Φ kelebek etkisi Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 sen yolunu şaşırmıssın dinler kısmındasın dinsizler kısmı değil dostum... tebrik ederim anlattığınız gerçekten çok güzeldi.nedense aklı karışık olan yada inanmak istemeyen birçok insan var bunlara iyi bir msj verdiğinizden eminim Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Peki oğlunun ateist olduğunu ve ateist olarak öldüğünü bilen bir anne ile din adamının olası diyaloğuna bir göz atalım... Ne dersiniz? Anne : Hoca efendi; oğlum pırlanta gibi bir insandı. Kimseye kötülüğü dokunmazdı. Ancak bir ateist olarak yaşadı ve ateist olarak öldü. O'na ne olacak? Hoca : Ooooo. Bu oğlunuz için pek hayırlı olmamış. Öncelikle kabir azabı var... Anne : Nasıl yani? Hoca : Yani diriltileceği güne kadar kabirde Allah-u Teala tarafından azab görecek.. Anne : Vah evladım vah... Peki sonra? Hoca : Mahşer günü Sır'at köprüsünden Cehenneme düşecek. Anne : Peki cehhennemde başına neler gelecek? Hoca : Pek iyi şeyler değil... Alevli bir ateşe girecek...Kızgın yağlar içirilecek, kızgın kazanlara atılacak... Derisi değiştirilip değiştirilip tekrar yakılacak... Ateşten giysiler giydirilecek... Başının üstünden kaynar su dökülerek onunla derisi ve karnının içidekiler eritilecek... Demirden topuzlarla işkence görecek... Allah'a inanmadığı için maalesef cehennemden hiç çıkamayacak. Ve bu sonsuza kadar sürecek... Bir anne için hangisi daha rahatlatıcıdır acaba? Oğlunun cehennemde sonsuza kadar azap çekecek olması mı, yoksa ölünce yok olup gitmesi mi? Bir de, çok sevdiği eşini yeni kaybeden bir hanım ile bir din adamının olası diyaloğuna göz atalım... Hanım : Hoca efendi; eşim pırlanta gibi bir insandı. Çevresinde iyiliğini görmeyen kimse kalmadı. Herkes onu hayır dua ile anıyor. Namazında, niyazında, Allah'tan korkan biriydi. O'na ne olacak? Hoca : Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Allah'ın sevgili bir kulu olacak. Cennet nimetleri onu bekliyor Hanım : Peki cennette onu bekleyen nimetler nedir ? Hoca : Ohoooo. Hangi birini sayalım... Cennetten saraylar, envai çeşit meyve, içtikçe içesi gelen, sarhoş etmeyen şaraplar... Sütten, baldan ırmaklar... Hanım : Başka? Hoca : Göğüsleri yeni tomurcuklanmış huriler... Hanım : !!! Hoca : Bir Hadis-i Şerife göre ona 2000 tane huri tahsis edilecek. Güzeller güzeli, iri gözlü huriler... Eşinden gözlerini ayıramayacaklar, başkasına bakmayacaklar. Üstelik eşinden önce onlara ne bir insan, ne de bir cin dokunmamış olacak. Hanım : Ama ben eşimi çok seviyorum... Öteki dünyada da eşimle birlikte olmak istiyordum. Ben kıskanç biriyim.. Ne olacak? Hoca : Allah'ın hükmünden sual olunmaz kızım... Muhatabı için ne kadar da rahatlatıcı diyaloglar değil mi? Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 afffferin yam yam sana denilen bu muydu acaba kardeşim kader ve kazaya iman her şey bir imtihan sana ne deniliyor sen ne diyorsun ayrıca yazdığın iki misalde konuya uygundeğil evet abartısız söylüyorum saçmalık(bilmiyorum kaynağın kimse sadece saçmalamış) İslam adına derin bilgi eksiklikleriyle dolu olduğu açık birinci misalin hiç kimse şahıs olarak cehenneme gidecek denmez daha bu bilgiden yoksunsun bu yazdığın misal Allah(cc) bizi bizden daha iyi bilir nelerin bizi bu duruma getirdiği yaptığımı seçimleri ne şekilde ne şartlarda yaaptığımızı a dan z ye her şeyi onuniçin belki ben günahımdan azaplar içerisindeyken ateist olan cennette olabilir neyin ne olacağını yalnız Allah bilir. ikinci misaline gelince insanlar kendini ne mutlu edecekse onunla karşılaşırlar niçin cenentte hurielri falan deniyor erkekler bu yönden şeytana çok kanıyorda ondan onlar hatırlatılıyor ayrıca cennette hiç bir şey zorlama değildir yazdığın şey mantık dışı eğer bir tartışma ve hoşnutsuzluk olursa bu zaten cennete kavramına uymaz. Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 "İnanan Bir Yüreğin Sesi" RESÛLULLAH (S.A.V.) SAHABİLERİYLE sohbet ettiği bir vakitte dışarıda tanımadık biri huzura kabulünü talep eder. Resûlullah gelenin şeytan olduğunu söyleyerek onu yanına getirmelerini ister ve karşılıklı konuşmaya başlarlar. Resûlullah sorar, şeytan cevap verir. Şeytan ve hilelerini tanımam açısından bir hayli istifade ettiğim bu uzun hadisi aktarmayıp, sadece konuyla alâkalı kısmını nakledeceğim ve Resûlullah’ın o hadiste sunulan bir tavrından bahsedeceğim. Mü’minlere şeytanın mahiyetini bildirmek maksadıyla onu konuşturan Allah, aynı zamanda Resûlünün şeytana karşı hadiste geçen tavrıyla da Kendi rahmetinin nihayetsizliğini ders veriyor. Şeytanın uzun itirafından sonra Resûlullah (s.a.v.) şeytana kendisinden şefaat talep ettiği takdirde Allah’ın izniyle ona şefaat edebileceğini söyler, fakat şeytan bu teklifi reddeder. Milyarlarca insanın kanına girip onları cehenneme sürükleyen, bütün âlemi fesada verip rahmeti nihayetsiz bir surette Allah’a düşmanlık sergileyen birine karşı Resûlullah’ın bu tavrı beni bir hayli etkiledi. Elbette hevasından konuşmayan o kudsî resul bu davranışını da Allah’ın ilhamıyla sergilemişti. Hali, kavli ve etvârıyla ümmete imam olup, vahy-i ilâhî olan Kur’ân’a elçiliği ve ayinedarlığıyla ‘yaşayan Kur’ân’ olarak anılmaya liyakat kesbeden Habibullah (s.a.v.), bu tavrıyla rahmeti gazabını aşan Rahman-ı Rahîm’in hadsiz rahmetine ayinedarlık ediyordu. Habibinin dilinden rahmetinin nihayetsizliğini ders veren Rabbim, bu hadis vesilesiyle ezberimde olup da mânâsına nüfuz edemediğim bir âyetin ardında yatan bir sırrın kalbime açılması için bir anahtar verdi. Âyet mealen şöyle: “Biz onlara, olur ki dönerler diye, azabın en büyüğünü tattırmadan evvel küçük azap(lar) tattırırız.” (bkz. Secde sûresi, âyet: 21) Bu âyetin yorumuna geçmeden evvel âyetin mânâsının açılmasıyla birlikte dünyamda anlamca yepyeni bir boyut kazanan bir hadisten bahsedeceğim. Hatırladığım kadarıyla devesinin üzerinde bir grup sahabeyle birlikte seyahat eden Allah’ın Resûlü çölde bir kadına rastgelir. Ateşin önünde duran bu kadın, çocuğunu göstererek, Resûlullah’a “Bir anne çocuğunu hiç ateşe atabilir mi?” diye sorar. Cevap çok açıktır: “Elbette ki hayır.” Kadın tekrar sorar: “Peki, o halde Allah kendi kullarını nasıl cehenneme atar?” Bu soru karşısında Resûlullah (s.a.v.) devesinden iner ve secdeye kapanır. Şimdi bir anne düşünelim: Çocuğu sehpanın üzerinde duran çaydanlıkla oynamak istiyor olsun. Annenin ikazına rağman çocuk hâlâ ısrar ederse anne ne yapar? Aklıma gelen en uygun çözüm, çocuğun elinden tutup çaydanlığın yakmayacak fakat sıcağı da hissedebileceği bir yerine elini değdirmesine müsaade etmektir. Çoçuk sıcağı hisseder, çaydanlıkla oynamanın tehlikeli oduğunu farkeder ve ondan vazgeçer. Çocuk tekrar ısrar ederse anne sıcaklığı daha fazla hissetmesini sağlar; tâ ki vazgeçsin. Burada anne daha şiddetli bir azaptan korumak için çocuğunun küçük azapları çekmesine müsaade etmiştir. Yoksa niyeti ona ızdırap vermek değildir. Şefkati buna müsaade etmez. Bu âyetin muhatabı olan insan elbette küçük bir çocuk değildir. Heva ve hevesine uyup yanlışta ısrar eden insana, sonsuz şefkat sahibi olan Allah tarafından hatasından geri dönsün, kendini daha büyük azabın içine atmasın diye küçük azaplar verilir. Bu âyetle, Rabbimiz çekilen ızdırapların genelde Allah’ın bir gazabı değil, çok daha büyük azaptan alıkoyan bir rahmet tecellisi olabileceğini müjdeliyor. Bir mânâda kendi çektiğimiz azaplara bu nazarla bakabileceğimiz gibi, başkasının, hatta kâfirlerin yaşadıklarına aynı nazarla bakabiliriz. Bu şu demeye gelir: İkaz ettiğimiz halde yanlışta ısrar edip azaba duçar olan birine karşı tavrımız, “Oh iyi oldu. Beni dinlemedin, şimdi cezanı çek!” demek yerine, şefkatli bir ifade olan “Niyetim seni bundan korumaktı. Keşke dinleseydin de bu hale düşmeseydin” tarzında olmalı. Etrafımızda yaptığı yanlıştan dolayı azap çeken birini gördüğümüzde, Alllah’ın merhametiyle ebedî azaptan korumak istediği biri nazarıyla bakmak daha mü’minâne bir tavır gibi geliyor bana. Bu tavır nefreti öldürüp şefkati ikame eder kanaatindeyim. Resûlullah’ın (s.a.v.) şeytana karşı tavrında da bu sır saklı gibi... Cehenneme gelince;İnsan kendini sever. Rabbine ait muhabbeti kendi nefsine sarfetmekte o derece ileri gider ki, Rabbe meydan okuyan bir firavun olur. Bu tavır bir yönüyle insanın var olmaya karşı duyduğu şedit aşkın bir tezahürüdür. Enesi uğruna cehenneme girmeye bile razı olur. Kendince yokluğu cehenneme tercih ettiğinin bir tezahürüdür bu. Varlığa âşıktır insan ve varolmak istemiyorum tavrı günahını Allah’a karşı meşrulaştırmak için şeytanın öne sürdüğü bir desisedir (hiledir). Bu kısa izahla şunu demek istiyorum: Yokluğun azabı ebedî cehennemden daha da şedittir. Yokluk zaten yoktur. Öyleyse bu bağlamda cehennemi ademe (yokluğa) gore küçük bir azap olarak görebiliriz. Cehennem bile Allah’ın bir nevi rahmetidir diyebiliriz. Duygularımıza bakalım; yok sayılıp adam yerine konmamaktansa, ceza çekip dayak yemeyi bile yeğleriz. Özellikle eşler ve sevgililer arasında yokmuş gibi davranılmak en büyük ızdırap vesilesidir. Şekvaları dinlersek bunun doğru olduğuna ikna oluruz. Rabbim yokluğun ızdırabını tattırmasın ve de gerçek azabı çekmeden yanlışı anlayıp ondan korunan kullarından eylesin. Cehennemin Yaratılması= İnsan yanacak, azab görecek denklemi büyük bir hatadır. Cehennem var edilmiş fakat insana tercih hakkı verilmiş, Akıllı olalımda cehenneme gitmeyelim. Cehenneme müşteri olmayalım. Bir malın üretilmesi kesinlikle müşterisi çıkacak sonucuna götürmemeli bizleri..Demek ki sorun bizlerin tercihlerinde... Ki yukardaki cehenneme girme konusu en gayri müsait durumlardan birisidir. Buna ragmen yokluğa karşı bir rahmettir. Birde sonsuz güzellikteki cennetlere ulaştığınızı düşünün cennetler mi? yokluk mu ? bunu iç aleminize bir sorun.... Son sözüm: “Rabbimiz, bize dünyada ve âhirette hasene ver ve bizi cehennem azabından koru.” Amin. Bu arada sevgili bilimselci yukardaki mesajıma cevap alamadım. Bekliyorum.. Saygılar... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 "İnanan Bir Yüreğin Sesi" RESÛLULLAH (S.A.V.) SAHABİLERİYLE sohbet ettiği bir vakitte dışarıda tanımadık biri huzura kabulünü talep eder. Resûlullah gelenin şeytan olduğunu söyleyerek onu yanına getirmelerini ister ve karşılıklı konuşmaya başlarlar. Resûlullah sorar, şeytan cevap verir. Şeytan ve hilelerini tanımam açısından bir hayli istifade ettiğim bu uzun hadisi aktarmayıp, sadece konuyla alâkalı kısmını nakledeceğim ve Resûlullah’ın o hadiste sunulan bir tavrından bahsedeceğim. Bu arada sevgili bilimselci yukardaki mesajıma cevap alamadım. Bekliyorum.. Sayın Abdürreşid Şahin; Yazınızı zevkle okudum elinize sağlık.? Siz size sorulanları yanıtladınız mı ? Sorumluluklarınızı yerinize getirdiniz mi ? Sayın yazar... Başkalarından bekliyorsunuz.? Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Sayın Abdürreşid Şahin; Yazınızı zevkle okudum elinize sağlık.? Siz size sorulanları yanıtladınız mı ? Sorumluluklarınızı yerinize getirdiniz mi ? Sayın yazar... Başkalarından bekliyorsunuz.? Defalarca anlattım ama anlamıyorsunuz vede anlayamacaksınız... Abdürreşid abi inana bir yürektir. Bize aittir. Ve yukardaki yazıda onun sesidir. Ne oldu? Problem nedir? Kaç defa söyledim. Bizler inananlarız ve görüşlerimiz bu sen yazının nereden alındığına bakmada içindeki verilen cevaplara bak önyargılarını artık bırak... Ben bizzat görüştüğüm ve tanıştığım insanların fikirlerini benim fikirlerimi desteklediği için buraya aktarıyorum..Zorunuza mı gitti.? İçinde sizin hiç bilmediğiniz yerlerden yaptığınız kopyala yapıştırlar gibi hakaretler mi var... Boşa kürek çekmeyi bırakalımda... Fikirleri tartışalım fikirleri Bu arada karakalemi biliyorsan sanşlısın.... Faydalanmaya çalış bence Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Defalarca anlattım ama anlamıyorsunuz vede anlayamacaksınız... Abdürreşid abi inana bir yürektir. Bize aittir. Ve yukardaki yazıda onun sesidir. Ne oldu? Problem nedir? Kaç defa söyledim. Bizler inananlarız ve görüşlerimiz bu sen yazının nereden alındığına bakmada içindeki verilen cevaplara bak önyargılarını artık bırak... Ben bizzat görüştüğüm ve tanıştığım insanların fikirlerini benim fikirlerimi desteklediği için buraya aktarıyorum..Zorunuza mı gitti.? İçinde sizin hiç bilmediğiniz yerlerden yaptığınız kopyala yapıştırlar gibi hakaretler mi var... Boşa kürek çekmeyi bırakalımda... Fikirleri tartışalım fikirleri Bu arada karakalemi biliyorsan sanşlısın.... Faydalanmaya çalış bence Sayın Yazar; ne var bunda neden kızdınız ki? Yazınızı zevkle okudum elinize sağlık.? demiştim... Madem böyle kızıp duracaksınız...O zaman Alıntı yapıverin çok zor değil...yasak ta yok... Bu kadar karizmaya önem vermeyin bence...Doğal olun...Sakin olun... Saygılar Sayın Terapi Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Sayın Yazar; ne var bunda neden kızdınız ki? Yazınızı zevkle okudum elinize sağlık.? demiştim... Madem böyle kızıp duracaksınız...O zaman Alıntı yapıverin çok zor değil...yasak ta yok... Bu kadar karizmaya önem vermeyin bence...Doğal olun...Sakin olun... Saygılar Sayın Terapi Eyvallah sagolasın biz inanların yazıları okuyup zevk almış olman çok sevindirici bende çok sevindim. Evet her insan bir yazardır. Kimileri "hakikati" yazar, "kimileride hakikatleri örter" "Karizma vs derdinde değiliz. Benlik duvarlarımızı çoktan yıkmışız ve hakikate ulaşmışız Hamdolsun" Bize bu nimeti veren Rabbe hamd olsun. Size de nasip olsun inşAllah. Allah'ım "narsisleşmiş ve balon gibi şişmiş benlikten" ve egodan sana sığınırım... Bizi "benliğin", " nefis " ve "şeytanın" kurgulamış olduğu vehimli dünyalardan al. Bizi hakikatle ve gerçekliğimizle yüzleştir. Bu yüzleşme kaçınılmaz bir şekilde gerçekleşecek. Bundan kaçış yok. Gerçek işte bu. Lütfen Allah'ın bu yüzleşme ölünce olmasın... Sizi seviyorum... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Eyvallah sagolasın biz inanların yazıları okuyup zevk almış olman çok sevindirici bende çok sevindim. Evet her insan bir yazardır. Kimileri "hakikati" yazar, "kimileride hakikatleri örter" "Karizma vs derdinde değiliz. Benlik duvarlarımızı çoktan yıkmışız ve hakikate ulaşmışız Hamdolsun" Bize bu nimeti veren Rabbe hamd olsun. Size de nasip olsun inşAllah. Allah'ım "narsisleşmiş ve balon gibi şişmiş benlikten" ve egodan sana sığınırım... Bizi "benliğin", " nefis " ve "şeytanın" kurgulamış olduğu vehimli dünyalardan al. Bizi hakikatle ve gerçekliğimizle yüzleştir. Bu yüzleşme kaçınılmaz bir şekilde gerçekleşecek. Bundan kaçış yok. Gerçek işte bu. Lütfen Allah'ın bu yüzleşme ölünce olmasın... Sizi seviyorum... İşte anlatmak istediğim tam da buydu Sayın Terapi... Yazılarınız da kullandığınız bu dil ve karşınızdakilere bu bakış açınız.! *** Kütüphanemde hangi kitaplar olduğunu ve okuduğumu.. Sık kullanılanlarımda hangi sitelerin olduğunu ve araştırdığımı görseniz şaşırıp kalırsınız.! Ama yine tekrarlıyorum...Aynı şeyleri düşündüğümüz aynı tepkileri verdiğimiz de olur... Farklı yorumlar ve düşünceler üretip davrınış gösterdiğimiz de... İşte bütün mesele bunu anlayıp karşımızdakilere hak verebilmekte... Sizin çok mükemmel ve elit, her şeyi çok iyi anlamış, hakikate ulaşmış... Başkalarının da böyle olmadığını düşünüp yazılarınızda bunları dillendirmeniz(...) (...) üç nokta koyup başka da bir şey ifade etmek istemiyorum...artık beni anladığınızı var sayıyorum... Karizma diye bahsettiğim de bundan başka bir şey değildi... Sevgiler ...Saygılar Sayın Terapi... Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 İşte anlatmak istediğim tam da buydu Sayın Terapi... Yazılarınız da kullandığınız bu dil ve karşınızdakilere bu bakış açınız.! *** Kütüphanemde hangi kitaplar olduğunu ve okuduğumu.. Sık kullanılanlarımda hangi sitelerin olduğunu ve araştırdığımı görseniz şaşırıp kalırsınız.! Ama yine tekrarlıyorum...Aynı şeyleri düşündüğümüz aynı tepkileri verdiğimiz de olur... Farklı yorumlar ve düşünceler üretip davrınış gösterdiğimiz de... İşte bütün mesele bunu anlayıp karşımızdakilere hak verebilmekte... Sizin çok mükemmel ve elit, her şeyi çok iyi anlamış, hakikate ulaşmış... Başkalarının da böyle olmadığını düşünüp yazılarınızda bunları dillendirmeniz(...) (...) üç nokta koyup başka da bir şey ifade etmek istemiyorum...artık beni anladığınızı var sayıyorum... Karizma diye bahsettiğim de bundan başka bir şey değildi... Sevgiler ...Saygılar Sayın Terapi... Sevgili arkadaşım. Sanırım gerçekten beni yanlış anlıyorsun. Yada kullandığımız kelimelere yüklendiğimiz anlamlar farklı. Benim yukarda yüklediğim anlamlar dinime aittir. Bana değil..O yüzden dikkat edin Allah'a şükrediyorum. Ben sadece bir insanım. Bir insan herşeyi nasıl bilebilir? Bir insan nasıl ben mükemmelim diyebilir..? İnsan olan varlık bu yükü taşıyamaz. Benim orada vurgulamak istediğim nokta inanç sistemimdir. BEN değil... Öyle anlaşılmışsam yada ifade hatalarım olmuşsa özür dilerim.. Bu açıklama yeterli olur sanırım.. Rabbim sizin bu araştırmalarınızı ve gayretlerinizi artırsın.. Sizi "Selman-i Farisi" gibi gerçeğe ulaştırsın inşAllah. Sizin için dua ediyorum. Bunu dayatma olarak algılamayın. Böyle inanıyorum. O sebeple söyledim... Bizim inanç sistemimizde insan sevdiği ve iyiliğini istediği birileri için dua eder..Beni yanlış anlamayın lütfen.. Benim inanç sistemime göre her insan değerlidir. Önemlidir. Yeter ki haksızlık zulüm ve adaletsizlik yapmasın...Ki öyleleri bile son ana kadar uyarmakla mükellefiz.. Ki sizi asla bu kefeye koymuyorum... Sevgiler. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 afffferin yam yam sana denilen bu muydu acaba kardeşim kader ve kazaya iman her şey bir imtihan sana ne deniliyor sen ne diyorsun ayrıca yazdığın iki misalde konuya uygundeğil evet abartısız söylüyorum saçmalık(bilmiyorum kaynağın kimse sadece saçmalamış) İslam adına derin bilgi eksiklikleriyle dolu olduğu açık birinci misalin hiç kimse şahıs olarak cehenneme gidecek denmez daha bu bilgiden yoksunsun bu yazdığın misal Allah(cc) bizi bizden daha iyi bilir nelerin bizi bu duruma getirdiği yaptığımı seçimleri ne şekilde ne şartlarda yaaptığımızı a dan z ye her şeyi onuniçin belki ben günahımdan azaplar içerisindeyken ateist olan cennette olabilir neyin ne olacağını yalnız Allah bilir. ikinci misaline gelince insanlar kendini ne mutlu edecekse onunla karşılaşırlar niçin cenentte hurielri falan deniyor erkekler bu yönden şeytana çok kanıyorda ondan onlar hatırlatılıyor ayrıca cennette hiç bir şey zorlama değildir yazdığın şey mantık dışı eğer bir tartışma ve hoşnutsuzluk olursa bu zaten cennete kavramına uymaz. Sana da pirevo ahirzaman... Saçmalık dediğin şeyler senin dininin özüdür. Kur'an, inkar edenlerin göreceği cehennem azaplarını anlatan ayetlerle doludur. 13/5- Eğer şaşacaksan, asıl şaşılacak olan onların, "Biz toprak olunca yeniden mi yaratılacakmışız?" demeleridir. İşte bunlar Rablerini inkar edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır ve işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. Bana inkar edenlerin affedilebileceğine dair 1 (yazı ile BİR) tane ayet gösterebilir misiniz? Bana oğlunun ateist olarak öldüğünü bilen bir annenin içini rahatlatacak bir tane ayet gösterebilir misin? "insanlar kendini ne mutlu edecekse onunla karşılaşırlar" demişsin... Oğlunu çok seven, kendi cennette, oğlu cehennemde olan bir annenin, evladını yanında görme arzusu yerine getirilebilecek mi? Eğer yerine getirilecekse cehennemin bir anlamı kalır mı? Kocasını çok seven ve kendisi gibi kocasınında cennette olduğu bir hanımın kıskançlık sebebiyle kocasına vadedilen huriler kocasından geri alınacak mı? Adam "Bunlar benim hakkım" derse hangisi memnun olacak? Cennet kavramına uyan bir şey yoktur zaten... Bunlar sizin konunun diğer yüzüne hiç bakmamanız sonucu oluşan yanılsamalarınız... Cennette herkes memnun olamaz.. Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 . . .. Bana inkar edenlerin affedilebileceğine dair 1 (yazı ile BİR) tane ayet gösterebilir misiniz? Bana oğlunun ateist olarak öldüğünü bilen bir annenin içini rahatlatacak bir tane ayet gösterebilir misin? ... .... Sayın yam yam arkadaş insan "seyyiatından tamamen sorumludur." İnsan akıl sahibi bilinç sahibidir. Ve İnsana cuzi irade verilmiş. Aklını kullan ve "inkar etme" yada ateist olma.. İmtihanda zaten budur. Eğer bu tercih etme hakkı olmasaydı. Melek olurdurk zaten. Demek ki insan yaratılmış Bunun bir sebebi var. Bu cuzi ihtiyari bir mucizedir. İspat mı istersiniz. Allah insanın cuzi iradesine asla müdahale etmiyor ama sadece aklına doğruyu ve yanlışı ögretiyor. Fakat tercih hakkı veriyor. Mesela bir araba yaptığınızı düşünün. Arabaya çok ufak bir tercih hakkı vermeye çalışında görelim bakalım. Bunu asla yapamazsınız. Demek ki araba, uçak vs.. bütün icatlar aslında halihazırda gözler önünde olan Allah 'ın koymuş olduğu kanunları kullanarak yapılan Allah 'ın bizlere sunmuş olduğu nimetlerdir. Bir şey yapıyorsunuz ve onun sizin iradeniz dışında çalışmasına müsade ediyorsunuz. bu nasıl bir durum ortaya çıkarır bir düşünün. Frene basıyorsunuz. Yok arkadaş bu sefer ben tutmuyorum diyor fren çünkü araba tutma dedi.....Halimiz nice olurdu bir düşünün..... İlave olarak denilebilir ki,,, Düşünün bu halihazırdaki kuralların dışına çıkınca neler yaşanıyor. Mesela arabanın bakımını yaptırmadınız. Artık düzgün çalışmıyor. Tutup burada arabayı suçlayabilir misiniz ? Araba artık büyük facialara sebep verebilir bu haliyle... İşte böylede siz size ulaşan uyarıcıları dikkate almazsanız kendi elinizle kendinizi faciaya sürüklerseniz bunun sebebi ve sorumluluğu size aittir. İnsan kendi tercihlerinin neticesinde elde ettiğin şeylerle ve hoşuna gitmeyen neticelerle karşılaşıyorsa bunun sorumlusu sadece "İNSAN" dır. Herkes tercihi neticesinde elde edeceklerini kabullenmelidir. İslam'ın inanç esaslarında Allah insanı uyarıyor. O na bir kitap ve öğretmen yolluyor.. Burada tercih hakkı insana bırakılıyor.. Tercihimizden sorumluyuz... İnkar edenlerin affedilmesi diye bir ayet sormak..İslamı temelde yanlış anlamanın büyük bir yansımasıdır... Sevgiler. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Sayın yam yam arkadaş insan "seyyiatından tamamen sorumludur." İnsan akıl sahibi bilinç sahibidir. Ve İnsana cuzi irade verilmiş. ....................................... İnkar edenlerin affedilmesi diye bir ayet sormak..İslamı temelde yanlış anlamanın büyük bir yansımasıdır... Sevgiler. İrade konusunu bu forumda diğer arkadaşlar ile defalarca tartışmıştık sayın terapi... Konumuz irade değildi. Hala da değil... Yukarıdaki olası diyalogları hazırlamamın sebebi, sizin ; "Amacım birşeyler söyletmek değil...Fakat kusura bakma eğer psikoloji bilimi "artık oğlunuz öldü.Artık onu asla göremeyeceksiniz. Ahiret yani öbür dünyada yok. O artık yok. çürümeye başladı. Ama hayat devam ediyor. Sabretmeye çalışın. Size bizler sakinleştirici ve yatıştırıcı bazı ilaçlar verelim ki; ( bunların bir kısmı tamamen insanı uyuşturur ve yeşil reçete ile satılır "xanax" bir kısmı ise "antidepresanlar" tedavi eder fakat birçok yan etki bırakır...) Rahatlayın.....Derseniz bu iş olmaz...ki olmuyor da" paragrafınıza atfendi. Yani siz ateizmin insanları bazı konularda rahatlatamadığını, bunu teizmin yaptığını söylemişsiniz. Ben de buna mukabil ilgili diyalogları hazırladım. Yani teizmin de insanı rahatlatamadığı benzer konuları... Düşünce yapınızdan kaynaklanan tek taraflı algılama yanılgılarınızı göstermek istedim. Sanırım ilgili diyaloglar amacına ulaştı... Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Sizin yapmış olduğunuz tanımlamayı ve ismi kabul etmem mümkün değil, fakat "İslamiyet" insanlığın bütün açmazlarına doyurucu ve tatminkar çözümler getirmiştir. Önmeli olan bu çözümleri doğru öğrenip, doğru algılayıp uygulamakta. Eğer bit takım insanlar bu seviyeye ulaşamamışsa bu onların "algılama" ve "yorumlama" yanlışlıklarından kaynaklanmaktadır. Ben bu görüşü taşıyorum. Bunu algılayamamak= İslamiyet eksiktir denklemi yanlıştır. Burada eksik olan insan ve onun çıkarımlarıdır. Sorun bizlerde İslamiyette değil demeye çalışıyorum... Sevgiler Arkadaşım.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Sizin yapmış olduğunuz tanımlamayı ve ismi kabul etmem mümkün değil, fakat "İslamiyet" insanlığın bütün açmazlarına doyurucu ve tatminkar çözümler getirmiştir. Önmeli olan bu çözümleri doğru öğrenip, doğru algılayıp uygulamakta. Eğer bit takım insanlar bu seviyeye ulaşamamışsa bu onların "algılama" ve "yorumlama" yanlışlıklarından kaynaklanmaktadır. Ben bu görüşü taşıyorum. Bunu algılayamamak= İslamiyet eksiktir denklemi yanlıştır. Burada eksik olan insan ve onun çıkarımlarıdır. Sorun bizlerde İslamiyette değil demeye çalışıyorum... Sevgiler Arkadaşım.. Fakat ortaya elle tutulur gerekçeler de koyamıyorsunuz sayın terapi... Eksik olduğumuzu söylüyor, fakat nerede eksik olduğumuzu gösteremiyorsunuz... Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Yapmayın sayın yam yam dinimizin bütün öğretileri ve açıklamaları ortada da. Bana söylermisiniz: Ben bu dünyaya neden geldim ? Ölünce bana ne olacak? Birde çiçekler neden güzeldir.? Buyrun... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Yapmayın sayın yam yam dinimizin bütün öğretileri ve açıklamaları ortada da. Bana söylermisiniz: Ben bu dünyaya neden geldim ? Ölünce bana ne olacak? Birde çiçekler neden güzeldir.? Buyrun... 1- Allah'a kulluk etmek için geldin 2- Ölünce bir süre kabirde bekleyeceksin, sonra cennet'e ya da cehennem'e gideceksin 3- Çiçekler Allah yarattığı için güzeldir.. gibi cevaplar verseydim beni inandırıcı bulacaktınız değil mi? Ama vermeyeceğim... Siz bu sorulara nasıl yanıt vereceğimi biliyorsunuz zaten... Zira pek çok yerde bu sorulara yanıt verdik... Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 1- Allah'a kulluk etmek için geldin 2- Ölünce bir süre kabirde bekleyeceksin, sonra cennet'e ya da cehennem'e gideceksin 3- Çiçekler Allah yarattığı için güzeldir.. gibi cevaplar verseydim beni inandırıcı bulacaktınız değil mi? Ama vermeyeceğim... Siz bu sorulara nasıl yanıt vereceğimi biliyorsunuz zaten... Zira pek çok yerde bu sorulara yanıt verdik... Ben cevaplarımı aldım sayın yam yam teşekkür ederim.. Çok güzel ve doyurucu cevaplar vermişsiniz suskun kalmakla saygılar :))) Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Yapmayın sayın yam yam dinimizin bütün öğretileri ve açıklamaları ortada da. Bana söylermisiniz: Ben bu dünyaya neden geldim ? Ölünce bana ne olacak? Birde çiçekler neden güzeldir.? Buyrun... 1- Allah'a kulluk etmek için geldin 2- Ölünce bir süre kabirde bekleyeceksin, sonra cennet'e ya da cehennem'e gideceksin 3- Çiçekler Allah yarattığı için güzeldir.. gibi cevaplar verseydim beni inandırıcı bulacaktınız değil mi? Ama vermeyeceğim... Siz bu sorulara nasıl yanıt vereceğimi biliyorsunuz zaten... Zira pek çok yerde bu sorulara yanıt verdik... Ben cevaplarımı aldım sayın yam yam teşekkür ederim.. Çok güzel ve doyurucu cevaplar vermişsiniz suskun kalmakla saygılar :))) Bence bunun adı söylendiği gibi fikirleri öne sürüp, birilerine katkıda bulunmak... Yada yararlı paylaşımlarda bulunmak değil... Bence rüzgara karışı idrar yarışı... Saygılar Sayın Terapi... Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Dualarımdasın sevgili GeceKuşu... Sevgiler... bu arada sorularımıza tekrar cevap arayalım... Ben bu dünyaya neden geldim ? Ölünce bana ne olacak? Birde çiçekler neden güzeldir.? Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Rüzgara karşı idraramı Arkadaşım neden birileri eleştirilirken, kendimizi es geçeriz.. O dediğini kendin yapıyormusun.. Nerede doyurucu ve yararlı paylaşımlarda bulundun..? Bilimsel kaynaklardan delil getiririz, o kaynak teist dersiniz.. Kendi fikirlerimizi öne süreriz, kaynak gözter bilimsel konuş dersiniz.. Evrimci ve ateist bilim adamlarının apaçık olan çelişkilerini ve kendi itiraflarını bulup yazarız, okumamazlıktan gelirsiniz.. Napcamızı şaşırdık.. Sence napalım..? Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 7 Haziran , 2006 .. ... ... Bilimsel kaynaklardan delil getiririz, o kaynak teist dersiniz.. Kendi fikirlerimizi öne süreriz, kaynak gözter bilimsel konuş dersiniz.. Evrimci ve ateist bilim adamlarının apaçık olan çelişkilerini ve kendi itiraflarını bulup yazarız, ... ... ... ... Hayırlısı bizler ortaya koyarız isteyen kabul eder isteyen red edip inkar eder... Saygılar.... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 Rüzgara karşı idraramı Arkadaşım neden birileri eleştirilirken, kendimizi es geçeriz.. O dediğini kendin yapıyormusun.. Nerede doyurucu ve yararlı paylaşımlarda bulundun..? Bilimsel kaynaklardan delil getiririz, o kaynak teist dersiniz.. Kendi fikirlerimizi öne süreriz, kaynak gözter bilimsel konuş dersiniz.. Evrimci ve ateist bilim adamlarının apaçık olan çelişkilerini ve kendi itiraflarını bulup yazarız, okumamazlıktan gelirsiniz.. Napcamızı şaşırdık.. Sence napalım..? Bence kendinizin bile şaşırmayacağı bir şeyler yapmaya çalışın... Örneğin; Kafadan itham etmek amaçlı "Nerede doyurucu ve yararlı paylaşımlarda bulundun..?" Cümleleri kuramak yerine "neden birilerini eleştirilirken, kendimi es geçerim.." ifadenizi kendinize yönlendirerek, haddinizi aşan sözler kullanmak yerine "Bu dediğimi kendim yapıyormuyum.." diyerek, "5495" iletide ne yaptığınızı sorgulayın... Alıntı
Φ Terapi Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 Neyse bence konumuza devam edelim....Arkadaşlar... Sorularımıza cevaplar arayalım... Evet "Biz bu dünyaya neden geldik" Hepinize saygılar ve sevgiler... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2006 Neyse bence konumuza devam edelim....Arkadaşlar... Sorularımıza cevaplar arayalım... Evet "Biz bu dünyaya neden geldik" Hepinize saygılar ve sevgiler... Sevgili terapi bu konuya hangi bakış açısıyla baktığınıza bağlı olarak değişir... Eğer dini öğretilerle bakarsan varacağımız yer ayrı... Tıbbi, bilimsel, sosyal yaşamın gerçekleriyle bakarsan varılacak yer ayrı... Ayrıca insanın cinsiyeti... Doğduğu aile,yaşadığı yer, Ailenin,çevrenin ve kendisinin kültürel ve ekonomik yapısı, yaşamını sürdürdüğü çağ ve dönem. Neden, nasıl, ne olacak sorularının yanıtlarını belirleyecek etkilere sahiptir... Bence bunu salt teist bakış açısıyla çözümlemeye ve bu bakış açısıyla tartışmak istiyorsan... O zaman bu soruyu böyle düşünenlere yöneltmen abesle iştigaldir... Konunun irdelenmesi için gerekli başka faktörleri göz ardı edecek yaklaşıma boşa zaman harcama olarak bakan kişileride yargılamaya kalkmak, işte cevap yok düşüncesi kendini kandırmaktan öteye gitmez. Bu konuda donanımlı ve kendini yetiştirmiş insanların varlığı bu inkarla yok olmaz... Gereksiz tartışmaların içine girmemek düşüncesi ayrı bir şeydir çünkü... Bu bir lise öğrencisinin sek sek oynamak isteyenleri kibarca reddetmesine benzer... Burada sen illaki bu budur diye bir dayatmada bulunmak amacını güdüyorsan o zaman rüzgara karşı muhabbeti kimseyi rahatsız etmemeli... Ama bunun dışında herkes kendi görüşlerini ifade eder ve bu görüşlere dayatmalarda bulunmadan, seninde bahsettiğin duyarlı bir üslupla ifade özgürlüğü içinde ve karizma yapmaktan uzak benim dediğim duğrudur mantığıyla yaklaşmadan bir şeyler paylaşılabilirse, herkes için daha yararlı iletişim olabilir... Ama amaçlar baştan belli ve bu salt yaratılış efsanesine götürülmeye çalışılan bir yarışma olacaksa bundan sende dahil hiç kimse yarar sağlayamaz... Bu durumda kendi görüşlerini taşıyan kişilerle monolog muhabbetlere devam edilmesinde kendi açınızdan daha çok yarar vardır... Bu mantıkla olayı ele alacaksak...ilk olarak sen görüşlerini açılamakla başlayabilirsin... Bir başkasıda uygun görür ve tartışmaya değer bulursa yazan çıkacaktır...merak etme... Buyrun..Hadi bakalım...Yaklaşımları başka şeylere hizmet eder...Tepki görür...Kendine muhatap bulamazsın Unutmayalım ki herkes aynı görüşte olmak zorunda değildir... ve görüşlerini illaki dayatmak hakkınada sahip değildir... Amaç anlaşılır ve hak verilir olmaksa bunun daha tutarlı yolları var... Herkese ulaşabilmek, onlara bir şeyler ifade edebilmek, yandaş alkışlarından daha olumlu bir sonuçtur... Ayrıca birirlerine sen kimsin,yararın nedir ithamları... Yaşama ve insanlara doğru pencereden bakamıyor olmanın bir kanıtıdır... Ne yapacağımızı şaşırdık.?.. İfadeleri yerine kafadan insanları zıtlıkların içine sokmadan tartışmanın içine yararlı olacak bir biçimde dahil edebilme yeteneğini kazanmak gerekir... Yoksa herkesin dilinde rahatlıkla söyleyebileceği argumanlar dağarcığın da mevcuttur... Amaç rüzgara karşı bir şeyler yarıştırmak yada düşüncelerimizi zorla pazarlıyarak satmak değil... Bir arkadaşımızın dediği gibi kendimize dönük eleştirel yaklaşımları sadece lafta değil özel yaşamımızda kendimiz içinde yapabilmeliyiz... Bunun böyle olduğu gerçeğine gözlerini yumanlara birileri bu görünenleri hatırlatınca da buna şaşırmayıp... Anlamsız haddini aşacak ithamlarda bulunmamak gerekir... Saygılar Sayın Terapi Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.