Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Anlayışlı olmak her zaman taktir görürü sayın "sarıgöl"... Saygılarımla. Sayın GeceKuşu, Sizinle olan yazışmalarımızda gösterdiğiniz "KİBAR" duruştan dolayı,size teşekkür eder,bundan sonra olan her hangi bir tartışmamızın da alicenaplığınız sayesinde yazışmalarımızın benim için öğretici olacağını bilir,size saygılarımı sunarım. Muhabbetle. Alıntı
Φ Buckminster Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Teşekkür ederim sayın 'Buckminster' sizinle olan tartışmamızda çok şey öğrendim, dolayısı ile bir "DİN" inananı olarak bir şey daha tecelli etti (tevafuk) yazışmamızda,evrim bağlılarının doğal yaklaşım tarzlarında hiç bir değişiklik yokmuş, bunu görmekte beni mutlu etti,ezcümle size,istediğiniz gibi bir yaşam temenni ederim. Hiç önemli değil Sarıgöl, bişeyler öğretebildimse ne mutlu. Evrimin gerçek olduğunu bilebilenlerin yaklaşım tarzlarını eleştirmeden önce kendi yaklaşım tarzınızı gözden geçirmelisiniz. H.Y. ile C.T. ile olmuyo bu iş. Mesajı Kopyala yapıştırla alıntılara boğup, üzerini anlayamadığımız cümlelerle kelimelerle süslemekle de olmuyo. Evrim canlılığın nasıl geliştiğini bilimsel olarak yansıtan tek gerçeklik. Evrim Kuramı da bu gerçekliği anlamaya çalışan tek kuram. Yaşamın kaynağını, nasıl geliştiğini anlamak için başka bi bilimsel bakış ya da kuram yok. Yaratılışçılık bilim camiasında ne bi kuram olarak ne bi gerçeklik olarak en tozlu unutulmuş rafda bile yer almaz. Ciddiye de alınmaz. Ciddiye alanlar sadece H.Y. ve C.T. gibi islam misyonerleridir ve onlar da akademik kimliğe sahip olsalar da bilimsel kimliğe sahip değillerdir. Bi insan yaşamın ne olduğunu anlamak için iki şeyden birine sarılır. Bunlar ya bilimdir, ya inanç. Dine inanabilirsin ama bilimin senin inancını desteklediğini iddia ettiğinde iş artık ciddiyetini kaybeder. Ben kanıtlanabilir şeyleri yani bilimi kabul ediyorum. Bilimin kabul ettiği tek gerçeklik ve onun kuramı olanı kabul ediyorum. Siz inancın ne dediğini kabul ediyosunuz. O yüzden burada tartıştığımız şey bilime karşı bilim değil. İnanca karşı inanç değil. Bilime karşı inançı tartışıyoruz burada. Senin sundukların bilimsel değil, sadece din, inanç. Benim sunduklarım da inanç değil, sadece bilim ve gerçeklik. Söylediklerinizin bilimsel olduklarını boşuna iddia etmeyin. Kendi içinde tutarlı bile değil alıntı yaptığınız yazılar. Bende size dinsiz bi yaşam [istediğim gibi] temenni ederim. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Evrim teorisi ne matematiksel,nede bilimsel bir temeli olan bir şey değildir tamamen uydurma ve atmasyona dayalı hayali senaryolardır.İkide bir H.Y.C.T. deyip,ve alıntı yapıldığını öne süren evrimcilerin,kendi yazdıkları acaba,kendilerinin labaratuar deneylerinemi dayanıyor,yoksa onlarda bir yerlerden aparıp,topig'e yazıyorlar,bu itibarla,şimdi buraya alıntılayıp asacağım yazının bilimsel karşılığını,değil bu sitede ki evrimciler,Dünyada ki bütün evrimcilere havale edip soruyorum; "Matematik bugün DNA'da yazılı bilgilerin oluşumunda tesadüfe yer olmadığını kanıtlamıştır. Değil milyonlarca basamaktan oluşan DNA molekülünün, DNA'yı oluşturan 200.000 genden tek bir tanesinin bile tesadüfen oluşabilme ihtimali imkansız tanımının dahi zayıf kaldığı bir durumdur. Evrimci bir biyolog olan Frank B. Salisbury bu imkansızlıkla ilgili olarak şunları söylemiştir:Orta büyüklükteki bir protein molekülü, yaklaşık 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yaklaşık 1000 nükleotid bulunacaktır. Bir DNA zincirinde dört çeşit nükleotid bulunduğu hatırlanırsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 4 üzeri 1000 farklı şekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesabıyla bulunan bu rakam ise, aklın kavrama sınırının çok ötesindedir. Yani ortamda bütün gerekli nükleotidlerin bulunduğunu, bunların aralarında bağlanması için gereken bütün kompleks moleküllerin ve bağlayıcı enzimlerin hepsinin hazır olduğunu farzetsek bile bu nükleotidlerin istenen sırada dizilmesi ihtimali 4 üzeri 1000'de 1, diğer bir ifadeyle, 10 üzeri 600'de 1 ihtimal demektir. Kısaca insan vücudundaki ortalama bir proteinin DNA'daki şifresinin şans eseri, kendi kendine oluşma ihtimali, 10'un yanında 600 tane sıfır olan sayıda 1'dir. Bu astronomik olmanın da ötesindeki sayı ise, pratik olarak "0" ihtimal anlamına gelir. Demek ki böyle bir dizilim ancak akıllı ve şuurlu bir gücün bilgi ve kontrolü altında gerçekleşmek zorundadır.Frank B. Salisbury, "Doubts About The Modern Synthetic Theory of Evolution", s. 336 Varmı karşı bir yazı bilimsel olarak,istenirse hayali senaryolar yazılabilinir,evrimcilerin her zaman yaptıkları gibi,intenirse evrimci bilimcilerden yazı yazılabilir,tamamen serbestsiniz. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Hadi yukardaki soruyu es geçelim,biraz ağır olmuş olabilir,şimdi evrimci bir siteden alıntı ile başka bir senaryo ya geçelim. Buyrun; "Durağanlık: Yaşam ağacındaki birçok soy ‘durağanlık’ gösterir. Yani sağdaki şekilde resmedildiği gibi, uzun zaman boyunca çok sınırlı değişim sergilerler. Hatta bazı soylar zaman içinde o kadar az değişmişlerdir ki bunlara ‘yaşayan fosil’ diye ad takılmıştır. Örneğin sölekantlar... Bunlar omurgalı dalının başlangıcına yakın bir noktada bu daldan ayrılmış bir balık soyudur. 1938 yılına dek bilim insanları, sölekantların soylarının 80 milyon yıl önce tükendiğini düşünüyorlardı. Ancak 1938 yılında Hint Okyanusu’nda yaşayan, fosil atalarına benzeyen bir sölekant popülasyonu keşfedildi. Anlaşıldı ki, sölekant türü 80 milyon yıllık bir morfolojik durağanlık yaşamaktadır. Neymiş,"YAŞAYAN FOSİL,80 MİLYON SENEDİR MORFOLOJİK DURAĞANLIK" sevsinler,yersen. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Evrimsel biyologların cevaplamaya çalıştıkları bazı sorular şunlardır: Evrim yavaş ve kararlı bir halde mi yoksa ani sıçramalar şeklinde mi gelişme eğilimindedir? Yaşam ağacının neden bazı dalları çok çeşitlidir fakat diğer dalları alışılmadık şekilde seyrektir ? Evrim, yeni ve karmaşık özelliklerin kazanılmasını nasıl sağlar? Evrimde eğilimler var mıdır, eğer öyle ise, bunları hangi süreçler ortaya çıkarır? Darwin; DNA yı RNA yı, NASIL BİLİRDİ... YUKARDAKİ RESİMDEKİ GİBİ'Mİ... MUHTEMELEN ÖYLEDİR... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Aslında, fosil kayıtlarında birçok geçiş biçimi örneğini görmekteyiz. Örneğin yukardaki resimde sağa doğru ilerledikçe, balinaların karada yürüyen canlılardan evriminin sadece bir iki adımını, özellikle yürüme amaçlı ön üyelerin yüzgece dönüşümünü görebilirsiniz. Kaliforniya Berkeley Üniversitesi tarafından hazırlanan Understanding Evolution sitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Fosil diyor,hayali resim yapıyor,varmı tek bir tane yukardaki resmi delillendirecek "FOSİL" yok,bu itibarla evrimciler de dağ,taş,dere,tepe biraz daha araştırmaları gerek,dolayısı ile yine atmasyon bir SENARYO ile karşı,karşıyayız. Alıntı
Φ Buckminster Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Aslında, fosil kayıtlarında birçok geçiş biçimi örneğini görmekteyiz. Örneğin yukardaki resimde sağa doğru ilerledikçe, balinaların karada yürüyen canlılardan evriminin sadece bir iki adımını, özellikle yürüme amaçlı ön üyelerin yüzgece dönüşümünü görebilirsiniz. Kaliforniya Berkeley Üniversitesi tarafından hazırlanan Understanding Evolution sitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Fosil diyor,hayali resim yapıyor,varmı tek bir tane yukardaki resmi delillendirecek "FOSİL" yok,bu itibarla evrimciler de dağ,taş,dere,tepe biraz daha araştırmaları gerek,dolayısı ile yine atmasyon bir SENARYO ile karşı,karşıyayız. Paleontolojide belirli kemikler bulunduğunda yapının büyük kısmını örnekleyebilirsin. Kulak kemiklerine bakarak kafatası yapısını çözebilirsin, kafatası elinde olmasada. Bilek kemiğine bakarak bacağın ve leğen kemiğinin nasıl olduğunu kestirebilirsin. Kuyruk kemiğine bakarak tüm omurgayı modelleyebilirsin. Parmak kemikleri bilek ve ön kol için mükemmel bilgiler verir. Hani siz 1500 yıl önce ölen birisinin sakalından kalan bi kılı öptüğünüzde çok uhrevi duygularla tümden doluyosunuz, bi kıl için namazlar niyazlar yapıyosunuz ya hani? Öyle düşün işte. Bi bedene ait bi kaç kemikle model resmini çizmek oldukça bilimseldir. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2010 Şimdi buraya çok bilimsel? bir alıntı; Burada sadece bir bölümü görülen Drosophila soyoluşunun bu dallanma noktaları, uzak geçmişteki türleşme olaylarını gösteriyor. İşte size türlere ayrılmanın nasıl gerçekleşebileceğini örnekleyen bir SENARYO: Sahne: Bir yabani meyve sineği popülasyonu çürümekte olan bir hevenk muzun üzerinde kendi halinde uçuşuyor, mutlu ve huzurlu, yumuşamış meyvenin üzerine yumurtalarını bırakıyorlar. Bir felaket gerçekleşiyor: Bir kasırga muzları ve üzerinde bulunan henüz olgunlaşmamış meyve sineklerini denize sürüklüyor. Muz hevengi sonunda anakaranın yakınlarındaki bir adada karaya vuruyor. Meyve sinekleri olgunlaşıyor ve yapışkan yuvalarından ıssız adaya çıkıyorlar. Popülasyonun anakaradaki ve adadaki iki parçası artık gen akışının onları birleştirebilmesine imkan vermeyecek kadar birbirlerinden uzaktalar. Bu noktada türleşme henüz gerçekleşmiş değil; anakaraya geri dönebilen herhangi bir meyve sineği oradaki meyve sinekleriyle çiftleşip sağlıklı döller meydana getirebilir. Popülasyonlar birbirinden farklılaşıyor: Ada üzerinde ekolojik koşullar biraz daha farklı. Bu yüzden ada popülasyonu, anakaradakinden farklı bir seçici baskı altında evriliyor ve onlardan farklı rastlantısal olaylara maruz kalıyorlar. Vücut yapıları, besin tercihleri ve kur yapma davranışları nesiller boyunca doğal seçilimle değişiyor. İşte yeniden karşılaştık: Başka bir fırtına ada sineklerini anakaraya geri taşırsa, bu sinekler geçen zaman içinde farklı kur yapma davranışları geliştirdikleri için, anakara sinekleriyle kolayca çiftleşmeyecek. Anakara sinekleriyle çiftleşen birkaç sinek olsa dahi, bu sineklerin yumurtaları iki popülasyon arasındaki genetik farklılıklardan dolayı yaşayamayacak. Soy artık ikiye bölündü çünkü artık iki popülasyon arasındaki gen akışı durdu. Bu örnek, coğrafi yalıtım aracılığıyla gerçekleşen türleşmenin oldukça basitleştirilmiş bir modeli olsa da, türleşmenin gerçekleşmesi sırasında işleyebilecek bazı süreçler hakkında bize bir fikir veriyor. Gerçek hayatta meydana gelen çoğu durumda ulaşabildiğimiz kanıtlar "HİKAYENİN" ancak belli bir bölümünü bir araya getirebilmemize olanak veriyor. Yine de, bu tip süreçlerin meydana geldiğine ilişkin kanıtlar çok güçlü. Kaliforniya Berkeley Üniversitesi tarafından hazırlanan Understanding Evolution sitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Hikaye "SENARYONUN" devamı gelecek. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.