Φ frozen Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2006 az bile arkadaşım...ben teşekkür ederim Alıntı
Φ yumote Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2006 ben de seni çok seviyorum gecem Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 günaydın canım birgün daha başladı umarım güzel biter Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 ben de seni çok seviyorum gecem Şeker ismi gibim YUMOTEM günaydın canım birgün daha başladı umarım güzel biter Günün aydın olsun güsel ablam İnşallah ablacım Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 bugün kar yağacakmış İstanbula yağsın tabi ya, kışın yarısı geldi havalarda bizim gibi terelelli Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Kar mı yağacakmış Yağsın tabe nede olsa Nisan ayındayıs demi Burası yaz mevsimi gibim maaşallah Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 he meterolojiden aldığım son haberlere göre balkanlarda gümrükte bekliyormuş soğukhava vize işlemleri bitince girecekmiş sınırdan. bazen şu balkanlara banu alkanı koysak diyorum o zaman soğuk hava dalgası dalgaya düşermi acep orası adana tabi kısım Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Dur bişey anlatayım,dün öğle arası arkadaşımla bi alışveriş merkesine gittik Orda bahçe sandalyeleri vardı plastikten Üserine de yazmışlar ''Afrodit yani Banu Alkan sandalyesi '' Değil Banu Alkan Çocuk bilenem zor sığar be o sandalyeye Tabe Adananın yollarıda taştan zaten Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 banucum alkancım 90/60/90 kızım çocuktan daha ince, o kadar inceki ancak büyüteşle görülüyor. adananın yolları taştan, istanbulun ki asfalt hemide en çukurlusundan. köstebek yuvası maşallah Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Köstebek yuvası mı Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 gerçekten köstebek yuvası gibi adım başı bir çukur kaza yapmamak imkansız neredeyse öyle bir anda çıkıyor ki önüne sağamı kaçıcan, solamı kaçıcan yoksa ortalıyacakmısın bilemiyorsun haliyele arabada hop oturup hop kalkıyorsun. sanki bubi tuzağı kuruyor bu belediyeler Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Anlıyorum ablacım... O zaman sisde yaya olarak gidin Ama çukurlara dikkat edin...Düşüpde yıllar sonra çıkanlar varmış Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 evet ya düşüpte hiç çıkamayanlarda var Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2006 silah atılmıyor güvercin şakırtısıdır şafakta yaldızlanan şadırvanda su ıhlamurlarda ezan görkemli bir namaz uğultusu heyhat hamzabey cami-i şerif'inden kim kaldı kim kaldı eski selanik'ten laternalar sustu sürahiler tenha tek kibrit çakılmıyor kim kaldı ittihat ve terakki'den o jöntürkler ki - `hariçten evrak-ı muzırra celbederlerdi' - o fedailer ki barut öksürürler sakal tıraşları mavi kırmızı bıyıkları biber kim kaldı müdafaa-i hukuk cemiyeti'nden avcı ceketi körüklu çizme astragan kalpak bazen `ittihatçı' hafif `iştirakiyun' öfkeli kaşları salkım saçak kumral bıyıkları mahzun hani felaket tütün içerler ceplerinde idam fermanları bellerinde Söğüt yaprağı bıçak ya millet meclisi'nde meb'us ya kuva-yi seyyarede asker kadehlerde rakı nazlı beyaz vaniköy korusunun `teşrinler'deki sisi gramofonda incesaz meyhane musikisi o şenliklerden heyhat kim kaldı ezeli dalgınlığımızın ıslığıdır ney keman yanlış anlaşılmasından tedirgin utlar vahim sorular soruyor öldü nazım samilof sarı mustafa yıkılmış strasnoy ploscat'ın saat kulesi eski bolşeviklerden kim kaldı ATTİLA İLHAN Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2006 he meterolojiden aldığım son haberlere göre balkanlarda gümrükte bekliyormuş soğukhava vize işlemleri bitince girecekmiş sınırdan. bazen şu balkanlara banu alkanı koysak diyorum o zaman soğuk hava dalgası dalgaya düşermi acep orası adana tabi kısım gerçekten köstebek yuvası gibi adım başı bir çukur kaza yapmamak imkansız neredeyse öyle bir anda çıkıyor ki önüne sağamı kaçıcan, solamı kaçıcan yoksa ortalıyacakmısın bilemiyorsun haliyele arabada hop oturup hop kalkıyorsun. sanki bubi tuzağı kuruyor bu belediyeler selam Gece Yağmuru senin anı defterini hava ve yol durumu raporu sunan spiker basmış gerçektende İst. da araba kullanmak cambazlık istiyor iyiki sizlerde bu çukurlara falan düşmüyorsunuzz aman dikkat edin kendinize çukurlarda bulmayalım sizleri . sizlere iyi muhabbetler görüşmek üzere Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 selam Gece Yağmuru senin anı defterini hava ve yol durumu raporu sunan spiker basmış gerçektende İst. da araba kullanmak cambazlık istiyor iyiki sizlerde bu çukurlara falan düşmüyorsunuzz aman dikkat edin kendinize çukurlarda bulmayalım sizleri . sizlere iyi muhabbetler görüşmek üzere dimek hava ve yol tahmini spikeri basmış ha? senin defterini ne bassın seri katil bassın mı? Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 silah atılmıyor güvercin şakırtısıdır şafakta yaldızlanan şadırvanda su ıhlamurlarda ezan görkemli bir namaz uğultusu heyhat hamzabey cami-i şerif'inden kim kaldı kim kaldı eski selanik'ten laternalar sustu sürahiler tenha tek kibrit çakılmıyor kim kaldı ittihat ve terakki'den o jöntürkler ki - `hariçten evrak-ı muzırra celbederlerdi' - o fedailer ki barut öksürürler sakal tıraşları mavi kırmızı bıyıkları biber kim kaldı müdafaa-i hukuk cemiyeti'nden avcı ceketi körüklu çizme astragan kalpak bazen `ittihatçı' hafif `iştirakiyun' öfkeli kaşları salkım saçak kumral bıyıkları mahzun hani felaket tütün içerler ceplerinde idam fermanları bellerinde Söğüt yaprağı bıçak ya millet meclisi'nde meb'us ya kuva-yi seyyarede asker kadehlerde rakı nazlı beyaz vaniköy korusunun `teşrinler'deki sisi gramofonda incesaz meyhane musikisi o şenliklerden heyhat kim kaldı ezeli dalgınlığımızın ıslığıdır ney keman yanlış anlaşılmasından tedirgin utlar vahim sorular soruyor öldü nazım samilof sarı mustafa yıkılmış strasnoy ploscat'ın saat kulesi eski bolşeviklerden kim kaldı ATTİLA İLHAN Çok tşk ederim ablacım...Bu çok sevdiğim Ahmed Arif şiiri de senin için Oyle yikma kendini, Oyle mahzun, oyle garip... Nerede olursan ol, Icerde, disarda, derste, sirada, Yuru ustune ustune, Tukur yuzune celladin, Firsatcinin, fesatcinin, hayinin... Dayan kitap ile Dayan is ile. Tirnak ile, dis ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rusva etme beni. Gor, nasil yaratilirim, Namuslu, genc ellerinle. Kizlarim, Ogullarim var gelecekte, Herbiri vazgecilmez cihan parcasi. Kac bin yillik hasretimin koncasi, Gozlerinden, Gozlerinden operim, Bir umudum sende, Anliyor musun ? AHMED ARIF selam Gece Yağmuru senin anı defterini hava ve yol durumu raporu sunan spiker basmış gerçektende İst. da araba kullanmak cambazlık istiyor iyiki sizlerde bu çukurlara falan düşmüyorsunuzz aman dikkat edin kendinize çukurlarda bulmayalım sizleri . sizlere iyi muhabbetler görüşmek üzere Tşk ederim iyi dileklerin için arkadaşım Ablacım duydunmu Alıntı
Φ aysum Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Kıjııım nassın? Bak kimler geldi seni görmeye halini sormaya İyi misin bakalım ? Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Hanııbılımm aysumum ne işin var kıs senin burda okulu mu astın yuksam Alıntı
Φ aysum Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Hanııbılımm aysumum ne işin var kıs senin burda okulu mu astın yuksam yok yaaa bugün mebın sınavı varmış gideyim dedim yarım saat servis bekledim ( işler karışmış ) DONDUM! Sonra gittik bi de baktık okuldaki herkes yollara dökülmüş servisten inmeden geri döndük eve. Sorular ÇALINMIŞ nıhahahaha Sen nasılsın Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2006 küçük prensten küçük bir bölüm..umarım sizde benim kadar çok seversiniz... “Günaydın” dedi tilki. “Günaydın” dedi küçük prens kibarca. Ama etrafına baktığında kimseyi göremedi. “Buradayım! Elma ağacının altında.” “Sen kimsin? Çok güzel görünüyorsun.” “Ben bir tilkiyim.” “Gel, birlikte oynayalım. Öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens. “Seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben evcil bir hayvan değilim.” “Buna çok üzüldüm” dedi küçük prens. Ama biraz düşündükten sonra: ”Evcil ne demek?” diye sordu. “Anladığım kadarıyla burada yaşamıyorsun” dedi tilki, “kimi arıyorsun?” “İnsanları arıyorum,” dedi küçük prens, “ peki ama ‘evcil’ ne demek?” “İnsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. Tam bir baş belasıdırlar. Bir de tavuk yetiştirirler. Tüm işleri bundan ibarettir. Sen de mi tavuk arıyorsun?” “Hayır, ben arkadaş arıyorum. Ama ‘evcil’ ne demek?” “Bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘Bağ kurmak’ anlamına gelir.” “Bağ kurmak mı?” “Evet. Örneğin, den benim için sadece küçük bir çocuksun. Diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. Sana ihtiyacım da yok. Aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. Bana ihtiyaç duymuyorsun. Ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak Sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.” “Anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “Bir çiçek var. Sanırım o beni evcilleştirdi.” “Olabilir. Dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki. “Ama bu çiçek dünyada değil.” Tilki şaşırmıştı. “Başka bir gezegende mi?” “Evet.” “Peki orada avcılar da var mı?” “Hayır, yok.” “Bu çok ilginç. Peki ya tavuklar?” “Hayır. Tavuklar da yok.” “Eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. Sonra kendini anlatmaya başladı: “Yaşamım çok monotondur. Ben tavukları avlarım, avcılar da beni. Bütün tavuklar birbirine benzer. Bütün insanlar da öyle. Bu yüzden biraz sıkılıyorum. Ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. Senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. Ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. Ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. Şu ekin tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğday benim hiçbir işime yaramaz. Bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. Buna üzülüyorum. Ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. Altın renkli saçların var senin. Ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. Ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim. Sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi. “Senden rica ediyorum. Lütfen beni evcilleştir!” dedi. “Elbette” dedi küçük prens. “Ama pek fazla vaktim yok. Yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.” “Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!” “Ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens. “Çok sabırlı olman gerekiyor. Önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. Ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. Sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. Ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.” Ertesi gün küçük prens yine geldi. “Her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim. Ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır. “Gelenek nedir?” “Bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. “Bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. Örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. Perşembeleri kızlarla dansa giderler. Bu yüzden de Perşembe benim için harika bir gündür. Üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. Ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil yapamayacaktım.” Böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. Ve ayrılma vakti geldiğinde “Ah! Sanırım ağlayacağım” dedi tilki. “Bu senin hatan” dedi küçük prens. “Ben sana zarar vermek istemedim. Seni evcilleştirmemi sen istedim. “Doğru, haklısın” dedi tilki. “Ama ağlayacağını söyledin!” “Evet, öyle.” “O halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.” “Hayır, oldu. Buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. Şimdi git ve güllere bir kez daha bak. O zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. Sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde, sana hediye olarak bir sır vereceğim.” Küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti. “Hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. Çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. Ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara. “Siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. Dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. Ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.” Güller bu duyduklarına çok bozuldular. “Evet, güzelsiniz. Ama boşsunuz. Sizin için kimse yaşamını feda etmez. Yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. Ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. Çünkü ben onu suladım. Ve onu camdan bir korunakla korudum. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. Tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm.” Bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü. “Elveda” dedi. “Elveda” dedi tilki de. “Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.” “Temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. Öğrendiğinden emin olmak istiyordu. “Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens. “İnsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. Gülüne karşı sorumlusun. “Gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. Sonra yoluna devam etti. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Arkada bıraktığın şeyleri düşünme! Şimdiye kadar kazanmış olduklarını, bundan sonra kazanabileceklerini, vazgeçemeyeceklerini, yıllarca koruduklarını, daha yıllarca muhafaza etmek istediklerini... Arkada bıraktığın şeyleri düşünme! Herkesin yaşamak istediği bir kişisel hayatı vardır ve onu yaşayabilmesi için arkada bıraktığı şeyleri düşünmemesi gerekir. Bilmelidir ki o birçok şeyi istediği zaman bütün evren ona yardımcı olur. Herkes yüreğinin sesini dinlemeyi ve yüreğinin diliyle konuşmasını öğrenmek zorundadır. Arkada bıraktığın şeyleri düşünme! Bulduğun ve arkada bıraktığın için seni tedirgin eden aşk önünü kesmesin. Kişisel hayatını gerçekleştirmeni engellemesin. Yeter ki bulduğun ve arkada bıraktığın aşk ''saf madde''den yapılmış olsun. Üzerinden bin yıl geçmiş bile olsa, orada, o biçimde, senin bıraktığın haliyle duruyor olacaktır. Çürümeden, bozulmadan... Ve sen, nasılsa günün birinde oraya döneceksin. Arkada bıraktığın şeyleri düşünme! Korkularını, tedirginliklerini, kafa karışıklıklarını, beni seviyorumlarını, ben onu seviyorumlarını, onunla yaşayabilir miyimlerini... Arkada bıraktığın şeyleri düşünme! İhanet senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen, yüreğini tanıyacak olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle, en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece kendisinden beklemediğin bir darbe indiremeyecektir kesinlikle, sana. Arkada bıraktığın şeyleri düşünme! Kendi yolunda yürü. Başını dik tut. Kendini yenilmiş hissetme. Kişisel hayatını yaşa. Kahramanı, baş rol oyuncusu sensin. Bu senin öykün. sen sadece yaşa. Yüreğinin sesini dinleyerek, yüreğinin diliyle konuşarak yaşa! Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Kendi yolunda yürü. Başını dik tut. Kendini yenilmiş hissetme. Kişisel hayatını yaşa. Kahramanı, baş rol oyuncusu sensin. Bu senin öykün. sen sadece yaşa. Yüreğinin sesini dinleyerek, yüreğinin diliyle konuşarak yaşa! [/color][/size][/b] Ne güzel sözler bunlar sardunyam, Gönüldaşım herşeyin en güzeline en iyisine layıksın seni seviyorum Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Sardunyam ablacım çok tşk ederim Amin gönüldaşım ecmain Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Sardunyam ablacım çok tşk ederim bişi değil canımın içi beğendiysen ne mutlu Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.