Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

 

PKK ya karşı gayri nizami harp yürüten, örneğin Hizbullah olabilir. Bu da gösteriyor ki teknik terminolojide belli bir anlam yüklenmiş, kapsamı tanımlanmış, belirlenmiş kavramları kendi anladığım veya sözlük anlamı ile anlamlandırmak yanlış sonuçlara götürüyor.

 

Hizbullah bir dönem kullanılmış bir örgüttür. Ondan ziyade doğuda gayri nizami harp usulleriyle PKK'ya karşı faaliyet göstermesi amacıyla devlet içinde kurulan organizasyon JİTEM adıyla anılan yapıdır. Emekli askerler, PKK itirafçıları, eski tetikçiler gibi mensupları olan ve faaliyetleri tam olarak gayri nizami harp usullerinden oluşan yapı. 90'lı yılların başında bu yapının faaliyetlerine başlamasıyla terörün yükselişi de eş zamanlı olmuştur. Zira bu yapının faaliyetleri terörün taraftar kazanmak için uygun propaganda zemininin oluşmasına yardım olmuştur. Kime bağlı, hangi hiyerarşi içerisinde, hangi emir komuta zincirine dahil olduğu belli olmayan bu yapı bir süre sonra uyuşturucu, silah kaçakçılığı vb faaliyetlerde bulunan ve hatta kimi terör örgütüne çalışan mafya mensuplarıyla ilişki kurmuş, yasadışı yollardan para kazanır hale gelmiştir. Ondan sonra aralarında muhtemelen gelirin bölüşümü ya da eski askerlerden oluşan mensupların rahatsızlığı sebepli iç çatışma başlamış, Cem Erseverin infazından sonra Türkiye, "doğuda görev yapmış eski devlet görevlileri"nin, ölü bulunması, araçlarının taranması, işyerlerinin basılması vs gibi haberler izler olmuştur. Kutlu Savaş'ın hazırladığı rapordan sonra devlet içinde bu yapıya yönelik tasfiye süreci başlamış ve 1999'a gelindiğinde büyük oranda tasfiye edildikten sonra bu yapı, terör örgütüne karşı liderini yakalayacak, Kuzey Irak'taki kamplarını ele geçirecek, Irak Savaşı başlayana kadar örgütü eylem dahi yapamaz hala getirecek başarılar kazanılmıştır.

 

Ve unutmayalım bu yapı faaliyete başladıktan bir süre sonra, altı muvazzaf ve emekli general suikast sonucu öldürüldü. Dünyada düşme sebebi "anlaşılamayan" bir kaç uçak kazasından birinde can veren, daha henüz Türkiye'nin doğuda bu yapının varlığının bile farkında olmadığı dönemde, basına bu yapının zararlı olduğuna ilişkin beyanlar veren Eşref Bitlis de var.

 

Gayri nizami harp tekniklerini anlatan temel kitaplar Osman Pamukoğlu'na göre:

1- Halk Savaşının Temel Taktikleri yazar: Mao Zedung.

2. Gerilla Nedir? yazar: Alberto Bayo.

3. Şehir Gerillası El Kitabı yazar: Carlos Marighella.

4. 365. Gün yazar: Adını vermediği bir Amerikalı doktorun Vietnam anıları.

 

Bunlar Osman Pamukoğlu'nun görev alanına giren konuya ilişkin kaynaklardan örnekler . Tabi bir de, CIA'in, Mossad'ın, Gladio'nun, Ölüm Mangaları'nın, Teşkilat-ı Mahsusa'nın, KGB'nin, Gestapo'nun, El Muhaberat'ın vs gayri nizami harp usulleriyle faaliyet gösteren birimleri için hazırladıkları çalışmalar, teknikler, rehberler var.

 

 

Bence Osman Pamukoğlu'nun mevcut bir partiye girmesi bekleniyordu, o zamana kadar el üstünde tutuluyordu, kendisi parti kurunca bu aleyhtarlıklar ortaya çıktı.

 

Ben Osman Pamukoğlu'nun siyasette başarılı olacağını düşünmüyorum. Siyasetçinin her konuda söyleyecek sözü olmalı. Her konuda ne düşünüyorsa ifade edebilmeli. Çünkü, bir siyasi liderin hitap ettiği insanlar onun her konuda ne düşündüğünü ve nasıl yaklaştığını bilmek isterler. Ancak Pamukoğlu bugüne kadar Türkiye'nin bir dönemine ilişkin soruları hep yanıtsız bıraktı. Mesela, Türkiye'deki parti liderleri arasında belki de en fazla bilgi sahibi olan kişi olmasına rağmen ben Osman Pamukoğlu'nun Susurluk, Derin Devlet, JİTEM vs hakkında ne düşünüyor bilmiyorum. Okuduğum ya da izlediğim röportajlarında bu yönde bir soru gelince geçiştiriyor. Tabi o dönemde o bölgedeki görev yapan bir paşa olarak yorum yapması zor. Devlet sırlarını ifşa ediyor intibası uyandırmaktan çekiniyor olabilir. Ancak, Türkiye'nin üç yıldır en yakıcı gündemini oluşturan bu konular hakkında fikir beyan etmeden siyaset yapmak bana pek mümkün görünmüyor.

  • Cevaplar 128
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

bu konular hakkında fikir beyan etmeden siyaset yapmak bana pek mümkün görünmüyor.

Etmez olur mu, duymamışsın...

 

Osman Pamukoğlu'nun bu konudaki beyanı şudur: Sap ile samanın birbirine karıştırıldığını söyler. Yani gerçek suçluların yerine alakasız kişilerin içerde tutulduğunu ifade eder. Bu durumun gerçek tablonun ortaya çıkmasını engellediğini ve orduyu yıpratmak için bu Susurluk artıklarının bahane edildiğini söyler.

 

Ayrıca ifade ettiğin gibi bu yasa dışı yapı tasfiyeye uğramıştır zaten. Özel harekatların terörle mücadeleden çekilmelerinin de yasa dışı faaliyetlerle elbette ilgisi var. Sonuç olarak bu yasa dışı yapı tasfiyeye uğradı, şu anki sorun, bu bahane edilerek orduyu yıpratmak amacıyla asimetrik bir taktik yürütülmesi. Hukukun sırtına böyle bir kambur yüklenmeye, hukukun siyasallaştırmaya, egemen dayatmacı güçlerin güdümüne girmesinin sağlanmaya çalışılması, bir ölçüde başarılmış olması, daha ileri düzeyde ele geçirme operasyonlarına hazırlanılması... Sorun bu. Şu an gündemin en önemli konusu budur. Jitem filan zaten tasfiyeye uğramış, kılıç çeken kılıçla ölür diye bir laf vardır, durum o şekilde... Yani yasa dışı şekilde yapılanmış bir çıkar ve suç örgütü, yine yasa dışı şekillerde iç infazlar filan yoluyla tasfiye olmuştur.

 

Ha, tabii ki madem işi bitti, üstü örtülsün gitsin demiyorum. Bunlar hukukun işleridir. Hukuk vesayetten kurtulur, bağımsız şekilde işlerse, öyle adalet bakanına filan bağlı olmaz, talimatla iş görmezse bu işleri zaten çözer. İktidarın veya talip olan kişinin işi iddianame hazırlamak değil, bu konuda hukuku bağımsız kılmaktır. O zaman hukuk zaten çalışacaktır.

 

Osman Pamukoğlu yasama yürütme ve yargı ayrılığını, yargı bağımsızlığını her zaman savunur. Bu açıdan bir sorun görmüyorum söyleminde...

Gönderi tarihi:

Etmez olur mu, duymamışsın...

 

Osman Pamukoğlu'nun bu konudaki beyanı şudur: Sap ile samanın birbirine karıştırıldığını söyler. Yani gerçek suçluların yerine alakasız kişilerin içerde tutulduğunu ifade eder. Bu durumun gerçek tablonun ortaya çıkmasını engellediğini ve orduyu yıpratmak için bu Susurluk artıklarının bahane edildiğini söyler.

 

Bu süreçle ve yapıyla ilgili bir değerlendirme değil. "Gerçek suçlular" dediği kimselerle ilgili değerlendirmeleridir bir siyasetçi olarak yapmak zorunda olduğu.

 

Ayrıca ifade ettiğin gibi bu yasa dışı yapı tasfiyeye uğramıştır zaten. Özel harekatların terörle mücadeleden çekilmelerinin de yasa dışı faaliyetlerle elbette ilgisi var. Sonuç olarak bu yasa dışı yapı tasfiyeye uğradı,

 

Bu yapı tasfiyeye uğramamıştır. Bu yapının doğuda faaliyet gösteren ve asıl adını bilmediğimiz fakat kamuoyunda JİTEM diye geçen kısmı tasfiye edilmiştir. Tetikçilerin kimlikleri deşifre edilmiş, yakalanmış, kaçmış vs... Ama emirleri veren kadro meçhul kalmıştır. 12 Eylül'de de "artık ihtiyaç kalmadı" diye bir kısmı tasfiye edilmişti. Geçmiş hizmetlerinin karşılığı olarak, mafyacılık, silah, uyuşturucu kaçakçılığı gibi işlerle uğraşmalarına göz yumulmuştu. Kırmızı pasaportlar verilmişti. Sonra doğuda çıktılar ortaya.

 

Sonra, bu yapı tasfiye edildi de, herkesi kim dinliyor ? Her kurumdan istendiği an dışarı gizli belgeler nasıl sızıyor ? Bu verilerle nasıl dezenformasyon projeleri hazırlanıyor? Bu gayri nizami harp taktiği değil mi ? Kim yapıyor bunu ?

 

Dinciler! Böyle bir yaklaşım vardır ve sadece işin kolayına kaçmaktır. Gerek teknik olarak, gerek stratejik olarak, bu iş dincilerin boyunu kat kat aşacak bir projedir. Örnek vermek gerekirse, bu ülkede Genelkurmay Başkanı'nı kelimenin tam anlamıyla susturacak kadar usta bir proje dincilerin kapasitesi değildir. Ancak bu projeleri gerçekleştiren yapının şu anki müttefiki dincilerdir.

 

şu anki sorun, bu bahane edilerek orduyu yıpratmak amacıyla asimetrik bir taktik yürütülmesi. Hukukun sırtına böyle bir kambur yüklenmeye, hukukun siyasallaştırmaya, egemen dayatmacı güçlerin güdümüne girmesinin sağlanmaya çalışılması, bir ölçüde başarılmış olması, daha ileri düzeyde ele geçirme operasyonlarına hazırlanılması... Sorun bu. Şu an gündemin en önemli konusu budur. Jitem filan zaten tasfiyeye uğramış, kılıç çeken kılıçla ölür diye bir laf vardır, durum o şekilde... Yani yasa dışı şekilde yapılanmış bir çıkar ve suç örgütü, yine yasa dışı şekillerde iç infazlar filan yoluyla tasfiye olmuştur.

 

Jitem tasfiyeye uğrar, Bitem çıkar ortaya. O tasfiye edilir Mütem olur ... Kendin yazıyorsun asimetrik bir taktik yürütülmesi. Asimetrik savaş, gayri nizami harbin günümüz türkçesindeki karşılığıdır. Diğer bir deyişle bu kavramın modern halidir. Daha önce de yazmıştım, yeri gelir mufalefete karşı, yeri gelir iktidara karşı bu yöntemlerle faaliyet gösteren yapı diye. Yeri gelir kurumlara karşı da aynı yöntemlerle faaliyet gösterir. Jitem tasfiye oldu, başka yapılar tasfiye oldu. Gayri nizami harp, ya da asimetrik savaş bitti mi ?

 

Hala sorun ve sorunun merkezinde duran yapı aynı. Yapının hizmet ettiği emperyalist örgütün çıkarları durağan olmadığı için, dostları düşmanları durağan olmadığı için, dengeler durağan olmadığı için yapının kime karşı faaliyet göstereceği de sabit değildir. Ama sabit olan, ne şekilde faaliyet gösterirse göstersin, kime karşı faaliyet gösterirse göstersin, sonunda ülkeye zararı olacağıdır.

 

Türkiye'nin askeri rejimle yönetilmesi bölgesel çıkarları için daha hayırlı ise, Türkiye bu yapının başlattığı bir operasyon sonucunda askeri rejime geçebilmektedir. Türkiye'nin ılımlı islam ile yönetilmesi emperyalist çekirdeğin bölgesel çıkarları için daha hayırlı ise, bu yapının başlattığı bir operasyonun sonucunda Türkiye ılımlı islamla yönetilen bir ülke haline gelebilir. İşte görüyoruz kimsenin gücü yetmiyor adamlara var mı ötesi ? Koskoca Genelkurmay Başkanı'nın ben en son ne zaman televizyonlara ya da gazetelere demeç verdiğini unuttum. Bir kaç çeteci, mafya bozuntusu , çapulcunun yanında, Türkiye'nin değerli aydınları cezaevinde, kalanların çoğu "ergenekoncu" yaftası yememek için ağzını açamaz hale geldi. Basın ? Dincilerin elinde olmayan gazete ve televizyonları parmakla sayıyoruz.

 

Sebep ? Bu yapının Türkiye'de bu kadar güçlü olabilmesi. Avrupa ülkelerinde kaynağından kurutulduğu halde, Türkiye'de hala ali kıran baş kesen gibi faaliyet gösterebilmesi. Ve elbette dün bu yapının varlığına sesini çıkarmayanlar, karşı çıkmayanlar, engellemeyenlerin vebali. Ki aralarından bazıları şu an cezaevinde, ya da dediğim gibi basına demeç bile veremez hale geldiler.

 

İsmet Paşa "ayıyla yatağa girmek" diye tarif etmişti... E ayıyla yatağa girersen sonu bu işte. Gece kucaklar, sabah pençeler...

Gönderi tarihi:

İyi de, bu yapılan işler hep iktidarların koruması, kollaması, yargıya baskı yapması ile oluyor işte... Yargı bağımsızlığını tam sağlayan bir iktidarda bu işler çözülür.

 

Osman Pamukoğlu çok kere izlediğim konuşmalarında yasama yürütme yargı bağımsızlığını hatta üç parmağını masaya dayayarak, böylece bir sacayak vurgusunu pekiştirerek önemle belirtiyor.

 

Benim onu dinlemeden önceki düşüncem de demokrasinin bu olduğu şeklindeydi, o yüzden bu söylemini hemen benimsedim. Hatta bu iktidar yandaşları yavaş yavaş "bu kuvvetler ayrılığı ilkesi artık modern demokrasilerde terkedilmeye başlandı" filan diye çarpıtmalara başladılar. Çünkü amaçları yargıyı iktidarın emrine sokmak. Meclis zaten elini kaldır deyince kaldıran, indir deyince indirenlerin güruhu, buyur sana sivil dikta! Amaçları bu elbette.

 

Tabii ki öyle bir şey yok. Kuvvetler ayrılığı demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hatta demokrasilerde dördüncü güç olarak eşit düzeyde değil tabii ama, bağımsız medyanın varlığı, sansürsüz çalışabilmesi de demokrasinin şartı kabul edilmektedir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.