Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Tahmin etmekte pek zorlanmayacağınız gibi konumuz yine Kürtler ve Kürt Olmayanlar ile ilgili.

Neden hep "Kürtler" ve "Kürt Olmayanlar" gibi bir ayrım yapıyorum?

Çünkü, bu ayrımı öncelikle Kürtçü kesimin kendisi yapıyor;

Sadece adına "Kürtler ve Türkler" diyorlar; o kadar.

Oysa bunun yanlış bir adlandırma olması kadar, bu lafı diline dolamış herhangi birisini

Bu konularda pek de ciddiye almadığımı da söylemek isterim.

Bu açıdan konuya romantik yaklaşan ve "Kürt-Türk Kardeştir" diye sloganlar atanlar da ne yazık ki Kürtçüler kadar inandırıcılıktan uzaktırlar.

Çünkü denklemler, eşit nitelikteki öğeler ya da elemanlar arasında kurulur.

Örneğin Elmalar ile Armutları toplayamazsınız;

Aynı zamanda eşitleyemezsinizde...

Kürtler, kim ne kadar romantik yaklaşırsa yaklaşsın, henüz Ulus Kimliği'ne bürünememişlerdir.

Kuzey Irak'taki Kürt Örgütlenmesi de bu açıdan birşey ifade etmez;

Devlet kurmuş olmak, Ulus olunabildiği anlamına gelmiyor.

Ulus olmanın koşullarından defalarca söz ettiğim için şimdi tekrar ayrıntılamayı gereksiz buluyorum

Fakat Kuzey Afrika'daki herhangi bir Kabile ne kadar Ulus ise,

Gerek Kuzey Irak'taki ve gerek Türkiye'deki Kürtler de o kadar Ulus'turlar.

 

Türkiye "Türklük" bir "Ulus" adıdır.

Tarihsel bir atamadan ibarettir.

O kadar...

Bir Irk adını nitelemez...

Adlar tarihsel süreçte anlam değiştirirler.

"Türk" adı da anlam değiştirmiştir ve hem toplumsal olarak ve hem de tarihsel olarak Türkiye'de bir "Irk" adı olmaktan çıkmıştır.

Kaldı ki Türkiye'de "Saf Kan Türkmen"leri topladığımızda, belki birkaç milyondan fazla etmez.

Ha bu arada Kürtler bu duruma sevinebilirler;

Eğer hala "Kan Bağı" ya da "Irk Birliği" gibi çağdışı ve ilkel bir kafa yapısına sahip iseler.

Gerçi hala aynı kandan olmaya dayalı toplumsallaşmadan kopamamış bir kültürden çok daha çağdaş bir yaklaşımı bekleyemezsiniz.

Elbette ki kendi ırkından olanların daha fazla olması, onları daha da sevindirecektir;

Fakat Türk ırkından gelenlerin ne kadar az olduğu beni hiç ilgilendirmiyor...

 

Bir ülkede bir ırkın "Irkçılığı"nı yapabilmeniz için;

Irkçılığını yapabilmeye yeltendiğiniz Irkın, o ırkın temel kültürüne dayalı toplumsallaşma biçiminin

Irkçılık yapmaya en uygun biçimde sürdürülmesi gerekir.

Türkiye'de ise Türkmenlerde böyle bir toplumsal yapı taa 1500lerden beridir sistemli olarak yok edilmiştir.

Zaten bu ilkel kabile yapısı en erken Türkmenlerde yıkıldığı için Anadolu Uluslaşabilmiştir...

Pek belli ki ı yapıyı yıkamayanlar da Uluslaşamamış ya da bu Uluslaşma sürecine katılamamıştır...

 

Hatırlatmam gerekirse, Kürtler hala kan bağına dayalı bir toplumsal yapı sergilerler

Ve Anadolu'da "Irkçılık" yapmaya müsait ve bugün Irkçılığı yapılan tek etnik unsur konumundadırlar bu yüzden...

 

Neyse...

 

Gelelim, güya Demokrat ve Kürtçü akımdaki söylemlerin en büyük çelişkilerine...

Yeri geldikçe sözünü ettiğim tüm diğer çelişkileri yanında;

Her konuda söz sahibi olmak gibi mükemmel bir kültürlenme düzeyine sahip;

Aynı zamanda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi de olabilen bu kesim, Türkiye için her zaman şunu dile getirirler:

"Türkiye Kürtlere Soykırım Yaptı"

"Türkiye Kürtleri Asimile Etti"

 

Fakat ne kadar tuhaftır ki, tüm söylemlerin yanında en büyük çelişkiyi de bu ikisi taşıyor.

Ve ne kadar tuhaftır ki kimse de bunlar arasındaki çelişkiye hiç dikkat etmiyor...

Bunları söyleyen kimseler bile...

 

Şimdi kendinizi "Soykırım" yapabilecek kadar "Irkçı" bir kafa yapısında düşünün.

Diyelim ki "Hitler"siniz ya da "Ku Klux Klan" üyesisiniz...

Kendi ırkınızdan olmayanlara "Düşmansınız"...

Irkçılığın en temel düşüncesi, mensubu olunan ırkın en üstün ve yetkin ırk olduğu savına dayanır.

Dolayısı ile sizin, başka bir ırkın mensubu birisi ile ilişkiye girip, çocuk sahibi olmanız,

Tek bir bebekte iki sonuç doğurur:

İlkin:

Sizin ırkınız "üstün ırk" olduğu için, başka bir ırktan kimseden çocuk yaparak, o ırkın genlerini melezleyerek, o ırkı biraz daha kaliteli hale getirmişsinizdir.

İkinci olarak:

Fakat kendiniz "üstün ırktan" birisi olarak, aşağı ırktan birisi ile çiftleşmek suretiyle, kendi genlerinizin kalitesini düşürmüşsünüz demektir.

 

Yani her iki ırktan ebeveyni olan bu bebeğiniz;

Bir ebeveyni "Üstün Irktan" olma k sureti ile ve bir ebeveyni de "Aşağı Irktan" olmak sureti ile ara basamakta bir kalitededir

Ve ne yazık ki "Aşağı Irkın" üzerinde olmasına rağmen, "Üstün Irkın" aşağısında bulunmaktadır.

Yani bir aşağı bir ırkın kalitesini yükseltirken;

Yüksek ırkın kalitesini de düşürmüştür demektir.

Ve emin olun eğer ırkçı iseniz;

Tahammül edemeyeceğiniz tek şey budur...

 

O yüzden ciddi hiçbir ırkçı, başka bir ırkın bireyi ile çiftleşen ırkından bir başka bireye o kadar hoşgörülü yaklaşamaz.

Hitler'in Yahudiler ile eş-dost olan Almanları kovuşturmasının nedeni tam olarak buydu zaten...

Ya da Ku Kulx Klan'ların zencilerle arkadaşlık kuran beyazları dövmeleri de bundandır...

 

Valla bana öyle bakmayın;

Irkçılığın en değişmez mantığı budur.

Gobineau'dan tutun, Hegel'i alın yanına, onu da Hitler'e katın;

Ahanda karşınıza bu çıkar...

 

Yani eğer siz bir ırkçı iseniz;

Asimilasyona kesinlikle karşısınız demektir.

Ve kesinlikle başka bir ırkı, kendi ırkınızla melezleyemezsiniz; melezlemezsiniz...

Başka bir ırkı, kendi ırkınız içinde eritmeye yeltenemezsiniz; yeltenmezsiniz...

Başka bir ırkı, kendi ırkınıza benzetemezsiniz; benzetmezsiniz...

 

Yani bir Irkçı, kesinlikle Asimilasyoncu olamaz.

Bir Asimilasyoncu da, kesinlikle Irkçı olamaz.

 

Zaten Türkiye'de, Irkçılığını yapabileceğiniz potansiyelde Türkmen ya da Saf-Kan Türk'de yoktur.

Ancak ırkçılığını yapabileceğiniz potansiyelde, ilkel toplumsal bir örgütlenmeye ve bu örgütlenmenin yarattığı kültüre sahip Kürt vardır.

Irklarının ne olduğu umrumda değil;

Tek derdim, Feodalizmin son bulması...

Ve o örgütlenmenin dikte ettiği, yaşattığı, doğurduğu dünya duruşunun, kafa yapısının ya da kültürün son bulması...

Yoksa bir-iki "İyi Niyetli!" arkadaşın çıkıp, yazdıklarıma bakarak:

"Ahanda sen ırkçısın" diyeceklerini çok iyi biliyorum...

Kaldı ki ben ırkçı değilim;

Irkçılık yapabilmem için babaannemin Laz değil, Türk olması gerekirdi...

Ve benim de hangi ırktan gelip gelmediğimi önemsiyor olmam gerekirdi...

Ama emin olun ki bu yazıdan alınan kesimin önemsediğinin milyonda biri kadar umrumda değil hangi ırktan geldiğim

Ya da kimin hangi ırka mensup olduğu...

 

Şimdi her bulduğu taşı, ne olup olmadığına bakmadan Türkiye'ye atan,

Her bulduğu kara'yı üşenmeden Türkiye'ye çalan;

Fakat boğazına kadar, sorgulayamadığı çelişkilerle dolu olan bu kesimin derdi nedir?

Ben onu bilemem...

Herkesin derdi kendine...

 

Her zaman derim:

Eğer Türkiye Irkçı bir devlet idiyse;

Sanırım dünyanın en berbat, en akılsız ve en beceriksiz Irkçı tek devletidir.

Eğer Asimilasyoncu bir devlet idiyse;

Sanırım dünyanın en berbat, en akılsız ve en beceriksiz Asimilasyoncu tek devletidir.

 

Ya da her ikisi de değil...

Aslında da gerçekten de her ikisi de değil:

Çünkü Irkçı ya da Asimilasyoncu olmak için gerekli ideolojik, toplumsal, ekonomik ve örgütsel altyapıya Türkiye hiçbir zaman sahip olamamıştır.

 

Neyse:

Aslında bu büyüttüğüm kadar da büyük bir çelişki değil bence; Kürtçülerin Türkiye'ye hem Asimilasyoncu hem de Irkçı demeleri.

Yani bir çelişki olduğu besbelli ama çok da önemsenecek bir çelişki değil.

Her ağacın eğri olduğu bir ormanda,

Bir başka eğri ağaca daha rastlamak şaşırılacak birşey değildir çünkü.

 

Deve bile alışmış da kendine:

"Nerem doğru ki" demiş...

 

Kavramlar önemlidir arkadaşlar...

Ne söyleyip söylemediğinizi, neyi savunup savunmadığınızı bilmeniz için

Kavramları bilmek çok önemlidir...

 

Ha bir de:

Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmamak da en büyük öneme sahiptir...

 

Başka bir çelişkiyi daha aşındırana kadar:

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

.

 

 

Cok güzel herdaim basarili üstün yazilarin cok güzel bir calisma ortaminda cikabilecek bir yazi bir arastirma ellerine saglik

 

Tesekkürler.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Tahmin etmekte pek zorlanmayacağınız gibi konumuz yine Kürtler ve Kürt Olmayanlar ile ilgili.

Neden hep "Kürtler" ve "Kürt Olmayanlar" gibi bir ayrım yapıyorum?

Çünkü, bu ayrımı öncelikle Kürtçü kesimin kendisi yapıyor;

Sadece adına "Kürtler ve Türkler" diyorlar; o kadar.

Oysa bunun yanlış bir adlandırma olması kadar, bu lafı diline dolamış herhangi birisini

Bu konularda pek de ciddiye almadığımı da söylemek isterim.

Bu açıdan konuya romantik yaklaşan ve "Kürt-Türk Kardeştir" diye sloganlar atanlar da ne yazık ki Kürtçüler kadar inandırıcılıktan uzaktırlar.

 

Ve o örgütlenmenin dikte ettiği, yaşattığı, doğurduğu dünya duruşunun, kafa yapısının ya da kültürün son bulması...

Yoksa bir-iki "İyi Niyetli!" arkadaşın çıkıp, yazdıklarıma bakarak:

"Ahanda sen ırkçısın" diyeceklerini çok iyi biliyorum...

Kaldı ki ben ırkçı değilim;

Irkçılık yapabilmem için babaannemin Laz değil, Türk olması gerekirdi...

 

 

 

Sayin Tengeriin bosig;

 

Türkiyede irkcilik neymis? Birde degisik acidan bakalim.

 

Öncelikle sunu söylemeliyimki; yorumunuzda kürtcü kelimesini sikca kullandiginiz halde, Türkcü kelimesini bir defa dahi kullanmamissiniz. Buda gösteriyorki; yorumunuzuda önyargilariniz ön plana cikmis.

 

Kendinizin irkci olamayacagini, bunuda babaannenizin laz olmasina bagliyorsunuz. Zira benimde bildigim kadariyla yedi kusaktan Türk oldugumdan, irkci olmammi gerekiyor? Birde sülalesi laz olan I.Türüt neden azili irkcilardan olupta, F.Saka ve bircok sanatci neden devrimci diye sormayacagim.

 

Bu forumdaki üyelerin analizini yaptigimizda bile, karsimiza degisik irkci yaklasimli yorumlar ve düsünceler cikiyor.

 

Mesela bir yorumcu sikca; "Hepimiz Ermeniyiz diyenler, neden hepimiz mehmetcikiz demezler" diye sorar.

O arkadasta fevkalede biliyorki;

Almanyada Genc ailesi katledildiginde kinama yürüyüsü düzenlenmis, Türkten fazla Alman katilmisti o yürüyüse. Almanlar "hepimiz Türküz" diye slogan atmislardi ama, bir tane Almanin bile Türk oldugunu kimse duymamistir. Bu bir dayanisma meselesi olup, kimseninde Ermeni olmak gibi bir düsüncesi yoktu.

Mehmetcik meselesine gelince; Dünyanin neresinde dogarsan dog egerki Türk vatandasiysan, zaten asker doguyorsun. Zamani geldiginde o görevi istesende, istemesende yapacaksin. Baska sansin varmi?

 

Bir baskasi devamli konuyle ilgisi olmayan yorumlar yapar, diger yorumculari alaya alir, sirf fikirleri dolayisiyla rep (rep oldugu günlerde) ve iltifat yagmuruna ugratilir, bunlarin isimlerine yagcilikmi yoksa baska birseymi dememiz gerekir? Irkcilik demeyelim kizarsiniz.!!!

 

80 öncesini irdeleyecek olursak; TSK derin devlet ve piyonlari doguda terör estirip, köyleri yakip yikip, insanlari yurtlarindan edip dilenci durumuna getirmeleri sizce adil bir davranismi? O piyonlar (Ülkücüler) 6.Filoyu protesto eden 68 kusagi genclerinin karsilarina dikilip, ABD yandasligi yaptiklarinda isimlendirmeleri ne olmaliydi? O kurulusun militanlari Atatürkün arkasina siginip siyaset yapiyorlar simdilerde. Halbuki 80 öncesinde Atatürk heykellerine saldiranlar onlar, nöbet bekleyenler 68 kusagi genclerdi. Birde siirleri vardi Atatürk hakkinda.

 

Eyy Atatürk nettin.

Coluk cocul demedin *****

Oradaki koministleri görmedinde.

Geldin gözünü bizemi diktin.

 

Bu siiri selam durdurarak bizlerede söyletmeye calisirlar, söylemedigimizde döverlerdi. Simdilerde onlar Atatürk sempatizani olup, bizleri Atatürk karsiti olarak gösterebiliyorlar. 80 den sonra Atatürkte negibi bir degisim olduda sahiplendiler sormak gerekir. Biz simdi bunlara irkci demeyelim kizarsiniz diye.

 

Su alintiyi dikkatlice izleyin.

 

 

Bir zamanlar bir cezaevinde...

 

1981-84 yılları arasında 34 tutuklunun öldüğü, yüzlerce kişinin ise sakat kaldığı Diyarbakır Cezaevi'nde dehşete tanık olanlar anlatıyor.

 

 

ERTUĞRUL MAVİOĞLU

 

İSTANBUL - Diyarbakır 5 No' lu Cezaevi'nde 1981-1984 yılları arasında 34 tutuklunun ölümüne, yüzlerce tutuklunun da sakat kalmasına ve sinir sistemlerinin tahribine neden olan uygulamaların üzerindeki sis perdesi aralanıyor. 20 tutuklunun aldığı ağır darbelerle, beş tutuklunun da açlık direnişinde öldüğü, koşulları protesto eden beş tutuklunun kendini asarak, dördünün de kendini yakarak yaşamına son verdiği, 'vahşet dönemi' diye adlandırılan bu yılları yaşayan 29 tanık ile iki savunma avukatının anlatımı, Serbesti adlı derginin 14. sayısında yayımlandı.

 

Ceza alan olmadı.

 

Hiçbir görevlinin ceza almadığı bu dehşet süreciyle ilgili duyduklarını 1987'de bir kez de yaşayanlardan dinlemek isteyen yazar Aziz Nesin'le ilgili bir anekdotu, iki yılını bu cezaevinde geçiren Nuri Sınır şöyle aktarıyor:

"Aziz Nesin, 'Çocuklar' dedi, 'Bu cezaeviyle ilgili çok şey söylendi, ancak siz orada yaşadınız, sizden dinlemek istiyorum.' 28 olay anlattık. Aziz Nesin çok dalmıştı, pencereden yağan karı seyrederken bir ara dönüp baktı ve şunu söyledi: 'Yahu çocuklar, kendi hayal dünyamı çok geniş biliyordum. Ama Kürtlerinki daha çok genişmiş.' Aziz Nesin, bizim anlattıklarımıza inanmadı."

İşte tanıklardan birinin, "Durduğumuz yerde 16 saat diz çökerek bütün sesimizle ırkçı-turancı marşlar söylüyorduk" diye özetlediği 'Türkiye'nin Aushwitz'inden günlük yaşam manzaraları:

 

Banyolu mu TV'li mi?

 

Haluk Yıldızhan (Diyarbakır doğumlu): Gözaltından gelenleri genel olarak sinema salonuna değil de, o zaman 37 olarak adlandırılan, daha sonra 36 adını alan hücrelere götürürlerdi. Burada, "Banyolu mu televizyonlu koğuş mu istersin?" diye sorup, cevap ne olursa olsun her iki durumda da alt katlardaki tuvaletleri tıkanmış ve pislik içindeki lağım sularının ve insan dışkılarının yüzdüğü bir yerde süründürülür, günlerce işkence ve kaba dayakla hoş geldin safhasında yıldırdıktan, tamamen teslim aldıklarına inandıktan sonra koğuşa gönderirlerdi.

 

Yoruluncaya dek dayak

 

Osman Karavil (Diyarbakır doğumlu): Koridorda sıra dayağından geçirildikten sonra hücrelere dağıtıldık. Tek kişilik bu yere yedi kişi sığdırıldık. Askerler göründü, 'Ellerinizi uzatın' dediler. Hücrenin, kapı ve penceresinden ellerimizi uzattık. Yoruluncaya kadar dövüp gittiler. Bu dayaklar, tahminen her yarım saatte bir tekrarlandı. Sonra hücre dayağı düzenine geçildi. Günde üç fasıl, sabah, öğlen, akşam...

 

Garabet'e sünnet

 

K.Y. (Diyarbakır doğumlu, 16 yaşında tutuklandı): Bana cop sokmaya çalıştılar, çok direndim, kafamı duvarlara vurdum, kendime büyük zarar vereceğimi gördüler, benden vazgeçtiler. Ama arkadaşlarımdan yaklaşık 200-250 insana cop soktular. Aslen Ermeni olan Garabet Demircioğlu arkadaşımız vardı. Maşallahlı sünnet elbisesi giydirerek, törenle sünnet ettirdiler, ismini de Ahmet olarak değiştirdiler.

 

Koç mu kuzu mu?

 

Nazif Kaleli (Şanlıurfa doğumlu): Üzerinde 40 çivi olan bir sopa vardı, onunla vuruyorlardı. Bir tane 'kuzu' dedikleri sopa vardı, bir de 'koç'. Biz her zaman copu tercih ediyorduk. Cop korkunç acıtıyordu, ödem oluşturuyordu, ama daha sonra geçiyordu. Ancak sopalar kemikleri eziyordu.

 

'Ağzına işeyeceksin'

 

Cevdet Baran (Diyarbakır doğumlu): Bişar Akbaş adında bir arkadaş vardı. Gardiyanların emrine karşı çıkıyordu, yürümüyordu, hem rahatsızdı hem de inat ediyordu. Bir gün gardiyan kolumdan tuttu ve "Çık" dedi. Bişar'ın yanına götürdüler. Onu karın içine yatırmışlardı ve bana dediler ki, "Ağzına işeyeceksin."

"Yapmıyorum" demedim. "Gelmiyor komutanım" dedim. Beni dövmeye başladı. Epey dövdü, karın içinde sürdürdü, tabanlarıma vurmaya başladı. Ne yaptıysa "Gelmiyor" dedim. Sonunda beni de Bişar'ın yanına yatırdı.

 

Kelime başı 150 sopa

 

Hasan Daş (Mardin doğumlu): Hücreler kötü, koğuşa gitsem rahat ederim, diye düşünüyordum ki, 6'ncı Koğuş'a götürdüler. Gardiyan geldi, 'Yeni gelenler öne çıksın' dedi. Elinde bir değnek, değneğin adı Haydar.

Bana, 'Kaç gün hücrede kaldın' dedi. 'Bir ay' dedim. 'Atatürk'ün gençliğe hitabesini ve andımızı da mı ezberleyemedin?' 'Hayır, okumam-yazmam yok komutanım' dedim. Haydarla bayıltıncaya kadar dövdü. 53 tane marş ezberledim. Her bir kelimesi için yüz ellinin üzerinde cop yedim desem, asla mübalağa olmaz.

 

Copu dişlettiler

 

Mehmet Ece (Van doğumlu): Bir gün gardiyan çağırıp dövdükten sonra ağzıma cop sokup "Dişle" dedi. Copu dişlediğimde hızla çekti ve önden iki dişim kırıldı. Kırılan dişlerimin kökleri kaldı. Bir hafta sonra yüzüm, gözüm balon gibi şişti. Aynı gardiyan, "Niye yüzün şiş" diye soruyordu.

"Ranzadan düşerken dişlerim kırıldı komutanım" diyordum.

 

'Ranzadan düştüm'

 

Mehmet Emin Kardeş (Mardin doğumlu): Dövüyorlar, muhakkak dövdüğü kişinin bir tarafını da kırıyorlardı. "Ne oldu sana" diyorlar, "Ranzadan düştüm komutanım" diyorduk. Herkese avuç avuç ********* yediriyorlardı, bu çok sıradandı. 23'üncü Koğuş'ta Y.A. adında bir arkadaşımız vardı. Herkesin gözü önünde ona cop soktular. Cop sokma, ********* yedirme çok adettendi.

 

köpege tekmil.

 

Paşa Akdoğan (Diyarbakır doğumlu): Tıraş kremini, kalın çizgiler şeklinde yüzümüze sürdüler, sonra upuzun ince bir ip getirerek, "Tren yapacağız" dediler.

Herkesin kamışına ip bağladıktan sonra "Koş" dediler. Koşuyoruz ama en ufak bir şekilde geride kalmak herkesi gerdiriyordu ve aynı zamanda hep birlikte oturup hep birlikte kalkmak zorundaydık. Bir süre o şekilde koşturup yat-kalk yaptırdılar. Sonra alt hücrelere indirdiler. Banyo dedikleri de lağımdı. Köpeği öyle alıştırmışlardı ki, tekmil vermediğin zaman saldırırdı. Üzerimizdeki elbiseleri parçalardı ve hiçbir şekilde ona karşı bir şey yapamazdık.

 

'Kanlı karavana yedik'

 

Selahattin Bulut (Mardin doğumlu): Kapı açılıp karavanayı içeriye getirmeden önce gardiyan bizi çok döverdi. "Verdiğim yemeğin hakkını istiyorum" derdi, ta ki bir tarafımızdan karavanaya kan akana dek döverdi. O işkence döneminde günde üç öğün, kanlı karavana yerdik. Diş macunu, deterjan, çöp gibi şeyleri yediriyorlardı. Cezaevine Türkçe bilmeyen ziyaretçi alınmazdı.

Türkçe bilmeyen nenem, dilsiz taklidiyle görüşe girdi. Ağzından bir kelime çıkmadı. Sadece hıçkırıyor, yaşlı gözlerle bana bakıyordu. Ben çıkmadan da öldü.

 

Çıplak koridor temizliği

 

Behlül Yavuz (Diyarbakır doğumlu): Bir gün, "Sizi hamama götüreceğiz" dediler. İki ayda bir yarım kova soğuk su bize ya düşüyor ya düşmüyor. Bu hamam nereden çıktı diye endişelenmeye başladık. Hamama gittik, "Soyunun" dediler. Herkes çırılçıplak soyundu. "Su dök", biraz su döküldü. "Sabun sür", sabun sürüldü.

"Su dök", biraz su döküldü ve "Giyin, çık dışarı" dediler. O ıslak ve sabunlu halimizle, atlet ve külotları giydik. Büyük koridorda, "Tek kol sıra halinde dizilin" dediler. O koridor, dayaklar nedeniyle hep kan ve irindi. Birinci sıra kaba kirleri sildi, ikinci sıradakiler arta kalan ince tabakayı siliyorduk, üçüncü sıra da tertemiz siliyordu ve o halde bizi koğuşa geri getirdiler. O pislikle yatmak zorundaydık. Her taraf kan ve irindi. Aşırı bir bitlenme vardı. Sekiz saat sürekli dayak yiyorduk. Dayak yemediğimiz yemek aralarında ve molalarda da birisi Atatürk'ün nutukları ve yaşamını okur, biz de tekrarlardık.

 

 

'Ölebilirim' dedi, öldü

 

Cemşit Bilek (12 Eylül döneminde Diyarbakır'da siyasi dava avukatı): Müvekkillerimiz mahkemede hazırolda duruyordu. Konuşma hakları yoktu. Sandalyede oturmuş, ellerini nizami şekilde dizlerinin üstünde tutuyorlardı. Kafalar sıfır numara tıraşlı, tek tip elbise içinde, başlarını dik tutarak, tek bir noktaya bakarak, put gibi durmak zorundaydılar. Ölümü de göze alarak kalkıp konuşanlar oluyordu. Rahmetli Necmettin Büyükkaya, geldiği son duruşmada ayağa kalktı, söz istedi. "Bir sonraki mahkemeye kadar yaşamayabilirim, haberiniz olsun, beni sürekli tehdit ediyorlar. Sonra 'Yok kalpten gitti, şundan, bundan gitti' türünden düzmece bir tutanak da tutarak beni öldürebilirler. Ancak gördüğünüz gibi ben çok sıhhatliyim" dedi. Ve gerçekten de bir sonraki mahkemeye gelmeden öldürüldü.

 

http://www.radikal.c...p?haberno=94914

 

Diyarbakir zindanlarinda bunlar yasanirken; Mamak ve Metris zindanlarindada ayni manzara yasanmaktaydi. Maras,Corum,Bahcelievler,Gaziosmanpasa,Ümraniye,Sivas ve daha bircok katliamlarda, asker ve polis yapilan katliamlari izlemekle yetinmis, hicbir müdahelede bulunmamistir.

 

Birde isin karanlik yüzü varki, aydinlatilmasi mümkün degil. U.Mumcu,C.Emec, B.Ücok, A.T.Kislali, K.Türkler, A.Ipekci,T.Dursun ve daha bircoklarinin katilleride onlardir. Birtek A.Ipekcinin katili yakalanmis oda hapishaneden kacirilarak ikinci bir cinayeti üstlenmis, ancak o sekilde cezasini cekmistir. Eger papa suikastina karismasaydi, simdi krallar gibi Amerikanin bilinmeyen biryerlerinde yasiyor olacakti.

 

Simdi soruyorum size. Bu PKK yi doguran, yaratan kimlerdi acaba? Türkiyede PKK olayinin bitmesini istemeyen kimlerdir diye bir soru sorulsa, vereceginiz cevap neolurdu? Benim cevabim söyle olurdu.

 

1 - Türk silahli kuvvetleri. Eger PKK olayi baris cercevesinde bitirilirse,TSK kan kaybeder. Halkin sempatisi azalir. Askere gitmeyecegim diyenlerin sayisi hergün artar.

 

2 - MHP - Ülkücüler. Eger PKK olayi baris cercevesinde bitirilirse, MHP nin belirgin bir siyaseti kalmaz, kan kaybeder. Saf insanlari "vatan millet Sakarya" yalanlariyla örgütleyemezler.

 

80 sonrasinda Atatürkün silinemeyecegi gercegini görüp, madem silemiyoruz sahiplenelim bari deyip Atatürkün arkasina siginarak siyaset yapmaya calisan o güruh, simdilerde bizi Atatürk düsmani bile gösterebiliyor. Simdilerde ise sadece piyon degismis olup, irticaya dogru yol almis durumdayiz.

 

Sonuc olarak PKK yi yaratan gücler, PKK olayinin bitmesini istemezler. Eger biterse, TSK nin kralligi, MHP (ülkücülerin) kariyeri son bulur. Hicbir sanatci eserinin yok olmasini istemez...

 

Ülkü ocaklari PKK kadar tehlikeli olup, PKK nin aksine legal bir örgüttür.

 

Sayin Tengeriin bosik ve digerleri;

 

Sizlerden biri su yukaridaki kisilerden birileri olsanizda, o iskencelerden kurtulup disari cikabilseniz, disari ciktiginizdada heran gözetlendiginizi bilseniz, nasil bir yasam secerdiniz? PKK nasil meydana ciktinin sorusunu soruyorum aslinda.!!!

 

Simdi biz yukarida saydiklarimizin lakaplarina "irkci" desek kizarsiniz, "fasist" desek küsersiniz, "resimcinin *****" desek kaba kacar, en iyisi "Evrenin cocuklari" diyelimde, hoslarina gittiginde bana gazoz kapagindan madalya bile verirler belkide.!

 

Bana gelirse; Düzenin carpikligindan ve hocalarinin irkci yaklasimlarindan dolayi, ortaokulu tam ortasinda birakmak zorunda kaldigimdan, edebiyatimda sizinki kadar düzgün degil haliyle. Bunuda hos karsilayin lütfen.Selametle.

 

Seyrekler

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Sayın Süzgeç...

Öncelikle bu özgüveni yüksek iletiniz için teşekkür ederim.

Fakat hatırlatmak da isterim ki:

Özgüven her zaman yararlı değildir,

Çünkü hatalarınızın bile doğru olduğuna inanmaya başlarsınız...

 

Gelelim söylemlerinize:

 

Öncelikle sunu söylemeliyimki; yorumunuzda kürtcü kelimesini sikca kullandiginiz halde, Türkcü kelimesini bir defa dahi kullanmamissiniz. Buda gösteriyorki; yorumunuzuda önyargilariniz ön plana cikmis.

 

Önyargı olduğunu iddia ettiğiniz şeyleri ispat etmediğiniz sürece;

Önyargılı olduğum hakkındaki söyleminiz iftiradan daha fazlası değildir.

Bir "Nazi"ye "Nazi" demek ya da bir "Şeriatçı"ya "Şeriatçı" demek önyargılı olmak demek değildir.

Hangi düşüncenin ya da kişinin ne olduğunu tanımlamaktır...

 

Konu odağım Türkçüler olsaydı, Kürtçü adı yerine Türkçü adını kullanırdım.

Bir konuda yazı yazmayı bilen herkes, bunun ne demek olduğunu bilir.

Kendinizin irkci olamayacagini, bunuda babaannenizin laz olmasina bagliyorsunuz. Zira benimde bildigim kadariyla yedi kusaktan Türk oldugumdan, irkci olmammi gerekiyor? Birde sülalesi laz olan I.Türüt neden azili irkcilardan olupta, F.Saka ve bircok sanatci neden devrimci diye sormayacagim.

Bir kere bu sorunuz sadece ve sadece birşeyler yazmış olmak için sorulmuş izlenimi veriyor.

Tamam, bu forumda var olduğunuzu biliyorum ve artık öğrendim

Ama sırf farkedilmek için de bu tarz bir soru sorulmaz.

Şöyle ki;

Ben bir ırkçı olamam, çünkü ırkçı olacağım zaman;

Hem kendimle ve hem de savunmuş olacağım "ırkçılık" ile çelişik duruma düşerdim.

Ki bu da kişiyi inandırıcı ve tutarlı kılmaz.

Örneğin ben çıkıp da "Türk Irkının Üstünlüğü"nü savunamam.

Çünkü bir kere öncelikle kendim Türk Irkı'ndan değilim her aile bağımla.

 

Fakat sizin yedi kuşağınız Türk Irkından ise eğer;

Siz Türk Irkçılığı yaptığınızda, kendinizle kendi içinizde %100 tutarlı olursunuz.

Çünkü ırkçılığını yaptığınız ırkın saf-kan bir ferdisinizdir.

 

Benim Türk Irkçılığı yapacak olmam;

Çerkez, Laz ya da Kürt Irkçılığı yapmam kadar komik bir durum olurdu.

 

Ayrıca İ. Türüt ile Fuat Saka'yı da işin içine katarak sorduğunuz sorunun ne kadar tutarsız olduğunu söylemiyorum bile.

Sadece "Ne alaka!" diyebiliyorum...

Yani bu söylediklerinizin, benim yazdığım yazıyla ne alakası var?

Nasıl bir ilgi kurabildiniz de böyle bir soru sorabildiniz; hayret!

 

Bir baskasi devamli konuyle ilgisi olmayan yorumlar yapar, diger yorumculari alaya alir, sirf fikirleri dolayisiyla rep (rep oldugu günlerde) ve iltifat yagmuruna ugratilir, bunlarin isimlerine yagcilikmi yoksa baska birseymi dememiz gerekir? Irkcilik demeyelim kizarsiniz.!!!

Siz sanırım şu +Rep olayından bayağı içerlemişsiniz...

Bu foruma üye olduğum ilk andan beri herkes bilir ki;

Kimin ne düşündüğünü,

O kimselerle sürü psikolojisi ile hareket edecek derecede önemsemem.

İltifata uğratanlar da, +rep verenler de bunu kendi kendilerince yapmışlardır.

Bunu o dönem yapan o "diğer" kesimin de, yaparken ne düşündüklerini hiç sorgulamaya değer bulmuyorum bile.

Bana sürekli -rep verip, kendilerini +rep'e boğmalarını komik bulmuştum; eğlenceli de gelmişti.

 

Hem bu bir yana;

Irkçılık, forumlara üye olup +rep ya da -rep vermekle olmaz.

 

Birde isin karanlik yüzü varki, aydinlatilmasi mümkün degil. U.Mumcu,C.Emec, B.Ücok, A.T.Kislali, K.Türkler, A.Ipekci,T.Dursun ve daha bircoklarinin katilleride onlardir. Birtek A.Ipekcinin katili yakalanmis oda hapishaneden kacirilarak ikinci bir cinayeti üstlenmis, ancak o sekilde cezasini cekmistir. Eger papa suikastina karismasaydi, simdi krallar gibi Amerikanin bilinmeyen biryerlerinde yasiyor olacakti.

 

Simdi soruyorum size. Bu PKK yi doguran, yaratan kimlerdi acaba? Türkiyede PKK olayinin bitmesini istemeyen kimlerdir diye bir soru sorulsa, vereceginiz cevap neolurdu

 

PKK, Ulus-Devlet Çağdaş Yönetim Biçimi'ni ve Halk Egemenliği'ni ilke edinen Çağdaşlaşma derdinde olan Türkiye'de,

Hala ilkel, feodal/aşiret toplumsal yapısını terkedemeyen Kürtleri güderek onlardan nemalanmaya çalışan

Ayrılıkçı/Kürtçü kesimin yarattığı bir sorundur.

PKK, Kürt Sorunu'nun tamamı değil,

Sadece çok ufak bir parçasıdır ve asıl sorun Mülkiyet Sorunu'dur.

PKK; yine tekrarlıyorum ki, bu sorundan nemalanmak isteyenlerin kurduğu bir örgüttür.

Kuranlar kah devletin içindendir, kah devlete karşıdır...

Kah Kürt'tür, kah Kürt Değildir...

Sonuçta çıkarları söz konusudur ve ona göre kurulmuştur...

Kürtlerin çağdaş gereksinimlerini temsil etmenin yanından bile geçemez PKK...

Benim cevabim söyle olurdu.

 

1 - Türk silahli kuvvetleri. Eger PKK olayi baris cercevesinde bitirilirse,TSK kan kaybeder. Halkin sempatisi azalir. Askere gitmeyecegim diyenlerin sayisi hergün artar.

 

2 - MHP - Ülkücüler. Eger PKK olayi baris cercevesinde bitirilirse, MHP nin belirgin bir siyaseti kalmaz, kan kaybeder. Saf insanlari "vatan millet Sakarya" yalanlariyla örgütleyemezler.

Eğer yanıtınız gerçekten buysa;

Daldan dala atladığınız ve anlam bütünlüğü olmayan yanıtınızın

Sadece "ya hu herhangi bir yanıt vereyim de; farkedileyim" kaygısı ile yazıldığına emin olurum ama öyle olduğuna inanmak bile istemiyorum...

Umarım bu yanıtınızı yazarken ciddi değildiniz...

 

TSK, diğer toplumlardan farklı olarak halkın içinden gelmiştir ve yeryüzünde hiçbir ordunun

"Aman ha halkın sempatisini kaybetmeyelim" gibi bir özel kaygısı yoktur.

Ordular, "Askere gitmeyeceğim" diyenlerden değil, askere gittiği halde silah kullanamayanlardan korkar.

Ve Türk Ordusu, ekonomik koşullar düzeldiği ilk anda Profesyonelleşmeye geçecek bir ordudur.

Halkın en verimli döneminde askere gitmeye mecbur kalması, Ordu'nun da işine gelmez;

Zira mesleği askerlik olmayanlara silah tutuşturulmaktadır.

Oysa Ordu, güçlü olmanın, profesyonellikle gerçekleşeceğinin farkında.

Fakat buna ülkenin ekonomik koşulları el vermemektedir.

O yüzden ordunun, ülke fertlerinin sempatisini kaybetmemek için PKK'yı kurduğu gibi fantastik düşüncelere kapılmadan önce

Hesabı ülkenin ekonomisini alt-üst eden kapitalist ve sömürgeci, ülkenin değerlerini peşkeş çeken sağcı ve şeriatçı-tarikatçı kesime sorun...

Ha bir de ülkenin üretim değerlerine bir artı değer kazandırmamak için dağa çıkmaktan kendini alamayan

Ve silahtan başka bir çözüm yolu bulamayan bir düşünce! yapısına sahip Feodal kültüre sorun hesabı...

 

Sonuc olarak PKK yi yaratan gücler, PKK olayinin bitmesini istemezler. Eger biterse, TSK nin kralligi, MHP (ülkücülerin) kariyeri son bulur. Hicbir sanatci eserinin yok olmasini istemez...

Etnik Milliyetçilikler birbirlerini beslerler.

Ben Ulusalcılıktan söz ediyorum;

Bana ne Ülkücülerden...

 

Sayin Tengeriin bosik ve digerleri;

"Tengeriin bosik" değil;

Tengeriin Boşig...

 

Simdi biz yukarida saydiklarimizin lakaplarina "irkci" desek kizarsiniz, "fasist" desek küsersiniz, "resimcinin *****" desek kaba kacar, en iyisi "Evrenin cocuklari" diyelimde, hoslarina gittiginde bana gazoz kapagindan madalya bile verirler belkide.!

 

Bana gelirse; Düzenin carpikligindan ve hocalarinin irkci yaklasimlarindan dolayi, ortaokulu tam ortasinda birakmak zorunda kaldigimdan, edebiyatimda sizinki kadar düzgün degil haliyle. Bunuda hos karsilayin lütfen.Selametle.

Sayın Süzgeç...

İletinize sadece ve sadece konu unutulmasın diye yanıt veriyorum.

Yoksa iletinizde, benim konuyu açan iletime ne bir tutarlı ve ciddi bir eleştiri var;

Ne de bir karşı tez sunmuşsunuz.

Dilerdim ki, yazımı eleştirebilmek özgüveni ile başladığınız yazınızda

Yazımı gerçekten anlamlandırmış ve eleştirmiş olsaydınız...

Gönderi tarihi:

PKK'yi yaratan güclerin kim oldugunu anlamak icin Asalaya ve hangi amacla savastiklarina bakmak gerekir. Aslinda PKK'yi yaratan gücler derken sözüm ona bir seyler ima edilmeye calisiliyor ve PKK'nin kim oldugu karambola getiriliyor. Yüzyildan fazla bir süredir kim dincilik ve Kürtcülük adina ayaklanip TÜrkiye Cumhuriyeti Devletinden hak talep ediyorsa PKK'yi yaratanda onlardir. PKK'nin sona ermesini istemeyenlerde onlardir. Burada Türk Silahli Kuvvetlerini Altanizm akimina kapilarak farkli alanlara cekmek isteyenler aslinda Türkiye'de barisa karsi olanlardir. PKK hakkinda onca belge bilgi oldugu halde hala PKK'yi baska bir konuma sokmaya calismakta art niyettir. Ermenistan'la isbirligi icinde olan bir terör örgütünün, icinde her irktan unsur barindiran bir cinayet sebekesinin kimligini siz istesenizde degistiremezsiniz.

 

Irkciligin anlamini bilmeden irkciliktan bahsetmek aslinda yanilgilarin en büyügüdür.Ülkesini sevenlere irkci damgasi vurma modasi,genelde sol kesimlerden kaynaklanan bir aliskanliktir.Bölmeyi.parcalamayi,bayraga küfretmeyi,vatan duygusunu reddetmeyi devrimcilik sanarak bunlara karsi olanlari irkci diye adlandirmak bilgisizliktir veya art niyettir.

 

12 Eylül tüm Türk ulusuna karsi yapilan bir anti demokratik eylemdi. Binlerce insan magdur edildi. Bunu Kürtlere karsi yapilmis bir darbe olarak görmekte art niyettir. Olabilir Kürtler daha fazla magdur edilmislerdir ama bunu sadece Kürtlere yönlendirmek 12 Eylül'de magdur edilmis digerlerine de bir saygisizliktir. Digerleri derken Kürt olmayan unsurlardan bahsediyorum. Kürtcülerin bu magdurlari oynama taktikleri yeni degildir.

 

Türkcülükten bahsedilmis; tarihi okuyanlar bu ülkede Türkcülere yapilanlari da bilmiyorsa tarih tartismasina soyunmasinlar. Bu ülkede barisi bozan hangi kesim olursa olsun az veya cok karsiligini bulmuslardir. 12 Eylül'de sadece solcular degil sagcilarda magdur edildiler. Her nedense 12 Eylül'den bahsedenler gercekleri karartarak 12 Eylül'ü solculara karsi yapilmis bir darbe olarak lanse etmeye calisiyorlar halbuki 12 Eylül Türk ulusuna karsi yapilmistir. SAGCISIYLA SOLCUSUYLA TÜM IDEOLOJILER ezilmis kim darbeyi alkislamissa iyi yerlere getirilmis kim darbeye karsi cikmissa her alanda magdur edilmistir. O kadar enteresanki 12 Eylül'ü alkislayan bugünkü libos medya mensuplarinin bazilari simdi darbe karsiti olmuslardir. Mümtazer Türköne müthis ülkücüydü ama simdi asker karsitlarinin en sevdigi Fetulah cemaatine ait ZAMAN gazetesinde asker karsiti yazilar yazmaktadir. 12 Eylül cemaatlesmeyi, tarikatlari ve AKP gibi hükümetlerin dogmasina yaramistir. Olmamis darbeleri yargilamaya calisanlar dün darbe yapanlari muhtira verenleri hesaba cekmekten kacinmaktadirlar.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Kürtcü kesimlerin,birtakim cemaat medyasi yazarinin,TSK ve tüm bagimsizlik yanlisi olanlarin karsisinda yer alan AB sempatizani kesimlerin ürettigi bazi hayali söylemlerle;PKK savunuluyor,TSK'karsiti iddialarda bulunuluyor,bunlara karsi yazip;PKK'nin ne oldugunu,neye hizmet verdigini,PKK'yi hangi güclerin ve neden destekledigini belgelerle ortaya koydugumuzda bize ya sistem yanlisi,ya Evren'in cocuklari satasmasi yapiliyor.Halbuki bu ifade benim kisisel görüsüme göre hakaret iceren bir ifadedir.Yani isinize gelmeyenler Darbeci cocugu olarak ifade edilmis oluyor.

 

PKK öyle iddia edildigi gibi,Kürtlerin demokratik haklari gibi bir dava icin ortaya cikarilmadi.Bunu iddia edenler aslinda PKK'nin amacinida saklamaya calisiyorlar.

Ifadeye bakin:Sistemin bozuklugu ve ögretmenlerin irkci yaklasimlari nedeniyle okulu bitiremedim...!Biz derslerini calismayipta sinifta kalmanin sucunu ögretmenlere yükleyen cok talebe gördük.Ama ögretmenlerin irkci yaklasimlari derken,Türkiye'de okuyarak biryerlere gelmis milyonlarca Kürt kökenli insanlari bilmezden gelmek gercekten yapilan iddianin ne kadar dayanaksiz oldugunu gösterir.

 

PKK Kürdistan amacli kurulmus bir terör örgütüdür.Bunu yillardir artik sagir sultan bile duydu.Kürdistan icin sadece PKK'mi cikti ortaya,hayir tami tamina 39 Kürt isyani yasandi,Kürdistan icin.Yani bir iddiada bulunurken elinizdeki argümanlar bilimsel degilse dogruyu söylemiyorsunuz demektir.Kürt isyanlarinin neden cikarildigini kimlerin cikardigini bu isyanlarin arkasinda hangi güclerin oldugunu,Ermenilerle Kürtcülerin nasil isbirligi yaptiklarini,nerelerde toplanip ne kararlar aldiklarini eger itiraf edemiyorsaniz ya bilmiyorsunuzdur ya da isinize gelmiyordur.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.