Φ sardunyam Gönderi tarihi: 26 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2006 hak dinler aynı oluyor. ama çıkarlar işin içine girdimi ve de iktidar hırsı o zaman dinler dejenerasyona uğruyor o vakit Allah yeni bir peygamber ve kitap gönderiyor. her yoldan çıkışta Allah kullarına tekrar yol gösteriyor, bazıları yolu göremiyor bazıları yoldan çıkıyor bazıları yolda ilerliyor... Alıntı
Φ doğrucu davut Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Senin bu yazdığın coğrafik bilgileri 5.sınıfta ödev olarak yapmıştım,artı tüm bulut şekilleri ve getirdikleri yağış çeşitlerini ve hangi atmosferik katmanda bulunduklarını.Ne oldu şimdi,ben bunları bilerek Allah'tan iyi bilirmi oldum(Sümme haşa).Çok iyi araştırmışsında görememişsin.Bir zamanlar ormanlık alan bölgeler şimdi çöl ve çöl olan yerler cennet köşesi.Allah Rahman'dır,nimetlerinden hakedene de verir haketmeyene de.Ne demek Allah lazları dahamı çok seviyor.Ateistler bile rızıklanırken bunu sorman abes kaçmıyor mu?O gün inşallah gelecek ve hepimiz göreceğiz doğru neymiş.Biz Allah'a iman ettik ve sevabımızla,günahımızla hesap günü karşısına çıkacağız.Allah vaadinden dönmez.....Ha şunu da öğren hava olaylarından Hz.Mikail sorumludur.Hoş sen bunada iman etmezsin ya neyse. "Allah O'dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. " Benim itirazım buraya. Yanlış bilgi veriyor. Rüzgar bulutu kaldırmaz. Havanın ısınması ile yogunluğu düşen hava yukarı kendi yükselir. İşte bilgisizlik burada. Yağmurun oluşumu Kuranda anlatılandan çok farklıdır. kuranın anlatımı ilk okul çocuğunun bilgisinden de az ve yanlış . ".Ne demek Allah lazları dahamı çok seviyor" Ne demek olacak . Ayette ne diyor bak. " Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince" dilediği kullarına yağmuru nasip ettiğini ettiğini söylüyor. EE en çok yağmur karadenize yağdığına göre lazları çok seviyor öyle ise. tabii karadenize çok yağmurun sebebi bu değil ( allahın laz sevgisi ) Dağların dikey olarak denize paralel yükselmesi. Anlayana ilimde çok bilgiler vardır. Demek bir Allahın yağmur işlerine bakan taşaronu var ( Hz. Mikail ) . Bu mikail hiç adil bir biri değil. Bölgeler arasında adil davranmıyor. Ya da rüşvetle çalışıyor. Kimden çok alırsa oraya fazla yağdırıyor. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 davutmusun nesin git bu saçma sapan görüşlerini başka yerde anlat senin gibi düşünenlere mesela. bizim inancımızı, kitabımızı, melekleri alay konusu yapmak senin neyine. şu kısacık ömründe kime bu kibrin, unutma bir gün gelir bu söylediklerini yutamazsın. eğer bu aşağılamalarına devam edeceksen benden bir daha cevap alamazsın. diğer arkadaşlarıma da tavsiyem budur. senin seviyene inmeyeceğim. terbiyesizliğin luzumu yok.senin laflarınla hiç bir şey değerini kaybetmez sadece senin değerin ortaya çıkar. Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 müslüman arkadaşlarım bence buna cevap vermeyin... Alıntı
Φ ....DAVET.... Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 "Allah O'dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. " Benim itirazım buraya. Yanlış bilgi veriyor. Rüzgar bulutu kaldırmaz. Havanın ısınması ile yogunluğu düşen hava yukarı kendi yükselir. İşte bilgisizlik burada. Yağmurun oluşumu Kuranda anlatılandan çok farklıdır. kuranın anlatımı ilk okul çocuğunun bilgisinden de az ve yanlış . ".Ne demek Allah lazları dahamı çok seviyor" Ne demek olacak . Ayette ne diyor bak. " Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince" dilediği kullarına yağmuru nasip ettiğini ettiğini söylüyor. EE en çok yağmur karadenize yağdığına göre lazları çok seviyor öyle ise. tabii karadenize çok yağmurun sebebi bu değil ( allahın laz sevgisi ) Dağların dikey olarak denize paralel yükselmesi. Anlayana ilimde çok bilgiler vardır. Demek bir Allahın yağmur işlerine bakan taşaronu var ( Hz. Mikail ) . Bu mikail hiç adil bir biri değil. Bölgeler arasında adil davranmıyor. Ya da rüşvetle çalışıyor. Kimden çok alırsa oraya fazla yağdırıyor. inkarcı ve nankörsünüz, yazıklar olsun siz ve sizin gibi insanlara Nahl Sûresinin 55 . Ayetinde Kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük etmek için böyle yaparlar. Bir süre daha faydalanın bakalım! Yakında bileceksiniz! Hac(*) Sûresinin 38 . Ayetinde Şüphesiz, Allah inananları savunur. Doğrusu Allah hiçbir haini, nankörü sevmez. Hac(*) Sûresinin 66 . Ayetinde O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür. Furkân Sûresinin 50 . Ayetinde Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler. Ankebût Sûresinin 66 . Ayetinde Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve bir süre daha faydalansınlar bakalım! İleride bilecekler. Abese Sûresinin 17 . Ayetinde Kahrolası (inkarcı) insan! Ne nankördür o! Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 sevgili davet yazmış oluğun ayeti kerimeler hakikatı ifade eder gerçekten insan çok nankör, çok kibirli ve çok aşağılık olabiliyor. bundan sonra ben inananlarla yazışacağım bu terbiyesizlere cevap yazmayacağım. hepimiz bunu yapalım biz kendi bilgi birikimimizi aktaralım, paylaşalım gerektiğinde eleştiri yapalım. en azından birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Allah dostlarıyla beraberdir. savgılar Alıntı
Φ ....DAVET.... Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 sevgili davet yazmış oluğun ayeti kerimeler hakikatı ifade eder gerçekten insan çok nankör, çok kibirli ve çok aşağılık olabiliyor. bundan sonra ben inananlarla yazışacağım bu terbiyesizlere cevap yazmayacağım. hepimiz bunu yapalım biz kendi bilgi birikimimizi aktaralım, paylaşalım gerektiğinde eleştiri yapalım. en azından birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Allah dostlarıyla beraberdir. savgılar sevgili arkadaşım çok haklısın, emin ol benim bu topici açmamdaki sebep senin de belirttiğin gibi bilgi paylaşımı idi ama görüyorum ki dinimizin güzelliklerini paylaşmak ve Rabbimizi anmak insanları rahattsız ediyor. ahh biraz kendilerine gelebilseler Allah'a emanet ol sonsuz sevgiler Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Ah ah genç arkadaşım şu dünyada enerjik varlıklar olduğumuzu bir anlasan çok şeyler öyrenirdin, 40 sene evvel okuduklarım ve resimler de var burda. -http://www.evreninsirlari.com/arsiv/sayi5/010905s03.html- Alıntı
Φ doğrucu davut Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 sevgili davet yazmış oluğun ayeti kerimeler hakikatı ifade eder gerçekten insan çok nankör, çok kibirli ve çok aşağılık olabiliyor. bundan sonra ben inananlarla yazışacağım bu terbiyesizlere cevap yazmayacağım. hepimiz bunu yapalım biz kendi bilgi birikimimizi aktaralım, paylaşalım gerektiğinde eleştiri yapalım. en azından birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Allah dostlarıyla beraberdir. savgılar "bundan sonra ben inananlarla yazışacağım bu terbiyesizlere cevap yazmayacağım" İşte insan oğlu böyle dir . Söyliyecek söz bulamayınca önce hakarete ve terbiyesizlige başlar. " kendi bilgi birikimimizi aktaralım" Kör körle anlaşır zaten. Körün körle tartışması gerçekleri aydınlığa çıkarmaz. Çünki ikiside kördür. Gerçeği göremeyenler birbirlerine ne öğretirlerki. Cahillilerini paylaşırlar. Boş boş övünür durursunuz. Bi,zim kitapta ilim var diye . Ama her nedense bu gün kullanılan hiç bir teknolojide buluşta bir islamın olmadığını unurtusunuz.. İnsanlara verdiği bunca eziyetin cefanın hep islamiyet olduğunu unutursunuz. kadınları hayattan dışlayanı. Kadının sesini avret sayan salakları. " en azından birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. " Birbirinizden öğreneceğiniz hiç bir şey yok. Zaten birinizin bildiği hepinizin bildiği. Ha kel hasan ha hasan kel. İkiside aynı şey. 1400 yıllık safsatalar. Hırsızlıklar ganimetler cinayetlerin tarihini aktarır durursunuz. İslamiyet insanları küçükten başlar eğitmeye. Hem beyni ni hem fiziki olarak terbiye adına küçükken evdeki abisinden başlayarak anne ve babasından, sokakta mahallenin kabadayısından, okulda okulun kabadayılarından dayak yiyen canlılar şiddeti ister istemez öğrenir ve uygular. İslam olanlar dayaktan bitap düşmüş beyinleri ile haytla mücadele edemediklerinden Allah diye uydurduklarına teslim olurlar. Böylece düşünmekten kurtulurlar. Tartışmaktan korkarlar . İşlerine gelmeyince hakeret edip kaçarlar. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 "Terbiyesiz,nankör,kibirli,aşağılık....." Bu ithamları gerçekçi düşünen hiç kimse kullanmadı, kullanmazda. Kişilik sorunu. Kişilik sorunu dedimde.... bilim bunuda saptamış. Oku lutfen belki bir maddesi aklında kalır. Objektiflik(gerçekçi,maddeci kişilik) Sübjektiflik(inançlı,ülkücü,idealist kişilik) Aynada kendi yüzünü görmek ister.-Aynada kendini haklı görmek ister. Önce kendi özeleştirisini yapar.-Sürekli başkalarını suçlar. Yargılamaya, yargılanmaya hazırdır.-Yargılamaktan ve yargılanmaktan kaçar. Mutlu ve huzurludur.-Sıkıntılı şikayetçi ve huzursuzdur. Var kalma aracı akıldır.-Var kalma aracı insanlardır. Kendisi için vardır.-Başkaları için vardır. Var olduğu için düşünür.-Düşündüğü için vardır. Ölçüsü, kararı gerçeklerdir.-Ölçüsü, kararı inançlarıdır. Bedeni ve bilinci ile bütündür.-Kendisi ile çelişiktir. Üretici ve yaratıcıdır.-Asalak ve taklitçidir. Kendine güven ve saygı duyar.- Kendine güvensiz ve saygısızdır. Kendisi ile gurur duyar.- Suçluluk psikolojisi içindedir. Risk alır,özgürdür.- Riskten kaçar,benliksizdir. Doğru ve iyiden yana taraftır.- Sinik, korkak ve tarafsızdır. İnsanları,hayatı ve kendisini sever.- İnsanlara düşmandır,kabile hayatını sever,ırkçıdır. Değişime,maceraya hazırdır.- Eski kafalı, mutaassıptır. Şeyler neyse odur.- Şeyleri,ilahi güçler belirler. Seçmede tercih bireydedir.-Bireyin tercih hakkı yoktur. Gerçek tektir.-Gerçek kişiye göre değişir. Gerçeğe ait bir felsefesi vardır.- Hazır reçeteleri rehber alır. Ahlakın temeli akıldır.- Ahlakın temeli,toplum,devlet,tanrı vb. şeylerdir. Yaşamak için dürüsttür.- Dürüstlük enayiliktir. Hedefi hayat ve mutlu olmaktır.- Hedefi yoktur. Kendini tanrıya,topluma adamıştır. Kendini kimseye,kimseyi kendisine feda etmez.- Başkalarını kendine fedaya zorlar. Aktif zihin sahibidir.- Rasgele düşünür. Hak etmediği maddi,manevi şeyleri reddeder.- Hak etmediği şeyler peşindedir. Kast ederek konuşur.- Muğlak konuşur. Gerçekleri örnek alır.- Gerçek diğer dünyadır.Bu dünya hayaldir. Hayır demesini bilir.- Kararsız ve emir eridir. Doğal gerçekler hatırına yaşar.- İnanç ve dogmaları için yaşar. İyi dileklerimle.... Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 ahh biraz kendilerine gelebilseler AHH... Çekmene gerek yok sevgili kardeşim. Seni temin ederim bizler tahmin edemediğin kadar kendimizdeyiz. İyi dileklerimle... Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Sevgili bilimselci, bu sitede ve her internet sitesinde baskıya, aşağılanmaya, eleştirilmeye, hor görülmeye maruz kalan müslümanlar olduğuna göre; subjektif ve objektif karşılaştırmalarını sizlerin dikkate alması ve aşağılamadan önce kendinizi ölçüp tartmanız, eleştirmeden önce kendi fikirlerinizi incelemeniz velhasılı kelam dışa düzen getireceğinize, içi terbiye etmeniz gerekmezmi? Özeleştiri olarak kabul etmenizi rica ediyorum... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Sevgili bilimselci, bu sitede ve her internet sitesinde baskıya, aşağılanmaya, eleştirilmeye, hor görülmeye maruz kalan müslümanlar olduğuna göre; subjektif ve objektif karşılaştırmalarını sizlerin dikkate alması ve aşağılamadan önce kendinizi ölçüp tartmanız, eleştirmeden önce kendi fikirlerinizi incelemeniz velhasılı kelam dışa düzen getireceğinize, içi terbiye etmeniz gerekmezmi? Özeleştiri olarak kabul etmenizi rica ediyorum... sevgili hearten desteğin için teşekkürler arkadaş galiba nankör, kibirli ve aşağılık kelimelerini üstüne alınmış. e bu da bir kişilik problemi. bilim belki bu her lafı üstüne alma konusunda da bişey tespit etmiştir. Allah'sızlık ta bir şeçim saygı duymasamda hoşgörüyorum... Ben kendine akıllı diyene akıllı demem Allah'ı tanımadıkça... saygılar hearten, taurusmutis,davet,arman ve diğer bütün inançlı arkadaşlar Allah sizinle beraber olsun. Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Şimdi bu yanan insanlarla ruh da yok oluyormu, hiç bir din de bahsedilmemiş. -http://www.evreninsirlari.com/arsiv/sayi5/010905s03.html Alıntı
Φ ....DAVET.... Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 "Terbiyesiz,nankör,kibirli,aşağılık....." Bu ithamları gerçekçi düşünen hiç kimse kullanmadı, kullanmazda. Kişilik sorunu. Kişilik sorunu dedimde.... bilim bunuda saptamış. Oku lutfen belki bir maddesi aklında kalır. Objektiflik(gerçekçi,maddeci kişilik) Sübjektiflik(inançlı,ülkücü,idealist kişilik) İyi dileklerimle.... Peki bilimselci insanların inançlarıyla dalga geçmek, her fırsatta kutsal inançlara saldırmak, aşağılamak, cehaletle itham etmek (emin olun sadece bunları başlık olarak verdim burada tek tek yazmaya kalksam sanıyorum epeyce yer kapsar) nasıl bir kişilik problemidir? Eminim ki bilim bunu da saptamıştır. Siz objektif bir insansınız, arkadaşlarınızın iletilerini dikkatlice okuyup onlar için (lütfen tarafsız) bir değerlendirme yaparsanız çok sevinirim. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 arkadaş galiba nankör, kibirli ve aşağılık kelimelerini üstüne alınmış. e bu da bir kişilik problemi. bilim belki bu her lafı üstüne alma konusunda da bişey tespit etmiştir. Allah'sızlık ta bir şeçim saygı duymasamda hoşgörüyorum... Ben kendine akıllı diyene akıllı demem Allah'ı tanımadıkça... İthamları üzerime alınmamıştım. Merak etmeyin forumu kelime kelime cümle cümle okuyorum. İthamların kime söylenildiğini anlayacak kapasitedyim. Her ne kadarda inançlı olmadığım için akıllı olmasamda. (!) Belirtmiştim galiba, gerçekçi arkadaşlar bu güne kadar böyle katı ve kötü ithamlarda bulunmadılar diye. İnançlı arkadaşlar her nedense az bildikleri vurgulandığında hemen hırçınlaşıveriyorlar. Hakaret gardı alıyorlar. Medenice tartışmak her zaman artı puan sağlayacaktır. Eleştiriye(kişiye hakaret yoksa), açık olmak medenilik ölçüsüdür. Hakaret etmektense tartışmaya girmemek daha doğru değilmi ? Hakaret tavrı, o insanın bilgisiz olduğunu göstermezmi ? İyi dileklerimle. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Peki bilimselci insanların inançlarıyla dalga geçmek, her fırsatta kutsal inançlara saldırmak, aşağılamak, cehaletle itham etmek (emin olun sadece bunları başlık olarak verdim burada tek tek yazmaya kalksam sanıyorum epeyce yer kapsar) nasıl bir kişilik problemidir? Eminim ki bilim bunu da saptamıştır. Siz objektif bir insansınız, arkadaşlarınızın iletilerini dikkatlice okuyup onlar için (lütfen tarafsız) bir değerlendirme yaparsanız çok sevinirim. Sevgili davet, İnanın sizler bizler diye ayırım yapmaya dilim varmıyor. Bizler hepimiz insanız. Hakaret hangi taraftan olursa çirkindir. Kabullenilmesi hoş görülmesi mümkün değil. Hele de kişiliğe yapılırsa. Şu kesin bir gerçek ki fikirleri kabul ettirmek, karşı tarafın mantığına hitap etmekle mümkün. Hitap şekli de, yine mantıklı,samimi olmakla mümkün ancak. Söylenildiği gibi konumuz zaten çok hassas. Karşı tarafa hitap edeceksek, dost olmasak bile, mantıklı, medenice davranmamız kesinlikle gerekli. Ben inanıyorum ki, bizce yanlış olsa da, vatandaş kendi kurtuluşunu kutsal değerlerinde görüyor. Kutsal olmasından dolayı, davasına kendisinden daha çok önem veriyor. (herkesin inancında samimi olduğunu düşünüyorum.) Bizler de; kendimizin ve insanlığın mutluluğunu, gerçekleri/doğuları uygulamakta görüyoruz. Görülüyor ki, her iki tarafta kendi doğruları ile, yanlışlıklarla mücadele ediyor. Yanlışlıkların üstesinden gelmeye çalışıyor. Kimileri bilgili olarak, kimileri de sempati duyarak. Eğer davasında samimi ise karşı tarafa en kısa yoldan, doğrusunu kabul ettirme yolunu seçecektir/seçmelidir. Bunu ancak, bilgisi sempatikliği ve dostane bir şeklide yapacağının bilincinde olacaktır/olmalıdır... Bunu, ayrıca karşı tarafında samimiyetine inandığı için yapmaktadır. Aksini düşünüyorsa zaten boşa kürek çektiğinin farkında olmalıdır. Hakaret yöntemini seçiyorsa, bu nedenlerle, zaten davasında samimi değildir. Benden istenen (tarafsız olarak(!)) siz mi fazla biz mi fazla hırçınız istatiğini yapmaktansa, demokratikçe,medenice tartışma yolunu seçip uygulamak, davamıza ne derece samimi olduğumuzun ölçüsü olur. İyi dileklerimle… Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mart , 2006 nankör kibirli ve aşağılık sözleri kesinlikle ateistlere ithafen yazılmamıştır. bu sözler bu davranışları sergileyenlere söylenmiştir. din kimsenin tekelinde olmadığı gibi bilim de kimsenin tekelinde değildir. isteyen istediği gibi anlar, isteyen istediği gibi yaşar, bizim inancımıza göre Allah insanı yeryüzünde özgür bırakmıştır. inanmakta ve inanmamakta herkes serbesttir. ancak herkesin kutsalı vardır. inanaların kutsalına hakaret edilmemesini istemek hakkı vardır. herkesin kutsal bulduğu değerlidir. Alıntı
Φ ....DAVET.... Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 Sevgili davet, İnanın sizler bizler diye ayırım yapmaya dilim varmıyor. Bizler hepimiz insanız. Hakaret hangi taraftan olursa çirkindir. Kabullenilmesi hoş görülmesi mümkün değil. Hele de kişiliğe yapılırsa. Şu kesin bir gerçek ki fikirleri kabul ettirmek, karşı tarafın mantığına hitap etmekle mümkün. Hitap şekli de, yine mantıklı,samimi olmakla mümkün ancak. Söylenildiği gibi konumuz zaten çok hassas. Karşı tarafa hitap edeceksek, dost olmasak bile, mantıklı, medenice davranmamız kesinlikle gerekli. Ben inanıyorum ki, bizce yanlış olsa da, vatandaş kendi kurtuluşunu kutsal değerlerinde görüyor. Kutsal olmasından dolayı, davasına kendisinden daha çok önem veriyor. (herkesin inancında samimi olduğunu düşünüyorum.) Bizler de; kendimizin ve insanlığın mutluluğunu, gerçekleri/doğuları uygulamakta görüyoruz. Görülüyor ki, her iki tarafta kendi doğruları ile, yanlışlıklarla mücadele ediyor. Yanlışlıkların üstesinden gelmeye çalışıyor. Kimileri bilgili olarak, kimileri de sempati duyarak. Eğer davasında samimi ise karşı tarafa en kısa yoldan, doğrusunu kabul ettirme yolunu seçecektir/seçmelidir. Bunu ancak, bilgisi sempatikliği ve dostane bir şeklide yapacağının bilincinde olacaktır/olmalıdır... Bunu, ayrıca karşı tarafında samimiyetine inandığı için yapmaktadır. Aksini düşünüyorsa zaten boşa kürek çektiğinin farkında olmalıdır. Hakaret yöntemini seçiyorsa, bu nedenlerle, zaten davasında samimi değildir. Benden istenen (tarafsız olarak(!)) siz mi fazla biz mi fazla hırçınız istatiğini yapmaktansa, demokratikçe,medenice tartışma yolunu seçip uygulamak, davamıza ne derece samimi olduğumuzun ölçüsü olur. İyi dileklerimle… öncelikle bu kadar güzel ve tarafsız bir ileti görmüş olmaktan, büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim tabiki sizler bizler diye bir ayrım yok insanız fakat bazen okadar çok saldırılıyor ki kendimi tutamayıp arkadaşlarınız ya da arkadaşlarım gibi (ayrımcılık ifade eden) kelimeler sarfedebiliyorum. bu da benim eksikliklerimden biri olsa gerek. sevgili arkadaşım emin olun kendi fikirlerimi, kendi gerçeklerimi kimseye kabul ettirmek gibi bir uğraşım yok, sonuçta herkesin doğrusu kendine, evet inançlı bir insan olarak (bütün kalbimle) iman etmenizi isterim, dilerim ama tabiki ben kimsenin düşüncelerini değiştiremem dediğim gibi benim doğrularım başkalarına yanlış gelebilir. sanıyorum önceki iletimde kendimi yanlış ifade etmişim, anlatmak istediğim siz mi biz mi hırçın gibi bir saptama yapmanız değildi. şunu söylemek istemiştim eleştri yaparken sadece yazılanları değil o yazıları o boyutlara getirenleri de görmeniz ve ona göre eleştiri yapmanızdı tarafsız derken bunu kastetmiştim, değerlendirme derken kendi açınızdan demek istemiştim kısacası tarafsız bir değerlendirmeyle iletilerinizi ya da eleştrilerinizi göndermenizi (tavsiye niteliğinde) yazmaya çalışmıştım fakat görüyorum ki bu iletinizdeki yaklaşım biçiminiz gayet objektif ve de çok güzel. bunun için size teşekkür ederim sevgiler Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 öncelikle bu kadar güzel ve tarafsız bir ileti görmüş olmaktan, büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim tabiki sizler bizler diye bir ayrım yok insanız fakat bazen okadar çok saldırılıyor ki kendimi tutamayıp arkadaşlarınız ya da arkadaşlarım gibi (ayrımcılık ifade eden) kelimeler sarfedebiliyorum. bu da benim eksikliklerimden biri olsa gerek. sevgili arkadaşım emin olun kendi fikirlerimi, kendi gerçeklerimi kimseye kabul ettirmek gibi bir uğraşım yok, sonuçta herkesin doğrusu kendine, evet inançlı bir insan olarak (bütün kalbimle) iman etmenizi isterim, dilerim ama tabiki ben kimsenin düşüncelerini değiştiremem dediğim gibi benim doğrularım başkalarına yanlış gelebilir. sanıyorum önceki iletimde kendimi yanlış ifade etmişim, anlatmak istediğim siz mi biz mi hırçın gibi bir saptama yapmanız değildi. şunu söylemek istemiştim eleştri yaparken sadece yazılanları değil o yazıları o boyutlara getirenleri de görmeniz ve ona göre eleştiri yapmanızdı tarafsız derken bunu kastetmiştim, değerlendirme derken kendi açınızdan demek istemiştim kısacası tarafsız bir değerlendirmeyle iletilerinizi ya da eleştrilerinizi göndermenizi (tavsiye niteliğinde) yazmaya çalışmıştım fakat görüyorum ki bu iletinizdeki yaklaşım biçiminiz gayet objektif ve de çok güzel. bunun için size teşekkür ederim sevgiler Sevgili DAVET, Samimi yaklaşımın için teşekkürler. Karşılıklı samimiyet ve iyi niyeti yakalamışken söyleyecek birkaç sözüm daha var. Ben doğruların insanlara göre olmadığını, sadece bilimsel ilkelerle oluşmuş mefhumlar olduğunu biliyorum. Tabiiki insanlarıda doğrularından(!) dolayı, yaşamlarında mutlu olabilmesi için ayırmayanlardanım. Düşüncelerinden dolayı fiilen yada sözlü olarak kötülük görmeMElerini isterim. Ancak toplumda bunu hak etmeyen insanların olduğunu da kabullenmek gerek. Kimdir bu insanlar; 1-Başkalarının üretip kendilerinin bu zahmete katlanmayıp hazır üretilenlerle yaşayan asalak sömürücü insanlar. 2-Bu asalaklıklarını maskeleyebilmek/koruyabilmek için birtakım kurallar oluşturarak kendilerini toplumda gizlemek için maşa olarak kullandıkları, KULLANILDIKLARINI da bilen yada BİLMEYEN insanlar. Evet, işte bizler (gerçekçi düşünenler) bu kötü niyetli insanları BİLMEYEREK koruyan insanları uyarmak için çalışıyoruz. Diyoruz ki, bu kötü insanlar kendilerini din ve milli mefhumların arkasına gizleyerek sömürmeyi, en kurnazca bir yol olarak seçmişlerdir kendilerine. Kendilerini (kendi gibilerini de), gizleme pahasına insanların kanını iliğini sömüren bu sınıf, suni ayrıcalıklar yaratıp kitleleri dövüşlere kavgalara ve hatta savaşlara sokmaktan da hiçmi hiç çekinmezler. Amaçları, sadece beş para etmeyen zaten yan gelip yatan, üretmeyen, sömürücü, yağ tulumu bedenlerini, art niyetli beyinlerini ve en yakınlarını korumak. Din ve milli meseleler, bu sömürü zihniyetinin bilinçli olarak seçip kullandığı en hassas konulardır. Biz gerçekçiler sömürünün, zulmün, acıların nereden geldiğinin bilincinde olarak bu konuyu bilmeyenlere anlatmayı kendimize görev edindik. Bunları bilinçsiz yapmıyoruz. Araştırarak, irdeleyerek ve bilimsel ilkeler çerçevesinde yaptığımızı/yapacağımızı iddia ediyoruz. Bu görevlerimizi nasıl yapacağımızı irdelerken din ve milli konuların da ne olduğunu ayrıntılarıyla bilmemiz gerektiğini de biliyoruz. Ben ve benim gibi düşünenler, dini ve milli meseleleri, konuların doğrularını çok iyi bilmekteyiz sizleri temin ederiz. Geriye medeni olarak tartışmak ve ikna etmek kalıyor. Bunu yapamazsak/yapamazsak bir adım bile ileriye gidemeyiz. Yararlanan yine kan ve iliğimizi sömürenler olur. Onlar yararlanırlar. Fındık kırıp göbek atarlar. Bizler de karşılıklı kavga ve hakaretlere devam ederiz. Böyle olmuyor mu ? İyi dileklerimle…. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 inananlar ama inancında gerçekten samimi olanlar zaten kimsenin ne canına ne malına kasdetmezler. kimsenin inancınada müdahele etmezler. yalnız inanan insanların içinde cahil olan ve kendisi düşünmeyen başkalarının düşüncelerinin peşinde gidenler hata yaparlar yaptığı hatanında farkına varmazlar. ancak bu tür insanlar yüzünden tüm inançlı insanları karalamamak gerekir. iman etmiş bilim adamları da var. cahilin sözü ve yaptığına bakmaktansa gerçekten bilenin sözüne ve yaptığına bakmak daha doğrudur. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 inananlar ama inancında gerçekten samimi olanlar zaten kimsenin ne canına ne malına kasdetmezler. kimsenin inancınada müdahele etmezler. yalnız inanan insanların içinde cahil olan ve kendisi düşünmeyen başkalarının düşüncelerinin peşinde gidenler hata yaparlar yaptığı hatanında farkına varmazlar. ancak bu tür insanlar yüzünden tüm inançlı insanları karalamamak gerekir. iman etmiş bilim adamları da var. cahilin sözü ve yaptığına bakmaktansa gerçekten bilenin sözüne ve yaptığına bakmak daha doğrudur. Sardunyam, Dediğin gibi olmuyor işte maalesef. Samimi olarak inanan insanların inancı zaten kavga yapmalarını söylüyor/istiyor. Dini tutku olarakta, milli(ırkçılığa varan) tutku olarakta... İşte biz bunu söyleyince hem yeni bir tartışma başlıyor. Hemde saldırı. Biliyorum hemen yine cevaplar ve eleştiriler gelecek bana. "Nasıl benim inancıma kavgacı dersin" Ama bizler alışkınız. Bunlar gibi yüzlercesi... Bu kadarı bile inançlara saldırı diye nitelendiriliyor. "Bizim inançlarımız böyle olamaz" Dünyadaki tüm inançlar bunu söylüyor. Dahası, daha da aşırılar var. Öldürüyorlar... Aynen memur maaşı için yürüyen memurlara dayak atan diğer memurlar gibi oluyor. DAVET arkadaşıma yazmıştım kompradorlar, sömürücüler bu tutkuları da çok iyi kullanıyorlar. Bizler de çok güzel maşaları... Ama ne yazıkki inanç tutkularımızın bilincinde değiliz. Burnumuzun doğrusuna devam... Tarihte tüm kavga dövüşler bu tutkulardan çıkmıyormu? Hiç bir savaş görmedimki senin kaşın kara diye başlatılmamış. Ekonomik savaşların alt yapılarında da aslında inanç gurupçuluğu var. Ama bekliyoruz ve çalışıyoruz. İnsanlar da kültür evrimi geçirecek... Bataklığı kurutmanın tek çaresi, BİLİMSEL DÜŞÜNCE. İyi dileklerimle... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 inanç bu güne kadar bazı ruhban sınıfı tanımı yapılan kişilerin himayesindeydi. aslına bakarsan halen de bu tarikat lideri denilen kişilerin yolunda sapkınlığa gidenler sanıyor musun ki gerçekten dinin gereklerinden ya da KURAN da yazan ayetlerin manalarından haberdardırlar. bu tür insanlar sürü mantığında giden insanlar, ve emin ol ki sevgili bilimselci bu insanlar dine ateistlerden daha fazla zarar vermektedirler ve samimiyetle iman edenler de en az sizin kadar bunlardan rahatsızdırlar. ancak bir mevlananın bir yunus emrenin v.b.bir ALLAH dostunun kimseye zarar verdiğini duydunmu hiç. bizim peygamberimiz yetim başı okşamayanın kalbinin yumuşamadığını söyler. komşusu açken tok uyuyanın islam olmadığını söyler. KURAN yeryüzünde bozgunculuk yapanların şeytanın yandaşları olduğunu söyler. biz buna iman ederiz. yeryüzünde bozgunculuk yapan bizden değildir, ancak saldırıya karşı kısasa kısas KURAN da vardır. sizde sevgiyle kalın... Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2006 sardunyam kardeşim bakın dünyada bildiğimiz bütün dinler kozmik din deyildir, arz ve arş dinidir kozmikten bahseder kozmik evrendeki insanın merak ettiyi yerimizi bile bildirmez, arş da ne demek olduğunu bilirsiniz herhalde. Alıntı
Φ ....DAVET.... Gönderi tarihi: 30 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 30 Mart , 2006 inanç bu güne kadar bazı ruhban sınıfı tanımı yapılan kişilerin himayesindeydi. aslına bakarsan halen de bu tarikat lideri denilen kişilerin yolunda sapkınlığa gidenler sanıyor musun ki gerçekten dinin gereklerinden ya da KURAN da yazan ayetlerin manalarından haberdardırlar. bu tür insanlar sürü mantığında giden insanlar, ve emin ol ki sevgili bilimselci bu insanlar dine ateistlerden daha fazla zarar vermektedirler ve samimiyetle iman edenler de en az sizin kadar bunlardan rahatsızdırlar. ancak bir mevlananın bir yunus emrenin v.b.bir ALLAH dostunun kimseye zarar verdiğini duydunmu hiç. bizim peygamberimiz yetim başı okşamayanın kalbinin yumuşamadığını söyler. komşusu açken tok uyuyanın islam olmadığını söyler. KURAN yeryüzünde bozgunculuk yapanların şeytanın yandaşları olduğunu söyler. biz buna iman ederiz. yeryüzünde bozgunculuk yapan bizden değildir, ancak saldırıya karşı kısasa kısas KURAN da vardır. sizde sevgiyle kalın... sevgili arkadaşım çok güzel yazmışsın teşekkür ederim, seninle aynı fikirdeyim Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.