Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Kerpiç koydum kazana

Poyraz ile kaynattım

Nedir diye sorana

Bandım verdim özünü

Yunus

 

Yukardaki dörtlük anlayana bazı şeyleri açıklar...

 

İlk canlılık (evrime göre) oluşmaya başladığı zaman,türler nasıl ayrıldı? bu ayrışma da "ERKEK VE DİŞİLİK" nasıl oluştu.. Bu canlılık oluştuğunda "TAVUK" varmı idi..

Tavukmu daha evvel oluştu,yoksa "HOROZ" mu..

 

lemur3.jpg

 

Yukarda görülen "LEMUR" İnsanın ortak atasından sayılıyor, acaba bu lemur tavuk görse (akraba olduklarından) nasıl iletişim kurarlar.

Gönderi tarihi:

Soru;Kara sineğin, kartal ile bağı nedir; Cevap; ikisi de kanatlıdır ve ortak atadan üremişlerdir.

Soru; Sivrisineğin,Yarasa ile bağı nedir? yoktur? yarasa memeli hayvan sınıfına girer,sivrisinek memeli hayvan sınıfına girmez,ama ikisinin de kanatları vardır...

Soru; yarasa ve sivrisineklerde "GÖZ" varmıdır...

Bu soruya bilen varsa yanıt yazabilir,ben bilmiyorum.

O bi yana da ben asıl şeyi merak ediyorum, lütfen yanıtlar mısın,

 

Ademin ikiz çocukları, sonraki batından kardeşiyle eşleşip üremiş ya hani, hiç mi .... sormadı kendine bu hatun benim karındaşcağızım?- diye?

Hatta Kabil habili kendi kardeşiyle evlenemediği için öldürmüş di mi?

Onu bırak da bu Şit, Ademin oğlu değil mi? o da peygamber.

Ya koskoca peygamber kendi öz kardeşiyle mi eşleşmiş?

Aslında Ademle Havanın eşleşmesi de kardeş evliliği bi bakıma.

Havva Ademden, hem de ademin kaburgasından yaratıldığına göre, DNA'ları birbirinin kopyası kesinlikle.

Sarıgöl benden daha iyi bilir bu gen, dna olaylarını falan, o söylesin...

Ademin bedeninden yaratılan Havva, Ademin genlerinin aynına sahip değil midir?

İkinizin değişik başlıklar altındaki yazışmalarınızı ilgiyle takip ediyorum. Tartışmanın taraflarından alıntıladığım bölümlerin cevaplarını kendileri ya da diğer katılımcılarca verilmesini istiyorum, her anlamda eksik bir nokta kalmasın kafalarımızda düşüncesiyle.

 

saygılar :)

Gönderi tarihi:

48_3.jpg

 

İnsanın topraktan yaratılması üzerine çok spekülasyonlar yapılmıştır. Biyoloji ve kimya gibi bilimlerin ilerlemesiyle; hem toprağın, hem de insan vücudunun analitik incelemesi yapıldı. Bu incelemeler sonucunda insan vücudunun içerdiği maddeler ile toprağın içerdiği maddelerin tamamen aynı olduğu anlaşıldı. Bu maddeler alüminyum, demir, kalsiyum, oksijen, silikon, sodyum, potasyum, magnezyum, hidrojen, klor, iyot, manganez, kurşun, fosfor, bakır, gümüş, karbon, çinko, kükürt ve azottur.

 

231s.jpg

 

Başta kangurular olmak üzere Avustralya kıtasında yaşayan memeli canlıların hepsi "keseliler" sınıflamasına dahildir. Evrimcilere göre, dünyanın diğer bölgelerindeki plasentalı memelilerle hiçbir evrimsel ilişkileri yoktur.Yani evrim teorisine göre, birbirlerinden tamamen bağımsız mutasyonların, bu canlıları ikişer kez "tesadüfen" üretmiş olmaları gerekmektedir! Bu gerçek, evrimciler açısından başağrısının çok ötesinde sıkıntılar yaratacak bir sorundur.

 

Üzüldüm doğrusu?

Kanguru,bizden (insan) ayrıldı bir memeli olarak.

Gönderi tarihi:

Soru;Kara sineğin, kartal ile bağı nedir; Cevap; ikisi de kanatlıdır ve ortak atadan üremişlerdir.

Soru; Sivrisineğin,Yarasa ile bağı nedir? yoktur? yarasa memeli hayvan sınıfına girer,sivrisinek memeli hayvan sınıfına girmez,ama ikisinin de kanatları vardır...

Soru; yarasa ve sivrisineklerde "GÖZ" varmıdır...

Bu soruya bilen varsa yanıt yazabilir,ben bilmiyorum.

 

SiyahBeyaz, bu sorunun yanıtı için Richard Dawkins'in -Gen Bencildir- ve -Kör Saatçi- adındaki kitaplarını okursan, bilimse cevapları alabilirsin. Sarıgöl'ün sorduğu sorular tutarlı değil.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

her yere baktın mı?

 

.......Vardır, yaratılmaksızın. Mevcuttur, yokluktan var olmaksızın. Her şeyle biledir, beraber değil. Her şeyden gayrıdır, ayrı değil. İşler yapar; harekete, âlete muhtaç olmadan. Görendir, görülen yokken. Birdir, bir varlığa muhtaç bulunmadan, hiç bir varın yokluğunu garipsemeden. Halkı yarattı, yaratmaya koyuldu, düşünüp kurmadan, işe deneyişten faydalanmadan, bir harekete, âlete muhtaç olmadan işe koyulmadan, koyulup yorulmadan. Her şeyi vaktinde yarattı, birbirlerine aykırı olan şeyleri birleştirdi, uzlaştırdı. Her şeyde bir istîdat, bir tabiat yarattı; her şeyin maddesini ona göre düzdü-koştu. Her şeyi olmadan bilendir O; sınırlarını, sonlarını kavrayıp kapsayandır O; her şeyin gizli, açık, her yanını bilendir O......Hz. Ali ( Nehcul Belaga 1.Bölüm )

 

eğer zaman ve mekanla sınırlandırmazsan kafanda oluşturduğun yaratıcıyı o zaman Allah'ın her şeyden haberdar olmasının mümkün olduğunu göreceksin. Zaman yaratılmış olanlar için var olan bir şeydir. Allah bir zamanla sınırlı eğil, ya da bir mekanla sınırlı değil ki...bu anlamda her şeyden haberdar olması mümkündür. bizim için bir şey yaşanırken onun katında hem yaşanmış ve yaşanıyor durumdadır. çünkü zaman mevhumu bizlerde var olan bir şeydir. Onun için yoktur.

  • 1 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

keskin bir cisimle sen biyerini hiç kesmedinmi. kesilir kesilmez hemen acımı hissediyorsun. hayır hissetmezsin. hatta baya keskin bir cisimse baya bir süre sonra acımaya başlar. düzgün bir şekilde kesilen kurbanın tek hamlede .

.

.

.

yönlendirilmişlerki müslümanlıktan nefret etmişler. onlara bunu yapanların vay haline. unutmayınki müslümanlığın ne güzel bir din olduğunu Atatürk bile belirtmiştir.

 

Atatürk'ten sonra yazdığın bile ekini anlayamadım... o 4 harf çok manaya geliyor farkındamısın... o bilenin sebebini mertçe söyle lütfen

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Eski mısırın dagılmasından sonra ortaya cıkan kargasada mısırlıları tanrı olarak gören ibrahimogulları veya o zaman için köleleri etki altında tutabilmek için eski mısır ahitlerinden yola cıkarak musa adında bir peygamber olduguna ve onun bir gün gelip onları kurtaracagına ve kölelerin secilmiş tanrının insanları olduguna inandırdılar.Ve köleler üzerindeki etkilerini kaybetmeden onları sömürmeye devam ettiler.Daha geniş bilgi almak istiyorsanız ZEİTGEİST isimli filmi izleyerek bugun içinde bulundugumuz düzenin ne oldugunu devletlerin mi yoksa bankerlerinmi bizi yönettigini ve dinin bugun ne amacla kullanıldıgını anlayabiliriz.

Kitaplardan binlerce yıl önce Türklerde aynı şekilde göğün ve yerin katlarını cennet ve cehennemi Tanrının tek oldugunu bilmektedirler.

SORU:İsa ve Herkül arasındaki benzerlikler neden ileri gelebilir?

SORU:Dinlere göre insanlık tarihi kaç yıldır?Ve bilime göre kaç yıldır?

SORU:Peygamberler neden hep bir taht kavgası içindedir ve aynı zaman diliminde iki peygamber nasıl olur?

SORU:Neden hristiyanlıkta domuz serbestken diger iki dinde yasaklanmıstır?

SORU:Kendilerinden önceki tarihi neden cahiliye devri olarak adlandırırlar?

SORU:9 yaşında bir kız çoçuğu ile gerdeğe girebilirmisiniz?

SORU:Hülle nasıl ortaya cıkmıştır?

SORU:Neden 3 buyuk dinde aynı coğrafyaya inmiştir?

SORU:Neden Kuran-ı Kerimin indirilmesi için 22 yıl gibi bir süre gereklidir.

SORU:Kuranı kerim gercekten 6666 ayetmidir?

Teşekkür ederim.

Gönderi tarihi:

Kerpiç koydum kazana

Poyraz ile kaynattım

Nedir diye sorana

Bandım verdim özünü

Yunus

 

Yukardaki dörtlük anlayana bazı şeyleri açıklar...

 

İlk canlılık (evrime göre) oluşmaya başladığı zaman,türler nasıl ayrıldı? bu ayrışma da "ERKEK VE DİŞİLİK" nasıl oluştu.. Bu canlılık oluştuğunda "TAVUK" varmı idi..

Tavukmu daha evvel oluştu,yoksa "HOROZ" mu..

 

lemur3.jpg

 

Yukarda görülen "LEMUR" İnsanın ortak atasından sayılıyor, acaba bu lemur tavuk görse (akraba olduklarından) nasıl iletişim kurarlar.

 

Benim anlamadıgım vahdeti vucut islamiyette şirk koşmak degilmidir ki siz yunustan alıntı yapmışsınız?

  • 3 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Genetik ve Evrim Bunlar ALLAH'ın yaratışı ile alakalıdır

Milyonlarca yıl geçmiş ve değişik cvanlıların oluşum etkileri DNA yapıları vb durumlar

Olma olasılığı vardır

CÜnki Ayetinde Buyuruyor

Biz Canlıları Sudan yarattık :)

 

Alemdeki bütün oluşlar artık İnsanoğlu tarafından açıklanılması isteniyor.Yani Bilim ile İSPAT

 

 

Ama gerçek şu ki Genetik :) Uğraşanlar bilir sadece sizin burada anlatmış olduklarınızla bitmiyor :) O Dizimler ve hergün yeni görülen herşey aslında ALLAH'ın eşsiz ve O kadar Mükemmel yaratışını hayretler içerisinde izlemenize sebep oluyor.Buda Mikrodan Makroya olan tüm güzellikleri açıklıyor....

--------------------------------------------

 

Vahdet-i Vücud Şirkmidir :)

 

Konusu üzerine

 

 

YA HU Allah'ın Kendisinden başka hiçbirşeyin aslında olmaması Yani TEK'lik O'nun esmasıdır..Yani görünen Alemin ötesindeki gerçektir bu ve BU HAKİKAT O'nundur O'nu ilgilendir yani cümle var olan ve gözlerimizin görmüş olduğu cümle herşey aslında YOK'tur :)

Şükür yoktan Var'a Geldim sözü açıklıyor

 

 

Alem BirÇekirdek ve etrafında dönen elektron ve protonlar vb seylerin yörüngesel dönüşüne benzer

 

ÇEkirdek TEVHİD'dir Bilim İnsanları Bunun varlığını kabul ediyor (İNANÇSIZ KISIMDA bir Enerjinin varlıını gücün varlıını söylüyor)

 

Etrafında bir yörünge var İnsanlar bu yörünge üzerine giderse SIRAT_I Mustakim üzere yani doğru yol yani doğru yörüngede dönüşlerine devam ediyor

Ki Kim bu yörüngeyi TERK EDERSE oluşan şey ise GÜNAH denilen veya KÖTÜLÜK denilen şeylerin ortaya çıkması yani bir Elektron yörüngesinden ayrılıp koparsa ortaya çıkanlar verilen zarar ve yıpranmaya örnektir...

 

Vahdet-i Vucud'da bu yoktur aslında SADECE ALLAH vardır O'da Mutalak TEK'tir yani BİR değildir aslında cunki BİR'İn eksi ve artısı olanı var TEK yanlızca Tektir Yani EŞİ VE BENZERİ YOKTUR..Kendi aleminde yüzer..

 

İslam Dini veya Diğer Onceki Dinler TEK'e inanma üzere kurulu tüm dinlerde TOPLUM AHLAK VE İYİLİK üzere emir olunmuştur DİN KİTAPLARI VE DÖRT KİTAP Denilen Kitaplar İYİ olmanın gerekçeleri anlatır

ama günümüzde Vatikan'ın AŞırı Dinci Hristiyan olması ve bağnazlıkları ile Emevi ve Abbasilerin İslam Dinine vermiş olduğu zarar ve değişiklikler arasında fark kalmamız RECM; KIRBAÇ; vb cezalar değişik olaylar ,Ve İLİM yerine CAHİLİYE dönemine kalma gibi şeyler dinin gerçekliği Saklamış ve DİN yenib ir kimliğe bürünmüştür,HADİS kavramcılığı ile KUR'AN örtülmüş sahte ve yalan hadisler PEYGAMBER'e isnad edilmiş ve Ortada doğruyu savunacak kesimler ise yerlerin yurtların uzaklaştırılmış kılıçlar ile kesilmiş zulme ugramıstır. Ve YAPILAN BU OLAYLAR İSLAMİYET adında yapılmıştır

 

Halbuki ,

Medine Göç Eden Peygamberimiz Oradaki HALK ile BİRLİKdi (Bknz Medine Vesikası) Din ayrımı yok idi, Müşrik ve benzeri ithaf edilen Kızları diri diri gömen fuhuşta aşırı kadınları aşağılayan,Gunah ve topluma zarar veren kişilerin yaşadığı MEKKE'nin fethinde KILIÇ kullanılmadı ...İSLAM TARİHİ iyice araştırılmak zorundadır ki 8.imam Peygamber Efendimizin Torunu Ali Rıza'nın Horasana gitmesi ve 96 BİN ER yetiştirmesi ve bunlardan Anadoluya GElenlerin sözlerindeki GERÇEK OLAN MUHAMMED-i Din'İn ne olduğuğ açıktır...

 

Aşk ile

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

BİLİMSEL ATEİZME GÖRE EVET TANRI YOKTUR:

 

...çünki o tanrı zamansız ve mekansız olduğu için bu zahiri alemimize göre yoktur.o atomlara göre anlatılamaz.tanrı yarattığı yerdemi yaratmadığı yerdemi diye saçma bir soruda sorulamaz.bir kişi gerçekten ateist ise ne tanrıya küfreder nede tanrıyı alaya alır.çünki ona göre tanrı yoktur öyleyse onun felsefesinede gerek yoktur.ama sen çıkıpta sadistçe yobazca inanan insanlarla alay edercesine galiz bir ateizm felsefesi yaparsan bu olmaz.mesela kuranda rabbimiz derki:onların tanrısına küfretme onlarda bilmeden senin rabbine küfrederler.gerçi bu yorum müşrükler içindir.peki ateistin tanrısı yokki ben küfredeyimde oda benim tanrıma küfretsin olur mu? ben bir tasavvufçu olarak ve şeksiz şüphesiz inanan bir kişi olarak diyorum ki:ben bilimsel ateistim? evet bilimsel olarak tanrı yoktur.o atom değildir.ama evrenin başlangıcında o vardır dersek.yaratılışın atomu tanrıdır diyebiliriz.en doğrusunu @llah bilir.

Gönderi tarihi:

BİLİMSEL ATEİZME GÖRE EVET TANRI YOKTUR:

...çünki o tanrı zamansız ve mekansız olduğu için bu zahiri alemimize göre yoktur.

Bu alemimiz zahiri(sanal, gerçek olmayan) ise tanrı gerçek dünyada mıdır? Bu masalı Araplar mı uydurmuş?

Sanal dünyada yaşananlar da sanal olmaz mı?

Sanal yaşamımızdan(gerçek olmayan) neden sorumlu tutuluyoruz? Gerçek değil ki..

 

Bir ŞEY olabilmesi için ona zaman ve mekan gerekir. Zaman ve mekan olmadan o ŞEY olamaz.

o atomlara göre anlatılamaz.tanrı yarattığı yerdemi yaratmadığı yerdemi diye saçma bir soru da sorulamaz.

Ateistler tanrıların olamayacağını atomlarla anlatmıyorlar. Uydurma mistik savları Bilim kaynaklı felsefe ile çürütüyorlar. Çürüten tezler bilim kaynaklı olmasın diyorsan zaten masal masalla çürütülemez.

 

bir kişi gerçekten ateist ise ne tanrıya küfreder nede tanrıyı alaya alır.çünki ona göre tanrı yoktur öyleyse onun felsefesinede gerek yoktur.

Söylediğin gibi Atesit uyduruk tapınılanlara ne küfreder ne de alay eder. Felsefesine gerek vardır.

Zira, bazı uyanıklar uyduruk tapınılanlar adına felsefe yapıp tolumun yaşamına karışmaktadırlar.

 

ama sen çıkıpta sadistçe yobazca inanan insanlarla alay edercesine galiz bir ateizm felsefesi yaparsan bu olmaz.

Maddeci felsefe soyut bir takım uydurmalara masal der. Bu size hakaret geliyorsa o sizin sorununuz. Gerçek olmayana elbette masal veya uydurma diyeceğiz. Başka izah tarzı varsa söylermisin?

 

mesela kuranda rabbimiz derki:onların tanrısına küfretme onlarda bilmeden senin rabbine küfrederler. gerçi bu yorum müşrükler içindir. peki ateistin tanrısı yokki ben küfredeyimde oda benim tanrıma küfretsin olur mu?

Küfreden insan fikir yada bilgi insanı değildir. Kendini bilen küfretmez.

Önce sen ağız dolusu küfür eden tanrına bak.

 

ben bir tasavvufçu olarak ve şeksiz şüphesiz inanan bir kişi olarak diyorum ki:ben bilimsel ateistim? evet bilimsel olarak tanrı yoktur.o atom değildir.ama evrenin başlangıcında o vardır dersek.yaratılışın atomu tanrıdır diyebiliriz.

Tasavvufçu olmakla mistisizm uydurmalarından, masallarından kurtulmuyorsun ki..

Bilim tanrı ile uğraşmaz. İlgi alanı değildir.

Bilimin uğraş alanı sadece maddedir. Bir madde diğer bir maddenin devinimi halidir. Sonsuzlukça devinir.

"Yaratılma" ise bir Arap masalıdır.

Gönderi tarihi:

Önce kuranı muhammedinizin yazmadıgını ispatlayın, bebeklerin bile uyduracagı basitlikte yazılara inanmakla islam dünyasının halini görüyoruz,

 

kuranda yazan hiç bir şeye inanmıyorum ne yazarsa yaz tın.

öncelikle kuran-ı kerime inanmama ve ispat noktasındaki düşüncelerinize katılmamakla beraber saygı duyuyorum.ama özellikle kuran-ı kerim için "bebeklerin bile uyduracağı basitlikte" gibi bir ifade kullanmışsınız.acaba bu kanıyı hangi temellere dayandırdığınızı sorabilirmiyim.ben bu konuda bazı araştırmacı ve aydınların görüşlerini burda belirtmek istiyorum.

 

AYDINLARIN KURAN HAKKINDAKİ YORUMLARINDAN BAZILARI

 

 

 

Kuran'ın Edebi Mükemmelliği ve Taklit Edilemezliği Hakkındaki Yorumlardan Bazıları

 

Mekkeliler hala ondan mucize istiyorlardı ve Hz. Muhammed (sav), dikkate değer bir cesaretle ve kendinden eminlikle misyonunun teyidi olarak Kuran'ın kendisine başvurdu. Tüm Araplar gibi onlar da lisan ve konuşma sanatında uzmandılar. Eğer Kuran O'nun kendi yazması olsaydı, diğer kişiler onunla rekabet edebilirdi. Bırakalım onun gibi on ayet yazsınlar. Eğer yazamazlarsa (ki kesinlikle yazamazlar) o zaman Kuran'ı açık bir mucize olarak kabul etsinler. (Oxford Üniversitesi'nden ünlü Arap dili uzmanlarından Hamilton Gibb) 123

 

 

Edebi bir dev yapıt olarak Kuran tek başına durmaktadır; Arap edebiyatının eşsiz bir ürünüdür, kendi deyimiyle selefi ve halefi yoktur. Tüm çağların Müslümanları yalnızca içeriğinin değil, üslubunun da taklit edilemeyeceği konusunda birleşmişlerdir… (Arap dili uzmanı Hamilton Gibb) 124

 

 

Kuran'ın Arap edebiyatının gelişimi üzerindeki etkisi ölçülemez ve bu etki pek çok yönde olmuştur. İçerdiği fikirler, dili, kafiyesi sonraki tüm edebi eserlere az ya da çok nüfuz etmiştir. Belirli dil özellikleri ne bir sonraki yüzyıl nesrinde ne de daha sonraki nesir yazılarında taklit edilemedi, fakat en azından kısmen Kuran'ın Arap diline getirdiği esneklik nedeniyle mevcut durum hızlı bir şekilde gelişebildi ve imparatorluk yönetiminin ve gelişen toplumun yeni ihtiyaçlarına göre bir hal aldı. (Arap dili uzmanı Hamilton Gibb) 125

 

 

Misyonunun gerçekliğinin bir kanıtı olarak ne zaman Hz. Muhammed (sav)'ten bir mucize istense, O, Kuran'ın İlahi kaynağının bir kanıtı olarak Kuran ifadelerini ve kıyaslanamaz üstünlüğünü kullanmıştır. Aslında Müslüman olmayan kişiler için bile hiçbir şey onun anlaşılır bir bütünlüğe ve kavrayıcı bir tokluğa sahip dilinden daha harika değildir... Gösterişli ahenklerle dolu seslerin bolluğu ve olağanüstü ritimler, en düşmanca ve kuşkuyla yaklaşan kişilerin değişmesinde önemli olmuştur. 126 (Paul Casanova'nın "L'Enseignement de I'Arabe au College de France" (Fransız Kolejinde Arap Eğitimi) adlı makalesinden)

 

 

Kuran Cebrail tarafından Hz. Muhammed (sav)'e dikte ettirilmiş, kelimesi kelimesine Allah'ın bir vahyidir. Kendisi ve Allah'ın peygamberi Hz. Muhammed (sav)'in doğruluğunu teyit eden bir mucizedir. Mucizevi niteliği kısmen tarzında yatar -o kadar mükemmel ve yücedir ki hiçbir insan ve cin en kısa suresiyle kıyaslanabilecek tek bir sure yazamaz- kısmen de öğretisinin içeriğinde, gelecek hakkındaki bilgilerinde ve Hz. Muhammed (sav)'in asla kendi kendine elde edemeyeceği bilgilerin olağanüstü derecede doğruluğunda yatar.127 (Harry Gaylord Dorman'ın Towards Understanding Islam (İslam'ı Anlamaya Doğru) adlı kitabından)

 

 

Arapça Kuran'a aşina olan herkes bu dini kitabın güzelliğini övmede hemfikirdir; biçimindeki ihtişam o kadar üstündür ki, herhangi bir Avrupa lisanına tercüme edildiğinde gerektiği gibi takdir edilemeyebilir. 128 (Edward Montet, Traduction Francaise du Coran (Kuran'ın Fransızca Tercümesi) adlı kitabından)

 

 

Orijinal Arapçası ile Kuran insanı harekete geçiren bir güzelliğe ve cazibeye sahiptir. Özlü ve üstün stili, genellikle kafiyeli olan, birden çok anlamlar içeren kısa cümleleri, kelime kelime tercümesinde ifade edilmesi son derece zor olan anlamlı bir etkiye ve patlayıcı bir enerjiye sahiptir. 129 (John Naish'in The Wisdom of the Qur'an (Kuran'ın Hikmeti) adlı kitabından)

 

 

Kuran evrensel olarak, Arapların en asil ve kibarı olan Kureyş lehçesinde, en güzel ve saf bir dille yazılmıştır… Kuran'ın stili güzel ve akıcıdır… ve birçok yerde özellikle de Allah'ın haşmeti ve nitelikleri tarif edildiği zamanlar yüce ve görkemlidir… O kadar başarılıdır ve dinleyicileri o kadar hayrete düşürür ki, bazı muhalifleri bunun bir büyücülük ve sihir etkisi olduğunu düşünmüşlerdir. 130 (George Sale'in, The Koran: The Preliminary Discourse (Kuran: İlk Vaaz) adlı kitabından)

 

 

Gerçekliğin, hikmetin ve üslup sadeliğinin mucizesi... 131 (Aziz Bosworth Smith'in Mohammed and Mohammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından)

 

 

Kuran seçkin güzellikte bir kafiyeye ve kulağı büyüleyen bir ahenge sahiptir. Pek çok Hıristiyan Arap, Kuran'ın stilinden hayranlıkla bahseder ve pek çok Arapça uzmanı onun mükemmelliğini kabul eder... Gerçekte, hem şiir hem nesirde engin ve verimli olan Arap edebiyatı içinde onunla kıyaslanacak hiçbir şey yoktur. 132 (Alfred Guillaume'ın Islam (İslamiyet) adlı kitabından)

 

Kuran'ın İlahi Bir Kitap Olması ve İnsanlar Üzerindeki Etkisi Hakkındaki Yorumlardan Bazıları

Bütün olarak Kuran'da en zeki insanlar, en büyük filozoflar ve en yetenekli politikacılardan alınabilecek bir akıl koleksiyonu buluruz. Ama Kuran'ın ilahiliğinin başka bir kanıtı daha bulunmaktadır; vahyedildiği günden bugüne kadar çağlar boyunca bozulmadan korunmuş olması... Müslüman dünya tarafından tekrar tekrar okunan bu kitap, iman eden kişide hiçbir bıkkınlık meydana getirmez, aksine tekrarları yoluyla her gün daha da çok sevilir. Onu dinleyen ya da okuyan kişide derin bir huşu ve saygı hissi uyandırır... Bu kitap, herşeyden öte Allah'ın kitabıdır. 133 (Laura Veccia Vaglieri'ın Apologie de I'Islamisme (İslamiyet Adına Bir Açıklama) adlı kitabından)

 

 

Kuran çok sayıda mükemmel ahlaki tavsiyeler içerir ve içeriği küçük bağlantısız parçalardan oluşur, öyle ki tüm insanların onaylaması gereken özdeyişler bulmadan tek bir sayfasını bile geçemeyiz. Kuran'ın bölümler halindeki bu yapısı hayattaki herhangi bir olayda sıradan insanlara uygun olan, kendi içinde bir bütün olan metinler, özdeyişler ve kurallar meydana getirir. 134 (John William Draper'ın A History of the Intellectual Development of Europe (Avrupa'nın Entelektüel Tarihinin Gelişimi) adlı kitabından)

 

 

[Allah'ın] Güç, bilgi ve evrensel İlahi takdir ve birliği (göklerin ve yerin sahibi tek bir Allah'a olan inanç ve güven) niteliklerine atfen Kuran'da geçen İlahi doğa anlayışı, ayrıca yüksek ve derin ahlaki azim, öğüt verici akli konuların Kuran'da yer alması ve güçlü milletler ve büyük imparatorlukların kurulacağını ispatlayan bölümler bulunması sebepleriyle Kuran'ın en üst derecede övgüye layık olduğu da kabul edilmelidir. 135 (Aziz J. M. Rodwell'in M. A., The Koran (Kuran) adlı kitabından)

 

… Edebi bir ürün olarak onun değeri bazı subjektif ve estetik zevklerin ön yargıları ile ölçülmemelidir, ancak Hz. Muhammed (sav)'in çağdaşları ve hemşehrilerinde oluşturduğu etki göz önünde bulundurulmalıdır. Şimdiye kadar düşman olan elementleri tek bir vücutta birleştirmenin yanı sıra, eğer dinleyenlerin kalbine bu kadar güçlü ve ikna edici sesleniyorsa, şimdiye kadar Arapların zihniyetinin ötesinde olan fikirleri canlandırıyorsa belagatı mükemmeldir, çünkü kabilelerden medeni bir ulus kurmuştur... 136 (Dr. Steingass'ın, T. P. Hughes'un Dictionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü)

 

 

… Arapça Kuran'ın yüce belagatını zayıf da olsa yansıtacak bir şeyler üretme girişimim, mesajın kendisinin yanı sıra, kompleks ve zengin kafiyeleriyle çeşitlenmiş insanlığın en büyük edebi başyapıtı olan Kuran'ın karşısında sönük kaldı... Müslüman Pickthall'ın Kutsal Kitabı tarif ederken kullandığı tabirle bu "taklit edilemez ahenk" daha önceki tercümanlar tarafından neredeyse tümüyle göz ardı edilmiştir; bu yüzden muhteşem şekilde süslenmiş orijinaliyle kıyaslandığında (meallerin) donuk ve düz seslere sahip olması şaşırtıcı değildir. 137 (Arthur J. Arberry'nin The Koran Interpreted (Açıklamalı Kuran) adlı kitabından)

 

 

Modern bilginin ışığında Kuran tamamen objektif olarak incelendiğinde, pek çok kereler belirtildiği gibi ikisi arasındaki uzlaşma fark edilir. Hz. Muhammed (sav)'in zamanındaki bir kişinin o günün bilgisiyle böyle ifadelerin sahibi bir yazar olması düşünülemez. Bu tür düşünceler Kuran'ın eşsizliğini gösteriyor ve tarafsız bilim adamını, materyalist sebeplere dayanan bir açıklama getirmedeki yetersizliğini kabul etmeye zorluyor. (Dr. Maurice Bucaille, Paris Üniversitesi, Cerrahi Klinik Başkanı) 138

 

 

… Kuran, başlangıç noktası olarak değişmeyen yerini muhafaza etmiştir… sonuç olarak, yalın bir anlatıma sahip olan Kuran, insanların vicdanını harekete geçirmeye yönelik üstün bir güce de sahiptir. 139 (Ünlü Fransız aydınlardan Edward Montet)

 

… Hem korunmuş olması hem de özü itibariyle tamamiyle eşsiz bir kitap var… hiç kimsenin ciddi bir şüphe ortaya atmayı başaramadığı gerçek bir otorite. 140 (Aziz Bosworth Smith'in Mohammed and Mohammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından)

 

 

… Kuran, vicdan özgürlüğünü açık bir şekilde destekler. 141 (James Michener'ınn "Islam: The Misunderstood Religion" (İslamiyet: Yanlış Anlaşılan Din) adlı makalesinden)

 

 

Adalet anlayışı, İslam'ın harikulade ülkülerinden biridir, çünkü Kuran'ı okuduğumda hayatın bu dinamik prensiplerini görüyorum; bunlar mistik değiller, aksine tüm dünyaya uyan, hayatın günlük seyrine uygun pratik ahlak sistemini görüyorum. 142 (Speeches and Writings of Sarojini Naidu (Sarojini Naidu'nun Konuşma ve Yazıları) adlı kitapta yer alan "The Ideals of Islam" (İslamiyetin İdealleri) konulu bir konferanstan)

 

 

Kuran'ı bir kaynak, bilimlerin başı olarak bulmak bizi şaşırtmamalı. Kuran'da gökler ve yerle, insan hayatıyla, ticaret ve çeşitli işlerle ilgili her konudan söz edilmektedir ve bu da kutsal kitabın bölümlerindeki tefsirleri oluşturan tek bir konuyla ya da bir konunun tek bir yönüyle ilgili metinleri meydana getirmektedir. Kuran bu şekilde Müslüman dünyasındaki tüm bilim dallarındaki muhteşem gelişmelerin temel sebebidir... Bu sadece Arapları etkilemekle kalmamış aynı zamanda Yahudi felsefecilerin metafizik ve dini konulara Arap metotlarıyla yaklaşmalarına neden olmuştur. Son olarak, Hıristiyan skolastisizminin Arap din felsefesi ile ne şekilde harmanlandığı hakkında daha fazla tartışmaya gerek yoktur.

 

İslami sınırlar içerisinde uyanan manevi hareket, sadece dini tahminlerle sınırlı değildir. Yunanlıların felsefi, matematiksel, astronomik ve tıbbi yazılı eserleriyle olan tanışıklık bu çalışmaların devamlılığına yol açmıştır. Hz. Muhammed (sav) açıklayıcı vahiylerle Allah'ın mucizelerinin bir parçası olarak insanın hizmetine verdiği, dolayısıyla tapınılmaması gereken gök cisimlerinin hareketlerine defalarca dikkat çekmiştir. Tüm ırklardan Müslümanların astronomi ilmi üzerinde nasıl başarıyla çalıştıkları onların yüzyıllarca bu ilmin başlıca destekçisi olmalarından anlaşılmaktadır. Şimdi bile pek çok Arapça yıldız ismi ve teknik terim kullanımdadır. Avrupa'da Ortaçağ astronomları Arapların öğrencileri olmuştur.

 

Aynı şekilde Kuran tıbbi çalışmalara da güç vermiş, genel olarak doğa üzerinde düşünmeyi ve çalışmayı tavsiye etmiştir. 143 (Prof. Hartwig Hirschfeld'ın New Researches into the Composition and Exegesis of the Qur'an (Kuran'ın Yapısı ve Tefsiri Üzerine Yapılan Yeni Araştırmalar) adlı kitabından)

 

 

Kuran genel kabulle dünyanın büyük İlahii kitapları arasında önemli bir yer tutar. Çağ açan çalışmaların en yenileri edebiyat sınıfına ait olsa da, bunların hemen hiçbiri büyük insan kitleleri üzerinde böyle muhteşem bir etki bırakmamıştır. Kuran insan düşüncesinde yeni bir evre ve taze bir özyapı meydana getirmiştir. Önce Arap Yarımadası'nın birbirinden farklı çok sayıdaki çöl kabilesini kahramanlar milletine dönüştürmüş, daha sonra da bugün Avrupa ve Doğu'nun en büyük güçlerden biri olarak dikkate alınması gereken Hz. Muhammed (sav) döneminin çok geniş politik-dini organizasyonlarını oluşturmaya devam etmiştir. 144 (G. Margoliouth'ın The Koran (Kuran) adlı kitabından)

 

 

… elimize her aldığımızda… kısa bir süre içinde bizi cezbeden, hayretler içinde bırakan ve en sonunda önünde eğilecek kadar hayran bırakan bir eserdir… Kuran'ın üslubu, içeriği ve amacına uygun olarak çok kuvvetli, yüce ve muhteşemdir… bu kitap tüm çağlar boyunca en etkili kitap olarak kalacaktır. 145 (Goethe'nin T. P. Hughes'un Dictionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü)

Gönderi tarihi:

Sn. Gürseda,

 

Kuran eşşiz anlatım sadeliğine, anlaşılırlığına ve üslubuna sahipti de, neden yüzlerce mealci meallerinde hem anlamını hem de cümle bozukluklarını parantezlerle tamamlamaya çalışmışlar? Nerdeyse her ayetine parantez açılmıştır. Kaldı ki o kadar mealcilerin parantezleri de birbirini tutmamaktadır. Bu da yetmemiş binlerce sayfa tefsirler yazılmıştır.

 

Yukarda ismi geçen aydın(!) kişiler, dinlerle akılını bozmuş kişilerdir. Sözlerine itibar edilmiyor.

 

Yazar kişilerin sözleri tırnak içinde değil. Eğer tırnak içinde ise ve Muhammed(SAV) diye hitap ettiğine göre, müslüman olmuş kişilerdir. Bir müslümanın bu gibi görüşlerinin olmasından daha doğal hiç bir şey yoktur. Bize tarafsız bilim adamlarının görüşleri lazım. Böyle birisi yok.

 

Bir de astığınız yazılar kendi fikirleriniz olsun lütfen.

Ben de buraya onlarca sayfa başkalarının karşıt görüşlü fikirlerini asabilirim. Ne önemi olur ki?

Buna, başkasının fikrine iman denir.

Gönderi tarihi:
Tasavvufçu olmakla mistisizm uydurmalarından, masallarından kurtulmuyorsun ki.. Bilim tanrı ile uğraşmaz. İlgi alanı değildir. Bilimin uğraş alanı sadece maddedir. Bir madde diğer bir maddenin devinimi halidir. Sonsuzlukça devinir. "Yaratılma" ise bir Arap masalıdır.

 

...tasavvufçuyum çünki tasavvufun en nihayet makam ve menzileti eşyanın hakikatine ulaşıp o gerçeğe tutunmakla enel-hak demektir.yani ben gerçeğim? ben tanrıyım(mutlakgerçek) ben maddeyim demektir?

 

...resulullah bir duasında derki:"rabbim bana eşyanın hakikatini göster?" ve rabbül alemin bilimsel materyalizm anlamında ona maddenin gerçeğini göstermiştir.ve belkide bu duanın kabulündendir ki,marksta o maddenin gerçeğini arama eğilimi zuhur etmiştir.keza bu atatürktede mevcutturki,oda:"biz gökten geldiği zannedilen ayetlerden değil,hayatın bizzat gerçeklerinden ilham alıyoruz?" demiştir.

 

...politeizm açısından bakarsak? yani çok tanrıcılık açısından bakacak olursak bizim peygamberimizde cebraille karşılaşmadan öncesine kadar pozitif anlamda çok tanrıcılık bağlamında ateisttir.hatta @llah ona birçokkkez ayetlerini inandıramamıştır.şeytan o kadar çok musallat olmuşturki nebimize öyle sizin zannettiğiniz gibi iman etmesi kolay olmamıştır.mesela bir ayette:"sen daha önce iman nedir,kitap nedir bilmezdin" yani bunun argocası (resulullah saygısızlığımı bağışlasın) "sen imansız ve kitapsız bir adamdın daha önce " demek istemiştir rabbimiz...ve yine başka bir ayette sen dalaletteydin biz seni hidayete eriştirdik demektedir...örnekleri çoğaltabiliriz.

 

...mevlana derki:"felsefeci(vesveseci) şeytanı inkar etti ve aynı anda onun oyuncağı oldu?" işte bu sözlede anlaşılıyorki,evrensel gibi kardeşlerimiz ki,(@llah onların şeytanlarını kovalasın ve hidayete erdirsin inşaallah ve elhamdülillah mehdinin en cesur askerlerinde eylesin ve zemin hazırlayıcılarından kılıp harunyahya gibi şarlatanların hakkından gelmek nasip eylesin.)şeytanı hiç hesaba katmazlar.zannederlerki şeytan yoktur.oysa bilmezlerki şeytanın en büyük tuzağı kendisinin inkar edilmesidir.bu işini kolaylaştıracaktır çünki.nasıl ki rahman iman için kendini ortaya koyuyorsa şeytan bunun tamda tersi istikamette inkar politikasıyla en başta kendisini inkar ettiriyor.

 

...o şeytan ki,7 bin yıllık batıl stratejinin adamıdır.evrensel kardeşim düşünsünki kendisini 7 bin yaşında bir filozof(vesvesof) kandırıyor.ama dur kardeş hemen iman etme gönlün açılmasın şeytanı uyandıracaksın.çünki sen şim mehdi ile irtibat halindesin.birebir onun safında yer alma potansiyeline sahipsin.eğer şimdi kalbin imana uyanacak olsa ve olağanüstü bir şekilde şeytan tarafından felsefi anlamda kuşatılmış ve onun sufle fikirlerini dile getirdiğini farettiğin an gidersin neuzübillah.yavaş yavaş içindeki canavarın varlığını hissetmeye çalış.sessizce onun yanından uzaklaşmaya çalış.o senin sanki tanrınmışta sen ona kayıtsız çartsız kulluk edermişsinde namüsait bir zamanda mehdi sana bunları fısıldıyorda gizli gizli o düşmanın elinden kurtulmanın reçetesini sana sunuyor farzetki krutulasın sen o ateizm hastalığından...

 

...ümminebi buyurduki:

 

ŞEYTAN İNSANA SORACAK???

SENİ KİM YARATTI DİYE???

İNSANDA ALLAH YARATTI DİYECEK?

 

ŞEYTAN BU SEFER İNSANA???

ALLAHI KİM YARATTI DİYECEKTİR???

 

...VE BÖYLECE O İNSAN LABİRENT VESVESEYE KAPILACAKTIR?

 

BUNDAN KURTULUŞ ANT-İ VESVESEDİR:

 

DEKİ:

 

***BEN ALLAH VE RESULÜNE İMAN ETTİM DEFOL ŞEYTAN?

VE HER KONUDA EHL-İ BEYTİN GÖRÜŞÜNÜ BENİMSERİM?***

Gönderi tarihi:

farkindamisiniz ateist,inanclilardan cok daha fazla allah,kuran,ayet,muhammed,cennet,cehennem,cin,seytan,peri vs. muhabbeti yapiyor..niye ? bütün sermeyesi o da ondan ha bide dindarin yanlis bilgilendirme,algi vs. gibi nedenlerden dolayi ate´nin eline verdigi kozlar var yoksa ne konusacak ?..:))

 

inanin alaturka, ateistin bilimsel/evrensel olmak gibi bir derdi yok olsaydi eger uygar dünyanin degisik inanclara,farkli kültürlere gösterdigi hos görüyü,sundugu imkanlari referans alir bunun üzerine basliklar acar,ülkesindeki uygulamalarla karsilastirma yapardi halbuki tam aksini yapiyor..

 

diyecegim o ki yaratani inkar edenlere aksini ispatlamak mecburiyetinde degilsiniz birakin isteyen inansin,dileyen inkar etsin..

 

 

allah yok,din yok haydi herkes yoluna..:))

 

 

slm.

Gönderi tarihi:

..o şeytan ki,7 bin yıllık batıl stratejinin adamıdır.evrensel kardeşim düşünsünki kendisini 7 bin yaşında bir filozof(vesvesof) kandırıyor.

 

Bırakın bu Arap masallarını Mehdi dostum. Artık bunlara çocuklar bile inanmıyor. Yüzyıllardır Arap masallarıyla uyutuluyor insanlar.

 

Sizin şeytan dediğin kavram, milat öncesi çok tanrılı dinlerden gelme. İyi tanrı, kötü tanrı tanımlamasının Şeytan ve Allah versiyonuna çevrilmiş hali.

 

Dünyada iyiler kötüler, iyilikler kötülükler durup dururken, somut olarak bunlarla uğraşmak yerine, sanal iyilik ve kötülükle, yani Şeytana reddiye ve Allaha şükürle insanları somut mücadeleden alıkoyma, kandırma taktikleri bunlar.

Gönderi tarihi:

Bu konu çooookkkk uzadı..noktayı koyuyorum..:)

 

Allah vardır..bu gezegendeki adı,da İNSAN,dır.. :D

 

Allah,ın adını kim koydu..sen Allahsın diye..gördümüde sen Allahsın dedi..:)

 

Yada, Allah çıktı İnsanın karşısına..bana bak heeeyyyy..benim adım Allah,mı dedi..heeee.. :D

 

Bakalım biz kendimize..bırakalım Allah varmı yokmu..Allah erkekmi dişimi muhabetlerini.. :D

 

Biz ne kadar İNSAN,ız..kendimizi bi kantara çıkaralım..tartalım..ölçüp biçelim..sonrada Allah varmı diye soralım..varsa ne ola..yoksa ne ola..biride bu konuda dayıyı aydınlata.. :D

 

Deki var..bulduk..karşımızda, bizde secdede.. :D ne isteyeceğiz..işmi..yatmı..katmı..yoksa eşmi.. :D

Gönderi tarihi:

Bırakın bu Arap masallarını Mehdi dostum. Artık bunlara çocuklar bile inanmıyor. Yüzyıllardır Arap masallarıyla uyutuluyor insanlar.

 

Sizin şeytan dediğin kavram, milat öncesi çok tanrılı dinlerden gelme. İyi tanrı, kötü tanrı tanımlamasının Şeytan ve Allah versiyonuna çevrilmiş hali.

 

Dünyada iyiler kötüler, iyilikler kötülükler durup dururken, somut olarak bunlarla uğraşmak yerine, sanal iyilik ve kötülükle, yani Şeytana reddiye ve Allaha şükürle insanları somut mücadeleden alıkoyma, kandırma taktikleri bunlar.

 

Dervişin birine sormuşlar? şeytan nerdedir diye?

derviş cevap vermiş:

"ya önündedir,ya arkandadır,ya sağındadır,ya solundadır.eğer hiçbirisinde yok ise,korkarımki o senin kalbindedir."

 

Kusura bakma kardeşim "evrensel" bu örnekle seni korkuttuğumun farkındayım,ama bazı insanların korkuya ihtiyacı vardır.yeterki o korku "rahmani" olsun.

Zira "şeytani" olan korku insanı cehennem ateşine götürür.@llah insanın yüreğine bir korku koymuş,o korku ile kendisini sınamak için.ama bunu bilen o 7 bin yaşındaki vesvesof hemen kendi lehine tasarrufta bulunur.O korkuyu kendinden miş gibi gösterir.ve sen sırf o korkunun korkunçluğundan ve uyanışı olmayan kabusundan kurtulmak adına şeksiz şüphesiz şeytana kulluk edersin.

 

Neden ibrahim önce yıldıza,sonra aya ve en son güneşe yöneldide doğru yolu buldu dersin.sende şimdi yıldızlara,aya,güneşe doğru gidiyorsun.kesin iman sahibi değilsin.dönme dolapta döner gibi dönüyorsun o düşünce karanlığı içerisinde ve bilerek veya bilmeyerek şeytanın bir kürsüsü oluyorsun.o sufle veriyor içerden ve dışardan sende onu dillendiriyorsun.

 

Ve sen o 7 bin yıllık melun ve batıl vesvesenin sözcüsü oldun mu?

O vesvesofun öğrencisi oldun mu tabiki güçlüsün.ve öyle sanmaktasın.beni dost değil düşman sanırsın.ve daha ileri gider beni deli sanırsın,bana türlü lakaplar takarsın,yaftalarsın ve sanırsinki bunlarla beni yola getirirsin.sen bilirmisin şu anda düşünce sahiplerinin düşünce zannetttiği birçok vesveseden ibarettir.o kişi onu kendi görüşü zanneder.ve sen biliyormusun her meslek ve kariyer sahiplerinin birçoğu şeytanın yüklemiş olduğu benlik ve zandır.yok psikolog,yok psikanaliz,yok psikiyatr...ve saire gidr.bunalrın birçoğu siyonizmin bir oyunudur.mümin potansiyelin uyanışı olan doğal ve bilimsel şizofrenizmi bir hastalıkmış gibi insanlara göterip onların hakiki imana erişmesinin önünü o şeytanın demin isimlerini saydığımız psikopatlarının eline verir.ve sen ateizm hastalığına kapılırsın,monoteizm,agnostizm gider gelirsin.ama dönme dolap gibisindir.deki:"ben @llah ve resulüne iman ederim.ve her konuda ehlibeytin görüşünü desteklerim." bak göreceksin o zaman cin ve insan şeytanları seferber olup senin hakkından gelmeye çalışacaklar.ellerinden geleni artlarına koykuyacaklar.neden senin gibi bir güçlü kullarını veya askerlerini kaybetmiş olurlar.işte bak onlarda batıl dinlerinden ayrılanları öldürürler onlar içinde mürtetlik vardır.iş sandığın gibi değildir.daha fazla sırları faş edip seni zorda bırakmak istemem sakin ol.güzel düşün güzel davran.bir an dur.ve deki:bana fısıldayan herşey vesvesedir.etrafımdaki dost zannettiklerim insan şeytanlarıdır.ben ancak onlarla başbaşa kaldığım zaman hoşnutum oysa ki onlar benim uzun vadede ateşe götüren düşmanlarım.ve bak onlar benden tanrıya sadece küfretmemmi istiyorlar.ve bak ben ancak tanrının peygamberlerine saldırdıkça zevk duyuyorum.ama ben bir donkişotum.ama ben bir donkişotum.ama ben bir donkişotum...ve tanrının değirmenleri olan peygamberlere saldırıyorum...

 

...evet bak şimdi güzel anladın herşeyi evrensel.sen bir don kişotsun.ve şimdi git en yakın kitapçıdan bir don kişot kitabı al vede keyifle oku.yüksek empati ve telepati ile bunu yap.ben senin için dua edeceğim.çabuk anlaki o melunla savaşımız yakındır.

 

...mehdi böyle söyledi?

Gönderi tarihi:

dayının yorumlarını görüyorum. bence çok fazla bişe bilmeyip caktırmadan alim takılanlardan. neyse...

 

galiba..:)

 

Çözdün sen dayıyı..:)

 

Fakat bi işine yaramaz..kendini çözmelisin önce..dayıyı değil..:) dayı nasıl geçinirse geçinsin..sen neler yer içersin.. :D

 

Galiba=emin değilim..:) emin olmalısın her şeyden önce..adındanda davranışlarındanda SÖZ,ündende..ÖZündende..:)

Yaz hele şuraya üç beşyüz yazıda bizde seni bi çözelim..serbest kal sende..çözülmüşlerden ol.. :D

Gönderi tarihi:

galiba..:)

 

Çözdün sen dayıyı..:)

 

Fakat bi işine yaramaz..kendini çözmelisin önce..dayıyı değil..:) dayı nasıl geçinirse geçinsin..sen neler yer içersin.. :D

 

Galiba=emin değilim..:) emin olmalısın her şeyden önce..adındanda davranışlarındanda SÖZ,ündende..ÖZündende..:)

Yaz hele şuraya üç beşyüz yazıda bizde seni bi çözelim..serbest kal sende..çözülmüşlerden ol.. :D

 

Nikim galiba ama şükür tereddüt etmemem gereken konulardan eminim dayı...

 

ama 'galiba' bütün bu olanlara dayanamam ama hazırım...

 

Her an ölüme hazırım, yani kabirdeki sorguya hazırım,ama galiba orada olanlara dayanamam gibi...

 

Çözülürüz dayı amacım tenkit değil, Allah'a emanet...

Gönderi tarihi:

Nikim galiba ama şükür tereddüt etmemem gereken konulardan eminim dayı...

 

ama 'galiba' bütün bu olanlara dayanamam ama hazırım...

 

Her an ölüme hazırım, yani kabirdeki sorguya hazırım,ama galiba orada olanlara dayanamam gibi...

 

Çözülürüz dayı amacım tenkit değil, Allah'a emanet...

 

KABİR senin bedenindir..topraktaki ''mezar'' denilen yer değil..bu ''KABİRDE'' gör hesabını..yaşarken geç her şeyinden..kısa bi süre buda..sonra verecekler vaz geçtiğin herşeyi sana gerisin geriye.. :D fakat verilenleri kabul etmeyeceksin..aman bi kurtulduk bidaha bulaşmayalım diyeceksin..bütün bunları becerebilmen için bi İNSAN bulup elini öpeceksin.. :D

 

dayı bu..anlamaz her şeyden.. :D anlayabildiği,sadece yaşadıklarıdır..anlamaz ilimden felsefeden.. :D fakat hep mutlu ve huzurludur.. :D yer İÇER fakat ne ayyaş nede KEŞ.. :D

 

Galiba..keşke..ZANNEDİYORUM..yoktur dayının lügatında.. :D

Gönderi tarihi:

Hatan var Hatani düzelteyim, Allah yada Tanri yoktur, Allah yada Tanri 1546 Yillarinda uydurulmustur , Birkac insan dünyaya dagilmistir insanlara Kural koymak icin, cünkü o dönemde Polis veyahut Kanun yoktu. Tecavüzler, Hirsizliklar azalsin diye insanlara Göz Korkutma denilen SINIRLAR konulmustur, Insan Oglu Yazdigi Kitaplarin Gökten indigini sanarak Millete Yutdurmustur o dönemdeki insanlar cok cahilmis herseye inanirmis hatda ve hatda Sihirbazcilara Seytan yada Cadi lakabi takmislar halbuki bu dönemdede bir normal insan Hobi olarak sihirbazlik yapiyor Televizyonlarda yayinlaniyor . O dönemdeki insan öyle cahilmiski bu kitaplari kabul etmisler Allah demisler , Tanri demisler ,, Türkler ise ARAPLARIN BASKISIYLA müslüman olmuslar Türklerin gercek Allahi TANRIDIR . Bugün dahayle ayni yöntemde bu dinler ilerliyor Teknoloji okadar ileri olsada insanlar sanki 1000 YIL geride yasiyan insanlar gibiler, Bu dönemdeki insanlarida herseye inandirmak cok kolay cünkü Insanlar gözleriyle Görmedigi birseyin var olduguna inanmakta. ALLAH YOK ! TANRI YOK , insan oglu var. Senin bahs etdigin sözüde bir insan oglu yazmistir ve allahin sözü diyerek insanları kandırmıştır.

Gönderi tarihi:

Insanlar Maymundan insana Dönüsmüstür , Bugün hatda Arkeoloji Takimlarla o yari insan yari maymun olan iskeletleri yerin dibinden cikariyorlar. Bunun Darwinle alakasi yok, Türkiyede yerin dibindende cikar yalniz Türkiyede buna izin verilmiyor cünkü insanlar CAHIL KALSIN ve ALLAHIN YARATDIGINA INANSIN istiyorlar. ISLAM DINI MASON DINIDIR ZATEN , MASONLAR insanlarin MAYMUNDAN DÖNÜSTÜGÜNÜ YALANLIYORLAR. nedeni basit MASONLAR CAHIL HALKI sever , AKILLI INSANLARI SEVMEZ , Cahillerden herzaman vergi kazanir , AKILLIDAN bir ZINDIK bile kazanmaz. Pekala simdi neden insanlar Maymundan insana dönüsmüyor, Simdiki dünya klimasi öyle degisikki MUTANTLASMA olmasi imkansiz o dönemde DÜNYADA LAVA ATMOSFERI, RADYO AKTIV, vesayre karisik bir hava vardi , YANI ANLICANIZ insanlarin bu hali ÖZÜRLÜ halidir gercek hali saglikli hali ise YARI MAYMUN YARI INSANDIR. nasil akraba evliliginde cocuklar özürlü doguyor AYNEN insanlarin bu HALI ÖZÜRLÜ halidir. Adem ve Hava yoktur insanlar Adem ve Havadan olsaydi bugün Insanlarin hepsi Özürlü 6 parmakli yada gözü yamuk surati yamuk olurdu AKRABA EVLILIGI OLUYOR cünkü bu. hem insan KARDES KARDESle cinsel ilişkiye girmez! adem ve havada yoktur.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.