Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

--Newroz'un Tarihçesi--

Çok eski zamanlarda, henüz yeryüzünde kimsenin olmadığı dönemlerde Zervan isimli tanrının iki oğlu olur. Biri Hürmüzdür, bereket ve ışık saçandır. Diğeri ise Ehrimandır, kötülük ve kıtlık saçandır. Fırat ve Dicle’nin yaşam bulduğu, AhuraMazda’nın kutsadığı topraklarda Hürmüz iyinin ve uygarlığın geliştiricisi, Ehriman da onun düşmanıdır.

 

Hürmüz yeryüzünde temsilini yapması için Zerdüşt’ü gönderir ve yüreğine sevgi akıtır. Zerdüşt de oğullarını ve kızlarını Hürmüz’e verir Ehriman bu durumu kıskanır ve yıllarca iyilerle savaşır. İyilere, Zerdüşt’ün soyuna Medya coğrafyasında yaşamı zehir eder. Ehriman gökten ateşler yağdırır, fırtınalar koparır. Sonunda içindeki nefreti ve kötülük zehrini zalim Dehak’ın beynine akıtır ve onu bir bela olarak Asur ve Med halkının üzerine salar. Dehak’ın bildiği tek şey kötülük etmektir. Zalim Dehak halkın kanını emerken beynindeki zehir onu ölümcül bir hastalığın pençesine düşürür. Dehak acılar içinde kıvranıyor, hastalığına çare bulamıyordu. Dönemin hekimleri acılarının dinmesi ve yarasının kapanması için yaraya genç ve çocukların beyinlerinin sürülmesini tavsiye ederler. Böylece günlerce süren bir katliam başlar; her gün iki gencin kafası uçurulup beyinleri merhem olarak Dehak’ın yarasına sürülür. Katliam sürerken, sıra Med halkının çocuklarına gelir. Gençler öldükçe Fırat’ın, Dicle’nin, Mezrabotan’ın hali perişan ve içler acısıdır. Halk çaresiz ve güçsüz düşmüştür. Gençler katledilirken sıra bir gün Kawa adında bir demircinin en küçük oğluna gelmiştir. Daha önce de 17 oğlu bu uğurda öldürülen Kawa çaresizdir.

 

20 Mart’ı –21 Mart’a bağlayan gece sabaha kadar demir ocağının başında sabahlar ve oğlunu zalim Dehak’ın katlinden kurtarmak için çareler düşünür. Ve göğün yedinci katındaki iyiliğin temsilcisi, Ninowa’nın yoksul, yüreği sevgi ve umutla dolu olan demircisi Kawa’nın bileğine güç, aklına ışık verir. Ona zalimin pençesinden kurtuluşun yolunu öğretir. 21 Mart sabahı olduğunda Kawa kendi eliyle oğlunu Dehak’ın eline teslim etmek ister ve zulmün ve kötülüğün kalesine girer. Oğlunu zalim Dehak’ın huzuruna çıkarırken örsünü Dehak’ın kafasına indirir. Dehak’ın ölü bedeni Demirci Kawa’nın önüne düşünce kötülüğün alevi Ninowa’da söner. Kısa sürede bütün Ninowa ve bölge halkı isyan eder ve ateşler yakarak saraya yürürler. Zulme karşı isyanı başlatan Kawa, demir ocağında çalışırken giydiği yeşil, sarı, kırmızı önlüğünü isyanın bayrağı, ocağındaki ateşi ise özgürlük meşalesi yapar. Ninowa cayır cayır yanarken meşaleler elden ele dolaşır, dağ başlarında ateşler yakılır ve kurtuluş coşkusu günlerce devam eder. Zalim Dehak’tan kurtulan halklar 21 Mart’ı özgürlüğün, kurtuluşun ve halkların bayramı olarak kutlar. Demirci Kawa; başkaldırı kahramanı, Newroz ise; direniş ve başkaldırı günü olarak tarihe geçer.

 

Newroz’un bir bayram olarak kutlanışı ile Demirci Kawa olayı birbirinden ayrı tutulmalıdır. Newroz Gutiler’den bu yana bir bayram olarak kutlanmakta olup 4000 yıldan daha uzun bir tarihe sahiptir. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı kazandığı zafer ise M.Ö.612 tarihlidir. Newroz’u yüzyıllar boyunca kutlayan Kürtler ve öteki Ortadoğu halkları 21 Mart’lar da Kawa’nın zaferiyle farklı bir coşku yaşamışlardır.

Gönderi tarihi:

Demirci Kava bir Türk efsanesidir,onu bile kendinize mal ettiniz.Her neyse,Nevruz bir Türk bayramidir ve Orta Asya'da tüm Türki Cumhuriyetlerinde coskuyla her yil kutlanir.Bunuda Kürt bayrami yapip ciktiniz,aynen baskalarinin tarihine sahip ciktiginiz gibi her neyse.Üc dilde Nevruz'u kutlamissiniz baslikta hos güzel fakat en azindan Türkce kutlarken Kürtce W harfini kullanmaniz hic yakismamis.W harfini kullanarak Nevruz'u kendinize mal etmis oldugunuza ispat ettiniz.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Demirci Kava bir Türk efsanesidir,onu bile kendinize mal ettiniz.Her neyse,Nevruz bir Türk bayramidir ve Orta Asya'da tüm Türki Cumhuriyetlerinde coskuyla her yil kutlanir.Bunuda Kürt bayrami yapip ciktiniz,aynen baskalarinin tarihine sahip ciktiginiz gibi her neyse.Üc dilde Nevruz'u kutlamissiniz baslikta hos güzel fakat en azindan Türkce kutlarken Kürtce W harfini kullanmaniz hic yakismamis.W harfini kullanarak Nevruz'u kendinize mal etmis oldugunuza ispat ettiniz.

 

 

saygilarla

madem Nevruz Türk bayramiysa bana aciklarmisiniz neden daha düne kadar Nevruz sözcügünü dahi agzimiza almiyorduk? Ve hatta kutlamasi dahi bir dönemler yasakti. Bu nasil bir Türk bayramidir anlasilir degil. Hic bir Türk ailesinde nevruz bayrami kutlanilmaz, böyle bir aile kültürü dahi yoktur, ama birileri buna sahip cikiyorlar diye derhal baliklama atlayip yok efendim bizim diye direniyoruz. Aynen Hiristiyan'larinda camlar ile noel kutlamalarini biz Türk'lerden ögrendiler iddaasina benziyor.

 

Ben sizin hayatinizda bir defa dahi Nevruz kutladiginiza inanmiyorum saayin politika. Kutlamadiginiz, bilmediginiz bayramlara neden sahip cikarsiniz anlasilir degil.

 

Nevroz'u kutlayan tüm insanlarin ve haklarin bayrami kutlu olsun.

 

Gönderi tarihi:

Olay şu:

Eski bir kavmi "Kürt" ilan edersiniz,

Ve onlara ait inançları da böylelikle kendinize mal edersiniz...

Olur-biter...

 

Kürtler ile ilgili bir sitede, Kürtlerin tarihi ile bir hikaye okuyorum örneğin.

Yakın ya da çevre coğrafyada yaşamış bir kültür için "Kürt idiler" diye bir deyişten sonra süreç şöyle devam ediyor:

"Bu Kürt efsanesine göre!"

O kavmi "Kürt" ilan ettikten sonra efsana "Kürt Efsanesi", efsanedeki kişiler "Kürt Yiğitleri" oluveriyor...

 

Yani örneğin bu bilinçle birisi çıkıp şöyle bir temellendirme yapabilir:

"Sümerler Türk idiler..." dedikten sonra "Gılgameş Destanı"nı da doğrudan "Türk Efsanesi" olarak adlandırabilirsiniz.

Başkası çıkıp "Sümerler Çerkez idi..." dedikten hemen sonra aynı destan Çerkez Destanı oluverir, sorun yok!

Veya "Sümerler Lad idi..." dersiniz ve Gılgameş bu sefer oldu mu sizlere Laz!

Olur, olmaz diye birşey yok...

Çıkar örneği Gutiler için "Kürt idiler..." dersiniz ve Gutilerin kültürlerini de kendinize mal ediverirsiniz canım, ne var.

Ne de olsa Tarih, ağzınıza sakız olmaya en uygun bilimdir...

 

Nevruz'a gelince...

Nevruz, Kürtler'e falan ait değildir...

Sadece Türkler'e de ait değildir...

 

Denk geldiği tarih 21 Mart'tır ve Gece-Gündüz eşitliğinin denk geldiği doğal bir gündür.

Hemen yıldızlarla, ay ve güneşin hareketleri ile uğraşmış olan her toplum bu güne bir anlam yüklemiştir.

Hele hele Asya'dan Anadolu'ya ve hatta Yunanistan'a kadar geniş bir coğrafyada bu anlamlar, birbirine karışmış efsaneler niteliğine bile bürünmüştür.

Tam olarak da bu yüzden kesinlikle Kürtlere ait değildir...

O efsanenin Kürtlere ait özelliği, diğerlerinin yanında silik kalır...

 

Ha tabi birisi çıkıp:

"Gutiler Kürt idi..." deyip, başka bir kültüre ait öğeleri kendilerine mal etmeye çalışırlarsa o başka!

Yiyen yer, bilemem...

 

Çok açık ve net bilgiler lazım bu konuda:

Türkmenler Nevruz'u binlerce yıldır kesintisiz olarak kutluyorlar...

Buna temellendirilmiş inançları var...

Yine İran-Fars kültüründe de kesintisiz olarak var bu kültür ama bugün güncel olarak kutlarlar mı bilemem...

Ha bu kültür sadece Türkmenlere ve sadece Farslara ait değildir;

Araplar için de anlam taşıyor olabilir...

Helenler benzer dönemlerde doğanın canlandığına inanırlardı yine...

Fakat dediğim gibi Kürtlerin efsaneleri, bunların yanında sönük kalır...

Ve Nevruz ne tümüyle Türkmenlere mal edilebilir, ne sadece Farslara ve ne de Kürtlere mal edilebilir...

Bölgenin ortak değeri haline gelmiştir.

 

Fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şöyle büyük bir ayıbı vardır:

Cumhuriyetin ilk senelerinde Nevruz Bayramı, devlet geleneği gibi sürekli olarak kutlanmış ve kutlayan devletlere sürekli kutlama mesajları gönderilmiş.

Dönem gazetelerinde manşet manşet yer almış hep bunlar.

Fakat bir süre sonra, özellikle Mustafa Kemal öldükten sonra Nevruz artık kutlanmamaya başlamış; bu ayıptır işte.

Bundan sonra ise sanki Kürtlere özgü bir anlayışmış gibi bir algı yükselmeye başlar.

 

Fakat ben çok iyi hatırlarım;

Benim annem 25 yaşına kadar hayatında Kürt görmemiş bir Yörük/Türkmen iken,

Ve büyükşehirde henüz 5 yıldır yani 30 yaşında Kürtleri çok çok az tanıyan birisi iken,

Yani hayatında ne Kürtlere ne de Kürt kültürüne dair hiçbirşey bilmezken;

Ben 10 yaşımdayken, Nevruz'u, ertesi günkü doğum günüm ile özdeşleştirerek anlatırdı bana.

Köyde de dedemler, dayılarım aynı şekilde farkındaydılar Nevruz'un...

Ki hayatlarında hiç Kürt görmemiş insanlar idiler

Ve Türkmen kültürü ile yaşıyorlardı bütünüyle...

 

Kaldı ki ister benimseyin ister benimsemeyin;

Nevruz'un Türk geleneği olup olmadığını Orta Asya'da, Türk ülkelerinde sorgulamazlar bile...

Fakat siz Kürt Geleneği! olduğunu ispatlamak için binbir türlü yola başvurmak zorunda kalabilirsiniz;

Ne de olsa geçmişe yönelik tarih ve kültür yazmak o kadar kolay değil...

Gönderi tarihi:

Olay şu:

.

.

.

Ne de olsa geçmişe yönelik tarih ve kültür yazmak o kadar kolay değil...

 

En azından Kurt bizi emzirdi soyumuz böyle devam etti gibi bir baştan sona atmasyon ve ilmen-bilmen imkansız olan bişey söylemiyoruz, buda zaten farkı ortaya koyuyor....

Gönderi tarihi:

En azından Kurt bizi emzirdi soyumuz böyle devam etti gibi bir baştan sona atmasyon ve ilmen-bilmen imkansız olan bişey söylemiyoruz, buda zaten farkı ortaya koyuyor....

 

Her milletin efsaneleri vardir bu sadece Türklerle sinirli degildir.Romus Romulus bilmem size ne anlatiyor ama o da tarihe mal olmus bir efsanedir.Türkler kendi efsanelerini Dede Korkutla bilirler,ama Dede Korkut bir Türktür.Dolayisiyla kendi irki icin bir efsane yazmasida cok dogaldir.Bunu bilimle bagdastirmaya calismak ise tamamen yanlistir. En azindan Türk efsanesi olan Demirci Kava'ya sahip olanlardan ayriliyoruz,bu da bence bilimden daha onurlu bir gercektir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Olay şu:

Eski bir kavmi "Kürt" ilan edersiniz,

Ve onlara ait inançları da böylelikle kendinize mal edersiniz...

Olur-biter...

*

*

Kaldı ki ister benimseyin ister benimsemeyin;

Nevruz'un Türk geleneği olup olmadığını Orta Asya'da, Türk ülkelerinde sorgulamazlar bile...

Fakat siz Kürt Geleneği! olduğunu ispatlamak için binbir türlü yola başvurmak zorunda kalabilirsiniz;

Ne de olsa geçmişe yönelik tarih ve kültür yazmak o kadar kolay değil...

Doğru tespitler "sevgili Boşig"

Kimin kutladığı önemli değil aslında nasıl kutlandığı önemli...pkklıların nasıl kutladığını herkez biliyodur.

Hatta bu sene "açılımında" vermiş olduğu gazla Türkiye'yi tehtidlere varan(İşgalci TC Kürdiston’dan... diye giden”) pankartlarla "NEVRUZU" kutladıklarını sanıyolar...

Gönderi tarihi:

Bölücülerin amaci Nevruz bayramini kutlamak degildir,bu bayram onlarin bayrami olmadigi icin o bayrami kirli emellerine alet edip ülkede karisiklik cikarmaktir ve nitekimde gördük neler oldugunu ve kimlerin neler konustugunu.

 

Eger hala birileri cikipta oh olsun iyi konustular o pankart cok yerinde bir pankartti diyorsa onlarda bölücülerin hempalaridir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
En azından Kurt bizi emzirdi soyumuz böyle devam etti gibi bir baştan sona atmasyon ve ilmen-bilmen imkansız olan bişey söylemiyoruz, buda zaten farkı ortaya koyuyor....

 

Ona bakarsanız Orta Asya'da sırf demirlerden oluşmuş ve ortası delinmiş bir Ergenekon Dağı'da yoktur; Orta Asya Bozkırlarında aşılamayacak dağ da yoktur...

Bunların hepsi Efsane'dir...

Bir bilgiyi farklı imgelere bürüyerek anlatırlar...

 

Türklerin "Kurttan Türemesi" efsanesi, Orta Asya bozkırında güçsüz kalan Türklerin,

Bozkırın en güçlü hayvanını totem olarak edinmesini ve onun yaşam tarzını örnek alarak hayatta kalmaya çalışmalarını imgeler.

Benzer seviyedeki her toplum, benzer totemler edinmişlerdir.

Ve bizim seviyemizdeki her toplum ve eğitim seviyesi yüksek her insan da

Bu "Kurttan Türeme Efsanesi"nin bir "Efsane" olduğunu,

Hiç kimsenin, gerçekten de Türklerin Kurttan türemediklerini bilir...

Çünkü insanlar Evrim sürecinde Kurtlar ile değil Şempanzeler ile akrabadır ve onlarla ortak atadan türemişlerdir...

 

Efsaneler ile Atmasyon hikayeler arasındaki farkı öğretmeyelim şimdi durup dururken...

Binlerce yıl önce yok olmuş, sonra gelen toplumlar içinde eriyip gitmiş bir kültüre "Bunlar Kürt idi ve efsanesi Kürt Efsanesi" demek başlıbaşına bir atmasyondur.

Türk Efsaneleri ise öyle temelsiz değildir, hiç kusura bakmayın.

Süreklilik vardır; öyle binlerce yıllık kopuş yoktur aralarında...

 

Örneğin "Truva"lılara "Türk idiler" dersek bu komik olurdu değil mi?

Yani bugünkü Türkler, Truvalılardan türemiş değillerdir;

Truvalılar, binlerce yıl önce yok olup gitmişlerdir;

Anadolu'da diğer sonradan gelen kavimlerle kaynaşmışlardır.

Kürtlerin soylarını dayandırdığınız kavimler de öyledir.

Ve binlerce yıl önce siyasi varlıkları sona ermiş;

Sonraki toplumlar arasında erimiş kültürler ya da toplumları,

Bugün geçmişlerini nereye dayandıracağını bilmediğiniz etnik-unsurlara "Ata" olarak benimseyemezsiniz.

Bu atmasyon olur işte tam anlamı ile...

 

Türklere bakın oysa ki!

Kopukluk yoktur...

Kafkaslı Unsurlarda da yoktur kopukluk...

Araplarda da kopukluk yoktur...

Farslarda da yoktur...

Yunanlılarda da hiçbir kopukluk yoktur...

 

Ama Ermenilerde vardır;

Kendileri bile netliği belli olmayan Nuh Efsanesi'nden daha ötesine dayandıramazlar kendilerini...

Kürtlerde de vardır;

Hiçbir toplum, binlerce yıl önce tarih sahnesinden silindikten sonra,

Binlerce yıl sonra "Ahanda biz onların torunlarıyız" diyerek var olamaz...

Bugün Egelilerin çıkıp "Lidyalılar, İonyalılar bizim Atalarımız"

Zonguldak-Kastamonuluların çıkıp "Gaşkalar bizim Atalarımız"

Çanakkalelilerin çıkıp "Truvalılar bizim Atalarımız" demesi kadar komik bir durum olur bu.

Hiç boşuna uğraşmayın;

Ne Sümerler, ne Hititler, ne Medler, ne de başka bir kültür

Somut bir bilgi olmadığı sürece Kürtlerin Atası olarak kabul edilemez.

Ve siz onlara "Kürt" dediniz diye de onlar Kürt oluvermezler...

 

Bunun yanında;

O toplumlar birden yok olup gitmemişler

Ve Kürtler de öyle birden var olmamışlardır...

Elbette Kürtlerin bir Atası vardır...

Fakat hangisidir hangisi değildir bu kesin olmamakla birlikte;

Kürtlerin kökenleri büyük olasılıkla tespit edilemeyecek haldedir

Ve ben kesinlikle bugün "Kürt" diye anılan kitlenin tümünün birden aynı kökenden geldiğine inanmıyorum.

Sadece son 500 yıla bile baktığımızda Kürtlemiş Türkmenler, Kürtleşmiş Araplar, Kürtleşmiş Ermeniler çokça vardır...

Hele birde bundan öncesini düşünün...

Kürtler kesinlikle özgün bir ırk ya da özgün bir etnik-unsur değil;

Bölgede son derece karmaşıklaşmış bir kitle durumundadır.

Kaldı ki hangi ırk ya da etnik unsur için olursa olsun bir "Saf-kan kalmak" gibi bir durumdan söz etmek oldukça zordur.

Medeniyetler beşiğidir burası;

Herhangi bir unsura "Ata" olarak tanımlanan herhangi bir geçmiş kültür,

Doğal olarak diğer başka bir etnik unsura da "Ata" konumundadır.

 

Halikarnas Balıkçısı'nın Truvalıların Türk olup olmadıkları konusunda güzel bir sözü vardır:

"Truvalılar Türk müdür değil midir bilemem; fakat bugün yaşayan Türklerin kanında elbette ki onların da kanları dolaşmakta..."

 

Yani hiç merak etmeyin siz;

Kürtlere "Ata" olarak tanımlayacağınız her kültür,

EN AZ Kürtlere olduğu kadar diğer etnik unsurlara da "Ata" konumundadır...

 

Çerkez bir arkaşımla, Hititlerin "Çerkez" olup olmadıkları konusunda bir tartışma yapıyorduk.

Çerkezler ile Hititlerin atalarının ortak olduğunu

Ve Hititlerin erken bir dönemde Kafkaslardan koparak geldiğini söylüyordu...

Bu belki doğru, belki yanlış bir bilgi; bunu tartışmıyorum...

Fakat şu var ki, Hititler Anadolu'da var olmuş

Ancak sonrasında siyasi varlıklarını yitirmiş ve sonrası toplumlarla karışmıştır;

Dahası, Çerkezlerin büyük kısmı da sonrasında Anadolu'ya göçmek durumunda kalmışlardır...

Dolayısı ile hem öncesinden bizim kanımızda Hititlerin de kanı dolaşmakta;

Hem bugün için de Çerkezler ile birlikte yaşamak azminde bulunmaktayız...

 

Kürtler için de bu geçerli...

Kendinizi istediğiniz kadar, uydurulmuş herhangi bir tarihsel bağ ile herhangi bir kültüre torun olarak atayabilirsiniz...

Fakat hiç üzülmeyin;

Onlar en az sizin kadar,

Bu topraklarda bugün yaşayan insanların ve kültürlerin de atası konumundadırlar...

 

Bunun yanında şunu aktarmak isterim.

Geçenlerde Horasan ile ilgili bir kitabı incelemek fırsatım oldu.

Kitabın yazarı sağolsun Horasan'ı "Kürtlerin Ata Yurdu" olarak tanımlayacak noktadaydı.

İnsanın aklına şu geliyor;

"Ya hu bu adamlar 'Biz Türküz' demeye çekiniyorlar da; öyle şeyler söylüyorlar ki bir tek 'Biz Türküz' demedikleri kalıyor" diyesi geliyor;

Hatta diyesi gelmekten de öte; diyor yani...

 

Ya hu be kardeşim, siz değil miydiniz Horasan'da ve hatta ötesinde GökTürk yazıtlarında "Kürtlerin adı geçiyor" diyenleri "Şovenist Türkçü" ilan eden?

Bugün siz ilan aynı şeyleri "Kürtçülük" adına söylüyorsunuz ve bu sefer "Demokrat" oluyorsunuz?

Hayırdır?

 

Zamanında siz değil miydiniz "Kürt adı, dağlarda yaşayan insanlardan 'Dağlı' anlamından gelir" diyenleri "Şovenist Türkçü" diye eleştiren?

Bugün siz kendiniz "Kürt adı Sümerce 'Kur = Dağ' kelimesi ile 'tye = lı" ekinin birleşmesinden (Kur-tye = Dağ-lı) oluşur" diyen?

Ne fark var kardeşim?

Sizin soyunuzu dayandırdığınız Sümerler'i,

O eleştirdiğiniz kesim de kendi atası olarak tanımlıyor zaten?

Hayırdır; eleştirdiğiniz söylemleri siz dile getirdiğinizde, sırf "Kürt" olduğunuz için demokrat mı oldunuz?

 

Ya hu bu ne çelişkidir böyle!

 

Her neyse...

Kurt Efsanesi'ne gelelim...

Adı üzerinde: Efsane...

 

"Parfüm" adlı filmde, ünlü parfümcü, filme konu olan o katile Mısırlıların yaptığı parfüm ile ilgili bir hikaye anlatmıştı.

O katil, gerçek hayata ve hikayelere dair pek bir şey bilmediği, ayırt edemediği için hikayeyi sormuştu.

Parfümcü şöyle demişti: "Bu sadece bi hikaye be çocuk! Hikaye nedir bilmez misin sen?"

Gönderi tarihi:

En azından Kurt bizi emzirdi soyumuz böyle devam etti gibi bir baştan sona atmasyon ve ilmen-bilmen imkansız olan bişey söylemiyoruz, buda zaten farkı ortaya koyuyor....

 

Ama gerçekten bambaşkaymış bu söylem :) Arkadaşımız bir efsaneyi, "ilmen-bilmen imkansız olan birşey, baştan sona atmasyon" diye eleştiriyor. Yahu ilmen bilmeyen imkansız olmayan ya da baştan sona atmasyon olmayan şey zaten efsane olur mu ? Yarı iblis, yarı insan, omuzlarında insan beyni yiyen yılanlar besleyen "yaratık kral"ı çekiç darbeleriyle bir demircinin öldürdğü hikayesi ne kadar ilmen-bilmen imkanlı ise, ve ne kadar atmasyon değilse, diğer tüm efsaneler de ancak o kadar , "bilimsel olarak mümkün" ve "tarihsel kaynaklarla desteklenen gerçek hikayeler"dir.

 

Efsaneler, aslında hiç gerçekleşmemiş olayların, anlatıldığı hikayelerdir. Efsanelerin önemi, üretildiği toplumların, duygu, inanç, kültür ve düşünce yapısını yansıtmalarıdır. Efsaneleri okuyarak, o efsanenin üretildiği toplumun, ahlaki normları, düşünceleri ve inançları hakkında fikir sahibi olabilir insan. Çünkü insanlar ancak, hikayedeki kahramanları severse, yaptıklarını "iyi ve güzel" bulursa o hikayeyi yaşatırlar. Nesiller boyu birbirine anlatırlar.

 

Fakat, eğer Türkler, Arap bir şair tarafından kaleme alınan, Arapça yazılan bir efsaneyi "bu Türk efsanesidir" diye sunsalardı işte buna "ilmen-bilmen imkansız olan" "baştan sona atmasyon olan" bir iddia derdik.

 

İran'lı şair Firdevsi'nin, Farsça yazdığı bir efsaneyi "Kürt efsanesi" diye sunmak gibi yani :). Zira bu iddia "ilmen-bilmen imkansız" ve "baştan sona atmasyon"dur...

Gönderi tarihi:

madem Nevruz Türk bayramiysa bana aciklarmisiniz neden daha düne kadar Nevruz sözcügünü dahi agzimiza almiyorduk? Ve hatta kutlamasi dahi bir dönemler yasakti. Bu nasil bir Türk bayramidir anlasilir degil. Hic bir Türk ailesinde nevruz bayrami kutlanilmaz, böyle bir aile kültürü dahi yoktur, ama birileri buna sahip cikiyorlar diye derhal baliklama atlayip yok efendim bizim diye direniyoruz. Aynen Hiristiyan'larinda camlar ile noel kutlamalarini biz Türk'lerden ögrendiler iddaasina benziyor.

 

Ben sizin hayatinizda bir defa dahi Nevruz kutladiginiza inanmiyorum saayin politika. Kutlamadiginiz, bilmediginiz bayramlara neden sahip cikarsiniz anlasilir degil.

 

Nevroz'u kutlayan tüm insanlarin ve haklarin bayrami kutlu olsun.

 

 

Kusura bakmayın ama siz "Türk" idiniz değil mi?

Nevruz'un kutlandığından nasıl haberdar olmazsınız merak ediyorum gerçekten.

Siz "Kutlama" derken illa ki çok büyük şenliklerin düzenlenmesini ya da Bölücü sloganların atılmasını kastediyorsanız;

Bu değildir elbette kutlama...

Orta Asya'da bu bayram gayet güzel bir biçimde kutlanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti'nde ise özellikle Atatürk döneminde sanki devlet bayramıymış gibi kutlanmış ve her Nevruz'da, Nevruz'u kutlayan ülkelere tebrik mesajları gönderilmiştir;

Dönemin gazetelerinde bu tebrik mesajları boy boy sergilenmiştir.

Aile bazında ise Nevruz çok büyük bir etkinlik olmamakla birlikte kutlanmaktadır ve toplum Nevruz'un bilincindedir; Baharın ilk günü olarak kutlamaktadırlar.

Bugün Kürt Olmayanların büyük şenliklerle kutlamamasının nedenlerini, her Nevruz'da her şenliği PKK provakasyonuna döndüren kesimde aramak lazımdır.

Ayrıca Kürtçü kesin Nevruz'u son 30 yıldır kendilerine özgü hale getirmeye çalışmakta, bir ülkü haline getirmeye çalışmaktadır...

Kürtlere atfedilmesinin kökeni 30 yıldan eski değildir, hiç merak etmeyin siz.

Gönderi tarihi:

Biji! Yaşasın! El atmışken bu çok acil ve önemine derman yetmez konuya, döner ve baklava Yunan yemekleri midir, yoksa Türk yemekleri midir, rakı Türk içkisi midir, değilse ne içkisidir, Nasrettin Hoca yoksa Türk değil başka milletten miydi, bu konuları da çözecek ve şöööyle bir ayağımızı uzatıp rahatça gerinebileceğiz!

 

Eh, göbeğimizi de kaşırız bu rahatlamayla artık! Derdimiz tasamız, sorunumuz kalmaz!

 

Ha, zaten Truvalı Helen'in Türk olmadığını biliyorduk, Paris adından belli, zaten olamaz, onların belasına canından olan Hektor'un da Türk filan olmadığını öğrendiğimizde içimiz bir rahatlamış, bir rahatlamış, şöyle dört köşe olmuştuk.

 

Türk olduğu kesin bir Deli Dumrul ile bir de Dede Korkut var, Mevlana mı, ne Türkü canım, ne alakası var, onlar da istedikleri kadar olsunlar canım, kime ne zararları var, o kadar da bir iki nümunelik Türk oluversin, bir şeycik olmaz.

 

Hey efendiler, bu çağda insanlar milli sınırları ile oluşan ülkenin tarih içinde oluşmuş adına izafe edilerek adlandırılıyorlar, kabilesine, boyuna, soyuna, sopuna, aşiretine, etniğine göre değil! Yoksa şehir devletleri de yetmez, şehirleri de gettolara bölmek gerek.

 

Ha şimdi Farisi bir halk olan Medlere dayanınca başlar göğe erdi! Nevruz zaten Farsçadır, en önem verilir şekilde de Farslarda kutlanır. Özel Nevruz yemekleri pişirir, Nevruz ateşi yakarlar kap içinde, o sofraya koyarlar. O günün yemekleri tamamen özeldir. Atası Medler olan da yaksın, sofrasını kursun yani, kim karışır?

 

Niye şimdiye kadar kutlamak akla gelmemiş, e Noel, Hicri, Nevruz, oldu olacak bir de 24 Ocakta da Çin yılbaşısını kutlayalım bari... Kendin kutlamak yetmez, illa her şeyi devletten bekleyeceksin, devlet herkesin her bayramını illa resmi olarak kutlayacak, boynunun borcu ya artık! Bu kafayla gidersek askere, biraz zor gelir teskere ya, neyse...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.