Φ VAKANA Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 Hayat hep kaçar kovalamak çare mi? Kimi tanıdıklarım var; sürekli "bir şeyleri kaçıracak olmaktan korkarak yaşarlar. Ne yapsalar içlerindeki o duyguyu yenemezler. Hep endişeli bir telaş içindedirler. Hep son trene yetişmeye çalışır gibidirler. Yanlış anlamayın; hızlı yaşayanlardan söz etmiyorum; bulduğu her istiridyeden inci çıkacakmış gibi yaşayan ama çekmecedeki incisini unutanlardan söz ediyorum. Hani tatil üstüne tatil yaparlar, gezerler, tozarlar ama yine de tatil dönüşlerinin o tatlı yorgunluğunu yaşayamazlar. Çünkü hemen meşum bir huzursuzluk sarıp sarmalar ruhlarını. "Gidilecek ne çok yer var ama imkân yok" diye ağlaşırlar. Paralarını biriktirir; ekleştirir ve durmadan bir şeyler satın alırlar. Peki, rahata ererler mi? Ne gezer! Çünkü her seferinde fark ederler ki, daha alınabilecek ne çok şey var, yetişmek imkânsız! Severler, sevilirler; hatta o koşuşturmaca içinde âşık bile olurlar. Çünkü sıra aşka gelmiştir ve aşk da kaçırılmaması gerekenler listesindedir! Yine de durmazlar, durulmazlar. Karanlık bir ses gece gündüz fısıldamaya başlar bu kez: "Özgürlüğün elinden kaçıyor; tut, yakala onu!" Ah şu modern hayat! O da az kışkırtmaz bu telaşı! 30 yaşına gelmeden önce görülecek on yer!50'sine gelip de geriye baktığında yapmış olmaktan mutluluk duyacağın 20 şey! Daha neler, neler! Eş dost karşılıklı nispet yapmalar, hasetler, özenmeler, *********** yarıştırmalar cabasıdır... Sonra gelsin iç buruklukları ve birbirinden uyuz ama dibine kadar samimi korkuların yarattığı bitkinlikler... *** Oysa... Şimdi şuracıkta ne yapsak, orada yapılmamış şeyler kalır. Ne kadar çoğaltırsak çoğaltalım sahip olduklarımızı, başka şeyler eksik kalır, hiç tamamlanmaz. Bir şeyi tutabilmek bir başkasının ellerimizin arasından kayıp gitmesiyle mümkündür. Kimi sevsek, başka ihtimallerin boynu bükük kalır. Ve bir başka yere gitmek her zaman burayı ihmal etmektir. Yani, kabul etmesi zor tabii ama hayat hep kaçar... Hep bizden önde koşar, hep bizden daha hızlıdır. Arkasından koşmak fayda etmez. Mehmet Eroğlu'nun yeni romanı Düş Kırgınları'nın kahramanı aşkın acılarını anlatırken "sorun âşık olup olmamak değil, aşktan elde ettiğinle ne yapacağını bilememek" diyor ya hani... Hayat da öyledir. Onunla ne yapacağını bilmiyorsan, istediğin kadar koş, koşuştur arkasından! *** Varsın gençler ve zenginler şimdi söyleyeceğime inanmasın! Şu yaşa geldim ve artık daha açık seçik biçimde biliyorum ki, yaşanabilecek birçok şeyi yaşamamış olmak çok önemli bir dert değil. Hangisini yaşasan, yaşamadığın çok şey kalacak nasılsa! Ama yaşadıklarımıza ve yaşadıklarımızla ne yaptığımız önemli... Ya yaşadıklarımızda çuvalladıysak? Bodrum'da, Venedik'te, Barselona'da, İstanbul'da, nerede olursa olsun güzel kahvaltı masalarına yıkanmış bir yüzle ama bulanık ve kirli bir ruhla oturmuşsak... Nice yatağı şehvetimizin ateşiyle yakıp kül etmiş olmamıza karşın sevgilimizi bir kez bile doyasıya öpememişsek... Bu kaybı telafi etmek kolay mı? Arzularımızın, özlemlerimizin, yaşamak isteyip de henüz yaşamadıklarımızın bizi içten içe kemiren cazip davetlerini inkar etmek sahtekarlık olur. Ama ya yaşadıklarımızı ucundan tutuyor, hep eksik bırakıyorsak? Ya her elde edişimiz duyumsuzluğumuzu kışkırtıyorsa? Ya başımıza talih kuşu gibi konuvermiş aşkları bile kısa sürede berbat bir kimlik – kişilik kavgasına çeviriyorsak? İşte asıl o zaman yanmışız demektir. *** Biliyorum, bu laflar iri ve iddialı laflar. Ama gerçek şu ki, karşısına çıkan her kariyer merdivenine tırmanmak isteyip de düşüp yara bere içinde kalan; her zevkin peşinde tatminsiz köle olup çıkan, belirsiz geleceğin çekiciliğine kapılıp şimdi yaşadıklarını ıskalayanları gördükçe böyle laflar etmekten kendimi alamıyorum. Haşmet Babaoğlu Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 Hayat hep kaçar kovalamak çare mi? kovalamak çare değil....... Alıntı
Φ sayman22 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 sen genede koş gücün yettiğince.. Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 sen genede koş gücün yettiğince.. sende performans bayagı ıyı. ıstıyorsan sen kos.... Alıntı
Φ sayman22 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2006 saol , peşinden seyretmekten iyidir, tavsiye ederim ... Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2006 saol , peşinden seyretmekten iyidir, tavsiye ederim ... haklısın ya seyretmek bayağı bi koyuyor adama en iyisi kalkıp kovalamak demi.....daha fazla geç olmadan.... Alıntı
Φ dogville. Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 sorun belki de araçları amaç haline getirmektedir mişel için önemli olan hediye kutularıydı ama babası içindekini bulmak için neler yaptı mişelden de içindeki önemsemesini bekledi Alıntı
Φ dogville. Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2006 çok sevdiğim bilgisinden tecrübesinden yararlanmaya çalıştım çok iyi bir dostum bana "eşya dediğin nedir ki" derdi bu bilgiye haaaaaaaa demeniz için biraz daha açmam ve esas ilintiyi vermem gerekiyor ama neyse Paralarını biriktirir; ekleştirir ve durmadan bir şeyler satın alırlar. Peki, rahata ererler mi? Ne gezer! burdan yola çıktım Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.