Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Güya, Mısır’daki darbecilere posta koydu. Büyükelçimiz Hüseyin Avni Botsalı’yı geri çekti. Baktı ki kişisel hesapları ile patronu ABD’ninki birbirini tutmuyor; Kasımpaşalılıktan geri vitesine taktı. Söylediklerini çaktırmadan (!) yalayıp Kahire’ye yeniden paketledi Botsalı’yı.

 

 

“Usta devlet adamı” dediğin böyle olur!..

 

Bir ileri, iki geri vitesli…

 

Güya, Mısır’daki darbecilere posta koydu. Büyükelçimiz Hüseyin Avni Botsalı’yı geri çekti. Baktı ki kişisel hesapları ile patronu ABD’ninki birbirini tutmuyor; Kasımpaşalılıktan geri vitesine taktı. Söylediklerini çaktırmadan (!) yalayıp Kahire’ye yeniden paketledi Botsalı’yı.

 

Her daim aşağıladığı Mısır Hükümeti ise Usta’ya esaslı bir devlet adamlığı desteği verdi;

 

“İçişlerimize karıştığınız müddetçe biz Büyükelçimizi Ankara’ya göndermiyoruz”..

 

“Devlet Adamlığı” ve Devlet müessesesi bir kez daha ayağa düşürüldü.

 

Tu-kaka edilen Mısır’dan esaslı bir devlet şamarı yemeye mahkum edildik.

Tayyip Erdoğan ve avenesini “Devlet Adamlığı nasıl pas pas edilir” in en güzel örneklerini sergiliyor.. Bunlar toplanıp Üniversitelerin Uluslar arası ilişkiler bölümünde ders kitabı olarak okutulmalı.

 

Emekli Büyükelçi Onur Öymen’e bu son fotoğrafı sorduk. Öymen, diplomasi ve devlet adamlığı dersi verdi;

 

“Diplomaside ilkeleri savunursanız kimse bir şey demez. Bunun yerine ülkelerin içişlerine karışacak şekilde, fiilen iktidarı elinde bulunduranlara resmen cephe almış bir hava yaratırsanız sonuçları olur. ’Müslüman kardeşleri seviyoruz, onların iktidarda olmasını istiyoruz, onların yerine geçenleri de gayrimeşru sayıyoruz’ derseniz ipleri koparırsınız. Sizden başka bunu söyleyen bir ülke var mı dünyada? Şöyle bir kanı uyandırıyorsunuz; ülkeler arası ilişkiler bir yana, Müslüman Kardeşler bir yana. Sizin tavrınız; devletler arası ilişkilerin önemi yoktur, Ortadoğu’da Müslüman Kardeşler ağırlıklı bir bölge yaratmak. Suriye için de böyle, Mısır için de böyle, Hamas için de böyle. Her tarafta Müslüman Kardeşler iktidar olacak, destekleyeceğiz, her yerde onların hamisi olacağız. İzlediğiniz politika bu.

O bakımdan devletler arası ilişkilerin tabiatı ve özelliklerini unutmamak gerek. Parti olarak böyle bir eğiliminiz olabilir ama siz bir devleti yönetiyorsunuz. Devleti yönetmenin uluslararası ilişiklerde kuralları vardır. Dünyada Müslüman Kardeşler’den memnun olmayan ülkeler de vardır, Müslüman Kardeşler’in devrilmesinden memnun olmayan ülkeler de vardır. Hangisi sizin lisanınızı kullanıyor. Böyle öfkeyle dış politika yürütülemez. Öfkeyle dış politika yürütülemez. İşin ince tarafı burasıdır.”

 

Deneyimli diplomat, şu sözleri ile dünden yarınının fotoğrafını da çekti;

 

 

“Belli bir projeyle iktidar olmuşlar: Bir daha gitmeyeceksiniz. Bu iktidarı Cumhuriyetin değerlerini, devletin yapısını, sosyal yapıyı, halkın dokusunu değiştirmek için kullanacaksınız. Türkiye’yi bambaşka bir ülke haline getirmek için kullanacaksınız. Türkiye’yi Osmanlı’nın devamı haline getireceksiniz, Cumhuriyeti de anlamsız parantez haline sokacaksınız… Bunu görmemek için kör olmak lazım.

Bunların iktidara gelmelerinde yabancı ülkelerin de büyük payı var. Kendilerinin her dediğine ’evet’ diyecek, Türkiye’nin çıkarlarını korumayacak, onların çıkarlarını koruyacak bir hükümet olsun hatta muhalefet te olmasın. Bizim dediğimizi yapsınlar. Bilmiyorlar ki; onların da bir projeleri var, o projeler söz konusu olduğunda ABD’ye de her zaman ’evet’demiyor. Farklı şeyler söylüyor. Mısır, Hamas, İsrail konusunda farklı şeyler söylüyorlar. Bunlar başka insanlar. Farklı şeyler yapmak için gelmişler. Bunu bizim ve yabancıların görmemesi mümkün değil. Çok uzun süre sineye çektiler, hoş gördüler. Esas itibariyle istedikleri oluyordu. Örneğin Kürecik’e radar kurulduğu için bir çok yaptığını görmezlikten geldiler. İnsan Hakları konusunda hiçbir eleştiri gelmedi.

Uluslar arası ilişkiler menfaate dayanır. Batılı ülkelerin kendi menfaatleri için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Uluslar arası ilişkilerde menfaat önemlidir. Kendi halkına iyi mi, kötü mü davranıyor, insan haklarını ihlal mi ediyor, o kadar önemli değil. Benim dediğimi yapıyor mu, yapmıyor mu; buna bakarlar. Örneğin, Suudi Arabistan’a yönelik bir eleştiri var mı? İnsan hakları, demokrasi, özgürlük, kadın hakları var mı?.. Yok. ABD’nin dediğini yapıyor. Bunu anlamamız için daha bizim neler yaşamamız lazım bilmiyorum.

Suriye’ye müdahale esas olarak İsrail’in istediği bir politika. Eğer müdahale olursa o zaman karşı tepkiler doğacak, terörist eylemler olacak. Bunun karşısında ABD müdahalesini sürdürecek. Bölgesel çatışmaya dönecek.”

 

 

Onur Öymen’in sözlerinin bittiği noktada Usta’nın Suriye’ye müdahale konusunda şu sözlerine de büyük devlet adamı şaheserlerine(!) ek olsun diye bir daha bakalım;

 

“Biz her türlü koalisyona varız”

 

Şeytanı temsil eden emperyal güçler bile tecavüze formül bulmak için inim inim inlerken, bizimkisi balıklama kayıtsız, şartsız-şurtsuz dalıyor.

 

**************

 

“Usta devlet adamı” böyle olur gerçekten!..

Yalandan ağlamaktan gözleri şişen, tüm dünya Müslümanlarının hamisi(!) “Müslümanlar katledilsin de, nasıl edilirse edilsin biz her şeye varız” demeye getiriyor.

Bu Emevici zihniyetten nasıl kurtulacağız acaba?..

 

 

Ahmet Takan

 

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Terör ceteleriyle dostluk kuran bir iktidar dünyanin hicbir ülkesinde yoktur bizim disimizda.

 

Suriye'li teröristleri acikca destekliyor desteklemekle kalmiyor örtülü ödenekten onlara para akitiyor,nasil olsa hesap verme mecburiyeti yok.

PKK ile dost oldu,cünkü PKK onun koltugunu saglamlastiran tutkaldir.30 bin insani katleden kisinin emirleriyle,talimatlariyla siyaset yapip,bu ülkenin,milliyetcisine,vatanseverine,bayragi namus bilenine hakaretler yagdirarak PKK'ya yandaslik yalakalik yapiyor koltukta kalabilmek icin-mi?Yoksa kendisine verilen Türkiye Cumhuriyeti'ni tarihe gömeceksin misyonunu yerine getirebilmek,SEVR'i yeniden masaya yatirmak icin mi?

 

Biliyorsunuz,bunlarin ecdatlari olan Osmanli isgal güclerinin hazirladigi ve Güneydoguda Kürdistan Devleti olan SEVR'i imzaladi.Lozan'la Türk milleti'nin namusu kurtarildi,Türk Milleti'nin namusuna isgal gücleriyle isbirligi yaparak tasallut etmeye calisanlar Mustafa Kemal Atatürk'ün tokadi ile neye ugradiklarini sasirdilar.Bugün Recep Tayyib Erdogan bu tokadin intikami icin mücadele veriyor.Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldirarak SEVR'i yeniden Türk Milleti'nin önüne koyuyor.

 

""Türk kelimesi, Gök-Türk Devletinin yıkılmasından Jön-Türklerin kuruluşuna kadar yaklaşık 1200 yıl boyunca Türkler tarafından hiç kullanılmamış ve kelime adeta Türkler tarafından sürgüne gönderilmiştir. Osmanlı, İstanbulun fethinden sonra Müslüman Roma İmparatorluğu idi.

Ziya Gökalp, "Bu milletin yakın zamana kadar kendisine mahsus bir adı yoktu. Tanzimatçılar ona: Sen yalnız Osmanlısın. Sakın başka milletlere bakarak sen de milli bir ad isteme! Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasına sebep olursun demişlerdi. Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusu ile, Vallahi Türk değilim. Osmanlılıktan başka hiç bir içtimai zümreye mensup değilim demeye mecbur edilmişti" derken son derece haklıydı.

1912 yılında Sebilürreşat dergisinde çıkan bir yazıda "Türk" kelimesinin kullanılması, dinsizlik, kafirlik sayılıyordu. 1913 tarihli "Mecmua-i Ebuzziya" dergisinin 94. sayısında, "Bizim Türklüğümüz sembolizmden başka bir şey değildir. Bizler, yani Türkler Müslümanlık içinde erimişizdir. Türk falan değil, sadece Müslümanız" deniliyordu. Üniversitede profesörlük yapmış olan Ahmet Naim, 1913 yılında yazdığı "İslamda Dava-i Kavmiye" adlı kitabında, Türke karşı savaş açmıştı ve "Türkün geçmişini bilmesine, öğrenmesine lüzum ve ihtiyaç yok" diyordu.

1919-1920 yıllarında şeyhülislamlık görevine getirilmiş ve ülkeden kaçmak zorunda kalmış olan Mustafa Sabri Efendi, Türke Türklük benliğini vermek isteyenleri "soysuzluk"la suçluyordu. Türkiyede İngiliz Muhibler Derneğinin kurucularındandı ve Kuvay-ı Milliye mensupları için ölüm fetvası da çıkartan da o idi. Mehmet Akif ise Türklükten söz eden Ziya Gökalpa "kaltaban" sıfatını yakıştırıyordu.

Tespitlerimize göre Gök-Türklerden sonra "Ben Türküm" diyen hükümdar sayısı yalnızca yedidir. Sultan Alpaslan, Harezmşah Muhammed, Timur, Babür, Hüseyin Baykara, II. Abdülhamid ve son Buhara hanı Said Alim Han.""

 

Yukarida Ahsen Batur'in tespitlerini okuduktan sonra Atatürk düsmanliginin nedenlerini,10 yildir bu ülkeyi yöneten kafalarin neden biz Türk'üz diyemediklerini anlamamak icin artik hicbirsey bilmemek gerekir.Öyle saniyorum ki fotograf cok net olarak karsimizda diurmaktadir.

 

Gezi eyleminde elinde Türk bayraklari olanlarin Cevik Kuvvet Tomalarindan sikilan zehirli sularla nasil yerlerde süründürüldüklerini unutmadik.Türk Bayragi tshrik unsuru diyerek onu gönderden indirten vali,subay ve digerlerini unutmadik.

 

Türkiye'yi bu rezil duruma sokanlarin amaclari bence cok ayan beyan ortadadir fazla irdelemeye gerek yoktur.

 

saygilarla
 

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.