Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

arkadaşım Herhalde Mekke nin yeryüzünde olduğundan haberdardır!!!

 

Mekke şehirlerin anası olarak söylenir çünkü Kuran burda inmiştir ve resul bu topraklarda doğmuştur. Ve islam Mekke den yayılmaya başladığında önce yakın çevresine sonra uzak çevresine ve tüm dünyaya yayılmıştır.

 

Bunda anlaşılması zor bir mevzu yok. Daha zor sorularla gelin...

 

:D

Gönderi tarihi:
HZ.Muhamed de mirac a çıktı buda mucize deyilmi

 

Hz. MuhammedinMiraca çıktığı bir rüya veya hayaldir. Bunun göreni ve şahidi yoktur. Halbuki musanın ve isanın mucizelerişnde gören ve şahit vardır. Asyı herkesin önünde atmış ve yılan olmuştur. Hz. Muhammet ise miraca çıkarken gören yoktur.

 

Allah, Muhammed'e "bilinen" fizikötesi gösterimler ve doğaüstü yaptırımlar olarak tanımlanan "mucize" olgusundan vermedigini defaetle birçok ayette bildirir. Ama illa büyük gösterme merakı insanları rahat vermez. Kuranıda yalanlayarak vardır derler.

 

Muhammed peygamberligini ilan ettikten sonra, çevresindeki Kureys'liler Allah'dan ve/veya Muhammed'den mucizeler istediler. Dağlari yürütmesini, melekleri göstermesini, yağmur yağdırmasını, bir şeyin sşklini degiştirmesi vb. mucizleri göstermesini istediler ki; Islam'in inanılır ve mucizevi bir din olduğunu kabul etsinler.

 

O da ayetlerinde hep Kuranı göstermemiştir. Fakat bu arada Kuranın Allahın eseri olduğunu unutmuştur. Kurana kendisinin hiç bir katkısı olmadığını unutnutur.

Bir virgülünü ben yazmadığım dediği bir kitap nasıl onun mucizesi olurki. O sadece Kuran konusunda elçilik ettmiştir.

 

 

Vahiy kime geldi? Kim tarafından geldi? Kuran kime indirildi? Ve onu insanlara kim okudu? İlk kez Hz. Muhammedin ağzından bu ayetleri duyanlar tabii ki ona Hz. Peygamberin mucizesi derler normali de budur.

 

Kime gelirse gelsin . Muhammede gelmesi niye muhammedin mucizesi oluyor. Bu allahın bir tercihi onu seçmiş.

Gönderi tarihi:

Hz. MuhammedinMiraca çıktığı bir rüya veya hayaldir. Bunun göreni ve şahidi yoktur. Halbuki musanın ve isanın mucizelerişnde gören ve şahit vardır. Asyı herkesin önünde atmış ve yılan olmuştur. Hz. Muhammet ise miraca çıkarken gören yoktur.

 

Allah, Muhammed'e "bilinen" fizikötesi gösterimler ve doğaüstü yaptırımlar olarak tanımlanan "mucize" olgusundan vermedigini defaetle birçok ayette bildirir. Ama illa büyük gösterme merakı insanları rahat vermez. Kuranıda yalanlayarak vardır derler.

 

Muhammed peygamberligini ilan ettikten sonra, çevresindeki Kureys'liler Allah'dan ve/veya Muhammed'den mucizeler istediler. Dağlari yürütmesini, melekleri göstermesini, yağmur yağdırmasını, bir şeyin sşklini degiştirmesi vb. mucizleri göstermesini istediler ki; Islam'in inanılır ve mucizevi bir din olduğunu kabul etsinler.

 

O da ayetlerinde hep Kuranı göstermemiştir. Fakat bu arada Kuranın Allahın eseri olduğunu unutmuştur. Kurana kendisinin hiç bir katkısı olmadığını unutnutur.

Bir virgülünü ben yazmadığım dediği bir kitap nasıl onun mucizesi olurki. O sadece Kuran konusunda elçilik ettmiştir.

Kime gelirse gelsin . Muhammede gelmesi niye muhammedin mucizesi oluyor. Bu allahın bir tercihi onu seçmiş.

 

 

arkadaşlarımın yazdıklarını dilediğiniz taraflara çekip, konuyu saptırmaktan başka birşey yapmıyorsunuz.

buyrun şimdi bu işin içinden çıkın

 

 

"BU ALLAH'IN BİR TERCİHİ ONU SEÇMİŞ"

 

BU NE DEMEK?

 

Yüce Allah'a şıklar mı sunulmuş ki bir tercih seçmiş????

 

Onun seçimler yaptığını mı söylüyorsunuz???

 

seçim yapan bir varlığın kudretinden değil, ancak acziyetinden bahsedilir. yoksa siz ALLAH'a "haşa" aciz mi diyorsunuz???

 

 

bu böyle uzar gider, anlatmaya çalıştığım yaptığınızın yanlış olduğudur. kesinlikle sorduğum sorulara cevap beklemiyorum, yazılanları artık farklı yerlere çekmeyin.

 

YERYÜZÜNÜN KATMANLARI

 

Kur’an’da yeryüzü ile ilgili verilen bilgilerden biri,yeryüzünün, yedi kat olan gökyüzüne benzerliğidir.

 

 

Talâk(*) Sûresi

 

12 - Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.

 

 

Yukarıdaki ayette dikkat çekilen bu bilgiye bilimsel kaynaklarda da yer verilmekte ve yeryüzünün yedi katmandan oluştuğu açıklanmaktadır.bilim adamlarının sıraladığı bu katmanlar şöyledir:

 

1.kat: Litosfer (su)

2.kat:Litosfer (kara)

3.kat:Astenosfer

4.kat:Üst manto

5.kat:Alt manto

6.kat:Dış çekirdek

7.kat:İç çekirdek

 

Ancak 20. yüzyıldaki teknoloji ile tespit edilebilen yeryüzü katmanlarının gökyüzü ile olan bu benzerliğinin Kur’an’da bildirilmiş olması, kuşkusuz Kur’an’ın pek çok bilimsel mucizesinden biridir.

Gönderi tarihi:

Bir defa 7 kat değil 5 kattır. Kuarn bu konularda saçma bilgilerle doludur. Ne dediğini bilmez haldedir. Başka dinlerden ve ulusların menkibe ve hikayelerinden ibarettir. kuranın ilim kitabı olsduğunu iddia ediyoesan al sana bir sürü saçmalıklar.

 

Bilime aykırı durumlar ve çelişkiler

 

 

 

Bakara 22: O rabbiniz ki yeri size döşek, göğü de size yüksek bir tavan yapmış, ....

 

Yorum: Ne kadar bilimsel! eski yunandaki düz dünya ve gök küre inanacına ne kadar da benziyor.

 

 

 

Bakara 29: Yer yüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan, sonra semaya teevccüh buyurup yedi göğü sapa sağlam yapan odur.

 

Yorum: Aristonun 9 kat küre sistemini muhammed 7 yapmış, neden bilmiyorum ama sonuçta bilim dışı bir kavram. ilkokuıl bilgilerinden birşeyler hatırlayan bazı dinciler diyoki, işte orda atmosferin tabakalarından bahsediyo. hadi be, atmosfer 7 kat mı, 5 kat.

 

 

 

Bakara 35: Biz "adem! sen ve zevcen cennette sakin olun, dilediğiniz yerde onun yemişinden, yiyeceğinden bol bol yiyin, yalnız bu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de kendinize zulmetmiş olursunuz.

 

Yorum: Nitekim ikisi de ağaçtan meyve yerler ve hikayenin geri kalan kısmını bilyorsunuz. Ya, bunlara cinsel organları da cinsel dürtüyü de veren allah, ama birbirleriyle cinsel ilişkiye girmlerini yasaklayan da allah. Böyle şey olur mu. Madem birbirlerinin cinsel ilişkiye girmesini istemiyon bu cinsel dürtüyü de koymaması lazımdı.

 

 

 

Bakara 117:... herhangi bir işi isterse ona "ol" demesiyle o iş oluverir.

 

Yorum: İstediği zaman mı bir işe ol diyor. Yoksa yapacağı şeyin kendi yarattığı ve çiğnememesi gereken fizik kuralına uyması mı gerekir.

 

 

 

Bakara 187: ........... ak iplik kara iplikten seçilinceye kadar orucu tamamlayın....

 

Yorum: Kutuplarda yaşayanlar ne yapacak. o devirlerde saat de yok. kutuplarda ise 6 ay gece 6 ay gündüz olur. aydınlık zamanda oraya yerleşen eskimolar, ak ipliğin kara iplikten ayrıldığını günün hangi saatinde farkedecekler.

 

Cevap: Her zaman. çünkü sürekli aydınlık var. sonuçta oruç tutamayacaklar.

 

 

 

Bakara 258: ...ibrahim nemruta "allah güneşi doğudan getirtir. hadi sen de batıdan getir bakalım" deyince kafir olan nemrut tutulup kalmıştı.

 

Yorum 1- bi kere güneş doğudan gelmez. dünya doğudan batıya döner. ikisi de aynı şey diyeceksiniz, o zaman daha düzgün bir şekilde neden "allah dünyayı doğudan batıya döndürür" dememiş. cevap: çünkü o zamanlarda ve daha öncelerde dünya sabit, güneş ve diğer yıldızlar onun çevresinde dönüyor sanılıyordu. muhammed de böyle biliyordu tabiki

 

2- Nemrut da salakmış yani, şöyle diyememiş mi "hayır canım, onu doğudan getiren benim, hadi senin tanrın batıdan getirsin"

 

bakalım kim tutulup kalıyordu o zaman.

 

 

 

Ali imran 59: Allah ademi topraktan yarattı. sonra ona insan ol diyince o da oluverdi.

 

Yorum: Vay be, koskoca evrim teorisi bir ayetle çürüdü böylece dimi.

 

 

 

Enam 97: Yıldızları kara ve deniz karanlıklarında yol bulmanız için yaratan odur....

 

Cevap: Vay be, ne kaddar bilimsel bir ifade. 10 milyar ışık yılı ötede olan, ve hubble teleskobuyla bile zor görülebilien bir yıldız benim yolumu bulmamda ne kadar yardımcı olabilir onu bilmiyorum.

 

Ayrıca her birinde yaklaşık 200 milyar yıldız bulunan 100 milyar galaksideki toplam 2*10 üzeri 22 yıldız acaba yol bulmamıza yeterli olur mu ya. bence yeterli değil, o yüzden tanrı her yıldızın içine "evriminin sonuna gelince patla ve binlerce yıldız oluştur" şeklinde bir komut koymuş olsa gerek ki evrende sürekli milyonlarca yıldız oluşmakta.

 

 

 

Enam 60: Geceleyin sizi uyutan .... allahtır.

 

Cevap: Yooo, ben uykum gelince uyurum valla. hiç unutmam, bi ara gece çalışıyordum, gündüzleri uyurdum. çünkü uykum gelirdi. bu arada, kutuplarda yaşayanlar ise 6 ay boyunca gündüzleri uyurlar.

 

 

 

Araf 54: Rabbiniz öyle bir allahtır ki yeri göğü altı günde yarattı. benzer ayetler: yunus 3,

 

Yorum: İlk başlarda buradaki gün kavramına kimse ses çıkartmıyordu. sonraları bilimsel olarak böyle bir şey oalmayacağı anlaşılınca bu gün kelimesini evre olarak yorumladı bizim arapça bilen dincilerimiz. hadi öle olsun.

 

 

 

Araf 143: Musa tanrıya kendisini göstermesini ister, tanrı da "sen beni göremezsin, fakat bir kere şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin" der. allah dağa bakar ve dağ parçalanır.

 

Yorum: Vaaaaaw. dağın gözleri mi varmış. bu arada, görme olayı için bir "cisim"den ışık yansıyıp onun göz veya başka bir "algılayıcıya" gelmesi lazımdır ve onun beyin gibi bir "yorumlayıcıda" yorumlanması gerekir. mesela insan görünür ışık şeklinde yansıyan ışıkları gözüyle algılar ve beyniyle yorumlar. Yılanların çoğu, burun altındaki deliklerle kızılötesi ışınları algılarlar ve yine beyinleriyle yorumlarlar. bilgisayrlar ise kızılötesi veya herhangi bir dalga boyuna duyarlı reseptörler ile ışını algılar ve işlemcilerinde yorumlarlar. pekiiii, bu dağda nasıl bir algılayıcı varmış ve nasıl bir yorumlayıcı varmış. ayrıca tanrının bir "cisim" gibi ışık çıkarması veya yansıtması gerektiğini de unutmayın. Bu nasıl oluyor?

 

 

 

Hud 7:...... gökleri ve yeri 6 günde yarattı. bundan evvel arş(gök) su üstünde idi.

 

Cevap: Bu kurandan bilim fışkırıyor bilim. Su üzerinde olan bir gök.

 

 

 

Rad 2: Sökleri gördüğünüz şekilde direksiz kaldıran allahtır.........

 

Yorum: Günlük hayatta hiç birşeyin havada duramayacağını biliriz(havadan ağır şeyler veya motorsuz araçlar için bu dediğim geçerli değil, ki muhammedin zamanında havadan hafif cisimler veya motorlu araçlar yoktu.) dolayısıyla birşeyin havada durması için onun altında bir destek, bir dayanak olması gerektiğidir. gerçi o zaman da havada durmuş olmaz, sadece o desteğin üzerinde durmuş olur ya. Neyse, eski insanlar gezegenlerin, yıldızların, ayın, güneşin ve yine katı bir sınırının var olduğu kabul edilen göklerin de altında bir destek(direk) olması gerektiğini düşünmüşler, ama böyle birşeyin olmadığını da görüyorlar ve biliyorlar. akıllarında bir soru işareti var. muhammed de bu soru işaretini "onları öyle tutan allahtır " diyerek yanıtlıyor.

 

E tabi biz bugün biliyoruz ki, bunların orada durması için altlarında bir direk olmasına gerek yok, çünkü bulundukları yerde dünyanın onlara uyguladığı çekim düşük, dolayısıyla onlar dünyaya düşmüyorlar. ki zaten dünyaya düşebilecek bir tek ay var. düşse düşse dünya güneşin veya diğer yıldızların üstüne düşer.(düşemeden erir gider ya o ayrı konu). göğün dünyaya düşmesi diye birşey zaten sözkonusu değil.

 

 

 

Hcir 14-15: Biz onlara gökten bir kapı açsak, onlar da o kapıdan yukarı çıksalar yine inanmazlar.

 

Yorum 1:Göklerin kapısı ne demek. böyle bir şey var mı. burada yine katı bir sınırı olan, küre şekilli bir gök inancı karşımıza çıkıyor.

 

2: Gökten yukarı çıkılmasından bahsediliyor. demek tanrı yukarıda. tanrının mekanı göklerin üstünde bir yer yani. öyle mi.

 

 

 

Hicir 19: Biz yeri yaydık, üzerinde sabit dağlar bıraktık.

 

Yorum 1: "yeri yaydık" ifadesi kesinlikle yeri bir tepsi gibi gösteren bir ifadedir. yani bir masa üzerinde hamur yaymak gibi. hamuru küre şeklinde yaymazsınız. hatta hiçbir şeyi küre şeklinde yaymasınız.

 

ancak bazı yeni kuran tercümelerinde, bu gafı gören uyanık dinadamları bunu "yeri yuvarladık" diye çevirmişlerdir.

 

2: Dağların yerin üzerine daha sonradan bırakıldığı söyleniyor. ama biz biliyoruz ki dağlar volkanik ve tektonik haraketler sonucunda oluşmuş coğrafi yapılardır. öyle gökten zembille inmiş değillerdir.

 

3-Depremi dağlar mı önlüyo şimdi yani, e hadi hiç deprem olmasa neyse de daha 4 yıl önce sallandık.

 

 

 

Nahl 13: Yeryüzünde muhtelif renkte yarattığı şeyleri dee müsahhar kıldı...........

 

Yorum: Bir kere renk diye bir şey yoktur. renk, beynin farklı dalgaboyundaki ışıkları farklı olarak yorumlamasından oluşur.

 

 

 

Nahl 68-69: Burada tanrının bal arılarına emrettiği ve onların da insnalar için şifalı içecekler, ballar yaptığı anlatılıyor.

 

Yorum: Bal arıları, ballarını insan yesin diye değil, kış geldiğinde yeni oluşan larvaların(yavru arıların) beslenmesi için yaparlar. ama insan oğlu her zamnaki gibi bir vahşet örneği gösterir ve bu yavru arıların besinini onların elinden alır.

 

 

 

Nahl 84-90: ..........O(zülkarneyn peygambere) bir yol tuttu. nihayet güneşin battığı yere vardı. ....... nihayet güneşin doğduğu yere vardı.

 

Yorum: Güneşin battığı ve doğduğu yer diye bir yer yoktur. bu da güneşin dünya etrafında döndüğü, hatta bir yerden batıp, bir yerden çıktığını gösteren ilkel bir inanç

 

 

 

Enbiya 30: Göklerle yer bitişikken onları birbirinden ayırdığımızı..........kafirler görmüyorlar mı.

 

Yorum: Bazı dinciler diyor ki, bakın işte bu bing bang teorisinin ispatıdır diyor.(hoş, bazı dinciler dünyanın ve evrenin 10000 yaşında olduğunu söylerler ama bazıları da böyle modern bilimin söylediklerini kabul ediyorlar). tek bi anda patlama olmuş, ve yer ve gök birbirinden ayrılmıştır diyorlar.

 

Hayır efendim, bu bing bang'i doğrulayan bir şey değildir. bing bang teorisine göre, tek noktada bir oluşum vardır ancak bu oluşumun arkasından hemen yeryüzü oluşmaz. milyarlarca yılın geçmesi gerekir. ancak patlama sonucundan bir boşluk dolayıysla bir gök oluşmuştur. bu doğrudur. ama biribirinde ayrılan yer ve gök değil, sadece gök ve fotonlardır, yani sadece gök oluşmuş, daha sonra belirli bir ışın çağından sonra madde oluşmuş, daha sonra atomlar ve daha sonra yıldızlar ve gezegenler oluşmuştur.

 

 

 

Enbiya 31: Yerin insanlarla sarsılmaması içn yeryüzünde sabit dağlar ayrattık, yeryüzünde geniş yollar vücuda getirdik ki gidecekleri yeri bulabilsinler.

 

Yorum 1: Görüldüğü gibi, yine dağların yeryüzünde bağımsız olarak yaratıldığını söyleyen bir ifade. üstelik sebebi de insanların sarsılmaması içinmiş. bir kere dağlar böylesine büyük sarsıntıları engellemek için çok ufak kalırlar, ayrıca nasıl oluştukları konusunda yukarda bilgi vermiştim.

 

2: Bugün tanrının yapmış olduğu yol sayısı mı fazla yoksa insanoğlunun mu. tabiki insanoğlunun. demek ki tanrının yolları yetersiz kalmış.

 

 

 

Enbiya 32: Biz göğü yere nisbetle bozulmadan salim bir tavan yaptık.......

 

Yorum: Yine göğün tavan yani sınırlı bir yapı olduğundan bahsediliyor.

 

 

 

Furkan 25:O gün beyaz bulutla gök yarılacak melekler yere inecekler.

 

Yorum: 1- Demek ki, melekler göğün üstündeler. yine gökküre inancı. bakın şimdiye kadar bu olgu karşımıza çok çıktı. bu dediğim gibi aristo zamanından gelen bir düşündedir. en dış kürenin dışında her şeyi harekete geçiren bir tanrı vardır. ki buna benzer örnekleri kuranda da görüyoruz

 

 

 

Furkan 45: Rabbini görmedin mi, gölgeyi nazıl uzatıvermiştir. eğer dilemiş olsaydı, onu durgun kılardı. sonra biz güneşi ona bir delil kılmışızdır.

 

Yorum: Dinciler buna diyorki, allah önce gölgeyi oluşturmuş, sonra da güneşi ona delil oalrak yaratmış, yani ikisini ayrı ayrı yaratmış. yani bununla materyalizimin nedensellik(neden-sonuç) ilkesini yıkmaya çalışıyor zavallılar. sonra da diyorki. bir ağaç görürüz, sonra meyvesi çıkar. dolasyııslya biz meyveyi ağacın sebebiymişiz gibi görürüz. halbuki ağacı da meyveyi de ayır ayrı yaratan allahtır diyor. kim mi, HY zavallısı(Nam-ı diğer Adnan Oktar)

 

 

 

Neml 18: ...bir dişi karınca: "karıncallar! yuvalarınıza girin ki süleyman ve ordusu farkında olmadn sizi ezmesin" dedi.

 

Yorum: Karıncaların ve diğer böcüklerin algılamasal sınırlamları nedeniyle insanları algılaması söz konusu değildir. hele hele kendi aralarında konuşması, hatta insanların adlarını söyleyerek konuşması mümkün değilidir. matematik ve kuantum mekaniği de bilemezler.

 

 

 

Kassas 71: ....allah geceyi size kıyamet gününe kadar uzatsaydı tanrıdan başka size ışık verecek hangi mabut vardır?...

 

Yorum 1: Geceyi uzatması demek, dünyanın durması demektir ki, dünya güneşe düşerdi, dolayısıyla insanların ışığa da ihtiyacı olmazı, çünkü ölülerin ışığa gerekesinimi olmaz.

 

2- Hadi diyelim ki dünyanın güneşe düşmesi de engellendi, güneş ışığı olmadığı için fotosentez ve dolayıysla solunum durudur, insanlar yine ölürdü, ve ışığa gereksinimleri kalmazdı.

 

 

 

Hac 47:......rabbinin yanında bir gün sizin saydığınız bir sene gibidir.

 

Cevap: Yine bazı dinciler, bilimsel dinciler, bunun da einstein'ın görelilik teorisine uyduğunu söylüyorlar. tanrı göreliliği 1400 sene önce haber vermiş diyorlar.( bu konu hakkında bilginiz yoksa öncelikle einsteinın görelilikle ilgili kitaplarına bi göz atın veya asniklopediye bakın). ama aynı kişileri tanrının zamandan üstün olduğunu, zamanla ilişkisi olmadığını da söylüyorlar. ee ama bu ayet öyle demiyor. bir daha bakalım ne diyormuş:rabbinin yanında bir gün sizin saydığınız bir sene gibidir. demekki allah için de zaman geçiyor. çok çelişkili ifadeler bunlar.

 

 

 

Hac 65: ....yerin üstüne düşmemesi için göğü O(allah) tutar. meğer ki kıyamette onun izniyle düşmüş olsun....

 

Yorum: Gök yerin üzerine nasıl düşer, böyle bir şey sözkonusu değildir. hemen bazı bilimsel dinciler diyecek ki. "biliyorsunuz evren genişliyor, ve bir ihtamalle bu genişlemesi sona erip, tekrardan çökmeye başlayacaktır. çökme olayı ise düşme olayını çağrıştırır."

 

1- Bir kere bu ihtimale gerçekleşmiş olsa bile, evren çökmeye ve büzülmeye başladığında, evren yani dini terimyile gökler dünyanın da içinde bulunduğu samanyoluna kadar gelinceye kadar dünya çoktan yokolmuş oalcaktır. çünkü güneş 5 milyar yıl sonra evriminin sonuna gelecek ve patlayıp dünya dahil tüm güneş sistemini yokedecektir. evrenin büzüşüp dünyaya düşmesi ise(ki neden özellikle dünyaya düşüyor onu anlamadım, dünyanın hiçbir merkezi konumu yoktur evren içinde) en az 12 milyar yıl alacaktır.

 

2-hadi diyelim ki bu süreler önemsiz, koskoca evrenin dünyaya düşmesini hangi insanın aklı alır. hadi diyelim ki düşmeye başladı, yani evren düşerken dünyay yaklaşırken, kütle çekimi etksiyle dünyayı çeker ve evren(gökler) dünayaya değil dünya göklere(evrene) düşer.

 

öfff, amma da karıştı ha. kısacası çok saçma. benzer ayetler tur 44, rahman 7,

 

 

 

 

 

Müminun 80: ......geceyle gündüzün birbiri ardına gidip gelmesi onun emriyledir........

 

Cevap: Neden dünyanın dönmesi onun emriyledir demiyor da böyle diyor. çünkü dünyanın döndüğünü bilmiyor. daha doğrusu dünyanın yuvarlak olduğunu bilimyor ki döndüğünü bilsin. ve hiç bir ayette kesin olarak yuvarlıklıktan bahsedilmiyor.

 

 

 

Lokman 10: O, gökleri gördüğünüz veçhile direksiz yaratmış, yere de sizi sarsmamak için sabit ve ulu dağlar koymuş, orada her çeşit yürüyen hayvan dağıtmıştır. biz gökten yağmur indirdik, her çeşit işe yarar ot bitirdik.

 

Yorum: Göklerin direksiz oluşuna ve dağlara değinmiştik. burada soracağım soru şu: işe yarar otların dışında işe yarmayan da bisürü ot var, bunlar ne için.

 

 

 

Yasin 40: Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir, her biri feleklerinde yüzerler.

 

Yorum: İşte bu da güneş ve ayın ikisnin de dünya etrafında döndüğü anlamına gelen bir ayettir. şimdi dikkat edin, bir şeyin başka bir şeye yetişmesi için aynı yönde ve doğrultuda veya yörüngede olması gerekir. yani burada güneşin ve ayın aynı yörüngede döndükleri varsayılmıştır. ama sadece ay dünya etrafında döner, dünya ise güneş etrafında döner. dolayıysla güneşin aya yetişmesi diye bir şey zaten sözkonusu olamaz.

 

 

 

Saffat 6: Yakın olan gökyüzünü yıldız donanmalarıyla donatan biziz.

 

Yorum: Gökyüzü ve yakınlık. gökyüzüne baktığımızda gerçekten de gök cisimlerinin bize yakın olduğu görülür. hele bazı geceler ayı tutabileceğinizi sanırsınız. ama aslında gökyüzü inanılmaz derinlikte yani uzaklıktadır. bize en uzak quasarın(bir gök cismi) en azından 12 milyar ışık yılı uzakta olduğunu biliyoruz.

 

 

 

Fussilet 9-13: De ki yeri iki günde yaratanı mı tanımıyorsunuz? ........O, yerin üstünde ulu ve muhkem dağlar yarattı. ortaya çok hayır ve bereket koydu, orada olanlara münsaip olan azıkları miktarı muayyen üzere takdir etti. bunları tastamam 4 günde yarattı. bu da soranlar içindir. sonra göğe döndü, gök ise bir duman halindeydi. göğe ve yere dedi ki isteyerek, istemyerek hükmüme gelin. bunlar da "isteyerek geldik" dediler. artık iki günde göğü yediye çıkardı. her bir göğe de kendi işini vahiy etti. biz dünya göğünü yıldız çırağları ile donattık, afetten sakladık, işte bu husus yegane galip, hakkıyle alim olan Zatın takdiridir.

 

Yorum 1- Gördüğünüz gibi önce yeri yaratıyor, sonra göğü yaratıyor. dağların ise yer yaratıldıktan sonra onun üzerine konduğu burada yineleniyor. göğü ise yedi kat yapıyor, ve her birine görev veriyor. ilginç. önce yer sonra gök he. yerin maddesinin göklerdeki yıldızların patlamalrından oluştuğunda haberi yok bu tanrının heralde.

 

2-Burada unutulmaması gereken bir şey de, insanlar evrenin böyle 6 günde oluşmadığını bilimsel olarak ispatladıkları zaman, dincilerin buradaki "gün" kelimesini "evre,aşama" olarak yorumlanasmsı gerektiğini söylemeleridir. peki soruyorum 1400 senedir neredeydiniz ey dinci kardeşler. neden bilimsel gerçekler ortaya çıktıktan sonra piyasaya çıkıyorsunuz. ben ne anlıycam bu kitabın üstünlüğünden o zaman. bundan 500 sene önceki adam evrenin 6 günde yaratıldığını sanıyordu. nolcak şimdi.

 

gelelim bu olayın doğruluğuna. tabiki doğru değil, burada kastedilen düpedüz "gün"dür. çünkü arapçası "yevm" dir. günlük dilde de kullandığımız yevmiye=gündelik demektir. yok efendim neymiş, arapçada evre anlamına da gelirmiş. hayır efendim, o zaman sadece evre anlamında gelen kelimeyi kullansaydı. üstelik tanrı neden bu kadar anlaşılması güç bir dil seçmiş onu da anlamış değilim. bir kelimenin 6 anlama geldiği bir dil ne kadar anlaşılır ne kadar kutsal olur ki.

 

 

 

Fussilet 38: ....... rabbinin nezdine bulunan melekler usanmayarak gece gündüz daima Onu tespih ve tenzih ederler.

 

Yorum: Gece ve gündüz güneşin dünya veya başka bir gezegen üzerindeki etkisidir. yani gece de gündüz de gezegenlerde geçen olaylardır. meleklerin gece ve gündüzle bir alakası yoktur. yoksa cennette de mi güneş var da bazen gece bazen gündüz oluyor.

 

 

 

Kaf 6: Üzerindeki göğe bakmıyorlar mı ki? onu nasıl bir kudretle bina ettik, nasıl donattık? onda hiç bir yarık göremiyorlar mı?

 

Yorum 1: Şimdiye kadarki ayetlerin bazılarında belirttiğim çoğunda belirtmediğim bir husus da ".....bunda bir kudret, bir nişan görmüyorlar mı?" şeklinde ifadeler var. ya cahil bir adam, göğe bakar, neyin nasıl olduğunu bilmez, biri çıkar der ki, işte bunlar allahın nişanıdır, daha neden inamıyorsun. burada adamın vereceği iki cevap vardır. a) ne malum, onun yaptığı. ki nedense birçok insan, şuandaki müslümanların hepsi dahil bu soruyu soramıyorlar. B) vay beee, doğru. İşte bu da tipik bir cahil davranışı. hemen kanıyor. muhammed döneminde inananların çoğu b şıkkını uygulamışlar, çünkü adamlar bu sorularına cevap arıyorlar, ve cevabı veren tek kişi var, muhammed, ama nasıl olduğunu ise hiç anlatmıyor.

 

2- Gökte yarık yok, diyor. yarık, ancak katı bir cisimde olur. bu ise göğün katı,sınırlı bir şey olduğunu gösteren en bariz ayet bence.

 

 

 

Kaf 7: Yeri nasıl yaydık.....

 

Yorum: Bu da yeri tepsi yapan bir başka ayet.

Gönderi tarihi:
2-hadi diyelim ki bu süreler önemsiz, koskoca evrenin dünyaya düşmesini hangi insanın aklı alır. hadi diyelim ki düşmeye başladı, yani evren düşerken dünyay yaklaşırken, kütle çekimi etksiyle dünyayı çeker ve evren(gökler) dünayaya değil dünya göklere(evrene) düşer.

 

 

evrenin dünyaya düşmesini almayan akıl, insanın maymundan türediğini alıyor... Bravo valla... :D

Gönderi tarihi:

Hz. MuhammedinMiraca çıktığı bir rüya veya hayaldir. Bunun göreni ve şahidi yoktur. Halbuki musanın ve isanın mucizelerişnde gören ve şahit vardır. Asyı herkesin önünde atmış ve yılan olmuştur. Hz. Muhammet ise miraca çıkarken gören yoktur.

 

Allah, Muhammed'e "bilinen" fizikötesi gösterimler ve doğaüstü yaptırımlar olarak tanımlanan "mucize" olgusundan vermedigini defaetle birçok ayette bildirir. Ama illa büyük gösterme merakı insanları rahat vermez. Kuranıda yalanlayarak vardır derler.

 

Muhammed peygamberligini ilan ettikten sonra, çevresindeki Kureys'liler Allah'dan ve/veya Muhammed'den mucizeler istediler. Dağlari yürütmesini, melekleri göstermesini, yağmur yağdırmasını, bir şeyin sşklini degiştirmesi vb. mucizleri göstermesini istediler ki; Islam'in inanılır ve mucizevi bir din olduğunu kabul etsinler.

 

O da ayetlerinde hep Kuranı göstermemiştir. Fakat bu arada Kuranın Allahın eseri olduğunu unutmuştur. Kurana kendisinin hiç bir katkısı olmadığını unutnutur.

Bir virgülünü ben yazmadığım dediği bir kitap nasıl onun mucizesi olurki. O sadece Kuran konusunda elçilik ettmiştir.

Kime gelirse gelsin . Muhammede gelmesi niye muhammedin mucizesi oluyor. Bu allahın bir tercihi onu seçmiş.

 

 

davut pek doğrucu olduğunu sanmıyorum özel bir soru sorucam musevimisin. sürekli İsa ve Musa nın mucizelerinden bahsediyorsun. Hz. Muhammedin miraca çıkmasına cebrail şahittir, Kuran şahittir ki bundan bahseder ve Allah şahittir ki o da kitabında bunu doğrular biz o yüzden insanların sınırlı gözleriyle görecekleri şeylere değil Allah'ın şahitliğine inanırız.

2. olarak hiç bir mucize göstermese bile ( ki göstermiştir)Hz. Muhammed peygamberlerin sonuncusudur bütün peygamberler kadar değerlidir.

Hz. Muhammedin ondan mucize istendiğinde sürekli Kuranı gösterme sebebi artık mucizeler devrinin kapandığını artık ilim ve okuma devrinin başladığına işarettir.

Sizin konuları çarpıtma çabanız ancak siz ve sizin gibilerin kendilerini kandırmasından başka işe yaramaz...

David Copperfield da bir sürü doğa üstü sihir gösterileri yapıyor yoksa o da bugünün peygamberimidir size göre.

Sizin gerçekleri görememeniz gerçekleri saptırmaz ancak siz saparsınız.

Allah hepimizi ve hepinizi yolundan ayırmasın.

Gönderi tarihi:

davut pek doğrucu olduğunu sanmıyorum özel bir soru sorucam musevimisin. sürekli İsa ve Musa nın mucizelerinden bahsediyorsun. Hz. Muhammedin miraca çıkmasına cebrail şahittir, Kuran şahittir ki bundan bahseder ve Allah şahittir ki o da kitabında bunu doğrular biz o yüzden insanların sınırlı gözleriyle görecekleri şeylere değil Allah'ın şahitliğine inanırız.

2. olarak hiç bir mucize göstermese bile ( ki göstermiştir)Hz. Muhammed peygamberlerin sonuncusudur bütün peygamberler kadar değerlidir.

Hz. Muhammedin ondan mucize istendiğinde sürekli Kuranı gösterme sebebi artık mucizeler devrinin kapandığını artık ilim ve okuma devrinin başladığına işarettir.

Sizin konuları çarpıtma çabanız ancak siz ve sizin gibilerin kendilerini kandırmasından başka işe yaramaz...

David Copperfield da bir sürü doğa üstü sihir gösterileri yapıyor yoksa o da bugünün peygamberimidir size göre.

Sizin gerçekleri görememeniz gerçekleri saptırmaz ancak siz saparsınız.

Allah hepimizi ve hepinizi yolundan ayırmasın.

 

"özel bir soru sorucam musevimisin" Ne olacak illede bir izm veya dindenmi olmak gerek. Bir dinim yoksa ataistmi olmak gerek. Hiç birinden değilim. Hasan mezarcı bile peygamberliğini (Mehdiliğini )ilan etti. bende etsem ne olur. Benim de bir dinim var bende onun peygamberiyim. oldumu ?.

 

"Hz. Muhammedin miraca çıkmasına cebrail şahittir" Bir bilinmez yalana başka bir yalanla cevap veriyorsun. Biz görünmeyen den şahit değil kanlı canlı insandan şahit isteriz. Sen cebraili gördünmü peki ?. Ben hiç görmedim.

 

 

 

"Hz. Muhammedin ondan mucize istendiğinde sürekli Kuranı gösterme sebebi artık mucizeler devrinin kapandığını artık ilim ve okuma devrinin başladığına işarettir"

 

Hele şükür nihayet bizim dediğimizi kabul etmişe benziyorsun. İşte olayın doğrusu ,Kuran termilojisine göre böyle doğru.

 

Sizin gerçekleri görememeniz gerçekleri saptırmaz ancak siz saparsınız.

Allah hepimizi ve hepinizi yolundan ayırmasın

 

Hayır bu da yanlış. Bizi Allah saptırıyor. Doğru yolu görsünler yalana dolana kanmasınlar diye. Esas bizi doğruun yola koyuyor. Şeytana tapanlar esas yanlış yoldalar. Hiç Allah dermi .? Bir canlın suçu ne olursa olsun elini kolunu çapraz kesin diye.

Gönderi tarihi:

Bir defa 7 kat değil 5 kattır. Kuarn bu konularda saçma bilgilerle doludur. Ne dediğini bilmez haldedir. Başka dinlerden ve ulusların menkibe ve hikayelerinden ibarettir. kuranın ilim kitabı olsduğunu iddia ediyoesan al sana bir sürü saçmalıklar.

 

Bilime aykırı durumlar ve çelişkiler

.

.

.

 

Kur’an ne diyor” göremezsin” çünkü atmosfer katı bir cisim değildir.

 

______________________________________________________

 

 

Kaf 7: Yeri nasıl yaydık.....

 

Yorum: Bu da yeri tepsi yapan bir başka ayet.

 

 

 

"sizden çok sıkıldım" burdaki derin manayı sanırım anlayamazsınız :D

Gönderi tarihi:
Hayır bu da yanlış. Bizi Allah saptırıyor. Doğru yolu görsünler yalana dolana kanmasınlar diye. Esas bizi doğruun yola koyuyor. Şeytana tapanlar esas yanlış yoldalar. Hiç Allah dermi .? Bir canlın suçu ne olursa olsun elini kolunu çapraz kesin diye.

 

"Hz. Muhammedin miraca çıkmasına cebrail şahittir" Bir bilinmez yalana başka bir yalanla cevap veriyorsun. Biz görünmeyen den şahit değil kanlı canlı insandan şahit isteriz. Sen cebraili gördünmü peki ?. Ben hiç görmedim.

 

 

Çok büyük bir hatanın içindesin kendini büyük görüyorsun kibirlisin. Neyine güvenerek bu kadar kibirin içine girebiliyorsun şaşılacak şey...

 

Yarın ki gününden garantin yok...

Gönderi tarihi:

Arkadaşın biri hala 7 kat gök için atmosfer tabakalarından bahsediyor.

 

Arkadaş bu konuya kendini öyle kaptırmış ki, İslam inancındaki 7 kat gök inancının atmosferden çok farklı bir şey olduğundan, Muhammed'in Mirac'a çıkarken (!) diğer peygamberlerin onu atmosferin katmanlarında karşılamadığından haberi yok. Dahası "yakın göğü kandillerle donattık" ayetini gösterdiğimiz halde, yıldızları atmosfer tabakalarının arasında zannediyor.

 

Sen ondan sonra kalk bu adama bir de, atmosferin 7 tabakadan değil aslında 4 ana tabakadan oluştuğunu, saydıkları iyonosfer ve eksosfer'in farklı tabakalar değil, termosferi oluşturan alt katmanlar olduğunu, bunları sayarsa termosfer için +1 diyemeyeceğini, Tropopoz, Stratopoz ve Mezopoz gibi ara veya geçiş tabakalarının neden sayılmadığını anlatmaya çalış... Sen ne kadar anlatırsan anlat, adam kulaklarını tıkayıp "bla bla bla bla" diye duymazdan gelecek. "Acaba nedir?" diye açıp araştırmak yerine, kaynağı belli malum yerlerden bir başka safsatayla önümüze gelecek.

 

H.Y denen sanal şahsiyetin, aydınlanma adına açtığı yaraların nasıl kapatılabileceğini bilemiyorum. Tek tesellim, bu adam sayesinde teist arkadaşlar çarpıtılmış da olsa, atmosfer tabakalarından, Big Bang'dan, Evrim Teorisinden haberdar oluyorlar. Yoksa bunları nerden öğrenecekler ki... Kur'an'dan mı?

Gönderi tarihi:
Tek tesellim, bu adam sayesinde teist arkadaşlar çarpıtılmış da olsa, atmosfer tabakalarından, Big Bang'dan, Evrim Teorisinden haberdar oluyorlar. Yoksa bunları nerden öğrenecekler ki... Kur'an'dan mı?

 

Ne büyük cehalet...

Gönderi tarihi:

davuttt

sana hayırlı geceler diliyorum çünkü sende gün bitmiş. ne zavallıca ne acınası açıklamalar yapıyorsun öyle. Şeytanla bir ahbablığın olsa gerek ondan genlerine bir şey geçmiş "kibir" :devil:

 

yine de senin için dua edeceğim Allah kimi yoluna ileteceğini bilir, belki seni de iletir. sen okumaya ve düşünmeye devam et ama önce şu kainatın merkez noktasında olduğunu sanma sevdandan vazgeç...

 

sen ve ben kısaca insanoğlu koskoca evrende bir zerreyiz, bildiğini sandığın şeyleri çok mu önemsiyorsun birde bilmediklerini düşün. Bir duvarın ardını görmekten yoksun gözlerinle hangi meleği göreceksin, sen bütün kainatı görebiliyormusun sen göremiyorsun diye evreni yok sayabilirmisin???

 

Gözlerinin görmekten aciz olduğu şeyleri düşün ya kör olsaydın da hiç bir şey göremeseydin o zaman görmediğin her şeyi inkar mı edecektin???

 

senin inancın ve dinin sana benim dinim banadır. :)

Gönderi tarihi:

 

Eskiden 1 ay, insanlar tarafından iki dolunay arasındaki zaman veya Ay'ın Dünya etrafında döndüğü zaman olarak hesaplanırdı. Buna göre 1 ay, 29 gün 12 saat ve 44 dakikaya eşitti. Buna "Kameri ay" denir. 12 Kameri ay ise Rumi takvime göre 1 yıl eder. Ancak Dünya'nın Güneş etrafındaki dönüşünü tamamlamasını 1 yıl olarak kabul ettiğimiz Miladi takvim ile Rumi takvim arasında her yıl 11 günlük bir fark oluşur. Nitekim Kehf Suresi'nin 25. ayetinde de bu farka şöyle dikkat çekilmiştir:

 

Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar. (Kehf Suresi, 25)

 

Ayette geçen zamanı şöyle açıklamak mümkündür: 300 yıl x 11 gün (her yıl için oluşan fark) = 3.300 gündür. 1 Güneş yılının 365 gün 5 saat 48 dakika ve 45.5 saniyeden oluştuğu dikkate alınırsa, 3.300 gün/365.24 gün = 9 yıl'dır. Diğer bir deyişle Miladi takvime göre 300 yıl, Rumi takvime göre 300+9 yıldır.

 

Değişik forumlara ilk kez bugün etraflıca bakma fırsatı buldum. Bu forumda da arkadaşların yazışmalarının içeriği dikkatimi çekti ve üşenmeyip hepsini okudum :). Din içerikli yorumlar yapmaktan ziyade tartışmanın sağlıklı olabilmesi açısından bazı noktalara , kendimce, dikkat çekmek istedim. Yukarıdaki alıntıya bu sebeple yer verilmiştir.

 

Sonucu veya atfedilen düşüncenin dışında, burada yanlış bir hesaplama yöntemi izlendiğini düşünüyorum. Miladi ve Rumi yıllar arasında 300 yılda oluşan yıl farkı bulunmaya çalışılırken, 300 yılda oluşan gün farkı olarak hesaplanan 3300(300*11) değeri, Rumi yıla eklenecek yıl sayısı olarak dönüştürülmek istenmiş ancak sürecin bu kısmında sanki miladi yılmış gibi düşünülerek 365,24 sayısına bölünmüş ve Miladi olarak hesaplanan bu sonuç Rumi yılın üzerine eklenmiş. Bu bir benzetimle "elmayla armutu toplamak" gibi bir durumdur. Eğer bu fazlalık yıl , burada olduğu gibi, Rumi yılın üzerine eklenecekse; yapılması gereken 3300 sayısının Bir Rumi yıldaki gün sayısına (yaklaşık 354'e) bölünüp, buradan çıkan sonucun Rumi yıla eklenmesidir. Sonucun ne çıktığı ve bu sonucun nasıl yorumlandığı kısımlarına değinmeden, matematiksel açıdan doğru "yıl karşılaştırması" yapılabilmesi için, bu yöntemin izlenmesi gerekir diye düşünüyorum.

 

Özetle: 300 Miladi yıl =[ 300 + (3300/365,24) ] Rumi yıl

eşitliği matematiksel olarak doğru bir söylem değildir.

 

Eğer bunu siz yazmışsanız (ki sanırım siz yazmadınız) hatalara düşmemek için biraz daha dikkatli olmanız gerekir; eğer bir yerden alıntı yapmışsanız, bu alıntıyı değerlendirmeden foruma aktarmanız, alıntıdaki hatalardan da sorumlu olacağınız düşüncesinden hareketle sizi zor durumda bırakabilir. Alıntılar ve alıntı yapılan kaynağın gözden geçirilmesi bu noktada önem arz etmekte.

 

* Bunun yanında şunu da eklemek isterim: Bu tür konulardaki söylem ve tartışmalar "büyük oranda başka kaynaklardan alıntı yapılarak ve yalnızca bu alıntıları aktararak" sağlıklı bir şekilde sürdürülemez. Başka kaynaklardan yapılan alıntıların doğrudan aktarılması, konuya hakim olunmadığının, yetersizliğin veya özensizliğin bir göstergesidir bence. Önemli ve değerli olan, o ana kadar değişik kaynaklardan elde edilen bilgi topluluğunun akıl süzgecinden geçirilerek tamamen özgün dil ve yorumlarla birlikte bir düşünce taraftarı olmakta kullanılmasıdır diye düşünüyorum*

 

Size veya savunduğunuz düşünceye kastım olmadığını belirtir, başarılar dilerim.

Gönderi tarihi:

Sayın sardunyam

 

"yine de senin için dua edeceğim Allah kimi yoluna ileteceğini bilir,"

 

Çok teşekkür ederim . Bana bir torpil yap. Seni dinliyor herhalde. Ben diyorum yapmıyor beni müslüman. Sana yazık olur müslüman olursan diyor. Ne YAPACAKSIN NE ŞİN VAR O CAHİLLERİN YANINDA DİYOR. Onlar beni unuttu onlar esas şeytana tapıyorlar diyor. Baksana o ayetlere hiç onlar benim sözüme benziyormu diyor. Neymiş o öyle insana ceza olarak bitmeyen cehennem ve dünyada el kol çapraz kesme. Sağ kol ile sol bacağını keseceksin . Ne komik olur insan değilmi. Teyyare gibi olur valla. Ben diyor hiç öyle keyfi davranırmıyım, onlar benim sözüm olamaz diyor.

 

"görmediğin her şeyi inkar mı edecektin???"

 

İnsanlar bu günlere kadar hep görmediği bilmediği şeye Tanrı diye taptılar. Sonra baktılarki o taptıkları tanrı değilmiş. Şimdide kainatı tanımıyoruz diye ne için bunu birisi yarattı diye ona tapalım. Yine aynı hataya düşüyorsuz. Dün güneşe aya tapıyorlardı. Baktılarki o değil. Şimdi kainata tapıyorlar.

 

illa bir şeye tapmak mı gerek. tapmadan olmazmı ?.

 

Yukarıya Kuranda yazan bir sürü yanlışlığı açıkladık. Ha bunlardan bir kaçını yalanlasaydınya .

 

Esas Şeytan sizi kandırıyor. Şimdi kainatı yapanı bilmiyorsunuz bunu ben yaptım gelin bana tapın diyor. yarın kainatın durumu ay ve güneş gibi belli olunca bu sefer başka bir şey bulursunuz tapacak.

 

Yer küre 7 değil baş kattır bunu bilim adamları böyle açıklıyor. bak euraka kardeş ne güzel açıkamış takvim hatasını. Bilmeden böyle yücelteceğim diye bilimle yarışmaya kalkmak hemde ne ile 1400 yıl öncesinin okuması yazması olmayan cahil bir kişinin sözleri ile.

 

Yerküre'nin Yapısı

 

Yerküre’nin içi ile ilgili bilgilerimiz en üst katmanlar dışında ikinci elden. Yerbilim (jeoloji) çalışmaları ile yapısı anlaşılmaya çalışılan Yerküre’ye ait bilgilerin çoğu, sismik dalgaların incelenmesi sayesinde elde ediliyor. Depremler sonucu oluşan doğal veya bilim adamlarının oluşturduğu yapay sismik dalgaların, farklı yapılardaki katmanlarda farklı davrandıkları biliniyor. Yerküre içinde hareket eden bu dalgaların davranışlarının incelenmesi sonucunda Yerküre’nin iç yapısı anlaşılabiliyor.

 

 

 

Yerküre’nin merkezinde katı haldeki nikel ve demirden oluşan İç Çekirdek (Inner Core) bulunuyor. Bu çekirdeği çevreleyen Dış Çekirdek (Outer Core) ise, içindeki sülfür ve oksijen nedeniyle ergime noktası düştüğü için sıvı halde bulunan nikel ve demirden oluşuyor. 4.5 milyar yıldır soğumasına rağmen hala çok sıcak olan çekirdek, Yerküre’nin manyetik alanının oluşmasındaki etken. Daha sonra gelen ve Alt Manto ve Üst Manto diye ikiye ayrılan Manto (Mantle) ise, kısmen ya da tümüyle eriyik durumdaki kayaçlardan oluşan magmayı içeriyor. Demir, magnezyum, silikon ve oksijence zengin mineralleri içeren Manto’dan sonra, bu katmanların en incesi olan ve okyanuslar ile kıtaları barındıran Yerkabuğu (Crust) bulunuyor. Oksijen ve silikonca zengin Yerkabuğu’nda, okyanus tabanlarını oluşturan bazalt, en çok bulunan kayaç. Kıtalardan oluşan kabuk kısmı ise bazalt ile daha az yoğun olan granit, kumtaşı, kireçtaşı gibi kayaçları barındırıyor.

 

 

 

Kutuplarda ve ekvatorda farklı olan Yer yarıçapı ortalama değer olan 6,371 km. olarak alınmıştır. Yoğunluk ve sıcaklıklar, katman içindeki ortalama değerlerdir.

 

 

Yerküre’nin üst katmanları fiziksel olarak ayrı bir bölümlemeyle de incelenebilir. Litosfer (taşküre) adı verilen sert katman, Yerkabuğu ve Üst Manto’nun en üst kısmından oluşur. Astenosfer ise Litosfer’in altındaki, plastik özellikleri gösteren akışkan Üst Manto bölümüdür. Litosfer tek parça değildir, okyanus ve kıtaların sınırlarından farklı şekilde levhalara bölünmüştür.

 

 

 

 

 

Manto katmanı, yeryüzündeki hareketliliğin en büyük nedenidir. Manto’nun alt bölümleri üst bölümlerine göre çok daha sıcaktır. Burada oluşan konveksiyonda, daha sıcak olan magma yükselir, soğur, katılaşır ve Üst Manto’daki daha soğuk kayaların batmasına neden olur. Batan bu kayalar, tekrar ısınır, ergir ve yükselir. Henüz tam anlamıyla modellenemeyen bu devinim, Litosfer’deki levhaların hareket etmesine neden olur.

Gönderi tarihi:

Davut arkadaşım

sen tam olarak neyi savunuyorsun? ya da neyi savunmuyorsun? uzun uzun yazılar yazmakla olayı ifade edebildiğini mi sanıyorsun?

şunu demek istiyorsan eğer Allah'ı hakkıyla anlayamadılar orda haklılık payı var yani kuranı ve Allah'ın elçilerini doğru anlayamadılar mesajı doğru anlamadılar diyorsan buna katılırım zaten Kuran da bunu söyler "insanların pek azı gerçekleri görür çoğu ise anlayamazlar"

ama anlayabilenler daha değerlidir. ve anlamak aslında o kadar da zor değildir. Ama insan ise nefsine yenik düşen bir canlıdır. dünya zevkine dalar ve gerçeği aramak hoşuna gitmez.

 

saf suresi...8 Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbu ki kafirler hoş görmese de Allah, nurunu tamamlayacaktır.

 

9... O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler istemese dahi onu, bütün dinlerin, üstüne çıkarsın...

 

ve Allah için sayının önemi yoktur. Çünkü o sonsuzluğun sahibidir. inananların az olacağını bilerek yaratan da O'dur ve O'nun katında inananların değeri sayıca az olsada her zaman inanmayanlardan üstündür. Dikkat et doğaya doğada az bulunan her şey değerlidir. ama sayıca çok olan bir şey ifade etmez... Altının çıkarılışını düşün tonlarca çamurun içinde gramla altın çıkıyor ama sayıya vurduğunda hangisi değerlidir?

Gönderi tarihi:

YAĞMURUN OLUŞUMU

 

Yağmurun nasıl oluştuğu süre insanlar için bir sırdı. Ancak hava radarlarının keşfedilmesinden sonra, yağmurun hangi evrelerden geçerek oluştuğu kesinlik kazandı. Buna göre, yağmur üç evreden geçerek oluşur:Önce rüzgar yoluyla yağmurun hammaddesi havalanır. Ardından bulutlar meydana gelir ve en son olarak da yağmur damlacıkları ortaya çıkar. Kur’an’da yağmurun oluşumu ile ilgili aktarılanlarda ise, tam da bu süreçlerden söz edilmektedir. Bir ayette bu oluşum hakkında şöyle bir bilgi verilir:

 

 

Rûm Sûresi

 

48 - Allah rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler.

 

 

Şimdi ayette ifade edilen üç evreyi teknik olarak inceleyelim:

1. evre: “Allah rüzgarları gönderendir..”

Okyanuslardaki köpüklenme ile oluşan sayısız hava kabarcığı sürekli ortaya çıkmakta ve su zerreleri sürekli olarak gökyüzüne fırlamaktadır. Tuzca zengin lan bu zerreler daha sonra rüzgarlarla taşınır ve atmosferde yukarılara doğru yol alırlar. Aerosol adı verilen bu küçük parçacıklar “su tuzağı” adı verilen bir mekanizmayla yine denizlerden yükselen su buharını kendi çevrelerinde minik damlalar halinde toplayarak bulut damlalarını oluştururlar.

 

2.evre: “Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve

(bazen) yoğunlaştırır.”

Tuz kristallerinin ya da havadaki toz zerrelerinin etrafında yoğunlaşan su buharı sayesinde bulutlar oluşur. Bunların içindeki su damlacıkları çok küçük olduklarından (0.01 ile 0.02 mm çapında) havada asılı kalırlar ve göğe yayılırlar. Böylece gökyüzü bulutlarla kaplanır.

 

3.evre: “Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün.”

Tuz kristallerinin ve toz zerreciklerinin etrafında bir araya gelen su parçacıkları iyice yoğunlaşarak yağmur damlalarını oluştururlar. Böylece havadan daha ağır bir konuma gelen damlalar, buluttan ayrılarak yağmur biçiminde yere düşmeye başlarlar.

Gönderi tarihi:

Diyanet Açıklamalı :

Allah O'dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler.

 

Yağmurun oluşumu:

 

Bütün islami sitelerde sayın davetin anlatımı var.

http://www.islamisohbet.gen.tr/tr/bilgi/is...izeleri/614.htm mesela biri bu.

 

Bunlar illede kuranı ve islamı yüceltmek cahil biri tarafından yazıldığını örtbas etmek için boşuna gayretlerdir.

 

1- Önce rüzgar yoluyla yağmurun "hammaddesi" havalanır. Sümme haşa yok böyle bir olay. Isınan havanın hacmi genişlediği için hava içindeki nemle birlekte yukarı yükselir . Bunu Rüzgar yapmaz.

2- ilgili ayette yoğunlaşma ile ilgili bir anlatım yoktur. Bunu eklemişsiniz . Tabii anlatım az gelince ne olur Kuranın anlaşılması ve günün tekniğine uyması için biraz ilave den bir şey çıkmaz. Ama yeri gelince virgülünün değişmesini kabul etmezler.

 

3- Sonunda kendi kullarından dilediğine verince, hemen sevince kapılıverirler.

 

Bu da büyük bir yalan. yağmurun yağacağı alan Allahın istediği yer değildir. Türkiye de en çok karadenizle Akdeniz kıyışlarına yağar. O halde bu ne demek Allah ençok Lazlarımı sever. Hadi canım sende.

 

Dünyanın En Fazla Yağış Alan Bölgeleri ( Allahın sevdiği bölgeler. )

 

1)Ekvator çevresi

 

2)Muson iklim bölgesi (dünyanın en fazla yağış alan merkezi bu iklim kuşağında Çerapunçi’dir. 12000 mm yağış alır.)

 

3)Ilıman kuşak karalarının batısı

 

 

Dünyanın En Az Yağış Alan Bölgeleri ( Allahın sevmediği bölgeler )

 

1)Dönenceler çevresindeki çöl alanları

 

2)Ilıman kuşak kara içlerinde etrafı dağlarla çevrili çukur alanlar.

 

3)Kutup bölgeleri (Kutuplarda bağıl nem yüksek olmasına rağmen yağış miktarı azdır. Sebebi: sıcaklığın düşük olmasından dolayı buharlaşmanın ve mutlak nemin az olmasıdır.

 

 

Yağış Oluşum Şekilleri :

1)Oroğrafik (Yamaç) yağışlar: Yer şekillerinin etkisiyle oluşurlar. Nemli hava kütlesinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi ve soğuması sonucu oluşurlar. Türkiye’de en fazla Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde görülür. Batı rüzgarları ve Muson rüzgarlarının etki alanlarında görülen yağışlar bu şekilde oluşmuştur.

 

Yükseldikçe soğuma nedeniyle belirli bir yükseltiye kadar yağış artar.

 

2)Konveksiyonel ( siklonik-yükselim) yağışlar: Isınan havanın yükselerek soğuması sonucu oluşurlar. Türkiye genelinde sıcak dönemlerde görülen yağışlar bu şekildedir. En fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür. Bu yağışlara halk arasında Kırkikindi yağışları denir. Dünya üzerinde ise en fazla Ekvatoral bölgede görülür.

 

3)Cephesel (frontal) yağışlar: Farklı hava kütlelerinin karşılaşım alanlarında görülür.

 

Türkiye genelinde kışın görülen yağışlar bu şekildedir. En fazla Akdeniz Bölgesinde görülür. Dünya üzerinde ise ılıman kuşakta kışın görülür.

 

NOT: Yağış oluşumlarında ortak özellik yükselen havanın soğuması ve yağış bırakmasıdır.

 

Yağışların Yer Yüzüne Dağılışında Etkili Faktörler

1)Denize göre konum: Kıyı bölgeler iç kesimlere göre daha fazla yağış alır.

 

2)Yükselti: Yükseltisi fazla olan bir yer her zaman çevresine göre daha fazla yağış alır. Sebebi; yoğunlaşmanın daha çok yükseklerde gerçekleşmiş olmasıdır.

 

3)Rüzgarların esme yönü: Denizden karaya doğru esen rüzgarlar yağış bırakırken , karadan gelen rüzgarlar yağış getirmez.

 

4)Basınç merkezi: Y.B alanlarında alçalıcı hava hareketinden dolayı yağış oluşmaz. Çünkü alçalan hava alttan itibaren ısınır ve hava doyma noktasından uzaklaşır.

 

A.B alanlarında ise yükselici hava hareketlerinden dolayı yağış oluşur. Yükselen hava soğur ve doyma noktasına ulaşır.

 

Yukardaki yazıların amamı aşağıdaki linktedir.

 

http://cografya.dostweb.com/nemlilik.htm

 

İlmi çarpıtmak 1400 sene öncenin formatı ile mümkün değildir. Ordan burda toplama ile yazılmış Kuranla açıklamak hele hele hiç mümkün değildir. Bu tip saçmalıkları bırakında olacak işe bakın.

Gönderi tarihi:

Diyanet Açıklamalı :

Allah O'dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler.

.

.

.

A.B alanlarında ise yükselici hava hareketlerinden dolayı yağış oluşur. Yükselen hava soğur ve doyma noktasına ulaşır.

 

Yukardaki yazıların amamı aşağıdaki linktedir.

 

http://cografya.dostweb.com/nemlilik.htm

 

İlmi çarpıtmak 1400 sene öncenin formatı ile mümkün değildir. Ordan burda toplama ile yazılmış Kuranla açıklamak hele hele hiç mümkün değildir. Bu tip saçmalıkları bırakında olacak işe bakın.

Senin bu yazdığın coğrafik bilgileri 5.sınıfta ödev olarak yapmıştım,artı tüm bulut şekilleri ve getirdikleri yağış çeşitlerini ve hangi atmosferik katmanda bulunduklarını.Ne oldu şimdi,ben bunları bilerek Allah'tan iyi bilirmi oldum(Sümme haşa).Çok iyi araştırmışsında görememişsin.Bir zamanlar ormanlık alan bölgeler şimdi çöl ve çöl olan yerler cennet köşesi.Allah Rahman'dır,nimetlerinden hakedene de verir haketmeyene de.Ne demek Allah lazları dahamı çok seviyor.Ateistler bile rızıklanırken bunu sorman abes kaçmıyor mu?O gün inşallah gelecek ve hepimiz göreceğiz doğru neymiş.Biz Allah'a iman ettik ve sevabımızla,günahımızla hesap günü karşısına çıkacağız.Allah vaadinden dönmez.....Ha şunu da öğren hava olaylarından Hz.Mikail sorumludur.Hoş sen bunada iman etmezsin ya neyse.

Gönderi tarihi:

Senin bu yazdığın coğrafik bilgileri 5.sınıfta ödev olarak yapmıştım,artı tüm bulut şekilleri ve getirdikleri yağış çeşitlerini ve hangi atmosferik katmanda bulunduklarını.Ne oldu şimdi,ben bunları bilerek Allah'tan iyi bilirmi oldum(Sümme haşa).Çok iyi araştırmışsında görememişsin.Bir zamanlar ormanlık alan bölgeler şimdi çöl ve çöl olan yerler cennet köşesi.Allah Rahman'dır,nimetlerinden hakedene de verir haketmeyene de.Ne demek Allah lazları dahamı çok seviyor.Ateistler bile rızıklanırken bunu sorman abes kaçmıyor mu?O gün inşallah gelecek ve hepimiz göreceğiz doğru neymiş.Biz Allah'a iman ettik ve sevabımızla,günahımızla hesap günü karşısına çıkacağız.Allah vaadinden dönmez.....Ha şunu da öğren hava olaylarından Hz.Mikail sorumludur.Hoş sen bunada iman etmezsin ya neyse.

 

 

güzel açıklamışsınız, anlayana :clover:

Gönderi tarihi:

İlmi çarpıtmak 1400 sene öncenin formatı ile mümkün değildir. Ordan burda toplama ile yazılmış Kuranla açıklamak hele hele hiç mümkün değildir. Bu tip saçmalıkları bırakında olacak işe bakın.

 

"1400 sene önce ilmin detayları Kuran'da hazır, araştırmana gerek yok" demiyoruz. Mucizeleri anlatan kişinin detayları verme konusunda bilgi eksikliği de olması mümkündür. Zaten mesele, yağmurun nasıl yağdığının teknik detaylarını vermek değil; 1400 sene önce işaret edilen noktaya bakılmasını sağlamak, bu bilgilere 1400 sene önce kimse sahip olmamasına rağmen, böyle bir bilginin orada verildiğini ifade etmektir.

 

Ayetlerin içinde yanlış bir bilgi olduğunu söyleyebilir misiniz? Ancak şunu diyebilirsiniz, "detaylar yok". Zaten Kur'an bunu vadetmiyor; "bakın" diyor sadece. Ama bakmak yetmez, görmek gerek. Görmek istemeyene ise ne göstermeye çalışlırsan çalış, o zaten görmeyecektir.

 

Zira, Ebu cehil, Hz. Muhammed'den bir mucize göstermesi durumunda iman edeceğini söylemiş ama Hz. Muhammed, bir mucize gösterse bile Ebu Cehil bir bahane uyduracak, gene iman etmeyecekti. Nitekim bir seferinde Ebu Cehil'in bu isteğini yerine getirmiş ama Ebu Cehil yine iman etmemiş, Peygamberimize "büyücü" demişti.

 

Yani, kalp gözü kapalı olan insana ne kadar mucize gösterirsen göster, o bunları görmemek için ne gerekirse yapacaktır.

Gönderi tarihi:

Zaten mesele, yağmurun nasıl yağdığının teknik detaylarını vermek değil; 1400 sene önce işaret edilen noktaya bakılmasını sağlamak, bu bilgilere 1400 sene önce kimse sahip olmamasına rağmen, böyle bir bilginin orada verildiğini ifade etmektir.

 

Yok artık daha neler.... Kusura bakmayın ama, yağmurun o şekliyle nasıl yağdığını değil 1400 sene, 3400 sene önce de biliyorlardı.. Bunu bilmek için uygun zamanlarda gökyüzüne balmak yeterli zaten..

Gönderi tarihi:

bir hikaye...

hz. ibrahimin bir akşam kapısı çalar ve kapıyı açar...

karşısında hiç tanımadığı bir yaşlı adam vardır.

Adam aç olduğunu uzun yoldan geldiğini söyler...

hz. ibrahim,

Kimlerdensin seni tanıyamadım dediğinde

Adam mecusilerdenim falanca yerden geliyorum der.

hz.ibrahim de ona putperestlere verecek bir şeyinin olmadığını söyler, ve adama islam olmasını tebliğ eder buna karşılık kendisine yemek vereceğini söyler.

yaşlı adam da iki lokma yemek için dinini değiştirmeyeceğini söyler ve gider.

ardından Cenabı Allah hz.ibrahime Cebrail a.s. aracılığı ile der ki...

sen kim oluyorsunda 70 yıldır inancına bakmaksızın rızıklandırdığım kuluma yiyecek vermiyorsun. ben onun putperest olduğunu bilerek nimetlerimden onuda nasiplendirdim, ve senin elinden nasiplendirmek için kapına gönderdiğim kulumu geri çevirdin diye azarlar...

bunun üzerine hz.ibrahim adamın peşinden koşar ve ona yalvarır ne olur gel misafirim ol diye...

adam ne oldu da böyle değiştin diye sorar...

oda açıklar Rabbim beni azarladı...

adam şaşırır demek senin Rabbin ona inanmadığım halde beni korudu, öyle ise ben de islam oldum der...

:clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:

Yani yani sardun her dinin allahı başkamı oluyor bu bu demek olmuyormu düşün biraz.

 

bu o demek olmuyor sayın lena. sizin algınızda problem var. herkesin ALLAH'ı aynı demek oluyor ister inansın ister inanmasın.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.