Misafir demirefe Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 ABD'nin "Gölge CIA" olarak tanımlanan Stratfor adlı düşünce kuruluşunun başındaki George Friedman, yazdığı kitap ve internette yayınlatıp yaydığı haritalarla gündeme geldi. Bir süredir değinmeye çalıştığım Türkiye projelerini bu haritada hemen görmek mümkün. Haritayı buraya taşımayacağım, internette yeterince yaygın zaten. Osmanlı haritasından da bir farkı yok. Bugünkü Rusya'dan, Afrika'nın kuzeyinden, Asya'nın orta kesiminden, Avrupa'dan (Yunanistan) parçaları içine alan haritada Arap yarımadası İsrail dışında tamamen Türkiye'ye bağlı gösteriliyor. Bir de en önemli ayrıntı, Rusya'ya, Orta Asya'ya yayılan yeni Osmanlı İmp., İsrail gibi İran'dan da zırnık kopartamıyor! Ne hikmetse? İşe bak sen! Friedman tam anlamıyla saçmalıyor. Gelecekte Çin ve Rusya, zayıflayıp önemlerini kaybedeceklermiş! Kim mi süper güç olacakmış? Türkiye-Japonya ittifakı! Bu ittifak ABD ile savaşacakmış! Sadece boynu eğri olsa da doğrultsak! Baştan sona yanıltmaca, saptırmacalarla dolu bir senaryo. Bazı aklıevvellerin de ayranı kabarmaya, "ceddin deden ceddin baban" söylemeye başlamaya hevesleniyorlar. Acaba bunca güçlenen, Japonya ile ittifak edip ABD'ye savaş açan "Osmanlı İmp"in niye gücü bir İran ile bir İsrail'e yetmiyor kine? Bu işin sırrı ne ola acep? Dimyat'a pirince gönderip evdeki bulguru hamutlama planı apaçık koku vermiyor mu? Bakın çok açık söylüyorum: Dünyada hiç kimse ABD'nin dışarda kaldığı bir plan yapamaz. Türkiye hiç yapamaz. NATO üyeliği, ABD ile stratejik işbirliği gelişerek sürmelidir. Bu Türkiye'nin çıkarınadır. Türkiye'nin jeopolitik konumu, hiç kimseyi ama hiç kimseyi dışlamaya, tek eksenli politika izlemeye elverişli değildir. Türkiye ne Orta Doğu ağabeyi, ne Orta Asya dayısı, ne Avrupa, ne Rusya yanlısı, ne ABD eyaleti olarak çalışamaz. Türkiye'nin yüzü herkese bir parça dönük olmak zorundadır. Ama bir tarafında şah ve vezir olarak Çin-Rusya'nın, karşıda şah ve vezir olarak AB ve ABD'nin konumlanacağı bir satranç oynanacağı kesin ötesi, yüzde bindir. Adamlar oyununu şimdiden yaptı: Battlefield! Rusya ve Çin zayıflayacakmış, buna kargalar güler. Keşke zayıflasınlar ben de isterim ama, dilemekle olmuyor bu işler. Yapılmak istenen, satrancın vezir önü veya şah önü açılışlarını karşılıklı iki piyonun yapması: Bir tarafta Çin ve Rusya'nın ön piyonu İran, karşıda ABD ve AB'nin ön piyonu Türkiye. Daha doğrusu New Ottoman! Atatürk'ü unutmuş, laiklik ilkesini kenara atmış, yarı fazla olur, dörtte bir seyreltilmiş şeriatla yönetilen, Sünniliği bayraklaştırmış bir New Ottoman. Ben buna karşıyım. Yoksa ABD ile işbirliği elbette geliştirilmeli, Orta Doğu demokratikleşmeli, Arap-İsrail barışı tabii ki sağlanmalı, laik Atatürkçü tam bağımsız Türkiye'nin NATO üyeliği güçlü bir katılımcı olarak elbette devam etmelidir. ABD derinden bu senaryoları pompalar, bu onun kendi stratejisi. Ama hazır biçilmiş madem, ABD abimiz böyle uygun görmüş deyip gömleği giymek strateji olamaz! Stratejik ortaklık, pazarlık gücünü, kişilikli politikaları ve kararlı duruşu gerektirir. Bu da Türkiye Cumhuriyeti'nin özü olan Atatürk ilkeleridir. ABD kurucu ilkeleri çöpe atmaya çok hevesliyse önce kendisi bir Abraham Lincoln'u çöpe atsın da bir görelim. Öyle yağma yok! Bu ülkede Atatürk'üne sahip çıkacak milyonlar var, bu böyle biline! Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 İşte meşhur BOP haritası -BOP HARİTASI- Belki bazılarımızın iştahı kabarır Saygılar... Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 O ne harita öyle ? Birileri hakikaten kafayı yemiş kesinlikle Hani abartı olurda bu abartıdan da öte birşey. Azıcık güney amerika'dan da isteseydik bari hani kadayıf üstü kaymak gibi Yazları tatil' e filan giderdik pasaportsuz. Rusya'yı anladık ehh Çin zaten ne olduğu belli Japonya ise yıllarca anlatılan palavra olmadığını da biliyoruz peki bu kadar hafif-orta ve ağır sanayiisini oturtmuş ülkelerin arasında bizim işimiz nedir? Onların adına arabları filan mi döveceğiz? Hoşuma gitmedi bu film ben çıkıyorum seyreden seyretsin. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Hoşuma gitmedi bu film ben çıkıyorum seyreden seyretsin. Ötesinde, biz bu filmi gördük! Hem de kaç versiyonunu! Birileri hâla (allaalla ya! Esas oğlan aynı, kız aynı, senaryo aynı! Yine kızı babası vermiyor, esas oğlana kat yat han arsa teklif ediyor, oğlan "heeeyt, benim aşkım satılık değil üleyn!" diyor, "biz ayrı dünyaların insanlarıyız Nalan! Biz n'olamayız sevgilim!" diyor! Yine kız zır zır ağlıyor. "Nayır Murat! Beni terkedebilemezsin! Kıyarım kendime vallahi!" diyor. Aynısı Corç! Aynısı!) deyip ayıkmıyor! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 İnternette haritanın çok versiyonları var. Friedman'ın kitabındaki orijinal harita şu: http://img60.imageshack.us/img60/2695/fotoraf0048rq7.th.jpg Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 O ne harita öyle ? Birileri hakikaten kafayı yemiş kesinlikle Hani abartı olurda bu abartıdan da öte birşey. Azıcık güney amerika'dan da isteseydik bari hani kadayıf üstü kaymak gibi Yazları tatil' e filan giderdik pasaportsuz. Rusya'yı anladık ehh Çin zaten ne olduğu belli Japonya ise yıllarca anlatılan palavra olmadığını da biliyoruz peki bu kadar hafif-orta ve ağır sanayiisini oturtmuş ülkelerin arasında bizim işimiz nedir? Onların adına arabları filan mi döveceğiz? Hoşuma gitmedi bu film ben çıkıyorum seyreden seyretsin. Sordugunuz soruya bakin sayin gugukcuk! Onlarin arasinda ne isimiz var diyorsunuz,bunu bilmeyecek ne var ki;ONLARIN ADINA ALLAH'A DUA EDECEZ. saygilarla Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Sordugunuz soruya bakin sayin gugukcuk! Onlarin arasinda ne isimiz var diyorsunuz,bunu bilmeyecek ne var ki;ONLARIN ADINA ALLAH'A DUA EDECEZ. saygilarla Eger bir kurgu varsa bu kurgu ABD nin yeni kitasi bu haritadir bu demek ABD kizildereliler tarafindan naletlenen topraklari terk ediyor! Dogduklari topraklara dönüs hazirligi icindeler kardeslerimiz dönüyor. Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2009 İnternette haritanın çok versiyonları var. Friedman'ın kitabındaki orijinal harita şu: http://img60.imageshack.us/img60/2695/fotoraf0048rq7.th.jpg Başbakanın Davos'ta posta koymasından sonra Osmanlı geri dönüyor yorumları gelmişti. Boşuna değilmiş. Bu haritaya göre Tayyip Sultan Süleyman desek az kalır. Bu arada haritada arapça Allah mı yazıyor yoksa Saygılar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2009 Bu arada haritada arapça Allah mı yazıyor yoksa Güzel espri... Dur bakayım ben de tamamlayabilecek miyim: Şimdi iki olasılık var. Friedman haritaya böyle bir şekil verip olayı daha çarpıcı hale getirmeyi akıl edememiş. Ya da ikinci olasılık, akıl edemez olur mu, ama gerek duymamış. Müslümanlar Coca Cola'yı eğe büke akla hayale gelmedik kelimelere, dünya haritasını evire çevire şeytanın aklına gelmeyecek biçimlere soktuklarına göre, bu haritaya da nasılsa düşünürler bi hayır demiş, hiç uğraşmamış... Ben İsrail haritasını filan hâla niye "La Allah" ya da "La Muhammed" şekline filan sokmadılar, daha neyi bekliyorlar hayret etmekteyim! ABD haritasını? Yok onu ellemezler. Mübarek hazretleri orada ikamet buyurmaktalar iken olmaz... Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2009 Birileri harikalar diyarinda iyi hayallere dalmis herhalde... :)Nezaman gerceklesiyormus bu hayaller onun tarihinide versilerde onuda bilelim.. Ayrica Haritada Ermenistanda dahil olmus, Ozaman sozde soykirim var diye nicin basbas bagiriyorlarki.. ) Olmayacak duaya simdiden amin deniliyormu acaba .. Saygilar Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2009 Söylediklerimin “ABD düşman, tüm köprüleri atalım ve savaş açalım, Irak kardeşimizi kurtaralım, elimize almışken Filistin ve Kudüs’ü de kurtaralım, yok o kadar değil, abarttık galiba biraz, neyse hiç olmazsa İncirlik’i kovalım, NATO’dan çıkalım” anlamına gelmediğini özellikle belirtmeliyim. ABD kendi çıkarına uygun stratejileri elbette geliştirecek. Bir konfeksiyon mağazasına girdiğinizde de satıcıyı ilgilendiren onun kasasına bırakıp gideceğiniz miktardır. Giyeceğiniz elbisenin sizi açıp açmayacağı, üstünüze nasıl geldiği ile fazlaca ilgilenmez. İlgileniyor görünse de aklında olan kasasına girecek olan miktardır. O elbiseyi giyip çıktığınızda komik bile olacaksanız, kasasına girecek miktar haylice ise, elbisenin size çok yakıştığını söyleyecektir. Yapacağınız, satıcıyı kötü niyetinden dolayı yumruklayıp mağazayı terk etmek değildir. Size yakışanı seçmek size düşen bir görevdir, satıcıya değil… AB ise her zaman ABD’den bir parça farklı düşünür. Onu mağaza sahibi olarak düşünürsek, size yakışmayan giysiyi size giydirmek için aklınızı çelmeye çalışan biri olarak düşünebiliriz. Çünkü Avrupa Türk deyince Osmanlıyı, Osmanlı deyince Viyana kapılarını zorlayan “Türkler geliyor” sendromunu hatırlar. Burada kötü niyet biraz daha rahatsız edicidir. Ama bu da satıcıyı yumruklayıp çıkmayı gerektirmez. Biraz serzeniş gerekebilir ama kendi çıkarına uygun bir alışveriş çabasına daha diplomatik yoldan devam etmelidir… Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2009 Bence bu harita Osmanli olmaktan cok,Amerika'nin veya Avrupalilarin elde etmeleri gereken cografyanin bir ön calismasidir.Dikkat ederseniz Iran ve Rusya,Cin bu haritada ayri tutulmus.Bugün Amerika baskani, Iran'a dostluk elini uzatti.Yine dikkat ederseniz,Erdogan Davos'ta Israil'e gürlerken aslinda hem Bati'yi hem Israil'i,hem de Amerika'yi karsisina aldi.Araplara liderlik hevesi "Arap olmayanlar Filistin isine karismasin"uyarisiyla da hevesi kursaginda kaldi. BOP projesi denilen proje yeni degildir.Ama yeniymis gibi lanse ediliyor.Yeni omasina yeni degil ama BOP projesi icin Türkiye Cumhuriyeti iktidarlarindan sadece AKP bu isin sponsorluguna soyundu ve es baskan ünvanini aldi,yani daha acik söylemek gerekirse Erdogan ABD'nin cikarlari icin bicilmis bir kaftandir,iktidar icin yapmayacagi ....... yoktur. Erdogan Türkiye'deki sulari özellestirerek halka kendi suyunu para ile satma projelerini gelistiriyor.Istanbul'da toplanacak olan SU KONFERANSI'nin amaci Türkiye'de ki sulardir.Yillardir farkindaysaniz televizyonlarda "Aman az su harcayin,aman dus alirken dikkat edin sularimiz azaliyor"propagandasi yapilmaktadir ki aslinda bu dogru degildir.Avrupa'da kisi basina günlük su tüketimi 250 litre civarindadir,Türkiye'de ise bu miktar 80 litrenin altindadir.Yani birileri bizi su fakiri gösterebilmek icin mücadele vermektedir. Bugün,BOP projesi denilen Amerikan-Israil projesi bir parcalama projesidir.Ve Amerika'nin ve Israil'in cikarlarini garanti altina almayi öngörür.Atatürk'ün farkli bir yakindogu projesi vardi.Bizim Kurtulus savasi verecegimiz günlerde,Suriye ve Irak'tan gelen heyetler bu savasta bizimle birlikte olmak istediklerini söylediklerinde Atatürk'ün onlara önerisi söyle olmustur; "Siz önce kendi bagimsizliginiz icin mücadele verin bu mücadeleden sonra birlesmemiz mümkündür,diyerek bir Konfederasyon teklif etmistir.Bunlar gizli meclis tutanaklarinda mevcut olan gerceklerdir ve bugüne kadar da kimse tarafindan dile getirilmemis olmasida cok enteresandir. Osmanli hayalleri hic eksik olmamistir,Cumhuriyetten sonra.Bugün 2.Abdülhamid'in ölüm yildönümüdür.Beyazid'daki türbesine giden Osmanli'cili gencler,Kuran okuduktan sonra yaptiklari duada "Allahim,Hilafet sancaginin yeniden dogrulmasi icn bize yardim et"diye bir istekte bulundular.Bu belki aman birkac kisiden ne cikar denebilecek bir olaydir ama hala bu zihniyeti tasiyanlarin ülkesinde neden AKP gibi partilerin kazandigina sasmamak gerekir. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Haritayı göremedim,demirefe'nin verdiği linkte ebatı oldukça küçük,domuzbağı arkadaşımızın ise hiç açılmadı. Şu an işte olduğum için de fazla üsteleyemedim.Yalnız,demirfe'nin anlatımlarından az çok beynimde bir şekil çizdim. Böylesi bir hesap var mıdır diye sorduğumda kendime,biraz yaşananlar biraz da dengeler,neden olmasın dedirtiyor. Bugün,dünyaya yön veren güç ABD,bunu kimse inkar edemez. BOP,arkadaşlarımızn dediği gibi sadece bugünün ürünü değil. Çıkarlar,dengeler insanlık adına korkutuyor beni. Dün İsrail-Filistin arasında yaşananlar,öncesin de Osetya,Irak,Rusya'nın dış politikası,İngiiltere,Fransa,Almanya ve tabi ki Çin. Öte yandan,egemenlik alanları ile açıklanamayan emperyalizm. Eklenecek çok şey yok,demirefe arkadaşımıza tam olarak olmasa da katılıyorum. Özellikle,jeopolotik bir ülkenin seçimleri ile ilgili yaklaşımı,düşünülmeye değer. Bakalım,ABD ve dengeler,Yeni Dünya Düzen'ine daha neler sunacaklar. Herkese afiyet olsun(Sindire sindire kandırılışımızn yanında bir de öğle mesaisi) Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Türkiye'de bazı zihinlerin yaşadığı kompleks ve paradokstur bu. Bir yanda zihinlerinin kabesi ABD'dir. Öbür yanda ABD'nin Türkiye'nin parçası olduğu coğrafyayla ilgili tüm planlarına karşıdırlar. Bir yanda Türkiye'nin ABD ve Nato yanlısı politikalar izlemesi gerektiğini savunurlar. Öbür yanda bu politikalara karşıdırlar. Bir yanda ABD ve İsrail'in diğer ortadoğu ülkelerine yönelik saldırgan politikalarını ölümüne savunurlar. Öbür yanda Türkiye'nin de bu politikaların kapsayıcılığının dışında olmadığı gerçeği karşısında Amerikan politikalarına karşıt kesilirler. Ağızlarında bir takım gevelemeler vardır. Bu gevelemeler nihayetinde. Otobüsün arka koltuğunda oturunca şöförün otobüsü sürdüğü istikamatten farklı bir yöne gidebileceğini sanmaktır. Bu komplekslerin özünde, yumurtadan çıkan civcivin kabuğuna yabancılaşmasıyla oluşacak travmanın benzeri vardır. Beyinlerindeki ABD kabesini bir türlü kıramazlar. Öyle zihinlerdirki, Büyük Ortadoğu Projesi'nin Türkiye hariç bütün ayaklarını şiddetle savunup, Türkiye ile ilgili kısımlara gelince sızlanırlar. Ortadoğu demokratikleştirilmelidir şiarına sarılıp. Aynı şekilde "Türkiye'nin demokratikleştirilmesi" söylemiyle son yıllarda ne tarz Amerikancı operasyonlar yapıldığını bilmezler. Utanmadan bu operasyonlarada karşı çıkarlar. Türkiye, ABD karşısında Almanya, İngiltere gibi bir "ortak güç" müşçesine tasavvurlar kurarlar. Serzenişle , pazarlıkla BOP içinde kendisine biçilen rolu değiştirebileceğini sanırlar Türkiye'nin. ABD'nin Türkiye'ye biçtiği rol, ılımlı bir islam cumhuriyetidir. Bu projenin bağımsız bir parçası değil, ana bileşenlerinden birisidir. projenin diğer ayakları Türkiye'nin bu role ne kadar yaklaştırıldığıyla mümkün olabilecek unsurlardır. Bir yandan Türkiye'nin Amerikancı ve Nato yanlısı politikalar izlemesi gerektiğini ateşli bir şekilde savunup. Bir yandan ABD ve NATO'nun temel ortadoğu projesine şiddetle karşı çıkmakta. Anca böyle zihinlerde görülebilecek birşeydir. Neticede, dikkate alınmaması gereken, ucuz söylevlerin sahibi zihinlerdir. Bu tarz zihinlerin bolca zikrettiklerine yaşadığı dönemde şiddetle karşı çıkıp, aksinin mümkün olduğunu ispat eden Atatürk'ün adı ise bu zihinlerin ağzında çok eğreti durmaktadır. Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Bence bu bop hamlesinden önce önümüzde çok ciddi bir proje daha var sanırım. Seçimlerden AKP'yi birinci parti olarak çıkaracak proje. Küresel krizin faturasının her gün daha da arttığı ülkemizde bu konunun yanından teğet bile geçmeyen iktidarın bu bela ile nasıl başa çıkacağı bir handikap bile olmazken nasıl oluyorda bugünkü gazetelerdeki beyanına dayanarak T.erdoğan oy patlaması bekliyor? Başbakanın çok rahat kendinden emin bir duruşu var.Hiçte yerel seçim telaşı üzerinde yok. Sürekli oy kaybına rağmen bop 'nin eşbaşkanı nasıl oluyorda bu şekilde beyan verebiliyor? Neye güveniyor? Yada onu bir kahraman yapabilecek yada bütün kararlı kararsız oyları kendisinde toplayabilecek son dakika açılımı ne olabilir? Kömür,beyaz eşya dağıtımı bu ivmeyi yaratmaz. Peki o halde ne olacak ki AKp'nin oylarında bir patlama yaratabilsin? Bop'tan vazgecemeyenler elbette AKP den de vazgememeyeceklerine göre sevgilerimle, Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Evet, işin ilginç yanı sadece AKP'nin değil, CHP'nin de ılımlı İslam açılımlarına açık olması. CHP ne kadar AKP alternatifidir bilmiyorum. Yani seçimi AKP'nin kaybedip CHP'nin kazanması olasılığı ne düzeydedir doğrusu kestiremiyorum. Bunun biraz da yerel seçim sonrası netleşmesi gerekecek. Şimdiden bir şey söylemek zor. Fakat ilginç olan, böyle bir olasılığa karşı dahi önlemlerin alınmış ve alınmakta olduğu. İktidar kim olursa olsun ılımlı İslam açılımının aksatılmayacağı görülüyor. Bunu sadece çarşaf ve Kurân kursu açılımı ile sınırlı yeni gelişmeler olarak görmemek gerek. Ben bu açılımı çoktandır izliyor ve bekliyordum. Bir kere bunun en önemli aşaması, Y. Nuri hocanın CHP'ye girmesiydi. Sonra ne oldu, ne üzerinde anlaşamadılar bilmiyorum. Fakat Yaşar hoca bir reformisttir. Reformist İslam anlayışı, her ne kadar aksi iddia edilse, bizzat savunucuları aksini iddia etse de, ılımlı İslam projesine hizmet eder. Yaşar hocanın ayrılmasıyla CHP'nin dini bir açılım yapmayacağı gibi bir izlenim doğmuştu ama bu izlenim kısa sürdü. Çünkü olayın siyasal boyutundan çok, kamuoyu boyutu çoktan hazırdı. Kamuoyu ılımlı İslam'a çoktan hazırdı. Büyük bir çoğunluk, hem de çok büyük bir çoğunluk dini değerleri yeniden yorumlayıp yeni nesle aşılamazsak, yakın gelecekte çok büyük bir ahlaki dejenerasyon yaşayacağımız inancındadır. Bu inancı en aydın kişiler bile dile getirmekteler. "Allah korkusu ortadan kalkar, yerine başka bir korku da geçmezse işin sonu felakete varır" görüşü yaygındır. İnsanlar Allah korkusu taşımayan birtakım yamyamların Rusya'da geçenlerde olduğu gibi genç bir kızı pişirip yiyeceklerinden, Amerika'daki gibi silahlı bir manyağın bir okula dalıp on - yirmi kişiyi öldüreceğinden endişe ediyorlar. Benim kişisel görüşüm, bunlar Allah korkusu nedeniyle olmuyorsa, bir an önce adalet korkusunun yerleşmeye başlamasının gerektiği. Toplumda son derece azınlıkta olan belirli sayıda psikopat için tüm topluma dayatmalar yapılamaz. Eğer gerekliyse ABD'de bazı eyaletlerde olduğu gibi idam cezasını getirir ve sıklıkla da uygularsınız. Adaletin çözemeyeceği sorun yoktur. Psikopatlara tanrı korkusunun kâr etmediği bilinen bir şeydir. Benim her zamanki görüşüm, bunların ortadan kaldırılması, genlerinin devam etmesine derhal son verilmesidir. Tanrı korkusu aşılayarak psikopatların olmayacağını sanmak gerçekçi değildir. Psikopatlar konusunda tanrıya güvenmeye devam etmek safdillik olur. Evet, Türkiye'de bir psikopatın yirmi kişiyi birden öldürdüğünü ben hatırlamıyorum. ABD'de ise bu tür olaylar oluyor bazen. Bunun nedeni Türkiye'deki psikopatların Allah'tan korkuyor olması değildir. Psikopatların "teknik olanaklar" dan yoksun olmasıdır. Daha ilk bir kaç cinayetlerinde yakayı ele veriyorlar. İkinci neden, ABD toplumunun farklıyı dışlamak konusunda gerçekten çok fazla acımasız oluşu. Bu tür insanlarla okullarda çok fazla alay ediliyor ve çok aşağılanıyorlar. Yaşam standardının yüksek olduğu bir toplumda, dışlanan insanlar çok fazla eziklik hissediyor ve bu ezikliğin patlaması, sıkıştırma oranında şiddetli oluyor. Türkiye suçlulara gerçekten hoşgörü gösterilen bir ülke. Bu yüzden suçlular bir anda büyük bir suç işlemek yerine bir çok küçük küçük suçlar işliyorlar. Ben polisin "bu kişi psikopattır, davacı olursanız başınıza daha büyük dert olur" deyip mağduru davacı olmaktan vazgeçirdiği sayısız olay duyuyorum. Türkiye gerçekten özgün bir ülke. Psikopati konusu normalden bir sapmadır, bu konuda insanlık tıbbı, bilimi acizdir. Bunun nasıl olabildiğini bilmiyoruz. Tıpkı tek derdi karnını doyurmak olması gereken bir kurdun, koyun sürüsüne girince neden elinden geldiği sayıda koyunu öldürmeye çalıştığını bilmediğimiz gibi. Doğada bu tür sapmalar vardır. Bunların nedenini açıklamak zor. Olasılıkla beyin yapılanması ile ilgili düzeltilemez bir durumdur. Bilim beyin yapılanmasına müdahale edebildiği gün, bu işe de el atacaktır. Selçuklu devleti bile psikopatiyi yok ederek çözmeye çalışmıştır. Böyle psikopatlar idam bile edilmezdi. Çünkü idam da insana göre bir cezaydı. Başkent Konya'da Zindankale adlı bir semt varmış hâlen. Bu semtte bir hapishane vardı. Buradan çıkmak söz konusu değildi. Suçlular burada dar karanlık dehlizlerde sürünürken kendiliklerinden can verirlerdi. İnsanlık psikopatinin dehşeti karşısında ne yapacağını her zaman bilememiş ve öfkesine hakim olamamıştır. Bu gerçekten insanlık için ciddi bir sorundur. Fakat "dine karşı çıkmayın, din olmazsa bir psikopat gelir çocuğunuzu okulunda onbeş arkadaşıyla birlikte katleder" türü korkutmacalar, dayatmanın bir parçasıdır. Çocuğunuz altı yaşında löseminin pençesinde kıvrana kıvrana da ölebilir. Korkuların sonu yok! Son olarak, görüşlerimin bir tezat olarak algılanabileceğini bildiğim için, girdiğimiz konfeksiyon mağazası örneğini özellikle vermiştim. Görüşlerimde hiç bir çelişki yoktur, konfeksiyoncu kasasına girecek parayı hesaplamak, biz giydiğimizin üzerine yakışmasını hesaplamak durumundayız. Aynen ekonominin arz-talep dengesine göre işlemesi gibi... Biz de pastacıyızdır örneğin, konfeksiyoncu da ertesi gün bizim dükkanımıza pasta almaya gelir. O zaman da biz kasamıza girecek parayı düşünüyor olacağız. Pastanın yüksek kalori içerdiğini, konfeksiyoncunun oldukça kilolu olduğunu ve yüksek kalorili yiyeceklerin sağlığı açısından riskli olduğunu ona söylemeyi düşünecek değiliz. Bunu ona söylemek doktorunun görevidir... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2009 Haritayı göremedim,demirefe'nin verdiği linkte ebatı oldukça küçük,domuzbağı arkadaşımızın ise hiç açılmadı. Gökyüzü, haritada zor seçilen tek ayrıntı, İsrail'in haritaya dahil olmadığı. Bunu da resmi kopyalayıp bilgisayarında bir belgeye yapıştırırsan büyüttüğünde görebilirsin. İsrail hariç tüm Arabistan'ı kaplayan ve Orta Asya'yı da içine alan harita koca bir ağız gibi açılmasına rağmen, İran'dan hiç parça koparamamış! Ne ilginç değil mi? Bir de başka ilginç bir küçük ayrıntı: Bir internet strateji oyununda bu haritayı kullanmamışlar mı? Birileri dolduruşa gerçekten gelmeye başlamış. Tabii oyun deyip geçmemek lazım. Hadi bil bakalım, strateji oyununda haritayı biraz daha büyütmek için oyuncular ilk nereye saldırır? a. Balkanlar üzerinden Avrupa b. Arabistan'da mutlak hakimiyet için İsrail c. Orta Asya'da mutlak hakimiyet için İran d. Hiçbiri, yurtta sulh, cihanda sulh... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2009 Valla şimdi hukukun çözemeyeceği sorun yoktur dedik ama, bazen öyle şeyler duyuyoruz ki "tuz da kokunca ne yapmak gerek?" diye kara kara düşüncelere dalmaktan kendimizi alamıyoruz. Hukuksuz gözaltı olaylarını bir yana bırakalım, bir ara yol trafik denetimlerinde yapılan alkol muayenesinin geçersizliği üzerine bir karar bozma çıkmıştı. Böyle kararlar nasıl çıkar, anlamıyorum. Alkol test cihazı sürücünün lehine bir uygulamadır. Kan testine götürülmekten kurtulmak için cihaza üflemeyi kabul eder. Eğer cihaz sonucuna itirazı varsa, kan testi talep eder. Sen cihaza üfle, çıkan sonucu kabul et, kan testi isteme, sonra yargıtaya temyize git, o da tutsun bozsun! Bu ne ya? Şimdi de tapu memurunun vatandaşın işini görme karşılığında aldığı para bahşişmiş diye bir bozma kararı duydum. Söyleyecek söz bulamıyorum, klavyem tutuldu! Hayret! Hem de ne hayret... Acaba Haiti'den, Fiji'den mi geliyor bu haberler, Türkiye diye yanlış telaffuz mu ediliyor ajanslarda, nedir? Böyle işler zincirleme fasit döngüye girip gidiyor. Sen işçine hem fazla maaş, hem bir de üstüne ikramiye veriyorsan da memurun çaresiz bakıyorsa, o da kendine ek gelir kaynakları icat ediyorsa, birileri de kalkıp eşitliği kendi çapında sağlamaya çalışır. Kaç iktidar geldi geçti, biri de çıkıp "bu ikramiye ne yahu? Hangi piyangodan çıkıyor bu?" diye sormadı. Adamlar aynı masada karşılıklı çalıştıkları memurun gözünün içine baka baka, sırıta sırıta ikramiye adı altında maaştan ayrı parayı cebe indiriyorlar, zavallı memur yutkunuyor. Bir bu haksızlığı düzeltemeyen bir iktidar, bir gün durmasın gitsin yahu! Heyhaaat, heyhat... Boşa çene çalıyoruz duygusuna sıklıkla kapılıyorum... Pırlantada KDVyi sıfırlayan bir iktidara söylediğim lafa bak, beri gel... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2009 Yani şunu ekleyeyim: Ben bir ülkenin cumhurbaşkanı olsam, bu ülkede devlet çalışanları arasında resmen ve alenen derin ayrımlar yapsa, bir kesime ikramiye adı altında avantadan para verirken aynı işi yapan bir kesim yutkunarak baksa, bu ayrımın yol açtığı adaletsizlikler hukukun işleyişini bile bozarsa, ben uykuyu kaybederim! Çünkü o ülkenin tüm kurumları, yasama, yürütme, yargı benden sorulur. Bunlar arasında çelişme olursa hakem benim! Cumhurun başıyım çünkü! Bu sacayak arasındaki ahengi sağlamakla ben yükümlüyüm! Seçim olsun, ak karaya millet karar versin, bana ne deyip uyuyamam! Ben cumhurbaşkanı isem gece gözüme uyku girmez. Böyle bir şey olamaz. Yürütme rüşveti yasallaştırıyor, yargı kendince adaleti adaletsiz şekilde sağlıyor, ben de uyuyorum! Bunu kabul edemem... Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2009 Gökyüzü, haritada zor seçilen tek ayrıntı, İsrail'in haritaya dahil olmadığı. Bunu da resmi kopyalayıp bilgisayarında bir belgeye yapıştırırsan büyüttüğünde görebilirsin. İsrail hariç tüm Arabistan'ı kaplayan ve Orta Asya'yı da içine alan harita koca bir ağız gibi açılmasına rağmen, İran'dan hiç parça koparamamış! Ne ilginç değil mi? Bir de başka ilginç bir küçük ayrıntı: Bir internet strateji oyununda bu haritayı kullanmamışlar mı? Birileri dolduruşa gerçekten gelmeye başlamış. Tabii oyun deyip geçmemek lazım. Hadi bil bakalım, strateji oyununda haritayı biraz daha büyütmek için oyuncular ilk nereye saldırır? a. Balkanlar üzerinden Avrupa b. Arabistan'da mutlak hakimiyet için İsrail c. Orta Asya'da mutlak hakimiyet için İran d. Hiçbiri, yurtta sulh, cihanda sulh... ABD Afrikaya demokrasi getirir bizde köle ticaretine başlarız. Sevgili demirefe Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2009 Hadi bil bakalım, strateji oyununda haritayı biraz daha büyütmek için oyuncular ilk nereye saldırır? a. Balkanlar üzerinden Avrupa b. Arabistan'da mutlak hakimiyet için İsrail c. Orta Asya'da mutlak hakimiyet için İran d. Hiçbiri, yurtta sulh, cihanda sulh... demirefe, İran ile ilgili olan kısım gerçekten çok ilginç.Nedenini de anlamış değilim Balkanlar üzeinden Avrupa...bu olasılık biraz zorlama gibi geliyor bana,en azından dengeler şimdilik buna izin vermez. SArabistan için mutlak hakimiyette saldırılan değil korunan bir İsrail,daha doğru olmaz mı? Bence "c" şıkkı.Ama dediğiniz gibi,İran'ın olmadığı bir ayrıntıda ki haritada bu şık da bana uzak gelmeye başladı. ...hiçbiri mi...işte bu yanlışın en sırıtan versiyonu... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2009 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2009 Bence "c" şıkkı.Ama dediğiniz gibi,İran'ın olmadığı bir ayrıntıda ki haritada bu şık da bana uzak gelmeye başladı. Doğru mantık. Türkiyenin kimseye saldıracağı falan planda yok. Planlanan, içten içe model ihracı ve konfederasyon süreci. O model de 'Ilımlı İslam'. Bu sayede, ABD düşmanlığı ve Radikal İslam, Ortadoğuda, Türkiye eliyle ılımlılaştırılacak, bu yolla ABD'ye yeni pazarlar sunulacak. Biz de atılan kemiklerle doymaya çalışacağız. Hepsi bu... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.