Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2009 Sadece kirası 870 bin Euro İlginç ortaklığın taraflarından Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer VATAN'a konuştu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sorduğu Ekrem Tosun’un kimliği ilginç bir ortaklığı ortaya çıkardı. Başbakan’ın küçük oğlu Bilal Erdoğan ve büyük oğlu Burak Erdoğan’ın eşi Sema Erdoğan’ı ‘freeshop’taki mağazasına ortak aldığı ortaya çıkan Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer, VATAN’ı arayarak iddiaları yanıtladı. İşte Kamer’in sorularımıza verdiği yanıtlar... VATAN: Ekrem Tosun’un bu ortaklıktaki rolü nedir? Kamer: Sayın Kılıçdaroğlu iftiraya dayalı bir politika izliyor. Ekrem Tosun bazı şirketlerimin mali müşavirliğini yapar. Atagold ’ta da Sayın Bilal Erdoğan ile Sema Erdoğan’ı sadece genel kurullarda vekaleten temsil ediyor. VATAN: Genel kurul dışında temsil yetkisi yok yani... Kamer: Hayır yok. Atagold, sadece tek bir mağazası bulunan bir anonim şirket. Ticaret Kanunu gereği her yıl genel kurul yapmak zorunda. Bilal Bey yurt dışında yaşadığı için, genel kurulda temsil vekaletini Ekrem Tosun’a vermiş. Sema Hanım da aynı şekilde. VATAN: Sema Hanım daha sonra yönetime girmiş... Kamer: Evet, 2008 yılında Yönetim Kurulu’na girdi. Kemal Kılıçdaroğlu “Ortaklık gizleniyor. Ticaret Sicili’nde isimleri görünmüyor” diye Ekrem Tosun’a “gizli kasa” süsü veriyor. Hiç ilgisi yok. 6 TL karşılığında Ticaret Sicili’nden tüm bu bilgileri alabilirdi. VATAN: Bu ortaklık nasıl gerçekleşti? Kamer: Bu çocukların ortak olması kadar doğal bir şey yok. 10-15 yıldır arkadaşlar. VATAN: Teklif kimden geldi? Kamer: Ben önerdim. Babaları siyaset yapan çocukların, devletle herhangi bir iş yapmadan ticarete atılmalarına yardımcı olmak eşi-dostu olarak bizim görevimiz diye düşünüyorum. Yani ilk teklif benden geldi. VATAN: Sayın Başbakan’a, konuyu siz mi açtınız? Kamer: O kadarını hatırlamıyorum ama Sayın Başbakan’ın ortaklık gerçekleşmeden önce konuyla ilgili bilgisi vardı. Ben de açmış olabilirim, çocukları da söylemiş olabilir. Tam hatırlayamıyorum. VATAN: Çocuklar 10-15 yıldır arkadaşlar, ortak olmaları doğal diyorsunuz. Çocuklarınız tüm eski arkadaşlarıyla ortaklık kuruyor mu? Kamer: Hayır ama buradaki durum farklı. Daha önce de söyledim. Babaları siyasetle uğraşan çocukların, devletle herhangi bir iş yapmadan ticarete atılmalarına ön ayak olmanın görevimiz olduğunu düşünüyorum. Bu çocuklar tabii ki ticaret yapacaklar. Üstelik altından kalkamayacakları bir iş de değil. Ne finansman olarak çok büyük bir paradan söz ediyoruz, ne de işgücü olarak başında durmaları gereken bir iş. Kendi bütçeleriyle rahatlıkla ortak olabilecekleri bir iş nihayetinde. VATAN: Atagold ne zaman kuruldu? Kamer: 1995’te 22 ayar altın üzerine iş yapmak için kuruldu. 2000 yılında şirketlerimizde yeniden yapılanmaya gittik. Atagold bu dönemde gayrifaal hale geldi. 2003’e kadar gayrifaal kaldı. VATAN: 2000-2003 arası faaliyeti yoktu... Kamer: Kanunen devamını sağlamak için üzerinden geçirdiğimiz 2-3 iş olabilir. Ama bunun dışında faaliyeti yoktu. VATAN: Sonra yeniden canlandı... Kamer: 2003’te Atatürk Havalimanı genişledi. Biz de Dış Hatlar Duty Free’de olmamız gerektiğini düşündük. Orada bir mağaza kiraladık. 2003 veya 2004’te mağaza faaliyete geçti. VATAN: Ortaklık ne zaman gerçekleşti? Kamer: Mağaza faaliyete başladıktan yaklaşık 2 yıl sonra... VATAN: Atagold, faal bir şirketti. Dolayısıyla siz ve aileniz şirket hisselerinin yüzde 50’sini Sema Hanım ve Bilal Bey’e devrettiniz. Hisse satışı hangi bedel üzerinden oldu? Kamer: Hazirun cetvelinde de var. Bilal Bey ile Sema Hanım 125’er bin lira koymuşlar. VATAN: Siz mağazası olan bir şirketin hisselerini sattınız. Kaça sattınız? Kamer: Detayını şimdi hatırlamıyorum. Mağazanın demirbaşlarının ve mallarının sayımını yaptık. Ortaya çıkan değerin yüzde 50’sini ödediler. VATAN: Neydi bu bedel? Kamer: Şu anda bilemiyorum. Pazartesi şirket kayıtlarına bakarak söyleyebilirim. Şunu söyleyeyim. Biz bu işten ne kâr ettik, ne zarar ettik. Atagold’un zaten bir marka değeri yok. Şirketin ekstra bir karı da yok. Demirbaşlarını hesap ederek fiyatlandırdık, ahım şahım bir fiyat çıkmadı. VATAN: Çok iş yapan bir mağaza mıdır bu? Kamer: Değil, değil. Vergi tabelasını da yolladım size. 3 yılın toplamında elde edilen vergi öncesi kar 250 bin TL civarında. Bundan yüzde 20 vergi düşün. Geriye 200 bin TL kalır. 2-3 tezgahtarla yürüyen bir iş bu. (VATAN’ın notu: Atagold’un vergi tabelasına göre şirketin 2005 vergi öncesi karı 45 bin 781, 2006 karı 162 bin 304, 2007 karı ise 45 bin 982 TL. 3 yıllık toplam kar 254 bin 67 TL ediyor. 3 yılda ödenen toplam Kurumlar Vergisi miktarı ise 55 bin 391 TL.) VATAN: Yani öyle iyi para kazanan bir mağaza değil diyorsunuz... Kamer: Rakamlar ortada. Atasay olarak diğer havaalanlarında mağazalarımız var. Çoğu ya zarar eder ya da başa baş gelir. VATAN: Küçük iş diyorsunuz ama, bu mağazanın yıllık kira bedeli 870 bin euro. Kamer: Sabit kira ödenmez Duty Free’deki mağazalara. Ciro üzerinden belli bir yüzde öderiz. (VATAN’ın notu: Kamer bu noktada ciro üzerinden ödenen yüzdeyi yaklaşık olarak söyledi. Ama kiralayan tarafın ticari sırrı olduğu için yazılmasını istemedi.) VATAN: Peki, geçen yıl ciro üzerinden ödediğiniz kira tutarı 870 bin euro mu? Kamer: Bugün cumartesi. Söylediğiniz rakamları tam bilemiyorum. Pazartesi günü bakmam lazım. (VATAN’ın notu: VATAN’ın edindiği kesin bilgiye göre Atagold’un 2008 yılı satışları üzerinden Atatürk Havalimanı Duty Free’sini işleten şirkete ödediği kira 870 bin euro.) VATAN: Sema Hanım ile Bilal Bey şirket işleriyle ne kadar ilgili? Kamer: 2-3 ayda bir bilgi alırlar. Satışlar nasıl gidiyor, kâr-zarar durumu nedir diye. Hepsi o. VATAN: Şirket şimdiye kadar ortaklarına temettü dağıttı mı? Kamer: Hayır. Kâr payı dağıtımı olmadı. VATAN: Başbakanın oğlu pırlanta işine girdi, pırlantada KDV sıfırlandı iddiasına ne diyorsunuz? Kamer: Bu iddia üç nedenden yersiz. Birincisi pırlanta ithalatı üzerinden KDV kalktı ama bir-iki ay sonra fazlasıyla ÖTV geldi. Hatta biz sektör olarak bas bas bağırıyoruz: Yüzde 18 KDV’yi kaldırıp yüzde 21 ÖTV getirdiniz, sektör gelişemiyor diye... İkincisi KDV sıfırlanmadan önce ve sıfırlandığı sırada biz Atasay olarak pırlanta işiyle iştigal etmiyorduk. Yüzde 21 ÖTV konduktan sonra biz pırlanta işine girdik. İddiadaki üçüncü yersizlik de şu: Çocukların mağazasının olduğu yer freeshop. Yani ne KDV var, ne ÖTV var. Tosun’u, Bilal Bey ve Sema Hanım tanımıyor Başbakan hiç tanımaz VATAN: Başbakan, Ekrem Tosun’u tanımıyor mu? Kamer: Bakın, ne Ekrem Tosun; Bilal Bey ve Sema Hanım’ı gördü şimdiye kadar, ne de Bilal Bey ve Sema Hanım, Ekrem Bey’i tanır. Çocuklar tanımadığına göre Başbakan hiç tanımaz. Genel kurulda sistemin bu olduğunu Kemal Bey’in bilmesi lazım. Ama çıkıp, “Bu olay hukuk dışı, belgesi de var” diyorsa, onu göstersin. Çıkarsın, “Çocukların ticari vekaleti bu adamda, şirketi de bu adam yönetiyor” diye iddia edersin. Ama Ekrem Tosun çıkıp açıklama yapıyor. “Benim konumum budur” diyor. Başka belgen varsa çıkar ortaya. Havalimanındaki mağazanın yıllık kirası 870 bin euro Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile diğer oğlu Burak Erdoğan’ın eşi Sema Erdoğan’ın ortak olduğu Atagold şirketinin Atatürk Havalimanı’ndaki Dış Hatlar terminalinde bir mağazası var. VATAN’ın edindiği kesin bilgiye göre Atagold’un 2008 yılı satışları üzerinden Atatürk Havalimanı Duty Free’sini işleten şirkete ödediği kira 870 bin euro.Barlas YURTSEVER / VATAN Alıntı
Φ bursercan Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2009 sadece bır tek magazası bu kadar kıra edıyorsa dıgerlerı ne kadara mal oluyordur acaba.... pekı bu cark ne ıle donuyor kı... Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Unakıtan bir ara yastık altındaki altınları çıkartın diyordu. Altınlar çıka çıka Erdoğanların yastığının altından çıktı. Saygılar... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Atagold’un cirosu 2008'de 11 kat artmış! İşte ilginç detaylar Başbakan Erdoğan’ın oğlu ile gelininin ortak olduğu Atagold’un Atatürk Havalimanı mağazasının 2008 cirosu 2 milyon euro. Kamer’in açıklamasına göre şirketin 2007 cirosu 181 bin euro çıkıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve gelini (Burak Erdoğan’ın eşi) Sema Erdoğan’ın ortak olduğu, Atatürk Havalimanı’ndaki mağazanın 2008 cirosunun 2 milyon euro olduğu öğrenildi. CHP’nin İstanbul milletvekili ve Büyükşehir belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği ortaklıkla ilgili tartışmalar sürüyor. Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgeye göre, Bilal ve Sema Erdoğan, 2006 yılında, Başbakan’ın yakın dostlarından biri olan Atasay’ın sahibi Cihan Kamer’in Atagold şirketine ortak oldu. 500 bin lira sermayeli şirketin yüzde 25’i Bilal, yüzde 25’i de Sema Erdoğan’ın oldu. Atagold şirketinin diğer ortakları arasında Cihan Kamer ile çocukları Atasay ve Simay Kamer de bulunuyor. Cihan Kamer, şirketin 2005, 2006 ve 2007 vergi öncesi kâr miktarını Milliyet’e daha önce açıklamıştı. Kamer’in verdiği bilgiye göre, şirket 2007’de 45 bin 982 lira kâr etti. Buna göre bir hesaplama yapıldığında, ilgili yılda şirketin cirosunun 380 bin TL civarında olması gerekiyor. Bundan yüzde 20 kurumlar vergisi (9 bin 200 lira) düşüldüğünde net kâr 36 bin 800 lira çıkıyor. Şirketin yarısına sahip olan Erdoğanlara bunun yarısı, yani 18 bin 400 lira düşüyor. 181 binden 2 milyon euro’ya Kamer’in açıkladığı kâra göre, Atagold’un Atatürk Havalimanı’ndaki mağazası, 2007’de 380 bin lirayla (181 bin euro) önemsiz bir ciro elde etmiş gözüküyor. Ancak şirket, nasıl olduğu belirsiz hızlı bir büyüme ile 2008’de satışlarını euro bazında 11 kat artırmış. Çünkü bu mağazanın 2008 satışlarının 2 milyon euro olduğu öğrenildi. Bunun yüzde 40’ını (800 bin euro) kira olarak ödedi. Böylece kira düşüldükten sonra 1 milyon 200 bin euro satış geliri sağlamış oldu. Bunun TL karşılığı 2 milyon 520 bin lira. Bu gelir dikkate alındığında Erdoğanlar bu yıl yaklaşık 200 bin lira kâr elde etmiş olacaklar. Şöyle ki: Şirketin yüzde 20 kâr marjıyla çalıştığı (‘sektör yetkilileri yüzde 30-40 arasında’ diyor) düşünülürse, 2 milyon 520 bin liralık satıştan 500 bin lira kâr sağlanmış olacak. Bunun yüzde 20’si (100 bin lira) kadar vergi ödeyecek. 400 bin lira net kâr kalacak. Şirketin yarısına sahip olan Erdoğanların payına 200 bin lira düşecek. Ortaklığın bedeli nereden ödendi? Erdoğanların Atagold’a ortaklığı konusunda belirsizliğini koruyan noktalardan biri, ortaklık için şirkete para koyup koymadıkları... Atagold, 1995’te kurulmuş, 2006’da ortaklık yapısı değişmiş. Hazirun cetvellerinden şirket sermayesine Erdoğanların (125 bin Bilal Erdoğan’dan, 125 bin Sema Erdoğan’dan olmak üzere) 250 bin lira payla ortak oldukları anlaşılıyor. Ancak bu hissedarlığın karşılığını eski hissedarlara ödeyip ödemedikleri henüz belgelenmedi. Milliyet’in bu konuda yönelttiği sorular da yanıtlanmadı. Atasay yetkilileri dün, Erdoğanların ortaklık karşılığı ödeme yaptığını ve bunun kaydının bulunduğunu açıkladı ama yine herhangi bir belge göstermedi. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert yanıt “Daha bunun devamı gelecek, Başbakan ek bilgi isterse ben hazırım” Atagold Kuyumculuk’un genel kurul tutanaklarında ortakların katıldığı yazıyor. Kamer ise Haziran’da Tosun’un Bilal ve Sema Erdoğan’a vekaleten imza attığını belgeliyor. Demek ki Bilal ve Sema Erdoğan toplantıya katılmış, imzayı Ekrem Tosun atmış. Öyleyse Tosun’u tanıyorlar... Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer’in önceki gün VATAN’ı arayıp Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarına tek tek yanıt verdiği saatlerde Kılıçdaroğlu da, “Daha bunun devamı gelecek, Başbakan ek bilgi isterse ben hazırım” açıklaması yapmıştı. Kılıçdaroğlu’na dün de “Cihan Kamer’in açıklamalarından tatmin olup olmadığını ve iddialarının devamını” sorduk. Kılıçdaroğlu’ndan Kamer’e gelen en önemli itiraz şuydu: “Atagold Kuyumculuk’un Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan son üç yıldaki genel kurul toplantı tutanaklarında, 500 bin adet hissenin asaleten temsil edildiği yazıyor. Tutanakların altında katip sıfatıyla Ekrem Tosun’un imzası da var. Bu demektir ki, genel kurula ortaklar asaleten katıldığı gibi, katip olarak Ekrem Tosun ile bir araya gelmişler. Bu belge doğruysa Başbakanın çocuklarının Ekrem Tosun’u tanımadıkları beyanı doğru değil.” Kılıçdaroğlu’na, bu tür aile şirketlerinde genellikle tutanakların ortaklara elden ulaştırılıp imzalatıldığını, genel kurula katılamayan ortakların bu şekilde asaleten temsil edilmiş gibi gösterilmesinin yaygın bir uygulama olduğunu hatırlatıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şu oluyor: “Başbakan’ın çocuklarıyla ortaksanız, bu konularda özenli olmanız gerekmez mi?” Kılıçdaroğlu, Başbakan’a “Ekrem Tosun’un kim olduğunu” sorarak, Kamer’in Başbakan’ın oğlu ve geliniyle ortaklığını ortaya çıkardıklarını, bu ortaklığın gizlenmesine izin vermediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, Kamer’in açıklamalarından neden tatmin olmadığını ise şöyle açıkladı: ’Neden gizlediler’ “Cihan Kamer, Sema ve Bilal Erdoğan’a ait 250 bin liranın vekaleten Ekrem Tosun tarafından temsil edildiğine dair belgeleri ortaya koydu. Ama Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde genel kurulda 500 bin YTL’lik bütün sermayenin asaleten temsil edildiği yazılı. Demek ki Bilal Erdoğan ve Sema Erdoğan genel kuruldalar ama tutanak Ekrem Tosun tarafından imzalanıyor. Bu ikisi de belgeli. Niçin böyle yapıyorlar? Sonuçta eğer Başbakan’ın oğlunun isminin geçtiği bir şirket varsa, işlemlerin özenli olması lazım. Cihan Kamer, Başbakan’ın oğlu ve geliniyle ortak şirket kurduğunu bizim sorumuza kadar kamuoyuna açıklamadı. Normalde Cihan Kamer, Başbakan’ın çocuklarıyla bir araya gelip şirket kurduğunu neden gizlesin. Cihan Kamer’in başka şirketleri de var, onlar biliniyor. Acaba Sayın Cihan Kamer’e İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce sağlanan ayrıcalıklar var mı? Bu ortaklıklar kurulduktan sonra iktidarın veya iktidara yakın olan belediyelerin bu kişilere sağladıkları ayrıcalıklar var mı yok mu? Haklı değil miyiz bu soruları gündeme getirmekte. Kamer, çocuklarımız arkadaş, diyor. Başka çocukluk arkadaşları yok mu bunların? Her çocukluk arkadaşına bu kadar sahip çıkılıyor mu? Şirketi kendisi yönetiyor. Genel müdürü kendisi atıyor. Kârı kendisi elde ediyor. Diğeri ABD’de oturuyor ve sadece gelir elde ediyor. Acaba Başbakan’ın çocuğu olmasaydı bu tür ayrıcalıklara kavuşabilecek miydi?”Barlas YURTSEVER / VATAN Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2009 Bu tip olaylar bizi sasirmamasi gerek. Ülkemizde ne ilk basbakanin oglu böyle nede son basbakanin. Gelmis gecmis tüm siyasilere bakarsak ne demek istedigimi iyi anlarsiniz. Süleyman Demirel'in yigenine bakin, Tansu hanimin ogluna ve kocasina bakin, Özalin hemen hemen tüm aile fertlerini arastirin, Erbakan hoca desen gene farkli degil. Arkadaslar Türkiye'de siyaset yapmak demek önce kendi cebini, aile fertlarinin cebini, sonra yakin akrabalarinin, esinin dostunun cebini dolduracaksin anlamina geliyor. Secmen ise sadece secimde secime akillarina gelir ve meydanlarda onlara havadan vaatler yaparlar. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.