Misafir Hakan Bohemian Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2009 Toplumdan farklı düşünen insanların bu kadar kolay harcandığı başka bir ülke var mıdır acaba? İnsanları fikirleriyle aydınlatan, düşüncelerini korkmadan söyleyen insanlar faili meçhul bir şekilde öldürülüyor. Aydınların, fikir adamlarının bu kadar rahat öldürüldüğü başka bir ülke bilen varsa söylesin lütfen. Türkiye'de 1909'dan bu yana öldürülen gazeteciler; (kaynak ntvmsnbc) Hasan Fehmi Bey/Serbesti (İstanbul 6 Nisan 1909) Ahmet Samim/Sada-yı Millet (İstanbul 19 Temmuz 1910) Zeki Bey/Şehrah (İstanbul 10 Temmuz 1911) Şair Hüseyin Kami/Alemdar (Konya 1912 veya 1914) Hasan Tahsin/Hukuk-u Beşer (İzmir 27 Temmuz 1919) Silahçı Tahsin/Silah ve Bomba (İstanbul 27 temmuz 1914) İştirakçi Hilmi/iştirak,Medeniyet (İstanbul 1922) Ali Kemal/Peyam-ı Sabah (İzmit 1922) Hikmet Şevket (1930) Sabahattin Ali/Marko Paşa (Edirne 1948) Adem Yavuz/Anka Ajansı (Kıbrıs 27 Ağustos 1974) Ali İhsan Özgür/Politika (İstanbul 21 Kasım 1978) Cengiz Polatkan/ Hafta Sonu (Ankara 1 Aralık 1978) Abdi İpekçi/Milliyet (İstanbul 1 Şubat 1979) İlhan Darendelioğlu/Ortadoğu (İstanbul 19 Kasım 1979) İsmail Gerçeksöz/Ortadoğu (İstanbul 4 Nisan 1980) Ümit Kaftancıoğlu/TRT (İstanbul 11 Nisan 1980) Muzaffer Fevzioğlu/Hizmet (Trabzon 15 Nisan 1980) Recai Ünal/Demokrat (İstanbul 22 Temmuz 1980) Mevlüt Işıt/Türkiye (Ankara 1 Haziran 1988) Seracettin Müftüoğlu/Hürriyet (Nusaybin 29 Haziran 1989) Sami Başaran/Gazete (İstanbul 7 Kasım 1989) Kamil Başaran/Gazete (İstanbul 7 Kasım 1989) Çetin Emeç/Hürriyet (İstanbul 7 Mart 1990) Turan Dursun/İkibine Doğru veYüzyıl Derg. (İstanbul 4 Eylül 1990) Gündüz Etil (1991) Mehmet Sait Erten/Azadi (Denk Diyarbakır 1992) Halit Güngen/İkibine Doğru (Diyarbakır 18 Şubat 1992) Cengiz Altun/Yeni Ülke (Batman 25 Şubat 1992) İzzet Kezer/Sabah (Cizre 23 Mart 1992) Bülent Ülkü/Körfeze Bakış (Bursa 1 Nisan 1992) Mecit Akgün/Yeni Ülke (Nusaybin 2 Haziran 1992) Hafız Akdemir/Özgür Gündem (Diyarbakır 8 Haziran 1992) Çetin Ababay/ Özgür Halk (Batman 29 Temmuz 1992) Yahya Orhan/Özgür Gündem (Ceylanpınar 9 Ağustos 1992) Hüseyin Deniz/Özgür Gündem (Ceylanpınar 9 Ağustos 1992) Musa Anter/Özgür Gündem (Diyarbakır 20 Eylül 1992) Yaşar Aktay/Serbest (Hani 9 Kasım 1992) Hatip Kapçak/Serbest (Mazıdağı 18 Kasım 1992) Namık Tarancı/Gerçek (Diyarbakır 20 Kasım 1992) Uğur Mumcu/Cumhuriyet (Ankara 24 Ocak 1993) Kemal Kılıç/Yeni Ülke (Şanlıurfa 18 şubat 1993) Mehmet İhsan Karakuş (Silvan 13 Mart 1993) Ercan Güre/ HHA (20 Mayıs 1993) İhsan Uygur/Sabah (İstanbul 6 Temmuz 1993) Rıza Güneşer/Halkın Gücü (14 Temmuz 1993) Ferhat Tepe/Özgür Gündem (Bitlis 28 Temmuz 1993) Muzaffer Akkuş/Milliyet (20 Eylül 1993) Nazım Babaoğlu/Gündem (12 Mart 1994) Erol Akgün/Devrimci Çözüm (1994) Onat Kutlar/Cumhuriyet (11 Şubat 1995) Seyfettin Tepe/Yeni politika (28 Ağustos 1995) Metin Göktepe/Evrensel (İstanbul 8 Ocak 1996) Kutlu Adalı /Yeni Düzen (Kıbrıs 8 Temmuz 1996) Selahattin Turgay Daloğlu (İstanbul 9 Eylül 1996) Reşat Aydın/AA, TRT (20 Haziran 1997) Ayşe Sağlam Derince (3 Eylül 1997) Abdullah Doğan Candan Fm (Konya 13 Temmuz 1997) Ünal Mesuloğlu/TRT (Manisa 8 Kasım 1997) Mehmet Topaloğlu Kurtuluş (Adana 1998) Ahmet Taner Kışlalı Cumhuriyet (Ankara 21 Ekim 1999) Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Necip Hamlemitoğlu, Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink gibi onlarcasının katili artık ABD midir, PKK mıdır, dinciler midir bilinmez ama bu aydınların her birinin öldürülmesi ile bu ülke de onlarla birlikte ölmektedir. Kurşunu sıkan aslında farkında olmadan bu kurşunu kendi kafasına sıkıyor. Gelecekte ölecek diğer bütün aydınlarımız için şimdiden; HEPİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN!.... --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- gayri nizami harp doktrini çerçevesinde kurulan gladio tipi yeraltı örgütlenmelerinin ilginç, ilginç olduğu kadar da ürkütücü bir özelliği vardır. bir kural olarak gayrinizami harbin yeraltı unsurları kanuni statüye sahip değildir. ayrıca, bu unsurların eylemlerinin suç olarak nitelenmesi de mümkün değildir. çünkü devlet tarafından ve vatan savunması (!) amacıyla kurulmuşlardır.abdullah çatlı'nın yamağı "idi amin" lakaplı haluk kırcı, susurluk kazasından sonra bu duruma isyan etmiş ve "eskiden görevimiz tehlike diye bir dizi vardı. bu dizide görev verenler , yakalanırsanız size sahip çıkmayız diyorlardı." şeklinde durumlarını formüle etmişti. (tam sözcükler bu değildi ama bunu dedi) haluk kırcı veya diğer yeraltı unsurları, kazara veya görevini yapmaya çalışan devlet görevlilerince yakalandıktan sonra kaçmasına izin verilerek, yanlış tahliye yoluyla vs. defalarca serbest bırakılmış, yurtiçi ve dışında bilinmez faaliyetlerine ve ilişkilerine devam etmişlerdir. avrupa ve türkiye'de ortaya çıktığı söylenen gladio örgütlenmesinin sadece adı ve bazı elemanlarıdır. gladionun mevcut hukuk çerçevesinde ortaya çıkarılması mümkün değildir. çünkü gladio örgütlenmelerinin altında yasa vardır. mesela türkiyede bu yeraltı teşkilatının kurulmasına dayanak teşkil eden yasa, "memleket içi düşmana karşı silahlı müdafaa mükellefiyeti kanunu" dur.yani gladio, derin devlet, kontrgerilla devletin yasal örgütleridir. netekim, sayın süleyman demirel de 2005'te cnntürk televizyonunda "derin devlet, devletin kendisidir" demiştir. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2009 Ne güzel demişsiniz "ANKA KUŞLARI"...Değerli Hakan, "...böyle kalır sanma devran,yola devam eder kervan..."elbet birgün hesap sorulacak diyerek teşekkür ederim duyarlılığın için. Alıntı
Misafir Hakan Bohemian Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2009 Ne güzel demişsiniz "ANKA KUŞLARI"...Değerli Hakan, "...böyle kalır sanma devran,yola devam eder kervan..."elbet birgün hesap sorulacak diyerek teşekkür ederim duyarlılığın için. Sevgili mavi olmayan gökyüzü,asıl ben teşekkür ederim bu ince ve duyarlı mesajınıza. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2009 Hasan Tahsin/Hukuk-u Beşer (İzmir 27 Temmuz 1919) Verilen listede yazılan isimlerin hepsini incelemedim ama İzmir'de Yunan işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan ve oracıkta şehit edilen Hasan Tahsin'in bu listeye dahil edilip derin devlet/Gladyo tarafından öldürülen bir gazeteci gibi gösterilmeye çalışılmış olması, diğer isimler konusunda da kafamda kuşkular doğurdu açıkçası... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.