ÜC POLISIMIZ ŞEHİT OLDU

[Misafir CYRANO]

prensim olarak yazdiklariniz dogru olabilir! onlarin o anda koyduklari davraniş bicimide dogru olabilir kendilerine göre herşeyi dogru uygulamislardir.. fakat birde şöyle düsünelim disarda birkac amerikali vatandaş kalsaydi onlarda vurulsaydi amerikan halki ve yazarlari hepsi sizin düsüngünüz şekildemi bakiş acisi olacakti.. bakin agrida kaybolan kendi vatandaslari icin almanya özel komondalarini onlari kurtarmak icin hazir bekletiyor demek istedigim amerikalilar düsman ülkede degilki daha özverili davranip yaraliyi bilahire iceri alabilirlerdi... veyahutda en azindan bu olay karsisinda seyretmek yerine bir davranis bicimi ortaya koyabilirlerdi.. eger bizim basimiza amerikada böyle olay gelseydi muhakkak onlarin yazarlari binbir cesit konu bulurdu bir candündarin buldugu azbile...

 

 

Anlıyorumda dostum, bunlar iki ülkenin karşılıklı belirlediği kurallar ve prosedürler. Acil durumlarda daha önce belirlenen kurallar uygulanır. Elçilikte görevli olanlarda siyasetçi ya da karar verebilecek adamlar değillerki. Şöyle bir şey olduğunda böyle davranın denilmiştir. Aynen öyle davranılar.

 

Ne dedi Vali bu konuda. Bu önceden belirlenmiş ve saldırı anında devreye sokulmuş bir önlem". Adamlar görevlerini yapmışlar. Ve böyle davranmaları daha öncede karşılıklı olarak belirlenmiş.

 

Kıbrıs harekatı sırasında Türk savaş uçakları yanlışlıkla Kocatepe fırkateynini batırmıştı. Uçaklar saldırıya geçince fırkateynin kaptanı komutanları, uçaklarla telsiz bağlantısı kuruyor, kendilerini tanıtıyorlar, türk bayrağı çekiyorlar, biz ateş etmiyoruz görmüyormusunuz diyorlar. Ama uçaklar buna rağmen fırkateyne saldırmaya devam ediyor. Sonunda bir Türk fırkateyni , Türk savaş uçakları tarafından batırılıyor. Neden? Çünkü pilotlara o sularda hiçbir Türk savaş gemisi olmayacak, gördüğünüz her gemi düşman gemisidir, ve size ne söylerse söylesin hiçbir beyan dikkatte alınmayacaktır emri verilmiş. Kocatepe ise rotayı şaşırıp, yanlış bir yöne gitmiş.

 

Farklı bir durum değil. Bir güvenlik planı daha önceden belirlenmişse, görevliler bunu harfiyen uygular. Burada ihmal bizim tarafta. Adamların bir planları varmış ve bunu harfi harfine uygulamışlar? Peki bizim bir planımız var mıymış. Görüldüğü kadarıyla hayır.

 

Konsolosluğun girişini korumak acemi bir polis memuru. Ve tesadüfen o civarda bulunan trafik polislerine kalmış.

[Φ politika]

Uyduruk iddialarla insanlarin özgürlüklerine sadece renkleri uymuyor diye mani olanlarimi,kasa dedikleri adamin sucunu bile bilemeden ölüp gitmesinimi,acilen Karaciger nakli gereken ve heran ölebilecek kadar agir bir durumda olan bir Ergenekonzede kadinimi yoksa Amerikalilari koruyun diye kale gibi elciligin önüne sürülen gencecik polislerin hain bir saldiri ile sehit edilmelerinemi yoksaa yasalara uymuyor diye o polislerden Mehmet Önder Sacmalioglunun sehit kabul edilmemesinemi yanmak gerekir bilmiyorum.

15 günlük olmasi asaleten atanmamis olmasi nedeniyle hem sehit sayilmamasi hem sehit sayilmamasi nedeniyle ailesine sehit maasi baglanmamasi ve kan parasi alamiyacak olmalari gündemdedir.Ve sehit sayilmasi icin Emekli sandiginin izni gerekiyor,yazikki ne yazik yasalarla bir polisin sehitligine karar verilebiliyor bir savcinin keyfine göre ise sucsuz insanlar tutuklanabiliyor ülkemizde,ahlak sinirlarini bile zorlayan bu tür olusumlarla ülkemizde insanlara verilen degerin hangi dereced oldugunu anlamak zor degildir.Bir ülke düsününki terörist örgütün siyasi uzantilarina mecliste olmamalarina ragmen hala tazmnat veya emekli ayligi ödenirken Amerikallari korumak icin elciligin önüne sürülen 15 günlük evladinin ölümünü sehadet olarak kabul edemiyor,bu hangi ahlak kriterine uyar acaba??

 

 

saygilarla

[Φ Efendi Türkler]

Anlıyorumda dostum, bunlar iki ülkenin karşılıklı belirlediği kurallar ve prosedürler. Acil durumlarda daha önce belirlenen kurallar uygulanır. Elçilikte görevli olanlarda siyasetçi ya da karar verebilecek adamlar değillerki. Şöyle bir şey olduğunda böyle davranın denilmiştir. Aynen öyle davranılar.

 

 

Farklı bir durum değil. Bir güvenlik planı daha önceden belirlenmişse, görevliler bunu harfiyen uygular. Burada ihmal bizim tarafta. Adamların bir planları varmış ve bunu harfi harfine uygulamışlar? Peki bizim bir planımız var mıymış. Görüldüğü kadarıyla hayır.

 

Konsolosluğun girişini korumak acemi bir polis memuru. Ve tesadüfen o civarda bulunan trafik polislerine kalmış.

benim anlamadigim,, olay aninda yeterince güvenlik güclerin oraya aktarilmamasi? sonra o kacan araba ortaliktan kaybolmasi? birkere olay muhakak saniye farkiyla bildirildi,, özel timlerin oraya akmasi bilemedin iki üc dakkadir veya en kötü ihtimal beş dakika diyelim,,, catisma en az sekiz dakika sürüyor ve daha sonra arabayla birisi kaciyor nerde bu olayi duyar duymaz havalanmasi gereken helikopter?? v.s v.s okadar yazilacak cok sey varki..

 

sonra gelelim daha önce güvenlik önlemlerini,, gördügüm kadariyla ciddiyetsiz sifir bir önlem var? 14.günlük polis adayinin orda görevli olmasida cabasi sonra bu görevlinin sehitlik hakki yok denmeside ciddiyetsizligin en üst düzeyi oluyor herhalde!!!

 

bakin Sayin CYRANO' avrupada yasayan vatandaslarimiz bilir Türk konsolosluklarin nasil korundugunu herdaim nasil sıkı güvenlik önlemleri alindigini ve görevli sayisi vermeyecegim ama herhalde bizim iki kati fazladir? ve bunun disinda özel bazi zamanlarda tehdit olmadigi halde bazi gelismeleri göz önünde bulundurarak önlemleri daha üst düzeyede cikartirlar.. artik burda sayisi belli degildir... üst düzey insanlar sokaklarda halkin icinde polis korumasiz gezerken,, böyle yerlerin korunmasinda bir ciddiyetsizlik örnegi vermezler..

 

sonra dünyada bir cok tabu vede kurallar disina cikilarak insanlik örnekleri görüyoruz bunlari heryerde görürken ve bir cok konuda o gün ordada yasanabilinirdi...

[Misafir demirefe]

Ben saldırının ABD konsolosluğunu değil, Türk polisini hedef aldığını düşünüyorum. Eğer araç bomba yüklü olsaydı bir şekilde patlatılırdı, sürücü kaçmaz ve sonra teslim olmazdı. Patlatılmak için korsan taksi değil çalınmış bir araç kullanılırdı.

 

Hedef polisse niye ABD konsolosluğu? Mesaj açık: Türk devletini, polisini ABD işbirlikçiliği ile suçlamak. "ABD ile işbirliği içinde olduğunuz sürece hedefimizsiniz." Mesaj bu. Plan ise şu olmalı: Polis veya polisler öldürülüp bekleyen araca binilip kaçılacak. Yoksa araç ilerde beklemezdi.

 

Bir ihtimal araçtaki patlayıcılar boşaltıldı ve sürücü polise "benim bağlantım yok" deyip teslim oldu. Sanmıyorum. Sürücü tehditle korkutulmuş ve "bizi beklemezsen başına geleceği sen bilirsin" denmiş. Fakat teröristler etkisiz hale getirilince sürücü kaçmış.

 

El Kaide işinden çok El Kaidecilik oynayan kişilerin yaptığı taşeron bir iş... Bence emniyet asıl El Kaide saldırılarına karşı uyanık ve hazırlıklı olmalı. Ergenekonla ise hiç bağlantısı yok. Ergenekon olmuş bitmiş bir iş, bir şeyle bağlantısı olamaz. Bir zamanlar birileri darbeye niyetlenmiş, ama ya yapamamış, ya vazgeçmişler. O iş çoktan bitmiş. Şimdi yapılan niyet sorgulama. Bilindik bir şey söyleyin. Birileri hep darbe yapmak istemiştir bu ülkede, bu bir sır değil. Ne yapmışlar, onu söyleyin, ne yapmak istedikleri bilinen bir şey. Sarıkız da yapmak isterler, karakız da, ayışığı da yapmak isteyebilirler, günışığı da... Ben de lotodan 500 milyon vurmak istiyorum, ama olmuyor!

 

Bir de ilk kez emekli de olsa subaylar tutuklanıyormuş filan gibi sansasyonlar, şişirmeler yapılıyor, alakası yok. Bu ülkede Talat Aydemir ve bir arkadaşı daha tutuklanıp üstelik idam edilmiştir, darbe girişimi suçundan. Dolayısıyla Ergenekon'un içi boştur, fostur, sansasyon ve kapatma davasına karşı intikam hareketidir. Bundan böyle öyle zırt pırt darbe olmayacak, hukuk işleyecek. Asker öyle vara yoğa ortaya atılıp ağırlığını azaltmayacak. Demokrasi yoluna girecek, kökleşecek. Olması gereken budur.

 

Gelelim ABD liler silah hadi kullanamaz, yaralılara müdahale edemezler kmiydi? Hayır edemezlerdi. Böyle yaralıya su vermek, şehadet filan getirtmek bizim kültürümüzde vardır. ABD gibi uygar ülkelerde anında ambulans yola çıkar, gelir, müdahaleyi o yapar. Bizim kültürümüzde vatandaşlar örneğin bir trafik kazasında yaralılara güya yardım ederek karga tulumba araçtan çıkarır, ya omuriliğini zedeler, ya yaralıyı çekiştirip kan kaybına ve şoka neden olur.

[Misafir karabekir]

Saldırıda Yitirdiğimiz Meslektaşlarımızın Aileleri Kanunen 'Şehit' Haklarına Sahiptirler.

BASIN AÇIKLAMASI

 

 

11-13.07.2008 tarihleri arasında bazı televizyon kanalları ile yazılı basın organlarında “Canı pahasına ABD Konsolosluğunu savunan polis memuru şehit oldu ama asaleti tasdik olmadığı için Devlet onu şehit kabul etmiyor” şeklinde gerçekleri yansıtmayan haberlere yer verildiği görülmüştür.

 

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. Maddesi “Kamu görevlilerinden yurt içinde ve yurt dışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, sakatlanan, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat Ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır” hükmünü amir olup, a bendinde ise “…Şehitlerin dul ve yetimlerine en yüksek devlet memuru aylığı üzerinden 30 yıl hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ödenir” dendiğinden, şehitlerimizn tüm hakları geride kalan aile fertlerine verilmektedir.

 

Bu kanun kapsamında, bir günlük devlet memurluğunda bulunulsa dahi asalet tasdikine bakılmaksızın terör eylemlerine muhatap olarak şehit olan personelin geride kalan aile fertleri tazminat ve aylık bağlanma haklarına sahip olmaktadır. ABD İstanbul Başkonsolosluğu önündeki saldırı sonucu hayatlarını kaybeden meslektaşlarımız yukarıda belirtilen kanun hükümleri çerçevesinde ‘şehit’ kabul edilmektedir.

 

İlgili kanun 657 değil başka bir kanun...İstanbul Emniyet Müdürlüğünün basın açıklaması...