Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Giovanni Lorenzo Bernini (1598-1680)


Aries

Önerilen İletiler

berad.jpg

Giovanni Lorenzo Bernini (1598-1680)

 

 

Roma Barok mimarisinin üçüncü ve en önemli mimarlarından Giovanni Lorenzo Bernini Barok un bir sembolü halini almış bir sanatkardır. Papalık mimarı olarak Barok sanatın şaheserlerini veren Bernini, aynı zamanda güçlü bir şair, heykeltraş, ressam ve dekoratördü. Napoli de doğan fakat Roma da büyüyüp yetişen Bernini nin hiç şüphe yoktur ki en ünlü eseri Roma da San Pietro önündeki kolonatlarıdır. San Pietro nun önündeki oval meydanı Vatikan a gelecek hacıları alacak ölçülerde düşünen Bernini, meydanın ortasına bir obelisk ve iki tarafına fıskiyeli iki havuz yerleştirmiştir. 1660 a doğru Lorenzo Bernini nin yaptığı dört sıra sütun dizisinden meydana gelen Kolonatlarla San Pietro muhteşem bir çerçeveye sahip olmuştur.

 

Vatikan la San Pietro yu bağlayan muhteşem ve abidevi merdivenli geçit, Scala Regia da Bernini nin eseridir. 1663-66 yılları arasında yapılmış olan geçit tonozla örtülüdür ve iki yanda yan duvarlara yakın sütun sıraları hoş bir derinlik hissi vererek perspektif oyunu yaparlar. Bernini geçitin girişinde kemerin üst kısmına yerleştirdiği melek heykelleriyle bura da da mimari ve heykeli birbirinden ayrılmaz bir bütün haline getirmiştir. Bernini 1624-53 yıllarında da Papa III. Urban ın isteği üzerine San Pietronun içine baldakinli muazzam bir altar da yapmıştır. Altar altın yaldızlı asma yapraklarının sarıldığı helezoni bronz sütunlar üzerinde yükselir. Michelangelo nun Havari Pietro nun mezarı üzerinde yaptığı kubbenin altında bulunan bu altar Reformasyon a karşı kazanılmış zaferin bir abidesi gibi görülmüştür. Ünü İtalya dışına da taşmış olan Bernini, Fransa Kralı XIV. Louis tarafından Louvre u genişletmek üzere Paris e davet edilmiştir.

 

Ahenkli sükünetin patetik harekete yerini bıraktığı Barok heykel deyince akla ilk gelen Giovanni Lorenzo Bernini dir. İtalyan Barok mimarisinde de önemli rol oynayan bu sanatçı heykeltraş olarak da arkasında bir çok eser bırakmıştır. Eserlerine en fazla hakim olan iki unsur ifade ve harekettir. Michelangelo dan sonra en çok tesiri görülen sanatkâr olduğu için devrinde ikinci Michelangelo diye ün salmıştır. Mükemmel bir portreci olan Bernini insan davranışlarını incelemiş ve bu görüşünü dini anlayışı ile birleştirerek kendine has bir üslup geliştirmiştir. Heykeltraş olarak mezar anıtları, grup heykelleri, büstler ve çeşmeler yapmıştır. eserler yapmış olan Bernini, Barok un hareketliliğine uygun olduğu için vazgeçemediği su ile heykel sanatındaki ustalığını birleştirerek Roma ya harikulade güzel çeşmeler armağan etmiştir.

 

 

 

 

 

Bunlardan birisi, 1637? yıllarında tamamlanmış olan Triton Çeşmesi dir (Piazza Barberini). Olimpos lu tanrılar arasında denizler hakimi Poseidon un oğlu, belden aşağısı balık, üstü insan şeklinde olan Triton u Bernini bu çeşmesi için konu olarak seçmiştir. Deniz kabukları ile sembolize edilen Triton, dört yunus balığı tarafından taşınan büyük bir istiridye kabuğuna oturmuş, iki eliyle tuttuğu helezoni deniz kabuğu boruyu üflemektedir. Borudan fışkıran su, hepsinin birden sulara dalacakları hissini veren dramatik bir anı yakalamış olan kompozisyonu tamamlar. İnsan seven Yunusla arasına konmuş arılar papalığın amblemleridir, ve arkadaş canlısı Triton, burada, Papa III. Urban ın insanların dostu olduğunu simgeler.

 

Bernini nin yarattığı çeşme kompozisyonlarından biri de gene Roma da, Piazza Navona nın ortasında bulunan Dört Nehir Çeşmesi dir (1647). Daha sonra ünlü Trevi Çeşmesi ne ilham verecek olan bu çeşme, derin bir havuza yerleştirilmiş haçvari kırık kaya parçalarının ortasına dikilmiş büyük bir Mısır obeliskinin etrafında geliştirilmiştir. Kaya yarıklarının arasından dünyanın dört yanını sembolize eden dört nehrin, Tuna (Avrupa), Nil (Afrika), Ganj (Asya), Rio della Plata (Amerika)nın suları fışkırır. Suların üzerinde nehirlerin alegorik figürleri çeşitli hareketlerle yer alırlar. Bernini çeşmenin önce tahta ve stükten bir modelini yaptı; Papa, bir gün Casadal Ciocondi de bulunan bu modeli gördükten sonra siparişini verdi. Çeşmenin mermer figürlerini ise Bernini nin modeline göre öğrencileri yaptılar.

 

Bernini nin daha onsekiz yaşında iken yapmış olduğu Apollo ve Daphne si (1616, Borghese Galerisi) onun hislerin ifadesinde daha gençlik yıllarında bile nasıl başarı sağladığını göstermektedir. Borghese Galerisi nde bulunan bu grup heykelde antikiteden alınmış bir konuyu işlemiştir. Çok güzel, küçük bir kız tanrıça olan ve kendisini Tanrıça Baia ya adadığı için erkeklerden kaçan Daphne ye Apollo aşık olmuş ve peşine düşmüştür. Daphne yi yakaladığı anda, Daphne defne ağacı haline gelmiş, bundan sonra da defne ağacını kendisi için kutsal sayan Apollo başından defne yapraklarından tacını hiç eksik etmemiştir. işte burada Bernini Apollo nun büyük bir istekle Daphne yi yakalayıp kucaklamak üzere olduğu ve sevgilisinin ağaç!aşmaya başladığı dramatik anı işlemiştir. Bernini bu şekilde onu en fazla ilgilendiren hareket ve ifadeyi tasvir etmek imkanı buluyordu.

 

Apollo ve Daphne grubuna benzeyen Pluto ve Proserpino da (c. 1622, Borghese Galerisi) da iki ayrı duygu işlenmiştir. Pluto Proserpino yu kaçırmaya uğraşmaktadır. Pluto vahşi ve heyecanlı, Proserpino ise nefret dolu ifadelidir.

 

Fransa ya davet edildiği sırada yapmış olduğu XIV. Louis nin mermer büstü (1665, Versailles, Paris) Bernini nin büst anlayışını aksettirir. Ona göre büstte modele benzerlik gerekli. fakat ondan daha önemli olan kavrayıştaki büyüklük ve asalettir. Burada modelin güzelliklerini mübalağa etmiş, aciflik ve çirkinliklerini zayıflatmış, kralı hareket halinde göstermiştir. Ağız, hemen konuşma dan önceki veya hemen sonraki anında tasvir edilmiştir ki bu da büste içten gelen bir hareketlilik verir. Burada Bernini nin ışık gölge farkları ile etkiyi nasıl arttırdığını da görüyoruz. Kralın vücudunun üst kısmını örten elbisenin zengin kıvrımlarını, geriye kaçan çirkin alnını örten ve omuzlarından aşağıya dökülen buklelerini Bernini ışık-gölge etkisinde başarılı bir şekilde kullanmıştır. Nurhan Atasoy

 

 

 

Bernini, Borromini kuşağındandı. Van Dyck tan ve Velázquez den bir yıl, Rembrandt dan ise sekiz yıl daha yaşlıydı. Bu sanatçılar gibi o da usta bir portreciydi. Yukarıdaki resim, onun yaptığı genç bir kadın portresini, en iyi yapıtlarının tüm tazelik ve katışıksızlığını taşıyan bir büstü gösteriyor. Bu büstü Floransa müzesinde en son gördüğümde, üstünde bir güneş ışını oynaşıyordu, tüm figür soluk alıp yaşıyordu sanki. Bernini, kuşkusuz, kadın modelin, özniteliksel yanını belirten kaçıcı bir ifadesini yakalamıştır. Yüzün ifadesini yakalayıp tespit etmede aşılmaz birisiydi belki de Bernini. Rembrandt ın derin insan bilgisinden yararlanışı gibi, o da, kendi dinsel deneyimine görsel biçim vermek için ifadeden yararlanıyordu.

 

Roma daki küçük bir kilisenin bir yan şapeli için yaptığı bir sunağı gösteriyor. Sunak, İspanyol Azize. Teresa ya adanmıştır. Rahibe Teresa, gizemsel deneyimleri üzerine yazdığı ünlü bir kitapta, kutsal bir kendinden geçiş anını anlatmakta, bu sırada, Tanrı meleğinin yüreğine altın ve ateşten bir ok sapladığını, bu saplanıştan hem acı hem de sonsuz bir mutluluk duyduğunu söylemektedir. Bernini nin imgeleştirme korkusuzluğu gösterdiği şey, işte bu kendinden geçiştir. Azizenin bir bulut üstünde göğe yükselişini ve bir ışın çağlayanının, altından bir ışın yağmuru halinde yüksekten döküldüğünü görüyoruz. Melek, kendinden geçiş (vecd) içinde baygın düşmüş Azizeye doğru tatlılıkla yaklaşıyor. Bu konumuyla, bu heykel kümesi, sunağın şahane çerçevesi içinde sanki hiç bir dayanak noktası olmaksızın havadaymış gibi durmakta ve yukarıdaki görünmez bir pencereden ışık geliyormuş gibi aydınlanmaktadır.

Böyle bir düzenleme, Kuzeyli bir seyircinin gözünde önce çok gösterişli bir esini açığa vurur, sonra da aşırı duygusal görünür. Kuşkusuz, tartışması yararsız olan bir beğeni ve eğitim sorunu bu. Fakat Bernini nin yaptığı bu sunak gibi dinsel bir sanat yapıtı, Barok sanatçıların amaçladıkları, Coşkun bir seviş ve gizemsel bir kendini veriş duygusunu uyandırmak için haklı olarak kullanılabiliyorsa, Bernini nin amacına büyük bir ustalıkla ulaştığını kabul etmek zorundayız. O, bilerek her türlü duraksamayı bir yana itmiş, kendine gelinceye dek tüm sanatçıların önlemeye çalıştıkları coşkunun doruğuna erişmiştir. Kendinden geçiş (vecd) içindeki Azizenin yüzünü, geçmiş yüzyılların. herhangi bir yapıtıyla karşılaştırırsak Bernini nin o ana dek sanatta başarılamayan yoğun bir yüz ifadesine ulaştığını görürüz. Bakışlarımızı bir an, Laokoon un başına veya Michelangelo nun Ölen Tutsak ına çevirirsek, aradaki ayrımın farkına varırız. Kıvrımlama yöntemi bile tümden yenidir Bernini de. Gombrich

 

Bernini nin sanat kuramının geleneksel olduğu söylenebilir. O, doğanın kusurlarının önüne geçebilmek için Eski Yunan ve Roma sanatlarını incelemek gerektiğine inanırdı. Antik yapıtlarla kendisi arasında bulunduğunu ileri sürdüğü ilişkiyi, bilerek abartmış da olabilir. Çünkü eskizleri ve heykel çamurundan maketleri (bozzetti) çoğunlukla belirgin antik kaynaklara dayanırsa da, tamamlanmış yapıtları gerek biçim, gerek anlam bakımından (antik örneklerden) bambaşka nitelikler taşır. Desen ve maketleri günümüze ulaştığı için, Bernini nin çalışma yöntemi iyi bilinmektedir.

Bernini nin üslubu Avrupa nın çeşitli yerlerinde en az iki kuşak boyunca devam ettirilmiştir. 18. yüzyıl boyunca İtalyan heykel sanatı da onun ortaya koyduklarına dayandırılmıştır. Ne var ki Bernini nin ölümüyle İtalya nın Avrupa da sanat alanındaki egemenliği son bulmuştur. Bernini, İtalya nın yarattığı uluslararası düzeydeki olağanüstü dahilerden sonuncusudur. Onun katkısıyla oluşan barok sanat da bütün uluslarca benimsenen son İtalyan üslubu olmuştur. Bernini nin dünyası; dinsel ve siyasal bir mutlakıyetçilik dünyasıdır ve yanılmaz zekasına karşın o, bu dünyanın değerini hiç tartışmamıştır. Bernini, çağının başta gelen eğilimini, belki bütün başka sanatçılardan daha çok kişiliğine sindirmiştir. Onun engin başarısını sağlayan, büyük ölçü de, yerleşik düzene olan coşkun bağlılığıdır. Sekiz papanın hizmetinde çalıştıktan sonra 81 yaşında öldüğünde, yalnızca Avrupa nın en büyük sanatçısı değil, aynı zamanda en büyük insanlarından biri olarak da kabul edilmekteydi.

 

97550951.jpg

 

 

30914623.jpg

 

83244148.jpg

 

93360327.jpg

 

88463328.jpg

 

32073408.jpg

 

17853586.jpg

 

34210486.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.