Φ the_enemy Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2005 herkese öncelikle merhabalar diliyorum.ben steye yeni katıldım.zamanla hepinizle tek tek tanışacağız. Ben sizlere şunu sormak istiyorum Allah kuranda ^^Eğer siz Allaha güzel bir borç verecek olursanız onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar.Allah şükrün karşılığını veren ve çok yumuşak davranandır.^^(sebe 23) benim anlamadığım insan nasıl Allaha borç verebilir.Sonra borç verirseniz onu sizin için kat kat artırır diyor ayette bu faiz değil mi? eğer faizse Allah kullara yasakladığı şeyi kendisi mi yapıyor? Alıntı
Φ notyet Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2005 bak kardeş bu soruyu öncelikle öğrenmek için mi soruyorsun yoksa bu kurana yönelik bir eleştiri mi?Ben öğrenmek için sorduğunu var sayıp cevap veriyorum yoksa vermem Öncelikle sana tavsiyem ayeti anlamak istiyorsan tefsire bakacaksın.Gelelim cevaba.Burda Alaha borç vermek demek şudur. bir kimse bir iyilik yaptı mı Allaha borç vermiş olur yani onun mükafatını mutlaka alır.Hatta fazlasıyla alır. Kimsenin Allahta bir alacağı kalmaz. gelelim ikinci meseleye bu neden faiz olsun.Tabi burdaki borcu normal borç gibi anlarsan tabiki buna faiz dersin. herkesin yaptığının kaRŞILIĞINI ALMASI kadar daha doğal ne olabilir.Sonra Karşılığnı alması Allahın adeletini fazla fazla alması ise cömertliğini gösterir.İnşallah cevabını almışsındır Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2005 herkese öncelikle merhabalar diliyorum.ben steye yeni katıldım.zamanla hepinizle tek tek tanışacağız. Ben sizlere şunu sormak istiyorum Allah kuranda ^^Eğer siz Allaha güzel bir borç verecek olursanız onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar.Allah şükrün karşılığını veren ve çok yumuşak davranandır.^^(sebe 23) benim anlamadığım insan nasıl Allaha borç verebilir.Sonra borç verirseniz onu sizin için kat kat artırır diyor ayette bu faiz değil mi? eğer faizse Allah kullara yasakladığı şeyi kendisi mi yapıyor? 13959[/snapback] Sure ismini ya da ayeti yanlış vermişsin... Sebe Suresi 23.Ayet: O nun huzurunda, izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda da vermez.Nihayet kalplarinden dehşet giderildiğinde: "Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. (şefaatçılar):"Hakkı." derler. O, öyle yüksek, öyle büyüktür. Aynı değil galiba.... Ayetin nerde geçtiğini doğru olarak bildirirsen bakabilirim... Alıntı
Φ canugur Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 O kadar degistirilmedi degiginiz kutsal kitabin surada dahi bir kac kisi arasinda bazi ayetlerin alakasiz yorumlamalari sonunda halk ne yapsin Bir arkadasa azhab50 suresini söyledim, dini bütün arkadasim, öyle bir sure yok dedi:-))) Cünkü icerigini begenmemis olmali ki, öyle bir ayet yok diyor, farkindayim. yani evlerimizdeki kuranlar bile biribirlerini tutmuyorken, hangi yorumlarla insanlari aydinlatacaksniz. "Serkes kadini dövün" diyen kuran, yasar nuri kuraninda böyle bir emiri kaldiriyor. yazmiyor, kötü bilinmesin deie. Bu, degistirmek tahrif etmek degil midir? Sonunda aradiginizi bulamiyorsunuz. HANGISI, ARTIK BIR KARAR VERSENIZ, ÖNÜNE GELEN KURAN CEVIRISI YAPMIS; HER KES, DÜNYA GÖRÜSÜNE GÖRE BUDAMIS. saygilar Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 Diyanet işlerinin onayını almış Kuranı kerimler dışındakilere şüpheyle yaklaşmak lazım Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 O kadar degistirilmedi degiginiz kutsal kitabin surada dahi bir kac kisi arasinda bazi ayetlerin alakasiz yorumlamalari sonunda halk ne yapsin Bir arkadasa azhab50 suresini söyledim, dini bütün arkadasim, öyle bir sure yok dedi:-))) Cünkü icerigini begenmemis olmali ki, öyle bir ayet yok diyor, farkindayim. yani evlerimizdeki kuranlar bile biribirlerini tutmuyorken, hangi yorumlarla insanlari aydinlatacaksniz. "Serkes kadini dövün" diyen kuran, yasar nuri kuraninda böyle bir emiri kaldiriyor. yazmiyor, kötü bilinmesin deie. Bu, degistirmek tahrif etmek degil midir? Sonunda aradiginizi bulamiyorsunuz. HANGISI, ARTIK BIR KARAR VERSENIZ, ÖNÜNE GELEN KURAN CEVIRISI YAPMIS; HER KES, DÜNYA GÖRÜSÜNE GÖRE BUDAMIS. saygilar 14440[/snapback] Adam yanlış alıntı yapmış... Ya da doğru ama nerden olduğunu bilmiyor... Sen ne anlamlar yükledin... Çok yeteneklisin... Alıntı
Φ canugur Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2005 ya bir anlam yüklemege gerek yok ki arkadasim, ortalik corba gibi meal kitaplariyla doldu. Halkin bunlara inandigini mi saniyoruz; Bakin tek bir konuda, bir kac örnek veriyorum: HURILER "Yaşar Nuri Öztürk Meali 32. Sulak bahçeler, bağlar, üzümler, +++33. Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar, 34. Dopdolu kadehler vardır. M. Beşir Eryarsoy - Ahmed Ağırakça Meali 31.Şüphe yok ki takva sahipleri için bir kurtuluş vardır. 32.Bahçeler ve üzüm bağları +++33. Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar Süleyman Ateş Meali 31. Korunanlar için de başarı ödülü vardır. 32. Bahçeler, bağlar, +++33. Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. Sadrettin Gümüş - Yakup Çiçek Meali 31-34. Şüphesiz takva sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, +++ göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar ve dolu kadehler vardır. Bahaeddin Sağlam Meali 31. İyiler için ise, kazanç ve kurtuluş vardır. 32. Nice bahçeler ve üzüm bağları. +++33. Genç yaşıt tomurcuk kızlar. 34. Dolu kadehler vardır. Ayntabi Mehmed Efendi Meali 31. Fakat takva sahipleri için mahalli fevz vardır 32. Meyvalı ağaçlarla dolu bahçeler, üzüm bağları +++33. Memeleri yumru yumru hepsi aynı yaşta kızlar 34. Ve dolu kadehler vardır. Ali Arslan Meali 31. Şüphesiz ki takva sahipleri için bir kurtuluş yeri vardır. 32. Bahçeler ve üzümler. +++33. Aynı yaşta tomurcuk gibi kabarmış göğüslü dilberler 34. Ve dolu dolu kadehler vardır Abdülbaki Gölpınarlı Meali 31- Şüphe yok ki çekinenlere bir kurtuluş, bir kutluluk ve murada eriş yeri var 32- Bahçeler üzümler +++33- Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar 34- Ve dopdolu kadehler (arapin zorunu görüyor musunuz, derdi hep genc kizlar ) Gördügünüz gibi bu yorumlari yapanlar din bilimlerinde en uzman olanlarin mealleri. Peki ya, karimiz, kizimiz anamiz ne olacak, diye sordugumuzda, SIZLERIN HIZMETKARI OLACAKLAR diyorlar. simdi böyle senaryolarla yaztilmis meallerle yola cikilirsa, din batar arkadasim, batar. Bu tomurcuk memli kiz promosyonuna kimler inaniyor bu cagda sasiyorum dogrusu. saygilar saygilar Alıntı
Φ dilku Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2005 O kadar degistirilmedi degiginiz kutsal kitabin surada dahi bir kac kisi arasinda bazi ayetlerin alakasiz yorumlamalari sonunda halk ne yapsin Bir arkadasa azhab50 suresini söyledim, dini bütün arkadasim, öyle bir sure yok dedi:-))) Cünkü icerigini begenmemis olmali ki, öyle bir ayet yok diyor, farkindayim. yani evlerimizdeki kuranlar bile biribirlerini tutmuyorken, hangi yorumlarla insanlari aydinlatacaksniz. "Serkes kadini dövün" diyen kuran, yasar nuri kuraninda böyle bir emiri kaldiriyor. yazmiyor, kötü bilinmesin deie. Bu, degistirmek tahrif etmek degil midir? Sonunda aradiginizi bulamiyorsunuz. HANGISI, ARTIK BIR KARAR VERSENIZ, ÖNÜNE GELEN KURAN CEVIRISI YAPMIS; HER KES, DÜNYA GÖRÜSÜNE GÖRE BUDAMIS. saygilar 14440[/snapback] en iyisi Arapcayi ögrenip kendin anlayacaksin kurani tefsirlerle falan.. yapamiyorsan en güvenilir meale basvuracaksin mesela komisyonun meali iyidir.. dogrudur sapik hoca mi yok memlekette meali iyi secmek lazim..hiristiyan misyonerler de kendilerine göre bir ceviri yapmislar.. ayeti gören Kuranda böyle bir ayet olduguna sasiyormus bunlari sormak sorusturmak arastirmak lazim körükörüne meale inanmak degil.. Kuran tahrife karsi korunmustur, dünyadaki bütün Kuranlarin arapcalarini karsilastirin tek bir harfin yeri degismemistir.. peygamberimiz hangi hanimini dövmüs, o dövmek cok zaruri hallerde verilmis bir ruhsat olabilir ama burada dayakta asiriya kacilmayacak mesela yüze vurmak yasaktir islamda.. bu dövmek isinin mübah oldugu durumlardan biri kadin kocasinin namusuna halel getirmissedir, yoksa sudan sebeplerle degildir.. dövmek de siddetli vurmak degil hafifce vurmaktir..kolunu bacagini kirmak gözünü morartmak degildir ve Hz peygamber karisini dövenlerden öbür dünyada bizzat sikayetcidir.. Alıntı
Φ dilku Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2005 bir de bu mealllerin bu kadar cesitlenmesinin nedeni Arapcanin zengin bir dil olmasindandir Arapcada bir kelimenin bir cok anlami olabilir, bazi cevirmenler de kelimenin zaman icinde anlam degisikligine ugradigini tesbit ederek kelimenin asil anlamini bulma cabasina girismislerdir bunlardan biri rahman kelimesinin anlaminin merhamet degil de sevgi demek oldugunu savunur, Kuran cevirilerinde dilbilimcilere cok is düsüyor ve yine bir cok ceviri metodu vardir metod farkli ise elbette ceviri de farkli olacaktir, mealler yorum zenginlikleridir kuranin tahrif edilmesi gündemde bile olamaz Kuranin indigi dilde tahrifi söz konusu olmadikca.. örnegin Arapcadan dövmek olarak dilimize cevrilen darabe fiilinin bir cok anlami vardir örtmek, ortaya koymak , mahkum olmak, aciklamak, cikartmak gibi..bazi cevirmenler de darabe kelimesinin gectigi ayeti ..yataklarinizi ayirin ve nihayet onlari cikartin (ayrilin) diye cevirmisler..bazisi darabeyi uzaklastirmak olarak cevirmis, dilbilim ve ceviri metodu ilerledikce mealller cogalacak bu normaldir. darabe fiili konusunda Prof. DR. Ismail Yakit söyle der: Ayette ele alınması gereken bir diğer kavram da maalesef “dövünüz” diye tercüme edilen “va’dribuhunne” kelimesidir. Gerçi Arapça’da “darp” fiili vurmak dövmek anlamına gelse de deyimsel olarak bir çok yerde farklı anlama gelir. Mesela “bir örnek vermek” veya “bir misalle açıklamak”, “bir örnekle anlamaya yol açmak” için Arapça’da “darabe meselen” tabiri kullanılır. Kur’an’da bu anlamda kullanımlar vardır.(Yasin, 36/78). Ayrıca Kur’an’ın bütünlüğünde ele aldığımız zaman “darabe” fiilinin dövmek anlamına gelebilmesi için fiile mutlaka “ba” harf-i cerli bir mef’ul gelmelidir(=mef’ul gayr-i sarih). Çünkü dövmek, veya vurmak mutlaka bir şeyle veya nesneyle olur. Mesela eliyle, sopayla veya başka bir şeyle gibi. Kaldı ki bu ayette böyle bir kullanım yoktur. Fiil yalın haldedir. Bu ayetin konteksine göre, göndermek veya uzaklaştırmak anlamına gelen deyimsel bir ifâdedir. Zira evli bir kadının aile düzenini bozacak şekilde bir başıboşluğu söz konusu olduğunda erkeğin yapması gereken işler sıralanmıştır. Ö nce, ona öğüt verecek, fayda vermediğinde, yatağını ayıracaktır. Şayet bu da fayda vermezse artık onu kendi ailesinin yanına tabiri câizse tebdil-i havaya gönderecektir. B ir bakıma onu kendinden bir müddet uzaklaştıracaktır. Ç ünkü bundan sonra gelen ayete göre hakemler devreye girecektir. Yani boşanma işleminden veya yeniden barışma işleminden önce yapılması gerekenler sıralanmaktadır. Keyfiyet budur. Bu kelimenin “dövünüz” şeklinde anlaşılıp uygulanması, kadının aile içi geçimsizliklerde tarih boyunca itilip kakılmasının, hor görülmesinin dinî bir kılıfı olmuştur. peygamberimiz hangi hanimini dövmüs, Hz peygamber karisini dövenlerden öbür dünyada bizzat sikayetcidir.. yukaridaki iletim de bir yorumdur bunlar da..yukaridaki iletim dövmek anlami verenlere göreydi sahsi görüsüm oldugu icin degil burda da baska anlamlardan bahsedildi..yani kelimenin anlami dövmekse de aciklanabilir bence..baska anlamlar vererek de.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.