Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Lena iyi oku....!!!

 

Ruh için aşağıdaki tanımlar yapılır:

 

“Can. Canlılık. Nefes. Cebrail (as.)...”

“Bir kanun-u zîvücud-u haricî.” (Hariçte müstakil bir varlığı bulunan bir kanun.)

“Emir âleminden olup, beden ülkesini idare etmesi için kendisine müstakil bir varlık verilen bir kanun. Bedenden ayrılınca da varlığını devam ettirebilen lâtif bir cisim.”

 

Bazı insanlar Peygamber Efendimize ruhu sordular. Cevap vermeyip, vahyi bekledi. Gelen ayet gayet netti: “O, rabbimin emrindendir, de.” Ruhun varlığı tasdik ediliyor, fakat mahiyeti açıklanmıyordu. Çünkü, muhatapların söyleneni anlamasına imkân yoktu. Akıl, “emir aleminden” olan bir varlığı kavrayacak kapasitede değildi.

 

“emir alemi” ölçüden, tartıdan, şekilden, renkten uzak varlıkların dünyasıdır. Maddeler için söylenen uzun, kısa, mavi, sarı, yuvarlak, düz, ağır, hafif gibi kelimelerin o alemde karşılığı yoktur. Ölçülere mahkum akıllar, ölçülemeyeni nasıl anlasın?

 

Hadiste “Kendini bilen rabbini bilir.” buyuruluyor. Bir büyük mütefekkirimiz de, “ey kendini insan bilen insan! Kendini oku...” Diyor. Şu halde, insanın kendini tanımaya çalışması şart. Kendimizden giderek Ona ulaşacağız!

 

Ruh hakkında neler biliyoruz? Ruhun kendisini bilemiyoruz. Ancak bazı özelliklerinden söz edebiliriz. Beden, anne karnında belli bir olgunluğa erişince, ruh verilir.

 

Ruh, sonradan yaratılmıştır, ama ebedidir. Birdir, bölünmez, parçalara ayrılmaz. İcraatıyla ve tesirleriyle bedenin her yerinde bulunur, fakat mekanı yoktur. Bedenin içinde olmadığı gibi, dışında da değildir. Bütün işleri aynı anda idare eder, bir iş diğerine engel olmaz. O, tabiattaki kanunlara benzer. Mesela, bir yerçekimi kanunu hayat ve şuur sahibi olsaydı ruh özelliği kazanırdı.

 

Ruh, şuuruyla fark eder, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, karar verir, hayaliyle plânlar yapar, hafızasıyla bilgi depolar, kalbiyle sever. Onun sayılamayacak kadar çok kabiliyeti vardır. Bunların bir kısmı da maddi uzuvlarla ortaya çıkar. Ruh, eliyle tutar, gözüyle görür, kulağıyla işitir, ayağıyla yürür... Bedende bulunduğu sürece bedene muhtaçtır. Faaliyetleri bedenle sınırlıdır. Ölüm, onun beden zindanından kurtulup, hürriyetine kavuşmasıdır. O zaman bedene ihtiyacı kalmaz. Gözsüz görür, kulaksız işitir, beyinsiz düşünür. Mahşere kadar bedensiz bekler. Ahirette yeniden ve yeni bir bedene kavuşur. (yorumsuz)

 

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Kendini bilmeyen ruhu ne bilsin..

Bu kadar ince hesapların tesadüfen yapıldığını düşünen ruhu ne bilsin..

Gördüklerine akıl yüğrütemeyen, göremediklerine ne yürütsün..

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Saçmalardan seçmeler... Ruh ne bedendeymiş, ne de değilmişmiş... Ruh acıyı hissedermiş.. O zaman narkoz direkt olarak ruhu etkiliyor. Her zamanki gibi, "biz bunu anlayamayız" muhabbetleri...Kralx ruhun özelliklerinden bahsederken, beynin özelliklerini saymış. Ben de soruyorum : İnsanlar neden beyninde bir sorunla karşılaştıklarında, senin ruhun özelliklerinde bahsettiğin yetilerini kaybediyorlar?

 

Zaman arkadaşıma:

 

Uyku sırasında yaşadıkların beynin faaliyetleridir, ruhun değil. Bunuda mı bilmiyorsun?

Gönderi tarihi:

Ruh ne bedendeymiş, ne de değilmişmiş... Ruh acıyı hissedermiş.. O zaman narkoz direkt olarak ruhu etkiliyor. Her zamanki gibi, "biz bunu anlayamayız" muhabbetleri...Kralx ruhun özelliklerinden bahsederken, beynin özelliklerini saymış. Ben de soruyorum : İnsanlar neden beyninde bir sorunla karşılaştıklarında, senin ruhun özelliklerinde bahsettiğin yetilerini kaybediyorlar?

Ruh hakkında çok fazla bilgi verilmemiştir bize.

Uyku sırasında yaşadıkların beynin faaliyetleridir, ruhun değil. Bunuda mı bilmiyorsun?

Sen nerden biliyorsun beynin faliyetleri olduğunu. rüyanın nasıl ve neden olduğunu daha doğru düzgün açıklayabilmiş değiller.

Gönderi tarihi:

Göklerin ve yerin yaratilisinda, gece ve gündüzün sürelerinin degismesinde.

 

Insanlara fayda saglamak üzere denizlerde gemilerin süzülüsünde.

 

Allah gökden indirib kendisiyle ölmüs yeri canlandirdigi yagmurda ve yeryüzünde hayat verib yaydigi canlilarda.

 

gökle yer arasinda emre hazir bulutlarin durusunda elbette akli calistiran kimseler icin Allahin varligina ve birligine nice deliller vardir.

 

Bakara süresi 2 /164

Gönderi tarihi:

Ruh hakkında çok fazla bilgi verilmemiştir bize.

 

Sen nerden biliyorsun beynin faliyetleri olduğunu. rüyanın nasıl ve neden olduğunu daha doğru düzgün açıklayabilmiş değiller.

 

 

Ruh hakkında bilinenler, onun olmadığına dair kanı oluşması için yeterli derecededir. Unutma ki, Muhammed döneminde dahi, beyin faaliyetlerinin kalp tarafından yerine getirildiği düşünülüyordu. Halbuki bugün, tamamen olmasa bile beyin hakkında önemli bilimsel veriler mevcuttur. En önemlisi "bilinç" durumunun bir ruh özelliği değil, beyinsel faaliyetlerin bir ürünü olduğu, sizin bile inkar edemeyeceğiniz bir gerçektir. Artık ruhun da melek, ya da cin gibi görülemeyen, hissedilemeyen, sadece iman edilebilecek bir dogma olduğunu kabul etmek zorundasınız. Kimse "rüya"nın, ruhun bedenden ayrılarak dolaşması durumu olduğunu zannetmesin. Buna inanmak, bizi leyleklerin getirdiğine inanmakla eşdeğerdir.

Gönderi tarihi:

Saçmalardan seçmeler... Ruh ne bedendeymiş, ne de değilmişmiş... Ruh acıyı hissedermiş.. O zaman narkoz direkt olarak ruhu etkiliyor. Her zamanki gibi, "biz bunu anlayamayız" muhabbetleri...Kralx ruhun özelliklerinden bahsederken, beynin özelliklerini saymış. Ben de soruyorum : İnsanlar neden beyninde bir sorunla karşılaştıklarında, senin ruhun özelliklerinde bahsettiğin yetilerini kaybediyorlar?

 

Zaman arkadaşıma:

 

Uyku sırasında yaşadıkların beynin faaliyetleridir, ruhun değil. Bunuda mı bilmiyorsun?

 

Orada ruh başlığını attım ve ruhu tarşf ettim..

Beynin ne olduğunu gayet iyi bilitriz...))

Beyinle ruhu karıştırmayacak kadar aklımız vardır...

 

Beyin üç kısımdır ve her kısmın kendine göre görevleri vardır..

Beyin kişinin dışarıyla yada içiyle olan faliyetleri ruha aktaran bir sinir sistemi ağından başka bişey değildir..

Yorumlama, düşünme ve diğer kişisel iradi yada iradesiz şeyler ruhun işidir..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Orada ruh başlığını attım ve ruhu tarşf ettim..

Beynin ne olduğunu gayet iyi bilitriz...))

Beyinle ruhu karıştırmayacak kadar aklımız vardır...

 

Beyin üç kısımdır ve her kısmın kendine göre görevleri vardır..

Beyin kişinin dışarıyla yada içiyle olan faliyetleri ruha aktaran bir sinir sistemi ağından başka bişey değildir..

Yorumlama, düşünme ve diğer kişisel iradi yada iradesiz şeyler ruhun işidir..

Saygılar..

 

 

Demek, "beyin dışarıyla ya da içiyle olan faaliyetleri ruha aktaran bir sinir sistemi ağı" Yani ruh bağımsız değil. Beyin olmadan ruh olamaz. Bunu mu demeye çalışıyorsun? Kusura bakma kralx ama, sen "ruh" un anlamını da değiştirmeye başladın. Bakalım daha neler duyacağız....

Gönderi tarihi:

Beyin olmadan ruh olmaz demiyorum, onu sen diyorsun..

Beynin gelişimine göre, yani algı kaynağına göre, ruh cevap verir, yorumlar, aktarır..

Köpekte de beyin vardır..

Fakat ruhu köpeğin algıladığı bütün işlevlere yanıt vercek yada yorumlayacak derecede yaratılmamıştır..

Yorum yapamayacağından ve düşünemeyeceğinden de, imtihana tabi tutulmamıştır..

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Beyin olmadan ruh olmaz demiyorum, onu sen diyorsun..

Beynin gelişimine göre, yani algı kaynağına göre, ruh cevap verir, yorumlar, aktarır..

Köpekte de beyin vardır..

Fakat ruhu köpeğin algıladığı bütün işlevlere yanıt vercek yada yorumlayacak derecede yaratılmamıştır..

Yorum yapamayacağından ve düşünemeyeceğinden de, imtihana tabi tutulmamıştır..

 

Saygılar...

 

Peki alzheimer, ya da parkinson gibi beyinsel hastalıklara yakalananların, davranış bozuklukları için ne diyeceksin kralx.

Gönderi tarihi:

Alzheimer ve parkinson hastalığına yakalanan şahıslarda ruhsal bozuklukmu var..??

Fiziki bir bozuklukmu var..??

Bakın akli dengesi yerinde olmayanları düşünün..

Onlarda beyin yokmu..

Akli dengesi yerinde olmayanların, beyinsel faaliyetleri eksik olduğu için ruha yanlış yada hayali sinyaller iletirler...

Sadece beyinsel faaliyetinin eksik olmasından değil, mesela kandaki pentoin eksikliğinden de olabilir..vs..vs..

Öldüğümüz zaman beyin de, beden de toprak olur..

Ama ruh yaşamına devam eder..

Kısacası ruh müstakildir..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Kralx; sen ne dediğini bilmiyorsun. Bir taraftan ruhun, beyinle bağlantılı olduğunu ve beyin hastalıklarının ruhu etkilediğini söylüyorsun, diğer taraftan ruhun müstakil olduğunu ve beden öldükten sonra varlığını devam ettirdiğinden bahsediyorsun. Madem beyin ile ruh bağlantılı, beyin olmadan ruh nasıl olabilir? Ya da ölümden sonra ruh, düşünmeden ve algıdan yoksun mu olacak? Bu yazdıklarının tutarlı tek tarafı yok. Bence yazdıklarını tekrar bir gözden geçir...

Gönderi tarihi:

Yazdıklarımın aynen arkasındayım..

Hüküm vereceğinize çelişkileri bulun...

- Ruh müstakildir, akılla bir değildir..

- Ruh ve beyin otomasyonel çalışırlar...

- Beyni olmayanın ruhu gene vardır, fakat düşünmez, görmez, konuşmaz..

- Daha açık ifadeyle; Ruhun yapısı fiziki alemde konuşmaya ve hareket etmeye müsait olmadığı için, ruhun yani benliğin istekleri, beyin vasıtasıyla organlara iletilir..

- Dışardan gelen iletilerde beyin vasıtasıyla ruha, yani sana iletilir...

- Ruh sensin, ama beyin sen değilsin..

 

Beyin üç-beş atomdan, molekülden, hasılı maddeden meydana gelmiş karmaşık bir yapıdır, madde düşünemez, asıl düşünen ve karar veren, sorumlu olan, imtihana tabi tutulan ruhtur, yani sen...

Beynin mezarda kalacak, yada bir kazada yanacak yada gene bir kazada parçalanacak..

 

Ama ruh kaybolmayacak..

 

Sanırım bu kez anladınız..

Anlamadıysanız devam edeceğim..

 

 

Sayılar...

Gönderi tarihi:

Şu meseleyi halkın anlıyacağı şekilde açıklıyalım, bir arabanın hareket edbilmesi için nasıl elektiriksel donanım gerekli ise, insanında hareket edebilmesi için elektiriksel donanım gerekli. Beyinin verdiği kumanda, sinir sistemini etkileyen manyatik akım ve alana ruh denir. Bu o kadarla da kalmıyor her organında kendi bünyesinde ruhu vardır, ölüm sonrasında bedenin kumanda merkezi olan beyinde organların enerjisi (ruhu yani) toplanır bedeni terkeder.

Sonunda herşey ona dönücek denmesindeki olay, aynı her mahlukda da mevcuttur.

Sistem aynı işlemektedir katiyen deyişmez.

Gönderi tarihi:

Orjinal basliga cevap vermek gerekirse."Allah yoktur" veya "Allah vardir" tartismasi cok gereksiz olan bir tartisma.Tartismayla biryere varilmaz,insanlar secer.Benim secimim "Allah vardir" ama bunun ispatini yapamam,inancin ispati olmaz.Akil yurutme belki ama ispat olmaz.

Sebeb-sonuc iliskisiyle Allah`in var oldugu kararina varilabilir ki benim yaptigimda bu.Evren vardir,evrenin bir sebebi vardir,O sebeb Allah`tir.

Evrenin bir baslangicinin olmasi bunu gerektirir,simdi gerci bu konuda yeni teoriler gelistiriliyor-donusumlu evren gibi-ama aksi ispat edilene kadar Allah`in varligina inanmayi tavsiye ederim.

 

Saygilar...

Gönderi tarihi:

Allahın varlığına çok çeşitli görüşlerle yaklaşanlar var, yokluğunada aynı şekilde görüş çokluğu var.

İnancın ispatı olmaz diyosunuz, inanç bir fazilettir bilgi gereklidir sabit fikirlilik kabul etmez.

Gönderi tarihi:

Mistik sen piyangodan yada sayısal lotodan mı çıktın ya sizin gibi cahillerin var oldugunu bilmiyodum daha bakalım neler gelecek başımıza

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.