Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2008 17 yıl Selamlar… Aşağıda anlatacağım şey bir ailenin bugüne kadar devletten bekledikleri tek şey belki. 2001 yılında Adana’da ilk giyim dükkanını açtı. Üç kardeştiler. En küçük kardeşlerinin bu işe girişmesiyle O da, 2001 de girmişti işte bu işe. 2006 yılına kadar üç kardeşin toplam 19 tane giyim mağazası oldu. Bu mağazaları açmak için bankalardan krediler çektiler. 2006 yılına gelindiğinde en büyük ağabeyin yani “O”nun 9 mağazası oldu. 49’da işçisi. Her mağazayı açıp içini doldurmak için hem önceki mağazaların gelir getirmesi ve hem de banka kredisi gerekiyordu. Kredi, mağazalar iş yaptığı sürece önemli değildi. Derken 2005 yılının başında satışlar düştü. Krediler ödenemez hale geldi. Para bulunmalıydı hem mağazaları kurtarmak, hem işçilerin parasını ödemek ve hem de kredileri döndürmek için. Tefecilere gidildi. Vadeleri ileriye atılmış çekler karşılığında para bulundu. Basit bir hesaplama: Tefeciden aldığı 40.000,00YTL para için her ay 4.000,00YTL faiz ödeyecekti. Geleceğe umudu vardı. Her borcu bir yenisiyle kapatmaya uğraştı, her borç için bir çek daha. Gelecek daha da karardı. Bu arada tek kızını biriyle nişanladı. 2006 yılının aralık ayında ne tefecilerle ne de bankalarla uğraşacak takati ve geliri kalmamıştı. Toplamda günlük 4-5.000,00YTL cirosu olan mağazalar artık 500-600,00YTL gelir getiriyordu ve bu sadece kiraları bile karşılamıyordu. Derken tek kızı; bir buhrana girdi ve ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırıldı. Tam 2,5 ay. 2,5 ay uyutuldu. Bir yanda kızı öbür yanda borçlar. “O” şeker hastasıydı ve dükkanları karısının ve kızının üzerine yapmıştı. Keşke yapmasaydı… Nasıl ödeyecekti. İçtiği sigaranın markasını değiştirdi önce sonra Mağazaları satmaya başladı. Tesktil ölmüştü ve alanlar su parası veriyorlardı sanki. Evvela elindeki Dublo’ya banka haciz koydu, sonra ipotekli olan evine. Kiraya çıktılar. Tefeciler çekleri getiriyorlardı. Abi daha yazdırmadık, ödeyecek misin. Ödedi, ödedi, ödedi. Tek mağaza kaldı. Yıllık 36.000,00YTL’ydi 2007 yılında kirası o son mağazanın. Yıllık değil de aylık ödeme yapmak istedi, ödeme konusunda anlaşamadı mağaza sahibiyle. Ve mahkeme tahliyeye karar verdi. Dükkandaki tüm giyim eşyası dışarı atıldı onlarca polisle beraber. 38 yıllık eşi, can yoldaşı karısı, o zamana kadar içine akıttıklarını şimdi koyvermişti. Bir evleri yoktu, bir mağaza yoktu. Ve bir ton giyim eşyası vardı sokak ortasında. Karısının 38 yıllık can yoldaşının bu halini gören “O” başka bir mağazaya bu giyim malzemelerini toptan satmaya kalktı. Parası bir hafta sonra verilecekti. 150-200.000,00YTL’lik mala 20.000,00YTL verilecekti. Giyim malzemelerini toptan alan mağaza sahibi “O”nun borçlu olduğu bir tefecinin arkadaşıydı. Tefeci’de o alacağa el koydu. Tefecilerden birini vurmayı düşündü önce; sonra karısı ne olacaktı. Kendini öldürmeyi düşündü. 1.500 gün sigorta pirimi vardı ve öldüğünde karısına bir SSK maaşı bağlanabilirdi. Yapamadı. Onu çok seviyordu ondan ayrılmak istemezcesine. Her şeyden önce karısı için çırpınması gerekiyordu. Ev yemekleri yapan bir yemek dükkanı açabilirdi. Elinde çok az bir para ile karısının son bileziği vardı. Yaptı. İkinci gün, tefecilerden biri borca karşılık dükkanı işletmeyi üzerine aldı. “O”na yol verdi. Haydi sen başka iş yap. Kiradaydı. Kira parası nasıl ödenecekti. Evinde para edecek bir tek kliması vardı ve sattı. 2.500,00YTL’lik klimaya 550,00YTL verdiler. Sattı, mecburdu. Geçen ayın son kirası verildi. Bu ay satacak bir şey kalmadı. Eşyalarını bir akrabalarının kullanılmayan ambarına kaldırmak için parmağındaki iki yüzükten birini sattı. Eşyalar ambara kaldırıldı ama kendileri ne olacaktı. 2007 yılının sonunda evlendirdikleri ve şimdi 2,5 aylık hamile olan kızlarına taşındılar. 19 mağaza, hepsi bir şekilde battı. Üç kardeş ve onların eşleri çocukları hepsi bir şekilde bu duruma düştüler hemen hemen. Bu hengame içerisinde karşılıksız kalan çekler hala vardı. Ve bunlardan açılan davalar sonunda nihayet geçen ay çek miktarı kadar para cezası verildi. Hem “O” na hem de hamile kızına. İlki 5.000,00YTL idi. Üç kardeş de benzer şekilde cezalara çarptırıldılar. 5.000,00YTL. Nasıl ödenir hem kızı hem “O” 10.000,00YTL. Daha bir sürü ceza gelecek. Nasıl ödenir, cepte sigara parası bile yok. Nasıl ödenir yemek parası bile yok, nasıl ödenir…ÖDENEMEZ… Pekiyi ne olacak…Günlük 100,00YTL üzerinden hapse çevrilecek. 50 gün hapis. Her şeyini kaybetmiş bu adamı, karısını, 2,5 aylık hamile ve deliliğin berisinde olan kızını, kardeşini, yiğenlerini, kardeşlerinin eşlerini ödemeyecekleri adli para cezası yüzünden hapis bekliyor. Hem de belki çekten dolayı mükerrirlere verilecek cezadan daha çok hapis. Çünkü adli para cezası 100,00YTL üzerinden hapse çevriliyor. Mükerrirlere ise 1-5 yıl arasında hapis cezası veriliyor. Örneğin piyasada 50.000,00YTL’lik bir çekiniz varsa ve karşılıksız çıkarsa 50.000,00YTL adli para cezası veriliyor ve bu da ödeyememeniz durumunda 500 gün hapse dönüşüyor. 500.000,00YTL’lik çekiniz karşılıksız çıkarsa 5.000 gün hapis cezası. 1.000.000,00YTL’lik çekiniz karşılıksız çıkarsa 10.000 gün hapis. Kaç yıl yapıyor biliyor musunuz. 27,5 yıl yapıyor. Ertelemesi yok, başka cezaya dönüşme ihtimali yok. Çek bedellerini ödeyebilseydiler zaten ödeyeceklerdi ama madem ödeyemediniz devlet alacağına dönüştüğü için ödemezseniz hapsi hak ediyorsunuz demektir. Sadece Adana’da bu türden davalar nedeniyle binlerce dosya var Asliye Ceza Mahkemelerinin elinde. Savcılarda 1000 lerce adli para cezasının hapse dönüştürülmesi dosyası var. Şimdi bu insanların devletten tek istekleri var. Biri 60 yaşında biri 57. Tek istekleri var her şeylerini kaybettikten sonra. Hapse girmemek. Mükerrir değiller geleceğe güvenip çekle borçlanmışlar ve gelecek umdukları gibi olmamış. Kimseyi dolandırmak istememişler. Ve bütün mağazalarını satıp, evi arabayı her şeyi tüketip borçları ödemeye çalışmışlar ve hala kaçmıyorlar…Şimdi tek istek…Hapse girmemek. Biri çıkıp da bana çek nedeniyle verilen para cezasının nasıl olup da mükerrirlere verilen cezadan daha ağır sonuç doğurduğunu açıklayabilir mi? Biri bana çıkıp da; çekin karşılıksız çıkması nedeniyle verilen para cezasının tecavüzcülere verilen hapis cezasından daha fazla cezayı gerektirmesini açıklayabilir mi? Devletten tek istek; Başka kanunlar gereğince verilen (TCK dışındaki) para cezalarının adli para cezasının infaz rejimi kapsamından çıkartılması veya çekten dolayı verilecek adli para cezasının hapse dönüştürülmesinin kaldırılması. Belki binlerce insanın isteği budur… Lütfen, bu mesajı katıldığınız forumlara iletin... Selam ve saygılar... NOT: Bu meselenin güncelin tam içinde olduğunu söyleyebilirim. 2005-yılında yürürlüğe giren bir kanunla diğer kanunlardaki ağır para cezaları adli para cezasına çevrildi. Daha sonra Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında kanun yürürlüğe girdi. Bu kanuna göre adli para cezalarının ödenmemesi hapse çevriliyordu. Ancak aynı kanun adli para cezasının tarifinin Türk Ceza Kanununda olduğunu söylüyordu. Oradaki tarif ise; hakim tarafından 20-105 YTL arasında belirlenecek gün bedelinin verilen günle çarpılması sonucu olduğunu söylüyordu. Çekten dolayı verilen hapis cezasında ise böyle bir belirleme yok ve doğrudan çek bedeli kadar hapis cezası var. Yani ki; şu anda ortada saçma sapan bir uygulama var ve 1.000 lerce insan hapse giriyor bu sebeple. Bunun herkese duyurulması gerektiğini düşünüyorum...
Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2008 17 yıl Kardesim haklisinda sacma sapan olmayan hangi yasa var su anda Türkiyede,Aldiklari tepki nedeniyle Deli dumrul VERGILERI diye adlandirilan vergi listesini geri cektiler,evinin önüne parkeden adamdan vergi almak sacmalik olmuyormu.Evin sahibinden cok icinde oturup evi isgal eden kiraciya hak tanimak sacmalik olmuyormu,acin okuyun yeni kiraci yasasini ve bakinki ne cevherler var o yasada,adam kiracisini cikartamiyor cikartirsa üc yil baskasina kiralayamiyor bu nedemektir,bu hakki devlet kendinde nasil görür bu ev sahibinin evinin gaspedilmesi degilmidir ama Türkiyede oy ugruna her dolap cevrilir her adil olmayan yasa cikarilir.Evet nereye kadar dayanabilirsiniz?? saygilarla
Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2008 17 yıl insanlar boyle zor durumlara dustukleri zaman aileleri ac kalmasın diye her yardıma muhtac oluyorlar... yardım almak demek bizim geleneklerimze gore borclu olmak demek.. diyet ödemek demek yeri gelince... genelde bu diyet hep secim zamanı karsımıza cıkıyor.. durust ve namuslu her insan zor durumda kalınca kendisine yardım eden çakal bile olsa zamani gelince diyetini öder... insanımızın bu durustlugu belkide bugun burda olmamızın nedenidir... bir cuval erzak bir cuval kömür karsılıgına oyunu veren insanımıza kızamıyorum ben... ama keske onları bu duruma dusurenlerin kim oldugunu gorebilseler... merkez bankası bugun gecelik faizleri arttırdı... bunun anlamı ulke ekonomisine yuklenen fazladan 2,5 milyar dolarlık yuk demek... bunu kim odeyecek sanıyoruz? cok basit bir matematik hesabı var... japonyadaki bir ev kadını, ticaretle ugrasmayan, hirbic bilgisi yetenegi olmayan bir ev kadını bir japon bankasından gidip 1 milyon dolar kredi alsa, bu parayı turkiyeye getirip devletten tahvil yada bono alsa, bir yıl sonra kazanacagı parayı japonyadaki bankaya geri ödese cebine 250 bin dolar para kalıyor.... bunu herhangi bir universitede ekonomi okuyan universite ogrencisi bile bliyor... peki bu kadının kazandıgı 250 bin dolar nerden geliyor? arkadasımızın örnegini verdigi durust namusuyla calısan insanların omuzlarına yuklenen vergilerden geliyor.... hersey yolunda diyorlar.... gercegi gormek icin illaki duvara toslayıp herseyimizi kaybetmemiz mi gerekiyor? Durmak Yok Yola Devam...!!!!
Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2008 17 yıl Bir devlet tabiiki vergi almalidir ve vatandas ise vergi ödemelidir kazanci nispetinde,vergisiz kazanc helal kazanc degildir vede cok dogrudur o vergilerle devletin isleri yürütülür,fakirlere yardim edilir,vatandasin noksanlari giderilir yani vergi devletin bir kazancidir ama eger devlet yanlis ekonomik planlar yapar veya birilerinin gözüne girebilmek icin bol keseden borclar yaparak ayakta durmaya calisirken bu bol keseden aldigi borclarin ödenmesi icin vatandasin cebine elini kilitler omuzlarina biner ve devlet topraklarini borc ugruna satiliga cikarirsa bu devleti yönetenlerin ne yapmak istedikleri tartismaya acilir.Cikarilan tüm yasalar vatandasa yarar degil zarar verici yasalardir.Bu yasalarla yönetim oy avciligi yapmakta ve borclarini ödemeye calismaktadir.Belediyelere para aksin diye bin vatandasin tepesine ve zorla vergi al.bumudur senin adil yönetimin,bumudur senin biz halk icin variz diyisin bumudur senin demokrasi anlayisin diye sormazlarmi insana.Millet fakr-ü zaruret icinde yüzerken sen birde bu milletin sirtina vergi üstüne vergi vuruyorsun,ama diger yanda ogluna aldigin gemicigin hesabini vermekten kaciyorsun.5 yildir iktidardasin gelmis gecmis hükümet baskanlarinin icinde encok seyahat eden sen oldun,bu paralari vatandas ödüyor sen geziyorsun,ne gecti eline onca seyahat etmekle,ne kazandin kocaman bir hic.Vatandasin alinteri vergilerini carcur etmekten öte hicbir seye yaramadi seyahatlerin ve hala vergi yüklemeye calisiyorsun milletin sirtina. Eger bu millet bütün bu olanlar karsisinda susuyorsa,hala sükrediyorsa bu milletin hayatindan memnun olmasindan degildir millet ne yapacagini bilememenin kararsizligi icersindedir.Cünkü kimi bagirna basti ise bagrina bastigi kisi tas cikmistir. saygilarla
Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2008 17 yıl Bu konu hakkında AKİM aracılığıyla konunun çözüme kavuşturulması için başvuruda bulunmuştum. AK PARTİ'nin internet sitesi aracılıyla bulunduğum başvuru Adalet Bakanlığı'na ulaştırılmış ve Adalet Bakanlığı Kanunlar Dairesi Başkanlığı tarafıma bir bilgi notu göndermiştir. Bu notta; şu anda çekle ilgili komisyon tarafından tasarı üzerinde çalışılmakta olduğu, çekle ilgili görüşlerimin bu komisyonda dikkate alınmak üzere bilgi edinildiği belirtilen bir cevap verilmiştir. Ne derece dikkate alınır bilmiyorum ancak Devlet'in, vatandaşının talebine cevap vermesi dahi insanı onore ediyor... Tarafıma cevap verme lüksünü gösteren Adalet Bakanlığı'na buradan teşekkür ediyorum.
Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2008 17 yıl Bu konu hakkında AKİM aracılığıyla konunun çözüme kavuşturulması için başvuruda bulunmuştum. AK PARTİ'nin internet sitesi aracılıyla bulunduğum başvuru Adalet Bakanlığı'na ulaştırılmış ve Adalet Bakanlığı Kanunlar Dairesi Başkanlığı tarafıma bir bilgi notu göndermiştir. Niyetim kötü ya yine cımbızla çektim en güzel yerini... Şimdi sen bu öneriyi direkt olarak kendin yollasaydın ya da Chp aracılığıyla yollasaydın (Chp nin böyle bir kurumu yok diyebilirsin) bu öneri dikkate alınırmıydı?
Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2008 17 yıl Gozilla, AKİM'e kayıtlı kullanıcı filan değilim. Bu sebeple alalade bir adam olarak başvuruda bulunuyorum ama nihayetinde AKİM bir partinin internet sitesindeki bir bölüm. Doğrudan doğruya Adalet Bakanlığına başvuruda bulunsam ihtimal ki; dilekçe hakkının kullanılmasına dair kanuna göre mecburi bir cevap vereceklerdi ancak aynı cevap mı olurdu bilmiyorum. Bazen, bazı kurumlara dilekçe vermek istersiniz ancak dilekçenizin daha fazla dikkate alınması için Valiliğe gönderirsiniz. Valilik'te havale yoluyla ilgili kuruma gönderir ve Kurum mecburi olarak bir cevap vermek zorunda kalır. Yoksa 60 günden sonra red edilmiş sayılıyor ya ilgili kanuna göre... CHP'nin sitesinde de böyle bir kısım var mı bilmiyorum ama AKİM'e başvurarak akil davrandığımı düşünüyorum... Altında hinlik araman normal, benim de CHP'den yardım talep etmemem normaldir...
Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2008 17 yıl Gozilla, AKİM'e kayıtlı kullanıcı filan değilim. Bu sebeple alalade bir adam olarak başvuruda bulunuyorum ama nihayetinde AKİM bir partinin internet sitesindeki bir bölüm. Doğrudan doğruya Adalet Bakanlığına başvuruda bulunsam ihtimal ki; dilekçe hakkının kullanılmasına dair kanuna göre mecburi bir cevap vereceklerdi ancak aynı cevap mı olurdu bilmiyorum. Bazen, bazı kurumlara dilekçe vermek istersiniz ancak dilekçenizin daha fazla dikkate alınması için Valiliğe gönderirsiniz. Valilik'te havale yoluyla ilgili kuruma gönderir ve Kurum mecburi olarak bir cevap vermek zorunda kalır. Yoksa 60 günden sonra red edilmiş sayılıyor ya ilgili kanuna göre... CHP'nin sitesinde de böyle bir kısım var mı bilmiyorum ama AKİM'e başvurarak akil davrandığımı düşünüyorum... Altında hinlik araman normal, benim de CHP'den yardım talep etmemem normaldir... Ben seni bu tarzından dolayı seviyorum. Fikirler uyuşmasa bile kavgayı değil güzelce konuşmayı tercih eden nadir kişilerdensin.Ne güzel anlatmışsın.Aldım cevabımı sağol.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.