Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ahıska Türklerinin Sürgündeki 61. Yılları Münasebetiyle...


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

AHISKALI TÜRKLER

 

Ahıska Bölgesi- Kitabi Dede Korkut’ta Ak-sıka adıyla anılan Ak kale anlamını taşıyan bugün ise Akhalthse, Meskhetya ve ya bizim bildiğimiz Ahıska bölgesi Gürcistan’ın Başkenti Tiflis’in 150 km batısında, Kars ilimize 150 km, Ardahan’a ise 60 km mesafede olan Türkiye’nin Kuzeydoğu sınırına sadece 12 km uzaklıkta bulunmaktadır.

 

Kısa Tarihçesi- Osmanlı döneminde (1578-1828) 250 yıl Çıldır eyaletine başkentlik yapmıştır. Bu erazi Kür nehrinden başlayarak Borçalı’ya kadar uzanmaktadır. Malum 1829 Edirne antlaşmasıyla Rusya sınırları içerisinde kalan Ahıska bölgesi 1921 Moskof antlaşmasıyla Sovyetler Birliği sınırları içerisinde Sovyet Gürcistan devletine bırakılmıştır.

 

Dili ve Kültürü- Bölgede yaşayan Ahıskalı Türk’lerin sürgün yıllarına kadar eğitim ve öğretim dilleri İstanbul Türkçesi veya Azeri Türkçesi olmuştur. Erzurum ve Ardahan yöresinin örf adeti, kültürü ve lehçesi ile hiç bir ayrıcalığı bulunmayan bu toplum, Türk ve Müslümandır.

 

Buraya yerleşenlere Ahıska Türkleri denmesinin sebebi ise bu vilâyetleri içine alan bölgenin coğrafî isminin Ahıska olmasından ileri gelmektedir. Bazı tarihçilere göre, Kıpçakların Avrupa'ya geçişleri sırasında Kafkaslar'a ve Gürcistan'a yerleşen Ahıska Türkleri, XII. asrın ikinci yarısından itibaren belirgin bir şekilde Oğuz boylarının etkisi altında kalmıştır. XI. ve XII. asırdan sonra bu bölgeye yerleşen ve Kıpçak Türkü oldukları (kültürleri, dilleri, antropolojik yapıları, gelenekleri yönüyle) kuvvetli bir şekilde iddia edilebilecek olan Ahıska Türkleri, Selçuklulardan sonra Beylikler, akabinde ise Osmanlı Devleti'nin sınırları dahilinde kalmıştır. Üçüncü Murat Han zamanında, Gürcistan'ın fethinden hemen sonra İç Anadolu bölgesinden özellikle Konya, Tokat, Yozgat illerinden seçilen Türkler Ahıska ve çevresine yerleştirildi. Kısa bir süre içinde Ahıska Bölgesinin Atabekleri ve Türk ahalisi de kendi istekleriyle Müslüman oldular ve Ahıska 250 yıl boyunca bir Osmanlı eyaleti olarak kaldı. Osmanlı Devleti'nin yönetiminde uzun süre yaşayan Ahıska Türkleri zamanla tam bir Osmanlı kültürü örneği durumuna gelmiş ve Doğu Anadolu Türkleriyle bütünleşmiştir.

1828 yılında Kars'ı ele geçirerek büyük bir katliam gerçekleştirdikten sonra Ahıska'ya yönelen Ruslar, 5 Ağustos 1828 günü yerli halkın koruduğu Ahılkelek Kalesini ele geçirmeyi başardılar. Destansı bir kurtuluş mücadelesi veren Ahıska Türkleri 28 Ağustos 1828'de kadın ve çocuk demeden büyük bir katliamdan geçirildikten sonra, Ahıska toprakları da Rusların eline geçti.

1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan Edirne Anlaşması'yla birlikte bu topraklar kesin olarak Ruslara terk edildi. İşte Ahıska Türklerin makus tarihi böylece başlamış oldu.

 

İşgal ile birlikte dini ve kültürel baskıya mâruz bırakılan bu insanlar, 1930'lu yıllarda iktisadî ve siyasî baskılara da mâruz bırakılmıştır. Rusların eritme politikalarının yoğunluk kazanmasıyla, çok sayıdaki Ahıska Türk'ü sınırı geçerek Türkiye'ye sığınmıştır.

 

Bu gelişme SSCB'yi rahatsız etmiş ve 1937 yılından itibaren de Ahıskalılar SSCB tarafından "Rejim Düşmanı" ilan edilmiştir. 1937'de doruğa ulaşan Stalin zulmüne en ağır bir şekilde maruz kalanların başında Ahıska Türkleri yer almışlardır.

 

Aydınlarının çoğu tutuklanarak çeşitli bahanelerle idam edilmiştir.

 

İkinci Dünya Savaşı'nda, 50 bin genç Ahıska Türkü Alman Cephesine gönderilmiştir. Hiçbir askerî eğitim almadan, silâh tutmasını bile öğrenemeden kendilerini savaşın tam ortasında bulan otuz bin genç, cepheye gönderildiklerinin ilk günlerinde hayatlarını kaybettiler. Yirmi bin kişi sakat ve yaralı olarak hayatta kalabildiler.

 

Bunlardan ancak on bini yurtlarına dönebildi. Günümüzde Almanya, Ukrayna, Fransa ve İtalya'da bulunan birçok Ahıska Türkü, vatanına dönemeyen sakat-yaralı askerlerin torunlarıdır.

Stalin bir taraftan eli silah tutan Ahıskalıları cepheye gönderirken diğer taraftan da hınzırca tehcir plânı hazırlamaktaydı. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra, 1944 yılında Sovyet diktatörünün emriyle çoluk-çocuk, hasta-ihtiyar demeden Rus askerinin süngü zoruyla Ahıska Türkleri köylerinden alınarak, hayvan vagonlarına yüklenip Orta Asya'nın muhtelif yerlerine sürülmüştür.

 

31 Temmuz 1944 gün 6279 sayılı Devlet Savunma komitesinin ''gizli'' kararıyla top yekun sürgüne tabi tutulan Ahıska Türklerinden birçoğu zor yolculuk şartlarına dayanamayarak hayatlarını kaybettiler.

 

Ahıska Türkleri gittikleri yerlerde de Stalin'in zulmünden kurtulamamışlardır. Kimliklerindeki Türk kelimesinden rahatsız olan büyük diktatör, yüreklerinden süküp atamadığı Türklüğü kimliklerinden silmeyi kafasına koymuştur. Bu nedenle, kimine maddî yaptırım kimine de manevî müeyyide (bürokraside söz sahibi olma, milletvekili seçilme, elit bir kadroda yer alma vb haklara sahip olabilmek) uygulanarak üçte bire yakın bir kısmının pasaportlarındaki Türk kelimesi silinmiş ve milleti hanesine Azerî, Özbek, Kırgız, Kazak, Türkmen yazılmıştır.

 

1944 yılında Sovyet diktatörü Stalin'in emriyle, hayvan vagonlarına yüklenerek Orta Asya'nın muhtelif yerlerine sürülen ve büyük kısmı açlık ve soğukla mücadele ederek hayatta kalmayı başaran Ahıska Türkleri, Erzurum ve Kars şivesi ile konuşurlar.

 

Evlerinde tam bir Anadolu kültürü yaşanır. Türk örf ve âdetlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Bu coğrafyada yaşayan insanlara, Türk kültürünü tanıtmışlardır. Asya'da Türk lafzı telaffuz edilince, bölge halkı ilk önce Ahıska Türkleri'ni, daha sonra ise Türkiye Türkleri'ni hafızalarında canlandırmaktadır.

 

Böylece Stalin'in binbir zulmüyle Asya coğrafyasına serpiştirilip yerleştirilen bu Türkler, Türkiye Cumhuriyeti için stratejik açıdan büyük bir güç olarak bölgede yerlerini almışlardır.

Ahıska Türkleri bugün 13 cumhuriyetin 4264 değişik bölgesinde yaşamını devam ettirmektedirler. Rusya Federasyonu'nun 28 yerleşim biriminde 70.000, Kazakistan'da 145.000, Azerbaycan'da 106.000, Kırgızistan'da 57.000, Özbekistan'da 30.000, Ukrayna'da 18.000, Türkiye'de 200.000, çeşitli ülkelerde 3000 olmak üzere ortalama 629.000 Ahıska Türk'ü yaşamaktadır. (http://www.hurgokbayrak.com /yeni_sayfa_133.htm).

 

 

56 TREN AHISKALILARI TAŞIDI Nurettin Sasiyev, hiç unutamadığı ölüm vagonlarını ise şöyle dile getiriyor: "Vagonların kapılarını pencerelerini bağladılar.

 

Ne su ne tuvalet var. Abimle birlikte döşemeyi deldik. Üstünü tahtayla kapattık. Gece saat 3.17'de vagon hareket edince bir ağlayış başladı. Anam o zaman saati sordu, dediler '3'ü 17 işledi', bunu hiç unutmadım.

 

Bir trende 96 vagon var. Bizim vagonda 7 aile, diğerlerinde 14-15 aile. Bir tahta üzerinde onbir kişi yatardık. Biri çevrilmek istese onbirimiz birden çevrilirdik. Hava korkunç soğuk. Nere gidiyoruz, bilmiyoruz.

Tiflis'te durduk, lokomotifi değiştirmişler. Üçüncü gün Bakü'ye geldik. Kapıları açıp adam başı 300 gram ekmek, ne olduğu belli olmayan sulu bir yemek verdiler.

 

Sonra Astragan'da durduk. Pencereler açıldı, kapılar serbest edildi bir müddet. Tir tir titriyoruz. 28. günde Taşkent'e geldik. Bizi Taşkent vilayetine dağıttılar. Ailemi Stalin kolhozuna verdiler.

2 yıl orada pamuk işledik. Sonra Alimkent'e yerleştirdiler. Biz gidende Ruslar, ahaliye, "Kafkasya'dan adam yiyenler geldiler, kapınızı bacanını kapatın" demişler. Birinci gün kimseyi görmedik. Sonra anladılar adam yiyen canavarlar olmadığımızı. Babamdan en son sürgünden önceki Mayıs ayında mektup aldık.

 

Babam, "Ukrayna'da Alman'ı telef ediyoruz. Sağ ve selamet içindeyiz bilesiniz" diyordu. Hepsi bu. Sonra haber almadık. 12 yıl babamı aradık, bulamadık, ne ölüsünü ne dirisini.

 

Harpten dönenler ailelerinin sürgün edildiğini öğrenince neye uğradıklarını şaşırdılar, madalyalarını söküp attılar. 1956'da Korkutgillerin Kahraman'a Azerbaycan'da rastgeldik.

 

Sürgünde askerdeydi. Bulamamış ailesini. "Sen ne arıyorsun burada, ailen Semerkant'ta" deyince sevinçten ağladı, sarıldı bize. Gitti ailesini buldu. 12 yıl bir yerden bir yere gitmemiz yasaktı.

1956'da bir kanun çıktığı için ailem Azerbaycan'a geldi. Değiş tokuş yapıldı, kanun izin veriyordu. Bakü'den bir aile Fergana'ya, biz Baküye yerleştik. Üç amcam 1934'de Türkiye'ye kaçtı.

Çocukları Eleşkirt, İstanbul, İnegöl, Ankara ve Konyada yaşıyor, soyadları Yıldırım. 1944'de Stalin, bizi öz toprağımızdan söküp attı. 1989'da Fergana'da evlere mendil bağladılar. Hangi ev mendilsiz Ahıskalı evidir. Yaktılar, yıktılar.

 

KONYALI: HASTALIK KOL GEZİYORDU 1939'da Ahıska'nın Siniban Köyü'nde doğdum. Karatren yürürken 5 yaşındaydım. 24 saat mühlet vermiş Ruslar. Malımız mülkümüz orada kaldı. 20 günden fazla ölülerimizi döke döke gittik. Annem, babam ve beş kardeş bindik vagona. 9 aile daha vardı. Dayım Emirşah askerdeydi. Eşi ve 2 çocuğu vagonda öldü. Hastalık kol geziyordu. Vagon durunca babam koşa koşa gitti, haber verdi, ölümüz var diye. Askerler geldiler. Ellerindeki değneklerle ölülerimizi sürükleyerek bir çökeke bıraktılar. Kırıla kırıla Fergana vadisine geldik. Savaş bitince dayım Emirşah aylarca aramadan sonra geldi buldu bizi. Eşi ve iki çocuğunun sürgün treninde öldüğünü öğrenince çöktü. 6 ay sonra kahrından öldü. 1989 Fergana faciasında 5 yakınımı şehit verdim. Eşim olayların acısından Fergana'da kalp krizinden öldü. 3 çocuğum var. Oğlumun biri Moskova'da. Ablalarım 9 senedir Azerbaycan'da. Ailemiz paramparça oldu. Ben Bursa'ya yerleştim. Ahıska'ya, toprağıma dönmek istiyorum. 2 sürgün yedik. Hak yolunu bulsun artık. İki evim kaldı Özbek'te. Sebebi neydi? Avrupa İnsan Hakları bize lazım değil mi?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.