Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Biz insanlar gerçekten aklını en az kullanan ve gözleri ve duyguları ile iman eder olmuşuz. Allah aklını kullananlara hitap ettiğine göre, demek ki takip ettiğimiz yolda büyük sorunlar var demektir. Allah bizlere rehber olsun diye gönderdim dediği kitabı görmezden gelip ona hiç danışmadan, birilerinin etkisi ve sözlerine kanarak iman etmeyi daha çok önemsemişiz ki, onların sözlerini kabul eder olmuşuz. Çamaşır makinesi ya da herhangi bir elektronik eşya aldığımızda kullanma kılavuzunu tek kelime atlamadan okuyup, ev halkına aman dikkat edin bak buna dünya para verdim, bunu şöyle kullanacaksınız sakın yanlış kullanmayın, eğer kullanırsanız hesabını verirsiniz diye ev halkına tembihte bulunuruz. Bedenin ve ruhun sahibi Rabbin gönderdiği kullanma kılavuzunu ne yazık ki çoğumuz okuma gereği bile duymayız. Hâlbuki o kılavuzu okusaydık, bedeni ve ruhu nasıl daha iyi kullanacağımızı öğrenecektik, başımıza gelen onca üzüntüler, hastalıklar, yokluklar başımıza gelmeyecekti, ama bunun farkında bile değiliz. Beşerin makinesini alırken harcadıkları paranın etkisinden olsa gerek onca dikkati gösterenler, acaba Rabbin eserine neden hiç önem verip saygı göstermezler doğrusu anlamak o kadar zor ki.

 

Her üretici ürettiği mal için kullanma kılavuzu yapar demiştik ve açık bir şekilde bizlere o malı iyi kullanmamız için rehber olur. Yani hangi dilde yazılırsa yazılsın her ülkede kullanan insan içindeki kılavuzdan malın nasıl kullanılacağını anlar. Hiçbir insan bu bilmem hangi ülkenin malı bu kullanma kılavuzu Türkçeye çevrildiğinde eksik çevrilmiştir mutlaka eksiktir demez ve okur. Bakın Allah da bizlere kuranı ne için gönderdiğini söylüyor.

 

Casiye sur.20: Bu Kuran, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.)

 

Sad sur.29: (Resulüm!) Sana bu mübarek Kitabı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik. Sad sur.87: Bu Kuran, ancak âlemler için bir öğüttür.

 

Zümer sur.27: Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kuran'da insanlara her türlü misali verdik.

 

İbrahim Sur.52.ayet: İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.

 

İsra sur.41: Biz, gerçeği, Kuran'da türlü biçimlerde ifade ettik ki, düşünüp anlayabilsinler. Fakat bu onların sadece kaçışlarını artırıyor.

 

Araf Suresi 52 . Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.

 

Yukarıda yazdıklarımla kuran ayetlerini karşılaştırın, daha sonrada din adına bize öğretilenleri düşünün lütfen. Beşer ürettiği malın kullanma kılavuzunu her dile çevirip yazıyor ve tüm Dünya doğru kullanıyor anlıyor. Allah ta Kuranı indirmesinin nedenlerini açıklarken bakın ne diyor? (Bu Kuran, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur.) (aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.) (öğüt alsınlar diye, bu Kuran'da insanlara her türlü misali verdik.) (aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.) (Biz, gerçeği, Kuran'da türlü biçimlerde ifade ettik ki, düşünüp anlayabilsinler.) (biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik.)

 

Peki, dostlar Allah bizlere rehber ve kılavuz olsun diye her şeyden bahsettiğini söylediği kitap için bizler nelere inanıyoruz? Bu kitapta her şey yoktur. Kuranı herkes anlayamaz, onu veli kişiler anlar. Hani Allah aklı olan öğüt alsın diye gönderdim diyordu ne oldu Yüce Rabbin sözü? Nasıl olurda beşerin yazdığı kitapları her kez anlıyor da, Rabbim rehber ve güneş olsun diye gönderdiği kitabı her kez anlayamıyor? Arkadaşlarım, dostlarım kurana şirk koştuğumuzun farkında mıyız? Yoksa aklımızı mı yitirdik? Yoksa Allah aklı ve gönlü işleyenler ibret alsın derken bizlerin aklı yok, gönlüde taşlaşmış mı diyor bazı kardeşlerim farkında olmadan. Düşünün Allah açıkça her şeyi yazdım diyor, birileri hayır her şey yok diyor. İşin ilginci bakın Allah bizi nereden sorumlu tutuyormuş onu da açıklıyor. (Zühruf Suresi 44: Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız.) Allah bu kitaptan sorumlusunuz diyor, bizler hala bu kitapta her şey yoktur diyen ve ciltlerce dolusu kitapları öne sürenlere inanmaya devam ediyoruz. Kuranda her şey yoktur diyenlere inandığımızda neye inanıyoruz biliyor musunuz, lütfen dikkatle düşünün. Allah herkesin anlayamayacağı zor bir kitap göndermiş, ama yinede bizi bu kitaptan sorumlu tutacağını açıklamış. Bunu İslama davet ettiğimiz hiçbir aklı başında insana anlatamayız ve peygamberimizden sonra tüm iman edenlere düşen İslamı anlatmak ve yaymak görevini de yerine getiremeyiz. Hadi hayırlısı bu işin sonu nereye varacak doğrusu çok merak ediyorum. Bir atasözü geldi aklıma. Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmazmış derler, ben biraz daha kibarlaştırdım tabi bu sözü. Düşünelim lütfen bizim kılavuzumuz Kuran mı dersiniz? Kuranda her şey yazmaz o özet bilgiler içerir diyen bir zihniyetin kılavuzu gerçekten KURAN mıdır? Yoksa o atasözü yaşadığımız İslama güzel bir örnek mi dersiniz? Görünen köy kılavuz istemez derler. Yeter ki gözlerde bir sorun olmasın. Rabbim bizleri kılavuzu Kuran olanlar arasına alması dileklerimle.

 

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

 

Gönderi tarihi:

Biz insanlar gerçekten aklını en az kullanan ve gözleri ve duyguları ile iman eder olmuşuz.

.

.

.

Yeter ki gözlerde bir sorun olmasın. Rabbim bizleri kılavuzu Kuran olanlar arasına alması dileklerimle.

 

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

çok güzel bir anlatım olmuş eline sağlık,

Nedendir veya ne içindir sorularının cevabını pek açmasanda aslında çok daha farklı pencerelerden bu konuyu görmek ve işin seyrine yön veren bazı adımları ve bu adımlar ile yolun nerelere gidebildiğini görmek hiçde kaçınılmaz değildir.İnsan nefsi ile haket eden bir varlıktır.Hal şudur ki Allah dahi seçimlerimiz konusunda bizi nefsimiz ile başbaşa bırakmıştır ve akibeti konusunda iyi yada kötü olarak bizleri bu konuda mükellef kılmıştır.Ben şuan ki gidiş hattını aslında yaşam şeklini ilk insanlık tarhinin başladığı döneme benzetiyorum,yani yaşamak için öldür taktiği baş göstermektedir.Cüzdanlar ile vicdanların aynı cepte taşındığı bir ortamda,insanlık vede anlayış adına yapılması gerekenler unutuldukça bununla birlikte bizler için çok önemli olan inaç ve yaşam amaçlarımızda yok olmaktadır.Menfaatlerin önn plana çıktığı hatta gemisini kurtaran kaptandır seyrinde yol alan insanımız zor yaşam koşulları ve hayatta kalma mücadelesi çerçevesinde,gerek se inanç gerekse şahsiyet temel direklerimizi kollamak korumak yerine menfi dugular ile kişiler arkasından koşmayı tercih etmektedir.Ne kadar falza uğraşacak sorun var ise insanda bir okadar peşinden koşacağı şeyleri fazlalaştırmaktadır.Düşünün ki bundan 50-60 yıl geriye gidelim,bir düşünün yaşam şekillerini!!Domates eken yan komşusuna verir ekmek yapan diğer yan komşusuna vermezmiydi..Veya ev gezmelerine karanlık patika yollardan elllerine gaz ile yanan gemici fenerleri ile gitmezlermiydi.Düşün ki şuan ki yaşam şekli ile asıl olan amaçlar ne hale dönüştü.Bağ bahçe evlerinde sedir/kirevitlerde bir çay içmek zevki ile yeni koltuğunu alan birinin ev eşyaları arsında ki teşhir düşünceleri arasındaki yaşam farklılıklarına bir bakın.

Dolaysı ile iyi niyetler ve sadece düşünce ve duyguular yerini günümüzde hırs menfaat ve çıkarcılık ile baş gösteren bir yaşam şekli yer almakta.Her şeyi madde peşinde koşamak olarak amaç edinen insanımız dini dahi bir tarafa koyarak inanç ahlak ve sorumluluklarını göz ardı ederek farklı bir sitil yaratarak eski bağ evleri yada müstakil evlerin yerine kendi krallıklarını ve villalarını yapma amaç ve hedefinde.Acıma duygularını kaybederek bencilliklerinin esiri olmuş bir toplumda kişiler açı yada toku bilmeden yaşarken Allahı ve Emirlerini göz ardı eden bir çok kişi örneğinde görürüz ki bir dönem sonra işe başladığı noktanın daha da kötü şekli ile hayatlarına devam etmekle yüz yüze kalmakta,kim bilir belki buda Allahın adaletinin ve müdehalesinin bir tecellisidir.Sosyalalejik yaşam şeklindeki ciddi farklılıklar malesefki inanç çerçevisi dışında yaşamalar oluşturmakta.VE son olarak şünun söylemek isterim ki vicdanlar ile cüzdanlar aynı cepte taşındığı sürece inançlarımız azalmaya devam edecektir vede Allahın adaleti ve gücü her daim tecelli etmeye sürat ile devam edecektir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Güzel tespitleriniz için teşekkür ederim. Bizler birilerinin dürtüsüyle değil, kendi aklımızla yaşamaya başladığımızda herşeyin çok daha farklı olduğunun farkına varacağız. İşte problemde buradan kaynaklamıyor, acaba farkına varacakmıyız? Rabbim yardımcımız olsun, SAYGILARIMLA Halukgta

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.