uğrar

ayak üstü bir akşamüstü

her plansız ürperişin sonu

hüsran

ve hüsran

çok sanat müziği bir kelimedir

 

yol bir yere gitmez

o bir durma biçimidir

yol yoluyla gidebilir yare

yoldan çıkabilir apansız

ve ömür bitebilir yoldan once

ama yol bir yere gitmez

o bir durma biçimidir

yaşamak

hızlı bir ölme biçimidir

düşünce ışıktan yavaşsa

erken gidilmelidir

gerdan sözcüğüne

bir kuyumcuda da rastlayabilirsin

bir kasapta da

kalbin sızlamaz

bir kuzu yüreğini vitrinde görünce

o bir beslenme biçimidir

ama korkarsın

kurdun sevdiği havadan

ayakkabı yaparsın yılandan

 

yol bir yere gitmez

o bir durma biçimidir

her garantiyi istersin hayattan

oysa ölümle yaşam arası

uzun malum ince bir yol

bir yere gitmez

o bir ölme biçimidir

 

iyi yolculuklar denmez bir gidene

yapılamaz çünkü

çok yolculuk bir seferde

yolcu denmez her gidene

herkes o yolun taraftarı olmayabilir

hiç bir sürgün

gittiği yolu sevmez mesela

 

 

yol bir yere gitmez

o bir susma biçimidir

soğuk bir taşıtın uğultusunda

 

ağustos 2000, gevaş

.

 

Yılmaz Erdoğan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mavilere Uyanmak

 

yedi iklim geçer,

ağarıp solan güz ışıklarından

yalan pencerelere doğru...

uykularda olur ne olursa

yangınlar,

takvim ziyanları,

gömülü sevdalar...

iksir gibi yayılır

hücrelerimin rehavetine ıslaklığın

düş tüccarları ağır mesaidedir...

uykularda olur ne olursa,

talanlar

ve beton serinliği

inşaat halindeki aşkların...

uykularda ölür ne ölürse,

kıpırdayan su

gülümseyen yel...

yedi iklimin oralarda

kavalını kırmış bir çobandır

gökyüzü,

aklında new orleans

heybesinde caz!

yedi iklimin

bar olduğu yerdedir uykunun

alkol imparatorluğu

kalabalık avındadır bakışlar...

uykularda olur ne olursa,

bitmez efkar kırları

bazı saçlarda

ve ölüm gibi suskunluklar açar

derin kuyularda...

ve şaka gibi

ve sarsak sarsak

ve kımıl kımıl

bir yaşamaktır

MAVİLERE UYANMAK

en kesif karanlıklara kafa tutan

gözlerinin mavisine kuşanmak...

senin kanatların var,

benim köylü yüreğim...

operada tezek kokusu

bu şehirdeki varlığım! ..

beni taşıyacak vesaitim yok

bu caddeüstü sevdada

ellerinden gayrı..

'gayrı dayanamam ben bu hasrete'

ya beni de yitir

ya sen de git

beni götürdüğün yere...

türküleri sev

yalan kahkahalardan uzak dur

canımın suyuyla yıka ellerini..

aklımın maharetiyle giydir

en mavi yerlerini...

senin adın

buzul mavisi!

çünkü mavilerde uyur,

benden sana geçen

sende beni kalkındıran ne varsa!

sevdiğim, açlığımın uzak ufku,

her sabah;

güneşten ne zaman işaret alırsan

ne zaman dar gelirse soluğun

böyle uzun sarılmaklara,

fikrini kurcalarsa eğer

açık korkular,

işte o zaman

mavilere,

mavilere

uyandır beni...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

uyuruyanık

 

sana uykular taşıyacağım deliksiz

süslü kahvaltılar gibi

kahvaltısız sabahlar

seni uyandırmanın en güzel yolunu bulup

kıyamayacağım uyandırmaya

kimse görmüş değil henüz

bir meleğin nasıl uyuduğunu ama

hala benzetiriz

bir meleği

bir güzelin uykusuna

ama sen melekler gibi uyuma

melekler gibi uyan

tam da çağla zamanında baharın

gözünün sürmesini yüreğime akıtman

bir uykunun en güzel yanı

seninle uyanmaktır

senden uzak bir uykuyla

kandıramıyorum hiçbir geceyi.

 

yılmaz ERDOĞAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

admine sor en iyisi ama dediğim gibi kontrol panelinden halletmeyi bir dene

 

en son admine posta attım ama bu arada sorunu hallettim sag üstte secenekler diye bi buton var ordan hallediliyormus karcicegim ve sen çok ilgilendiniz size tşk arkadaslar

 

sevgiler :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

değişen ben değilim

dönüşen savaş

yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:

 

bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlamak

 

şimdi ölüm bile yetmiyor

acılarımızı tartmaya

dostlar

alıngan bir sahili pinekliyorlar

bir merhaba'yı bıçaklar gibi artık

selamlaşmalar

 

değişen ben değilim

dönüşen savaş

 

artık zaman bile yetmiyor

yaşadığımızı sanmaya

 

yine de ışıklar bu kenti

güzelmiş gibi gösteriyor

geceleri...

 

geceler...

yani

Ahmet Haşim'in kafiyeleri...

 

seni aklıma düşüren

yerçekimi değil

yalancı yıldızlar

öyle uzaksın ki

üflesem soğuyacaksın

sarılsam okyanus

 

bir aşka yetecek kadar

ve anımsatacak kadar

sebepsiz bir ölümü,

acılarımız

ve kafiyelerimiz var...

 

işte hepsi bu kadar...

 

Yılmaz Erdoğan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ADIN BAHARDI

 

 

Kente yalnızlık gelirdi sen uyuyunca

Yüzümde mevsim değişirdi uyandığında

Bilmezdin gizliden seni sevdiğimi

Aşkın içimde solardı adın bahardı

 

Eteğini koştururdun sokağımızda

Sokak sus pus olur sana bakardı

Bilmezdin gizliden izlediğimi

Gözlerim gözlerinden korkardı

Hatırlıyorum adın Bahar’dı

 

Sokakta bir bayramdı durakta bekleyişin

Sanki sonsuz bir ayrılıktı okula gidişin

Bilmezdin her sabah seni yolcu ettiğimi

Yüreğim yol boyu ardından ağlardı

Hatırlıyorum adın Bahar’dı.

 

YILMAZ ERDOĞAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BÖYLEYMİŞ :clover:

 

 

Yanarmış yürek böyle

Islak bir yeşil sebebiyle

Kaçarmış insan kendinden

Nereye gittiğini bilmeden

Ağlarmış gizlice

Kurumuş toprağı ıslata ıslata

Severmiş de sevilmezmiş

Yalan da olsa gülermiş

Sebebini bilmeden

 

 

Yılmaz ERDOGAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

YAĞDIKÇA...

 

Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,

Kavim göçlerinden bu yana ağlayan

Ve durmadan

Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler

Çalan, çaldıran, yakalatan

Adı bende gizli bir kadındı İstanbul

 

Şehre bir yağmur yağdı

Ben ağladım

 

Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan

Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses

Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır

Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü

yerlerinden

Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk

sipariş edildi yeniden

 

Bir şehre yağmur yağdı

Ben ağladım

 

Kim daha çok yalan söndürdü çay

bardaklarında

Hangisi talandı demli öpücüklerin

Ve buğularda yitirilen kimin adıydı

Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu

Soyulur muydu kabuğu hayatın

Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?

 

Yağmur şehre bir yağdı

Ben ağladım

 

Ben ençok seni götürdüm giderken

Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları

Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı

Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi

Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

 

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı

Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı

Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı

 

Ben...

Yağmur...

Ağladım...

 

YILMAZ ERDOĞAN

:clover:

 

Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi

Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

 

çok güzel bir şiir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ANLADIM

 

 

 

anladım

 

sabahları açılır

 

esnaf çarşıları yeminle

 

"bedreddinim bir ağaca asılır"

 

 

 

anladım

 

en büyük yalan yemindir

 

edilir sabahları

 

gecesini hatırlamayan esnafların

 

 

 

tüm merasimleri gömdüm

 

ömrümün reklam amaçlı takvimlerine

 

anladım

 

kimse üzgün değildi

 

bayraklar yarıya indiğinde

 

 

 

bir tek el isteyen

 

yordam ve özür dileyen

 

 

 

anladım

 

herkese kötü şeyler hatırlatan yüzüm

 

evet yüzümdü

 

her görüşmeye taşıdığım

 

kandırılmaya gönüllü bir gönülle

 

az sütlü neskafelere sigaralar iliştirdim

 

göz gördüm başka açılara ayarlı

 

uzun bir yüz gördüm

 

meğer filmin sonu diye ayarsız

 

fin yazardı se end zamanında

 

bir zamanlar

 

fransızlar hep fransız kalacaklar

 

sabah sinemasında pazarları

 

 

 

aklımı alıp doğduğum evin

 

müze olma isteğine saklayacaklar

 

ama kavaklar büyüyecek

 

herkesten gizli boyatmak

 

bir kavağın becereceği iştir ancak

 

 

 

anladım ki ağaçlar

 

toprağa acı verdikçe büyüyorlar

 

 

 

her pazartesi and içip

 

cumaları marşa basan

 

camiler dolusu yemin edip

 

taburlarca yalan söyleyen

 

bu toprakta bu ağaç

 

kuruyacaktır elbet

 

 

 

anladım

 

kimseye acı vermeden

 

büyünmüyor

 

namusum ve şerefim ve

 

çocukluğumun üzerine beton dökerim ki

 

tüfek filan değil

 

çimento icat edildi de

 

bozuldu mertliğin mimarisi

 

esrarlı bir ülkeye göçtü sabrin taş ustaları

 

 

 

anladım

 

altı dükkan olsun istiyor evinin

 

ve ağlamaklı bulmuyor apartımanları

 

benim taş ustamın karısı

 

ve her yerde

 

şube açmak istiyor

 

iskender kebabını icat eden

 

büyük iskender’in çocukları

 

ki gölge filan etmez

 

yoğurtlu bir ziyafet çekerdi

 

diyojen’le karşılaşsaydı.

 

 

 

anladım

 

bursalı iskender’in

 

romalı arkadaşından daha çoktur

 

uygarlığa katkısı

 

 

 

oysa

 

bu satırlarla üstünü örten ben

 

kelimelerle sargı bezi ve

 

melhem yapan

 

ozanlığı en çok kendini üzen ben

 

anladım

 

sadece öğlenleri açarım yaramı

 

ve hiçbir yerde şubesi olmaz

 

bu kanamalı hastanın

 

 

 

anladım.

 

 

YILMAZ ERDOĞAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.