Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

***

 

Bir siyasetçi neden halkının dini ile ilgili olur ve neden aynı dinden olmasını arzular ki?

Bu kritik sorunun yanıtını düşünerek, halkını “dindar” yapma çabası içindeki siyasilerin ne amaç güttüğünü,

halklara “Allah rızası için”(!) din yolunu açmaya çalıştığını iddia eden gönüllü(!) aymazların ise ne şekilde siyasetçinin amacına girdiğini rahatlıkla görürüz.

 

Dünya bir barut fıçısına dönme arifesinde iken Türkiye’nin laiklikten uzaklaştırılarak dinsel bir atmosfere çekilmesi, eğer egemen emperyalist güçlerin olağanüstü beceri ve başarısı değilse, iç siyasetin yönetsel basiretsizliğini perdeleme aracı olduğu kadar, iç ve dış siyaset açısından da gelecek dönemlere ait ciddi ve çok tehlikeli öngörüsüzlüğüdür! Bir yandan geçmişte Ortaçağ karanlığının hafızalardan silinmemiş izleri duruyorken, diğer yandan da günümüzün dindar uygulamalarının taze görüntüleri yaşanıyorken, böylesi bir yola heveslenmek hem iç siyaset, hem de dış siyaset açısından fevkalade riskli bir açılım gibi görülmelidir.

 

Laiklik, her şeyden önce, bireyin dindarlık anlayışını kurcalamadığı ve herkesi inanç alanında serbest bıraktığı için, bu alanda toplumsal farklılaşma ve çatışmaları önlediğinden dolayı siyasilerin ilgi alanı odağında olması bir yana, toplumsal sükûn için siyasilerin özellikle koruması gereken bir kuraldır.

 

Bunun tersi ise, bazı ülkelerde görüldüğü gibi, böyle bir serbestliğe izin vermez, toplumsal farklılıkları baskılar ve anti-demokratik yönetim biçimini din adına meşrulaştırmaya çalışarak itaate hazır kitleler yaratır. Öylesine itaate hazır kitleler istenmektedir ki, liderin ya da imamın ağzından çıkacak her komutu hikmet olarak algılayarak, tereddütsüz ve sorgulamadan uyulması gereken kural olarak kabul etsin ve bu kuralla amel(*) etsin!

(*) amel: Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları.

Gönderi tarihi:

BAŞBAKAN ERDOĞAN KARL MARKS'I OKUDU MU?..

 

Böylesine diktatöryel ve faşizan düşünüş ve yaşam biçimine yöneliş, yönelirken olduğu kadar, sistemin oturtulduğu düşünülen aşamada da ciddi toplumsal çatışmalara gebedir.

 

Fransa’da son yasayı Anayasa Konseyi'ne götürmeye hazırlanan parlamenterler arasında bizzat Sarkozy’nin partisi mensuplarının da bulunduğunu basından öğrenince şöyle bir düşündüm, bizde hangi parti grubunda başkanın bir önerisine herhangi bir parlamenter ya da parti mensubu karşı çıksın! Haddine mi! İleri demokrasi söylemini dilimize dolamanın nedeni böylece anlaşılıyor; bireyler yapamadıklarını, özellikle de yapmak istemediklerini dillerine düşürerek halkları kandırırlar!

 

Türkiye’nin çevresinin ve ilişkisini giderek geliştirdiği Ortadoğu ülkelerinin önemli bir bölümü farklı çizgi ve mezheplerde olarak İslâm dünyası içindedir. Başka bir dizi bilimsel neden dışında, salt bu ülkelerin içinde ve kendi aralarındaki çatışmalarda tarafsız kalabilmek ve “sıfır sorunlu dış politika”yı(!) sürdürebilmek adına dahi Türkiye’de laiklik ilkesinin titizlikle korunması kaçınılmazdır.

 

Bu sorunu analiz edebilmek adına, başta ABD olmak üzere emperyalistlerin bir yandan radikal İslâm’a karşı derin korku yaşarken, diğer yandan da dünyada dinler arasında diyalog söylem ve projelerinin bir arada ele alınması bağlamında siyasilerin kulağına nasıl bir kar suyu kaçmış olduğunun çözümlenmesi ilginç olabilir.

 

Kapitalizm içine girdiği derin krizden çıkabilmek için teknolojik atılımını güçlendirirken de, sömürü ağını genişletip derinleştirerek yoksulluğu yaygınlaştırmaya çalışarak de ek yaşam süresini uzatırken, aynı zamanda da hasım kütlesini yaygınlaştırmaktadır. Bu durumun üzerine savaş vb gibi politik şiddetle gidilebileceği gibi, sorunun daha kolaylıkla çözümü kitleleri pasifsize etmekle de bir dereceye kadar sağlanabilir.

 

Marks dini “afyon” olarak nitelerken, halkların kutsal duygularının uyuşturularak sömürüyü anlayamaz hale getirilmesini kastetmiştir. Marks’ın bu yorumu, din olgusuna değil, din ticaretini ve gericiliği odağa koyarak, halkların sömürülmesinin engellenmesine yöneliktir.

 

Türkiye’de ekonomi istenen ve söylenen düzeyde seyretmediği gibi, ne işsizliğin, ne de enflasyonun önü alınabilmektedir. Bunun da ötesinde, her geçen yıl daha yüksek boyutlara ulaşan cari açığın finansmanı için dış dünyaya ciddi kaynak aktarılmaktadır. Bu durumda halkın dikkatlerinin bir tarafa kanalize edilmesi gerektiği gibi, halkın bilincinin de köreltilmesi hem iç siyaset hem de Türkiye üzerinde sömürü ağı kurmuş olan emperyalistler açısından kaçınılmazdır.

 

Türkiye dış dünyaya kanarken, halkların dincilikle uyutulması yanında, “dindar nesil” tartışmaları ya da “Atatürk diktatör mü değil mi” veya “Atatürk’ün gençliğe hitabesini kaldıralım mı kaldırmayalım mı” gibi abes ve günümüzde hiçbir işe yaramayan, fakat kafa bulandırmakta ve dikkatlerimizi esir alarak enerjimizin heba edilmesinde fevkalade güçlü psikolojik patikalar halkların önüne koyulmaktadır. Belki de tüm bu psikolojik savaş, belirli merkezlerden verilen paket programların tedricen açılmasından başka bir şey değildir.

Gönderi tarihi:

Bir siyasetçi neden halkının dini ile ilgili olur ve neden aynı dinden olmasını arzular ki?

 

Siyasilerin dindar nesil yetiştirme söylemini, ekonomik hamlelerin başarısız kaldığının ve bu yoldaki aczin bir ifadesi olarak da okumak gerekir.

 

Şöyle ki, eğer bugün fert başına gelirin birkaç onbin dolar düzeyine ulaşmış ileri toplumlarda dindar nesil yetiştirme endişesi, hatta düşüncesi yoktur. Bu durum o toplumların dinsiz olduğu veya öyle olmak istediklerini değil, ama artık bu konunun bireysel bir mesele olduğu kemaline ermiş olduklarının göstergesidir.

 

Bu toplumlarda siyasilerin işlevi toplumun yaşam düzeyini korumak, hatta yükseltmek olarak görülmektedir. Türkiye’yi “demokratikleştirmeye” soyunmuş bu emperyalistler ise kendi refahını bizim üzerimizden korumaya çalışırken bize dincilik paketleri sunmakta ve dinler arası diyalog projeleri geliştirmekteler!

 

İleri toplumlar bizim gibi çevresel toplumlardan neler sağladıklarını çok iyi bildiklerinden, kutsal alanlarımız da dahil olarak tüm alanlarda bizleri tam da içlerine almadan, yanlarında ve gözetimlerinde tutmaya çalışmaktalar.

 

G-7’ler topluluğunu, bizleri de yanlarına alarak, G–20 durumuna getirmelerini, her halde işbirliği ya da dayanışma olarak değil, psikolojik benimsetme ortamında yakın markaja almak olarak görmek daha isabetli olur. Aynı markajı kutsal alanda da uygulayıp dinler diyalogu ortamı yaratarak, acaba neden bizi bu kulvarda sürüklüyorlar ki!

Prof. Dr. İzzettin Önder

Gönderi tarihi:

Türkiye’de ekonomi istenen ve söylenen düzeyde seyretmediği gibi, ne işsizliğin, ne de enflasyonun önü alınabilmektedir.

Bunun da ötesinde, her geçen yıl daha yüksek boyutlara ulaşan cari açığın finansmanı için dış dünyaya ciddi kaynak aktarılmaktadır.

 

Bu durumda halkın dikkatlerinin bir tarafa kanalize edilmesi gerektiği gibi, halkın bilincinin de köreltilmesi hem iç siyaset hem de Türkiye üzerinde sömürü ağı kurmuş olan emperyalistler açısından kaçınılmazdır.

 

Ocak ayında TÜFE yüzde 0.56, ÜFE yüzde 0.38 arttı. Yıllık TÜFE yüzde 10.61’e çıktı.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Ocak ayında TÜFE yüzde 0.56, ÜFE yüzde 0.38 arttı.

Yıllık TÜFE 10.61, ÜFE yüzde 11.13 olarak gerçekleşti. Yıllık enflasyon TÜFE'de Kasım 2008'den beri en yüksek düzeye çıktı.

TÜFE'de ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış yüzde 2,06 ile ulaştırma grubunda görüldü.

 

Ocak ayında endekste yer alan gruplardan çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 1,79, ev eşyasında yüzde 1.58, konutta yüzde 1.32, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 1.13, eğlence ve kültürde yüzde 0.83, lokanta ve otellerde yüzde 0.75, sağlıkta yüzde 0.09, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0.02 artış meydana geldi. Haberleşmede yüzde 0.01, eğitimde yüzde 0.05, giyim ve ayakkabıda yüzde 7.88 düşüş gerçekleşti.

 

YILLIK BAZDA LİDER ALKOLLÜ İÇKİ VE TÜTÜN

Yıllık bazda TÜFE’de en yüksek artış yüzde 18.53 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda oldu. Onu çeşitli mal ve hizmetler (yüzde 17.63), ulaştırma (yüzde 12.90), gıda ve alkolsüz içecekler (yüzde 11.67), ev eşyası (yüzde 11.65) izledi.

 

Kaynak: 04.02.2012 tarihli gazeteler...

 

***

Bu durumda Elbette ki;

Halkın dikkatlerinin başka bir tarafa kanalize edilmesi gerektiği gibi, halkın bilincinin de köreltilmesi hem iç siyaset hem de Türkiye üzerinde sömürü ağı kurmuş olan emperyalistler açısından kaçınılmazdır.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Sayın başbakan; toplumu inanç üzerinden bölen, AK Parti İl Gençlik Kolları Kongresinde "Dindar, kindar ve muhafazakar gençlik" yetiştirmeye yönelik son açıklamalarınızla açığa çıkan ayrımcı söyleminizi, bizler dindar yada dindar olmayan, çağdaş ve laikliğin gerekliliğine yürekten inanan T.C Vatandaşları olarak ürkütücü, tehlikeli ve bizim açımızdan kabul edilemez buluyoruz!

 

Bir başbakan olarak sizin; tüm vatandaşlarınıza eşit mesafede yaklaşmanız gerektiğini, bu tutumun dilinizden düşürmediğiniz demokrasinin birinci şartı olduğunu hatırlatıyoruz!

 

Sayın başbakan; Sizin görev sorumluluğunuz, öncelikli değeri insan ve doğa sevgisi olan ve eleştirel düşünebilen nesillerin yetişebilmesi için gerekli eğitim olanaklarının herkese eşit bir şekilde sunulabilmesi ve tüm bireylerin insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sürmeleri için gereken koşulları sağlamaktır.

Gönderi tarihi:

Dindar nesil sloganinin altinda kin yatmaktadir,kininizin takipcisi olun derken dindar nesilden neyi amacladiklarini itiraf ediyorlar.

 

Uyanin beyler uyanin,Türkiye elden gidiyor!

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.