Gönderi tarihi: 8 Mart , 2010 15 yıl 5 yılda kadınların gerileyişi... Hem de rakamlarla... (*) İşte karşınızda Türkiye’de kadın ve erkeğin toplumsal haklara erişimi arasındaki eşitsizliğin 2005 yılından bu yana giderek nasıl arttığı... * Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne göre Türkiye 134 ülke arasında 129’uncu sırada... 2006 yılında 105’inci, 2007 yılında 121’inci, 2008 yılında 123’üncü, 2009 yılında ise dört basamak gerileyerek 129’uncu oldu. Gürcistan 84’üncü... Malta 89, Azerbaycan 90, Ermenistan 91 Arnavutluk 92. Ve Türkiye 129’uncu... *** İş gücüne katılımda, kadın ve erkekler arasındaki uçurum daha da açılarak yüzde 29’dan yüzde 26’ya düştü... * Ekonomik Katılım ve Fırsat Eşitliği endeksinde kadın-erkek eşitliği açısından en kötü sonucu aldı ve 130’uncu oldu. Dünya ülkeleri arasında iş gücüne katılımda eşitlik açısından 125, Eşit ücret açısından 84’üncü, Yasama, üst düzey bürokrasi ve iş âleminde yöneticilik sıralamasında 108’inci, Profesyonel ve teknik işçilik eşitliği sıralamasında da 95’inci sırada... Kadınların parlamentoda temsilinde 108’inciyiz. * Eğitime Erişim’de kadın-erkek eşitliği endeksinde ise Türkiye 110’uncu sırada... * Okuryazarlık oranı sıralamasında dünyanın 106’ncı ülkesi... * İlköğretime Erişim’de “eşitlik” sıralamasında 110, Ortaöğretime Erişim’de 119, Yükseköğrenime Erişim’de ise 101’inci sırada... Sağlık durumu ve yaşamın sürdürülebilmesinde, kadın ve erkekler arasındaki eşitlikte 93’üncü sırada... Türkiye kadın ve erkeklerin siyasette sahip oldukları yetkilerdeki eşitsizlik açısından yapılan dünya sıralamasında son sıralarda yer alarak 107’nci oldu. Kadınların parlamentoda temsili sıralamasında 134 ülke içinde 108’inci olan Türkiye, bakanlık pozisyonundaki kadınlar sıralamasında 127’nci ülke. Genel eşitlik listesinde en iyi durumda bulunan Müslüman ülkeler arasında Kırgızistan 41’inci sırada yer alarak Türk dünyasını en iyi temsil eden ülke oldu. Azerbaycan 92’nci sırada bulunuyor. Türkiye 129. G20 ülkeleri arasındaki sıralamada ise Türkiye kadın erkek eşitliği açısından sondan ikinci oldu. Türkiye kadın erkek eşitliği açısından G20 ülkelerinden sadece Suudi Arabistan’ı geçti. Vah Türkiyem, vah! (*) Dünya Ekonomik Forumu’nun geleneksel “Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu” 2009 Dilek Önder
Gönderi tarihi: 8 Mart , 2010 15 yıl Kadinlara karsi esitsizlik tüm dünya ülkelerinin sorunlari arasinda geliyor,ne varki Atatürk'ün Türk kadinina verdigi deger ve demokratik haklar Atatürk'ün ölümüyle noktalandi.Bugün ise Türk kadinlarinin büyük bir bölümü demokratik haklardan mahrum yasamaktadir.Ülkemizdeki dincilesme ile kadinlarimizin haklarindaki gerileme,cemiyetten uzaklasmasi din simsárlarinin telkinleri dogrultusunda evine kapanip sadece cocuk dogurma makinesi olarak kullanilmasi artik ciddi boyutlara ulasmistir ve saniyorum ki bu boyutlar önümüzdeki yillarda dahada vahim sonuclara varacak daha dogrusu Türk kadini TALIBAN'in istedigi kadin tipine sokulacaktir.Ülkemizde son yillardaki fasist yapilanma maalesef bu ihtimali daha da güclendiriyor. saygilarla
Gönderi tarihi: 8 Mart , 2010 15 yıl Yazar 'CHP'de modaya uydu' CHP İstanbul Milletvekili Arat, partisini çarşaf açılımı konusunda eleştirdi Balçiçek Pamir’le Söz Sende programına CHP İstanbul milletvekili Prof. Dr. Necla Arat konuk oldu. Prof. Arat programda CHP’nin çarşaf açılımı, son günlerde yaşanan kadınların çarşaf yırtma eylemleri ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bu eyleme karşı eleştirileri hakkında ilginç değerlendirmelerde bulundu. İşte programın o bölümü: Balçiçek Pamir: Siz çarşaf açılımı için partinizi ağır biçimde eleştirmiştiniz. Necla Arat: Artık çarşaf konusunda konuşmak istemiyorum ama söylenecek bir ki şey var. burada söyleyeyim onu da. Şimdi çok yanlış yargılamalar var. orada çarşaf giyen kadınlara karşı yapılan bir eylem yoktu. Orada bir simge olarak çarşaf vardı. Bu simge olarak çarşaf neyi simgeliyordu kadınların gözünde? Bir İran devriminde bayrak haline getirilmiş olan siyasal İslamı. Siyasal İslam bir yerde şeirat kurallarının yaşanmasını bekleyen ve isteyen bir anlayış değil mi? BP: Esareti mi simgeliyordu? NA: Gayet tabii. BP: Biraz çirkindi açıkçası. NA: Başka biçimde yapılsa çok daha iyi olabilirdi ama o arkadaşların hiçbir şekilde çarşaflı kadınlara yönelik bir hareket olarak onu yaptıklarını ben düşünmüyorum. Onlar çarşafın simgelediği zihniyete karşı orada o olayı gerçekleştirdiler. BP: Ama partide de anlaşılmadı ki parti sahip çıkmadı. NA: Parti zaman zaman bunları yanlış anlamakta ısrar ediyor ama bence kendi bakış açımla, sosyolojik ve tarihsel bilgimle kendi doğrularımı anlatmaya, açıklamaya çalışıyorum. Elbette Türkiye’de kadınlar o dönemlere geri dönmek istemezler. O dönemleri simgeleyen birtakım objelere karşı tavır alırlar. Osmanlının son zamanlarına 20. yy.ın başına gelinceye kadar kadınlara yapılanlar Afganistan’da burka giyen kadınlara yapılanlar gibi. Siz çocuğa çıkamazsınız, muhallebici dükkanlarına giremezsiniz, kapalıçarşıya giremez, dükkanların içinde alışveriş yapamazsınız. Gidebileceğiniz camiler sınırlıdır, o camilere girdiğinizde yanınızda başkaları olamaz. BP: Çarşafları yırtmayı filan anlamış değilim ama yine de NA: O protestoyu yapmaları sanıyorum hilafetin kaldırılması yıldönümüyle bağlantılı idi. Hilafet işte halifeliğin işte şeriat hukukun hepsi bir aradaydı BP: Ortalık o kadar gergin ki zaten… NA: Evet tabii o düşünülebilirdi. Yani şimdi karşı çıkılacak çok şey var. bakın bugün gittiğim toplantıda insanlar bana işsizlikten yakındılar. Çocuklarının üniversite bitirip mastır doktora yaptıklarını ama evde oturduklarını anlattılar. İşsizlik, yolsuzluklar, yargıya yönelik tartışmalar, silahlı kuvvetlere yönelik birtakım şeyler bütün bunlar Türkiye’nin bir hercümerç içinde olduğunu gösteriyor. Yani bu aşamada yeni birtakım yeni kazanların kaynamaması için daha dikkatli olmamız gerekir diye düşünüyorum. BP: Siz bu eleştirilerinizi söylediniz mi partide? NA: Henüz fırsat olmadı ama söylerim. Zaten bu konular açıldığında görüşlerimizi, fikirlerimizi söylememiz gerekiyor. Genel başkan da tabii bunları tartışacağız diyor. Yani söylenenleri olumlu karşılıyor benimsemese bile dinliyor bizi. Biz de tabii ki sesimizi çıkaracağız. BP: 11 üye istifa etti galiba CHP’den? NA: Evet 11 CHP’li kadın ayrıldılar, yalnız bırakıldılar.Yalnız bırakılmamalıydılar, daha doğru anlatılmalıydı halka. Bu bakın geleneksel veyahut kültürel bağlamda öyle giyinen kadınları savunuyoruz diye bu kadınlara, CHP’li kadınlara karşı çıkmak yarın öbür gün acaba gelenekseldir diye töreyi de savunmayı getirecek mi karşımıza? BP: Bu ağır bir tespit… NA: Bütün bunları düşünelim yani her geleneksel olan güzel değil. Kültürel olan ama zamanı geçmiş olan, zamana uymayan aşınmış şeyler var. bunlara karşı cesaretle durabilmeliyiz biz. Yani sosyal demokrat olarak da liberal olarak da bunlara karşı durabilmeliyiz. Bu yapılmıyor ne yazık ki. BP: Biraz modaya mı uyuldu yani? NA: Moda akım ne ise veyahut modanın getireceği bir şeyler var ise ona göre davranılıyor, genelde öyle oluyor. Vatan.
Gönderi tarihi: 9 Mart , 2010 15 yıl Çarşafın dini simgelediğini kimse iddia edemeyeceği için, bu din ve inanç aşağılanması olarak algılanamaz. Ama birisi Kuran'ı yırtar, sayfalarını yere atar çiğnerse bu dine hakarettir. Çünkü bunun dini bir sembol olduğu kesindir. Ne yani, defolu çıktığı halde yenisiyle değiştirmediği için kız firmayı protesto için eşarbını yaksa, türban yakma, din karşıtı protesto mu olacak? Eylem demokratiktir. Hiç sakıncası yok. Türkiye'de bir dogmatik inanç kuşatması, herkesi boğmak ve susturmak istiyor...
Gönderi tarihi: 14 Mart , 2010 15 yıl Ne carsaf ne de türban müslüman kiyafeti degildir.Müslüman söyle giyecek diyede bir sablon kiyafet yoktur.Türban sablonlastirilmis bir giysidir ve de kaynagi Fransa'dir.Hep ayni seyleri söyledik;rahibelerin baslarindaki örtü türbandir.Dolayisiyla türban aslinda bir kilise formasidir.Ha isteyen kilise formasini kafasina sarar isteyen eski Persler'den,Grek'lerden sonra da Katoliklerin giysisi olan carsafida giyebilir.Eger Italya'nin Yunanistan'in köylerine gidenleriniz varsa orada kadinlarin bu carsaf tarzi giysileri giydiklerini görmüslerdir.Ayni sekilde Rus köylerinde de kadinlarin carsaf giydikleri bilinir.Bizde carsaf farkli bir kullanimla Türk'lere has bir carsaf tarzi yaratilmistir.Kimse kimsenin kilik kiyafetine karisamaz ama kimsede kendi giydigi kiyafeti birilerine dayatamaz,hele de bu kiyafetlerin kabul görmedigi ortamlari paravan alipta müslüman ayirimi yapiliyor diyemez. CHP'li kadinlarin yaptigi protesto carsaf giyen kadinlara karsi bir eylem degildi öyle lanse edildi. Carsaf yirtmak carsafa karsi olmak anlamina alinirsa o zaman dayak yiyen bikinili kadinlara yapilanlarda tesettür disi kiyafetlere karsi olmak anlamina gelir.Siz hic meclise bikini ile girmeye calisan bir kadin milletvekili gördünüzmü?Hayir ama türbanli girdi.Merve Kavakci adli bir Erbakan milletvekili.Nazli Ilicak adli bir gazeteci milletvekilide onu destekledi.Nazli Ilicak Refah partisi milletvekiliydi dün türbana karsiydi ama milletvekili olunca türbanci olup cikti. Sirk kiyafetleri gibi kiyafetlerle Islami yozlastirmaya calisanlar müslümanlari bu komik kiyafetlerle cemiyetin disinda tutma mücadlesi verenler kadinlarin özgürlügüne karsi olanlardir.Laiklige karsi olanlar bu kesimdir.Yani Laiklik neymis yasasin Taliban diyenler ve hanimlarinida öyle giydirenler. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.