Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Ben Böyle Olmamalıydım

 

Ben, böyle olmamalıydım

İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.

İçime bir ateş düşmeliydi

Ayaklarımın feri kesilmeliydi.

Kendimden geçmeliydim sonra...

Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda

Ama bunu kimse duymamalıydı,

Seni, mahşere kadar saklamalıydım.

Ben böyle olmamalıydım

Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur

Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa

Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.

Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan

Ben hep sana yormalıydım.

Gece yıldızlarını serpince göre

Seni görmek için uyumalıydım.

Şarkılar kime söylenirse söylensin

Sana diye dinlemeliydim.

Türküler dolmalıydı odama,

Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses

Selvi boylu yâr sen olmalıydın

Kömür gözlüm ateşine düşeli

Senin için söylenmiş söz olmalıydı.

Bir mey yokluğuna ağlamalıydı delice

Bir keman, incecik çığlık olmalıydı

Ama bunu kimse bilmemeliydi,

Seni mahşere kadar saklamalıydım.

Böyle olmamalıydım,

Kelimeler Taif'i taşıyınca kulaklarıma

Daha yüzüme çarpmadan Taif rüzgarı,

Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.

Uhud anılırken, dişlerine sızı düşmeliydi.

Haremde bir ikindi vakti

Kem gözler çevrilince sana

Ve vefasız eller uzanınca yakana

İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.

Sen ötelere hazırlanırken,

Öteler senin için süslenirken,

Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,

Perdenin son kez kapanması gibi,

Kapanmalıydı gözlerim.

Sonra içime doğru gerilip,

Seni bize lutfedenin ismini haykırıp,

'Allah(C.C.) ' deyip,

Düşmeliydim yere.

Ama bunu kimse bilmemeliydi.

Seni mahşere kadar saklamıydım.

Ve mahşer günü...

Uzaktan seni seyretsem.

Sana yakın olmak için can atsam.

Beni engelleseler,

'Sen kim yakınlık kim? ' deseler.

Ben ağlamaktan konuşamasam.

Gözlerini çevirsen bana.

'Benim cennetim bana bakan gözlerindir.'

Ve tebessüm etsen.

Ama bunu kimse görmese,

Seni ebede kadar saklasam.

 

Dursun Ali Erzincanlı

Gönderi tarihi:

Her okuduğumda , dinlediğimde gözyaslarımı tutamadıgım bir şiir...

Ve eminim ki çoğumuz için de öyledir..

 

40 Yaşındasın

 

Rahmetini umarak

Günahkar bir dille;

Allah Azze ve Celle

 

Ya Rasulallah,

Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,

Kalbimizden seyrediyoruz seni.

 

İşte

Bir yaşındasın,

Beni Sa'd yurdundasın

Sana süt anne olmadı kadınlar

Bu yüzden dargın bulutlar

Bir damla yağmur indirmiyor

Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda

Minicik bir bulut var gökyüzünde

Sana aşık...

Ayrılmıyor başucundan

Ve insanlar yağmur duasında...

Hz.Halime kucağına alıyor seni

Yeryüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için

Oysa minicik bulut gökyüzünde

Sana meftun, sana kilitli...

Ve dua eden rahibin kucağındasın

Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip

Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da

Ama sen unutmuyorsun

Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun

O minicik bulut ilişiyor bakışlarına

Büyüyor, büyüyor...

Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan

Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini

Çoğusu bilmiyor seni...

 

Altı yaşındasın

Medine-i Münevvere yolundasın

Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen

Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında

Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni

Mekke'ye annesiz giriyorsun

Abdulmuttalip bir başka seviyor seni

Ebu Talip bir başka seviyor

 

Ya Rasulallah

Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında

Onlar anne deyince sen yere mi bakardın

Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya

Kaç gece anne diye hıçkırdın

Efendim!

Senin yerine de anne dedik annemize

Senin yerine de baba dedik

 

Yirmi beş yaşındasın

Ve bambaşkasın

Kimse sana denk değil

Şefkat yayıyor kokun

Güven veriyor sesin

Sen Muhammed-ül Emin' sin

 

Otuz üç yaşındasın

Dalga dalga rahmet var

 

Otuz beş yaşındasın

Hadi gel bekletme yar

İniltiler çalıyor kapısını göklerin

Hadi gel bekletme yar

Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...

Hadi gel ey Yâr!

Nurdağına davet var

 

İşte

Kırk yaşındasın

Hira Nur dağındasın

Cibril iniyor göklerden

Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor

Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın

Karanlık gecelerimize sabahsın

Sen Nebiyullahsın

Sen Habibullahsın

Sen Rasulullahsın

 

Niye incittilerki seni sultanım

Niye işkence yaptılarki sana

Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar

Himayesiz kaldın diye mi

Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne

' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin

Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza

Başına pislikler saçılıyor

Başlar feda o mübarek başına

Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar

Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru

Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı Âla

' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta

Bu koşan kim?

Ve cevap veriyor biri:

Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra

Velilerin anası...

Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın

Sana yeryüzünde en çok benzeyen

Gülmesi sen, ağlaması sen

' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza

Niye çıkardılar ki yurdundan seni

Himayesiz kaldın diye mi

Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni

Seni yetim bulup barındıranı

Seni alemlere rahmet kılanı

Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun

Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun

'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı

Sen,

Sen ' Allah! ' diyordun

Allah Azze ve Celle

Semayı haşyet kaplıyordu

Sen ' Allah! ' diyordun

Arş-ı Âla titriyordu

Bedir' de ' Allah! ' diyordun

Üç bin melek iniyordu alaca atlarda

Yüz yirmi beş bin sahabi:

' Anam babam sana feda olsun ' diyordu

 

Ya Rasulallah

Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun

Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce

Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi

' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara '

Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi

Sen de: ' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin

Bu gün yaşayan gençler var

Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki

Ama seni onlar da çok seviyor

Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar

Senden başka kimseleri yok

Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

 

Altmış üç yaşındasın

Refik-i Âla duasındasın

Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu

Kenarları beyazdı

Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın

Ve mübarek ellerini dizine vurarak:

' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin

Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:

' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver '

Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile

İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile

' Peki ' dedin o zata

Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin

Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı

Aynı cübbeden yine yine diktiler

Ama giyinmek nasip olmadı

Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle:

' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler '

Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini

' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'

 

Sultanım!

Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili

Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili

Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik

Rabbinden bize ne getirdi isen amenna

Duyduk, itaat ettik

 

Ya Rasulallah

Sen hâlâ kırk yaşındasın

Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

 

Dursun ALi Erzincanlı

Gönderi tarihi:

Allah razı olsun kardeş çok güzel bir paylaşım olmuş...

 

Devamını bekliyoruz..

 

Tane tane okumak ve tefekkür etmek lazım değil mi

 

Saygılar...

 

Rabbim senden ve tüm inananlardan da razı olsun inş..

 

Gerçekten tefekkür etmek gerekli...

 

Zaten insanı insan yapan da bu değil midir ?

Gönderi tarihi:

GELSEYDİN

 

Sevgili!

Ümmü Mektum gibi

Seni görmeden sana sesleniyoruz

Alıp verdiğin nefesi duyar gibi

Sanki açınca gözlerimizi

Seni görecekmişiz gibi

Sana sesleniyoruz.

Senin huzurunda ses yükselmez.

Edeple konuşulur; edeple susulur.

Hele biz ki bu kapının dilencileri,

El açıp beklemekten başka

Bize bir şey düşmezdi ama

Şu araya giren yıllar olmasa

Medine’ne uzak yollar olmasa

İsmin anılınca yürek yanmasa

Kapında beklemekten başka

Bize bir şey düşmezdi.

Bekliyoruz Sultânım!

Rüyada olsa bile

Belki teşrif edersin diye

Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.

Seni bekliyoruz.

Gelseydin,

Bizim için cennet olurdu gelişin.

Gelseydin,

Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,

'Kardeşlerim' deyişini

Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.

Gelseydin,

Dolaşsaydın sofralarımızı,

Bir tabak fazla görecektin,

Bir bardak, bir kaşık fazla...

Ve sofrada bir yer boş,

Baş köşe! ..

Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.

Gelseydin,

Dolaşsaydın gecelerimizi,

O 'Kutlu Doğum' gecelerini,

Anneler görecektin.

Yeni doğmuşsun gibi,

Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi,

Mışıl mışıl uyuyasın diye

Seni sabahlara kadar

Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.

Sevgili!

Gelseydin,

Medine-i Münevvere'den dünyaya yayılan Ashabın gibi,

Eyyüb Sultan gibi,

Kab bin Malik gibi,

Bir fecir vaktinde,

Henüz yirmisinde yirmi beşinde,

Bırakarak yurtlarını ocaklarını,

Hedeflerine ilahi rızayı koyan,

Arkalarına bakmayı ar sayan,

Yiğitler görecektin.

Onlar senin yiğidin,

Elleri, o öpülesi elleri,

Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken,

Senin köyünün hayaliyle ısındılar.

Gelseydin,

Gecenin zifiri karanlığında,

Uykunun en tatlı aralığında,

Rabiatül Adeviyye gibi

Rabbiyle başbaşa Gençler görecektin.

Gözyaşı dökerken günahlarına,

Veysel Karani'den istediğin gibi,

İnsanlığa dua eden gençler görecektin.

Gelseydin,

Asr-ı saadet gibi olmasa da,

Koklanmaya değer güllerimiz vardı.

Yine senin ikliminde yetişen.

Ama sen gelseydin,

Dikenler bile gül kokardı EFENDİM(A.S.M.) ! ! !

Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek...

Hz.Vahşi gibi...

Hani sen Hane-i Saadet'ten Mescid-i Nebevi'ye giderken

Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.

Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı'nınsa

Bakışları yerdeydi.

Edepten göz göze gelmezlerdi.

Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.

Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü,

Bir de Ömer(R.A.) ...

Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi

Pencerelerde, kapı önlerinde,

Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.

Gelseydin, Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,

Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.

Sevgili!

Hakiki aşıkların sana doğru uçarken

Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.

Dünya güzelliğiyle kollarını açarken

Bize düşen el açıp kapında beklemekti.

Sevgili!

Bekliyoruz! ...

 

:: Dursun Ali ERZİNCANLI::..

Gönderi tarihi:

Sen

 

Bakıp seni gören âşık,

Başka cemâli neylesin?

Dostluğuna eren sâdık,

Başka visâli neylesin?

 

Kulaklar duymuşsa sesin,

Duyar mı ağyâr nefesin!

Gönüllere Sultan Sensin,

Gayri âmâli neylesin?

 

Ağızlara şerbet-şeker,

Sînelerde adın eser;

Sevgini tatmışsa eğer,

Kaymağı-balı neylesin?

 

Gönül Seni sevmiş ise,

He emrine girer ise,

varıp sana yeter ise,

Mâl u menâli neylesin?

 

Fakirler lûtfunla ganî,

Âcizlerin tek güveni;

Şevk ile ananlar Seni,

Derd ü melâli neylesin?

 

 

M.Fethullah Gülen

Gönderi tarihi:

Her okuduğumda , dinlediğimde gözyaslarımı tutamadıgım bir şiir...

Ve eminim ki çoğumuz için de öyledir..

 

40 Yaşındasın

 

Rahmetini umarak

Günahkar bir dille;

Allah Azze ve Celle

 

Ya Rasulallah,

Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,

Kalbimizden seyrediyoruz seni.

 

İşte

Bir yaşındasın,

Beni Sa'd yurdundasın

Sana süt anne olmadı kadınlar

Bu yüzden dargın bulutlar

Bir damla yağmur indirmiyor

Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda

Minicik bir bulut var gökyüzünde

Sana aşık...

Ayrılmıyor başucundan

Ve insanlar yağmur duasında...

Hz.Halime kucağına alıyor seni

Yeryüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için

Oysa minicik bulut gökyüzünde

Sana meftun, sana kilitli...

Ve dua eden rahibin kucağındasın

Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip

Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da

Ama sen unutmuyorsun

Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun

O minicik bulut ilişiyor bakışlarına

Büyüyor, büyüyor...

Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan

Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini

Çoğusu bilmiyor seni...

 

Altı yaşındasın

Medine-i Münevvere yolundasın

Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen

Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında

Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni

Mekke'ye annesiz giriyorsun

Abdulmuttalip bir başka seviyor seni

Ebu Talip bir başka seviyor

 

Ya Rasulallah

Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında

Onlar anne deyince sen yere mi bakardın

Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya

Kaç gece anne diye hıçkırdın

Efendim!

Senin yerine de anne dedik annemize

Senin yerine de baba dedik

 

Yirmi beş yaşındasın

Ve bambaşkasın

Kimse sana denk değil

Şefkat yayıyor kokun

Güven veriyor sesin

Sen Muhammed-ül Emin' sin

 

Otuz üç yaşındasın

Dalga dalga rahmet var

 

Otuz beş yaşındasın

Hadi gel bekletme yar

İniltiler çalıyor kapısını göklerin

Hadi gel bekletme yar

Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...

Hadi gel ey Yâr!

Nurdağına davet var

 

İşte

Kırk yaşındasın

Hira Nur dağındasın

Cibril iniyor göklerden

Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor

Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın

Karanlık gecelerimize sabahsın

Sen Nebiyullahsın

Sen Habibullahsın

Sen Rasulullahsın

 

Niye incittilerki seni sultanım

Niye işkence yaptılarki sana

Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar

Himayesiz kaldın diye mi

Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne

' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin

Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza

Başına pislikler saçılıyor

Başlar feda o mübarek başına

Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar

Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru

Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı Âla

' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta

Bu koşan kim?

Ve cevap veriyor biri:

Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra

Velilerin anası...

Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın

Sana yeryüzünde en çok benzeyen

Gülmesi sen, ağlaması sen

' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza

Niye çıkardılar ki yurdundan seni

Himayesiz kaldın diye mi

Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni

Seni yetim bulup barındıranı

Seni alemlere rahmet kılanı

Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun

Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun

'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı

Sen,

Sen ' Allah! ' diyordun

Allah Azze ve Celle

Semayı haşyet kaplıyordu

Sen ' Allah! ' diyordun

Arş-ı Âla titriyordu

Bedir' de ' Allah! ' diyordun

Üç bin melek iniyordu alaca atlarda

Yüz yirmi beş bin sahabi:

' Anam babam sana feda olsun ' diyordu

 

Ya Rasulallah

Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun

Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce

Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi

' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara '

Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi

Sen de: ' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin

Bu gün yaşayan gençler var

Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki

Ama seni onlar da çok seviyor

Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar

Senden başka kimseleri yok

Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

 

Altmış üç yaşındasın

Refik-i Âla duasındasın

Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu

Kenarları beyazdı

Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın

Ve mübarek ellerini dizine vurarak:

' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin

Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:

' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver '

Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile

İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile

' Peki ' dedin o zata

Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin

Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı

Aynı cübbeden yine yine diktiler

Ama giyinmek nasip olmadı

Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle:

' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler '

Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini

' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'

 

Sultanım!

Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili

Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili

Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik

Rabbinden bize ne getirdi isen amenna

Duyduk, itaat ettik

 

Ya Rasulallah

Sen hâlâ kırk yaşındasın

Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

 

Dursun ALi Erzincanlı

 

Gerçekten etkilenip duygulanmamak mümkün değil teşekkürler arkadaşım :clover::clover:

Gönderi tarihi:

inşallah haksöz ve diğer kardeşlerimizde okuyup anlamaya çalışırlar.

 

biz resulu severiz o Alemlere rahmet olarak gönderildi, ve en güzel ahlakla yaratıldı ama bizim isyanımız ona bir takım iftiralar atıpıpta dinin sömürü aracı haline getirilmesidir. tüm Allaha şirk koşmadan inanan arkadaşlara esenlikler diliyorum....

Gönderi tarihi:

biz resulu severiz o Alemlere rahmet olarak gönderildi, ve en güzel ahlakla yaratıldı.......

 

Rasul evrensel değildir diyen bir arkadaştan bunları duymak hoşuma gitti yahu....

 

Diğer kısımı ise duymamış sayıyorum kendimi...

 

İnanan bir insan O'nu istismar etmez....

 

Seni seviyorum Efendim...

 

 

:clover::clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:

Canlar ben başka bir başlık açıcaktım dindeki diğer değerlerimizle ilgili şiirler ve yazılar için genel bir başlık ancak madem şiirler adına berceste kardeşim açtı bu başlığıda onun açmasını beklerim tabi kendiside isterse

Gönderi tarihi:

Şefaat Ya Resulallah

 

Sen alemlere rahmetsin

İki cihana serversin

Dinimizi öğretensin

Şefaat ya resulallah

 

Sevgin şifa gönlümüze

Layık olmalıyız size

Ümmet olmak şeref bize

Şefaat ya resulallah

 

Hasretle seni anarız

Selatı selam yolalrız

Sensiz hep garip ağlarız

Şefaat ya resulallah

 

Mevlamız habibim dedi

Cennet emrine verildi

Kuran size gönderildi

Şefaat ya resulallah

 

Adem Karaca

Gönderi tarihi:

Rasul evrensel değildir diyen bir arkadaştan bunları duymak hoşuma gitti yahu....

 

Diğer kısımı ise duymamış sayıyorum kendimi...

 

İnanan bir insan O'nu istismar etmez....

 

Seni seviyorum Efendim...

:clover::clover::clover::clover:

"resul evrensel değildir" diye bir sözümü bulun, bu forumda yazmayacğım birdaha, sizin resul sevginiz mi iftira atmayı emrediyor?

Gönderi tarihi:

Gül Yüzlü Sultanım

 

Gönül yaralarım azdı gidiyor

Nerdesin sultanım Merhem ver bana

Bir yel beni uzağa sürüklüyor

Nerdesin cananım himmet ver abna

 

Senden ayrı kalmak ölümden beter

Yıllardır çektiğim bu hasret yeter

Dostlarım derlerki sabreyle geçer

Gül yüzlü sultanım Himmet ver bana

 

Sarardı yaprağım soldu güllerim

Mevlaya açıldı titrek ellerim

Görünmüyor bana baki illerin

Nerdesin cananım himmet ver bana

 

Hasretin bir alev tende yanıyor

Halimi bilmeyen deli sanıyor

Bu gönül ezelden seni anıyor

Nerdesin cananım himmet ver bana

 

Senden ayrı kalmak ölümden beter

Gönderi tarihi:

arkadaşlar herkesten çok rica ediyorum bu güzel şiirlerin yazıldığı yeri tartışma alanına çevirmeyelim

 

tüm arkadaşlara sevgiler saygılar a.y.h.a.n

Eyvallah :sorcerer:

Peygamberi kutsama ayinin gerçekleştiği bu yeri lütfen kuran ayetleriyle doldurmayın sonra gerçekler ortaya çıkar,

 

Furkan7:Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!

 

Furkan20:(Resûlüm!) Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı. (Ey insanlar!) Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık; (bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.

 

 

Ali-imran64:(Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.

 

Bakara285:Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler.

 

Diğer peygamberlere ademe, nuha, musaya,davuda,isaya da böyle şiirler yazında ondan sonra sizin ne kadar samimi olduğunuzu anlayalım....

Gönderi tarihi:
Ben Böyle Olmamalıydım

 

Ben, böyle olmamalıydım

İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.

İçime bir ateş düşmeliydi

Ayaklarımın feri kesilmeliydi.

.

.

.

Ama bunu kimse görmese,

Seni ebede kadar saklasam.

 

Dursun Ali Erzincanlı

 

 

 

 

:(

Gönderi tarihi:
arkadaşlar herkesten çok rica ediyorum bu güzel şiirlerin yazıldığı yeri tartışma alanına çevirmeyelim

 

tüm arkadaşlara sevgiler saygılar :clover:

 

haklısın ayhan,olmamalı.ama burasının da tartışmaya dönuşeceğini sanıyorum :(

Gönderi tarihi:

Ey İbrahim koca ibrahim atamız İbrahim

Daha vahiy gelmeden putları kıran İbrahim

 

Taştan bir yapı diktiler adına kabe dediler

sana iftira ederek İbrahim yaptı dediler

 

Bununlada yetinmediler makamı İbrahim dediler

******* sürülen bir maket diktiler

 

Her sene ölüyor onca insan taşlar uğruna

telef edilen milyonlarca hayvan kimin umurunda

 

safa merve,arafat,müzdelife, dağ, taş güya hac mış

Bunları ziyaret edipte dolanan günahsız olacakmış

 

Hele şeytan taşlama akılara ziyan

Masum taşları bile yaptılar şeytan

Gönderi tarihi:

merak etme sedelina eğer biz cevap yazmazsak bişi olmaz

eee ne derler bilirsin

bi hayvan doğal sesini çıkartr çıkartır susar :)

Bakara171:Ayetleri inkar edenlerin durumu durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.

Gönderi tarihi:

Uhud

 

Günlerden cuma...

Uhut'a gelenler var.

Medine yolu toz duman...

Uhut'a gelenler var.

Bir dağılsa da şu hava,

Görsek Medine-i Münevvere'den Uhut'a gelenleri.

Bir görsek Allah Rasulü'nü

Ve eroğlu erleri...

Bakın göründüler işte;

Atının üzerinde evrenin efendisi!

Cihanın gözbebeği!

Uhut'un sevgilisi!

Sağında ve solunda ashab-ı güzin

Önündeyse iki üveyk yürüyor;

Biri Sad bin Muaz,

Diğeri Sad bin Übade.

Allah'ım bu ne edep

Atlarının bile başı yerde...

Bakın şu iki gence!

İkisi de onbeşinde...

Şu kısa boylu olanı Rafi' bin Hadic!

Parmaklarının ucuna basıyor ki

Boyu uzun görünsün!

İyi ok attığı söylenince

İzin veriyor efendimiz.

Diğer gençse Semüre bin Cündüp...

Ağlayarak peygamberinin yanına gidiyor.

Ya rasulallah! diyor,

Rafi'ye izin verdiniz. Bana niye izin yok?

Ben rafi'yi güreşte yeniyorum.

Efendimiz tebessüm buyuruyorlar.

Ve bu iki ana kuzusuna güreş tutturuyorlar.

Semüre Rafi'yi yenince güreşte,

Fahr-i kainat ona da izin veriyor.

Günlerden cumartesi...

Uhud'a gelenler var.

İşte Ayneyn Tepesi-Okçular Tepesi-

Başlarında Abdullah bin Cübeyr

Sultanı dinliyorlar.

Düşmanı yendiğimzi görsenizde

Size haber vermedikçe, adam göndermedikçe

Yerlerinizden ASLA ayrılmayın!

Kuşların cesetlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi

Ben size adam göndermedikçe

Yerlerinizden asla ayrılmayın!

İki ordu da hazır...

İki ordu da harp nizamında...

Ve Uhud'un kalp atışları dışında yeryüzü nefes bile almıyor!

Sessizliği bozan Kureyş'in Sancaktarı'dır.

Söylediği her söz küfür kokulu...

Benimle çarpışmaya er meydanına kim çıkar!

Bu bir meydan okumadır.

Cevapsa bir çift ayak sesi...

Gözler Uhud toprağında yürüyen bu ayaklarda...

Kime ait bu adımlar ki bastığı toprak 'ALLAH' diyor!

Ve Esedullah namıyla Hz. Ali(R.A.) yürüyor.

Birkaç saniye, bir tek hamle...

ALLAH'ın(C.C.) Arslanı dimdik ayakta

Kureyş'in sancağı ise yerde...

Ardından bir başkası yükseltiyor sancağı

Ama bilmiyor ki bu defa kim var Uhud meydanında

Gökyüzünde yıldırımlar

Yeryüzünde Hamza var.

Asıl şimdi başladı Uhud'un türküsü.

Tam üç katı düşmanla Peygamber(A.S.M) ordusu

Göz göze ve diş dişe.

Uhud'da yiğitler var.

İşte: Ebu Lücane...

Kılıcın üzerinde bir yazı

Korkaklıkta ar

İlerlemekte şeref var!

İşte: Musab bin Umeyr...

Zırhını giyinince

Nasılda Peygamber'e(A.S.M.) benziyor.

Ve döne döne savaşan Hz. Hamza...

Ben Allah'ın(C.C.) Arslanı'yım diyor!

Ebu Katade'ye bakın.

Bakın bir ok fırlıyor müşrik yayından

Bir havayı yara yara geliyor.

Hedefte Rasulullah(A.S.M.) var.

İşte: Ebu Katade...

Okun Fahr-i Kainat'a(A.S.M) doğru gittiğini görünce

ALLAH'ı(C.C.) andı önce

Ve uzattı başını!

Ok Katade'nin gözüne saplandı.

Uhud'da yiğitler var...

Şirk ordusunu bozguna uğratan...

Ömer bin Hattab'a bakın

Gözleri çakmak çakmak...

Ama telaş var yüzünde Hz. Ömer'in(R.A.)

Bu ne hal ey Ömer...

Düşman hüsran yaşarken

Zafer kaznılmışken

Bu ne hal ey koca Ömer!

Niçin okçular tepesine bakıyorsun?

Neler oluyor orda?

Niye iniyor okçular Ayneyn Tepesi'nden?

Allah Rasulü(A.S.M) haber vermeden niye iniyorlar?

Ey Abdullah bin Cübeyr!

Durdursana okçuları!

Durun, Allah(C.C.) aşkına durun!

Arkanızdan düşman geliyor, inmeyin yerinizden.

Sahabe sendeliyor inmeyin yerinizden.

Kainat yalvarıyor inmeyin!

Sultanlar Sultanı'nı(A.S.M) incitecekler, inmeyin!

 

Peygamber(A.S.M) ordusu iki ateş arasında...

Efendimizin(A.S.M) etrafında on beş sahabe...

Bakın, mübarek elleri Rasulullah'ın(A.S.M.)

Yüzüne kapanıyor!

Kainatın affı için semaya kalkan eller

Şimdi kan içinde!

Yetiş Ey Ebu Ubeyde!

Nur saçan yüz kan içinde!

 

Zaman donuyor sanki,

Ve dudaklarının arasından birşey düşüyor.

Kıpkırmızı bir yakut gibi

Peygamberin(A.S.M.) mübarek dişi!

Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor.

Zaman donuyor sanki,

Ve gökler yırtılıyor!

Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor!

Kimse Uhud'a ilişmesin.

Çünkü bir ses geliyor altı yerden!

Muhammed'in(A.S.M.) dişi yere düşmesin!

Ve Cibril-i Emin yaratıldığı günden beri,

En hızlı inişiyle iniyor!

Çünkü altı yönden bir ses geliyor!

Yere düşmesin Muhammed'in(A.S.M.) dişi!

 

Kara bulutlar çöktü Uhud'a!

Bir ses ortalığı velveleye verdi:

Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!

Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!

'Eğer O(A.S.M.) öldürüldüyse ben niye yaşıyorum! '

Diyen Enes bin Nad atıdı küfrün alevleri arasına!

Artık yaşlı gözler Sevgili'yi(A.S.M.) arıyor.

Kab bin Malik Hz. sesi duyuldu:

'Rasuluh(A.S.M) yaşıyor,

Allah(C.C.) 'ın Rasulü(A.S.M.) yaşıyor,

Onu(A.S.M.) miğferinin arasından ışıl ışıl parlayan gözlerinden tanıdım.

Habibullah(A.S.M.) yaşıyor.

Onu(A.S.M.) şefkat dolu gözlerinden tanıdım.'

 

Ashab-ı Güzin'in sevincine bir bakın!

Uhud'un sevincine bir bakın!

Hz.Hamza duydu ya bu yeter!

Rasulullah(A.S.M.) yaşıyor ya bu yeter!

Yine daldı Hamza Kureyş'in dalgalarına!

Ama savaşırken bir ara sendeledi Hamza.

Ve boşlukta bir mızrak belirdi.

Ey Hamza! Uhud'u her anışımızda kaç mü'min girmek ister mızrakla senin arana?

Kaç mü'min keşke ben öleydim, keşke mızrak benim sineme saplansaydı der?

Ama Şehidlerin Seyyidi sensin!

Şehidlerin Efendisi sensin!

Uhud'da şehidler var...

Şehidlerin Seyyidi Hamza var Uhud'da!

Rasul-i Zişan'ın(A.S.M.) gözlerinden boşalan yaş,

Hamza'yı yıkar gibiydi!

Fahr-i Kainat(A.S.M.) hiç bu kadar elem duymamıştı!

Hiç bu kadar üzülmemişti!

Ve amcasına hiç böyle seslenmemişti:

'Ey Rasulullah'ın(A.S.M) amcası Hamza;

Ey Allah(C.C.) 'ın ve Rasulü'nün(A.S.M) Arslanı Hamza;

Ey hayırlar işleyen Hamza;

Ey Rasulullah'a(A.S.M) koruyucu olan Hamza;

Allah(C.C.) sana rahmet etsin!

Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi;

Sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım! '

Ve bir ayet yankılanıyor Ahzab dağında:

(Bismillahirrahmanirrahim-Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla!)

'Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki,

Onlar Allah(C.C.) 'a verdikleri sözde sadakat gösterdiler.

Onlardan bazıları şehid oluncaya kadar

çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi.

Kimisi de şehid olmayı bekliyor.

Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler.'

 

Dursun Ali Erzincanlı

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.