Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bir ülkenin bagimsiz-sa- yargisi,yargi ile ugrasir.Eger bir yargi,siyasal iktidarin engisisyon mahkemesi görevini üstlenmisse yargi olmaktan cikmistir.Eger bir ülkede yargi kendi degilde baskasinin talimatiyla veya ideolojisiyle calisiyorsa o ülke tehlike icersindedir cünkü yurttaslarin ne can güvenligi koruma altindadir,ne özgürlükleri ve ne de gelecekleri.

 

Yargi isini gücünü birakmis;ya asker avina cikmis ya da Basbakani kim protesto ediyorsa onlarin resimlerini toplayip yakalama cabasina düsmüs.Bir ülkede demokrasi getiriyoruz sloganlari altinda, eger özgürlükler, iktidar ugruna yargi tarafindan yok ediliyorsa, bu cok vahim bir gidistir.

 

Hukuk ayaklar altindadir,milletin oylari ile milletvekili secilmis olan kisiler bagimli yargi tarafindan serbest birakilmiyor.Bunlarin hakkinda hicbir kesinlesmis suc yoktur,sadece birtakim iddialarin ve senaryo geregi üretilmis sahte belgelerin isiginda bagimli yargi ve iktidarin yargidaki adamlari tarafindan demokrasi ve hukuk resmen cignenmektedir.

 

Dünyanin hicbir hukuk devletinde bu rezalet yasanmaz,cünkü o devletlerde yargilar iktidarin degil milletindir.

 

Hopa'da olaylar oldu,bir demokratik protesto yasandi,bir vatandas hayatini kaybetti.Bagimsiz yarginin görevi,bu vatandasin hayatini kaybetmesine neden olan unsurlari yani biber gazi sikanlari arastirip yargilamaktir.Ancak bizde ki bagimsiz olmayan yargi bu görevi yerine getirmektense basbakanin yargisi olarak onu protesto edenlerin pesine düsmüs.Vaay siz nasil olur da basbakani protesto edersiniz diye tam bir demokrasi örnegi veriyorlar.

 

Görevini bir iktidar ugruna yerine getirmeyen,iktidara taseron olan yargi mensuplarini bir yere dizip sira ile yüzlerine tükürmek gerekir.Belki o zaman

yüzlerindeki kir temizlenir.

 

Hint Okyanusu'nda bir gemimiz görev yapiyor,Tümamiral Sinan Ertugrul komutasinda.Orada ülkemiz ve insanlik adina destan yaziyor ancak ülkesine döndügü zaman hakkinda yakalama emri cikarilmis cünkü iktidara ve ABD'ye karsi bir isim.Yazilmis olan senaryolarda onunda adi geciyor.Diger tarafta maasini devletten alan,mahkemeleri takmayan,Türkiye'ye meydan okuyan bir BDP milletvekili var;Sebahat Tuncel,"ZORLA IFADEYE GETIRILECEK"diye karar var ,ama polis onu bir türlü yakaliyamiyor Sebahat Tuncel 8 askerimizi sehit eden PKK'liyi meydanlarda öge öge bitiremiyor ve biliyormusunuz neden ifadesini alamiyorlar;Cünkü Sebahat Tuncel basbakana ve ABD'ye degil Türkiye'ye karsidir.

 

Türkiye'yi seven,Türkiye'nin bagimsizligindan,üniter yapisindan ödün vermeyenleri iktidarin yargisi takip etmektedir.Bu takipten kurtulmanin tek yolu;Türkiye'ye karsi olmaktir.YARGI BUNU ISTIYOR.

 

 

saygilarla

  • 7 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Hopa'da olaylar oldu,bir demokratik protesto yasandi,bir vatandas hayatini kaybetti.Bagimsiz yarginin görevi,bu vatandasin hayatini kaybetmesine neden olan unsurlari yani biber gazi sikanlari arastirip yargilamaktir.Ancak bizde ki bagimsiz olmayan yargi bu görevi yerine getirmektense basbakanin yargisi olarak onu protesto edenlerin pesine düsmüs.Vaay siz nasil olur da basbakani protesto edersiniz diye tam bir demokrasi örnegi veriyorlar.

 

 

Türk Tabipleri Birliği, geçen yıl Başbakan’ın Hopa mitingi öncesi çıkan olaylarda hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun biber gazından öldüğünü söylüyor.

 

Adli Tıp Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi’nin otopsi raporuna göre Metin Lokumcu kalp ve akciğer rahatsızlığı yüzünden ölmüştü. TTB raporu ise biber gazını işaret ediyor.

 

Başbakan’ın Hopa mitingi öncesi çıkan olaylarda hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun ailesi konuştu;

"Hiçbir şey bizi Tayyip Erdoğan’ın söyledikleri kadar üzmedi"

Hiç kimse Tayyip Erdoğan’ın söyledikleri kadar üzmedi. Gazetecilerden de isimleri tam hatırlamıyorum, yaşlıca biri vardı, gerçekten kaale alamadım. Aşırı gülünçtü söyledikleri. Babamın çevresi terör örgütüymüş. Babam Ergenekon’cuymuş da bizim mi haberimiz yokmuş?

 

Bu rapor hukuki mücadelenizde neyi değiştirecek?

Şimdi İstanbul Adli Tıp’tan bir rapor daha bekliyoruz. Ama en çok istediğim Trabzon Adli Tıp’takilerin yargılanması. Bugün bize oldu yarın başkasının başına gelebilir. Bizim şansımız, işi bilen çok avukatımız vardı. Zaten otopsinin geç başlamasından şüphelenmiştik biz. Ölüm saati de yanlış raporda.

Gönderi tarihi:

Trabzonluyum bundan hep gurur duydum.Trabzon CHP'nin kalelerinden biriydi,simdi degil.Simdi AKP'ci oldu.Trabzon Adli Tibbi'nin vermis oldugu sahte teshis beni Trabzonlu olmaktan utandirdi.Insanlar eger insanliklarini kul olmaya degisirlerse bundan kul olmak istemeyen herkes zarar görür.Bunun böyle oldugunu ülkemizde hergün yasamaktayiz.Gerek yargida gerek böyle adli tip gibi kurumlarda vatandasin hak ve hukukunun nasil yok edildigine sahit olmaktayiz.Bu kulluktur.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bu basligi "Yarginin iktidar olmasi"olarak verdigimde acaba bir hatami yapiyorum diye cok düsündüm ancak son gelismelere baktigimda hata yapmadigimi anlamis olmanin huzuru icindeyim.

 

Milli Egemenligin secmis oldugu milletvekillerini tahliye etmeyen yargica kizmistik hep.O yargic almis oldugu talimat geregi bu tahliyeleri yapmamisti.Yani yargic yargicligini unutmus iktidarin veya kimse kendisine talimat verenlerin bir aleti olmustu.Talimat verenlerin suclu oldugu bir yana onlara alet olan bu yargi mensubu veya mensuplarida suc isliyordular.

 

Bu milletvekillerinin tahliye edilmeleri yönünde yapilan cagrilara,iktidar,"Biz yargiya müdahale edemeyiz,yargi bagimsizdir"karsiligini veriyordu.Adalet Bakani ise,"eger biz tutuklu milletvekillleri icin özel bir uygulama yapmaya kalkarsak,meclise PKK'lilarda girebilir"tarzi aslinda akilla bagdasmayan savunmalar yapiyordu.

 

Bir yürekli veya karsi kesimden bir savci cikti;30 yildir bu ülkeyi bölmek icin kan akitan kanli örgütle OSLO'da pazarlik masasina oturan Mit müstesari HAKAN FIDAN'i ifadeye cagirdi.Baska bir ilimizde MIT elemanlari tutuklandi.Oslo'da ki pazarliklar sirasinda HAKAN FIDAN basbakanin özel temsilcisi sifatiyla bu pazarlik masasina oturmustu ve ortaya cikan ses kasetinden anlasildigi gibi yogun bir pazarlik süreci yasanmistir PKK ile.Yani Devletin degil basbakanin özel temsilcisi bölücü bir örgütle pazarlik etmek icin görevlendirilmisti.Ne tavizler verildigi ögrenilemedi cünküüü derhal önlem alinarak bunlar korunmaya alindi.AKP'si,Meclisi,basbakani ve cankayadaki noterleri kendileri icin bir hayat memat olan süreci cok acil bir sekilde atlattilar ve basbakan cikip"Secilmisleri,atanmislara kul etmeyiz"dedi.Bu acik bir meydan okumaydi.

 

Evet,basbakanin sözleri acik bir meydan okumaydi,kime karsi meydan okunuyordu,yargiya karsi,hangi yargiya karsi iste bu soru cok önemlidir.

 

Demek ki yargi bagimsiz degilmis ve yargi iktidardaymis bunu anlatacak ispat edecek MIT yasasinin cikarilmasi disinda hicbir olay bu sekilde ispat edemezdi.75 milyonun gözleri önünde basbakan,cumhurbaskani bir ihanet yasasini isbirligi ile onayladilar.

 

Bu yasanin onaylanmasi sadece yarginin iktidarda oldugunun ispati olmadi,gelecekte MIT tarafindan islenmesi muhtemel cinayetlerede imkan vermistir.Bu sürecten sonra,eger bir faili mechul siyasi cinayet olayi olursa bunun altinda cok büyük bir olasilikla MIT olacaktir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Savcı Sarıkaya Hakkındaki İncelemeye İlk Tepki Yine Yargıdan Geldi

 

YARSAV, Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya hakkında HSYK tarafından başlatılan incelemeyi "Adalet Bakanlığının hiyerarşi zincirindeki sıradan bir hakim-savcı bürosuna dönüşen HSYK, bunun aksini kanıtlayamazsa tarih huzurunda yargılanacak ve"...

 

YARSAV, Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya hakkında HSYK tarafından başlatılan incelemeyi "Adalet Bakanlığının hiyerarşi zincirindeki sıradan bir hakim-savcı bürosuna dönüşen HSYK, bunun aksini kanıtlayamazsa tarih huzurunda yargılanacak ve bu utançla anılmaya mahkum olacaktır" sözleriyle değerlendirirken, YARGI-SEN, HSYK'nın varlık nedenini hatırlaması gerektiğini, yargı bağımsızlığı için tehlike olmak yerine, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi için var olduğunu unutmaması gerektiğini belirtti YARSAV, Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya hakkında HSYK tarafından başlatılan incelemeyi, "Adalet Bakanlığının hiyerarşi zincirindeki sıradan bir hakim-savcı bürosuna dönüşen HSYK, bunun aksini kanıtlayamazsa tarih huzurunda yargılanacak ve bu utançla anılmaya mahkum olacaktır" sözleriyle değerlendirirken YARGI-SEN, HSYK'nın varlık nedenini hatırlaması gerektiğini, yargı bağımsızlığı için tehlike olmak yerine, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi için var olduğunu unutmaması gerektiğini belirtti.

 

Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya'nın Kck soruşturmasından el çektirilmesinin ardından HSYK tarafından inceleme başlatılmasına ilk tepki yargı mensuplarından geldi. Yargıçlar ve Savcılar Birliği ile Yargıçlar ve Savcılar Sendikası kararı yazılı birer açıklamayla eleştirdi. YARSAV, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu 5 MİT elemanını ifadeye çağırılması konusunda yazılı bir açıklama yaptı. Türkiye'nin Deniz Feneri, Şike Yasası ve son olarak Kck Soruşturmasında, güç sarhoşluğu ile malul siyasal iktidarın, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı değerlerini ayaklar altına alışına sahne olduğunu iddia eden YARSAV, Savcı Sadrettin Sarıkaya hakkında başlatılan incelemeyi şu sözlerle değerlendirdi:

 

"HSYK, Cumhuriyet savcısına soruşturmadan el çektiren Başsavcı yerine, soruşturmayı yürüten savcı hakkında inceleme başlatmıştır. Önce, "Başsavcılığın tasarrufu" gibi ancak kötü bir espri olarak hatırlarda kalacak olan bir söylemle sahaya çıkan HSYK bunun yetmemiş olacağını düşünmüş olmalı ki savcı hakkında inceleme başlatarak, hakim-savcı güvencesinin tabutuna son çiviyi çakmaya hazırlanmaktadır. Bırakın siyasi vesayet altında olmayı, Adalet Bakanlığının hiyerarşi zincirindeki sıradan bir hakim-savcı bürosuna dönüşen HSYK, bunun aksini kanıtlayamazsa tarih huzurunda yargılanacak ve bu utançla anılmaya mahkum olacaktır."

 

-"İKTİDARIN İSTEMEDİĞİ ALANDA SORUŞTURMA YAPILAMAYACAK"-

 

Siyasi iktidarın, özel yetkili savcılıkların ve mahkemelerin eli Başbakanlığa bağlı MİT Müsteşarı'na uzandığında "kendi iyi çocuklarını koruma noktasında adeta etten bir duvar ördüğü"nü savunan YARSAV, özel yetkili mahkemelerin acilen kaldırılması gerektiğini kaydetti. Cumhuriyet Savcısının dosyadan el çektirilmesini, yargının siyasi iktidarın istemediği bir alanda soruşturma yapabilme imkanının kalmadığının, yargının bağımsız bir erk olmaktan öte siyasi iktidarın yargıyı ancak muhaliflere yönelik bir silah olarak kullanılmak üzere tasavvur ettiğinin en açık ve somut göstergesi olarak değerlendiren YARSAV'ın açıklamasında şu tespitte bulunuldu:

 

"HSYK'nın durduğu yeri dikkatli nazarlara arz ediyoruz. HSYK açısından sözün bittiği ve çoklukla vurguladıkları Anayasal bir kuruma yakışan dik duruşun ortaya konulup konulmayacağının sınanacağı bir kavşaktayız. Yargı bağımsızlığını ve yargıç güvencesini korumak için var olan HSYK, varlık nedenini unutmuş ve hakim ve savcıların özsaygılarının ve özgüvenlerinin tarumar edilmesi için kraldan çok kralcı bir yaklaşımla; yasal olmayan gerekçelerle Cumhuriyet savcısına soruşturmadan el çektiren Başsavcı yerine, soruşturmayı yürüten savcı hakkında inceleme başlatmıştır. Önce, 'Başsavcılığın tasarrufu' gibi ancak kötü bir espri olarak hatırlarda kalacak olan bir söylemle sahaya çıkan HSYK bunun yetmemiş olacağını düşünmüş olmalı ki, savcı hakkında inceleme başlatarak, hakim-savcı güvencesinin tabutuna son çiviyi çakmaya hazırlanmaktadır. Bırakın siyasi vesayet altında olmayı, Adalet Bakanlığının hiyerarşi zincirindeki sıradan bir hakim-savcı bürosuna dönüşen HSYK, bunun aksini kanıtlayamazsa tarih huzurunda yargılanacak ve bu utançla anılmaya mahkum olacaktır. Hukukun egemen olmadığı bu düzlemde, yargıyı derin siyasi amaçlara yönelik araç kılmaktan ve yasa parmağıyla adaletin terazisi ile oynamaktan vazgeçmeleri için siyasi iktidara açık çağrı yapıyor, HSYK' yı da görevini yapan Cumhuriyet savcısı hakkında inceleme başlatmak yerine, etkin bir soruşturmanın önüne yasal olmayan gerekçelerle geçenler hakkında gerekli yasal işlemleri yapmaları için göreve davet ediyoruz."

 

-"HSYK YARGI BAĞIMSIZLIĞI İÇİN TEHLİKE OLMAK YERİNE, GÜVENCE İÇİN VAR OLDUĞUNU UNUTMAMALI"-

 

HSYK'nın inceleme kararını değerlendiren YARGI-SEN Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise, Kurulun dosyayı Sarıkaya'dan alanlar hakkında işlem yapması beklenirken, Milli Güvenlik Konseyi'nin 1981 tarihli ve 52 sayılı darbe bildirisinin 4 Nolu bendini birebir uygulamaya geçirmesinin yargı tarihi yönünden ibretlik bir durum olduğunu kaydetti. Eminağaoğlu, "HSYK varlık nedenini hatırlamalı, siyasi iradenin beklentilerini karşılamaktan uzak durmalı, bu beklenti ve isteklere karşı koymalı, yargı bağımsızlığı için tehlike olmak yerine, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi için var olduğunu unutmamalıdır. Bu tablo HSYKnın Anayasa değişikliği ile çekildiği konumu göstermektedir. Ayrıca bir an önce kaldırılması gereken özel yetkili mahkemelerde, bu yaklaşımla 1960 öncesi tahkikat komisyonları konumuna itilmiştir" dedi.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.