Halk TV’nin Odatv’ye satılması işlemi bir gazetecilik eylemi değildir, ticari bir faaliyettir.

 

İşadamlığıyla gazeteciliği karıştırmamak gerekir.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizzat devreye girdiği satış süreci Deniz Baykal’ın karşı çıkması sonucu gerçekleşmedi.

 

Oysa program yapacaklar bile hazırdı.

 

Bir işadamının CHP’yi desteklemek amacıyla kanal kurması en temel girişim hakkıdır ama işe başka unsurların katılması yanlıştır.

 

Baykal’a bu nedenle Varan-2 cezası kesilme girişimi böyle bir durumu gösteriyor.

 

Şimdi, bu satışın doğrudan tarafı olan kurumun bir çalışanı, satışa karşı çıkan Deniz Baykal hakkında ağır ithamlarda bulunuyor.

 

Bununla kalmıyor, gidip CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na anlatıyor ve tacizi belgelemek için teknik destek istiyor.

 

Bir kaset komplosu sonucu CHP Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu, bu talebe tepki vermiyor, ‘Sen kendi imkanlarınla kaydet’ demekle yetiniyor.

 

Deniz Baykal’ı arayıp ‘Size yönelik yeni bir kayıt gerçekleşebilir’ uyarısı yapıyor mu bilmiyorum.

 

Ama Baykal’ı cezalandırma teşebbüsüne karşı bir tavır almıyor.

 

Sayın Kılıçdaroğlu, Odatv muhabiri Bayraktar’ın bu iddialarını tekzip etmedi.

 

O nedenle, açıklamaları doğru kabul etmek durumundayız.

 

Bu vahim bir tablo.

 

Çünkü Baykal’ı bir kaset koltuğundan etmedi.

 

Kısa bir süre bir internet sitesine düşen haberin Doğan medyası tarafından manşetlere taşınması etti.

 

Doğan medyası manşetleri, istifa çağrılarıyla Baykal’ı koltuğundan etti.

 

Aynı Doğan medyası, rahmetli Bülent Ecevit’i Başbakanlık koltuğundan etmek için, o zaman doğrudan denetimlerinde olan Sabah Gazetesi ile birlikte kampanya başlatmıştı.

 

Hatırlayın, Ecevit’in ne pisliği, ne kötü beslenmesi ne de tırnaklarının uzunluğu kalmıştı.

 

O haberlerin kaynağı hastanenin sahibi şimdi Ergenekon davasının kilit zanlılarından biri.

 

Önce generaller Bülent Ecevit’in emekli olmasını istemiş, bu talep kabul görmeyince hastane komplosu devreye girmişti.

 

Medya destekli bir emeklilik süreci başlatılmıştı.

 

Bunlar hep tesadüf mü!

 

Kanal alışverişleri, beğenmediği siyasi lideri, başbakanı devirmek için her türlü eylemin içinde olma.

 

Sonra da kalkıp basın özgürlüğünden söz edip kıyamet koparmak.

 

Gazetecilikle siyaseti kendi arzularına göre dizayn etmek istemek, bu uğurda faaliyet göstermek arasında büyük fark var.

 

Bu gerçeği görmek lazım.

 

Kemal Bey’in de bu skandalda nerede duruyor, net bir şekilde göstermesi lazım.

 

Yoksa şimdilik medya plazalarının uzantısı gibi duruyor.

 

Ergun Babahan-Star

Malesef siyaseti dizayn etmek isteyen bu yasadışı güç her kesime düşman, sağ sol farketmez.

Malesef siyaseti dizayn etmek isteyen bu yasadışı güç her kesime düşman, sağ sol farketmez.

 

Bu güç dışarıdan olunca meşru mu oluyor?

Acaba Star Gazetesi el değiştirdikten sonra ne yaptı, devlet bankalarından kredilerle kurulan medya organları ne görevi üstlendi? Tabi bu medya şirketlerinin batırılması için canla, başla çalışan Doğan Medya nın şimdi feryat etmesi de ayrı konu ama artık çok geç.

Bakın şu an Nazlı ılcak konuşuyor. Savcı Öz'e ifade verdi. Soner yalçın'ın karanlık odsasından çıkan notta: ILıcak ve Güneri Civaoğlu'nun gayrimeşru ilişkisi var diye fişlenmiş.

İnsanların namusuna iftira atılıyor. Aynısnı Baykal'a da yaptılar.

 

Nazlı ılıcak Şikayetçi olacakmış Yalçın Hakkında. Hadi bakalım şimdi diğerleride açacak davayı. Nasıl kurtulacak şimdi?

 

Gazetecilik ve yazılan kiatpmıymış tutuklanma gerekçesi?

Nazli Ilicak dünkü türban karsiti bugünkü türbanci,dünkü Erbakanci bugünkü Tayyibci, kime hizmet ettigini bilen yok.Tam bir provakatör.

 

Yandas medyadan ayri düsmemek icin yapmadigi iftira,kabullennmedigi yalan kalmadi.

 

Tutuklanan gazetecilerin hepside AKP'ye yani Erdogan'a ve yobazliga muhalif olan gazetecilerdir.Onlarin kurtulup kurtulmamasi onlarin onurlarindan hicbirsey eksiltmez,onlari tutuklayan onursuzlarin onurlu olabilme imkanlari artik hic kalmadi.

 

saygilarla

Bakın şu an Nazlı ılcak konuşuyor. Savcı Öz'e ifade verdi. Soner yalçın'ın karanlık odsasından çıkan notta: ILıcak ve Güneri Civaoğlu'nun gayrimeşru ilişkisi var diye fişlenmiş.

İnsanların namusuna iftira atılıyor. Aynısnı Baykal'a da yaptılar.

 

Nazlı ılıcak Şikayetçi olacakmış Yalçın Hakkında. Hadi bakalım şimdi diğerleride açacak davayı. Nasıl kurtulacak şimdi?

 

Gazetecilik ve yazılan kiatpmıymış tutuklanma gerekçesi?

 

Yazıyorsunuz ama yazdıklarını biraz düşünün ve ona göre yazın. Bunlar neyle suçlandı, iftira atmakla mı, peki bunun Herkesekon la ne bağlantısı var, o zaman bu kişisel bir suç olmaz mı? İklim Bayraktar da Baykal için aynı iddiada bulundu, buna ne diyeceksiniz? Baykal a yapılanın iftira olduğunu kabul ediyorsunuz yani, iyi ya oldu olacak AKP den aday gösterilmesini de önerin bari.

Hem adam notları arasına yazmış, ilişki var diye, yayınlamamış, ifşa etmemiş. Siz bunu ifşa edenleri suçlamanız gereken yerde telefonları dinlenen mağdur insanları suçluyorsunuz. Bir çok belge ve telefon kayıtları varmış, gizli olmasına rağmen yarın taraftar medya da çarşaf çarşaf çıkar.

Nazli Ilicak dünkü türban karsiti bugünkü türbanci,dünkü Erbakanci bugünkü Tayyibci, kime hizmet ettigini bilen yok.Tam bir provakatör.

 

Yandas medyadan ayri düsmemek icin yapmadigi iftira,kabullennmedigi yalan kalmadi.

 

Tutuklanan gazetecilerin hepside AKP'ye yani Erdogan'a ve yobazliga muhalif olan gazetecilerdir.Onlarin kurtulup kurtulmamasi onlarin onurlarindan hicbirsey eksiltmez,onlari tutuklayan onursuzlarin onurlu olabilme imkanlari artik hic kalmadi.

 

saygilarla

 

Başbakan tutuklnana 27 gazeteciden hiç birnin Ak Partye hakaret ve iftiradan tutuklanmadığını, yasa dışı işleri ısbatlanan çetecilikten ve istismardan tutuklandığını bildirdi.

 

Şu an başbakana köşelerinden akşama kadar hakaret ve iftira atanlar hala görevlerine devam etmektedir. En büyük ısbatı o kişilerdir.

Yazıyorsunuz ama yazdıklarını biraz düşünün ve ona göre yazın. Bunlar neyle suçlandı, iftira atmakla mı, peki bunun Herkesekon la ne bağlantısı var, o zaman bu kişisel bir suç olmaz mı? İklim Bayraktar da Baykal için aynı iddiada bulundu, buna ne diyeceksiniz? Baykal a yapılanın iftira olduğunu kabul ediyorsunuz yani, iyi ya oldu olacak AKP den aday gösterilmesini de önerin bari.

Hem adam notları arasına yazmış, ilişki var diye, yayınlamamış, ifşa etmemiş. Siz bunu ifşa edenleri suçlamanız gereken yerde telefonları dinlenen mağdur insanları suçluyorsunuz. Bir çok belge ve telefon kayıtları varmış, gizli olmasına rağmen yarın taraftar medya da çarşaf çarşaf çıkar.

 

Baykal eşine" BU KADINI ÜZERİMİZE SALDILAR, YENİ BİR İFTRA BAŞLAYACAK, DİKKATLİ OLALAIM" diyor.

 

Kadın her gün evine çağırdığı baykal için beni taciz etti diyor.

 

Kılıçdaroğlu" İklim bayraktar Ak Partili birnin ilişkisi için blegeler getirdi"diyor.

 

Kadın " Kılıçdaroğlu yalan söylüyor, beni Ak Parti ile karşı karşıya getirmek istiyor" diyor.

 

Baykal" Hedef kılıçdaroğlu, onu koltuğundan etmek isyeneler var, Soner'i kim görevlendirdi?" diyor.

 

Küçükgiller ve Perinçekgiller'in sözcüsü Oda tv hala sus pus.

 

Gizli gerçeklerin sadece kendisinin bildiğini iddia edev karanlık oda, bu gerçekler karşısında neden susuyor? Hani onlar her şeyi bilirdi?

 

Savcı onların dilini çözmesini bilir.

Bayraktar ile ilgili bir not: Kendi ifadesiyle 19 yaşında gazeteciliğe başlayan 1973 doğumlu olduğu bildirilen Bayraktar, “İlk manşet haberinin, Cemil Çiçek’in ‘Flört fahişeliktir’ haberi olduğunu öne sürmüş.

 

Arşivlere göre, o haber 1990 yılında, yani (o bilgi doğruysa) Bayraktar 17 yaşındayken, Cumhuriyet’te Hakan Aygün tarafından yapıldı ve Aygün 2002 yılında Çiçek’in ağzından aslında o cümlenin çıkmamış olduğunu, bir özeleştiri yaparak söyledi.

 

Karşımızda “Bayraktar aslında kim ve ne iş yapıyor?” sorusunu sordurtan karmaşık bir tablo bulunuyor.

 

MURAT YETKİN

 

Kılıçdaroğlu: Şantaj yapılmak istenen Baykal değil

BAŞLIKLI RADİKAL'DE Kİ YAZISINDAN ALINTI