Φ MonDieu Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Turk toplumu olarak neden siddeti ve kufur etmesini bukadar cok seviyoruz ?..Bugun ulkenin hangi sehrine gidersek gidelim mutlaka siddet ve kufurler karsilasmak mumkundur. Egitim seviyesi ne olursa olsun ilk okul mezunundan tutunda yuksek makam sahibine kadar kufur etmek icimize islemis.. Bugun Meclise bagtigimizda halka ornek olacak sahislar tartisliklarinda kendilerini ifade edemeyince ilk basvurduklari ya siddet yada kufurdur.. Bir kac ornek verecek olursak Osman Baydemir, Recep Tayyip Erdogan, Devlet Bahceli, Deniz Baykal, Oktay Vural.. Peki bunlar kendilerini ifade veya sinirlerini ifade etmek icin cozum olarak ya siddet yada kufure basvuranlardir.. Peki Bu topluma nasil yansiyor.. Bazen oyle insanlar varki sirf egolarini tatmin etmek icin kufur ederler yani kufur etmekten zevk alirlar.. Peki Toplum olarak bukadar kendimizi ifade edememekten bukadar acizmiyiz ?? Alıntı
Misafir Evvelsiz Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Evet haklısınız belkide bu sayın politikacılarımızdan kaynaklanıyor..Yok yani onları örnek alıyoruz diye söylemiyorum onlar ülke yönetmekten bihaber olunca bizlerde haketmediğimiz bir yönetimle karşı karşıya kalınca bizlerde her konuda bu yapmamamız gereken şeyleri yapıyoruz.. Birde sanırım kültürler arası tarz durumu var..Mesela Amerikalılar birilerinin yanlarından gitmek istemelerini "sanırım artık gitseniz iyi olacak" diye ifade ediyorlar..Mesela bizlerde aynı şeyi "defol git başımdan" diye ifade ediyoruz..Aynı hesaba geliyor.. Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Turk toplumu olarak neden siddeti ve kufur etmesini bukadar cok seviyoruz ?..Bugun ulkenin hangi sehrine gidersek gidelim mutlaka siddet ve kufurler karsilasmak mumkundur. Egitim seviyesi ne olursa olsun ilk okul mezunundan tutunda yuksek makam sahibine kadar kufur etmek icimize islemis.. Bugun Meclise bagtigimizda halka ornek olacak sahislar tartisliklarinda kendilerini ifade edemeyince ilk basvurduklari ya siddet yada kufurdur.. Bir kac ornek verecek olursak Osman Baydemir, Recep Tayyip Erdogan, Devlet Bahceli, Deniz Baykal, Oktay Vural.. Peki bunlar kendilerini ifade veya sinirlerini ifade etmek icin cozum olarak ya siddet yada kufure basvuranlardir.. Peki Bu topluma nasil yansiyor.. Bazen oyle insanlar varki sirf egolarini tatmin etmek icin kufur ederler yani kufur etmekten zevk alirlar.. Peki Toplum olarak bukadar kendimizi ifade edememekten bukadar acizmiyiz ?? Öncelikle Türk toplumu olarak diye bir başlamak içinde derin yanlışlar barındırır, küfür ve şiddet sadece bize özgü değildir. Genel anlamda da kendini ifade edip edememekten ziyade bir acziyetin dışa vurumu olarak anlaşılması daha doğru olur, gerçekleşmeyen istekler, hayal kırıklıkları şiddeti ve küfrü doğurabilir. Bir ikinci küfür çeşidi vardır ki alışkanlık sonucu küfür etme, mesela benim bulunduğum bölgede insanların yüzlerini kızartacak en ağır küfürleri delikanlılar birbirlerine samimiyet ifadesi olarak dile getirirler, ama bu da bir ifade tarzıdır, ifade edememe değil ve anlaşırlar Bir de bu konuda dile getirilmesi gereken bir husus var ki o da "gerize taş atma" atasözünde belirtilen durumdur. Yani küfürün, şiddetin yaygın olmadığı zannedilen toplumları bir de taşı yedikten sonra incelemek lazım gelir diye düşünüyorum. Gerçi şu anda objektif bir bakış da pek çok veri sağlar gerize ilişkin, ama görmemekte inat edenler için bu iyi bir usuldür Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Aslına bakarsanı küfür etmek de kültürün bir parçasıdır. Tamam, küfretmek hoş birşey değil ancak tüm dünyada öyle. Yani kızdığında küfretmeyen bir insan kesimi olduğunu hiç duymadım. Geçen gün kızlı-erkekli yolda yürüyorduk; Yanımızdan izbandut gibi üç tane Amerikalı geçti. Zenci olan, beyaz olana öyle bir sağlam küfretti ki, Yani biz utandık kız arkadaşlarımızın yanında... Sonuçta anlayabiliyoruz birkaç İngilizce küfürü! Ama küfürünü öyle hakaret etmek için değil; Samimiyetten dolayı ettiği belliydi. Bizde de öyle... Bizde samimiyetten dolayı küfrederiz... Ancak bu ayrım çok önemli; Toplumun önünde olan, belirli bir topluluk içerisinde bulunan bir kimsenin ağızına elbette ki küfür yakışmaz. Bir öğretmene, doktora, askere, siyasetçiye, sanatçıya... Hangi meslek grubu olursa olsun; İnsanlar ve hele hele tanımadığı insanlar ile içiçe olan insanların kesinlikle etmemesi gerekir. Hele hele bulunduğu yer ve ortamlarda. Biz buna; "Nerede nasıl davranılacağını bilmek" diyoruz. Ben açıkçası "Deniz Baykal"ın küfrettiğini hiç duymadım. Etmişse ve ben rastlamadıysam bilemem ama gerçekten hiç duymadım. Şu an ister kabul edin, ister etmeyin; Her ne kadar antipati kazanmış da olsa Mecliste, siyasette en deneyimli ve gerçekten beyefendi gibi davranan kişi de Deniz Baykal'dır. Diğerleri ve özellikle Tayyip Erdoğan, o Kasımpaşalı kimliğini kaybetmek istemiyor. Daha doğrusu o kimliği taşımaktan hoşlanıyor. Davos'taki çıkışı, halk ile konuşması, iletişimi tamamen Kasımpaşalı kahvehane kültürü... Meydanlarda halka hitabı ya da televizyonda Ulusa Seslenişi ise tam anlamı ile Cemaat kültüründen gelen "Cuma Hutbesi" tadında... Kendi partisi bünyesindeki tavırları da yine Tarikat kültüründen gelen "Abilik" yani "Üst mertebe olmak" anlayışından kaynaklanıyor; Meclis başkanına rest çekmesi, Cumhurbaşkanı ile olan diyaloğu, konsolosu azarlaması gibi... Yani Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde başa gelmiş Başbakanlar arasında, O mevkiinin gereklerini hiç bilmeyen belki de tek başbakandır. O mevkiinin gerektirdiği gibi kesinlikle davranmıyor. O mevkiideki birisi nasıl davranır; Kesinlikle bilmiyor... Bu, onun içinde yetiştiği kültürden ve edindiği kimlikten kaynaklanıyor. Yine Osman Baydemir'de öyle... O da içinden geldiği kültürün, "Biz" kafa yapısından bağımsız düşünemiyor... Yani, onun etnik kökeninden olsun da; İster çamurdan olsun! Kürt olması, onun küfretmesini meşrulaştırıyor. Eminim ki bilinçaltında; "Ben nasılsa Kürt'üm" algısı var... Hala Aşiret kültürünün verdiği sürü psikolojisi ile hareket var; Ki bu adam bir belediye başkanı! Düşünün artık... Devlet Bahçeli'de pek farklı değil aslında. Zamanında da onun "Ekonomi" sözcüğünü telaffuz edip edememesi söz konusu olmuştu. Gerçi ağızından öyle ağır bir küfür duymadım ama tavırları elbette ki içinden geldiği gelenekçi Türkçü-İslamcı kafa yapısında alıyor kaynağını... Bu böyle sürer gider... Asıl sorun "Küfürü Sevmek" değildir... Yeryüzünde empati kurabilen sağlık hiçbir kimse "Küfretmeyi Sevmez"... Küfredip etmemek, küfrü sevip sevmemekle de ilgili değildir. Küfrü normal görüp görmemekle alakalıdır bu sorun. Küfretmeyi normal bir eylem olarak algılıyorsanız; küfredersiniz... Bu sevmek değildir... Çünkü sevilesi midir, değil midir gibi bir bilinç yoktur henüz. Küfrün normal bir eylem olmadığını anladığınızda; etmezsiniz... Sevmemek de bu noktadan sonra başlar işte.. Çünkü sevi ile ilgisi olabileceğini anladığınız anda sevmemeye başlarsınız... Öyle ki doğasında sevimsiz bir eylem olduğunu kavramış durumdasınızdır... Şunu demek istiyorum Ki birisi bana dese, hakaret olarak algılarım: Meydanda, televizyonda yani toplum önünde olup da küfreden, Ve kimisinin adları yukarıda geçen şahıslar Ne yazık ki henüz, Küfrün sevimsiz ve insana yakışmayan bir eylem olduğunu bilmiyorlar. Eminim bilselerdi, bilebilecek olsalardı; Küfretmezlerdi; Küfrü sevmezlerdi... Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Aslına bakarsanı küfür etmek de kültürün bir parçasıdır. . . . Küfrü sevmezlerdi... İşin enteresan yanı ben dediğim gibi bir bölgede büyümeme, yaşamama rağmen hayatım boyunca duyduğum en oturaklı, en ihtişamlı, en destansı küfrü bir kadından duymuştum. Yaklaşık 25 sene geçti ve hala hatırlarım onu, gerçekten unutulmazdı Küfür edebilmek için o kadar cümleyi nasıl kurdu, (uzun bir küfürdü)nasıl birleştirdi, bütünlüğü nasıl sağladı, takdir edilesi bir durum, yani hala takdir ederim kendisini Alıntı
Φ MonDieu Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Tengeriin Turk toplumu diyerek konuyu acmamin sebebi, Kufurun Turkiyedeki yerini sorguladigimdandir yoksa elbette biliyorum Dunyanin neresine giderseniz gibiniz kufur elbette mevcuttur ama dedigim gibi Turkler kufuru guncel hayatlarinin bir parcasi haline getirmis durumdalar kufur eden her nekadar rahatsiz olmazsada karsisindakinin rahatsiz olup olmayacagini dusunmemekte.. Kufurun kultur oldugunu hic bilmiyordum bir yasima daha girdim .. Peki ailelerin cocuklarini yetistirmelerinde bir rolu yokmudur kufur etmekte.. Hatirliyorumda ben kucukken lan dedigim zaman annem bana cok kizardi bir defada soylersen agzina biber surerim diye tehdit ederdi.. Sahsen ben kufur icerikli bir soz duydugumda rahatsiz oluyorum ve bu benim ailem icinde gecerlidir.. Turk kanallarini izledigimize genelde stand uplarin cogu kufurlu yani 2 kelimeden birisi biippp buda bir zaman sonra rahatsiz edici demekki bu tur gosteriler halk tarafindan begeniliyorki surekli kufur icerikli komediler yapilmakta halbuki halk bu tur filmlere ve gosterilere prim vermezse yapilmaz ve toplum olarak daha bilincli ve daha saglikli bir toplum oluruz diye dusunuyorum .. Simdilik hastalik kapmis birer vakkayiz.. Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Tengeriin Turk toplumu diyerek konuyu acmamin sebebi, Kufurun Turkiyedeki yerini sorguladigimdandir yoksa elbette biliyorum Dunyanin neresine giderseniz gibiniz kufur elbette mevcuttur ama dedigim gibi Turkler kufuru guncel hayatlarinin bir parcasi haline getirmis durumdalar kufur eden her nekadar rahatsiz olmazsada karsisindakinin rahatsiz olup olmayacagini dusunmemekte.. Kufurun kultur oldugunu hic bilmiyordum bir yasima daha girdim .. Peki ailelerin cocuklarini yetistirmelerinde bir rolu yokmudur kufur etmekte.. Hatirliyorumda ben kucukken lan dedigim zaman annem bana cok kizardi bir defada soylersen agzina biber surerim diye tehdit ederdi.. Sahsen ben kufur icerikli bir soz duydugumda rahatsiz oluyorum ve bu benim ailem icinde gecerlidir.. Turk kanallarini izledigimize genelde stand uplarin cogu kufurlu yani 2 kelimeden birisi biippp buda bir zaman sonra rahatsiz edici demekki bu tur gosteriler halk tarafindan begeniliyorki surekli kufur icerikli komediler yapilmakta halbuki halk bu tur filmlere ve gosterilere prim vermezse yapilmaz ve toplum olarak daha bilincli ve daha saglikli bir toplum oluruz diye dusunuyorum .. Simdilik hastalik kapmis birer vakkayiz.. İyimserliğinize hayran kalmamak elde değil, ama maalesef işin gerçeği romantiklerin insan, sistem üzerine kurdukları hayallerde olduğu gibi değil. Şöyle izah edeyim, kötülüğün yayılma hızı ve etkisi iyiliğin yayılma hızı ve etkisinden çok çok daha büyüktür. Yani iyilik dediğimiz şey en bilindik örnekle kağıttan kuleler dikmeye benzer, kötülükse gelip onu bir fiskede yıkmaya. Kötülük daima avantajlı olan taraftır ve bu yüzden kötülük dünyada iyilikten çoktur her zaman Alıntı
Φ MonDieu Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 İyimserliğinize hayran kalmamak elde değil, ama maalesef işin gerçeği romantiklerin insan, sistem üzerine kurdukları hayallerde olduğu gibi değil. Şöyle izah edeyim, kötülüğün yayılma hızı ve etkisi iyiliğin yayılma hızı ve etkisinden çok çok daha büyüktür. Yani iyilik dediğimiz şey en bilindik örnekle kağıttan kuleler dikmeye benzer, kötülükse gelip onu bir fiskede yıkmaya. Kötülük daima avantajlı olan taraftır ve bu yüzden kötülük dünyada iyilikten çoktur her zaman Hangisi kullanilmiyor.. Gercekten kotulerin sayisinin iyilerden daha fazla oldugunumu dusunuyorsunuz.. Size bu konuda gercekten katilmiyorum.. Cunku yeryuzunde kotuler herzaman azinliktalar ve azinlikta olduklari icinde surekli iyilikleri kendi yalanlariyla kendi saflarina cekmekteler... Egerki Kotuler iyilerden fazla olmus olsaydi bu demektirki dunyada yasam bitmistir.. Dunyada hayat devam ettigine gore iyiler fazla halen yureklerinde iyilik icin cirpinanlar mevcuttur Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Hangisi kullanilmiyor.. Gercekten kotulerin sayisinin iyilerden daha fazla oldugunumu dusunuyorsunuz.. Size bu konuda gercekten katilmiyorum.. Cunku yeryuzunde kotuler herzaman azinliktalar ve azinlikta olduklari icinde surekli iyilikleri kendi yalanlariyla kendi saflarina cekmekteler... Egerki Kotuler iyilerden fazla olmus olsaydi bu demektirki dunyada yasam bitmistir.. Dunyada hayat devam ettigine gore iyiler fazla halen yureklerinde iyilik icin cirpinanlar mevcuttur Sayıdan bahsetmedim arkadaşım, sayıları az olabilir elbette ki ve bu çok fazla bir şey ifade etmez. Sorun kötünün ne yapacağını çok iyi bilmesine karşın iyinin ne yapacağını bilmemesi ve bu yüzden de çoğu zaman tamamen iyi niyetlerle kötünün değirmenine su taşımasıdır ki dünyada bunun sayısız örneği mevcuttur. Bu arada merakta kalmayın, kötülük iktidarı ele geçirdiğinde de -ki burada iktidarın iyiyi kötü yapabilme potansiyeli gibi bir açılımı mevcuttur bu meselenin, oraya hiç girmiyorum- bu dünyada yaşam devam edecek. İsterseniz verdiğim örnek üzerine biraz daha düşünün, siz iyisiniz ve ben kötüyüm, bir odadayız ve siz binbir çabayla iskambil kağıtlarından çok güzel kuleler yapıyorsunuz, bu iyiliktir, bense geliyorum her seferinde ve bir fiskeyle sizin 10 saatlik emeğinizi yıkıyorum veya uzaktan üflüyorum veya odada dolaşırken kazayla çarpmış oluyorum veya gezerken bir an şekerim düşüyor ve kulenin üzerine düşüyorum Hiç şansınız yok, size iki şans tanıyorum, beni öldürmek ya da kuleler yapmayı bırakmak, buyurun tercih sizin. Alıntı
Φ MonDieu Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Sayıdan bahsetmedim arkadaşım, sayıları az olabilir elbette ki ve bu çok fazla bir şey ifade etmez. Sorun kötünün ne yapacağını çok iyi bilmesine karşın iyinin ne yapacağını bilmemesi ve bu yüzden de çoğu zaman tamamen iyi niyetlerle kötünün değirmenine su taşımasıdır ki dünyada bunun sayısız örneği mevcuttur. Bu arada merakta kalmayın, kötülük iktidarı ele geçirdiğinde de -ki burada iktidarın iyiyi kötü yapabilme potansiyeli gibi bir açılımı mevcuttur bu meselenin, oraya hiç girmiyorum- bu dünyada yaşam devam edecek. İsterseniz verdiğim örnek üzerine biraz daha düşünün, siz iyisiniz ve ben kötüyüm, bir odadayız ve siz binbir çabayla iskambil kağıtlarından çok güzel kuleler yapıyorsunuz, bu iyiliktir, bense geliyorum her seferinde ve bir fiskeyle sizin 10 saatlik emeğinizi yıkıyorum veya uzaktan üflüyorum veya odada dolaşırken kazayla çarpmış oluyorum veya gezerken bir an şekerim düşüyor ve kulenin üzerine düşüyorum Hiç şansınız yok, size iki şans tanıyorum, beni öldürmek ya da kuleler yapmayı bırakmak, buyurun tercih sizin. Hangisini kullanilmiyo... Verecegim cevaba nekadar inanirsin bilmiyorum ama sana tum samimiyetimle cevap vereyim birinci yontem olarak oncelikle karsimdakine kuleyi beraber yapmayi teklif ederim ve onunla dialog kurmayi secerim ve baktim oda olmuyorsa ozaman onu oldurmeyi deyilde kuleyi yapmayi birakir o odayi terk etmeyi tercih ederim .. Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2010 Hangisini kullanilmiyo... Verecegim cevaba nekadar inanirsin bilmiyorum ama sana tum samimiyetimle cevap vereyim birinci yontem olarak oncelikle karsimdakine kuleyi beraber yapmayi teklif ederim ve onunla dialog kurmayi secerim ve baktim oda olmuyorsa ozaman onu oldurmeyi deyilde kuleyi yapmayi birakir o odayi terk etmeyi tercih ederim .. İnanırım, neden inanmayayım, iyinin genel tavrı budur ve bu yüzden kötü kazanır, çünkü başka bir oda yok. Doğru cevap öldürmekti, ama öldürdüğün anda öldürmenin en kötü tarafı devreye girer, alışkanlık. Ondan sonra daha basit, daha küçük kötülük yapan insanları da öldürmeye başlarsın, kötülük iyilikten hızlı ve etkili yayılır Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2010 Tengeriin Turk toplumu diyerek konuyu acmamin sebebi, Kufurun Turkiyedeki yerini sorguladigimdandir yoksa elbette biliyorum Dunyanin neresine giderseniz gibiniz kufur elbette mevcuttur ama dedigim gibi Turkler kufuru guncel hayatlarinin bir parcasi haline getirmis durumdalar kufur eden her nekadar rahatsiz olmazsada karsisindakinin rahatsiz olup olmayacagini dusunmemekte.. Kufurun kultur oldugunu hic bilmiyordum bir yasima daha girdim .. Peki ailelerin cocuklarini yetistirmelerinde bir rolu yokmudur kufur etmekte.. Hatirliyorumda ben kucukken lan dedigim zaman annem bana cok kizardi bir defada soylersen agzina biber surerim diye tehdit ederdi.. Sahsen ben kufur icerikli bir soz duydugumda rahatsiz oluyorum ve bu benim ailem icinde gecerlidir.. Turk kanallarini izledigimize genelde stand uplarin cogu kufurlu yani 2 kelimeden birisi biippp buda bir zaman sonra rahatsiz edici demekki bu tur gosteriler halk tarafindan begeniliyorki surekli kufur icerikli komediler yapilmakta halbuki halk bu tur filmlere ve gosterilere prim vermezse yapilmaz ve toplum olarak daha bilincli ve daha saglikli bir toplum oluruz diye dusunuyorum .. Simdilik hastalik kapmis birer vakkayiz.. Yeni yaşınız kutlu olsun öyleyse; Fakat evet: Küfür, aynı zamanda bir kültürdür... Ha illa "İyi" olması gerekmez... Başlık Parası, Kan Davası gibi şeyler de birer kültürdür, kültürel öğelerdir... Ama iyi değillerdir değil mi? Örneğin siz Batı'da yani diyelim ki İzmir'de, bir arkadaşınıza "Ya hu oğlum..." diye hitap ederek başlayabilirsiniz söze. Fakat Anadolu'nun başka yörelerinde "Oğlum" dediğinizde, Tabii ki eğer erkek iseniz ve hitap ettiğiniz de erkek ise, Annesi ile ilgili olumsuz bir düşünce sergilediğinizi sanıp, küfür olarak algılayabiliyor. Kültür farklılığı bu da; Algı farklılığı... Ben böyle bir olay yaşadığımda, çok uzun bir süre, hiç kimseye yanlışlıkla bile "oğlum" diyememiştim laf arasında bile. Ne me lazım; küfür olarak algılanabiliyor... "hüleayn" (ula.n) sözcüğü mesela, laf arasında kullanırsanız, noktalı virgül ya da virgül gibi bir anlam taşıyor olabilir. Ama cümlenizin sonuna koyduğunuzda küfür etmişsiniz demektir... Çok abes bir örnek olacak ama mazur görün lütfen: Örneğin yine Batı kesimlerde bir erkeğe, dişil cinsel organına temas ile ilgili bir küfür ettiğinizde Bunu bireysel bir küfür olarak algılar ve "Bende senin" der. Ama örneğin karadeniz bölgesinde birisine böyle küfrettiğinizde, mantığı şöyledir; "Benim kendi dişil cinsel organım olmadığına göre, demek ki karımı, annemi ya da bacımı kastediyor!" Ve size öyle karşılık verir. "Öyle karşılık verir" dediğim de, dayak yani... Algı farklılığı işte... Ya da çok tuhaf, Almanya'da yaşayan bir arkadaştan duymuştum, ne kadar doğru bilmiyorum. Almanya'da kişinin annesine küfrettiğinizde, size "Annem babamla evli zaten, senle niye yapsın ki!" diyormuşlar! Yani senin küfür olarak algıladığın şeyi, onlar küfür olarak algılamıyorlar! Küfür, bir kültürdür. Dondurmam Gaymak'ı izleyin; Orada nenenin ettiği küfrün tadını hiç kimsede bulamazsınız. Küfür elbette kötüdür ama iyi ya da kötü bir kültürdür o da... Aynen diğer olumsuzluk taşıyan kültürel öğeler gibi... Terkedilmesi gerekir ama terkedilmesi çok zordur... Herkes küfreder... Ayrıca film dediğimiz endüstrinin teması, Her zaman için hayatın kendisidir. Küfreden bir toplumda, hiç küfredilmeyen bir film çektiğinizde Bu pek gerçeği yansıtmakmış gibi durmaz açıkçası. Cem Yılmaz'ın bu konudaki tespitlerine kesinlikle katılırım; Komiktir ve güzel ele alır bu konuyu gerçekten. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2010 Küfre ve siddete ister kültür diyelim ister gelenek diyelim isterseniz acizlik diyelim hic fark etmez. Nasil nitelndirirsek nitelendirelim kendine güvensizligin ve elestirilere acik olmamanin bir göstergesidir. Her toplumda küfür ve siddet uygulayanlar var ve var olacaklarda ama ülkemizde malesef küfür ve siddet yasamin her alaninda ve toplumun az denemeyecek kadar sayisinda oldugu icin tabiiki cok düsündürücü bir olay. Bu da bize toplumumuzun aynen devleti gibi kendine güvenmedigi ve elestirye acik olmadigini gösteriyor. Cevap bulamayinca, baktik haksizligimiz aciga cikiyor siddet ve küfür ile karsi ataga gecerek susturmaya ve güya sözümona hakli oldugumuzu isbatlamaya calisiyoruz. O yüzdende ülkemizin hic bir sorununu tartisamiyoruz. Birileri derhal Ermeni olarak ilan ediliyor, Türk düsmani ilan ediliyor,........ Baktik bunlarda yetmiyor önce yumruklari, taslari ve döner bicaklarini sonrada silahlari konusturuyoruz ve bunuda mesrulastirmak icin "etki tepki getiri" diyerek "halk tepkisi" olarak ilan ediyoruz. Bu anlamda toplumumuzda cok yakinda cok etkilerin cokm tepkiler getirecegini ve basamak basamak "halk etpkilerinin" cogalacagini görecegiz. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2010 Küfür evet sonucta bir kültürden gelir.Bir Fransiz atasözü "KÜFÜR RUHUN YELPAZESIDIR"diyor.Dogrudur.Sokak kültürü ile yetisenlerin küfürbaz olduklari bir gercektir.Basbakan küfredemedigi icin kaba konusuyor cünkü kendini ancak o sekilde rahatlatabiliyor.Israil Cumhurbaskanina gösterdigi tepkide zaten küfredemedigi icin bir rahatlama ihtiyacindandi. Bizde kadinlarin cok az bir orani küfürlü konusur,genelde erkekler küfreder ve bazi yörelerde ise erkekler kadin cocuk demeden herkesin icinde küfretme hakkina sahiptirler.Hemde okkali küfürler.Yine cogu genclerimizin gerek yetisme sartlari olsun gerekse aliskanliktan olsun kadin ve kizlarin cocuklarin arasinda birbirleriyle galiz küfürlestiklerinede sahit olmaktayiz hep. Avrupa'da bazi sözcükler var ki bu sözcükler aslinda küfürdür fakat bu sözcügü kullanmak konusma kültürüne yansimis ve kiz erkek kadin farketmiyor bu sözcükleri her firsatta birbirleri arasinda kullanirlar.Bir bakarsiniz hic ümit etmediginiz bir kiz veya kadin uluorta bu sözcügü kullanir,kimsede yadirgamaz.Almanya'da en cok kullanilan sözcük "KIC"sözcügünün variyantlaridir. Ama asil komik buldugum sey,birisine KOCUM dendiginde hoslanmasi ama INEK dendiginde kizmasidir.Veya Aslanim dendiginde kabaran Deve dendiginde kavga edilmesidir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.