Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Amerikancı Gürüz, Türk milliyetçisi olabilir mi? Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra bir TV kanalına çıkan YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz, aynen şöyle dedi: - “Amerikan emperyalizmi palavradır. Ben Amerikancıyım. Dünya barışını ancak Amerika sağlayabilir. Türkiye’nin Batı ittifakının dışına çıkması felaket olur.” Gürüz, ilk etapta gözaltına alınmanın vermiş olduğu ‘travmanın’ bir sonucu olarak değerlendirilen bu sözleri, ertesi günü bir başka TV kanalında biraz daha açarak şu ifadeleri kullandı: - “Türkiye hızla Batı ittifakından kopuyor. Ben Türk milletinin menfaatlerini Batı ülkeleri ittifakı içinde, ABD’nin samimi bir müttefiki olarak yer almasını savunan bir insanım. ABD’yi Amerika yapan değerleri paylaşıyorum. Onların dünyanın lideri olması gerektiğine inanıyorum. Ve Türkiye’nin onların politikalarının belirlenmesinde eşit ortak olmasını savunuyorum.” Ve ekledi: - “Ben bir Türk milliyetçisiyim.” * * * Kemal Gürüz, bir ‘Amerikan işbirlikçisi’ olabilir, hatta açık açık kendisinin ‘küreselleşmenin finosu’ olduğunu dahi haykırabilir. Ama, hizmetkârlığını yaptığı ‘Amerikan değerlerini’, Türk kamuoyuna ‘Türk milliyetçiliği’ olarak yedirmeye kalkışırsa, işte bu noktada karşısında ilk önce Türk milliyetçilerini bulur. Kullanılan ifadeler oldukça sinsidir ve Türk milliyetçiğine karşı yapılmış çok büyük bir hakarettir. Kemal Gürüz, bu ülkede tam 8 yıl boyunca ‘YÖK Başkanlığı’ yaptı. Peki bu süre içerisinde, ‘Türk milliyetçiliği’ doğrultusunda hangi icraata imza attı? ‘Başörtüsü’ üzerinden din düşmanlığı yaparak, ülkesine, milletine bağlı olan dindar insanları, ‘inanç hortumcularının’ kucağına yönlendirmenin dışında, arkasında bıraktığı bir tek olumlu iş var mı? * * * Türk milliyetçiliğinin ‘olmazsa olmaz’ birinci şartı, Türk milletini millet yapan unsurlardan biri olan ‘Türk diline’ sahip çıkmaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aynen şöyle diyordu: - “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Oysa Kemal Gürüz, 21 Aralık 1999 tarihinde Hürriyet gazetesine yaptığı bir açıklamada, aynen şu ifadeleri kullanıyordu: - “Türkçe bilim dili değildir, bundan sonra olacağa da benzemiyor. Bilimin ön saflarında olma iddiasında olanlar, İngilizceyi en ince ayrıntı, kıvrıntı, nüansına kadar bilmek mecburiyetindedirler.” Kemal Gürüz’ün açıklamaları ile bir kez daha tescil edilen gerçek, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e ait üniversitelerin ‘hangi kafalara’ emanet edildiğinin açık bir göstergesidir. * * * ‘Türk milliyetçileri’ başlarına tebelleş olan işbirlikçi ‘görevliler’ tarafından ‘uykuya’ yatırılınca, meydanı boş bulan birileri ‘milliyetçilik’ adına ahkâm kesiyor. Yeni YÖK Başkanı’nı ‘İslamcı’ olmakla suçlayıp, AKP’ye karşı muhalefet bayrağını açacağını söyleyen Kemal Gürüz’e, ‘soyu/sopu’ hakkındaki iddiaları karıştırmaya dahi gerek duymadan soruyoruz: Sizler, ‘laik’ Amerikancısınız. Onlar, ‘İslamcı’ Amerikancı. Aranızdaki fark ne? Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 - “Türkçe bilim dili değildir, bundan sonra olacağa da benzemiyor. Bilimin ön saflarında olma iddiasında olanlar, İngilizceyi en ince ayrıntı, kıvrıntı, nüansına kadar bilmek mecburiyetindedirler.” Bilimsel gelişmeler bilimsel ilerlemelerin geldiği sınırlar sebebi ile ne yazık ki sponsorluğa ve maddi kaynaklara ihtiyaç gösteriyor. Bu da mali durumu iyi olan ülkelerde ARGE'ye yüksek pay ayrılmasıyla, bu ülkelerin bilimsel gelişmelere önderlik etmesine yol açıyor. Bilimsel ortamın uygunluğu bu ülkelere beyin göçünü de birlikte getiriyor. Kısır döngü oluşuyor. Zenginlik iyi bilimi, bilimsel yayın ve gelişmeyi, bu da yine zenginliği körüklüyor ve böylece diğer ülkelerle olan fark açılıyor. Bilim öyle bir şey ki, bilimsel araştırma yapacaksanız, öncelikle mevcut bilimsel sınırlardan haberdar olmalısınız. Bu sınırları anlattığım sebeplerden batılı ülkeler çiziyor. Bu ülkelerin başında ABD geldiğinden, bilimsel alanda sadece biz değil tüm dünya ülkeleri İngilizce'yi en ince ayrıntı, kıvrıntı ve nüansına kadar bilmek zorundadır. ABD her yıl bizim ticaret hacmimiz kadar parayı araştırmaya ayırıyor, dünyanın en ileri teknolojisine, laboratuvarlarına sahip. Biz de bir gün bu derece zengin olur diğer tüm temel yaşamsal problemlerimizi çözdükten sonra, bilime bu oranlardan da fazla pay ayırabilirsek, belki bir gün ABD'yi yakalrız, Türkçe yayınlara tüm dünya muhtaç olur ve Türkçe'yi bir numaralı bilimsel dil yaparız. Yoksa ben İngilizceyi öğrenmem, İngilizce hiç bir kaynağı da okumam dersek, ne Türkiye'de bilim gelişir, ne de Türkçe dünya bilim dili haline gelir. Saygılar... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Türk milliyetcisi olsa ne olur olmasa ne olur? Hic bir anlami yok aslinda. Önce insan olmak gerek, ben o sifatlari ararim. Diger taraftan ülkemizdeki kendilerini milliyetci niteleyen kesimler, yani onlarin önder siyasileri, devamli Amerikan emperyalizminin taseronlugunu yapmislardir. Deniz Gezmis ve arkadaslari 6. Filoya def ol derken millietci gecinenler Deniz Gezmis ve arkadaslarini taslamislardir. Hikayelere karnimiz tok. Alıntı
Φ jeune Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 dogru yolu bulmus ve aklanmis ergenekondan yargilananlarda veya suphelilerde bunu soylesinler kimse ugrasmaz onlarla mesela ilhan selcuk oda yazsin kosesinde ayni seyleri kimse ugrasmaz eminim onunla boyle bir ulkede yasiyoruz.. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Bazan "Amerikanci" demekle, sanki vatan haini demek gibi suclarlar insanlari. Oysa, bu suclama yapan insanlar, bu terimleri kolayca kullananlar, Amerikanin ne oldugu bile bilmezler. Cunku okumazlar, arastirmazlar. Bu insanlar icin ben bir ozet verecegim. Oncelikle, ben sunu belirtmem gerekirki hic bir Milletin diger Milletten ustun olmasina inanmam. Hic bir milletin diger milletten asagi olduguna inanmam. Turk ustunlugu palavradadir. Tabii ki Amerikan ustunlugude oyledir. Bu yuzden hic bir zaman anlamadim niye "Ne mutlu Turkum diyene" derler. Ne demektir bu? Islam dininin "ustun" bir din olarak ogretilmis olmasi gibi, Turk milletinin ustun oldugunu ogretirler. Ben kendimi "Turk" olarak tanitmama ragmen ABD'de, hic bir zaman "Ne Mutlu Turkum" diyemem. Cunku bu mantiksiz bir soylemdir. Nitekim, bu zihniyet Turklerin diger Turkiye Vatandaslari ile olan catismalarinin arkasinda olabilir. Olmasa bile, eminimki hic faydasi olmaz. Ozet: Amerika Birlesik Devletleri 1776 de kuruldu ve simdiki kulanilan Anayasa 1787 yazildi. Eger Amerikayi anlamak istiyorsaniz. Amerikanin Anayasasini anlayin. Amerikan gayesini "ideal" bir toplum kurmak. Bu toplumdaki insanlarin irkina, dinine, cinsiyetine bakmamak onlarin mesut olmalari icin. Herkesin hayatta mesut olmasina hakki olduguna inanmak, ve engelleri ortadan kaldirmak. Amerikanin Anayasasi 222 yil sonra, halan ayaktadir. Eklemeler oldu aciklamalar icin, ama ayni Anayasa. Kolelelerin bulundugu bu genc ulkede, bugun babasinin 60 sene evvel lokantada bile yemek yiyemiyecegi bi sehirde, Washinton DC, Cumhur Baskani secildi. Cunku bu idealin pesine kosan toplum anliyorki, tarihimizde, yanlisliklar var, hatalar var. Onlari duzeltmek lazim. "Hurriyet" ve kisisel insanligin ozgurlugunu tanimakla, herkesi esit gormekle, bu ideale dahada yakalasabilirler. Kavusmamislar ama o yolda gidiyorlar? 150 etnik toplumlarin bulundugu bu ulkenin, yabanci ulkelere verdigi yardimlari unutan, tanimiyan, Turkiyeye bile verdigi senelik yardimlari bilmeyen insanlara, gelecek sefer "Sen Amerikancimisin?" sorarsa, siz de ona sorun. "Sen ne demek istiyorsun?" Bu yuzden bence ideali secmek lazim, ABD gibi yani insanlari biribirinden ustun gormemek lazim. Herkese esit davranmak lazim. Yoksa, Turkiye 1921 den beri 4uncu "Anayasasi" yazilan Turkiyede dahada yeni Anayasalar yazilmaya devam edecekler. Not: Dün ABD'de yeni bir baskani 44uncu Cumhurbaskani olarak sectile. Bu baskan iktidara, sakince, kavgasiz, silahsiz, isyansiz, merasimle, saygiyla, torenle geldi. Alıntı
Φ MelHaMe Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Amerika Birlesik Devletleri 1776 de kuruldu ve simdiki kulanilan Anayasa 1787 yazildi. Eger Amerikayi anlamak istiyorsaniz. Amerikanin Anayasasini anlayin. Önce Abd'yi kuranları anlamak gerek... Anayasalar dünyada uygulanmayan hukuksal manada kılıf aracı gören kitaplardır ! Doğru değil mi ? Amerikan gayesini "ideal" bir toplum kurmak. Bu toplumdaki insanlarin irkina, dinine, cinsiyetine bakmamak onlarin mesut olmalari icin. Herkesin hayatta mesut olmasina hakki olduguna inanmak, ve engelleri ortadan kaldirmak. Amerikanin Anayasasi 222 yil sonra, halan ayaktadir. Eklemeler oldu aciklamalar icin, ama ayni Anayasa. Kolelelerin bulundugu bu genc ulkede, bugun babasinin 60 sene evvel lokantada bile yemek yiyemiyecegi bi sehirde, Washinton DC, Cumhur Baskani secildi. Cunku bu idealin pesine kosan toplum anliyorki, tarihimizde, yanlisliklar var, hatalar var. Onlari duzeltmek lazim. "Hurriyet" ve kisisel insanligin ozgurlugunu tanimakla, herkesi esit gormekle, bu ideale dahada yakalasabilirler. Kavusmamislar ama o yolda gidiyorlar? Abd'nin Dünya Jandarmalığı ile İçsel Hareketlerini ayırmak gerek ! 150 etnik toplumlarin bulundugu bu ulkenin, yabanci ulkelere verdigi yardimlari unutan, tanimiyan, Turkiyeye bile verdigi senelik yardimlari bilmeyen insanlara, gelecek sefer "Sen Amerikancimisin?" sorarsa, siz de ona sorun. "Sen ne demek istiyorsun?" Yaptığı yardımları İTAAT, ACI VE ÖLÜM ile geri alanların sorduğu Amerikancı mısın ? diyenlere ne demek istiyorsun diye sorulmaz ! Bu yuzden bence ideali secmek lazim, ABD gibi yani insanlari biribirinden ustun gormemek lazim. Herkese esit davranmak lazim. Yoksa, Turkiye 1921 den beri 4uncu "Anayasasi" yazilan Turkiyede dahada yeni Anayasalar yazilmaya devam edecekler. Acaba kimin sayesinde ??? Not: Dün ABD'de yeni bir baskani 44uncu Cumhurbaskani olarak sectile. Bu baskan iktidara, sakince, kavgasiz, silahsiz, isyansiz, merasimle, saygiyla, torenle geldi. 1)KİM SEÇTİ ??? Bundan önceki siyahilere neler olduğu KAVGASIZ mıydı ? Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2009 Oncelikle, ben sunu belirtmem gerekirki hic bir Milletin diger Milletten ustun olmasina inanmam. Hic bir milletin diger milletten asagi olduguna inanmam. Turk ustunlugu palavradadir. Tabii ki Amerikan ustunlugude oyledir. Bu yuzden hic bir zaman anlamadim niye "Ne mutlu Turkum diyene" derler. Ne demektir bu?Islam dininin "ustun" bir din olarak ogretilmis olmasi gibi, Turk milletinin ustun oldugunu ogretirler. Ben kendimi "Turk" olarak tanitmama ragmen ABD'de, hic bir zaman "Ne Mutlu Turkum" diyemem. Cunku bu mantiksiz bir soylemdir. Nitekim, bu zihniyet Turklerin diger Turkiye Vatandaslari ile olan catismalarinin arkasinda olabilir. Olmasa bile, eminimki hic faydasi olmaz. Öncelikle, Ulusla( Millet ), ırk,kavim, boy vs. farklı kavramlardır. Ulus, modern bir kavramdır.Fransız devriminden önce tarihsel olaylarda millet kavramı kullanılmaz. Ya ümmet vardı, ya da etnisite ile tanımlanan feodal beylikler, krallıklar, şahlıklar... "Ne Mutlu türküm Diyene" Vatandaşlık aidiyeti anlamında Kürtler, Türktür diyorum. Daha doğrusu Anayasamız öyle diyor. Basklarda Fransızdır gibi. Türkler de, Kürtler de bunu böyle anlamalılar artık! Bu topraklarda yaşayan herkesi tarihçiler yüzyıllardır 'Türk' diye nitelemişlerdir, bu coğrafyanın adınada Turkia demişler. Yani, bu tanım, sosyolojik değil, coğrafi ve tarihsel bir adlandırma. Ayrıca, dünyanın en etnikten bağımsız, en ırkçı olmayan ve kapsayıcı, birleştirici tanımıdır. Bunu anlamamak gerçekten 'komik'. Şimdi rahat edelim diye tarihi mi değiştirelim ne dersiniz ? Türk sözcüğünü bir üst kimlik olarak ele alırsak, bunun, Batılıların, Avrupalıların Selçuklulara ve Osmanlılara 1000 yıldır verdiği ad olduğunu görürüz. Avrupalılar, Anadoluya da Türkiye diye gelmişlerdir. Hatta, eski Yugoslavyada Boşnaklara saldıran Sırplar da Türk diye nitelerler onları. Sanırım bunun en belirleyici özelliği müslüman olmaktır. Malum Osmanlı din eksenli bir imparatorluktu. Cumhuriyetle birlikte, bu ismin alınmasında bu durumunda etkisi olmakla beraber çoğunluğu oluşturan Türk etnik kimliğine sahip insanların etkisi de vardır. Bu durumda bu Türk etnik adı nedir diye sormak lazım tabii yani bir alt kimlik anlamında. Türk kelimesi-etnik olarak söylüyorum- Anadoluya gelen Türkmenlerin yüzyıllar boyu yerli halkla karışmasıyla kendiliğinden oluşmuş bir etnisite adı olarak kabul edilmiştir. İşte bu yüzden Atatürk, Hititleri de, Lidyalıları de, Frigleri de atalarımız kabul etmiştir. İlginç bir şey söyleyeyim o dönemlerde Avrupadan, Anadoluya gelen Galatlar, İskoçların, İrlandalıların atası olan Keltlerin bir koluydu ve Çankırı yöresine yerleşmişlerdi. Empoze edildiğinin aksine, Kürtler de Anadoluya sonradan gelmiştir ve yerli halkla karışmıştır. Günümüzde zaten etnik anlamda arı bir ırk yoktur. Bu genetik araştırmaların gelişmesiyle ispatlanmış bir gerçektir. Bu tür bir bakış en son Nazi Almanyasında kalmıştır. Nazımın şiirindeki gibi Uzak Asyadan gelenler, bir kavim ismi olan Türkmenlerdi. Bilim adamları ve araştırmacılar Türkiye sözcüğünün İtalyanca'dan geldiğini kabul ederler. Tarihçi İlber Ortaylı bir makalesinde Cenevizli ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12. yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir.Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir. Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6. yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9. ve 10. yüzyıllarda İdil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır. Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12. yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir. Tarihte 13-14. yüzyıllarda Mısır Memlukları de Türkiye adını kullanmışlardı: ed-devlet üt Türkiya (1250-1387). Batılılar, Turchia halkına hiçbir zaman Türkiyeli demeyip, Türk (Turc) demişlerdir( Wikipedi) Tekrar edeyim. Türk Milleti tarifi, kana, ırka dayalı bir millet tarif değildir. Bu dünyanın en modern tanımıdır. Kürtler yoktur diyen de yoktur, ne bu forumda ne de başka bir yerde. Irka dayalı millet tanımı Almanlar gibi milletler için geçerlidir. Avrupalılar, 1000 senedir, bu coğrafyaya Turkia demiştir. Cumhuriyetle birlikte, bu isme atfen bu topraklarda yaşayan tüm insanlara Türk denmiştir. Türkiyede saf Türk ırkından ( Türkmen, Tatar vs. ) olan kişilerin sayısı azdır. Biz bu Anadolu topraklarındaki antik halklarla, sonradan gelen Türkmenlerin harman olmasından mütevellit bir milletiz. Bu yüzden, Atatürk, Hititleri de, Urartuları da, Frigleri de, Sümerleri de atalarımız saymıştır. Türkçe bu topraklarda kullanılan ortak dil olmuştur, tarih boyunca. Kürtler de bu topraklara Türkmenler ile birlikte sonradan gelmiştir. Aslen İrani bi halktır. Ancak, onlar da Anadoluda karşılaştıkları halklar ile karışmıştır. Zazalar, Harezmşah Türkmenleri ile gelen başka bir İrani grup olan Gurlar ile Türkmenler ve Anadolu halklarının karışması ile oluşmuş, Alevi bir gruptur. Şehirlerde yaşayan insanlar Türkçeyi öğrenmiş ve benimsemiş, dağlık, kırsal alanlarda merkezi yönetimden uzak, dağlık alanlarda yaşayanlar ise ortak dil olan Türkçeyi öğrenmemişlerdir. Kürtlerin bir kısmı, Anadoluya, Çaldıran savaşından sonra Yavuz Selim tarafından, Alevi Kızılbaş Türkmenleri bölgeden uzaklaştırmak için getirilmiştir. Lazlar bu topraklara Kürtlerden çok önce gelmiş, bugün Türk Milletine bağlı ama kendi kültürlerini de yaşayan bir gruptur. Yanlış olarak bilinen tüm Karadenizin Lazlardan oluştuğu zannıdır. Benim gerçek laz arkadaş arkadaşlarım da oldu. Onların hiçbir zaman bu topraklarda yönetimden şikayeti olmamış, yurdu herkes gibi müdaafa eden,vatansever insanlardır ve Türk Milletindendir. Çerkezlere, Çeçenlere, Abhazlara gelince, kitle olarak bu vatana yaklaşık 200 yıl önce gelmiş ve bu vatanı herkesten fazla benimseyip savunumuşlardır. Ayrıca, 1000 sene öncesinde de bu topraklarda yaşayan Çerkezler olmuştur. Tıpkı, Mısırdaki Memlükler gibi... İzmirde Yunanlılara ilk kurşunu atan ve şehit olan Hasan Tahsin de bir Çerkezdir. Çerkezler de Türk Milletindendir. Kültürlerini de hiçbir zaman unutmamaışlardır. Köylerine gittiğiniz zaman bunu çok net anlayabilirsiniz. Kürtler, bu ülkede Kürt oldukları için hiçbir zaman rahatsız edilmemişlerdir. Devletin cezalandırıdğı Kürtler, emperyalistlerin oyununa gelen, emperyalistlerle işbirliği yapıp ülkeyi ve milleti bölmeye kalkan Kürtçülerdir. Kürtler de kendi kültürlerini serbestçe yaşamaktadırlar. Terör bölgelerinde kültürel hakların arkasına sığınıp siyasi isteklerini gerçekleştirmeye çalışanlar, elbette ki tepki görecektir. Devletin televizyonda Kürtçe yayına geçmesi, bu konunun Terör örgütü tarafından istismar edilmesini önleme amacıyla olmalıdır. Roj Tv gibi TVlerden yapılan propogandaya halkın maruz kalmasını önleme açısından doğru bir harekettir. ancak, bögede Türkçe bilmeyip sadece Kürtçe bile vatandaşlarımızın olması nedeniyle, bu yayın, neticede bir yabancılaşmaya da yol açabilir. İşte bu nedenle, bu yayınlarda Türkçe öğretilemesinin de gündeme gelmesi gerekir. Maalesef, ülkemizde, bazı insanlar, bu akitsel tanımı yanlış anlıyorlar ve Türksünüz denmesini etnik kimlikleri inkar etmek olarak algılıyorlar yada onlara böyle algılattırılıyor, empoze ediliyor. Bir de, Türkiyelik diye bir garabet tanım çıkardılar. Onlara göre Millet inşası teritoryal ise, kimlik coğrafi atıflı olmalıymış. Öne sürdükleri örnek ise Fransa.... Oysa, Fransız yada Fransalı kelimesi coğrafi bir gönderme değil, o coğrafyada, o dönemin birçok derebeylerinden biri olan Fransa dükalığının ismiydi. Oysa, 'Türkiyelilik' kelimesinde de de 'Türk' var, bu sefer Türkiyenin etnik olarak Türk olanlara ait olduğunu sananlar çıkar mı dersiniz ? Bu da olmadı en iyisi 'Türkiye' adını da kaldıralım. Benim önerim 'Kütürkiye' ve 'Kütürk', yani bu topraklarda yaşayan herkese 'Kütürk' densin, ülkenin ismi de 'Kütürkiye' olsun, mesele kalmaz. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2009 Bu yuzden bence ideali secmek lazim, ABD gibi yani insanlari biribirinden ustun gormemek lazim. Herkese esit davranmak lazim. Yoksa, Turkiye 1921 den beri 4uncu "Anayasasi" yazilan Turkiyede dahada yeni Anayasalar yazilmaya devam edecekler. Türk vatandaşı Vikipedi, özgür ansiklopedi Türk vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ya da kısaca Türk. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre, Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan kişilerdir. 2007 yılı itibariyle Türk Vatandaşlığına kayıtlı nüfus 70 milyon civarındadır. Anayasalara göre Türk vatandaşı Türkiye Cumhuriyeti anayasalarına göre Türk vatandaşlığının tanımı şöyledir: 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1924 Anayasası) İlk haliyle Türk vatandaşlığının tanımı, 1921 [db 1]Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nu [1] temel alan 1924 Anayasası'nın ilk halinin 88. maddesinde iki fıkra halinde yapılmıştır: Madde 88:- f1 Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur. f2. Türkiyede veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiyede mütemekkin bir ecnebi babanın sulbünden Türkiyede doğup da memleket dâhilinde ikamet ve sinni rüşte vusulünde resmen Türklüğü ihtiyar eden veyahut Vatandaşlık Kanunu mucibince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür. Türklük sıfatı kanunen muayyen olan ahvalde izale edilir. 1937'deki haliyle Türk vatandaşlığının tanımı 1924 Anayasası'nın 5. değişiklikten sonraki halinde yine 88. maddede bütün olarak şu şekilde bulunur[db 2]: Madde 88.- Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir. Türkiye’de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye’de yerleşmiş bir yabancı babadan Türkiye’de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmi olarak Türk vatandaşlığını isteyen yahut Vatandaşlık Kanunu gereğince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür. Türklük sıfatının kaybı kanunda yazılı hallerde olur.[2] 1961 Anayasası Madde 54- Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlık durumu kanunla düzenlenir. Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmıyan bir eylemde bulunmadıkça, vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.[3][db 3] 1982 Anayasası Türk vatandaşlığının tanımını 1982 Anayasası 66. maddede yapar[db 4]: Madde 66. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga: 3.10.2001-4709/23 md.) Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.[4] Bu maddelerde eşit olmayan bir unsur görenler lütfen açık açık yazsın, tartışalım. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2009 dogru yolu bulmus ve aklanmisergenekondan yargilananlarda veya suphelilerde bunu soylesinler kimse ugrasmaz onlarla mesela ilhan selcuk oda yazsin kosesinde ayni seyleri kimse ugrasmaz eminim onunla boyle bir ulkede yasiyoruz.. Evet, Ergenekonun şifresi budur. Kemal Gürüzün belki kendini kurtarmak için birilerine belki de topluma vermek istediği mesaj da budur. Çünkü, sözde Ergenekonla ilişkilendirilip içeri alınanların ortak paydası da budur; Amerikancılık karşıtlığı Amerikancılık, Türkiye'nin, kendi çıkarlarına aykırı bile olsa Amerikan politikalarına paralel davranması, Amerika ile işbirliğini bağlayıcı, teslimiyetçi biçimde adeta Amerikan yalakalığı şeklinde uygulamaktır. Buna karşı çıkan, birbirine tamamen zıt görüşlerde insanlar, Ergenekoncu denilip yargılanmaktadır. Bunların yegane ortak paydası Amerikancılık karşıtlığıdır. Kemal Gürüz, 'Amerikancıyım' derken, ya millete ABDci karşıtlığından dolayı içerde olduğu mesajını vermek istemiş yada kendini kurtarmak için birilerine böyle bir mesaj verme gereği hissetmiştir. Malum, AKP de Amerikancıdır. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Kolelelerin bulundugu bu genc ulkede, bugun babasinin 60 sene evvel lokantada bile yemek yiyemiyecegi bi sehirde, Washinton DC, Cumhur Baskani secildi. Cunku bu idealin pesine kosan toplum anliyorki, tarihimizde, yanlisliklar var, hatalar var. Onlari duzeltmek lazim. "Hurriyet" ve kisisel insanligin ozgurlugunu tanimakla, herkesi esit gormekle, bu ideale dahada yakalasabilirler. Kavusmamislar ama o yolda gidiyorlar? 150 yılda ABD'nin geldiği nokta beyaz kültüre sahip bir melezin Başkan olması ise, Türkiye'den 70 yıl geri demektir eşitlik konusunda. Çünkü, Atatürk’ten sonraki Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Malatya’lı olup Kürt kökenlidir. (1938) Ayrıca, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olan Özal Malatyalı ve Bülent Ecevit Kürt kökenlidir. Bugünkü TBMM’nin de üçte biri Kürt kökenli milletvekillerinden oluşmuş bulunuyor. Şimdiye kadar kurulan 50’yi aşkın TBMM hükümetinde yüzlerce Kürt kökenli milletvekili bakan olmuştur. Şu andaki Başbakan baş danışmanı Cüneyt Zapsu 1925 deki isyanın elebaşısı Şeyh Sait’in torunudur. İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve 10’a yakın bakan Kürt kökenlidir. Türkiye’de önemli bir sermayedar kesim Kürt kökenlidir. Halis Toprak, Ağa Ceylan, Tatlıcılar v.s. bunlardan sadece bir kaçıdır. Obamanın seçilmesiyle, WASP ( White Anglo-Saxon Protestan ) anlayışı daha yeni çözülmeye başlamış demektir ABD'de... Türkiye'den 70 yıl sonra Hayırlı olsun diyelim Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 "Ne Mutlu türküm Diyene" Vatandaşlık aidiyeti anlamında Kürtler, Türktür diyorum. Daha doğrusu Anayasamız öyle diyor. Basklarda Fransızdır gibi. Türkler de, Kürtler de bunu böyle anlamalılar artık! Insanlara zorla kendi kavramlarinizi empoze edemezsiniz. Türkiyede milyonlarca insan "ne mutlu Türküm diyene" cümlesinden sizinkine benzer bir anlam cikartmiyor, tam aksine o cümlenin icerigini irkcilik bazinda görüyor. Siz milyonlarca insani hice sayarak onlari rencide edici cümleleri zorla kavramalarini isterseniz günümüze kadar kavgali bir sekilde gelirsiniz. Yapilmasi gereken rahatsiz olan insanlara kulak verip herkes tarafindan kabul görmeyen deyimleri kullanmaktan geri durmaktir. Siz Türkiye tarihini hic tanimayan 100 kisiye bu cümleyi söyleyin ve sonra ne anladiklarini sorun ve görünki en azindan 90% "ne mutlu Türküm diyene" cümlesini irkci buluacak. Kelime oyunlariyla gercekleri hic bir zaman degistiremeyiz. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Siz Türkiye tarihini hic tanimayan 100 kisiye bu cümleyi söyleyin ve sonra ne anladiklarini sorun ve görünki en azindan 90% "ne mutlu Türküm diyene" cümlesini irkci buluacak. İşte zaten bu yüzden 'eğitim şart' demiyormuyuz, bu deyimin ırkıçılık olmadığını herkese anlatmamız gerekir. Yani, benim açıklamalarımı kabul ediyorsunuz anladığım kadarıyla ama itiraz noktanız bu deyimin Türkiye tarihini bilmeyenler tarafından yanlış anlaşılabileceği konusunda. Bu durumda, bu deyimin ırkçılık olmadığını bilen sizin, benim herkesin bunu bilmeyenlere anlatması gerekir değil mi ? Siz bunu anladığınız halde sırf bilmeyenler yanlış anlar diye bunu ırkçılık olarak nitelerseniz, Türkiye insanlarının toplamından ibaret olan Türk milletini bölme yönünde davranmış olursunuz. Bu durumda da Türk milleti içerisinde yer alan çeşitli etnik gruplar dışındaki alt kimlik olarak Türkmen, Tatar gibi Türk etniğine sahip insanları da zorla ırkçılık yapmaya yönlendirmiş olursunuz. Yani, önce milleti bölüp ondan sonra da halklar kardeştir deyip birleştirmeye çalıışmak anlamsızdır. Siz, eğer, bu ülkede bir çok millet var diyorsanız, her millet için de ayrı ayrı devletçikler kurulmasını teşvik ediyorsunuz demektir. Anlaşılması gereken konu, Türklüğün etnik anlamdan bağımsız bir üst şemsiye anlamında olduğu ve Türk milletini oluşturan çeşitli unsurların da kendi kültürlerini serbestçe geliştirmesinin yanında ortak dilimiz olan Türkçeyi de öğrenmeleri, ortak tarihimizi öğrenmeleri, ortak kadere sahip olduğumuzu kabul etmeleridir. Aksi halde, düşünsenize her grubun kendi çıkarları gereği ayrı ayrı hareket ettiğini, ortak bir ülkümüz olmadığını. Bu aynı gemide yol alırken her gemi çarkını farklı yönlere çevirmeye çalışmaya benzer, neticesi de geminin parçalanması olur. Başka bir amaca hizmet etmez. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 İşte zaten bu yüzden 'eğitim şart' demiyormuyuz, bu deyimin ırkıçılık olmadığını herkese anlatmamız gerekir. Yani, benim açıklamalarımı kabul ediyorsunuz anladığım kadarıyla ama itiraz noktanız bu deyimin Türkiye tarihini bilmeyenler tarafından yanlış anlaşılabileceği konusunda. Bu durumda, bu deyimin ırkçılık olmadığını bilen sizin, benim herkesin bunu bilmeyenlere anlatması gerekir değil mi ? Siz bunu anladığınız halde sırf bilmeyenler yanlış anlar diye bunu ırkçılık olarak nitelerseniz, Türkiye insanlarının toplamından ibaret olan Türk milletini bölme yönünde davranmış olursunuz. Bu durumda da Türk milleti içerisinde yer alan çeşitli etnik gruplar dışındaki alt kimlik olarak Türkmen, Tatar gibi Türk etniğine sahip insanları da zorla ırkçılık yapmaya yönlendirmiş olursunuz. Yani, önce milleti bölüp ondan sonra da halklar kardeştir deyip birleştirmeye çalıışmak anlamsızdır. Siz, eğer, bu ülkede bir çok millet var diyorsanız, her millet için de ayrı ayrı devletçikler kurulmasını teşvik ediyorsunuz demektir. Anlaşılması gereken konu, Türklüğün etnik anlamdan bağımsız bir üst şemsiye anlamında olduğu ve Türk milletini oluşturan çeşitli unsurların da kendi kültürlerini serbestçe geliştirmesinin yanında ortak dilimiz olan Türkçeyi de öğrenmeleri, ortak tarihimizi öğrenmeleri, ortak kadere sahip olduğumuzu kabul etmeleridir. Aksi halde, düşünsenize her grubun kendi çıkarları gereği ayrı ayrı hareket ettiğini, ortak bir ülkümüz olmadığını. Bu aynı gemide yol alırken her gemi çarkını farklı yönlere çevirmeye çalışmaya benzer, neticesi de geminin parçalanması olur. Başka bir amaca hizmet etmez. Hayir sn. Dogrucudavut, ben sizin dediklerinizi kabul ediyorum diye bir sey söylemedim, cünki kabul etmiyorum. Söylemek istedigim siz öyle görüyorsunuz diye sizin görüslerinizi baskalarina zorla empoze edemezsiniz yazdim. Türkiye tarihini taniyanlar arasinda zaten bu deýim kabul görmüyor. Birde tanimayanlara sorsaniz dedim, yani baska ülkelerin mensuplarindan bahsettim, onlar bile ormal görmeyip irkci sayar, cünki buna benzer deyimler tüm dünyada var ve hepside irkcilar tarafindan kullanilir. Herhalde size göre sadece Türkiye'de irkcilik anlaminda kullanilmiyor. Türkiye'de yasadiklarimiza bakinca bu da fazla inandirici degil. Ben "Ne Mutlu Türküm diyene" sözünü asiri milliyetcilik ve sövenist bir davranis olarak görüyorum ve sizin bahsettiginiz gibi hicte öyle masumen bir cümle degil. Kurani kerim gibi hic bir söylem degismeyecek diye bir sey olamaz. Türkiye cografyasi icin dogru olmayan bir cümle bana göre, herkesi kucaklamayan ve Türklükten baskasini red eden bir söylem. Oysa Türkiye gercegi bu söylemin tam zitti. O yüzden bu tür söylemlerin derhal kaldirilmasi gerek. 90 yili askin sadece sorun olmustur, hala tartisma konusu olduguna göre birazda dogru diyenlerin düsünüp bazi gercekleri görmesi gerekir derim. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Türkiye cografyasi icin dogru olmayan bir cümle bana göre, herkesi kucaklamayan ve Türklükten baskasini red eden bir söylem. Oysa Türkiye gercegi bu söylemin tam zitti. O yüzden bu tür söylemlerin derhal kaldirilmasi gerek. 90 yili askin sadece sorun olmustur, hala tartisma konusu olduguna göre birazda dogru diyenlerin düsünüp bazi gercekleri görmesi gerekir derim. Peki, sizin öneriniz nedir bu konuda, ne diyelim ? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Peki, sizin öneriniz nedir bu konuda, ne diyelim ? Illada bir sey söylememizmi gerek? Sadece "ne mutlu Türküm diyene" ile bile sinirli degilki, birde ilkokullarda her sabah "Türküm, dogruyum, caliskanim,....." denmesi var. Bu tür yaklasimlarda bulunan her toplumu cogumuz sövenist ve irkci olarak görürüz, ama nedense söz konusu ülkemiz olunca, akan sular duruyor ve ne dersek dogru oluyor, karsi gelenlerede ithamda bulunarak, siz bizi anlamiyorsunuz diyoruz. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Birde tanimayanlara sorsaniz dedim, yani baska ülkelerin mensuplarindan bahsettim, onlar bile ormal görmeyip irkci sayar, cünki buna benzer deyimler tüm dünyada var ve hepside irkcilar tarafindan kullanilir. Herhalde size göre sadece Türkiye'de irkcilik anlaminda kullanilmiyor. Bir örnek verebilirmisiniz, başka ülkelerde buna benzer deyimlerden ? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Bir örnek verebilirmisiniz, başka ülkelerde buna benzer deyimlerden ? Sn Dogrucudavut, soru sormak galiba sizin mesleginizle ilgili galiba, genelde sadece soru soruyorsunuzda ondan. Ama ben size vereyim bari bir örnek, sizde muhakkak bir kac örnek biliyorsunuzdur ama , soru sormak size galiba daha rahat geliyor. Örnek: Almanya "Ich bin stolz ein Deutscher zu sein" Türkcesi: "bir Alman oldugum icin gururluyum" Bu deyimi Almanya'da genelde NPD ve benzeri irkci düsünceye sahip parti ve onlarin sempatizanlari söyler ve hatta her yürüyüslerinde, dergilerinde duyarsiniz ve okursunuz. Onlarda kendilerine göre aciklama yaparak, yok efendim Alman'lar dünyada bir cok ilimde ilerlemiste onun icin Almanliklarindan gururluymuslar. Duyda inama. Genelde Alman'larin cogu bu deyime karsi gelirler cünki irkcilik iceriyor. Hicbir resmi kurumda bu söylemi duyamazsin, daglarinda yazili olarak göremezsin. Düsününki Almanya'da vatandasligina gecen yabanci kökenli cocuklara okullarda bu deyimi söylettiriyorlar? Ne yapariz acaba hic düsündünüzmü? Tüm Türkiye hakli olarak isyan eder ve Almanya'yi gene hakli olarak resmen nazi devleti ilan ederiz. Ama biz hala ülkemizde yapiyoruz. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Örnek: Almanya"Ich bin stolz ein Deutscher zu sein" Türkcesi: "bir Alman oldugum icin gururluyum" Bu deyimi Deyim, 'Ne mutlu Türk olana' olsaydı haklısınız derdim. Bu aynı şey değil. Çünkü, Almanların millet tanımı kana dayalıdır. Bizim gibi teritoryal değildir. Bizdeki Türk tanımı kana, ırka dayanmaz. Bunu böyle anlayan ırkçıların varolması gerçeği değiştirmez. Ayrıca, size soru sormam neden garip geliyor, sizin ne dediğinizi anlamaya çalışmam sizce kötü bir şey mi ? Evet, tekrar sorayım: Türkiyede yaşayan insanlar hangi millete mensuptur ? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Deyim, 'Ne mutlu Türk olana' olsaydı haklısınız derdim. Bu aynı şey değil. Çünkü, Almanların millet tanımı kana dayalıdır. Bizim gibi teritoryal değildir. Bizdeki Türk tanımı kana, ırka dayanmaz. Bunu böyle anlayan ırkçıların varolması gerçeği değiştirmez. Ayrıca, size soru sormam neden garip geliyor, sizin ne dediğinizi anlamaya çalışmam sizce kötü bir şey mi ? Evet, tekrar sorayım: Türkiyede yaşayan insanlar hangi millete mensuptur ? Anlasilan 90 yil yetmedi sorunlu yasamamiza, herhalde bir 90 yil daha istiyorsunuz, varsin olsun derim ben. Eger mutluysaniz devam etsin derim ayni düzen. Diyecegim bu kadar. kelime oyunlariyla 90 yil kendi kendimizi aldattik ama dünyayi aldatamadik, biz kendi kendimizi aldatmaya ve oyalamaya devam edelim derim. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Anlasilan 90 yil yetmedi sorunlu yasamamiza, herhalde bir 90 yil daha istiyorsunuz, varsin olsun derim ben. Eger mutluysaniz devam etsin derim ayni düzen. Diyecegim bu kadar. kelime oyunlariyla 90 yil kendi kendimizi aldattik ama dünyayi aldatamadik, biz kendi kendimizi aldatmaya ve oyalamaya devam edelim derim. Bizim ne olduğumuza dünyanın mı karar vermesi gerekir, yoksa kendimiz mi ? 90 yıldır altımızı oyanlar mı karar verecek bizim ne olduğumuza ? Bakın, benim dediklerim Baskın Oranın savunmasında dedikleriyle aynı, tek bir fark var. O 'Türkiyelilik' kavramını savunuyor. Ben ise, onun bu konuda dediklerini de çürüttüm. Yukardaki yazılarımda var. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Türk vatandaşı Anayasalara göre Türk vatandaşı Türkiye Cumhuriyeti anayasalarına göre Türk vatandaşlığının tanımı şöyledir: 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1924 Anayasası) İlk haliyle Türk vatandaşlığının tanımı, 1921 [db 1]Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nu [1] temel alan 1924 Anayasası'nın ilk halinin 88. maddesinde iki fıkra halinde yapılmıştır: Madde 88:- f1 Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur. f2. Türkiyede veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiyede mütemekkin bir ecnebi babanın sulbünden Türkiyede doğup da memleket dâhilinde ikamet ve sinni rüşte vusulünde resmen Türklüğü ihtiyar eden veyahut Vatandaşlık Kanunu mucibince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür. Türklük sıfatı kanunen muayyen olan ahvalde izale edilir. 1937'deki haliyle Türk vatandaşlığının tanımı 1924 Anayasası'nın 5. değişiklikten sonraki halinde yine 88. maddede bütün olarak şu şekilde bulunur[db 2]: Madde 88.- Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir. Türkiye’de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye’de yerleşmiş bir yabancı babadan Türkiye’de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmi olarak Türk vatandaşlığını isteyen yahut Vatandaşlık Kanunu gereğince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür. Türklük sıfatının kaybı kanunda yazılı hallerde olur.[2] 1961 Anayasası Madde 54- Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlık durumu kanunla düzenlenir. Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmıyan bir eylemde bulunmadıkça, vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.[3][db 3] 1982 Anayasası Türk vatandaşlığının tanımını 1982 Anayasası 66. maddede yapar[db 4]: Madde 66. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga: 3.10.2001-4709/23 md.) Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.[4] Bu maddelerde eşit olmayan bir unsur görenler lütfen açık açık yazsın, tartışalım. O zaman, belki siz bana acikliyabilirsiniz... Niye "Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlarin" Nüfüs Cüzdaninda hangi din oldugunu yazar? Sozde sekuler olan Devletin ne işi var senin Nüfüs Cüzdaninda hangi dinden oldugunu? Alıntı
Φ taypa Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Insanlara zorla kendi kavramlarinizi empoze edemezsiniz. Türkiyede milyonlarca insan "ne mutlu Türküm diyene" cümlesinden sizinkine benzer bir anlam cikartmiyor, tam aksine o cümlenin icerigini irkcilik bazinda görüyor. Siz milyonlarca insani hice sayarak onlari rencide edici cümleleri zorla kavramalarini isterseniz günümüze kadar kavgali bir sekilde gelirsiniz. Yapilmasi gereken rahatsiz olan insanlara kulak verip herkes tarafindan kabul görmeyen deyimleri kullanmaktan geri durmaktir. Siz Türkiye tarihini hic tanimayan 100 kisiye bu cümleyi söyleyin ve sonra ne anladiklarini sorun ve görünki en azindan 90% "ne mutlu Türküm diyene" cümlesini irkci buluacak. Kelime oyunlariyla gercekleri hic bir zaman degistiremeyiz. Eğer sen kalkıpta kendi kavramınızı gibisinden cümlelerini kullanıyorsan burda bir durmak lazım.Çünkü bu Öncelikle Atatürk'Ün söylemiş olduğu bir özdeğiştir.Bu sözü tanımıyorsun demek Atatürk'Ü saymıyorsun demektir.Zaten bu da seni kaçınılmaz son olan Türk-Kürt ayrımına kadar götürür.Ayrıca kendi kavramınız diyerek söylediğin söz Türkiyede yaşayan kurtuluş savaşından büyük azimle savaşım bağımsızlığını kazanan Türk milletine Atatürk tarafından hediye edilmiştir.Bunda art niyet aramak bu sözde ırkçılık var demek zaten maksatlı bir yaklaşımdır Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 O zaman, belki siz bana acikliyabilirsiniz... Niye "Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlarin" Nüfüs Cüzdaninda hangi din oldugunu yazar? Sozde sekuler olan Devletin ne işi var senin Nüfüs Cüzdaninda hangi dinden oldugunu? Doğru söylüyorsunuz. Bu konu kimseyi ilgilendirmemeli. Benim savunduğum görüş zaten budur. Atatürk'ün laiklik anlayışı da budur. Din vicdani bir olaydır. Ancak, birisiyle yakınlaştığınız zaman konusu olabilecek kişiye özel bir konudur. Dışa yansıtmak modern bir yaklaşım değildir. Tüm Atatürk devrimlerinin ( Kıyafet, Şapka, Harf vs. ) ortak mantığı bu yöndedir. Şimdi neden böyle derseniz, bunun sebebi 1950'den itibaren Türkiyede olan karşı devrim. Yani, Türkiyede Atatürk devrimleri tamamlanamadan karşı devrim başlamıştır 1950den itibaren..Sanırım kısaca anlatabildim. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Eğer sen kalkıpta kendi kavramınızı gibisinden cümlelerini kullanıyorsan burda bir durmak lazım.Çünkü bu Öncelikle Atatürk'Ün söylemiş olduğu bir özdeğiştir.Bu sözü tanımıyorsun demek Atatürk'Ü saymıyorsun demektir.Zaten bu da seni kaçınılmaz son olan Türk-Kürt ayrımına kadar götürür.Ayrıca kendi kavramınız diyerek söylediğin söz Türkiyede yaşayan kurtuluş savaşından büyük azimle savaşım bağımsızlığını kazanan Türk milletine Atatürk tarafından hediye edilmiştir.Bunda art niyet aramak bu sözde ırkçılık var demek zaten maksatlı bir yaklaşımdır Malesef, siz yaniliyorsunuz burada ne demek istenildigini... Evet, haklisiniz bu Ataturkun söylemiş olduğu bir özdeğiştir. Ve Ataturku (kendi bagimsiz bir dusuncem ile) en onemli liderlerden biri olarak taniyip, ona saygi duyarim. Onun sozlerinin , belli bir zamani, belli bir yeri vardi... Bizim bahsettigimiz, Ataturkten SONRA, bu soylem "irkci" olarak kulanilmistir! Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2009 Eğer sen kalkıpta kendi kavramınızı gibisinden cümlelerini kullanıyorsan burda bir durmak lazım.Çünkü bu Öncelikle Atatürk'Ün söylemiş olduğu bir özdeğiştir.Bu sözü tanımıyorsun demek Atatürk'Ü saymıyorsun demektir.Zaten bu da seni kaçınılmaz son olan Türk-Kürt ayrımına kadar götürür.Ayrıca kendi kavramınız diyerek söylediğin söz Türkiyede yaşayan kurtuluş savaşından büyük azimle savaşım bağımsızlığını kazanan Türk milletine Atatürk tarafından hediye edilmiştir.Bunda art niyet aramak bu sözde ırkçılık var demek zaten maksatlı bir yaklaşımdır Yanilan malesef sizsiniz, ülkeyi hepimiz beraber kurtardik, kürdüyle, Türküyle, cerkeziyle, Laziyla, .... beraber. Tarihe bakarsaniz Kürt sorunu yeni degildir cok eskilere dayanir. Ben yanlis olan hic bir deyimi kabul etmem, kim derse desin önemli degil. Atatürk tanri degil, ister inanin ister inamayin Atatürk'e karsi büyük saygim var ve bir o kadarda minnettarim, ama bu demek degildirki su veya bu konuda hatasi veya eksigi olmamistir. Sizin Atatürk'e bakis aciniz maba seriatcilarin dine ve kurana bakis acilarini animsatiyor. Her iki bakis acisi arasinda hic bir fark yok. Her ikiside fudamentalistliktir ve kafayi kuma gömmektir. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.