Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2006 Aşkta yarın yok…ben seni dün sevdim,bugün sevemiyorum ve yarın sevmeyeceğim… birinin hayatına girmek ne kadar kolaysa bir anda çıkmakta o kadar kolaydı senin için,söylemiştim bu hiç adil değil…canım yanıyor…istemeden yaktığım canların acısını çekiyorum kat kat… offf Tanrım!bu ne büyük bir yıkılmışlık,ne büyük bir ceza biz insanoğluna… büyük bir adım atıp,küçük bir adımla karşılaşınca geri çekilmek;ilgiye susamış gibi yapıp ilgiden sıkılmak;dipteyken hayata döndüğüne inandırmak;çektiğin acıları çektirmek…adil değil anlıyor musun???? hayatımda ilk kez mantığımı bir kenara atıp yüreğimle bişeler yapayım dedim ve yanıldım..yüreğim beni yanılttı,ey mantığım beni sakın bırakma,beni sakın yüreğime mahkum edip seni yitirtme.. insan acı çekince mi sarılır kalemine,uzun süredir yazamazken,melankolik anlarımı yaşar oldum ve her şeye inat,her kurala inat kuralsızca, içimi kelimelerle boşalttım… dün içim kanıyordu,bugün acıyor,yarın ise yaralarım kabuk bağlayacak…nede olsa aşkta yarın yoktur..aşk acısı dün yaşandı,bugün tükenmek üzere ve artık gün ışımaya başladı…aşk bitti…. ‘’Hallacı Mansur’a aşk acısı kaç gün diye sormuşlar:üç gün demiş… Hallacı’yı ilk gün öldürmüşler,ikinci gün yakmışlar,üçüncü gün küllerini havaya savurmuşlar….’’’ Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2006 Buharlı bakışlarda bulduk hepimiz aradıklarımızı katran gecelerde. Puslu sonbaharın ılık akşamlarında kulak memelerimizin arkalarına bir dokunup bir yok olan kaçak esintilerde. Heyecanlanmak istediğimiz günlerde, yaz veya kış. Hep bağlanmak istedik, hep kaçmak, uzaklaşmak ama aslında güçlenmek. Yığın yığın sandıklarımıza koyduk hayatlarımızı. Küflü odalara kaldırdık, canımız sıkıldığında açıp da bakalım diye. Rüzgarı sevdik, güneşi sevdik, yağmuru sevdik, her zaman bir bahanemiz oldu hayata. Hep dövmek istedik hayatı ama aslında hep dövülendik. Aşktan korkup, aşka gittik. Bir çift derin bakışa kurban olduk hep. Mavi, yeşil, ela, siyah, kahverengi pek fark etmedi. Geldiler, dokundular, aldılar ve gittiler. Oysa biz hep bekledik. Güz, kar, kış, güneş yine geldi,baktı, gülümsedi ve gitti. Yüreğimize sığındık hep, yüreğimize sorduk, hep bildi. Yalvardık, ağladık, üzüldük, azap çektik, aşık olduk... Hepsi bu. Kolay Gelsin Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2006 "Aşktan korkup, aşka gittik. Bir çift derin bakışa kurban olduk hep. Mavi, yeşil, ela, siyah, kahverengi pek fark etmedi. Geldiler, dokundular, aldılar ve gittiler. Oysa biz hep bekledik. Güz, kar, kış, güneş yine geldi,baktı, gülümsedi ve gitti. Yüreğimize sığındık hep, yüreğimize sorduk, hep bildi. Yalvardık, ağladık, üzüldük, azap çektik, aşık olduk... " burası bence oldukça iyiydi...............sağol.... Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2006 çok güzeldi emily yüreğine sağlık.......seni tekrar burda görmekte gözel.... Alıntı
Misafir yemyeşim Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2006 gerçekten güzelmiş..okuyunca daldım bir an.. teşekkürler emily.. Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2007 BEN çarpı BEN Bir deniz kenarında doğdu.. Denizi ve defne kokusunu unutamıyor.. Ellerine ve gökyüzüne inanmayı çocuk yaşta öğrendi.. Bütün çocukları seviyor, bütün renkleri… Ama bütün insanları asla! Bu nedenle kağıt-kalem ile birlikte.. Bu nedenle bazı filmlere ağlıyor, bazı müziklerde tüyleri diken diken... Bu nedenle şiir yazıyor; Biraz duygu, biraz ironi, çokçası da sözcüklerin dansıyla… İfade etmek istediği bazı duygular, nesneler, geçmişinden şimdiye uzanan, sorgulanması eksik ve yarına bırakılmış bir düğümler zinciri.. Tam da bu noktada anılar üşüşür durmadan çocuk ile bu kadının ortak sesine.. Dile gelen çığlığı, bir çocuğun kocaman yüreğinden, bir kadının ulaşılması ve kavranması zor duyarlığına uzanan tempolu bir ömrün dokunaklı anılarında yankı buluyor hep.. Ama sonuçta bir kadın O.. Ten’i ve Ruh’u olan.. “Ruh’a şekil verendir ten” der.. O ulaşılması zor duyarlık, çocukluktan devraldığı soruları çoğaltır durmadan: 'bir kadını anlamayı bir ömre çok görenler/ya anlatamıyorsa kendini…?' Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2007 selam EmiLY_pandora.. ....yazılarını okudum..kayıtsız kalmak mümkün değil gibi..olsun ama beee..hayırlısı... Alıntı
Φ samaroglani Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2007 AŞK BİTTİ aşk bitti. elimden sanki minik bir balık kayıp gitti. aşk bitti. içimden sanki bir şeyler kopup gitti. aşk hiç biter mi? hiçbir şey olmamış gibi boşlukta kaybolup gider mi? aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? kalır adımızla bir sokak duvarında, bir ağaç kabuğunda, bir takvim kenarında, kalır bir çiçekte bir defter arasında, bir tırnak yarasında, bir dolmuş sırasında, kalır bir odada, bir yastık oyasında, bir mum ışığında, bir yer yatağında, aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? kalır dilimizde yinelenen bir şarkıda, bir okul çıkışında, bir çocuk bakışında, kalır bir kitapta, bir masal perisinde, bir hasta odasında, bir gece yarısında, kalır bir durakta, yırtık bir afişte, buruk bir gülüşte, dalmış yürüyüşte, aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? kalır bir sokakta, bir genel telefonda, bir soru yanıtında, bir komşu suratında, kalır bir pazarda, bir kahve kokusunda, bir tavşan niyetinde, bir çorap fiyatında, kalır bir yosunda, bir deniz kıyısında, bir martı kanadında, bir vapur bacasında, aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi? Ezginin Günlüğü Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.