Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2011 Sayin Fuzuli, evrim konusundaki sorunuz; yani;... "maymunlarla ortak bir atadan gelmiş olma savı var ya(Yanlış bilmiyorumdur umarım?Gönderilen Resim) bu savla ilgili olarak bugün hala bildiğimiz maymunlar nasıl olmuş da değişmemiş şaşıyorum" Birazcik gercek sinavlari degistirerek sormakla, evrimcileri yanlis olduklarini gostermektir. Oysa ki, gercek sav sudur: Insan maymundan yavaş yavaş gelişmemistir. Insan İnsansılarla akrabadir ama insansılardan da yavaş yavaş gelişmemistir. Insanoglunun Afrika'da ki modern insansil hayvan[Goril ve Şempanze gibi ...] ile ortak bir atadan gelmiş olma savı var. Ortak atanin 5 - 8 milyon once var oldugu sanilir. Milyonlarca yil once, bu ortak ata iki degisik soy, nesil ture bolunup birbirinden uzaklaşarak ayrıldilar. Bu nesilerin biri yavaş yavaş "Goril ve Şempanze" olarak gelişmistir; ikinci nesil yavaş yavaş ilk insan atasi denilen "hominids" olarak gelişmistir. * ** Boyle bir cumle Ibrahimin dinlerinde YOK! Hiristiyan Kutsal kitaplari cok buyuktur. Binlerce sayfalari var. Boyle bir cumleye yer yokmus. Kur'an da bir cok sayfalar var, ama yine de boyle bir ahlak ogreti yapmaya luzum gormemis. Niye? Efendim, bilim bugün insanın ve maymunların ortak bir atadan geldiği konusunda sizin yaptığınız açıklamayı su götürmez, çürütülemez bir gerçek olarak bilimsel bir bilgi düzeyinde ortaya koymuş değildir.Sizin kesinlik düzeyinde olasılık anlamı ifade etmeyecek şekilde sunduğunuz bilgi(!) teorinin kendi içindeki ara geçiş formlarının eksiksiz olarak bulunursa sonuca varılması düşünülen varsayıma dayalı kısmıdır.Evrim Teori'siyle ilgili bizzat bu alanla uğraşan savunan ve karşı çıkan bilimadamları arasında ve konuyla ilgili dünya genelinde netliğe kavuşmamış bir tartışmanın olduğu gerçeğinden hareketle bizim konuya sadece okuduklarımızdan, duyduklarımızdan hareketle düşünce üreterek tartışmaya başlamamız kendi açımdan faydalı ve anlamlı bir sonuç doğurmaz fikrindeyim.Teori kendi zemininden saptırılmış, kendinde olmayan anlayışlarla savunulur hale gelmiş, felsefi yanı bilimselmiş gibi sunulmuş buna mukabil aynı yanlışlıkla karşı tezler üretilmiş, karmakarışık hale getirilmiştir.Teori bu sitede de tartışılmış ve bunun dışında birçok sitede de, dünyada da hala tartışılmaktadır.Sonuçları net olarak ortaya konmamış bir teoriyi başka bir alandaki tartışmaya dayanak yaparak bir tartışma yapmak dediğim gibi faydasız bir fiil olur. Eğer bilim bu teorinin kanıtlanmış bir sonucu olur veya başka bir teoriyle açıklık getirilir, canlıların evrimi olsun veya başka bir şekilde var olması olsun canlıların var oluş sebebini,buna etki eden gücün ne olduğunu kanıtlarsa dini inançlardaki bu gücün Tanrı olduğu iddiasına karşılık bir cevap ortaya çıkmış olur ve ciddi bir tartışmanın hem kapısı aralanmış olur hem de dinlerin bu konuyla ilgili savları hakkında bilimsel düzeyde söz söyleme imkanı doğar.Evrim ilk canlılığın nasıl oluştuğuna, canlıların bu kadar çeşitliliği, günümüze kadar geliş süreci içinde bunun nasıl, ne şekilde olduğuna, olabileceğine dair savı olan bir teori.Canlıyı var eden, canlıları bu kadar çeşitli kılan asıl sebep, yani bu güç ne sorusuna maddenin kendiliğinden olan kendi gücü şeklinde bir varsayımla felsefi bir temelle bunu açıklamaya çalışan savı ise(Teoiri'yi bu yönüyle sahiplenenler var.) felsefeyle ilgili olup inanç düzeyindedir, diğer inançlarda bu gücün Tanrı olduğu iddiasında olduğu gibi. Ki bu Teori inançları çürütmek için bilimsel bir din olarak ortaya atılmış bir teori de değil, inançlardaki evreni oluşturan, canlılığı var eden bilinçli güç Tanrı'dır iddiasına karşılık bu teoriyle bu gücün tesadüfe, maddenin kendisine indirilmeye çalışma çabaları kesiştiği için birbirine alternatif inançlar gibi biri inanç diğeri bilimsel bir kanunmuş havası yaratılmakta,felsefesi bilimsel yanı birbirine karıştırılıp tartışmalar alıp başını gitmektedir.Teori'ye karşı çıkanlar da inanç kaygısı nedeniyle aynı hatalı bakışa bir başka hatalı bakışla cevap vermeye çalışmaktalar. Daha önce de vurgulamıştım, bilimden bir kaçışım, bilime karşı soğuk bir tavrım yok benim, inancıma zarar gelen sonuçlar çıkarıyor kaygımın olması absürd olur.Tanrı kendi var ettiği sistem anlaşıldıkça ya kendinin varlığı yönünde kanıtlardır ortaya konan bilimsel sonuçlar ya da inanılan bir Tanrı'nın kendini ifade ettiği gibi olmadığına dair kanıtlardır ortaya konanlar.Tanrı'ya inana birinin bilime karşı gelmesi çelişkidir özünde.Hem Tanrı'ya inanıp hem de Tanrı'nın kurduğu sistemi anlamaya karşı gelip, sistemin gerçeklerini ortaya koymaya çalışan bilimi gözardı etmek inanılan Tanrı'nın sistemine inanç açısından bile saygı göstermemek, değer vermemek, mantıksız bir tavır sergilemek olur.Sistem bilimle anlaşılır kılındıkça sonuçlar bizi ya Tanrı'ya götürecek ya da yokluğuna.İnanan birinin bırakın bilimden korkması tavrını bilimle kol kola hareket etmesi lazım; ama bunun tam tersi bir durumu inananlar yaşıyor ve bunun doğruluğunu da savunuyor birçoğu.Bu eleştirilecek bir vaka tabiki. Kölelik mevzuna gelecek olursak Semavi dediğimiz dinlerde, bu dinlerin indiği zamanda dünyanın her yerinde yerleşmiş bir kölelik sistemi var.Bu şartlarda o düzene yönelik kurallar var kutsal kitaplarda.Allah İslam'da köleliği yerleşik bir sistemmiş, kölelik meşru görülmüş bir sistem olarak sunulmaz.Bugün hiçbir İslam alimi kölelik Allah'ın emridir, Allah kölelik sistemini uygulamamızı söylemiştir diye bir düşünceyi savunmaz ve hiçbir ülkede İslam'a dayanılarak da kölelik sistemi uygulanmaz, uygulanamaz.Kölelikle ilgili kitapta geçen ayetlere o dönemde nasıl bir uygulamaya başvurulduğuna, asıl amacının ne olduğuna bakarsanız köleliğin sistemleşmiş,meşru görülmüş bir sistem olmadığını görürsünüz.Nitekim bugün kimsede kölelik sistemi Allah'ın emridir diye, uygulanmalıdır diye bir kaygı taşımaz, bunu da savunmaz, savunan varsa da inancına tekrar bakmalıdır. Muhabbetle... Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2011 Efendim, bilim bugün insanın ve maymunların ortak bir atadan geldiği konusunda sizin yaptığınız açıklamayı su götürmez, çürütülemez bir gerçek olarak bilimsel bir bilgi düzeyinde ortaya koymuş değildir.Sizin kesinlik düzeyinde olasılık anlamı ifade etmeyecek şekilde sunduğunuz bilgi(!) teorinin kendi içindeki ara geçiş formlarının eksiksiz olarak bulunursa sonuca varılması düşünülen varsayıma dayalı kısmıdır.Evrim Teori'siyle ilgili bizzat bu alanla uğraşan savunan ve karşı çıkan bilimadamları arasında ve konuyla ilgili dünya genelinde netliğe kavuşmamış bir tartışmanın olduğu gerçeğinden hareketle bizim konuya sadece okuduklarımızdan, duyduklarımızdan hareketle düşünce üreterek tartışmaya başlamamız kendi açımdan faydalı ve anlamlı bir sonuç doğurmaz fikrindeyim.Teori kendi zemininden saptırılmış, kendinde olmayan anlayışlarla savunulur hale gelmiş, felsefi yanı bilimselmiş gibi sunulmuş buna mukabil aynı yanlışlıkla karşı tezler üretilmiş, karmakarışık hale getirilmiştir.Teori bu sitede de tartışılmış ve bunun dışında birçok sitede de, dünyada da hala tartışılmaktadır.Sonuçları net olarak ortaya konmamış bir teoriyi başka bir alandaki tartışmaya dayanak yaparak bir tartışma yapmak dediğim gibi faydasız bir fiil olur. Eğer bilim bu teorinin kanıtlanmış bir sonucu olur veya başka bir teoriyle açıklık getirilir, canlıların evrimi olsun veya başka bir şekilde var olması olsun canlıların var oluş sebebini,buna etki eden gücün ne olduğunu kanıtlarsa dini inançlardaki bu gücün Tanrı olduğu iddiasına karşılık bir cevap ortaya çıkmış olur ve ciddi bir tartışmanın hem kapısı aralanmış olur hem de dinlerin bu konuyla ilgili savları hakkında bilimsel düzeyde söz söyleme imkanı doğar.Evrim ilk canlılığın nasıl oluştuğuna, canlıların bu kadar çeşitliliği, günümüze kadar geliş süreci içinde bunun nasıl, ne şekilde olduğuna, olabileceğine dair savı olan bir teori.Canlıyı var eden, canlıları bu kadar çeşitli kılan asıl sebep, yani bu güç ne sorusuna maddenin kendiliğinden olan kendi gücü şeklinde bir varsayımla felsefi bir temelle bunu açıklamaya çalışan savı ise(Teoiri'yi bu yönüyle sahiplenenler var.) felsefeyle ilgili olup inanç düzeyindedir, diğer inançlarda bu gücün Tanrı olduğu iddiasında olduğu gibi. Ki bu Teori inançları çürütmek için bilimsel bir din olarak ortaya atılmış bir teori de değil, inançlardaki evreni oluşturan, canlılığı var eden bilinçli güç Tanrı'dır iddiasına karşılık bu teoriyle bu gücün tesadüfe, maddenin kendisine indirilmeye çalışma çabaları kesiştiği için birbirine alternatif inançlar gibi biri inanç diğeri bilimsel bir kanunmuş havası yaratılmakta,felsefesi bilimsel yanı birbirine karıştırılıp tartışmalar alıp başını gitmektedir.Teori'ye karşı çıkanlar da inanç kaygısı nedeniyle aynı hatalı bakışa bir başka hatalı bakışla cevap vermeye çalışmaktalar. Daha önce de vurgulamıştım, bilimden bir kaçışım, bilime karşı soğuk bir tavrım yok benim, inancıma zarar gelen sonuçlar çıkarıyor kaygımın olması absürd olur.Tanrı kendi var ettiği sistem anlaşıldıkça ya kendinin varlığı yönünde kanıtlardır ortaya konan bilimsel sonuçlar ya da inanılan bir Tanrı'nın kendini ifade ettiği gibi olmadığına dair kanıtlardır ortaya konanlar.Tanrı'ya inana birinin bilime karşı gelmesi çelişkidir özünde.Hem Tanrı'ya inanıp hem de Tanrı'nın kurduğu sistemi anlamaya karşı gelip, sistemin gerçeklerini ortaya koymaya çalışan bilimi gözardı etmek inanılan Tanrı'nın sistemine inanç açısından bile saygı göstermemek, değer vermemek, mantıksız bir tavır sergilemek olur.Sistem bilimle anlaşılır kılındıkça sonuçlar bizi ya Tanrı'ya götürecek ya da yokluğuna.İnanan birinin bırakın bilimden korkması tavrını bilimle kol kola hareket etmesi lazım; ama bunun tam tersi bir durumu inananlar yaşıyor ve bunun doğruluğunu da savunuyor birçoğu.Bu eleştirilecek bir vaka tabiki. Kölelik mevzuna gelecek olursak Semavi dediğimiz dinlerde, bu dinlerin indiği zamanda dünyanın her yerinde yerleşmiş bir kölelik sistemi var.Bu şartlarda o düzene yönelik kurallar var kutsal kitaplarda.Allah İslam'da köleliği yerleşik bir sistemmiş, kölelik meşru görülmüş bir sistem olarak sunulmaz.Bugün hiçbir İslam alimi kölelik Allah'ın emridir, Allah kölelik sistemini uygulamamızı söylemiştir diye bir düşünceyi savunmaz ve hiçbir ülkede İslam'a dayanılarak da kölelik sistemi uygulanmaz, uygulanamaz.Kölelikle ilgili kitapta geçen ayetlere o dönemde nasıl bir uygulamaya başvurulduğuna, asıl amacının ne olduğuna bakarsanız köleliğin sistemleşmiş,meşru görülmüş bir sistem olmadığını görürsünüz.Nitekim bugün kimsede kölelik sistemi Allah'ın emridir diye, uygulanmalıdır diye bir kaygı taşımaz, bunu da savunmaz, savunan varsa da inancına tekrar bakmalıdır. Muhabbetle... Sayin Fuzuli, evrim uzerinde ki delilleri anlamak icin binlerce sayfalarda yer alan, bir cok kitaplara bas vurmak lazim. Bunlardan birini okumanizi tavsiye ederim. Bu delillerin butununu burada bir iki satirda size sunacak kadar hayal kuran, ya da kendini saf sanan biri degilim. Genel bilgi olarak, bir de bebek dogum gelişimin ilk basamaklarından biri olan "Embriyo" hakkinda bilgi edinin, lutfen. Buna sizin Allah "ruh" veriyor diye inanirsiniz. O takdirde bilmeniz gerekir: Bazan bu "embriyo"lar ikiye bolunup ikizler yapiyor. O zaman Allahin verdigi "ruh"da ikiye mi bolunuyor? Yoksa ikinci bir "ruh" mu ilave ediliyor? Bazan iki "embriyo"lar biribirlerine birbiriyle yapışarak doguyorlar. Bunlarin iki ruhlarimi var yoksa yalniz bir tane ruhumu var? Bilim adamlari laboratuarda klonlama yapinca, onlarda "ruh" mu cikariyorlar ortaya? Goruyoruz ki, bilimle gelen deliller dinin inanclarin ogrettiklerinin yanlis oldugunu ispat ediyorlar. Yahudi ve Hiristiyan kutsal kitaplarina gore Dunya 6 bin once yaratilmis. Demekki, Tarih kitaplarina gore Sümerler "zamk" i Dunya yaratilmadan 1000 once kesfetmisler. Din ve Bilim arasindaki catismalar her ulkede devam eder. Oysa ki, dinin ogrettikleri "ahlak" en iyi, merhametli insanlar tarafindan bile yanlis uygulanildigi goruyoruz. Rahibe Teresa'nin kim oldugunu umarim bilirsiniz. Bu insanin ne kadar hayir sever oldugunu, kendisinin ne kadar fakir ve hasta yoksullar icin fedakârlık yaptigini size anlatmaya gerek duymuyorum. Onun hayat boyunca olan hedefi insanlikta "izdirabi" azaltmakti. Mamafih, Rahibe Teresa'nin şefkatli, merhametli duygulari kendi dini tarafindan filtre edilmistir. O Nobel Mukafaatini alinca, soyle dedi: "... Kürtaj baris ve sulhu yok eden en tehlikeli şeydir ...." dedi. Bu kadin Dunyanin en fakirlerini, yoksullarini gormus, onlarla yasamis ve onun ogrendigi "ahlak" dinden gelmis. Milyonlarca kadinlar, fakirler Doğum kontrolü kullanmadigi icin yasamlarini ve izdiraplarini devam ediyorlar. Niye? Katolik kilisesi dogum kontrolune karsi cikiyor. Rahibe Teresa da kilisenin tarafini tutuyor. Dolayisyle, milyonlarca bebekler acliktan oluyor,savaslarin altinda buyuyor, hastaliklardan kurtulamiyorlar. Eger en iyi insan dedigimiz gibi kisiler bu gerceklere kor gozle bakarsa, diger insanlarin hic gorme imkanlari olurmu? Ben onceki sayfada, Jainism dinindeki bu cumlenin Ibrahim dinlerinde yok olduguna isaret ettim. "Hic bir canli yaratiga zarar verme, kötüluk etme, baskı yapma, Kölelik yaptirma, hakaret etme, eziyet veya iskence etme, oldurme." Bu cok basit bir cumle. Bunu insan yazmis. Merhametli, sevgili ve sevkatli biri yazmis. Bunu yazan (bence) ahlakli biridir. Siz buna cevap veremediniz. Bunu yerine siz dedinizki "Bugün hiçbir İslam alimi kölelik Allah'ın emridir, Allah kölelik sistemini uygulamamızı söylemiştir diye bir düşünceyi savunmaz" "Kölelikle ilgili kitapta geçen ayetlere o dönemde nasıl bir uygulamaya başvurulduğuna, asıl amacının ne olduğuna bakarsanız köleliğin sistemleşmiş,meşru görülmüş bir sistem olmadığını görürsünüz" Yani, yukardaki cumleyi ayrıştırmakla inceleyip yalniz kolelige cevap vermek zorunda kalmissiniz. Cunku benim bahsettigim bir cumle sizin kutsal kitaplarda yok. Boyle bir duygulari ileten mesajlar yok. Gelelim, Islamin kolelige karsi oldugunu savunma hakkinda... Osmanli Imparatorlugun tarihini suphesiz cok iyi bilen biri olarak bu sekilde savunmaniz garip geliyor bana. Kuran [Jainism de) goruldugu gibi kesin bir emir vermiyor. Nitekim, kolelerin ile cinsi iliskide bulunabilirsiniz diye musade veriyor. Buyrun yapin diyor. Bu yuzden, Sudan ulkesinde, Muslumanlar savasta eldigi esir kadinlara cinsi tecavuzlerin Kur'andan gelen izinle rahatlikla yaptilar. Ayni sekilde, Imamlarinin izinleriyle, Pakistanli askerler, 1971de, 250.000 Bengali kadina tecavuz edip ve 3 milyon silahsiz insanlari katlettiler. Kolelik Muhammad'den beri Islam tarihinde devam etmistir. Islam tarihindeki kolelik yavas yavas yirminci asirda, batidan gelen baskilar yuzunden dolayi sona gelmistir, bilhassa Arap ulkelerinde. Kuran'dan dolayi degil, kafirlerin yaptigi baskidan dolayi. Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2011 Islam tarihindeki kolelik yavas yavas yirminci asirda, batidan gelen baskilar yuzunden dolayi sona gelmistir, bilhassa Arap ulkelerinde. Kuran'dan dolayi degil, kafirlerin yaptigi baskidan dolayi. sayin Suheyla, USA..savas 1865'te kuzeyin zaferi ile sonuclaninca yapilan anayasa degisikligi ile ABD´de de kölelik tümden kaldirilmis.. Osmanli..esir ticaretine dayali kölelik 1847'de resmen kaldirtilmis.. vs.vs. iyi de.. osmanli kur´an´i referans almamistir ama siyasi rant söz konusu oldugunda kur´an´i kullanmisdir E bu konuda imparatorlugu kaldiaralarin tavri hicde farkli olmamistir örnegin,A-Z herseyi degistirenlerin (beceremiyenler) diyanet teskilatini kurarak din meselesinde herseyi oldugu gibi(ayni tas ayni hamam) birakmalari sizcede tuhaf degil mi ? ayrica osmanlinin günahini kullandigi müslüman kimligi(!) bahane edilerek kur´an´a mal etmek hakkaniyet ile bagdasmaz.. hem islam´in tek kaynagi kur´an´dir dolayisiyle ondan onay almayan hicbir söz ve uygulama mesaji baglamaz.. dogrudur bilime ve teknolojiye israrla sirtini dönen,yeralti ve yerüstü zenginliginin farkinda olmayan bir islam dünyasi vardir fakat bu böyledir diye islenen hatalarin faturasini kur´an´a kesmek yanlistir.. oysa kur´an tabiilerini yüzlerce ayet ile; -ögretmeye ve ögrenmeye -düsünmeye -dogayi arastirmaya -akli en iyi sekilde kullanmaya -bilimsel calismalari toplumsal hayatinin bir parcasi haline getirmeye yönlendiriyor.. tabiki uygar dünyanin "akil" adamlari farkinda olmadan da olsa mesaj´in yüzlerce ayetini en iyi sekilde uygulamaya koymus olmasi,islam cografyasindan daha zengin ve güclü konuma yükselmesi kur´an´in degil müslümanim diyenlerin kendi ic hastaligidir ve kur´an´i baglamaz.. bu vesileyle tenkit edilmesi gereken bir mesaj/ideoloji/ilke varsa eger o da "muasir medeniyet" palavralariyla ülkemizi "kapkac cumhuriyeti"ne ceviren doksan yillik "cagdisi ilke"lerdir diye düsünüyorum.. fizik kurallari yere ve göge konulmus vahy´dir.. slm. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 sayin Suheyla, USA..savas 1865'te kuzeyin zaferi ile sonuclaninca yapilan anayasa degisikligi ile ABD´de de kölelik tümden kaldirilmis.. Osmanli..esir ticaretine dayali kölelik 1847'de resmen kaldirtilmis.. vs.vs. iyi de.. osmanli kur´an´i referans almamistir ama siyasi rant söz konusu oldugunda kur´an´i kullanmisdir E bu konuda imparatorlugu kaldiaralarin tavri hicde farkli olmamistir örnegin,A-Z herseyi degistirenlerin (beceremiyenler) diyanet teskilatini kurarak din meselesinde herseyi oldugu gibi(ayni tas ayni hamam) birakmalari sizcede tuhaf degil mi ? ayrica osmanlinin günahini kullandigi müslüman kimligi(!) bahane edilerek kur´an´a mal etmek hakkaniyet ile bagdasmaz.. . . . Dusuncelerinizi takip etmekte ve oncelikte Sayin Fuzuli ile tartistigimiz konuya uygulamakta zorluk cektim. Yani, anlamadim. Mamafih, dogru dediginiz gibi de Islam'in en onemli kaynagi Kur'an dir. Demekki, Osmanli koleligi kaldirmis ama Kur'an da kaldirmamislar. Iyi ki de, dediginiz gibi Kur´an´i referans almamislar, yani. Iste tartistigimiz mesele bu idi. Kur'an kesinlikle, Jainism dininde soglendigi gibi " ... Kölelik yaptirma ...." demiyor. Aksine onlarlarla cinsi iliski yapin diye izin veriyor. Ahlak klavuzlugu yapmiyor. Alıntı
Misafir £vrensel Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Sayın gaffar, Sn. Süheyla ile sn. Fuzuli çok güzel, seviyeli bir tartışma çıkarttılar. Başından itibaren ilgi ile izliyor, çok yararlanıyorum. Sn. Süheylanın "köleci islam" konusu dikkatinizi çekmiş cevap vermişssiniz. Arkadaşımız şu şekilde inkar edilemez bilimsel bir tespit yapmıştı. Çok ilgimi çekti. Sizin de çektimi? "Nitekim, 'köleler ile cinsi iliskide bulunabilirsiniz' diye müsade veriyor. Buyrun yapin diyor." Hem de nikahsız. Zina sayılabilecek şekilde. (Benim notum) Ayrıca müslümanların Tanrısı; "Beni diğerlerine benzetmeyin. Hiç birşeye gücü yetmeyen bir köle ile normal insan aynımıdır" diyerek köle tanımlamasını yapmıyormu? Kaldı ki; kölenin her şeye gücü yettiğini, efendisinin tüm işlerini yaptığını bildiği halde.. Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Dusuncelerinizi takip etmekte ve oncelikte Sayin Fuzuli ile tartistigimiz konuya uygulamakta zorluk cektim. Yani, anlamadim. Mamafih, dogru dediginiz gibi de Islam'in en onemli kaynagi Kur'an dir. Demekki, Osmanli koleligi kaldirmis ama Kur'an da kaldirmamislar. Iyi ki de, dediginiz gibi Kur´an´i referans almamislar, yani. Iste tartistigimiz mesele bu idi. Kur'an kesinlikle, Jainism dininde soglendigi gibi " ... Kölelik yaptirma ...." demiyor. Aksine onlarlarla cinsi iliski yapin diye izin veriyor. Ahlak klavuzlugu yapmiyor. 1-"anlamadim" diyorsunuz galiba kusur bende fakat konusa konusa anlasmak da medenilere yakisir.. 2-özelde osmanli genelde islam cografyasi kur´an´i referans alsaydi uygar dünyanin yakaladigi evrensel ilkeleri daha evvel icsellestirmis olmasi gerkirdi.. 3-kur´an,sunu diyor bunu derken lütfen kaynak gösterin onun üzerinden tartisalim yoksa tartisma o dedi bu dedi muhabbetinden öteye gitmez.. 4-kur´an ile ne kadar mesgulsünüz bilemiyorum ama kast ettiginiz cikarim genelde "ala turka" ateistlerin ortak düsüncesi.. evet ahlak,hayirda yaris vs. bunlarin hepsi vicdan sahiplerinin gerceklestirdikleri erdem yüklü pratiklerdir.. nitekim kur´an tabiriyle,yaratici "ruhumdan üfledim" ifadesini bize "vicdan verdi" olarak anlamamiz gerektigini düsünüyorum.. dolayisiyle vicdanli her insanin referansina bakilmadan farkinda dahi olmasa yaptigi tüm erdemli davranislar din´in(vicdan) kendisidir.. zira kur´an,vicdani cürümüs insanlari tarif ederken de onlar icin "belhum adal" tabirini kullanir.. din aslinda vicdandir.. slm. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 evet ahlak,hayirda yaris vs. bunlarin hepsi vicdan sahiplerinin gerceklestirdikleri erdem yüklü pratiklerdir.. nitekim kur´an tabiriyle,yaratici "ruhumdan üfledim" ifadesini bize "vicdan verdi" olarak anlamamiz gerektigini düsünüyorum.. dolayisiyle vicdanli her insanin referansina bakilmadan farkinda dahi olmasa yaptigi tüm erdemli davranislar din´in(vicdan) kendisidir.. zira kur´an,vicdani cürümüs insanlari tarif ederken de onlar icin "belhum adal" tabirini kullanir.. din aslinda vicdandir.. slm. Sayin gaffar, Gerçegi arzulamak ile inanç arzusunun arasinda bir fark vardir. Gerçekler objektifli aranir. Gerçek için önfikirlerinizi bir yana koyup, kendi inançlariniza karsi olsada olan neticeleri keşfetmektir. Inanca gelince, çaresizlikle kendi inancinizi geçerli kılmak için herhangi birşeyleri rastgele bulmaktir. Din aslinda vicdandir demekle, inancin insanlara ne kadar "temelsiz" olarak soylettigini goruyoruz. Tabii ki, kabul ediyorum bu soglediginiz din egitiminden gelmiştir ve Muslumanlar bunu duşunmeden kabul ederler. Kur'ani duşunmeden "şuphesiz" okudukleri gibi. Mamafih, eger kendimize duşunmeye izin verirsek neler goruruz ... Benim gordugum, bildigim, tanidigim, okudugum Muslumanlar genellikte "vicdanli" insanlardir, din meselesi "hariç". Muslumanlar sevgi, şevkatli, merhametli olabilirler ama onlarin vicdanlari "inanclarinin" üstesinden gelemez. Ornegin, bir kadin Islam Dunyasinda, "zina" ile suclanmis olsun ve Islam kanunlarina gore o kadin "taşlanarak" oldurulmesi gereksin. Muslumanlar genellikle kabahati o kadinda bulurlar, karanlik devrinden gelmis kanunlarda degil. Muslumanlar sessiz kalirlar, zavalli kadinin "taşlanarak" olmesini seyrederler. Bu insanlar iyi, sevgili ve şevkatli olabilir ama "din" meselesine gelince "vicdanlari" dini inanclari karşisinda yok olur. Islam dini boyledir. Sizin inandiginiz Allah, Kur'anda devamli insanlari kebap yapmasindan bahsediyor tekrar ve tekrar. Bundan o kadar hoşlaniyorki, Cehennem bile konuşmasini biliyor ve Allahiniz ile bir diyolog yapiyor. Allah soruyor Cehenneme, "doydunmu?" diyor. Cehennem "yok" diyor. Yani, masallah, iştahı cok iyimiş. Bunun arkasindan bir cok ayetlerde Allahiniz her zaman "cok merhametlidir" diye ogretir. Tabii ki boyle celişkili dolu dersleri kabul eden insanlar "vicdan"in dinden geldigini sanarlar. Ibrahim dinlerinde boyle. Hiristiyanlar misyoner olarak Dunyanin en fakir yerlerine giderler, gebeliği önleyici prezervatif kullanmanin "gunah" oldugunu ogretirler. Yaraticinin korkusunu onlara verirler. Dolayisiyle, bu din korkusu ile, milyonlarca fakirler gelismemis ulkelerde AIDS Virus ile yakalanip izdirap cekerek olurler. Hiristiyan Kutsal kitaplarinda koleleri al, sat, ticaret et der, onlar senin malindir der. Senin kolelerin sen oldukten sonra miras olarak cocuklarina kalir der. Kendi öz kizlarini bile "köle" olarak satabilirsin der. Din genellikle bu. Vicdanlari yok ediyor. Iste bu "vicdansiz" din yuzunden madimak otelinde olan olaylar ortaya cikar. Veya Malatya da ki olaylarda oldugu gibi 100 lerce insanlar ellerinde sopalarla sokaklara cikip, rastgeldikleri masum insanlara zorla onlarin "kelime-i-Sahadet" getirmesine israr ederler. Edemiyenleri doverler. Evet "Din" var ama "vicdan" yok. Yahutta batıda gordugumuz gibi Musluman babalar bazan kızlarını "çok batılasmış" olarak suçlayıp bogazlarını kesip "din"in ne oldugunu onlara ogretirler. Vicdanın ne oldugunu bilmezler. Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2011 Sayin gaffar, Gerçegi arzulamak ile inanç arzusunun arasinda bir fark vardir. Gerçekler objektifli aranir. Gerçek için önfikirlerinizi bir yana koyup, kendi inançlariniza karsi olsada olan neticeleri keşfetmektir. Inanca gelince, çaresizlikle kendi inancinizi geçerli kılmak için herhangi birşeyleri rastgele bulmaktir. Din aslinda vicdandir demekle, inancin insanlara ne kadar "temelsiz" olarak soylettigini goruyoruz. Tabii ki, kabul ediyorum bu soglediginiz din egitiminden gelmiştir ve Muslumanlar bunu duşunmeden kabul ederler. Kur'ani duşunmeden "şuphesiz" okudukleri gibi. Mamafih, eger kendimize duşunmeye izin verirsek neler goruruz ... Benim gordugum, bildigim, tanidigim, okudugum Muslumanlar genellikte "vicdanli" insanlardir, din meselesi "hariç". Muslumanlar sevgi, şevkatli, merhametli olabilirler ama onlarin vicdanlari "inanclarinin" üstesinden gelemez. Ornegin, bir kadin Islam Dunyasinda, "zina" ile suclanmis olsun ve Islam kanunlarina gore o kadin "taşlanarak" oldurulmesi gereksin. Muslumanlar genellikle kabahati o kadinda bulurlar, karanlik devrinden gelmis kanunlarda degil. Muslumanlar sessiz kalirlar, zavalli kadinin "taşlanarak" olmesini seyrederler. Bu insanlar iyi, sevgili ve şevkatli olabilir ama "din" meselesine gelince "vicdanlari" dini inanclari karşisinda yok olur. Islam dini boyledir. Sizin inandiginiz Allah, Kur'anda devamli insanlari kebap yapmasindan bahsediyor tekrar ve tekrar. Bundan o kadar hoşlaniyorki, Cehennem bile konuşmasini biliyor ve Allahiniz ile bir diyolog yapiyor. Allah soruyor Cehenneme, "doydunmu?" diyor. Cehennem "yok" diyor. Yani, masallah, iştahı cok iyimiş. Bunun arkasindan bir cok ayetlerde Allahiniz her zaman "cok merhametlidir" diye ogretir. Tabii ki boyle celişkili dolu dersleri kabul eden insanlar "vicdan"in dinden geldigini sanarlar. Ibrahim dinlerinde boyle. Hiristiyanlar misyoner olarak Dunyanin en fakir yerlerine giderler, gebeliği önleyici prezervatif kullanmanin "gunah" oldugunu ogretirler. Yaraticinin korkusunu onlara verirler. Dolayisiyle, bu din korkusu ile, milyonlarca fakirler gelismemis ulkelerde AIDS Virus ile yakalanip izdirap cekerek olurler. Hiristiyan Kutsal kitaplarinda koleleri al, sat, ticaret et der, onlar senin malindir der. Senin kolelerin sen oldukten sonra miras olarak cocuklarina kalir der. Kendi öz kizlarini bile "köle" olarak satabilirsin der. Din genellikle bu. Vicdanlari yok ediyor. Iste bu "vicdansiz" din yuzunden madimak otelinde olan olaylar ortaya cikar. Veya Malatya da ki olaylarda oldugu gibi 100 lerce insanlar ellerinde sopalarla sokaklara cikip, rastgeldikleri masum insanlara zorla onlarin "kelime-i-Sahadet" getirmesine israr ederler. Edemiyenleri doverler. Evet "Din" var ama "vicdan" yok. Yahutta batıda gordugumuz gibi Musluman babalar bazan kızlarını "çok batılasmış" olarak suçlayıp bogazlarını kesip "din"in ne oldugunu onlara ogretirler. Vicdanın ne oldugunu bilmezler. sayin Suheyla, ateist sitelere "TIK"layin benzeri "ideolojik terane"leri okuyabilirsiniz:) halbuki zaman degisti türkiye degisti insanlar degisti fakat cok bilmis birileri degismemekte israr ediyor.. "müzelik fikir"lerinde israr edenlerin bunu cagdaslik,ilericilik adina yapiyor olmalari ayrica düsündürücü.. arkadasim, müslüman (din(i)dar) insanlarin yanlislari kur´an´i baglamadigini yazmistim buna ragmen siz esasa(vahy) girmeden sadece "müslümanin yanlisi" üzerinden kur´an karsitliginizi devam ettirmektesiniz.. demek ki özelde islam genelde din karsitliginiz sadece din(i)darlarin yanlislari.. bu mu yani ? yaratan´i, insanlarin hayatindan kovup dünyada cennet vaad eden ideoloji/izm´lerin fasizan uygulamalarini ve vicdansizliklarini sorgulamanizi öneririm hem bu vesileyle dindar avcisi "IZM" müridanlarin (rejim bekcisi de diyebilirsiniz) karsi ciktigi "DOGMA" batakliginda nasil debelendiklerini görmeniz mümkün olur.. sorgulayin ki samimiyetinizden süphe duymayalim.. malum "tencere dibin kara"misalindeki duruma düsmek de var isin ucunda..) elbette tercih bir haktir.. tercihine saygi duyulsun isteyen önce baskalarinin tercihine saygida kusur etmemeli.. slm. Alıntı
Φ lc1d18 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2011 Evrimle birlikte ateizm pompalanmasa, bence şu anki müslümanların evrime bakış açısı değişecektir. Evrim...ya, biz, sınanıyor isek? Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2011 Evrimle birlikte ateizm pompalanmasa" peki o vakit ne anlatacak..) ** lc1d18 yazdi;"bence şu anki müslümanların evrime bakış açısı değişecektir" kisaca kuran icin evrim bi problem degil problem baskalarinin o yüzden bunca yaygara..) örnegin kuran hepinizi (canlilari) bir tek nefsten yarattim der sudan der sonra ayirdim der esinizi yarattim der üzun süre insan olarak anilmadiniz der vs.. buyrun; "..O ki, -sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı.." "..Ve -Allah -sizi bir bitki olarak yerden bitirdi.." "..Allah, -tüm canlıları sudan yarattı -Onlardan kimileri karnı üzerinde yürür -kimileri iki ayak üstünde yürür -kimileri de dört ayak üstünde.." "..Yemin olsun, -biz insanı -kuru çamurdan -değişken -cıvık bir balçıktan yarattık.." "..Cini/İblis'i de -daha önce -kavurucu ateşten yaratmıştık.." "..Hatırla -o zamanı ki -Rabbin meleklere -Ben -kupkuru bir çamurdan -değişken -cıvık balçıktan bir insan yaratacağım demişti. "..Doğrusu -biz insanı karışım olan bir spermden yarattık -Halden hale geçiririz onu -Sonunda onu -işitici -görücü yaptık.." "..Biz yarattık onları ve kuvvetli yaptık bağlarını/eklemlerini -Dilediğimizde benzerleri ile değiştiririz onları.." "..Yeryüzünde dolaşın da -yaratılışın nasıl başladığına bir bakın -İleride -Allah öteki oluşmaya da vücut verecektir.." slm. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2011 Açıklıkla belirteyim ki kimse burada müslümanlar üzerinden İslam dinine filan vurmuyor. Biz burada tamamen Kuran'da yer alan pasajlar üzerinden eleştiri yapıyoruz. İslam dünyasında görülen tüm insanlık dışı uygulamaların, hukuk dışı saçma hükümlerin, akıl dışı dogmaların bizzat kaynağı Kuran adı verilmiş kitaptır... Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2011 Açıklıkla belirteyim ki kimse burada müslümanlar üzerinden İslam dinine filan vurmuyor. Biz burada tamamen Kuran'da yer alan pasajlar üzerinden eleştiri yapıyoruz. İslam dünyasında görülen tüm insanlık dışı uygulamaların, hukuk dışı saçma hükümlerin, akıl dışı dogmaların bizzat kaynağı Kuran adı verilmiş kitaptır... sayin demirefe, müslümanlarin kur´an dan ONAY almayan uygulamalari olmasa siz neyi konusacaksiniz merak ettim..) slm. Alıntı
Misafir £vrensel Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2011 sayin demirefe, müslümanlarin kur´an dan ONAY almayan uygulamalari olmasa siz neyi konusacaksiniz merak ettim..) slm. Biz burada tamamen Kuran'da yer alan pasajlar üzerinden eleştiri yapıyoruz. İslam dünyasında görülen tüm insanlık dışı uygulamaların, hukuk dışı saçma hükümlerin, akıl dışı dogmaların bizzat kaynağı Kuran adı verilmiş kitaptır... Sn. Gaffar, Sn. Demirefe, sizin son iletinizden önce dediğiniz gibi Kurandan onay almayan uygulamaları değil, KAYNAK diyerek, tam da kurandan ONAY alan uygulamaların tartışıldığını belirtmiş. Keza diğer arkadaşlar da öyle.. O halde daha önceki belirtilenleri daha dikkatli okumanız, okuduysanız cevaplamanız gerekmezmi? Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2011 Sn. Gaffar, Sn. Demirefe,KAYNAK diyerek, tam da kurandan ONAY alan uygulamaların tartışıldığını belirtmiş..." sayin evrensel, anlasilan "ilmihal" bilgilerini "kur´an=seriat" kabul edip "kur´an dan onay" almis olarak degerlendiriyorsunuz!öyleyse eger yanlis cünkü "seriat/ictihad" uygulamalari tarihseldir ve sürekli degisen toplumsal taleplere cevap verebilmek icin kendini yenilemek(ictihad) mecburiyetindedir.. yani "onay alan uygulamalar" dedikleriniz kur´an dan degil ama "ilmihal"kitaplarindan onay alan ictihadi pratiklerdir o nedenle israrla ve üzerine basa basa tekrar ediyorum,müslümanlarin söylemleri/pratikleri kur´an dan onay almak mecburiyetindedir aksi inanis/davranis kur´an´i baglamaz.. dolayisiyla degismesi gerekeni degistir(E)meyen müslüman´in hatasini "kur´an = islam = muhammed" aleyhinde kullanmaya calismaniz bilimsel/evrensel norm ve standartlara uymamaktadir.. "..Bir Düşüncenin doğruluğu pratik doğrulamayla kanıtlanır..."(Bernardino Telesio) slm. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2011 Durum, burada dogmaları savunma refleksi ile iddia edildiğinin tam tersi: Müslümanların Kuran'dan onay almayan davranışları olması ne kelime, tam tersine Kuran'da onay verilmiş bir çok vahşeti müslümanlar modern dünyanın korkusundan yerine getiremiyorlar! Örneğin Maide 33 te el ve ayak çaprazlama kesme emri olduğunu bu işlerle ilgili herkes bilir. Dogma savunuculuğuna soyunanların da bilmediğini hiç sanmıyorum. Ama "milleti ne kadar kandırabilirsek o kadar kâr" mantığı ile hareket ederler. Dogmada mantık aranmaz. Bugün rahmet peygamberi, merhamet timsali diye ellerinden gelen kandırmacayı arkalarına koymayan dogmatikler, fırsatını bulsun, Kuran'da ayet var diyerek, bu vahşetleri yapmaktan hiç ama hiç çekinmezler. O yüzden baştan bilinçli olup kerizlenmeye gelmemekte fayda var... Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Örneğin Maide 33 te el ve ayak çaprazlama kesme emri olduğunu bu işlerle ilgili herkes bilir. sayin demirefe, keske "herkes bilir" kolayligina sarilacaginiza "dogru" olani ögrenmek icin bir kaygi ve gayret icinde olsaydiniz.. farkindaysaniz ayet Allah ve elcisi ile "SAVASAN" yeryüzünde "BOZGUNCULUK" yapmaya calisanlardan yani günümüzün moda deyisiyle "ÖRGÜT"lü "TERÖRIST"lerden bahsediyor.. kisaca, 1-söz konusu ayetteki "EYD" sözcügü "EL" degildir.. 2-kur´an´in öteki bir cok ayetinde "EYD" su anlamalara geliyor; -mal varligi -beden gücü -care üretme imkani.. öyleyse kesilip eksiltilmesi istenen sey "EL/AYAK" olmayip kisi/örgüt´e ait mal varligi üzerindeki tasarrufun eksitilmesi/kesilmesi,para akisinin engellenmesi,hesaplarin dondurulmasi,bozgunculara karsi uluslararasi isbirligi (CAPRAZlama engel) icinde olmaktir.. E dünyadaki uygulamalar da önerilenden pek farkli degil.. demem o ki, gelenegin günümüze kadar tasidigi,osmanlinin devam ettirdigi,mustafa kemalin "tabela degisikligi" haricinde virgülüne dokunmadan devam etmesini sagladigi (niye acep?) "seriat" sistemi kur´an ile celisirken uygar dünyanin uygulamakta oldugu hukuk sistemi(istisnalar kaideyi bozmaz) kur´an dan ONAY alabilmektedir.. slm. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 "dogru" olani ögrenmek icin Dogma savunuculuğu gayretinden bundan başka bir yanıt gelse şaşardım. Her dilde deyimler vardır. Türkçede de ele geçirmek, elde etmek, elden çıkarmak, eli uzun olmak, eli yetişmek, elini çekmek... sayısız deyim vardır. Maide 33 de ise böyle bir deyim meyim olmadığını aklı başında olan ve çarpıtma, gizleme, gözden kaçırma, saklama çabasında olmayan herkes açıkça bilir. Şöyle söyleyeyim: En azından beni kerizlemenizin hiç bir yolu yok! E hadi el olan "eydiyehum" kelimesini böyle çarpıttınız, "erculuhum" kelimesini, yani "ayaklarını" kesmeyi nasıl çarpıtacaksınız? Ha, tabii, bir daha o işlere gitmekten ayaklarını kesmek, bu da deyim öyle değil mi? Peki asmak niye deyim olmuyor? Habire deyimleri sıralayan allah burada birden diyeceğini direk söylemeye mi karar vermiş? Böyle çarpıtmayla, esnetmeyle, sündürmeyle kılıktan kılığa sokulmayacak hiç bir iki çift kelam yoktur. Bu mantıkla gidersek dünyada çarpıtılmamış hiç bir söz kalmaz. Lütfen anca keriz fenerine kerizlenenlere yutturun siz bu safsataları! Benim karnım safsataya tok! Çağdaş hukuk sisteminin ise şeriattan esinli olduğu tam anlamıyla bir safsatadır. Böyle bir şey yoktur. Şeriat tarihin çöplüğünü boylayalı çok olmuştur. Çağdaş hukuk boşama yetkisini erkeğe mi veriyor? Kıza az miras mı veriyor? Kadının şahitliğini eksik mi sayıyor? Hırsızın elini mi kesiyor? Zina edene sopa mı atıyor? Bu safsatalara inanacak tek aklı başında insan yoktur. İnanan insanların, ben iddia ediyorum, aklı başında değildir. Çünkü öyle apaçık gerçekler ki, görmemek için akıl körü olmak gerek... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Müslümanlar kendi ağızlarıyla kendi inandıkları tanrıyı kötülüyorlar. Tanrılarını bir şey anlatamaz, bir meramını ifade edemez, bir muradını aktaramaz aciz, söz söylemeyi bilmeyen, bildiğini anlatamayan, anlatsa da yanlış anlatan biri konumuna sokuyorlar. Baktığın zaman Kuranda masal ve hikayeler uzun uzun ayrıntılı anlatılıyor. Hiç öyle bir meramını ifade edememe sıkıntısı görülmüyor. Yok sığırı kesin demiş de, yok sığır nasıl olsunmuş, geri dönmüş gelmiş şöyle olsunmuş, yok peki burası nasıl olsunmuş, bir daha gitmiş, geri dönmüşmüş şöyle olacakmışmış... Yok şu işi niye şöyle yaptıydın demiş de bu işi niye böyle yaptın demiş de, o iş öyle, bu iş böyleymiş... Bir yığın asılsız astarsız, bir sonuca ulaşmaz, bir şey anlatmaz, bir faydası olmaz bir yığın hikaye... Masal anlatırken hiç anlatım sıkıntısı yok! Ama bazı hüküm koyma gibi çok ciddi ve su götürmez konulara gelindiğinde deyimlerle lafı evirip çeviriyor, anlatamıyor bir türlü ha? Bu kerizlemelere fırtınada denize düşsem, keriz fenerinden başka da fener olmasa yine gelmem! Ben aklımı peynir ekmekle yemedim! Alıntı
Misafir £vrensel Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 kur´an dan ONAY alabilmektedir.. slm. Sn. Gaffar, Şöyle bir adres var. -http://www.kuranmeali.com/arama.asp- Bu adresteki sağ üstteki "kelime ara" bölümüne girerek "çaprazlama" yazın ve çıkan hükümleri okuyun. Sonra da tekrar ana sayfadaki sağ alttaki "direk erişim" hüküm taramasından o hükmleri ismiyle taratın. Karşınıza 20 adet mealcinin aynı hükümler hakkında mealleri çıkacaktır. Bilgilenme adına okuyun ve bizi bilgilendirin. Bakalım onlar mı çarpıtmışlar siz mi? Ama bunu mutlaka yapın! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2011 Kuranı çarpıtmakla ünlü Muhammed Esed ve Yaşar Nuri bile bu ayeti çarpıtmaya bir yol bulamayıp ne dediğini aynen değilse bile geçiştirerek yazmak zorunda kalmışlardır. Buna benzer bir yüz kızartan, mealcileri sıkıntıdan sıkıntıya sokan ayet vardır: "Cariyelerinizi onlar istemezse fuhuşa zorlamayın." Bu ayeti tercüme ederken yüzü kızarmayan mealci yoktur. Demek kadınlar seks kölesi yapılabilir, bu Kuran şeriatına göre meşru, bir... İkincisi; isterlerse bu cariyelere fuhuş yaptırılabilir! Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 Dogma savunuculuğu gayretinden bundan başka bir yanıt gelse şaşardım. En azından beni kerizlemenizin hiç bir yolu yok!Benim karnım safsataya tok! sayin demirefe, elbette keriz degilsiniz..farkli düsündügüm icin de sizi muhatap alip yazisiyorum..farkli ve daha düzeyli bir tartisma yapabilecegimizi bekledim yanilmisim.. gösterdiginiz tepkinin benzeri,tipkisinin aynisi tüm "ALATURKA ATE"sitelerde batan geminin mallari benzeri orta mali.. ayrica birbirimizi ikna etmek icin degil sadece farkli pencerelerden baktigimiz bir olguyu aciklamaya calisabiliriz diye düsündüm.. fakat aciklamanizdan anlasildigi üzre siz konuyu farkli ACIdan degerlendirenlerin yazdiklarini "medeni"lere yakisir bicimde anlamaya calismaktansa "NAYIIR", "OLAMAAZ" pesin hükümüyle reddetmeyi yegliyorsunuz.. buna ragmen bi deneme daha yapmak da fayda vardir size olmasa bile forumdaslardan biri istifade edebilir.. "..Kâle (dedi-fravun) -âmentum lehu (ona inandınız) -kable en âzene lekum (izin vermemden önce) -inne hu le kebîru (muhakkak o sizin büyüğünüz) -kum elllezî alleme kum es sıhra (Ki o size öğretti sihir) -fe le sevfe ta’lemûne (yakında bileceksiniz) -le ukattıanne eydiye kum ve ercule kum (elbette güç ve özgürlüğünüzü keseceğim) -min hılâfin (hilafetten dolayı) -ve le usallibenne kum (ve elbette astıracağım sizi) ecmaîne (topluca)..."Şuara/49) ** "..İnnemâ (ancak) -cezâû (karşılığı) -ellezîne yuhâribûne allâhe ve resûle hu (Allah ve resulune(devlet/kamu) harb eden kimselerin) -ve yes’avne fi el ardı fesâden (ve yeryüzünde fesada çalışanların) -en yukattelû (katledilmeleri/idam) -ev yusallebû (asılmaları) -ev tukattaa eydî him ve erculu hum (güç ve özgürlüklerinin kesilmesi) -min hılâfin (asilikten dolayi) -ev yunfev min el ardı (veya sürülmeleri) -zâlike lehum hızyun fî ed dunyâ (bu onların dünyada rezilliği) -ve lehum fî el âhırati azâbun azîmun (ve onlar için ahirette var büyük azap).."(Maide/33) ayrica; "..Bir kötülüğün cezası ona benzeyen bir kötülüktür.."(Şûra/40) "..Ceza verecekseniz size yapılana benzer bir ceza verin.." (Nahl/126) not: mustafa kemal,gerceklestirdigi reformlara "geleneksel din" anlayisini da ilave etseydi bugün bu tip tartismalar yerine daha farkli konular konusuyor olacaktik.. gerci "laikci kemalist" icin müslümanin yobaz-i makbul yoksa ne konusacak elinden oyuncagi/malzemesi alininca?.. gören görür anlayan anlar düsünen düsünür akl edebilen akl eder.. ".....Önce sizi görmezden gelirler sonra size gülerler sonra sizinle mücadele ederler sonra siz kazanırsınız..”(Mahatma Gandi) slm. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 Sayın gaffar, hâla kendi inandığınız tanrınıza hakaret etmeye devam ediyorsunuz. İnancınıza göre derhal tevbe etmezseniz ateşi boylayacaksınız, haberiniz olsun! Tanrınızı bir meramını ifade edemez, iki kelamı bir araya getirip bir düzgün laf edemez, meramını ne anlama geldiği tartışmalı deyimlerle ifade etmeye çalışıp onu da yüzüne gözüne bulaştıran söz anlatmaktan aciz bir konuma düşürüyorsunuz. Madem meramı bu işlere bir daha ellerini ayaklarını sokmalarını men etmek idi, açıkça böyle söyleyemez miydi be yahu? Bu kadar mı söz söylemekten aciz bu sizin tanrınız? "Min hilaf" sözünü de maşallah bir uluslararası çapraz ilişkiler! yaptınız, bir asilik yaptınız, bu ne yoğurdun bolluğu böyle, lastikten beter ettiniz allahınızın kelamını, çekiştirmedik yer bırakmadınız! İş tehlikeli bak söyleyeyim! Böyle de madara edilmez ki allahın kelamı? Ben söyleyeyim, sağ eli kesilince ayağı da soldan kesilir, sağ el ve sağ ayak kesilmez, bunu söylüyor. Hiç boşa bocalamayın! Bu da nasıl bir çağdışı ve insanlık dışı vahşeti savunduğunuza işarettir! Ayrıca habire deyimler sıralayan allahın niye iş asmaya gelince deyim kullanmaktan vazgeçip direk söylediğini de açıklamadınız. Niye buna da "sallandırılmaktır" filan gibi bir deyim kullanmamış acaba? Öyle ya, deyimleri sırala sırala, sonra asmaya gelince birden aslan kesil, lafı direk söyle! Yoksa bu, tamamen sizin ayetleri nasıl çekiştire çekiştire lastikten beter ettiğinizin açık kanıtı mı? Alıntı
Φ gaffar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 demirefe yazdi;"..Sayın gaffar,İnancınıza göre derhal tevbe etmezseniz ateşi boylayacaksınız, haberiniz olsun!..bir asilik yaptınız,İş tehlikeli bak söyleyeyim!..." beni düsündügünüz icin tesekkür ederim..)) *** demirefe yazdi;"..Ben söyleyeyim, sağ eli kesilince ayağı da soldan kesilir, sağ el ve sağ ayak kesilmez, bunu söylüyor..." !? bakiyorum da hakli cikmak icin "geleneksel carpitmalari" savunur hale geldiniz:) ne is ? *** bence siz arap tanrisi muhabbeti yerine,cevap vermekten kactiginiz "ulu önder" mustafa kemal´in,"..gerceklestirdigi reformlara "geleneksel din" anlayisini da ilave etseydi bugün bu tip tartismalar yerine daha farkli konular konusuyor olacaktik.." soruma cevap bulun.. yoksa beyan ettigim gibi,"..gerci"laikci kemalist" icin müslümanin yobaz-i makbul yoksa ne konusacak elinden oyuncagi/malzemesi alininca?.." cekinceniz bu mu ? slm. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 reformlara "geleneksel din" anlayisini da ilave etseydi bugün bu tip tartismalar yerine daha farkli konular konusuyor olacaktik.." soruma cevap bulun.. Ben ebemin sakalı olsa dedem olur muydu şeklinde sorulara cevap aramam. Benim kişiler üzerinden hiç bir varsayıma gitmediğimi de söyledim. Kişilerin sözleri ve yaptıkları beni de kimseyi de değil, kendilerini bağlar. Ben dikkat ederseniz daima eleştirilerimi Kuran pasajlarına dayandırıyorum. Hadisi bile eleştiri argümanı yapmıyorum, çünkü hadisler tüm müslümanlar tarafından muteber kabul edilmiyor. O yüzden benim için müslümanın makbulü makbul olmayanı filan yok. Farketmiyor... Yalnız şöyle farkeder: "Dogma ise dogma, benim inancım böyle, sen başka türlü inanabilirsin" diyen müslümana lafım yok. Hele din istismarına karşı çıkan, inancını siyasete, çıkara alet ettirmeyen müslümanı öper başıma koyarım... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2011 "Cariyelerinizi onlar istemezse fuhuşa zorlamayın." Bu ayeti tercüme ederken yüzü kızarmayan mealci yoktur. Bu kadarla kalsa iyi! Ayetin devamında istemedikleri halde fuhuşa zorlanan cariyeleri allahın affedeceği söyleniyor! Rezaletin daniskası! "Kim onları fuhuşa zorlarsa" deyince insan sanıyor ki hah, şimdi o zorbalara gününü gösterecek, iyi bir ceza verecek! Ne gezer? Cariyeleri affedermiş, gafurmuş, rahimmiş! Böyle rezalet olamaz! Allahın kitabı olduğu iddia edilen bir kitapta! Yani ey cariyeler, efendiniz sizi zorluyor, sizin günahınız yok, içiniz rahat olsun, zorla morla ama devam edin! Affedildiniz. Zorlayan efendi? Onu ise azarlamıyor bile! Yahu suçlu cariye mi de affediyorsun demezler mi? Olamaz, belki devamında en azından bir "bakın fena yaparım" filan der diye umuyorsun, ne gezer? Devamında yok ayet indirdik, yok misal getirdik gibi boş sözlerden başka bir şey yok... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.