Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

malum,

özellikle müslüman dünyada bilim/ilericilik/cagdaslik vs.üzerinden özelde islam genelde din aleyhine yazmak/cizmek hassaten entel cevrelerde daha cok sanal alemde

moda oldu..gerci,iman edenle inkar eden insanin kesistigi yer/kavsak yine "IMAN" dir fakat o bahsi diger..

 

soru:

 

bilimin kabul edebilecegi bir ALLAH (tanri/good/tengri/manitu) var-MI-dir ?

 

 

 

slm.

  • Cevaplar 95
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Carpitilmis ayetler,anlami farkli olarak gerceginden uzaklastirilip,Allahi, zalim,taraf tutan,insanlara iskence yapan,kadinlari erkeklerden ayirip erkege köle yapan,kadini ambalajlayip buns gerekce olarakta kendilerince tefsir ettikleri ayetleri gösteren zihniyetle ugrasmak aslinda bir cihadtir.Din bezirganlarinin Laiklige karsi olmayi cihad ilan eden sloganlarina karsi bilim adamlarinin gercekleri korkmadan haykirmalari her zaman art niyetliler tarafindan Islam karsitligi olarak gösterilmis,ilmi,bilimi insanlara yol gösterici olarak ön siraya koyan Tanri(Allah)'in emretmedigi nekadar hurafe varsa Islam adi altinda saf inananlara dayatilmistir.

 

Buna en güzel örnek Kuran'da olmayan ezanin sanki baska dilde okundugunda imandan cikilacakmis gibi bir carpitmanin insanlara empoze edilmesi ve bunu öngörenlere karsi ahlaka ve vicdana sigmayan saldirilarin yapilmasidir.Ezan evrenselmis,sanki baska dilde okundugunda evrenselligi yok olacakmis gibi kati bir Arap milliyetciliginin sergilenmesine karsi olanlari Islam karsi gibi gösterme modasi ne yazik ki egitimden yoksun Islam dünyasinda gecerliligini korumaktadir.

 

Dininizi hacidan hocadan degil mektepten ögrenin diyen Atatürk'e karsi yürütülen "din karsitligi"propagandasida yobazligin ne kadar kök salmis oldugunu anlatir bize.

 

Bilmem hangi tarikatin seyhinin ayak sularini icenler her nedense Atatürk'ün mezarinda saygi durusunda durulmasini putperestlikle es tutarlar.Halbuki kendileri ise Kabedeki bir tasa dokunabilmek icin biribirini ezerler.Isa'ya tapanlara putperest derler fakat neyin kili oldugu belli olmayan bir kil icin "peygamberin sakalinin kili"diye taparlar.

 

600 yildir tek bir alimin yetismedigi Islam alemine baktikca neden türbana bu kadar ragbet oldugunuda anlamak zor olmuyor.Ici bos olan bir kafanin örtülmesi aslinda örtülü beyinlerin saklanmasidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

malum,

özellikle müslüman dünyada bilim/ilericilik/cagdaslik vs.üzerinden özelde islam genelde din aleyhine yazmak/cizmek hassaten entel cevrelerde daha cok sanal alemde

moda oldu..gerci,iman edenle inkar eden insanin kesistigi yer/kavsak yine "IMAN" dir fakat o bahsi diger..

 

soru:

 

bilimin kabul edebilecegi bir ALLAH (tanri/good/tengri/manitu) var-MI-dir ?

 

slm.

 

Sanırım hiç bir zaman anlaşılmayacak sayın gaffar. Zira söylemiştim daha önce herkes bilgisi, kültürü çerçevesinde anlar, değerlendirir, anlatır demiştim. Yine anlaşılmamış ki, aynı şeyleri tekrar tekrar gündeme taşınılıyor.

 

Şimdilerde "Moda oldu" denilen olgu, daha ilk insan düşünme yeteneğini kazandığından beri dogmacılar ve gerçekçiler olarak var. Gerçekçiler gözlem, belge, bulgu ve deney üzerinden, doğmacılar ise doğa gerçeklerini önemsemeksizin sadece akıl, sezgi ve uydurma söylentiler yoluyla dünya görüşlerini belirlerler. Buna bilmek ve inanmak gibi iki ayrı dünya görüşü isimleri verilmiştir. Diğer bir deyişle bilimsel ve metafizik(madde ötesi) dünya görüşleridir.

 

 

"bilimin kabul edebilecegi bir ALLAH (tanri/good/tengri/manitu) var-MI-dir ?"

 

Bu sorulan sorunun saçmalığı, yukarda net olarak belirtilen bilgilerden çıkartılabilir. Bilimin madde dışında her hangi bir uğraşı alanı yoktur. Bilim, sadece, kişilerin sezgileri yoluyla, tarihin ilk dönemlerinden beri uydurulmuş olan, melek, cin, şeytan, ve mabut(ilah) gibi hayal mahsulü iddialarla uğraşmaz.

Gönderi tarihi:

evrensel yazdi;

"....Bu sorulan sorunun saçmalığı.."..

 

ve

 

-einstein der ki; "..Eğer bir fikir başta saçma ve uçuk gelmiyorsa onun için ümit yok demektir.."

 

 

 

***

 

 

evrensel yazdi; "..Bilimin madde dışında her hangi bir uğraşı alanı yoktur. Bilim, sadece, kişilerin sezgileri yoluyla, tarihin ilk dönemlerinden beri uydurulmuş olan, melek, cin, şeytan, ve mabut(ilah) gibi hayal mahsulü iddialarla uğraşmaz..."

 

 

-islam evrim teorisi ile celismez fakat bu evrim teorisi üzerinden din düsmanligi yapan "evrimci molla"larin üfledigi balonlara da inanmamiz gerekmez..

 

 

-kim demis bilimciler,"cin,seytan,melek,mabut" ile mesgul olsun? bilimle ugrassinlar (gölge etmesin) yeter..

 

 

-bilimci,bilimle ugrasip türk halkina kayda deger hizmetler sundu da benim mi haberim yok..:))

 

 

 

unutmayin

 

tanri olmasa tanri tanimazlik bir ANLAM ifade etmezdi..

 

 

 

 

slm.

Gönderi tarihi:

:) Bilimin araştırmayacağı ve kabul etmeyeceği hiç bir konu yoktur.

 

Bilim tanrının var veya yok olduğunu tartışmaz. Bunu felsefe tartışır. Zaten felsefe, bilimin somut kanıt elde edemediği alanlarda çalışmakla görevlidir.

Gönderi tarihi:

"-einstein der ki; "..Eğer bir fikir başta saçma ve uçuk gelmiyorsa onun için ümit yok demektir.." "

 

Einstein'ın bu tür bir sözünü duymamıştım. Ama velevki söylemiş olsun. Bununla dogmaları kast ettiğini hiç sanmıyorum. Madde ile ilgili tezleri kast etmiş olması gerekir.

 

"-islam evrim teorisi ile celismez fakat bu evrim teorisi üzerinden din düsmanligi yapan "evrimci molla"larin üfledigi balonlara da inanmamiz gerekmez.."

 

İslamın yada diğer dinlerin dogmaları kaynak alarak neye inanıp inanmadıkları bilim adamlarını ilgilendirmez. Dinler ayakta durmak adına kendilerini sık sık revize etmek (hatalarını düzeltmek) zorundadırlar. Evrimci yada olmayan mollalar dinin ayakta durabilme kavgasını yapıyorlar.

 

"-kim demis bilimciler,"cin,seytan,melek,mabut" ile mesgul olsun? bilimle ugrassinlar (gölge etmesin) yeter.."

 

"Bilimin kabul edeceği bir Mabut varmı?" başlığı ile soruyu soran sensin. Çok çabuk unutuyorsun.

 

"-bilimci,bilimle ugrasip türk halkina kayda deger hizmetler sundu da benim mi haberim yok..:))"

 

Bilimin yada bilimcinin uğraşı evrensel olmalıdır. Hizmet Türk halkına olduğu kadar tüm insanlığadır. Kayda değer sayılmayacak kadar küçük bir hizmetin bile çok büyük önemi vardır. Dogmacıler elbette bunların kıymetini bilemez.

 

"tanri olmasa tanri tanimazlik bir ANLAM ifade etmezdi."

Bu söz, "Dogmalar(saçmalık) olmasa bilginin anlamı olmazdı" sözüne benziyor.

Gönderi tarihi:

Bilim ve felsefe karıştırılmakla kalsa iyi, bilimle teknoloji de karıştırılıyor. Bilim bir ulusa, insanlığa filan hizmet etmez, bilim bilmeye hizmet eder. O halka hizmet sunan, teknolojidir! :)

 

Bilimin işi örneğin atomda büyük bir güç saklı olduğunu keşfetmektir. Atom bombasını ise teknoloji yapar. Bilim ben bunu bulmayayım, sonra bundan silah yaparlar demez, diyemez! Olanı bilmek zorundadır, çünkü varoluş amacı budur: Bilmek!

 

Ayrıca "tanrı olmasa" önermesi mantıken yanlış ve geçersiz, "tanrının var olduğu iddia edilmese, olmadığı da iddia edilmezdi" demek gerekiyor! B) Her tezin bir antitezi olması son derece doğaldır.

Gönderi tarihi:

Ben meseleye Tanrı ve Şeytan ikilemi ile değil,dogru ile yanlış penceresinden baktığımdan dolayı bu tip savları pek geçerli bulmuyorum açıkcası.İnanç kavramının insan üzerindeki güçlü etkisi kesinlikle yadsınamaz.

Her insan,aynı zamanda kendisinin hem avukatı hem hakimidir.Bu sebep ile aralarındaki uzlaşı bireysel olsa dahi insanın toplumsal yaşam şekli diğerlerini de aramak zorunda kalmıştır.Ortak yaşam formunda diğerlerinin de üstünde olmasının arzu edildiği ve mutlak doğrularının asla değişmediği bir varlığın var olması elbette kaçınılmazdır.Dolayısı ile kabulleniş,reddedişten daha insanidir.

Meseleye bu şekilde baktığımda benim açımdan pek bir sorun yaratmıyor.

Sevgilerimle,

Gönderi tarihi:

Bilim bir ulusa, insanlığa filan hizmet etmez, bilim bilmeye hizmet eder. O halka hizmet sunan, teknolojidir! :)

 

 

Burada bilimsellik adına çok müthiş bir çelişki görebiliyormusun Sn.demirefe?

 

Bilgilenmeye hizmet eden bilim acaba kime HİZMET ediyor?

Gönderi tarihi:

İslamın yada diğer dinlerin dogmaları kaynak alarak neye inanıp inanmadıkları bilim adamlarını ilgilendirmez.

 

 

 

bakalim dediginiz gibi mi..

 

 

misal:

 

 

GELENEKSEL DINLER:

 

tek tanri..

 

vahiy..

 

ölüm yok olus degil ölümden sonrada bir yasam var..

 

yer gök bitisik idi..

 

yaratilisa sudan baslanmistir..

 

tanri katinda aylarin sayisi 12 dir..

 

insanlar arasindan elciler,öncüler secilmistir..(muhammed/isa/ibrahim/suayb/davud vs)

 

tanri insanlarla üc sekilde konusur perde arkasindan/vahyederek elcisi ile mesajini göndererek..

 

aklini kullanmayan tanri´ya ulasamaz..

 

tanri kendi lisani ile konusur insanlik lisani ve elcilerle mesajini bildirir..

 

 

TANRIYA İNANMAYANLAR CAHİLLERDİR..

 

 

***

 

 

MODERN DİNLER:(bilimci)

 

tek evren..

 

evrensel dil/kesifler..

 

hicbir enerji kaybolmaz ancak baska bir enerjiye dönüşür..

 

big-bang sonucu dagilim..

 

evrim ilk olarak sudan baslamistir..

 

12 evreli günes takvimi yeryüzü olaylari icin en ideal takvimdir

 

insanlar arasinda öncüler,bilgeler vardır..(aristotales,hegel,kant,kepler,erdös,einstein vs.)

 

evrensel bilgiye üc sekilde ulasilir islem/gözlem/deney..

 

aklini kullanmayan evrensel bilgilere ulasamaz..

 

evrenin kendi lisani vardir matematik,fizik dili ile bilim adamlarinca iletilir..

 

 

EVRENSEL VERİLERE İNANMAYANALAR CAHİLLERDİR..

 

 

 

benzerlikler dikkatinizi cekti mi ?

 

peki

 

geleneksel dinlerle ateizm veya deizmin ne kadar da birbirine benzedigini objektif ve samimi olarak kac kisi söyleyebili/R/yor ?

 

 

slm.

Gönderi tarihi:

Sn.gaffar,

 

Daha önce söylemiştim dinler ayakta kalabilmesi için ya kendilerini revize etmeliler ya da bilimsel ögeler taşımak zorundadırlar. Siz de kabul ediyorsunuzki dinlerin en yeni versiyonu "evrimci dinler" olması. Ne zamanki bilim bir gerçeği ortaya çıkartır, dinler onu hemen kopyalayarak ilgisi alakası olmayan vahiyleriyle izah etmeye çalışırlar.

 

Mesela 12 aylık takvim semitik dinlerden çok daha evvel, milattan önce de kullanılıyordu. İnternette gezinerek bu konuda çok sayıda bilgiye rastlayabilirsin. Keza diğer konularda da öyle..

 

Sıraladığın benzerlikler ya birbirini göya andıranlar, yada bilimden kopya olanlardır.

 

Sonuç olarak, din ögeleri içinde bu bir kaç tane bilimden kopya olanlar dışında, pekçok miktarda, mantıkla hiç bir zaman bağdaşmayan, akla hayale sığmayacak dogmalar da bulunmaktadır.

Gönderi tarihi:

benzerlikler dikkatinizi cekti mi ?

Yooo? :D

 

Bu din - bilim kıyaslamasından bir şey anlayamadım. Ne yani, şimdi bilim tek evren vardır demiş, bu bakımdan tek tanrı vardır diyen din ile paralel mi düşmüş?

 

"La kainate illa evren!" mi demiş? Peki ya amentüsü nasılmış bilimin? Bunu ikrar ve tasdik etmeyen güneşe gönderilecek de demiş mi bilim? :D

 

Paralel evrenler ve köpük evrenler kuramlarını hiç duydunuz mu acaba diyorum? Hayatın suda başladığını taaa antik Yunan filozofları söylemiştir, havada başlayacak hali herhalde yoktu! Su birikintilerinde başlayan canlanma gözü görenin dikkatini herhalde çeker. Suyun hayat verdiğini görmeyecek göz yoktur! Bunu söylemekte ne keramet gördüğünüzü anlamıyorum!

Gönderi tarihi:

En komik olan da 12 evreli takvimin bilim keşfetmeden önce gökten inmiş olduğu iddiası! Sayın Evrensel de bu konuya değinmiş ama, ben de bir ekleme yapayım:

 

Gökyüzünde iki önemli cisim görünüyor. Yani bir görünüp bir kayboluyorlar. Güneş günleri ve mevsimleri belirliyor, bunları herkes, en ilkel insan da görüyor. Bir mevsim döngüsünde, yani bir yılda ise Ay oniki kere görünüp kayboluyor yani, şimdi bunda ne mucize var, ne keramet! Bu bilginin gökten vahyedilmesine gerek yok, gökyüzünü gözlemleyen Babilli ve İnkalar da bundan fazlasını bile görmüşlerdi! Göz var mizan var, bunu da görmeyeceklerse artık!

 

Yalnız bir sorun vardı, Ay tam olarak 28 günlük periyot izliyor ve bu da 28x12=336 gün ediyordu. Halbuki mevsimlerin döngüsünün 365 günlük olduğu anlaşılmıştı. Nerden anladılar, termometre ile mevsim sıcaklıklarını izlediler de "anaaa, elli yıl geçince, yaz kış oldu" mu dediler demeyin sakın!

 

Güneşin gökte izlediği yörünge de mevsimseldir. Gökyüzünü birazcık gözlemleyen her aklı başında insan, mevsimsel döngüyü hemen farkeder. Bunu taş devri insanı bile gözlemlemiş ve ünlü güneşe endeksli Stonehenge tapınağını taaa taş devrinde yapmıştır! Beş bin yıldır bilinen bir şeye vahiyle bildirildi demek çok ama çok komik kaçar!

 

Şurda hepimiz birbirimizi biliriz, bu kadar ucuz yutturmacalara kanacak kadar saf değiliz, kusura bakılmasın! Bunlara keramet veya mucize gözüyle, öyle bilim keşfetmeden önce gökten vahiyle inmiş safsatalarına anca dogmatik ve de saftirik Elmer'ler inanır!

 

Kaldı ki İslam kültürü Ay takvimini baz almak gibi inanılmaz bir cehalete imza atmış, beş bin yıllık taş devri insanı kadar bile kafasını kullanamamıştır! Bu inanılmaz cehalet yüzünden uzun ve sıcak günlerde oruç tutacaksınız, hadi kolay gelsin! :D

Gönderi tarihi:

Göremiyorum!

 

"Bilgilenmeye hizmet eden bilim acaba kime HİZMET ediyor?"

 

Bu soruya cevap verse idin, "Bilim bir ulusa, insanlığa filan hizmet etmez," ifadendeki çelişkiyi görebilecektin.

Gönderi tarihi:

Göremiyorum!

görebilecektin.

Hâla hiç bir çelişki yok. Bilim bilmeye hizmet eder, tek amacı "bilmek" tir. İnsanlığa hizmet eden bilime dayanan teknolojidir. Bilim ve teknoloji çok yakın olsalar da aynı şey değiller.

Gönderi tarihi:

Ay tam olarak 28 günlük periyot izliyor ve bu da 28x12=336 gün ediyordu.

Düzeltiyorum: Ay tam olarak 29,5 günlük periyot izliyor ve bu da bazı aylar 29, bazı aylar 30 gün kabul edilerek 355 güne tamamlanıyordu. Bu yüzden ay takvimi güneş takviminden on gün geri kalır. Bu da yetmez, güneş yılı 365 gün 6 saat oluğundan, biriken 6 saatler farkı giderek artırır ve sürekli düzeltme gerekir. İslam kültüründen başka kimsenin bildiğim kadarıyla kullanmadığı Ay takviminin akıllı uslu kullanım olanağı sıfır olup, insan zekasına hakaretten başka bir şey değildir.

Gönderi tarihi:

Hâla hiç bir çelişki yok. Bilim bilmeye hizmet eder, tek amacı "bilmek" tir.

 

"Bilim bilmeye hizmet eder."

Bilim(özne), kimin bilmesine hizmet eder? (Nesneyi bulma sorusu) Cevap: İnsana.

 

"Bilim bir ulusa, insanlığa filan hizmet etmez."

Bilim(özne), kime hizmet etmez? Cevap: İnsana.

 

Çelişkiniz burada.

...............

 

Formel ve insan bilimlerinde teknolojik olmayan bilimsel bilgiler olduğu gibi, doğa bilimlerinde de teknolojiye kaynak olacak teorik bilgiler vardır. Bu bilgiler bilimsel bilgilerdir. Bilimin insanları doğru bilgilendirme hizmetidir.

 

Basit bir örnek:

 

Dondurucu soğukta yada bunaltıcı sıcakta insanların ölmesi, yüzlerce deneyimden sonra edinilmiş bilimsel bilgi değilmidir? Bu bilginin kazanılması bilimin insana bir hizmeti değilmidir?

Gönderi tarihi:

 

Bilim Allahı kabul edermi.. :D :D :D

 

Bilim yapan İnsan, Allahı kabul eder yada etmez..:)

 

Bilim İnsanları bildiklerini açıklamasa ne önemi kalır,ki bildiklerinin..bilim İnsanı araştırır bulur ve açıklar, diğer İnsanlar iyi yada kötü yönde kullanırlar..:)

 

Aynı şekilde.. bir inanca sahip olanlar inancını açıklamasa ne önemi kalır o inancın..hiç.. :D Birileri anlatır birileri DİNler..bu arada sayıları epeyce artar..:)ve bazı baronlar tüccarlar bu oluşumdaki potansiyeli kafalarına göre kullanırlar.. :D bazılarıda o Dindeki güzel nasihatlere uyarlar..yalanmı.. :D

Gönderi tarihi:

Bilim tabii ki insana sayısız fayda sağlar. Ama bu amaçla çalışmaz. Yani insanlara faydalı olayım değildir amacı. Böyle olmasaydı, hiç insanlara faydası olmayan bir şeyin araştırılmasına gerek duyulmazdı. Bilim böyle bir şey düşünmez. Ben bunu araştırıyorum ama, bunun bir faydası olacak mı, hatta zararı olacak mı, bu kaygılar bilimin dışındadır. Zararlı veya yararlı, bilim bilmek içindir.

 

Yani bilimin insanlığa hizmeti dolaylıdır. Amaç değildir. Ama teknoloji böyle değildir. Teknoloji faydası olmayacak şeyle uğraşmaz. faydayı amaçlar. Bilimin ve bilim yuvalarının özerk olma vazgeçilmez şartı buna dayanır. Direktifle, "şu faydayı sağla" diye emirle yapılan araştırma, bilim değildir. Ar-ge'dir...

 

Konuya döndüğümüzde ise: Bilimin tanrıyı kabul veya red etme diye bir ne tasası, ne kaygısı, ne sıkıntısı vardır. Böyle bir sorun bilim için yoktur. Bu felsefi bir sorundur. Sorunları doğru koymak lazım.

 

UFO gibi... UFO var mı? Şu anda yok. Uzaylılar ce-ee yaparlarsa olur. Ama şu an yok yani, yapacak bir şey yok, olmayınca yaratamıyorsun! :D

Gönderi tarihi:

aslinda din demek bana göre "ilke" demektir..

 

din´i ilke olarak düsündügümüzde her insanin bir dini olmasinda sakinca yoktur..

 

her insanin yasam ILKE-leri farklidir ve ortak ILKE-ler olmasi gayet normaldir ve sakincasi yoktur..

 

önemli olan nokta

 

ortak yasam ILKE-lerini mecburi kabul edilmesi gereken ILKE-ler olarak sunmamak,dayatmamaktir..

 

bugün

 

gelenksel islam´in

yahudiligin

bahailig´in

budizm´in

ateizm´in

deisizm´in

 

en büyük acmazi budur..

 

mesela

 

ideolojiler her ne kadar din ve dogma´ya karsi bir tutum bnimsemis olsalarda kabul ettikleri ortak düsünce ve ILKE-lerini maalesef geleneksel dinlerden farkli olmayan sekillerde bayraklastirarak yeni bir DOGMA yaratmislardir ayrica bu ögreti(izm/ilke)lerin beyin yapicilari genelde bilim adamlari oldugunu da unutmamak gerekir..

 

 

örnegin

 

ateizm inanisin sartlari vardir ve yaratici bir tanriyi kabul etmemek ilkesel bir sarttir..

 

deiszm inanisinin sartlari vardir ve "yaratici yok" kabulü disinda ateizmle neredeyse ayni mutlak sartlara sahiptir..

 

geleneksel islam´in sartlari vardir ve tek ve evrene müdahale eden bir yaraticiya inanmak ilk sarttir..

 

yahudilik´in sartlari vardir ve tek ve evrene müdahale eden bir yaraticiya inanmak ilk sarttir..

 

vs.

 

bu veya diger inanislardan herhangi birini sectiginiz zaman karsiniza bir takim ILKE-ler cikarilir ve ancak bu ILKE-leri pazarliksiz kabul ettiginiz taktirde bu inanisa sahip olursunuz..

 

aksi halde kabul görmezsiniz..

 

 

sayin evrensel,dediginiz gibi ideoloji/ilke ögeleri icinde de pekcok miktarda mantikla hic bir zaman bagdasmayan,akla hayale sigmayacak DOGMA-lar bulunmaktadir..

 

 

 

***

 

 

"..Bize sürekli bilimin dünya hakkındaki en güvenilir bilgi kaynağı olduğu, çünkü test edilebilir hipotezlere dayandığı, dinin ise inanç üzerine kurulduğu söylenir..Bu ayrımdaki sorun şudur ki, bilimin de kendi inanç-bazlı iman temeli vardır.

 

Tüm bilim,doğanın rasyonel ve anlaşılabilir bir düzene sahip olduğu varsayımı üzerinden işler.

 

Eğer evrenin anlamsız karmaşalar ve keşmekeşlerle dolu olduğunu düşünseydiniz, bilim adamı olamazdınız.”

 

Dolayısıyla hem dinin hem de bilimin temelinde inanç vardır Her ikisi de evrenin dışında bir şeyin varlığını kabul eder Ya açıklanamayan bir Tanrı’yı, ya da açıklanamayan doğa kanunlarını.." (prof.Paul Davies)

 

 

slm.

Gönderi tarihi:

aslinda din demek bana göre "ilke" demektir..

 

Doğru, dinler insanları belli bir hakim guruba boyun eğdiren ilkeler taşımaktadır.

 

din´i ilke olarak düsündügümüzde her insanin bir dini olmasinda sakinca yoktur..

 

Her insanın bir dini olması zaten mümkün değil. Gurupları ahlaken farklılaştıran onlarca din oluşturulmuş. Toplumlar birbirine yabancılaştırılmıştır.

 

her insanin yasam ILKE-leri farklidir ve ortak ILKE-ler olmasi gayet normaldir ve sakincasi yoktur..

 

Gurupların davranış şekllerini, yaşam ilkelerini farklılaştırarak biribirine ilke tahakkümleri kurmaları yanlıştır. Dinler toplumsal dayatmayı emretmektedir. Tehditler savurmaktadır.

 

Sadece bilimsel/evrensel ilkeler dahilinde biribirinin ortak ama güncel yaşam farklılıklarına saygı duyulma zorunluluğu olmalıdır.

 

önemli olan nokta

 

ortak yasam ILKE-lerini mecburi kabul edilmesi gereken ILKE-ler olarak sunmamak,dayatmamaktir..

 

bugün

 

gelenksel islam´in

yahudiligin

bahailig´in

budizm´in

ateizm´in

deisizm´in

 

en büyük acmazi budur..

 

İşte bu ortak yaşam ilkeleri dinlerde yoktur. Aksine gurupların davranışları dinlerce farklılaştırılmış, yüz yıllar süren savaşlarla insan katliamlarına yol açmıştır. Günümüzde ise farklı din mezheplerinden dolayı günde 30-40'a varan kişi öldürülmektedir.

 

mesela

 

ideolojiler her ne kadar din ve dogma´ya karsi bir tutum bnimsemis olsalarda kabul ettikleri ortak düsünce ve ILKE-lerini maalesef geleneksel dinlerden farkli olmayan sekillerde bayraklastirarak yeni bir DOGMA yaratmislardir ayrica bu ögreti(izm/ilke)lerin beyin yapicilari genelde bilim adamlari oldugunu da unutmamak gerekir..

Bilimsellikle örtüşmeyen ideolojilerin içerisinde de dogma ögeler mevcuttur. Gerçek bilim adamının uğraş alanı ideolojiler değil bilim dallarıdır. Sosyal bilimler toplumların yaşam tarzlarını araştırmış, incelemiş, sonuçlar çıkarmış, insanlar ise bu pozitif bilgilerden objektif, mantıksal yöntemlerle kendilerine yaşasamsal ilkeler belirlemişlerdir.

 

örnegin

 

ateizm inanisin sartlari vardir ve yaratici bir tanriyi kabul etmemek ilkesel bir sarttir..

 

deiszm inanisinin sartlari vardir ve "yaratici yok" kabulü disinda ateizmle neredeyse ayni mutlak sartlara sahiptir..

 

Ateizm ve deizm, dinler ve ideolojilerde olduğu gibi toplumsal davranış kuralları barındırmaz. Ateizm sadece, dinlerde iddia edildiği gibi masal bir yaratıcının olmadığını, deizm ise böyle bir masal yaratıcının dinlerinin olamayacağını söyler hepsi bu. Çarpıtılmasın.

 

geleneksel islam´in sartlari vardir ve tek ve evrene müdahale eden bir yaraticiya inanmak ilk sarttir..

 

yahudilik´in sartlari vardir ve tek ve evrene müdahale eden bir yaraticiya inanmak ilk sarttir..

 

Asıl önemli nokta görmezden geliniyor. Yada bilinçli olarak çarpıtılıyor. Dinlerin asıl gayesi, bazı sömüren guruplar adına davranış kuralları yaratıp bunu da bir mabut adına dayatmaktır.

 

 

 

bu veya diger inanislardan herhangi birini sectiginiz zaman karsiniza bir takim ILKE-ler cikarilir ve ancak bu ILKE-leri pazarliksiz kabul ettiginiz taktirde bu inanisa sahip olursunuz..

 

aksi halde kabul görmezsiniz..

 

Yukarda söylediğim gibi dinlerin dogma ve töresel kuralları(ilkeleri) vardır. Evrensel ve çağdaş değillerdir.

 

 

sayin evrensel,dediginiz gibi ideoloji/ilke ögeleri icinde de pekcok miktarda mantikla hic bir zaman bagdasmayan,akla hayale sigmayacak DOGMA-lar bulunmaktadir..

 

Açıklamasına yukarda değindim.

 

 

 

***

 

 

"..Bize sürekli bilimin dünya hakkındaki en güvenilir bilgi kaynağı olduğu, çünkü test edilebilir hipotezlere dayandığı, dinin ise inanç üzerine kurulduğu söylenir..Bu ayrımdaki sorun şudur ki, bilimin de kendi inanç-bazlı iman temeli vardır.

 

Tüm bilim,doğanın rasyonel ve anlaşılabilir bir düzene sahip olduğu varsayımı üzerinden işler.

 

Eğer evrenin anlamsız karmaşalar ve keşmekeşlerle dolu olduğunu düşünseydiniz, bilim adamı olamazdınız.”

 

Dolayısıyla hem dinin hem de bilimin temelinde inanç vardır Her ikisi de evrenin dışında bir şeyin varlığını kabul eder Ya açıklanamayan bir Tanrı’yı, ya da açıklanamayan doğa kanunlarını.." (prof.Paul Davies)

 

slm.

 

Burada çarpıtma var!.. Bilimin hem test edilen ve sonuç alınan bilgi ürettiğini söyleyip, hem de inançları olduğunu söylemek çarpıtmadır. Ya da kötü niyet.

 

İnanç nedir, bilgi nedir kavramlarını tanımıyorsunuz veya tanımlayacak bilginiz yok. Çalışınız o halde..

Gönderi tarihi:

sayin evrensel,

 

cevabinizin "DIN" hanesine "IDEOLOJI" yazdim bide böyle okuyup degerlendirin benzerligi görürsünüz..

 

buyrun..

 

 

Doğru, IDEOLOJILER insanları belli bir hakim guruba boyun eğdiren ilkeler taşımaktadır.[/b

 

Gurupları ahlaken farklılaştıran onlarca IDEOLOJI oluşturulmuş. Toplumlar birbirine yabancılaştırılmıştır.

 

Gurupların davranış şekllerini, yaşam ilkelerini farklılaştırarak biribirine ilke tahakkümleri kurmaları yanlıştır. IDEOLOJILER toplumsal dayatmayı emretmektedir. Tehditler savurmaktadır.

 

İşte bu ortak yaşam ilkeleri IDEOLOJILER-DE yoktur. Aksine gurupların davranışları IDEOLOJILERCE farklılaştırılmış, yüz yıllar süren savaşlarla insan katliamlarına yol açmıştır. Günümüzde ise farklı IDEOLOJI mezheplerinden dolayı günde 30-40'a varan kişi öldürülmektedir.

 

 

Ateizm ve deizm, dinler ve ideolojilerde olduğu gibi toplumsal davranış kuralları barındırmaz.TEIST`IN YASAM TARZINA KARSI ACIK/GIZLI YAPILAN SALDIRI,

DAYATMA,ASAGILAMA vs. YA HANGI AMACLA YAPILMAKTADIR ÖYLEYSE? Çarpıtılmasın.

 

 

Asıl önemli nokta görmezden geliniyor. Yada bilinçli olarak çarpıtılıyor. IDEOLOJILERIN asıl gayesi, bazı sömüren guruplar adına davranış kuralları yaratıp bunu da bir CAKMA mabut adına dayatmaktır.

 

 

Yukarda söylediğim gibi IDEOLJILERIN dogma ve töresel kuralları(ilkeleri) vardır. Evrensel ve çağdaş değillerdir.[/b

 

 

slm.

Gönderi tarihi:

Sn. Gaffar,

 

Ne söylemek istediğinizi gerçekten anlamadım. Yukarda zaten ideolojilerin sütten çıkma ak kaşık olduğunu söylemedimki. İdeolojilerin domalar da içerdiğini zaten söyledim.

 

Ben şahsen dini de ideoloji olarak kabul ediyorum. Zira içerisinde toplumlara yön verecek dogmatik ilkeler/kurallar var.

 

İşte ideolojinin ansiklopedik tanımı:

 

İdeoloji, siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütünü.

 

Benim önemsediğim ise, toplumsal öğretilerin(ideolojilerin) bilimselik ve evrensellikle örtüşmesi.

Gönderi tarihi:

geleneksel islam´in sartlari vardir ve tek ve evrene müdahale eden bir yaraticiya inanmak ilk sarttir..

Bunu söyleyen kişinin, madem "geleneksel" İslam böyleymiş, geleneksel olmayan İslam nedir, nasıl bir şeydir, bu geleneksel olmayan İslam'da böyle bir yaratıcıya inanma şartı yok muymuş, bunu açıklaması gerekiyor.

 

Olabilir yani, olmaz demiyorum. Ben öteden beri Muhammed'in Kuran'ı kendisinin yazdığına inanan, Allah inancı olmayan müslüman da olabileceğini savunuyorum. Bu bakımdan yok böyle bir şey diyemem, demem. Çünkü din, aynen ırk, toplumsal kültür, dil, milliyet vs. gibi nsanın içine doğduğu bağlamlardır, olmayı ısmarlayarak dünyaya geldiği bağlamlar değildir. Derinizin rengini değiştirmeye çalışmadığınız gibi, dininizi değiştirmeye çalışmanızın da bir anlamı olmadığını savunurum. Ama o içine doğduğunuz dine dilediğiniz biçimi verebilir ve o verdiğiniz biçimde inanabilirsiniz.

 

Dolayısıyla bu güne kadar yaptığım bu savunular çerçevesinde, tanrıya inanma bağlamı olmayan bir İslam anlayışını ben savunsam garip olmazdı.

 

Ama Kuran'ın tanrı tarafından elçi seçtiği Muhammed'e gönderilmiş olduğunu savunan biri, (bunu savunmadım diyemezsiniz, çünkü içinde bir takım bilimsel mucizeler bulunduğunu iddia ediyorsunuz) böyle bir tanrı inancı olmayan yeni İslam anlayışından bahsedebilir mi?

 

Ne söylediğinizi iyi gözden geçirmenizi dilerim. Tamam, kimse kalıplaşmış bir din anlayışına uymak zorunda değildir, buna katılırım ama, madem geleneksel tanrı inancını şart koşan İslam anlayışını eleştiriyorsunuz, o halde niye Kuran'daki yanlışları söylediğim zaman savunmaya geçip Kuran'da yanlış olmak bir yana, mucizeler olduğunu savunuyorsunuz?

 

Yani diyeceğim, bu iş bir "çevir kazı yanmasın" ilkesizliğine dönüşmesin. Ne savunduğunuz, ne önerdiğinizi açıkça ortaya koymalısınız.

 

Bakın ben açıkça ortaya koyuyorum. Bence ateist olmak bir şart değildir, insan aynen milliyeti, ırkı, coğrafyası gibi reddetmek, çıkmak zorunda olmadığı içine doğduğu dinden çıkmayabilir. İsterse de çıkar, o ayrı. Ama istemezse çıkmayabilir. Ama buna rağmen Muhammed Kuran'ı kendi yazmıştır diye de inanabilir, tanrı inancı olmayabilir, benim kültürüm böyle bir tanrı varsayımlamış, ben varsayımlamıyorum diye de bilir.

 

Özgürlük böyle bir şey ve herkes özgürlüğü hakeder.

 

İşin diğer yönü, siyasal İslam'ı savunduğunuz, dini söylemleri olan bir partinin iktidarını desteklediğiniz zaman, yukarıdaki iletinizde savunur göründüğünüz "geleneksel olmayan" bir dini savunamazsınız. Çünkü iktidar örneğin namaz kılmayanı müdür yapmaz kılanı yapar, bilmem badem bıyıklıyı terfi ettirir, öbürünü ettirmez, buna benzer bir sürü inanç ayrımcılığı yapar ve siz bunları da desteklemiş olursunuz.

 

Sizden istediğim, çevir kazı yapmayın. İstediği gibi inanılan bir din anlayışını mı, yoksa Kuran'ın kutsal, yanlışsız olduğunu mu savunuyorsunuz, açıkça ortaya koyun. Bilim de bir ideoloji filan diyerek dini aklayamazsınız. Bu "çalmayan yok, demek çalmak doğru bir şey" demek gibidir.

 

Çakma, makma... Senin mabudunun orijinal el ürünü olduğuna sen inanıyorsun, başkası da senin mabudunu çakma, kendininkini orijinal yerli malı görüyor. Böyle başkasının mabudunu çakma olarak suçlamakla hiç bir yere varamazsın... En azından geleneksel İslam anlayışını eleştirmenle tamamen ters düşer bu iddian. Yok eğer geleneksel derken eleştiri babında söylemedim diyorsan, geleneksel belirtmesine niye gerek duydun ve ilke dayatma eleştirisini niye yaptın diye sorarlar adama...

 

Son olasılık, "herkes dayatıyor, ben niye dayatmayayım" şeklinde olabilir! :) Bu da "herkes çalıyor, tabii zengin olmak için ben de çalacağım" gibi olur. Ya da "ne olursa olsun haklı görünmek gerek, bunun için elli takla atılsa da, dün ak dediğine bugün kara dense de zararı yok" anlayışı olur...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.