Sinemamız da daha alacak yol varmıdır, yoksa zaten eski yıllarda en güzel sürecini yaşayıp en üst limite ulaşmışmıdır?

Eski Yeşilçam filmlerini ben de çok seviyorum, onların yeri ayrı ama sinemada, tiyatroda, edebiyatta... en güzel sürecini yaşayıp üst limite ulaşmak diye birşey olamaz ki. Her zaman yenilikler olacak, ileriye gidilecek, güzel yapılmışların yanına daha da güzel olanlar gelecek, gelmeli. Aksini düşünemiyorum bile.

Bu sezon seyrettiğim iki Türk filmi "Gönül Yarası" ve "Eğreti Gelin" çok hoşuma gitti. Bir de "Anlat İstanbul"u gördüm, onlar kadar olmasa da Türk sinemamızda yeni bir anlatım ve değişik, eli yüzü düzgün bir filmdi bence.

türk sineması yadsınamayacak kadar iyi.ticari amaçlı tabi ki filmleri var ama çok iyi yönetmen ve oyuncu kadrolarıyla da çok iyi işler çıkarılıyor.fatih akın,çağan ırmak,ferzan özpetek,zeki demirkubuz,yavuz turgul gibi yönetmenlerle de daha çok iyi yerlere geleceği kesin.bu aralar hangi türk filmini seyretsem hayran kalıyorum.geçen günlerde yazı tura yı seyrettim bugünde gönül yarası.ben bu filmleri nasıl olmuşta sinema da izlememişim.kendime çok kızdım açıkçası.harikaydı iki filmde.sonradan pişmanlık duymamak için babam ve oğlumu sinema da seyredeceğim.tavsiye ederim arkadaşlar mutlaka seyredin eğer izlemediyseniz...

90 larda eşkiya filmi türk sineması için bir milad oldu tekrar atağa geçti türk sineması. ama bazı hastalıkalrından kurtulamadı. çok iyi senaryo ve bütçeleri, kaliteli oyuncualr yerine mankenelre oynatmak mesela. bu belki yapımcının diktasıyla belki gişe kaygısıyla oluyor ama. bu tür eserler ço ksansasyon yaratsada vasatın üstüne çıkamıyor . ama mesela, buna itibar etmeyen ve yine popuelr kültür eserleri veren. mustafa altıoklar, var. ağır roman da . o şimdi askerde. o şimdi mahkum da. iyi oyuncularla hazılranmış bir çalışmanın nasıl sıyrılabileceğini gösteriyor.

 

bunun yanında. farklıb ir kitleye hitap eden yönetmenler var. denizin saydıkalrı gibi. bu alanda son yıllarda karpuız kabuğundan gemielr yapmak ve güle güle yi tek geçerdim. ama babam ve oğlum'u izleyicne gerçekten üstüne tanımam artık.

 

birde zevzekler var. bunlar bir yandan kültür adamı kesilirler, bir yandanda karpuz kabuğundan gemilr yapmak gibi harika bir filmin kendi filmini geçip ödül aması için " onlar zaten gişe yapmayan filmlere ödül verirler" der. Bunlar furyadır çok ses getirri ama bu gün kimse viztontele yi bir daha izleme ihtiyacı duymaz. ama bir uçurtmayı vurmasınlar, hala yeni filmler fiyatından satılır, izlenir.

Cem yılmaz gibi mizah ustasının Gora gibi vasat bir çalışmaya imza atması. ( filmde vallahi dişlerim görünecek kadar gülmedim) ancak bunla açıklanabilir.

Yazı-Tura filmini de çok begenmiştim.Günedogu savaşında ki yaşanan duygular,askerlerin psikolojileri ve terrörist diye öldürdüğü sevgilisi.

Bence Türk sineması tekrar yükselişe geçti , farkındaysanız sinemaya gittiğimizde belki 1 tane Türk filmi görürdük yakın tarihe kadar, ama şimdi salonlar Türk yapımları ile dolu, bu beni çok sevindiriyor, inşallah daha çok yapılır, inşallah yeni yetenekler ortaya çıkar, inşallah Yavuz Turgul gibi büyük isimler daha pek çok başarılı yapımlara imzalarını atarlar, herkese sevgiler ve saygılar, sinemasız kalmayın.........

Turkiye de sinemanın herhangi bir yukselisinden kanımca sozedilemez. Ama bu dunya sinemasında mucizeler yaratılıyor turk sineması nın uzerine olu topragı serpildi anlamına gelmiyor. Ama ozellikle turkiyede handikap olan sadece sanatsal yada toplumsal anlamda uretim sorunu degil bu uretimin "halk" ile de bulusmasının onunde ciddi engellerin bulunmasıdır. Bu arada arkadaslar manken meselesi olarak acmıslar. Turkiyede bence cok daha iyi urunlerin ortaya cıkarılabilecegi bir potansiyel var ancak sinema tarihine bakarsanız kösebaslarını tutan ve hala aradan onlarca yıl gecmesine ragmen yerini hiç kimseye kaptırmayan eserler ve bunların uretildigi donem arasında cok guclu baglar bulunmaktadır turk sinemasının verili durumunu bir de bu acıdan degerlendirmek gerekmektedir...

Türk sineması vizyonlardaki filmlere bakıldığında yükselişte. Ama bu demek değildir ki Türk sineması çok iyi durumda. Günde 10 tane film çekilse bile bence Türk sineması atak yapamaz. Aksine düşüşe geçer. Mesela "iki genç kız" filmi o kadar ödül aldı. İzlediniz mi bilmiyorum filmi.. Tek bir sözle berbat diyebilirim. O kadar ödül neden verildi hala anlamış değilim. Rekorlar kıran "Babam ve Oğlum" filmi mesela. Senarist Türk halkını çok iyi tanımış. Damarımızı bulmuş. Damardan girerek olayı bitirmiş. Ama oyunculuklara diyecek lafım yok. "Beyzanın Kadınları" filmi belki de Mustafa Altıokların en iyi filmlerinden biri diye söylentiler çıktı. Ama gişe yapamadı. "Kısık Ateşte Onbeş Dakika" o muhteşem kadroyu görünce vizyona girdiği ilk gün izledim. Ve o muhteşem kadro, rezalet ötesi senaryoyu kurtarmaya yetmemiş.

Türk sineması atağa kalmak üzereyken senarist ve konu sıkıntısı çekiyor.

Amerika sinemada dünya devi olarak görülürken, zirveye çıkmışken aynı Türk sineması gibi senaryo sıkıntısı çekiyor ve eski filmleri baştan çekmeye başladılar.

Görsel efektler kullanmaya çalışıyorlar ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar bizimkiler... ( En iyi efekt "Kurtlar Vadisi Irak filmi.)

Kısaca Türk sineması atağa kalkmak istiyorsa öncelikle kendine konu bulmalı. Ki bence en güzel konu da İstanbul'un fethi ve Çanakkale savaşı olabilir. Neyse... Kendim yazar kendim okurum.

Bişey daha söyliyim. Genç sinemacıların çektiği "Takva" filmini bekleyin. Türk sinemasının kült filmlerinden biri olacak!

Cuneyt Arkin in resmi internet sitesi acildi ve turk sinemasi ile ilgili ilginc yazilar haberler var. Isteyen oraya bakabilir

 

www.CuneytArkin.com.tr