Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bu Yıl Neyi Kurban Edeceksiniz Hiç Düşündünüzmü...?...


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Hiç düşündünüzmü neden kurban kesiyoruz, diğer ibadetlerde de olduğu gibi Yüce Allahın bizim kesecegimiz hayvana mı ihtiyacı var? Her kim Hz. İbrahim'i ve Hz.İsmail'i yeterince tanıyıp anlamışsa, ve kendine rehber edinmişse muhakkak kurtuluşa erenlerden olmuştur.

 

Kurban da amaç Hz. İbrahim gibi en sevgiliyi Allah yolunda adamak değil midir? Allah için vazgeçilmezinden vazgeçmek değil midir? Allah'a olan sevgimizi kanıtlamak için, diğer sevdiklerimizi ve korkularımızı bıçak altına yatırmak değil midir? Aksi halde bir hayvanı kurban etmek nefse kolaydır. sadece cebinden bir miktar para eksilir.

 

 

Oysaki yürekten birşeyler gitmedikçe, yürek kendisinden ayrılanın acısıyla yanıp kavrulmadıkça, ve bu acıya sadece Allah için sabretmedikçe, kısacası bedeli yüreğimizle amellerimizle ödemedikçe sizce bizim sadece KESİLEN BİR HAYVAN olan kurbanlarımızın Allah katındaki degeri tam yerini bulmuş mudur?

 

İşte biz kurbanlarımızı bir hayvanı bıçak altına yatırmak olarak eda ettiğimiz için, bizim yaşantımızda hiç birşey değişmedi. Hep vazgeçemediğimiz sevgilerimizi ve korkularımızı adeta ilah edindik;

 

(FURKAN 43)- Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilah edineni gördün mü?

 

(HİCR 95)-" Ki onlar, Allah ile beraber başka ilahları (ortak) kılmaktadırlar; onlar yakında bilip-öğreneceklerdir.

 

(İSRA 22)-" Allah ile beraber başka ilahlar edinme, yoksa kınanmış ve kendi başına (yapayalnız ve yardımcısız) bırakılmış olursun. " Yada Allahın hoşuna gitmeyen kötü amellerimizle hep barışık yaşadık. Ve her yıl bir hayvanı kurban etmeklede sadece kendimizi bir ibadedi yapmış olmanın rahatlığıyla avuttuk. Bilmedik ki sadece avunduk. Acaba Allahın bizden istediği sadece bir hayvan kesmemiz miydi?

 

 

(Hacc 37)- Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele

 

 

Bunca yıldır hep Allah'a hayvanları kurban ettik oysaki Rabbimizin bizden beklentisi TAKVA mızdı. Biz takva elbiselerimizi giymeyişimizden ötürü, yaktı çıplak tenimizi güneş, dondurdu soğuk, yaralayıp geçti küfrün dikenleri çünkü korumasızdık . Bunca acılarla yoğrulurken hayatımız Allah'ın rahmetini şuursuzca bekledik ve o rahmet inmedikçede çoğumuz isyan ettik. Hz. İsmail'e inen rahmet (KOÇ) neden her yıl kurban kestiğimiz halde bizede inmiyor diye sabırsızlandık.. Ama şeytan bize hep unutturdu bu rahmetin inmeyişinin bizim kadere rızada ve Allah için bedel ödemede Hz. İbrahim ve Hz. İsmail. olamayışımızdan olduğunu.

 

İnşallah bu yıl kurbanlarımızı Allah'ın katında makbul olan kurbanlardan seçeriz. Bu kurbanların canı canımızdan ayrılır ve cennette bize ölümsüz hayatı getirir, kanı yüreğimizden akar ve Allah'a ulaşırken hata, kusur ve günahlarımızı temizleyerek ulaşır. Bilmeliyizki vazgeçişlerimiz bizim cennetimiz olacak, Vermeden alamayız, bedel ödemeden sahip olamayız.

 

 

Artık düşündünüz mü bu yıl NEYİ KURBAN EDECEKSİNİZ ???

 

 

 

Bıçak altına yatırdığımız hayvanla birlikte Allah'ın hoşuna gitmeyen hangi amelinzi veya amellerinizi yatıracaksınız?

 

.....Allah'ın emirlerine karşı gevşekliğinizimi?

 

.....Haramlara karşı meylinizimi?

 

.....Helal olmayan arzularınızı, tutkularınızı, şehvetlerinizimi?

 

.....Dünyaya olan aşırı sevgi ve bağlılığınızımı?

 

.....Allah'tan korkar gibi korkup ibadetlerinizi aksattığınızı veya yapmadığınız TAĞUTlarınızımı?

 

.....Allah'ı sever gibi sevipte sevgisinden sarhoş olduklarınızımı?

 

.....Dedikodu yapan, konuştukça yaralayan kıran, inciten, kalp kıran dillerinizimi?

 

.....Allah'tan gelen musibetlere karşı sabırsızlığınızı isyanınızımı?

 

 

 

Artık düşündünüzmü bu yıl Allah'ın hoşuna gitmeyen hangi yanınızı KURBAN EDECEKSİNİZ.....?????.....

 

nazlı yenidünya ***

Gönderi tarihi:

Kurban kesmek farz mıdır ve Kuran'da kurban bayramı uygulaması var mıdır?

 

Kuran'da kurban kesmek sadece hac ibateti YERİNE GETİRİLDİĞİ SIRADA FARZ KILINMIŞTIR. YANİ KURBAN HACCA GİDEN HACILAR TARAFINDAN KESİLİR. KURBAN KESMEYİ ALLAH'A OLAN TESLİMİYETİN VE SAYGININ BİR SEMBOLÜ OLARAK ANLAMAK VE ALLAH'A YAKLAŞMAYA BİR VESİLE GÖRMEK GEREKİR. YOKSA AYETİNDE İFADESİYLE KESİLEN HAYVANLARIN NE ETLERİ NE DE KANLARI ALLAH'A ULAŞMAZ ALLAH'A ULAŞACAK OLAN SADECE KULLARIN TAKVALARIDIR.

 

Hac Suresi Ayet 37: Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirdir ki, sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver.

 

Daha sonraları bu uygulama hacca GİDEMEYEN KİŞİLER TARAFINDANDA BULUNDUKLARI YERLERDE YERİNE GETİRİLMEYE BAŞLANMIŞ VE ARDINDAN KURBAN BAYRAMI UYGULAMASI OLUŞMUŞTUR. KURBAN BAYRAMININ HACILARIN HACDA KURBAN KESMEKLERİ İLE AYNI DÖNEME GELMESİNİN NEDENİ BUDUR.

 

Kurban'ın hiç bir ayetinde bayram uzgulaması yer almaz. YANİ BAYRAM YADA BAYRAM NAMAZI TAMAMEN GELENEKSEL KABULLERE DAYANAN UYGULAMALARDIR. ANCAK BURADA BELİRTİLMESİ GEREKLİ OLAN BİR HUSUS VARDIR ODA BU ŞEKİLDE BİR UYGULAMANIN YAPILMASININ KURAN'A AYKIRI OLMADIĞIDIR. YANİ MÜSLÜMANLARIN KENDİ ARALARINDA GELİŞTİRİP GELENEKSELLEŞTİRDİKLERİ BU GİBİ UYGULAMALARIN ÖZELLİKLE İNSANLARIN KAYNAŞMALARI VE YAKINLAŞMALARINA VESİLE OLMASI VE DİNİ BİR TAKIM DUYGULARIN CANLANMASI AÇISINDAN OLDUKÇA ETKİLİ VE GÜZELDİR. ANCAK BU SOSYOLOJİK BİR HADİSEDİR, MÜSLÜMANLARIN GENELİNİ BAĞLAYICI BİR FARZ DEĞİLDİR. RAMAZAN BAYRAMI DA AYNI BU ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKMIŞ BİR HADİSEDİR. KURAN'DA YERALMAZ. ALLAH İÇİN BİR AY BOYUNCA BELİRLİ SAATLERDE YEMEK İÇMEK VE CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEKTEN UZAK DURAN MÜSLÜMANLAR YAPMIŞ OLDUKLARI İBADETLERİNİN BİR KUTLAMASINI YAPMAKTADIRLAR.

 

-http://www.kurandakidin.net/sss/sssoku.asp?id=38-

Gönderi tarihi:

Kurban etmek binlerce yıllardan gelen geleneklerden biridir. Tevrat kitabından alınan Islam hikayeleri, kurban kesmeyi diğer çalınan adetler gibi ... aşırı derecede uygulanmış bir gelenektir.

 

Hacca gidenler Kurban kesme geleneğini (Arap Hükümetine "gelir" getirerek) devam ederler. Türk Hükümetide hac ücreti alır gidenlerden. Türkiyede bu gelenekler aşırı derecede devam eder, bilhassa doğu taraflarda, yeni evlenen çiftlere kurban kesilir. Kanlarını da alınlarına sürerler. Yağmur yağmadığı zaman Cuma günleri kurban kesilir. Yeni bir araba mı alındı? Hemen kurban kesilir. Araba, kanın üzerinden geçer, uğur sayılır. Devlet büyükleri de kurbanla karşılanır. Fabrika açıldığında kurban kesilir. Kan akıtmak, uğur ve mutluluk anlamına gelir.

 

Kan ... Kan ... Kan .... Bunun gibi bir çok sebeplerden dolayı, katliam devam eder. Güzel bir ders öğrettiği yok.

 

Belki bir gün, insanlar hayvanlar yerine, bu batıl inançları kurban ederler. Kan dökme adetinin bir kutsallığı olmadığını anlarlar.

Gönderi tarihi:

Sayin Nazli64 cok guzel bir sekilde aciklamis neden kurban kesiyoruz diye sayin dogrucudavutta guzel bir sekilde noktayi koymus diyecek fazla birsey yok ama halen islam dinine, geleneklerin goreneklerin uygulanmasindan rahatsiz olanlar var merak ediyorum acaba bu rahatsiz olanlar et yemiyorlarmi ?? diyelimki et yemiyorlar vejeteryanlar sebze ve bitkilerle besleniyorlar peki o sebze bitkiler tarlalarda bahcelerde nasil toplaniyorlar onlardan kan akmiyor diye peki bu bir katliam degilmi.. Son yillarda hristiyan gelenegi olarakta herkes evlerine cam agaci alip susluyolarlar peki o cam agaclari birer katliam degilmi veyahut yilbasi gecesi hindi yemiyorlarmi havaii fiseklerle havayi kirletmiyorlarmi hava kirliligi degilmi buda bir katliam degilmi hemde insan katliami ? bu ofkenin tepkinin yoksa sadece islam dinine ve muslumanlara karsimi yok efendim neymis arap hukumetini kalkindiriyormusuz peki havaii fiseklerle ve cam agclariyla kimleri kalkindiriyoruz ?? birakalim bu ciftestandardlari.. Tamam kurban kesimleri hijenik ortamda olmali ve hayvana fazla aci cektirmemeli ona birsey demiyorum ama bugun islam dini kurban bayrami emrediyor diye binbir turlu elestiride bulunanlar acaba bunu hristiyan alemi kutlamis olsaydi ne diyeceklerdi tepkileri aynimi olacakti yada yilbasinda okadar hindi kesiminde neden bu arkadaslarin bir yorumu olmuyor hayret diyorum..

saygilar

Gönderi tarihi:

Sürekli aynı savunmalar yapılıyor. Et yemiyor musunuz, hindi kesilmiyor mu...vs. Burada Süheyla çok açık ve net bir şekilde kan dökmenin uğuruna, belayı savacağına dair olan abuk inanç üzerinden eleştiri yapıyor.

 

Milletin et yemesiyse derdiniz, niye hayvanı o gün kesiyorsunuz, kanını niye illa akıtmanız gerekiyor, kasaptan yirmi otuz kilo et alıp niye dağıtmıyorsunuz? Çünkü kanı akıtmanın tanrının hoşuna gideceğine inanıyorsunuz. Kurbanın kanı akınca sizin kanınınzın akmayacağına, tanrının kan görme isteğinin yatışacağına inanıyorsunuz. Yalan mı? Batılı zorunlu görüp hindi kesmez, hindiyi marketten alıp götürmeyi de pekala bilir. Böyle ortalığı kan göllerine çevirmez...

Gönderi tarihi:

Sayin demirefe

zaten hergun o hayvanlar kesilmiyormu kesiliyor nicin ozaman bir tepki gostermiyorsunuzda ozellikle kurban bayramlarinda bu tepki madem hayvanlarin eziyet edilgini savunuyorsunuz ozaman hic bir zaman kesilmesin mademki hayvanlarin eziyet edildiginden sikayetcisiniz.. peki diger gunler hayvanlar mezbaya kesilmeden once ne iskencelerle getiriliyor bunu biliyormusunuz ?? Bu iskence degilmi.. Ayrica batililarin nasil hayvanlari kestigine dair bir fikriniz varmi ???

Sizin tepkiniz sadece o gun islam aleminin bayrami oldugu icin baska bir nedeni yok.. Cunku kasaptan et alirsa hayvan iskence gormemis oluyor degilmi :)

Saygilar

Gönderi tarihi:
zaten hergun o hayvanlar kesilmiyormu

Nasıl ameliyat ameliyathanede uzman kişilerce yapılmak zorundaysa, hayvan kesimleri de öyle yapılmak zorunda olmalıdır. Mezbahalar denetlenebilir ruhsatlı yerlerdir ve aykırı durumlar varsa görevliler bunlara müdahale edebilir, etmelidirler. Örneğin hayvan şoklanabilir, kesildiğini bile anlamaz. Zaten bu önlemleri mezbahada da alamayan aciz bir devlet varsa, koyuverelim ipin ucunu, herkes ne hali varsa görsün mü demeliyiz? Hayır, devleti geliştirmeye çalışmalıyız.

 

Eğer hepsini (hadi büyük çoğunluğunu diyelim de ertesi gün kesilmiyor mu sanki diye itiraz eden çıkmasın) bir gün içinde kesmek zorunda olduğunuz bir hayvan sırası varsa, bu hayvanlara gerçekten büyük bir eziyete dönüşür. İşini çabuk bitirip sıradaki hayvanı da halletmek ve akşam olmadan sıradaki tüm hayvanları bitirmek zorunda olan kasap oldukça düşüncesizce davranacaktır.

 

Sevabına ermek için bıçağı eline alan amatör kasapları hesaba bile katmıyorum. Bu tam bir utanç tablosu! Bu yüzden kurban bayramından nefret ediyorum ve İslam dininin en katlanılamaz yönlerinden biri olarak algılıyorum...

 

Tepkim bayrama olsaydı, müslümanların bayram etmesini kıskansaydım ramazan bayramına da laf ederdim herhalde. Hani Nasrettin hocaya demişler: "Bu insanoğluna iyilik yaramaz hocam! Yaz gelir sıcak der, kış gelir soğuk der." Hoca hiç istifini bozmamış:

 

"Bahara laf eden oldu mu?"

Gönderi tarihi:

Not: Resim grafik olarak zararli icerik icerdiginden kaldirilmistir.

 

Sayin Demirefe Sizin uygun gordugunuz yontem yukaridaki resim gibimidir benim fikrimi sorarsaniz oda malesef hayvana iskence cektirmektir.. Ayrica ben Her onune gelen hayvan kessin demedim ilk iletimdede bunu acik ve net sekildede yazdim ama sizin tepkinizin hayvanlara eziyet degilde kurban bayraminda kesildigi icin ilk iletinizi okursaniz gayet acik sekilde bu anlasiliyor.. Bellimi olur belki Ramazan bayramindada oruc tutuyorlar diye tepki gosteriyorsunuzdur bunu ben bilememem ama eger Insanlar ayni ulkede yasiyorlarsa biraz insanlarin dini goruslerine saygi gostermek gerekir saygi gostermezseniz saygi goremezsiniz kimse sen kurban kesmiyorsun diye sana birsey diyormu hayir veyahut kasaptan et aliyorsun diye karsi cikiyorlarmi hayir O halde neden siz insanlar kurban kesiyorlar diye yadirgiyor ve ilkel bir yaklasim olarak goruyorsunuz ??

saygilar

Gönderi tarihi:
Sayin demirefe

zaten hergun o hayvanlar kesilmiyormu kesiliyor nicin ozaman bir tepki gostermiyorsunuzda ozellikle kurban bayramlarinda bu tepki madem hayvanlarin eziyet edilgini savunuyorsunuz ozaman hic bir zaman kesilmesin mademki hayvanlarin eziyet edildiginden sikayetcisiniz.. peki diger gunler hayvanlar mezbaya kesilmeden once ne iskencelerle getiriliyor bunu biliyormusunuz ?? Bu iskence degilmi.. Ayrica batililarin nasil hayvanlari kestigine dair bir fikriniz varmi ???

Sizin tepkiniz sadece o gun islam aleminin bayrami oldugu icin baska bir nedeni yok.. Cunku kasaptan et alirsa hayvan iskence gormemis oluyor degilmi :)

Saygilar

 

Anlasilmiyan veya anlamak istemediginiz bu soru:

 

Boğazından kanlar fışkırırken, bacakları titreyen, çırpınan bir kücük kuzuyu, aile tarafindan seyretmek, bilhassa 4-5 yaşlarında ki bebeklerin seyretmesindeki kutsallıkmıdır yoksa vahşilikmidir? Bu bebekler ne öğreniyorlar bu kan dökmekten? Hayata saygımı? Yoksa Allah yolunda kan dökmekmidir?

Gönderi tarihi:
Anlasilmiyan veya anlamak istemediginiz bu soru:

 

Boğazından kanlar fışkırırken, bacakları titreyen, çırpınan bir kücük kuzuyu, aile tarafindan seyretmek, bilhassa 4-5 yaşlarında ki bebeklerin seyretmesindeki kutsallıkmıdır yoksa vahşilikmidir? Bu bebekler ne öğreniyorlar bu kan dökmekten? Hayata saygımı? Yoksa Allah yolunda kan dökmekmidir?

 

Sayin suheyla

Ben yukarida ilk mesajimda nasil kesilmesi gerektigini zaten yazmisim fazla bir aciklama geregi gormuyorum

saygilar

Gönderi tarihi:
Nasıl ameliyat ameliyathanede uzman kişilerce yapılmak zorundaysa, hayvan kesimleri de öyle yapılmak zorunda olmalıdır. Mezbahalar denetlenebilir ruhsatlı yerlerdir ve aykırı durumlar varsa görevliler bunlara müdahale edebilir, etmelidirler. Örneğin hayvan şoklanabilir, kesildiğini bile anlamaz. Zaten bu önlemleri mezbahada da alamayan aciz bir devlet varsa, koyuverelim ipin ucunu, herkes ne hali varsa görsün mü demeliyiz? Hayır, devleti geliştirmeye çalışmalıyız.

 

Eğer hepsini (hadi büyük çoğunluğunu diyelim de ertesi gün kesilmiyor mu sanki diye itiraz eden çıkmasın) bir gün içinde kesmek zorunda olduğunuz bir hayvan sırası varsa, bu hayvanlara gerçekten büyük bir eziyete dönüşür. İşini çabuk bitirip sıradaki hayvanı da halletmek ve akşam olmadan sıradaki tüm hayvanları bitirmek zorunda olan kasap oldukça düşüncesizce davranacaktır.

Sevabına ermek için bıçağı eline alan amatör kasapları hesaba bile katmıyorum. Bu tam bir utanç tablosu! Bu yüzden kurban bayramından nefret ediyorum ve İslam dininin en katlanılamaz yönlerinden biri olarak algılıyorum...

 

Tepkim bayrama olsaydı, müslümanların bayram etmesini kıskansaydım ramazan bayramına da laf ederdim herhalde. Hani Nasrettin hocaya demişler: "Bu insanoğluna iyilik yaramaz hocam! Yaz gelir sıcak der, kış gelir soğuk der." Hoca hiç istifini bozmamış:

 

"Bahara laf eden oldu mu?"

 

İşin garip kısmı Kurban kesiminin bir merasim tarafının göz ardı edilmesi (burda itinasız davranalar çıkabilir buna itiraz edenlerin haklı tarafı bu) Ve Kur ab edilecek kurbanlıkların özenle seçilmesi olayı var ki bunu anlamak için tahsil lazım değil ( belliki birilerine gerekiyor) Diğer taraftan insan düşünmeden edemiyor Maymunların kafatasları kesilip canlı canlı beyinlerinin yenilmesini protesto eden hiçbir teist göremedim bu güne kadar ve yine maymun (ki tesitlerin inancına göre ataları onlardır) ları öven hiç bir bayramları yoktur!!!

Sanırım kedi kurban edenlerleride tenkit etmişlerdir rastlamadığımdan dolayı ilginç gelmiştir buna neden duyarlı olmadıkları. İnsan kurban edenlere gelince onlara karşı ki vardır örnekleri nasıl bir hareket edecekleri hakkında (ömürleri vefa eylerse ) daha bir karara varamamışlar diye biliyorum vardıklarında foruma asarlarsa minnet borcu bileceğim (ensest ilişki ekonomik hukuk vs bunları irdeleme gereği bile duymama gibi bir hissiyata sahibim teist arkadaşlar hakkında) Evrensel normlar :)

Gönderi tarihi:
İşin garip kısmı Kurban kesiminin bir merasim tarafının göz ardı edilmesi (burda itinasız davranalar çıkabilir buna itiraz edenlerin haklı tarafı bu) Ve Kur ab edilecek kurbanlıkların özenle seçilmesi olayı var ki bunu anlamak için tahsil lazım değil ( belliki birilerine gerekiyor) Diğer taraftan insan düşünmeden edemiyor Maymunların kafatasları kesilip canlı canlı beyinlerinin yenilmesini protesto eden hiçbir teist göremedim bu güne kadar ve yine maymun (ki tesitlerin inancına göre ataları onlardır) ları öven hiç bir bayramları yoktur!!!

Sanırım kedi kurban edenlerleride tenkit etmişlerdir rastlamadığımdan dolayı ilginç gelmiştir buna neden duyarlı olmadıkları. İnsan kurban edenlere gelince onlara karşı ki vardır örnekleri nasıl bir hareket edecekleri hakkında (ömürleri vefa eylerse ) daha bir karara varamamışlar diye biliyorum vardıklarında foruma asarlarsa minnet borcu bileceğim (ensest ilişki ekonomik hukuk vs bunları irdeleme gereği bile duymama gibi bir hissiyata sahibim teist arkadaşlar hakkında) Evrensel normlar :)

 

Hanif Kardeş,

 

1-Ben bir Müslümanım.

 

2-Teist Tanrıtanızmaz( Ateist) demek değildir. Müslümanlar için de Deist denebilir. Belki, kelimeyi yanlış yazmışsın dikkatsizlikten, belki de Ateist anlamında yazmışsın. Lütfen, ukalalık olarak algılama, sadece bir hatırlatma yapayım dedim.

 

3-Evrim teorisi Kurana aykırı değildir.

 

4-Evrim teorisine göre İnsanlar, maymundan gelme değil, hem maymunların hem de insanların atası olan Primatlardır.

 

5-Hayvan hakları savuncuları arasında Ateistler de olabilir ve vardır.

 

6-Kurban bayramı diye bir şey Kuranda yoktur. Bu bir gelenektir ancak Müslümanlar arasındaki kardeşliği teşvik ettiği için kaldırılmaması gerektiğini düşünüyorum.

 

7-Sokakta Kurban kesilmesine karşı olmak gerekir. Bunun yerinin işinin ehli kasapların olduğu ruhsatlı mezbahaneler olması gerekir.

 

8-İslami kesim usülleri hayvana en az acı çektiren yöntemdir.

 

9-Evrensel normlar, Kuranın da öngördüğü, insanın fıtratından kaynaklanan Doğal Hukukun gereğidir.

 

10-Bugün ensest ilişki müslüman toplumlar gibi geri bıraktırılmış toplumlarda görülen bir çarpıklıktır

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sürekli aynı savunmalar yapılıyor. Et yemiyor musunuz, hindi kesilmiyor mu...vs. Burada Süheyla çok açık ve net bir şekilde kan dökmenin uğuruna, belayı savacağına dair olan abuk inanç üzerinden eleştiri yapıyor.

 

Milletin et yemesiyse derdiniz, niye hayvanı o gün kesiyorsunuz, kanını niye illa akıtmanız gerekiyor, kasaptan yirmi otuz kilo et alıp niye dağıtmıyorsunuz? Çünkü kanı akıtmanın tanrının hoşuna gideceğine inanıyorsunuz. Kurbanın kanı akınca sizin kanınınzın akmayacağına, tanrının kan görme isteğinin yatışacağına inanıyorsunuz. Yalan mı? Batılı zorunlu görüp hindi kesmez, hindiyi marketten alıp götürmeyi de pekala bilir. Böyle ortalığı kan göllerine çevirmez...

 

Hem yalan,hem de sizin önyargınızın göstergesi..

 

Başlığı açan arkadaşımızın sorguladığı şey o kadar açık ve güzel ki,bunu görmekten bile korkmuşsunuz..İçinde Allah adı geçen herkonuda bukadar fevrileşmenin anlamı ne ki..? Bunu anlayamayacak kadar göremiyor olamazsınız bence..Kasaptan da alınıp dağıtılsa,o hayvan kesilmiş olacak,kesilmek zorunda..Tıpkı yıl boyu mezbahalarda,ayaklarından yürüyen bantlara asılarak kesilen diğer hayvanlar gibi..

 

Batılı hindiyi kesmez,ama dini bayramlarında tüketimini tavan yaparak kesilmelerine büyük bir katkıda bulunur..Batılı domuzları nasıl öldürür bir araştırın bakalım..Batılı alır eline sopayı fok yavrularını döverek öldürür..Batılı ördek ve kazı boğarak öldürür..Batılı istakozu kaynar suya atar öldürür..Batılıymış peh!!

 

Bu kurban bayramıdır..Etinin ve derisinin bir gramı boşa gitmeden değerlendirilen bir kurban ibadeti vardır..İnanan ve dileyen kurbanını keser..Buyrun gücünüz yetiyorsa değiştirin..

 

Saygılar..

 

Gönderi tarihi:

Kurban bayramin demiyelimde aslinda dini bayramlarin amaci Kardesliktir 364 birbirini hatirlamayip yada firsat bulamayipta bayramlar sayesinde bunu hatirliyoruz bu bir gercektir kesilmis etlerin dagitimi yada bayramlarda akraba yakinlarin ziyareti komsu ziyaretleri bunlarin hepsi bayramlarda oluyor normalde kim et alipta fakire fukaraya dagitiyor kimse bugun kim actir aksam ne yemek yemistir hangimizin haberi var veyahut en son nezaman bir komsumuza akrabamiza ziyarete gitmisizdir malesef halkimiz gun gectikce dahada breysellesmekte ekonomik ozgurluk kazanildikcada yanlizlasmakta azda olsa insanlar bayramlar sayesinde insanlar birbirini hatirliyor eskiden Batililar turklerin adetlerine geleneklerine cok ozenirlerdi neden cunku bir aile yapisi buyuge saygisi vardi herkes bir birine gidip gelirlerdi ama malesef bizlerde tipki batililar gibi olduk ve bu bayramlarda ortadan kalkarsa emin olun bu dayanisma ve kardeslikte ortadan kalkacaktir amac kurban kesip yada kesmemek degildir...

saygilar

Gönderi tarihi:
Bu kurban bayramıdır..Etinin ve derisinin bir gramı boşa gitmeden değerlendirilen bir kurban ibadeti vardır..İnanan ve dileyen kurbanını keser..Buyrun gücünüz yetiyorsa değiştirin..

 

Saygılar..

 

Buyrun siz 7inci asirda kalin.

 

Ama Islam dinini ogrenmek isteyenler gerceklerden fayadalanabilirler. Gercek olan, hakiki yaratici, bir insana(Ibrahime) çocuğunu kurban etmek icin , kan dokmek icin niye emir versin? Bunun nasil Tanrı’dan geldigini bir insan dusunur? Boyle kan seven, kan doken Tannriya inanarak 7inci asirda kalmak sizin hakkinizdir. Bunda soz yok.

 

Hacca gidenlerin cogu Suudi Arabistan'da kurban kesiyor. Kurbanların kesim ve dağıtım işi İslam Kalkınma Bankası aracılığıyla yapılırken, kurban kestiren her hacıdan Suudi Arabistan buyuk bir miktar ücret alıyor. Türkiye'den bu ülkeye giden hacılar tarafindan kesilen bir cok kurbanlarin, hastalikli oldugundan dolayi Turkiyeye getiremiyorlar. Yani, Allah icin yapilan Kurban , Allaha layik, fakat insan yemesi icin degerli degilmis. Bu arada herkes para kazanıyor, ve gelenek devam ediyor.

 

Hastalıklı hayvanları kurban etmek Islam dininde caiz midir?

Gönderi tarihi:

Uzun sözün kısası, bana:

 

"Hayvan kesmenin din ile bir ilgisi yoktur. Bunu protein ihtiyacınız için yaparsınız. Tanrı sizin hayvan kesmenizi emretmez. Bunu yapıyorsanız yarattıklarıma eziyet etmeden yapın yeter."

 

diyen bir din varsa getirin, öpüp başıma koyayım. İslam sadece kurbanı değil, tümüyle hayvan kesmeyi bir dini rutine dönüştürmüştür:

 

"Allah'ın ayetlerine inanıyorsanız, üzerine O'nun adı anılarak kesilenlerden yeyin." Kurân (6/118)

 

"Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin." Kurân (6/121)

 

Yani her kesim bir kurbandır, boşuna konuşuyoruz. İslam'a göre kan akıtmak bir ibadet şeklidir. Tıpkı köleliği, cinsiyet ayrımını kaldırmadığı gibi bu ilkel din geleneğini de kaldırmamıştır...

Gönderi tarihi:

Temiz olan nimetleri yemek bizlere helal kılınmıştır:

 

Maide 4. …Sizin için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır…

 

Bakara 57. …Rızık olarak size verdiklerimizin, en temizlerinden yiyin….

 

Maide 88. Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin….

 

Taha81. Size verdiğimiz rızkın temizlerinden yiyin!...

 

Fakat bir nimetin temiz mi yoksa pis mi olduğu konusu subjektif/göreceli bir konu değildir. Bir nimetin temiz olması demek onun sağlık açısından zararsız olması demektir. Nimetlerin hangisinin insan sağlığına yararlı olduğuna şahıslar kendi keyiflerine göre karar veremezler. Verseler de isabetli görüş belirtemezler. Bu konuda yetki şahıslar da değil sağlık otoritelerindedir.

 

Örneğin tavuk konusu. Tavuk islami usule göre kesilip temizlenmeliymiş. Bu islami usulse “kuru yolum” tekniğiymiş. Tavuk Firmaları tavukları kestikten sonra kaynar suya attıklarından ve sonraki etapta yolduklarından dolayı mikroplu/pis/necis oluyormuş. Bu hikayeye inanan ben okulda yada işte yıllarca tavuk eti yemedim. Halbuki bu mevzunun yani -kuru yolum tekniğinin- İslam diniyle zerre kadar alakası yok. Meselenin dinle alakalı olan kısmı sadece ürünün “temiz” yani “sağlıklı” olması. Buna da modern tekkelerinde pinekleyen yobazlar değil sağlık otoriteleri karar verir.

 

Bir nimetin temiz olması yani helal olması bizim onu gönül rahatlığıyla yememizi haliyle gerektirmiyor. Temiz olan geniş yelpazedeki nimetlerden kültürümüze ve demak zevkimize uygun olanları yeriz. Örneğin solucan. Temiz ve Vitaminli olabilir. Ama bizim göreneklerimizde -solucan tava- yemeği yoksa onu yiyemeyiz. Onu yiyememek ayrıdır biz yemediğimiz için onu haram yada mekruh ilan etmek ayrıdır. Bunu şunun için yazdım: Ömer Nasuhi Bilmen’in İlmihal kitabında Ahtapot, istakoz vs. için “balık suretinde olmadığından ve görünüşü çirkin olduğundan dolayı yenilmesi tahrimen/tenzihen mekruhtur” yazıyor. İşte bu tip adamlar resmen ve alenen kendi damak zevklerini dinleştiriyorlar. Halbuki Rabbimiz deniz ürünlerinin tamamını helal kılmıştır (Maide 96)(pis/sağlıksız olanlar hariç zira sadece temizler helal=serbest)

 

Bir diğer konu da Allah adı anılarak yada anılmayarak kesilen hayvanlar.

 

Bence bu meselenin iki yönü var. Ve bu iki yön birbirine karıştırılıyor.

 

-Allah adı anılarak kesilen hayvanlar değil Allah’a adanarak yada gayrısına adanarak kesilen yani KURBAN EDİLEN hayvanlar.

 

-Sadece etini yemek için kesilen yada öldürülen hayvanlar.

 

Yani KURBAN konusu ayrı, sadece ET YEME konusu ayrı.

 

Eğer mesele KURBAN EDİLME yani ADANMA ise o zaman kesinlikle Allah adına kesilenler helaldir. Gayrısı haramdır.

 

Ama mesele sadece etinin yenmesi kastıyla kesilen hayvanlarsa o zaman (kim keserse kessin, ister besmeleyle ister besmelesiz kessin) tamamı (haram olarak sayılanlar ve sağlığa zararlı olanlar istisna) helaldir.

 

Allah’a yakınlaşma adına KURBAN edilecek hayvanları keserken besmele (Bismillahi Allahu Ekber) denilmesi güzel bir adettir ama şart değildir. Meselenin asıl can alıcı noktası kurbanın Allah’a yakınlaşma adına adanmasıdır. Sadece etini yeme adına kestiğimiz hayvanlarda ise besmele ile kesilmiş olma şartı hiç yoktur. Bu gerçeği Maide 5’te Rabbimiz bizlere anlatmıştır:

 

Maide 5. Bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara helaldir….

 

Yahudi ve Hristiyanlar hayvanlarını keserlerken/öldürürlerken besmele çekmediklerine göre, ve Rabbimiz de bu ayette sebze yemeği, et yemeği ayrımı yapmadığına göre ve bu koşullardaki nimetler de bizlere helal edildiğine göre, ölçüt şudur: Yahudi ve Hristiyanların bizlere takdim ettikleri bir nimetin helal olması o yiyeceğin Allah tarafından açıkça haram edilmemiş olmasına ve temiz/sağlıklı olmasına bağlıdır. Sadece et yeme adına kesilen hayvanlardaki yegane iki ölçüt de budur.

 

Görüşlerimde yanılıyor olabilirim.

 

En doğrusunu Allah bilir. ( Alıntı- Kurandakidin)

Gönderi tarihi:
sadece etinin yenmesi kastıyla kesilen hayvanlarsa o zaman (kim keserse kessin, ister besmeleyle ister besmelesiz kessin) tamamı (haram olarak sayılanlar ve sağlığa zararlı olanlar istisna) helaldir.

 

"Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin."

 

Hangisine inanalım?

 

Böyle yapıyor, tam aksini, 180 derece tersini söylüyor ve savunuyorsunuz, sonra "ılımlı İslam'a karşıyız, Kurân İslamı istiyoruz" diyorsunuz.

 

Apaçık görünen o ki asıl sizinki ılımlı İslam. Kurân İslam'ı son derece açık ve net, hiç sizin değiştirip süslediğiniz, gizlediğiniz ve anlamına kırk takla attırdığınız gibi değil!

Gönderi tarihi:

Kurbanlık hayvanlar hakkında :

 

22/36 ALLAH'a kulluğun bir işareti olarak, hayvanların kurban edilmesinde sizin için yararlar mevcuttur. Onlar sırada diziliyken üzerlerinde ALLAH'ın ismini anmalısınız. Yanları üzerine düştükleri zaman da onlardan yeyin ve dilenene de dilenmeyen yoksula da yedirin. Şükredesiniz diye onları size amade kıldık.

 

İstisna hayvanlar hakkında:

 

16/115 Size yalnızca leş, kan, kokmuş et ve ALLAH'tan başkası için adananları haram kılmıştır. Kim (bunları yemek) zorunda kalırsa, istekli olmamak ve sınırı aşmamak koşuluyla ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

 

Bu tür besinleri yeme usulu hakkında:

 

6/118 Ayetlerine inanıyorsanız, üzerinde ALLAH'ın ismi anılanlardan yeyin.

 

Sözün özü:

 

Nas; Leş, kan, kokmuş et hariç her besinden yararlanabilir! Müslümanlar; Ehli kitabın ürünlerinden de yiyebilir! Ama bunları mideye gönderirken "Allah'ın adını anmak" şartıyla! Anmıyorlarsa da kendileri bilirler, zaten ayet "inananlara" seslenmektedir!!!

Gönderi tarihi:
Müslümanlar; Ehli kitabın ürünlerinden de yiyebilir!

Bu, onların da tanrının adını andıkları varsayılarak verilmiş bir izindir. Niye Şintoistin kestiği yenemiyor madem? Ehli kitabın ayrıcalığı ne? Ayet hiç bir eğip bükmeye izin vermeyecek değin kesindir. "Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin." cümlesi üzerine bir kelime daha edilemez, biter. Bu da kesinlik değilse, dünyada kesinlik yoktur.

Gönderi tarihi:
Bu, onların da tanrının adını andıkları varsayılarak verilmiş bir izindir. Niye Şintoistin kestiği yenemiyor madem? Ehli kitabın ayrıcalığı ne? Ayet hiç bir eğip bükmeye izin vermeyecek değin kesindir. "Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin." cümlesi üzerine bir kelime daha edilemez, biter. Bu da kesinlik değilse, dünyada kesinlik yoktur.

 

1-6/121 kurban için söylenmiş.

 

2-6/145'te ise tanımlanan haram etler ve İslami usüllere aykırı kesilmiş etlerden ( kanı akıtılmamış ) bahsediyor. Yani; Şintoist de kurallara uygun ( ki en sağlıklısı budur ) kesmişse yenir.

Gönderi tarihi:
16/115 Size yalnızca leş, kan, kokmuş et ve ALLAH'tan başkası için adananları haram kılmıştır.

 

Yanlış. Ayet "... yalnızca leş, kan, domuz eti ve Allahtan başkası..." şeklindedir. "Lahmel hınzir" kelimelerini nasıl oluyor da "kokmuş et" diye tercüme ediyorsunuz anlamak mümkün değil. İşte bu sizin "Kurân İslam'ı" diye sunduğunuz Kurânı çarpıtmaya, bükmeye, anlamına kırk takla attırmaya dayalı anlayış...

Gönderi tarihi:
Şintoist de kurallara uygun kesmişse yenir.

Niye "kitap ehlinin yemekleri" demiş de "her dine mensup olanların yemekleri" dememiş? Şintoist kitap ehli mi? Şintoist lafın gelişi. Lat, Uzza, Menat'a tapanın niye yenmiyor? O da sağlıklı keserse?

 

Eğri otursak da doğru konuşalım: Kurâna göre müslüman da olsa, ehli kitap da olsa kasıtlı olarak besmele çekmeden keserse o et yenmeyecektir! Hiç lamı cimi yoktur.

Gönderi tarihi:

DOMUZ ETİ HARAM MI?

 

On iki yıldır yürütmekte olduğum Kur?an tetkikleri esnasında yaptığım ve beni çok şaşırtan tesbitlerden biri de, domuz etinin haram olmadığıdır. Çünkü Kur?an?ın, lehmü hınzır (domuz eti) diye dikkat çektiği et, herhangi bir hayvan etine değil, yenilebilirliğini kaybetmiş bozuk veya kokmuş etlere dikkat çekmektedir. Ancak sonraki kuşak İslâm âlimleri, dergimizin ilk sayısında açıkladığımız gibi, peygamber ve peygamber isimlerini teşhis edemedikleri gibi, Kur?an?ın dikkat çektiği hayvan ve hayvan isimlerini de teşhis edememişler ve bundan dolayı da, Kur?an?ın yenmesini yasakladığı lehmü hınzır?ı, yani bozuk eti, Tevrat menşeli rivayetlerin de tesiriyle domuz hayvanına yormuşlardır. Halbuki Kur?an, hınzır sözcüğü ile belli bir hayvana dikkat çekmemektedir. Yani, Kur?an?da adı geçen veya Kur?an?ın resmettiği hayvanlar arasında, hınzır diye bir hayvan yer almamaktadır. Kur?an hınzır sözcüğü ile, doğallığını kaybetmiş etlere ve doğruluktan saptığı için, fıtratı bozulmuş insanlara dikkat çekmektedir.

 

İslâm âlimleri, Kur?an?ın doğru anlaşılması için büyük önem arz eden ve aşağıda vereceğimiz âyetin vurguladığı, Kur?an kelimelerinin içerdiği, çok temel bir özelliği, yeterince idrak edemedikleri için, bu ve buna benzer birçok konuyu doğru anlamamışlardır.

 

?Allah sözün en güzelini birbirine benzer, ikişerli bir Kitap halinde indirdi...?

(39/23 S. Ateş çev.)

 

Âyet, Kur?an?ın benzer anlamlı, ikil kelimeler içeren bir Kitap olduğuna dikkat çekmektedir.

 

Örneğin, Ahmed ve Muhammed kelimeleri hem lafız olarak, hem anlam olarak, birbirlerinin benzeri, iki ayrı kelimedir. Kelimeler, aynı şahsa dikkat çeken, iki ayrı özel isim ve son peygamber Ahmed-Muhammed (a.s)?a dikkat çekmektedirler. Dergimizin ilk sayısında da açıkladığımız gibi, Kur?an?ın içerdiği bu özellik, sadece peygamberlere ait bir özellik değildir. Kur?an, Kur?an?da adı geçen herkese ve herşeye de, iki ayrı kelime ile dikkat çekmektedir. Biz, Kur?an?ın bu özelliğini dikkate alarak, Kur?an?da adı geçen hayvanları teşhis ettik ve Kur?an?ın, bizim domuz adını verdiğimiz hayvandan hiç söz etmediğini tesbit ettik. Çünkü Kur?an, Kur?an?da adı geçen hayvanları, bazı özellikleri ile birlikte anlatarak, hangi hayvanlardan söz ettiğini dikkatlere sunmaktadır. Ancak, İslâm âlimlerinin domuzdan söz ettiğini iddia ettikleri ve Kur?an?da, beş ayrı yerde geçen âyetlerden, sözü edilen şeyin, herhangi bir hayvan olmadığı anlaşılmaktadır.

 

?De ki: Bana vahyolunanda (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, yahut akıtılmış kan, yahut DOMUZ ETİ (lehmü hınzır) -ki pistir- ya da Allah?tan başkası adına boğazlanmış bir fısk (murdar olmuş hayvan) olursa başka (bunlar haramdır).? (6/145 S. Ateş çev.)

 

Âyet, domuza ve domuz etine dikkat çektiği iddia edilen ve genel olarak benzer ifadeler içeren, Kur?an?daki dört ayrı âyetten, en geniş olanıdır.

 

Rivayetler dikkate alınmadığı takdirde, âyetin orijinalinde geçen lehmü hınzır kelimelerinin, domuz etine değil de, kedi, tavşan, tilki, tavuk veya hindi gibi hayvanlardan birinin etine dikkat çekmediği nasıl iddia edilecektir. Çünkü, yukarda verdiğimiz âyette ve diğer âyetlerde geçen, hınzır kelimesinin, hangi hayvana dikkat çektiği anlaşılmamaktadır.

 

Kur?an, etinin yenmesini yasakladığı bir hayvanın, hangi hayvan olduğunun bilinmesi için, illa rivayetlere mi ihtiyaç duymaktadır? Anlaşılmak için, illa rivayetlere ihtiyaç duyan bir Kitabın, beşeri olmadığı, Allah katından olduğu nasıl anlaşılacaktır?

 

Halbuki Kur?an, etler dahil, temiz olan, yani insan sağlığına zararlı olduğu açıkça bilinmeyen bütün yiyeceklerin helal olduğunu vurgulamaktadır.

 

?Bugün size İYİ ve TEMİZ şeyler helal kılındı. Kendilerine Kitap verilenlerin yemeği, size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir...? (5/5 S. Ateş çev.)

 

Kur?an, yukarda verdiğimiz âyetin vurguladığı bir olayı, dört ayrı yerde, (2/172-5/4,5-16/114) tekrar tekrar vurgulayarak, yenilecek şeylerle ilgili temel kuralın, temizlik kuralı olduğuna dikkat çekmektedir. Âyet, Kitap Ehlinin yediği yemekleri, Müslümanlara da helal kılarak, Kitap Ehlinin yediği yemeklerin de temiz olduğunu vurgulamaktadır.

 

Eğer Kur?an?ın, yenmesini yasakladığı lehmü hınzır, bilhassa Hristiyan dünyasının yediği domuz eti olsaydı, âyet Hristiyanların yediği yemekleri Müslümanlara helal kılmazdı.

 

Bir önce verdiğimiz ve lehmü hınzır?a dikkat çeken âyetin, lehmü hınzır?ın yenmesini, pis olduğu için yasakladığı açıkça anlaşılıyor. Âyetin dikkat çektiği pisliğin, maddi bir pislik olduğu da anlaşılıyor. Madden pis olan bir yiyeceğin, insan sağlığını mutlaka etkileyeceği de kaçınılmazdır. Bu durumda, yüz yıllardan beri, domuz eti yiyen Hristiyan dünyası, domuz etinden olumsuz yönde etkilenmediğine göre, domuz etinin de temiz olduğu anlaşılmaktadır.

 

Bir kitap, temiz olan bütün yiyecekleri, önce helal kılıp, sonra da, temiz olduğu yüzlerce yıllık tecrübe ile bilinen bir yiyeceği haram kılarsa, çelişkiye düşmüş olmaz mı? Veya Yüce Allah, Kitap Ehli Hristiyanların yediği yemekleri Müslümanlara da helal kılarken, domuz etinin, Hristiyanların temel bir yemeği olduğunu bilmiyor muydu?

 

Hemen Asrı Saadet sonrası yapılan yanlış yorumların, İslâm anlayışında oluşturduğu bu çelişkiyi, sadece Türkiye?de bulunan 27 ayrı ilahiyat fakültesinin, yüzbinlerce ilahiyatçının, onbinlerce doktor, doçent ve profesörün, 100 bin mensubu bulunan ve bu fakir milletin bütçesinden kattrilyonları götüren, Diyanet Teşkilatının, müridlerine hidayet dağıtan, kalb gözleri açık Allah dostu! yüzlerce tarikat şeyhinin iza?nına ve insafına sunuyorum.

 

?İşte öyle, kim Allah?ın yasaklarına saygı gösterirse, o (hareketi) Rabbinin yanında kendisi için iyidir. Size (âyetlerle) oku(nup açıkla)nanlar dışındaki hayvanlar sizin için helal kılınmıştır...? (22/30 S. Ateş çev.)

 

Yenilecek etler veya yiyecekler için temel kuralın, temiz olmaları kuralı ise de, bazı hallerde veya bazı hayvanların boğazlanmasının yasak olduğu da, yukarda verdiğimiz âyetten anlaşılıyor. Âyete göre, bazı hayvanların yenmesinin yasak olduğu, Kur?an?da bize okunmaktadır. Acaba Kur?an?da okunan, yani Kur?an?ın yenmesini yasakladığı hayvan, hangi hayvan veya hangi hayvanlardır.

 

?Ey inananlar, Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir av?la dener ki, gizlide kendisinden kimin korktuğunu bilsin (Görmeden Allah?a inanıp O?ndan korkanlar ortaya çıksın, bilinsin). Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı azap vardır.

 

Ey inananlar, İHRAMDA iken av öldürmeyin. Sizden kim kasden onu öldürürse, öldürdüğünün dengi olan bir hayvan cezası vardır ki (bu öldürülene denk olduğuna) içinizden iki âdil kişinin karar vereceği, Kabe?ye varacak bir kurban; yahut yoksullara yedirme şeklinde keffaret; yada buna denk oruçtur. Ta ki böylece (o insan) yaptığı işin vebalini tadsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim yine (ihramlı iken av öldürmeğe) dönerse Allah ondan öç alır...? (5/94-95 S. Ateş çev.)

 

Âyetler, belli bir dini eğitim almamış veya klasik dini rivayetlere şartlanmamış her insanın, kolaylıkla anlayacağı gibi, yavrulama, yumurtlama veya hamilelik dönemlerinde, evcil veya vahşi, her tür hayvanın avlanmasını veya boğazlanmasını yasaklamaktadır. Yani âyetler, hayvan haklarına dikkat çekerek, her tür hayvan neslinin mutlaka korunmasını vurgulamaktadır.

 

Ancak, sonraki kuşak ve günümüz din adamları, akıllara durgunluk veren bir gafletle, âyetlerin, Hac zamanı, Mekke?ye giden hacılarla ilgili ve sadece, Mekke ve Mekke?nin çevresi ile sınırlı olduğunu sanmışlardır.

 

Halbuki âyetler, yavrulama veya hamilelik dönemlerinde, her tür hayvanın, avlanmasını veya boğazlanmasını yasaklamakta ve Yerküre?nin her yanındaki hayvanları kapsamaktadır.

 

Aşağıda vereceğimiz âyetten de, evcil veya vahşi, her tür hayvan etinin, esas itibariyle helal olduğu ve insanlar istedikleri takdirde, sağlığa zararlı olmayan, her tür hayvan etini yiyebilecekleri anlaşılmaktadır.

 

?Yahudilere bütün tırnaklı(hayvan)ları haram ettik. Sığır ve koyunun da, yağlarını onlara haram kıldık; yalnız (hayvanların) sırtlarının yahut bağırsaklarının taşıdığı, yada kemiğe karışan yağlarını haram etmedik. Aşırılıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz.? (6/146 S. Ateş çev.)

 

Âyetten, Yüce Allah?ın; Yahudileri cezalandırmak için, onlara, kedi, köpek, kurt, ayı, tavuk, kuş gibi pençeli bütün hayvanların etini yasakladığı anlaşılıyor. Ancak, aynı âyetten ve aşağıda vereceğimiz âyetten, bu yasağın, sadece Yahudilerle sınırlı olduğu, diğer insanlar ve Müslümanlar açısından bağlayıcı olmadığı, pençeli, pençesiz bütün hayvanların Müslümanlara helal kılındığı da anlaşılıyor.

 

?Yahudilerin yaptıkları zulümlerden, çok kimseyi Allah yolundan çevirmelerinden dolayı kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara yasakladık.?

(4/160 S. Ateş çev.)

 

Daha önce de değindiğimiz gibi Kur?an, bilim veya tecrübe yoluyla, insan sağlığına zararlı olmadığı anlaşılan, her türlü et veya yemeğin, temiz olduğunu vurgulayarak, Müslümanlara helal kılmaktadır. Aşağıda vereceğimiz ve konumuzla ilgili, en önemli ve en detaylı âyetin ilk ifadesi de, bizim bu tesbitimizi açıkça onaylamaktadır.

 

?De ki: BANA VAHYOLUNANDA (bu haram dediklerinizi) YİYEN KİMSE İÇİN HARAM EDİLMİŞ BİR ŞEY BULAMIYORUM. Ancak leş, yahut akıtılmış kan, yahut domuz eti -ki pistir- yada allah?tan başkası adına boğazlanmış bir fısk (murdar olmuş hayvan) olursa başka (bunlar haramdır). Ama kim çaresiz kalırsa (başkasının hakkına) saldırmamak ve (zorunluluk) sınırı(nı) aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir). Çünkü Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.? (6/145 S. Ateş çev.)

 

Geleneksel anlayışın verdiği bir bakış açısıyla ve çok bozuk yapılan âyet çevirisini aynen verdik. Âyetin ilk cümlesi için yapılan çeviri, âyetin ilk cümlesinin verdiği mesajı aynen vermekte ve âyetin dikkat çektiği etler dışında kalan, her tür hayvan etlerinin, yenildiği takdirde, helal olduğu vurgulanmaktadır.

 

?Ancak leş, yahut akıtılmış kan, yahut domuz eti -ki pistir-...? Âyetin, resm veya tasvir ettiği eti vurgulayan bu ifadelerine giydirilen anlamlar, âyetin vurguladığı eti, resm veya tasvir etmekten son derece uzaktır.

 

Bu durum; âyetin tercümesinden kaynaklanan yanlışlıktan veya âyetin tercümesindeki zorluktan kaynaklanmıyor.

 

Âyetin orijinalinin, resm veya tasvir ettiği etin, anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır.

 

Âyetin orijinali, ?Ancak ölmüş, yani kanı akmamış, yani zararlı bir et olursa ki öylesi pistir?, demektedir.

 

?Ya da Allah?tan başkası adına boğazlanmış bir fısk (murdar olmuş hayvan) olursa başka (bunlar haramdır).? Âyetin bu cümle ile vurguladığı olay da çok yanlış, hatta hiç anlaşılamamıştır.

 

Çok ilginçtir, âyet bu ifade ile, ehli tarafından boğazlananmamış, yani usulüne uygun kesilmemiş, usulüne uygun kesilmediği için de, kanı içinde kalmış, doğal olmayan (fısk) yada doğal yolla elde edilmemiş etlere dikkat çekmektedir. Âyet bu ifade ile; ?yani olağan dışı, Allah?ın emrettiği gibi boğazlanmamış olursa başka...? demektedir.

 

Âyetin bu ifadesi ile, bir önceki ifadesi bir bütün olup aynı olayı vurgulamaktadır.

 

?Ancak ölmüş, yani kanı akmamış, yani zararlı bir et olursa ki, öylesi pistir, çünkü, Allah?ın emrine uygun boğazlanmamıştır.?

 

Veteriner hekimlerden ve kasaplardan edindiğim bilgilere göre, hayvanlar boğazlanırken, boğazlarından geçen belli damarlar kesilmediği takdirde, hayvanların vücutlarındaki kan yeterince akmaz ve etleri fazla kanlı kalır. Kan mikroplu olduğu için de, fazla kan, fazla mikroba yol açar ve bu tür etler, insan sağlığı için zararlı (muzır) olurlar. Bir de, hiç boğazlanmadan, kendiliğinden ölen bir hayvanı düşünelim. Çok taze ölmüş de olsa, doğal olarak mikroplu olan kan bütünüyle vücutta kalacak ve kandaki bütün mikroplar ette de olacaktır.

 

Yukarda verdiğimiz âyet, benzeri diğer âyetler ve biraz sonra vereceğimiz âyet, bilhassa bu olayı vurgulamakta ve sağlıklı kesim yapılmasına dikkat çekmektedir.

 

Hınzır: Âyetin orjinalinde geçen ve domuz hayvanına yorulan hınzır kavramı, Türkçe?ye de muzır şeklinde girmiş olup, zararlı, zararı dokunan, anlamında kullanılmaktadır. Kavram, esas itibariyle Kur?an?da da bu anlamda kullanılmasına rağmen, zaman içinde anlam değişikliğine uğrayarak, domuz anlamına dönüşmüş bulunmaktadır.

 

Lehm, et demektir. Lehmü hınzır ise; zararlı et, yani mikroplu veya bozuk et demektir. Lehmü hınzır kavramının, domuz eti anlamını ihtiva ettiğini veya Kur?an?ın, domuz etini haram kıldığını düşünmek, hem mantığa, hem de Kur?an?ın içerdiği usluba da uymamaktadır.

 

Çünkü, kedi, köpek, at, eşek dahil, sağlıklı kesilen, sağlıklı hiçbir hayvan etini yasaklamayan Kur?an?ın, somut bir gerekçe olmadan, domuz etini yasakladığı düşünülemez. Domuz etinin haramlığına, domuzun pis oluşunu, domuzun pis oluşuna da, domuzun et ve dışkı yemesini gerekçe göstermek, hiç tutarlı bir gerekçe değildir. Çünkü, köpek de et ve dışkı yemektedir. Kur?an, köpek etini veya köpeği pis saymazken, neden domuzu veya domuz etini pis saysın?

 

Yine veteriner hekimlerden aldığım bilgiye göre, kedi, köpek ve domuz gibi hayvanlar da sağlıklı oldukları ve usulüne uygun kesilip, usulüne uygun pişirildikleri takdirde, besin yönünden ve insan sağlığı açısından, koyun, keçi ve inek gibi diğer hayvanlardan farksızdırlar.

 

Güney Kore, Çin, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde kedi ve köpek eti yenmesi, domuz etinin dünyada çokça tüketilmesi, veteriner hekimlerden aldığım bilgilerin doğru olduğunu, zaten kanıtlamaktadır. Eğer bu etler, insan sağlığına zararlı olsa idi, bugüne kadar mahzurları çoktan ortaya çıkardı.

 

Lehmü hınzır kavramının domuz eti anlamını içermesi, Kur?an?ın içerdiği hitabet uslubuna da aykırıdır. Çünkü Kur?an, etten söz ederken, sözünü ettiği etin ait olduğu hayvanın cinsinden hiç söz etmez. Örneğin; Türkçe?deki gibi, dana eti, koyun eti, inek eti, balık eti veya bıldırcın eti gibi ifadeler kullanmaz. Etlerden genel olarak söz eder ve sözünü ettiği etin, ait olduğu hayvandan söz etmez. Kur?an sadece bir yerde kuş eti tabirini kullanır ki, kuş tabiri de gökte uçan bütün kanatlı hayvanları tanımlayan genel bir tabirdir.

 

?Fıskan uhille li ğayrillahi bihi.?

 

Âyetin bu ifadesine de, Allah?tan başkası adına boğazlanmış olursa gibi, mantıksız bir anlam yüklenildi.

 

Halbuki âyet, biraz önce de değindiğimiz gibi, usulüne uygun boğazlanmamış, yani usulüne uygun öldürülmemiş hayvanlara ve bu tür hayvanlara ait etlere dikkat çekmektedir.

 

Âyetin bu ifadesi ve bir önceki ifadeleri hep aynı şeyi, usulüne uygun ölmemiş, ölü bir hayvanı, değişik ifadelerle ve değişik açılardan anlatmaktadır.

 

Ancak ölmüş, yani kanı akmamış, yani zararlı bir et olursa ki, öylesi pistir, çünkü Allah?ın emrine uygun boğazlanmamıştır.

 

Âyetin son ifadesine, ?Allah?ın emrine uygun boğazlanmamıştır?, anlamı yerine, ?Allah?tan başkası adına boğazlanmış olursa? gibi realite dışı bir anlam yüklenildi. Halbuki, hayvanlar zaten insanlar adına, insanlar yesin için boğazlanmaktadırlar.

 

?... Allah o(kocaman hayva)nları size boğun eğdirdi ki şükredesiniz. Onların etleri ve kanları Allah?a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız O?na ulaşır...? (22/36-37 S. Ateş çev.)

 

Âyete giydirilen anlamın yanlış olduğu, Allah?tan başkası adına veya Allah?ın ismi anılmadan boğazlanan hayvanlara ait etlerin, hiçbir kurum ve kişi tarafından test edilebilir olmayışından da anlaşılmaktadır. Halbuki, usulüne uygun boğazlanmamış bir hayvan etini, tıbbı tahlil veya şahsi tecrübeler ile tesbit etmek mümkün olmaktadır.

 

?Allah?ın emrine uygun boğazlanmamış?

 

Kur?an, hayvanların Allah?ın emrine uygun olmayan bir yöntemle boğazlanmasını veya öldürülmesini yasaklarken, yasakladığı öldürme veya ölme yöntemlerine de açıkça dikkat çekmektedir.

 

?... boğulmuş, (tahta veya taşla) vurul(arak öldürül)müş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış ve canavar parçalayarak ölmüş olan hayvanlar -henüz canları çıkmadan kestikleriniz hariç- dikili taşlar (putlar) adına boğazlanan hayvanlar ve fal oklariyle kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (insanı yoldan çıkaran kötü şeylerdir)...?

(5/3 S. Ateş çev.)

 

Âyet, yenmesi yasaklanan etlere ve bu etlerin elde ediliş biçimine dikkat çekmekte ve konuyla ilgili diğer âyetleri (6/145, 2/173, 16/115) daha geniş ve başka bir açıdan tefsir etmektedir.

 

Ancak, diğer âyetler gibi bu âyete giydirilen anlamlar da, âyetin tasvir veya resmettiği olayı yeterince yansıtmamaktadır.

 

?... dikili taşlar (putlar) adına boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyle (şans) kısmet aramanız size haram kılındı...?

 

Âyet çevirisinde yer alan, bilhassa bu ifadelerin, âyetin anlattığı olayla hiç ilgisi bulunmamaktadır. Âyet bu ifadelerle, ucu yontulmuş parçalarla, yani ok veya süngü gibi aletlerle öldürülmüş hayvanlara dikkat çekmektedir. Âyetin anlamı, aynı sûrenin, ?içki, kumar, yontulmuş satranç taşları? gibi, kumar araçlarına dikkat çeken, 90. âyetinin anlamı ile karıştırıldı.

 

Âyet, ?boğularak veya yuvarlanarak veya boynuzlanarak veya kurt tarafından; canları çıkmadan kestikleriniz hariç veya ucu yontulmuş, yani sivri bir şey sokularak ölmüş olursa ki, bunlar fısktır. (Doğal değildir.)? demektedir.

 

Âyet:

 

1- Herhangi bir şekilde havasız kalarak ölmüş,

 

2- Uçurumdan yuvarlanarak veya yüksek bir yerden düşerek ölmüş,

 

3- Başka bir hayvan veya kurt gibi vahşi bir hayvan tarafından öldürülmüş,

 

4- Taş, tahta, ok, kurşun veya sivri bir şeyle öldürülmüş hayvanlara ve bu şekilde ölmüş hayvan etlerine dikkat çekmektedir. Klasik tabirle; ?Allah?tan başkası adına boğazlanan? (Allah?ın emrine uygun boğazlanmamış) hayvanlara dikkat çekmektedir.

 

Âyette geçen ve dikili taş diye anlam verilen alâ nusb kelimesi, ucu yontulmuş anlamına, kısmet ve fal oku diye anlam verilen teksimu bi eclam kelimeleri de sert, sivri parçalar, yani sivri âletler anlamına geldiği; Kur?an?dan anlamlandırıldığında anlaşılmaktadır.

 

-http://www.yeniyorumlar.org/turkce/2.sayi/domuz.htm-

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.