Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2005 20 yıl İlişkinin başındaki heyecanı kim unutur? Buluşmak için hazırlanmak, saatlerce konuşup sıkılmamak, ayrıldığı anda özlemeye başlamak, şiirler, kalp çarpıntıları, iştahsızlık, herşeyini merak etmek.... Ama beraber olunmaya başlandığında sadece sevgi yetmiyor, ilişkiler çift taraflı emek, sabır, hoşgörü istiyor. Nadiren Aile Mahkemesi'nde duruşmaya giriyorum. Biraz dinleyeyim dedim. O kadar moralim bozuldu ki . Keşke ilişkilerin başlangıcı gibi sonları da hep güzel olsa. 41 yıllık evli bir çift vardı, boşandılar ve birbirlerine bakışlarındaki nefreti gördüm; yine 40 yıllık evli bir çift kadın, sevdiği için boşanmak istemiyor, adamın hayatında başka biri var, ama maalesef o kadının gözünde de sevgi değil nefret gördüm. Ortak çocukları (37 yaşında) babası aleyhine tanıklık yaptı, inanamadım. Ne kadar ince bir çizgi var sevgiyle nefretin arasında. 81 doğumlu bir kızcağız, 5 yaşında çocukları varmış, hakim boşandınız dediğinde gözlerinin içinin nasıl parladığını gördüm. 4 yıldır kocasını arayan, Mardin'e bile giden Kazak bir kadın, Suudi Arabistan'dan kızkardeşinin düğünü için gelen sonra kocası onu geri istemeyen, üzerine başkasıyla evlenip 3 çocuk yapan, ortak iki kızlarını da ona bir daha göstermeyen bir başkası... Söyler misiniz bana neden güzel başlayan ilişkiler kötü bitiyor? Ya da daha iyisi kötü bitmeyenini anlatın. Bu aralar mutlu giden ilişkileri duymaya ihtiyacım var
Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2005 20 yıl Admin 41 yıllık evli bir çift vardı, boşandılar ve birbirlerine bakışlarındaki nefreti gördüm; yine 40 yıllık evli bir çift kadın, sevdiği için boşanmak istemiyor, adamın hayatında başka biri var, ama maalesef o kadının gözünde de sevgi değil nefret gördüm. Ortak çocukları (37 yaşında) babası aleyhine tanıklık yaptı, inanamadım. Ne kadar ince bir çizgi var sevgiyle nefretin arasında. Sanırım senin sorunun senin tarafındaki yüzdeye bakarak bütünü öyle görmek oluyor. Yani öteki tarafta devam eden ilişkilerdeki güzelliği de yansıtırsak o kadar kötü bir durumda olmadığımızı anlamamız çok zor olmaz... Gelelim bu konununun tartışılan boyutuna. Modernizmi ilişkilere kolay çıkış noktası getirmiştir. Bu ne demek eskiden bir yastıkta kocayan insanlar şimdi gördükleri her hata ile yüzleşiyor ve çıkış yolunu devreye sokuyorlar. Bu iyi mi kötü mü? İyi olması gerekiyor çünkü çıkış yolu var yanlışlıklar düzelmiyorsa çıkışa yönel... Kötü olması gerek çünkü çıkış yolu bazan insanların hatanın neden kaynaklandığını anlamadan çıkışın kolaylığı yüzünden oraya yönlenmelerini sağlıyor. Diğer bir konu aşkın ve sevginin sağlam temellere dayandırılmaması olabilir. Sağlam temellerden bahsettiğim kendinizi iyi anlamanız gerekiyor. Kendinizi iyi anlamadan başkalarını sevemezsiniz bu size bencillik getirir. Bunun sonucunda yaşayan ve bir canlı olan ilişkiyi beslemek yerine kendi egolarınızı beslersiniz. Diğer tarafı anlamak ve ihtiyaçalarını karşılamak galiba ilişkilerin içinde ileri zamanlarda ortaya çıkan en büyük eksiklik derim. Söylediğin gibi bundan bir süre sonra yorulan insanlar ilişkideki ışığı kaybediyorlar ve o kaybediş bazılarında geriye dönük olarak işliyor bazılarında 'nasıl olsa benim' diye hiç bir şey yapmadan ve sorunla yüzleşmektedn kaçara devam ediyor. Aslında konu güzel bakalım neler yazacağız daha sonra tekrar yazmak isterim bu konuda...
Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2005 20 yıl Yazar Sanırım senin sorunun senin tarafındaki yüzdeye bakarak bütünü öyle görmek oluyor. Yani öteki tarafta devam eden ilişkilerdeki güzelliği de yansıtırsak o kadar kötü bir durumda olmadığımızı anlamamız çok zor olmaz... Gelelim bu konununun tartışılan boyutuna.Modernizmi ilişkilere kolay çıkış noktası getirmiştir. Bu ne demek eskiden bir yastıkta kocayan insanlar şimdi gördükleri her hata ile yüzleşiyor ve çıkış yolunu devreye sokuyorlar. Peki yansıtın o zaman devam eden ilişkilerinizin güzelliğini... Ben bütünü kötü görmüyorum sadece o gün dinlediğim davaların karamsarlığı vardı üzerimde. Etrafımda birbiriyle anlaştığını gördüğüm evli çiftler var, benim 6 senelik güzel giden bir evliliğim var ama baksana bu kadar üye var bu forumda bir tek kişi girip kendi ilişkisinin durumunu yazmamış. Düşünmüyor muyuz bu konuda ya da gereken önemi mi vermiyoruz? Bırakın dinlediğim boşanma davalarını kiminle konuşsam etrafından yeni bir boşanma haberi veriyor. Aslında evlenmek gibi boşanmak da hayatın bir parçası, kötü giden mutsuz bir ilişkiyi sırf çocuklar için sürdürmek lazım mı bilemiyorum. Boşanmaların bu derece artmış olması gerçekten modernizmin sonucu. Eskilerin mantığı, şiddet, kumar, alkolizm, (erkeğin aldatmasını sebep olarak görmüyorlar bile) gibi uç bir sebep olmadıkça evliliğin sürdürülmesinin şart olduğu. Ama onların çocukları mutlu çocuklar değiller. İşin kötü tarafı evliliği ailelerinden öğrendikleri için sürekli bir didişme ve birbirini yeme ortamı olmasına rağmen kötü günlerde birbirlerine destek olunan ama iyi günlerde bol bol huzursuzluk çıkarılmasında mahzur olmayan tuhaf bir birliktelik olarak kabul etmişler. Diğer tarafı anlamak ve ihtiyaçalarını karşılamak galiba ilişkilerin içinde ileri zamanlarda ortaya çıkan en büyük eksiklik derim. Söylediğin gibi bundan bir süre sonra yorulan insanlar ilişkideki ışığı kaybediyorlar ve o kaybediş bazılarında geriye dönük olarak işliyor bazılarında 'nasıl olsa benim' diye hiç bir şey yapmadan ve sorunla yüzleşmektedn kaçara devam ediyor. Bu çok doğru, bir süre sonra insanlar aynı çatı altında hiçbir şey paylaşmadan, sevgi, saygı olmadan ayrı iki hayatı sürdürüyorlar. Bırakın sorunlarını çözmeye çalışmayı konuşmaktan bile vazgeçiyorlar. Bizim üniversitede bir prof. vardı. Evlenme dersini anlatırken, "çocuklar siz siz olun sakın evlenmeyin diye söze başlamıştı." Daha sonra da devam etmişti, "ben evliliğimden gayet mutluyum ama siz evlenmeyin". Eşim ve ben de ona benzedik galiba, bekar arkadaşlarımıza sakın evlenmeyin, evlilere de sakın çocuk yapmayın diyoruz
Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2005 20 yıl Ya bu kadınlar varya insanları öldürür. Ben çıldırmamak için kendimi zor tutuyorum yaa... Abi insan anlamsızca bağırıp çağırır mı? Bizim de ilişkimiz çok güzel başladı... Daha demin sınavdan çıktım ve sevgilimi düşünüyordum. Mesaj attım sınavım iyi senin sözlün ne oldu diye? Müsait olduğunda beni aradı... Söylediği birşeyi anlamadım konuşma sırasında... Sordum... Sormaz olaydım.... Beeeeeeeeeeeeğğğğğöööööööööşşşşssss bi bağırış geldi ama kendimi olabildiğince telefondan uzağa attım. YA deli olacam deli!
Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2005 20 yıl Bende bu konu üzerinde coook düsündüm... Her evliligin hüsranla sonuclanmasi gerekmio tabiki, ama her evlilikte belirli bi zaman sonra, ilk heyecan, ask, ve kalpcarpintiöari kalmio ne yazikki. Bu durum ömür boyu sürecegini düsünmek utopi, bunu her insan da biliordur. Peki insanlarin bir arada uzun yillar boyu kalmalarinin sebebi ne dir? Hani cocuk yapmak, hayat arkadasi olmak falan diil, benim aradigim cevap. Ne dir bizi bir insana baglayan? Evli kalan ciftler, kendilerini birbirlerine bagliyan noktalari, bunlar her iliskide farklidir her halde, kesfettikleri icin, bu noktalarda uzlasip bu yüzden mi evli kaliorlar aceba?? Gercekten Insan monogam midir? Gecenlerde bi makale okumustum, avrupa evliliklerin bitis sebepleri cogunlukla, "ceviz kabugunu doldurmayacak" seyler mis. Arabada radyo kanalini degistirmek, dis macununu ortadan sikmak, vs vs yani aslina ufak oldugu kadar klasik seyler. Ve asil ilginc olan da suydu: esler bu tarz seylerden rahatsizlik duyduklarinda, alerjik belirtilere benzer tepkiler gösteriorlarmis.tabiki bilinc alti...
Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2005 20 yıl of ya sormayın karı kocalar aynı evdeler ama flörtte bır sure sonra bıtıyor hanı dıyorlar ya 7 sene cıktılar ama ayrıldılar wallahı gercek cok berbat bu ama monotonluktan boyle oluyor bır sure sonra hep aynı hep aynı kankı oluyor sevgılıler hayat bu kader hersey, nasıp kısmet
Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2005 20 yıl Bu isin cig sütle, taze ya da bayat sütle filan alakasi yooook! En can alici noktaya Alaturka´nin süper aktif ve gecerliligini yüzyillardir koruyan sorusu deginmis. INSAN GERCEKTEN MONOGAMIK-tek esli- BIR CANLI MIDIR???? Asil odak noktasi bu olmali kanisindayim ben kendi incelemelerime göre yanitlarsam, insan denen memeli canli, kesinlikle, monogami yapisina sahip DEGILDIR. Bu konuyu tartismak icin, dinsel, geleneksel, ahlaksal tüm ögretilerden uzak durmak gerekir, zira degerlerimize kesinlikle ters düsecek kavramlar masaya yatiriliyor (ayrica bunun da cok gerekli oldugu kanisindayim)
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.