Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 2 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 2 Mart , 2009 Cumhuriyet gazetesi dün birinci sayfası BEMBEYAZ çıktı Cumhuriyet Gazetesi’nin dünkü birinci sayfası son derece çarpıcıydı. Bir başyazıdan ve "Biz susarsak... Kim Konuşacak?" sloganından ibaret bembayaz birinci sayfayı görenler, doğal olarak bir hayli şaşırdılar. İkinci sayfa ile son iki sayfa da bembeyazdı. Cumhuriyet, "yazıdan daha etkili bir yöntem" olduğu için başvurmuştu bu yola. CUMHURİYET Gazetesi, AKP iktidarının basına karşı uyguladığı baskılara dikkat çekmek ve protesto etmek amacıyla dün, okuyucularının karşısına kapak 4 sayfasını bembeyaz yayınlayarak çıktı. Gazete, sadece birinci sayfasında "Biz susarsak kim konuşacak" başlıklı tek sütun Cumhuriyet imzalı yazısına yer verdi. "Gazetemizin bugünkü beyazlığı çoğu kişiyi şaşırtacaktır" diye başlayan yazıda Türkiye tarihinde basına saldırı kampanyalarının daha önce de yaşandığı belirtilerek, Demokrat Parti döneminde artan sansür nedeniyle gazetelerin belli bölümlerinin ve sayfalarının kimi zaman okurun karşısına bembayaz çıktığı hatırlatıldı. AKP’nin bugünkü tutumunun da kabul edilebilir sınırları çoktan aştığına dikkat çekilen yazıda, AKP’nin Başbakan vasıtasıyla elindeki devlet olanaklarını kullanarak basına savaş açtığı belirtilip şöyle denildi: "Bu gidiş gidiş değildir. Özgür medyaya karşı harp süreci öyle bir aşamaya ulaşmıştır ki Cumhuriyet bu vahim gerçeğin altını tarihsel bir uyarıyla çizmeyi yalnız gazetemiz adına değil, tüm Türkiye’nin varoluşu açısından kaçınılmaz görüyor.... Biz susarsak kim konuşacak AKP elindeki devlet olanaklarını pervasızca kullanıyor, kendinden yana medya oluşturmak için gazete, televizyon satın alıyor, kendinden yana olmayan medyaya vergi cezaları uygulamaya yöneliyor, karşıt bellediği yazar ve gazetecilere asılsız suçlamalarla soruşturmalar açtırarak basındaki muhalefeti sindirmeye çalışıyor; bu yolda bir geniş saldırı cephesi oluşturmuş durumdadır. Tüm kamuoyunu uyarmak için herkese soruyoruz: Biz susarsak...Kim konuşacak?..." Genel yayın müdürleri, politikacılar ve meslek kuruluşu temsilcilerinin görüşlerine içeride tam sayfa ayrıldı. Susmayacağız Türkiye bizim CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gazetenin İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’u telefonla arayarak destek verdi. Baykal, Cumhuriyet’e, "Susmayacağız, Türkiye bizim" mesajı gönderdi. Orhan Erinç (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Siyasal iktidar doğrudan ya da dolaylı olarak emrinde bulunan devlet kurumları aracılığıyla da baskı uygulama dönemi başlattı. Oktay Ekşi (Basın konseyi Başkanı): Başbakan basını özgür olmayan demokrasi modeli inşa edebileceğini sanıyor... Ancak böyle bir rejimin adının faşizm olacağını da belli ki bilmiyor. Ercan İpekçi (Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı): Basın siyasetin gölgesinde olmamalıdır. Medya ile siyaset arasında kamu kaynaklarının kullanılması açısından bir ilişki olmamalıdır. Sedat Ergin (Milliyet Gazetesi): Türkiye’de basın özgürlüğü alanında ciddi sorunların yaşandığı, bu özgürlüğe saygının tümüyle güvence altında olmadığı bir dönemden geçiyoruz... Tayfun Devecioğlu (Vatan Gazetesi): İktidar devlet gücünü kullanırken medyayla ilgili tamamen farklı davranışlar gösteriyor. Bunu ATV’nin ihalesinden sonraki finansmanla ilgili süreçte gördük... İktidarla ilgili haberleri tarafsız vermeye çalışan medya grubu üzerinde vergi baskısı kurulmaya çalışılıyor. Fatih Altaylı (HaberTurk): AKP iktidarında Başbakan Erdoğan, tüm güçleri elinde topladığı için sansür daha da sert uygulanıyor. Saygılar... Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 2 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 2 Mart , 2009 Etkili olacağı kuşkusuz bir protesto modeli.İçinde kara mizahı barındıran bu tip çıkışları hep sevmişimdir. Asıl ürküten bu gidişle tüm sayfalarının beyaz çıkacağıdır. saygılarımla, Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 2 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 2 Mart , 2009 Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu’nun kabul ettiği Türkiye raporunda "basın ve ifade özgürlüğünün tam korunmamasından" duyulan üzüntü dile getirildi. AP’nin Türkiye raportörü Hollandalı Hıristiyan Demokrat vekil Ria Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı rapora sonradan eklenen ifadelerde ise "demokratik, çoğulcu bir toplumda ifade özgürlüğünün ne sık sık internet sitesi yasaklamakla ne de eleştirel basına baskı yapmakla ve dava açmakla sağlanmayacağı" belirtildi. Hollandalı parlamenterin geçen yıl yazdığı raporun ilk halinde Türkiye’de basın özgürlüğünün tam olarak korunmamasına değiniliyordu. Komisyondaki değişikliklerde ayrıntıya girildi ve "eleştirel basına baskı yapmanın" demokratik topluma bir şey kazandırmayacağı dile getirildi. Türkiye’nin AB reformlarında son 3 yıldır devam eden yavaşlamadan endişe duyulduğu bildirilen raporda, Başbakan Erdoğan’ın Brüksel ziyaretine atıfta bulunuldu ve 2009 yılının reformlar açısından "verimli olabileceği" beklentisi dile getirildi. Raporda, Türk toplumunda ve önde gelen siyasi partiler arasında süren kutuplaşmanın 2008 yılında daha da derinleştiği savunuldu. Raporun bütünü, 4’e karşı 65 oyla kabul edildi. Basına baskı, ABD İnsan Hakları Raporu’nda ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık İnsan Hakları Raporu’nda Türkiye bu yılda yargısız infaz, gözaltı süreleri ve şartları ve dini azınlıklar konularında eleştirilirken, bu sene ilk kez Türkiye’nin sıkıntılı konuları arasına internet özgürlüğü, telefon dinleme, yargıya müdahale, basına uygulanan baskılar, anti-semitizm ve Ergenekon Davası da girdi Deniz Feneri’ne vurgu Rapor, basının savcılar tarafından sürekli olarak taciz edildiklerini, haklarında yüklü tazminat davalarının açıldığına dikkat çekti. Başbakanlık tarafından iptal edilen akreditasyonlara, Başbakan’ın karikatüristlere açtığı davalara da değinen raporda, Deniz Feneri konusunda şöyle dendi: “Basın kuruluşlarına da sahip olan şirket yöneticileri, hükümeti eleştirirlerse işlerini kaybedecekleri kaygısıyla haber yapamıyorlar. Başbakan (Recep Tayyip Erdoğan), Almanya’daki bir yolsuzluğun partisiyle bağlantısını ortaya çıkaran medya kuruluşlarını sert bir dille eleştirdi.” ABD İnsan Hakları Raporu, temmuz ayındaki operasyonla Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında önemli gazeteciler, askerler ve işadamlarının da bulunduğu 90 kişiyi tutukladığına dikkat çekti. Raporda, politik amaçlarla açıldığı izlenimi de bulunan davada pek çok zanlının bir aydan fazla süredir haklarındaki suçlamaları bilmeden tutuklu olduğu belirtildi. Yargıya müdahale İktidarın yargıya müdahalesi, ABD Dışişleri’nin raporuna birkaç cümle ile de olsa girdi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in 301. Madde’den açılan bir davayla ilgili olarak verdiği, “Kimse devlete katil diyemez” şeklindeki beyanatını açıkça “yargıya müdahale” olarak yorumlandı. Telefon dinleme Rapora, telefon dinlemesi de girdi. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Paksüt’ün bile telefonunun dinlendiğinden şikayet ettiğini belirten rapor, haziran ayında bozulan mahkeme kararıyla, dinlemenin yasal sınırlarının çizildiğini iddia etti. Saygılar... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2009 Haber öyle yapılmaz, böyle yapılır. Tam başbakanın ve çevresinin istediği gibi. Böyle yazarsanız, sizi azarlamazlar. Sırtınızı sıvazlarlar. Kapınızın önünde vergi memurları dolaşmaz. Para cezanız filan olmaz. Adam yerine konulursunuz, başbakan sizi örnek gösterir. Çakma demokratlar, siyasetçiler ve medyaları elele. Buyrun okuyun. Başbakanınız da okusun. Allah yanıltmasın! Gülen cemaatinin sözcüsü durumundaki Zaman gazetesi, bu seçimin en çok yanılan gazetesi oldu, bakın nasıl? Gazete bir ay kadar önceden muhabirlerini ülkenin dört bir yanına göndererek, il il seçmenin nabzını tuttu ve okurlarına yarışta kimlerin önde gittiğini duyurdu. TÜREL ÇOK RAHAT! Gazetenin il bazında yaptığı tahminler hayli iddialıydı. Örneğin, Antalya için ?Menderes Türel rahat, muhalefet iddialı, CHP yanlış aday çıkardı? yorumunu yaptı. DTP HİÇ BU KADAR TEDİRGİN OLMAMIŞTI! Diyarbakır için gazetenin attığı başlık ise ?DTP hiç bu kadar tedirgin olmamıştı? şeklindeydi. Seçimi yüzde 45.8?lik bir oy oranıyla CHP?nin AKP?den geri aldığı Zonguldak için bu gazetenin uygun gördüğü başlık ?İktidarın ilgisi sandıkta karşılık bulacak? oldu. ESKİŞEHİR ORTADA Gazeteye göre, DSP?nin ezici bir üstünlük sağladığı Eskişehir?de seçim ortadaydı, sonucu kararsızlar belirleyecekti. KADIKÖY KALESİ DÜŞEBİLİR.. İstanbul?a gelince, Sarıyer?de AKP öndeydi, CHP?nin ise ?Kadıköy kalesi düşebilirdi?. CHP?nin Kadıköy?ü yüzde 68.6 gibi rekor bir oranla kazandığını hatırlatalım. Zaman, ayrıca Cihan Haber Ajansı?na dayanarak, seçimden önce bütün Türkiye?ye dönük il genel meclisi tahmini yayımladı. Kararsızların yüzde 9.1 gözüktüğü bu tahminde, AKP?nin ülke genelindeki oranı yüzde 45.6 gösterilmişti. (38.9 çıktı) Ankete göre, CHP yüzde 15.8, MHP yüzde 13.8?de gözüküyordu. MERSİN AKP'NİN Gazetenin 27 Mart?ta yayımladığı bu ankette, bazı illerin belediye başkanlığı seçimleri için de ilginç tahminler yürütülmüştü. Buna göre, Mersin?i yüzde 32.8 ile AKP kazanıyor, CHP?nin oy oranı yüzde 20.5?te kalıyordu. Bu tahmine göre, Antalya?da AKP yüzde 45.7?e ulaşmış, CHP ise 25.8?de kalmıştı. AKP her iki ili de kaybetti. Kısacası, Zaman gazetesinin duyurduğu seçim tahminleri gerçekçilik sınırlarını zorlayan ölçülerde AKP?ye şans tanıyan bir çizgideydi. Zaman?ın Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı?nın her pazartesi günü, basına gazetecilik dersleri verdiği, gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiği konusunda kanaatlerini Türk kamuoyuyla paylaştığı köşesinde bu konuda herhangi bir kanaat belirtip belirtmeyeceği şimdiden basın çevrelerinde büyük merak konusu Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2009 Cumhuriyet, Yeniçağ gibi gazetelerin susmadığı aksine daha özgür yazdığı, daha güçlü, daha aydınlık, korku yerine huzurun, bilimin, sanatın ve dostluğun hakim olduğu bir Türkiye dileğimdir... Allah Cumhuriyet'in sustuğu günleri göztermesin bizlere, ben inanıyorum ki bu dem geçecek, bu faşizan uygulamaları basına, millete ve devlete reva görenler mutlaka bunun bedelini ödeyecekler... En çok ta kandırılan halk soracaktır hesabını, çünkü bilseler önce onlar kovalayacaklar... Fakat bilmiyorlar, susturulmuş medya, sindirilmiş halk, aç, yoksul, işsiz, korkulu insanlar, Kürt, Türk, v.s. kökeni ayrıştırılmış kutuplar yaratılırken aslında bütün bunları yapanların onları aç bırakarak kendilerine mecbur edenlerin oyunları olduğunu bilmiyorlar... Duyduklarınaysa inanamamaktalar, öğretilmiş yalanlar ve ezberlerle duyguları ve akılları esir alınmış insanlar... Fakat yalandan sarayın olsa mutlaka yıkılır birgün... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 Bu başlığa tüm liberal türevi, muhafazakar teokrat, çakma demokrat, sosyalist, milliyetçi muhafazakar, milli görüşçü, ileri görüşlü, geri görüşlü, kızıl ötesi görüşlü, sosyal demokrat herkesi bekliyorum oysa ki. Nerdesiniz? Ergenekon, TSK, PKK, JİTEM diye mi hopluyorsunuz hep siz? Bu mudur kelime hazneniz? Alıntı
Φ suheda_ Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 Cumhuriyet gazetesi dün birinci sayfası BEMBEYAZ çıktı Cumhuriyet Gazetesi’nin dünkü birinci sayfası son derece çarpıcıydı. Bir başyazıdan ve "Biz susarsak... Kim Konuşacak?" sloganından ibaret bembayaz birinci sayfayı görenler, doğal olarak bir hayli şaşırdılar. okuyorum diyenlerin bile okumadığına emin olduğum gazete,bakmayın siz öyle sorulduğu zaman okunduğunun söylenmesine bu tıpkı tv lerde sürekli belgesel izlediğini söyleyip daha çok belgesel yapılmasını isteyenlerin olduğu gibi.. Oysaki durum apaçık ortada dolayısıyle nasısal okunulmadığını bildiklerinden sayfalarını boş ve beyaz çıkartmalarının bir şey ifade etmeyeceği... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 okuyorum diyenlerin bile okumadığına emin olduğum gazete,bakmayın siz öyle sorulduğu zaman okunduğunun söylenmesine bu tıpkı tv lerde sürekli belgesel izlediğini söyleyip daha çok belgesel yapılmasını isteyenlerin olduğu gibi.. Oysaki durum apaçık ortada dolayısıyle nasısal okunulmadığını bildiklerinden sayfalarını boş ve beyaz çıkartmalarının bir şey ifade etmeyeceği... Gözünüzü kapatınca gece oluyor mu? Olmuyor. Siz o yöne bakmadığınızda, oradaki nicelik kayboluyor mu? Kaybolmuyor. Siz okunmuyor dediğinizde de sonuç değişmiyor. Okunuyor. Evet, yandaş medya gibi sokaklarda bedava dağıtılmadığından olsa gerek tirajı düşük. Ama muhafazakar zihniyetin demokrasi anlayışı sayısal değerler üzerine kurulduğu için böyle küçümseyici sözler sarfediliyor. O gazete 1 tek bile satsa, eğer ki doğru olan bir şeyi yazmışsa görevini yapmıştır. Siz okumayın, gözünüzü kapatın. Başbakanınız kızar sonra uf olur:) Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2009 Bu başlığa tüm liberal türevi, muhafazakar teokrat, çakma demokrat, sosyalist, milliyetçi muhafazakar, milli görüşçü, ileri görüşlü, geri görüşlü, kızıl ötesi görüşlü, sosyal demokrat herkesi bekliyorum oysa ki. Nerdesiniz? Ergenekon, TSK, PKK, JİTEM diye mi hopluyorsunuz hep siz? Bu mudur kelime hazneniz? Cumhuriyet Gazetesi ve Yeniçağ Gazetesi bu ikisini her gün alıyorum bazı köşe yazarlarının yazılarını kesip dosyamda biriktiriyorum, özellikle İlhan Selçuk, Hikmet Çetinkaya, Işıl Özgentürk, Arslan Bulut, Altemur Kılıç öyle öngörülerle bugüne ve geleceğe ışık tutuyorlar ki, belge niyetine saklıyorum onların yazılarını... Hürriyet Gazetesini uzun zamandır almıyorum fakat Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil, orada yazıyorlar onları internetten takip ediyorum ancak... Dolayısıyla bu yazarları okumayanların zihinlerinin aydınlanamayacığına eminim, onlar pencereleri küçücük, düşünceleri fakir, görüşleri gayrı medeni insanlar olarak kalacaklar... Evrensel düşünemeyen, insan haklarından salt kendi halklarını anlayan, kendisi gibi olmayanların gazeteleri kapatılsa, yazarları susturulsa umursamayan, tek doğru benim doğrumdur sananlardır onlar, o yüzden bu başlık ilgilerini çekmez, burada terör ve terörist yandaşları desteklenmiyor, aksine ulusalcılığın baş gazetesi Cumhuriyet konuşuluyor ilgilenmezler... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.