Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2012 12 yıl Birileri derken; Kapatın Camileri gitsin de.. "Ortaçağdan kalma cehaletlerini, hayır ve sevgi yalanlarıyla maskelemeye çalışan eli kanlı kasaplar ve dindar sahtekarlar... Tüm bu ilüzyonu sonlandırıp, kilisenin barbarlığını farketmenin zamanı geldi de geçiyor. Kapatalım kiliseyi gitsin. "Kapatın kiliseyi gitsin" Hamilelik sürecinde yaşadığı sorunlar nedeniyle İrlanda'da Katolik bir hastaneye kaldırılan ve burada kürtaj talebinin günah olduğu iddiasıyla reddedilmesi üzerine acılar içinde ölen Savita Halappanavar'ın ardından bilim adamı PZ Myers "Katolik Kilisesi'ni aldırmanın zamanı" başlıklı bir çağrı yayınladı. Myers, çağrısında kiliseyi kapatma çağrısında bulundu. Myers'in çağrısı Out For Beyond tarafından Türkçeleştirildi. O çağrı şöyle: "Ortaçağdan kalma cehaletlerini, hayır ve sevgi yalanlarıyla maskelemeye çalışan eli kanlı kasaplar ve dindar sahtekarlar... Tüm bu ilüzyonu sonlandırıp, kilisenin barbarlığını farketmenin zamanı geldi de geçiyor. Kapatalım kiliseyi gitsin. Binlerce yıllık Katolik istismarın son kurbanı, durumu hamileliğinin 17. haftasında kötüleşmeye başlayan Savita Halappanavar. Genç kadın bir Katolik hastaneye giderek ölümcül bir hata yaptı: ..düşük yapmak üzereydi. Ciddi acılar çektiği bir günün sonunda Halappanavar, hamileliği için tıbbi müdahale ve sonlandırma istedi. Bu isteği geri çevrildi çünkü fetüsün kalp atışları hala devam etmekteydi ve kendilerine bulundukları ülkenin Katolik bir ülke olduğu söylendi. Halappanavar 2.5 günü daha korkunç acılar içinde geçirdikten sonra fetüsün kalp atışları durdu. Halappanavar'ın rahim boynunun tamamen açıldığı ve amniyotik sıvı akıntısı olduğu, yani düşük yapmak üzere olduğu aşikardı. Bu hamileliğin sonlanmakta olduğu ve fetüs için hiçbir umut olmadığı hastanedeki doktorlar da dahil olmak üzere herkes tarafından açıkça biliniyordu. Tüm bunlara rağmen Halappanavar'ın hayatını kurtaracak tek basit ve etik prosedürü uygulamayı reddettiler. Çünkü kalbin atmasını sağlayan büyülü bir güce cahilce, safça, aptalca bir bağla bağlıydılar. Çünkü dogma ve batıl inanç ellerini kollarını bağlamıştı. Çünkü Katolik bir ülkede, lanet olası Katolik bir hastaneydiler. Çünkü doktorların beyni çocukluklarından beri, tıp eğitimleri boyunca defalarca çürütülen ancak bir türlü aşamadıkları yalanlarla yıkanmıştı. Çünkü hastane yetkilileri inançlarını, hastalara hizmet etme görevlerinin üstünde tutuyorlardı. Çünkü o ülkedeki kanun koyucular politikalarının bir kadını nasıl öldürebileceğinden ders almaktan kaçınmışlardı. Çünkü bir avuç yaşlı kukla oynatıcı kendi teolojileri dışında hiçbir şeyi umursamıyorlar ve insanları memnuniyetle aşağılık ve geri kalmış dinlerinin sunağında kurban edebiliyorlardı. Sonuç: Halappanavar'ın rahim boynundaki açık yaradan kaptığı septisemik enfeksiyonla, günlerce korkunç acılar çekerek ölmesi. Papa ve piskoposları ve o hastanedeki dini bütün Katolikler Halappanavar'ı el birliğiyle öldürdüler. Boğazını bir bıçakla kesmiş kadar oldular ki bu ona çektirdikleri sefaletten çok daha merhametli bir ölüm olurdu. Her biri birer canavardan farksız. Cidden, kapatalım gitsin. Herhangi bir ülkedeki, herhangi bir hastanenin, Katolikliğin antik doktrinleri ile elinin kolunun bağlanmasının kabul edilebilir bir tarafı yok. Nasıl kan nakillerinin Yehova'nın şahitleri tarafından düzenlenmesine izin verilmiyorsa Katoliklerin hastane işletmelerine de izin verilmemeli. Burada kilise tarafından yasaklanmış, hayat kurtarabilecek basit ve rutin işlemlerden bahsediyoruz. Diğer herhangi bir operasyonun, katolik psikoposların aşağıdaki ussallaştırmasıyla ters düşmeyen bir yanı var mı ki zaten? Yaşama Hristiyan inancı gözünden bakanlar için bedenlerimiz kutsaldır, Kutsal Ruh'un tapınaklarıdır, Tanrı'nın suretinde yaratılmışlardır ve Yüce İsa'nın dirilmesiyle yeniden hayat bulacaklardır. Hristiyanlara göre bedenlerimiz bize ait değildir ve onlarla her istediğimizi yapamayız. Bedenlerimiz Tanrı'dan gelir, Tanrı'nın suretinde yaratılmışlardır ve onunla cennette sonsuz bir hayat süreceklerdir. Bu bizim inancımızdır ve bizi inancımızı paylaşmayanlardan farklı kılar. Bu tam bir su katılmamış saçmalık, dinci zırvadır. Tam bir canavarlıktır. Katolik kilisesinin canı cehenneme! Boşaltın kilise sıralarını, yağmalayın sandıkları, dağıtın dini hiyerarşinin her bir basamağını, alın bütün mal varlıklarını ellerinden ve onları etik ve mantıklı bir biçimde kullanılmak üzere seküler yetkililere verin. Ve siz hala daha kiliseye gitmeye devam ediyorsanız...aklınızdan zorunuz mu var?" Odatv.com
Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2012 12 yıl Yazar Rusya'da kiliseye ilginç dava: Rusya'nın Omsk kentinde yaşayan Vasiliy Melniçenko adlı ressam, “tanrının varlığını ispat etmesi, aksi takdirde dolandırıcılık suçundan yargılanması” talebiyle Rusya Ortodoks Kilisesi'ne dava açtı. Turkrus.com internet sitesinin haberine göre, kilisenin “halkın inancını istismar ederek kazanç sağladığı” iddiasındaki sanaçtı, dava dilekçesinde şunları yazdı: “Zamanında 10 ruble ödeyerek kilisede vaftiz oldum. Bunun karşılığında tanrının beni kutsayacağı, koruyucu meleğin yardım edeceği, kutsal duaların benim ve yakınlarımın üzerinden eksik olmayacağı vadedildi. Bunlara inanarak, 15 yıl boyunca düzenli olarak kilisede ibadet ettim, ayinlere para ödedim, kiliseden alışveriş yaptım, bağışta bulundum. Bir yıl içinde kiliseye 400 dolar ödedim. Ama vadedilen saadet yerine, sadece hastalık ve dert gördüm” "Tanrının varlığının kanıtlanmasını isteyen" Melniçenko, aksi takdirde "tanrının Rusya'daki temsilcisi sıfatıyla faaliyet gösteren Rusya Ortodoks Kilisesi'nin yasa dışı ilan edilmesini" istedi. Kiliseden de bu davaya cevap gecikmedi. Din adamı Andrey Kurayev, "Gitsin mahkemeye versin, avukatlara para harcasın. Böyle aptalları cezalandırmak lazım" diyerek ressama tepki gösterdi. Odatv.com
Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2012 12 yıl Din adami neyi ispat edecek ki;ona da inanacaksin dediler o da inaniyor.Inanmayan da suclu oluyor.Akillarini dinle bozmus olanlar icin dine karsi olmak suctur.Bizde de aynisi olmuyor mu?Fazil Say Ömer Hayyam'in rübailerinden alinti yapti diye önce Gaziantepli Samil Tayyar sonra digerleri haykirmaya baslayip savciya suc duyurusunda bulunmadilar mi? saygilarla
Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2012 12 yıl Yazar Din adami neyi ispat edecek ki;ona da inanacaksin dediler o da inaniyor.Inanmayan da suclu oluyor.Akillarini dinle bozmus olanlar icin dine karsi olmak suctur.Bizde de aynisi olmuyor mu?Fazil Say Ömer Hayyam'in rübailerinden alinti yapti diye önce Gaziantepli Samil Tayyar sonra digerleri haykirmaya baslayip savciya suc duyurusunda bulunmadilar mi? saygilarla Din adami neyi ispat edecek ki.. Güzel bir soru.. Neleri ispat etmiyorlarki.. Insanlarin, insanligin önündeki parasiz emeksiz sorgusuz korkusuz ebediyen öksüz kalmayacaklari inanclarini nasil bir oyuncak hale getirdiklerini görüyoruz ve bu oyuncagin üzerinde insanlarin saldirganligini görüyoruz.. Benim inancimda birilerin sayesinde aglaya aglaya milleti aglata aglata emperyallerin ithal oyuncagi haline getirdiler... Evet benim inancim ithaldir!!! Kimileri sevincden kimileri üzüntüden gözlerinde salya...akarken Onlar ki... Bizleri köle gözüyle görürken, onlari efendi olarak seciyor.. Bu ülkede cok kötü seyler oluyor eskiden insanlarin camiden ümidi vardi bugün ümidi olan varmi.. Var diyen varsa onuda büyük ithal oyuncak diye secenlerdir.. Gözü oyukcaklara Tanri kabul etsin derim.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.