Φ Radya Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2011 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2011 BURSA ULUCAMİİ MİNBERİNDEKİ 602 YILLIK UZAY ŞEKİLLERİ... 1402 tarihinde (Hicri 804) inşa edilen Bursa'nın Ulu Caminin 602 yıllık minberinin her iki yüzünde de şaşırtıcı şekilde birer evren krokisi var. İddialar şaşırtıyor...602 yıllık bir minber.... Tarihi minber üzerinde güneş ve galaksi sistemleri var. İddiaya göre, gezegenlerin büyüklük oranları ve yörüngeleri gerçek oranlarla örtüşüyor....1402 tarihinde (Hicri 804) inşa edilen Bursa’nın tarihi sembollerinden Ulu Caminin minberinin Doğu yakasında (mihraba bakan yüz) Güneş sistemi, Batı yakasında ise Galaksi Sistemi yer alırken evrenin kül olarak tasvir edildiği ileri sürüldü.. 602 yıllık tarihi minberdeki şekillerin bu tespiti doğruladığı iddia ediliyor. Minberin her iki yüzünde de şaşırtıcı şekilde birer evren krokisi var. Bu sadece bir tesadüf mü, yoksa bu minberin ustası gerçekten bir astronomi hayranı mıydı? .. Şekillerle ilgili iddiayı ortaya atan Araştırmacı, Fevzi Ülgü ALSANCAK. 1980 yılından bu yana minber üzerinde yaptığı çalışmalarla tarihin derinliklerinde kalan gerçeklere ışık tuttuğunu söyleyen Alsancak, “Alan süsleme motiflerinde simetri yoksa mutlaka bir mesaj vardır” ilkesinden yola çıkarak,minberdeki şekiller üzerine yapılan yorumların tutarsız olduğunu söylüyor... Bilim teknoloji ve uzay bilimleri araştırma tekniklerine kafa yoran bir öğretmen olduğunu belirten Ülgü, motifleri dikkatlice incelediğinde minberin, mihraba bakan yüzünde güneş sistemini keşfettiğini söylüyor... Güneş ve gezegenler arasındaki mesafe büyük olduğu için yıldız gezegenlerden farklı olarak 9 damlacıklı kurs olarak işaretlenmiş... Ülgü, yine Kündekari sanatının bir özelliği olan parçaların birleşmesiyle oluşan çukur kanal çizgilerinin de gezegenlerin yörüngesini temsil ettiğini söylüyor. Bu yüzeyde yer alan bir başka gizem ise serpiştirilmiş halde yıldız motifleri yer alması, ve bunların içinde kuyruklu yıldızların da bulunması... Ülgü’nün dikkat çektiği en önemli detaylardan biri de, Plüton gezegeninin tek başına ayrı bir platformda ve bir açı farkı ile gösterilmiş olması. Bilindiği üzere güneş siteminin aynı düzlem üzerinde olan ilk 8 gezegeninin aksine Plüto ayrı düzlemde dolanmaktadır... Minberin Batı Cephesinde ise 7 adet Galaksi formatı tespit ettiğini söyleyen Ülgü, galaksi platformlarının 5 ayrı renkte sedef kakma ile gösterildiğini söylüyor. Ancak ne yazık ki bugün hatalı boyama teknikleri ile bu önemli detay büyük ölçüde yok edilmiş durumda. Ama kayıtlardan bunu doğrulamak mümkün... Kündekari sanat açısından eşsiz bir değere sahip olan minberin ilginç bir özelliği de 6666 adet abanoz ağacı parçasından vücuda gelmesi. Bu rakamda halk arasında yaygın inaçla Kuran’ı Kerimdeki ayet sayısına tekabül etmektedir.... O dönemdeki İslam ve Türk alimlerinin matematik ve gök bilimlerine yönelik ilminin Batıya nazaran hayli ilerde olduğu da göz önüne alınırsa Ülgü’nğn tezleri doğru olabilir mi?. Ne dersiniz bütün bu benzerlikler sadece bir tesadüf olabilir mi? TARİHİ MİNBERİN ÖZELLİKLERİ Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor..Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı dolap serisi, banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi'nin kabartma formlarla işlendiği bir alan var. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde Güneş'e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük karşılaştırmaları da verilerek olması gereken yerlerde.... Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş'e uzaklık sıralaması da doğru. Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya'dan elli bin defa daha büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiş durumda... Anlaşılacağı üzere dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde bir ahşap işçisi bile o dönemde bilinen tüm gezegenleri rasgele bir yıldız olarak değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen olarak işlemiş... O çağda böyle bir bilgiye sahip olmak oldukça ilginç,ve o çağda bu bilginin sırrı ne..? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.