Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
İşte sizinle bu yüzden anlaşamıyoruz...

Ben, Tanrı'nın, tüm sıfatlarının varlıkta tecelli ettiği üzerine öğreti aldım...

Yani Tanrı tüm sıfatları ile insanda, kuşta, börtü böcekte, dağda tepede, ağaçta suda tecelli eder şeklinde...

Vahdet-i Vücutta bu vardır...

 

Siz Şeriatten öte geçememişsiniz...

 

Melamilerde şöyle birşey vardır:

Diğer tariklerin çıkabilecekleri en yüksek nokta,

Melaminin daha ilk adımını attığı yerdir...

 

Evet..Melami olana kadarda anasından emdiği burnundan gelmiştir.. :D..Melamet kapısı en son kapıdır..bütün kapılardan içeriye bakılır..girilir gezilir..az biraz oyalanılır..sarmadı başka kapılar çalınır..derken en son kapıya gelinir..işte burasıdır Melamet kapısı.. :D hiç bir yer kesmemiştir..tatmin etmemiştir..hep soru işaretleri kalmıştır..işte soruların bitip,yani sorarak öğrenmenin bitip yada okuyarak öğrenilenlerin uygulamaya geçildiği kapıdır bu kapı.. :D HAYat kapısıdır yani..yakın duruyorsun bu kapıya :D

 

En belirgin,en anlaşılabilir sıfatları İNSAN,dadır..İNSAN bu gezegendeki adıdır.. :D (fazlamı açık oldu yoksa :D :D :D )

  • Cevaplar 88
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Evet..Melami olana kadarda anasından emdiği burnundan gelmiştir.. :D ..Melamet kapısı en son kapıdır..bütün kapılardan içeriye bakılır..girilir gezilir..az biraz oyalanılır..sarmadı başka kapılar çalınır..derken en son kapıya gelinir..işte burasıdır Melamet kapısı.. :D hiç bir yer kesmemiştir..tatmin etmemiştir..hep soru işaretleri kalmıştır..işte soruların bitip,yani sorarak öğrenmenin bitip yada okuyarak öğrenilenlerin uygulamaya geçildiği kapıdır bu kapı.. :D HAYat kapısıdır yani..yakın duruyorsun bu kapıya :D

 

En belirgin,en anlaşılabilir sıfatları İNSAN,dadır..İNSAN bu gezegendeki adıdır.. :D (fazlamı açık oldu yoksa :D:D:D )

Tebrikler Dayı...

Süpersin ya hu!

 

Demiş ya Farabi:

"İnsan küçük bir kainat,

Kainat büyük bir insandır..."

Gönderi tarihi:
Tebrikler Dayı...

Süpersin ya hu!

 

Demiş ya Farabi:

"İnsan küçük bir kainat,

Kainat büyük bir insandır..."

 

 

Her ne var ise Alemde O vardır ADEM,de.. :D

 

Tanış olduğun Melami var ise Selam söyle..var sizin gibi bir KIRIK, forumumuzda de..açık saçık dolaşır,testtüre uymaz de.. :D

 

İşin şakası latifesi bir tarafa..gerçek Melami..

 

 

Gönlündeki,İÇindeki Sevgisini keşfedip paylaşmasını bilendir.. :clover:

Gönderi tarihi:

Vesade2 den alıntılar:

 

Şunu kesinlikle anlayın ki bu bilim olayında Hakkın anlaşılması hiç mi yoktur. Tabi ki vardır, bilim her bilgiye ölçerek mi ulaşır. Ölçemeden kabul ettiği bilgi yok mudur? Büyük patlama teorisini ölçümleyebilmiş mi, görmüş mü duymuş mu, ama var olduğu kanısına deliller getirmiş. Bu ne demektir her şeyi ölçmeye gerek yok. Ölçebildiğimiz bunca nesnenin varlığından mantık yürüterek hakkın varlığına ulaşılabilir.

 

Önce böyle diyorsun daha sonra da şöyle:

 

Sen önce bilgi çeşitlerini bir düşün… ıspat edilenle ispat edilemeyeni ayır ve birini diğeriyle yargılama… sahaları farklıdır. Futbol sahasında basket oynamaya kalkma…

...................................

Sen masala değil onu anlatana bak. Tabiî ki insanların anlatmasına masal karışabilir, ancak Allah’ın C.C. anlatmasına masal karışmaz. Şimdi cin kıyasının yerini masal anlatan insanlar aldı. Sürekli değiştiriyorsunuz bir kararınız yok bu teşbihte…

 

"C.C." nin de anlatmadığı masal kalmamış ki, kuşlar savaşmış denizler ikiye açılıp ordular geçmiş, ayağını vurunca su fışkırmış, bastonlar yılan olmuş, gezegenleri ikiye bölmüş, babasız çocuk doğutturmuş, bir sofrayla ordu doyurmuş, ırmaklar gibi şarap akıtmış vs. vs. "C.C" nin kavramlarının zaten tümü masal. İnsan üzerine söylediği hükümler hariç. O konuyu da insanlardan öğrenmiş. Tüm arap masalları, kültürü onda. Yani açıkçası Araptan öğrenmiş insanlara geri yansıtmış.

....................................

 

Ben vermiyorum. Zatının idraklerden öte olduğu hem nakille hemde tecrübeyle sabittir. Zatı hakkında ne düşünürsen o düşündüğün şey insanın değişmesiyle değişir. Şimdi zat hakkında devamlı değişmeyen bir tasavvura güç yetiremeyiz. İmanlı bir kul zat hakkında idrak ettiğinin değiştikçe günaha girdiğini de bilir. Bu yüzden en büyük idrak idrakin idraksizliğini idraktir ,der. Olay budur…

 

Sağlıklı tartışmıyorsun vesade “ya manitunun sıfatları?” diyorum, onun hakkında hiçbir şey söylemiyorsun. Varsa yoksa sizin Allah. Ya mübarek Manitu ne olacak? Ahura Mazda var sırada, Ya yehova? Ya Türklerin gök tanrısı? “Bizim tanrı onlarınkinden üstündür”mü diyeceksin. Ya da, “ben doğru söylüyorum onlarınki yalan mı” diyeceksin? Sizden başka insanların da olabileceğini onlarında değerleri olduğunu ne zaman kabulleneceksiniz? Seninki si “benim tanrım senin tanrını döver” gibi bir şey olmuyor mu?

.......................................

Kainatı ayakta tutuyor, daha ne istenir bilmemki, şerri yarattığını kabul ediyorsanız, öyleyse hayrı yarattığını da kabul edeceksiniz. Sırf şerri yükleyemezsin…

 

Çelişkiye bak şimdi. Yani ipler onun elinde ise, ona muhtaç isek bize her kötülüğü yapacak. Buna da Allahın kötü olma sıfatı diyeceğiz öylemi? Kötü tarafı olan Allah, ilginç doğrusu. Ona yüklediğiniz bir insan sıfatı daha. Şimdi bir çocuk bakıcısı düşünüyorum. Hem bakıyor bebeğe, hem de ağlayınca basıyor tekmeyi. Neden olmasın? Hayrı olanın şerri de olmaz mı? Bu mu söylemek istediğin?

........................................

Siz benzetme yapmadan duramıyorsunuz. Anlatıcısına dikkat edin masal demeden önce insaf el insaf….

 

Benzetmesiz olmaz. Bilimin tümden gelim ilkesidir. İnsanın masalı yalansa, tanrınınki de yalandır.

Gönderi tarihi:
Vesade2 den alıntılar:

 

 

 

Önce böyle diyorsun daha sonra da şöyle:

 

 

...................................

çelişkiye gel de beraber bakalım :

 

Hem Allah ın C.C. taş gibi ispatını isteyeceksin; bense bunun olmayacağını taşın ve Allah ın farklı varlıklar olduğunu söyliyerek , birincisi için kullandığın ispat metodunu Allah için kullanamayacağını ifade ederek bilimle inancın farklı olduğunu söylemeye çalışmaktayken :bunu alıp:.

 

Sonra da -bilimsel olan ya da benim bilimsel anlayışım diyelim-büyük patlama teorisini onun varlıgına bir delil olduğunu söylediğim cümleyle çeliştiğimi ,ifade edeceksin…..

 

Bu sonuncu yani teorideki benim dediğim bilimle; senin dediğin ve anlatmaya çalıştığın taş örneğindeki ilk bilimsellik arasında hiç mi fark yok .

 

Fark yoktur diyorsan ben yanılmaktan onur duyarım. Ancak sen de Allah ın varlığını kabul edeceksin. Mesele budur…

 

Ha fark vardır diyorsan : o zaman şu bana isnat ettiğin çelişki ne …

Gönderi tarihi:
Ben, Tanrı'nın, tüm sıfatlarının varlıkta tecelli ettiği üzerine öğreti aldım...

Vahdet-i Vücutta bu vardır...

Hayırdır Boşig... "Tarihsel materyalizm" bitti tasavvuf mu başladı? "Tecelli" nedir? Tarihsel materyalizm tecelli'yi nasıl açıklar? Zaten varlığın kendisi olan bir şeyin tecelli etmesine gerek var mıdır? Şimdi sen boşig'sin, sen boşig'de nasıl tecelli edersin? Açıklayabilir misin?

Gönderi tarihi:
Hayırdır Boşig... "Tarihsel materyalizm" bitti tasavvuf mu başladı? "Tecelli" nedir? Tarihsel materyalizm tecelli'yi nasıl açıklar? Zaten varlığın kendisi olan bir şeyin tecelli etmesine gerek var mıdır? Şimdi sen boşig'sin, sen boşig'de nasıl tecelli edersin? Açıklayabilir misin?

 

Sayın DemirEfe...

"Tarihsel Materyalizm" bitmedi...

Her zaman söylediğim gibi "Tasavvuf"a ilgi duyuyorum ve öğretilerini beğeniyorum...

 

Mesela Budistleri de çok severim ama budist değilim...

Kızılderililerin kültürlerini, yaşam anlayışlarını da çok beğenirim ama hiç duman tüttürüp barış çubuğu yakmadım...

Gök-Tanrı inancını daha çok beğenirim ama hiç "Ey Gök-Tanrı'm" diye yakardığım olmadı...

 

Yani "Tarihsel Materyalizm"i benimsemiş olmamız, tüm öğretilerden nefret etmemizi

Ya da onlardan hoşlanmamamızı gerektirir mi?

 

Somuçta zamanında Melami olarak başladım ben,

Ama şimdi değişmiş olmam, o öğretiden nefret etmemi

Ya da o öğretiyi beğenmememi gerektirmez bence...

 

Ben dinlerden de nefret etmem aslında,

Çünkü nefret etmem için, o yönde bir yaşantımın olması lazım...

Dinlerden nefret etmemi gerektirecek bir yaşantım olmadı...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Ya Boşig kardeş, ben ne tasavvufu niye seviyorsun, ne var bu tasavvufta bu kadar sevilecek diye sordum, ne de dinlerden niye nefret etmiyorsun, bak dinler ne kadar kötü, mutlaka nefret etmelisin, etmedin mi cık! olmaz! diye bir laf ettim.

 

İstediğim sadece sorularıma cevaptı...

Gönderi tarihi:
Ya Boşig kardeş, ben ne tasavvufu niye seviyorsun, ne var bu tasavvufta bu kadar sevilecek diye sordum, ne de dinlerden niye nefret etmiyorsun, bak dinler ne kadar kötü, mutlaka nefret etmelisin, etmedin mi cık! olmaz! diye bir laf ettim.

 

İstediğim sadece sorularıma cevaptı...

Hımm...

O zaman ben yanlış anladım sanırım Sayın DemirEfe...

Kusura bakmayın...

O anlık heyecanıma verin...

 

"Tarihsel materyalizm" bitti tasavvuf mu başladı?

Hayır, başlamadı...

 

"Tecelli" nedir?

Tanrı'nın var olanda varlığa gelmesidir diyebilirim. Yani tüm varlıklarda kendisini göstermesidir. Ben bunu varlığın kendisinin Tanrı olması şeklinde anlamlandırıyorum açıkçası...

Tarihsel materyalizm tecelli'yi nasıl açıklar?

Tarihsel Materyalizm "Tecelli" ile ilgilenmez. Zira Tarihsel Materyalizm'in "Tanrı" kavramı ile ilgili bir açıklaması, tanımlaması, anlamlandırması yoktur. Tarihsel Materyalizm için "Tanrı" sorunu yoktur, çünkü var olan devinime "Tanrı" adını koymayı dert edinmez, böyle bir çaba içersine girmez. "Tecelli" düşüncesi bir öğretidir sadece... Tarihsel Materyalizm, "Tecelli"yi açıklama derdine düşmez...

 

Zaten varlığın kendisi olan bir şeyin tecelli etmesine gerek var mıdır?

Şimdi sen boşig'sin, sen boşig'de nasıl tecelli edersin?

Tanrı'nın insanda tecelli etmesi açısından dediğiniz gibi kişinin kendisi zaten hakk ise,

Tecelli nasıl olur?

Ben bunu kişinin kendisine yönelmesi,

Kendisini tanıması olarak anlamlandırıyorum.

Tasavvuf, temellerini sadece İslam'dan almaz...

Eski Yunan'dan, Aristo Felsefesinden de alır...

Eski Türk ve İran inançlarından da alır...

Hint ve Budist inançlardan da alır...

Bunların hepsinin ortak yanı da

"Erdemli İnsan" olmanın en temel şartı

Kişinin kendisini tanımasıdır, kendisine yönelmesidir...

İç huzurunu keşfedebilmesi...

O yüzden Tasavvufu İslam ile sınırlı tutmuyorum...

 

Kendisini tanıyabilen kişi benliğinin farkına varabilir.

İşte bu kendinde olanı bilmek haline "Hakk'ta Hakk Olmak/Ene'l Hakk" demişlerdir...

Tanrı'nın tecellisi de bunu kastediyor bana göre...

 

Özetçe böyledir bu öğreti benim anladığım ve bildiğim kadarı ile...

Gönderi tarihi:

çelişkiye gel de beraber bakalım :

 

Hem Allah ın C.C. taş gibi ispatını isteyeceksin; bense bunun olmayacağını taşın ve Allah ın farklı varlıklar olduğunu söyliyerek , birincisi için kullandığın ispat metodunu Allah için kullanamayacağını ifade ederek bilimle inancın farklı olduğunu söylemeye çalışmaktayken :bunu alıp:.

 

Sonra da -bilimsel olan ya da benim bilimsel anlayışım diyelim-büyük patlama teorisini onun varlıgına bir delil olduğunu söylediğim cümleyle çeliştiğimi ,ifade edeceksin…..

 

Bu sonuncu yani teorideki benim dediğim bilimle; senin dediğin ve anlatmaya çalıştığın taş örneğindeki ilk bilimsellik arasında hiç mi fark yok .

 

Fark yoktur diyorsan ben yanılmaktan onur duyarım. Ancak sen de Allah ın varlığını kabul edeceksin. Mesele budur…

 

Ha fark vardır diyorsan : o zaman şu bana isnat ettiğin çelişki ne …

 

Aslında sana gereken cevapları Brain Slapper vermiş. En tatmin edici cevaplar. Bu konuda kafan netleştiğinde bilimin ne olduğunu ve hangi kavramlarla ilgilendiğini tartışırız. Tartışmanın gidişatı ona bırakılması gerekirdi.

 

Doğru anlatabilmişim kendimi. Teşekkür ederim.

 

Bilimsel yöntemle ispat edilemedikçe, ileri sürülen tezler, hayallar, halüsinasyonlar, inançlar, tahminler, masal olmaktan öteye gidemez.

 

Masallardan birini doğru saymak, başlıbaşına komedidir.

 

Benim, "madem herşeyi bir ilah yarattı, bu ilahın Uçan Spagetti Canavarı olmadığını ispatlayın, forumu terkedeceğim tahhüdümün altında yatan şey şudur: Masalların birini "değişmez gerçek" saymak akla, mantığa, matematiğe aykırıdır. Bunu ispatlamak istiyorum.

 

Herşeyi Allah yarattı iddiası ne kadar doğru ise,

herşeyi Uçan Spagetti Canavarı yarattı iddiası da aynı derecede doğrudur.

 

Herşeyin Allah tarafından yaratıldığını iddia etmek ne kadar bilimsellikten uzaksa,

Herşeyin Uçan Spagetti Canavarı tarafından yaratıldığını iddia etmek ne kadar bilimsellikten uzaktır.

 

"

 

Mesela sen neden herşeyi Allah'ın yarattığına inanıyorsun da Uçan Spagetti Canavarının yarattığına inanmıyorsun?

Gerekçen nedir?

 

 

 

Benim sözüm de havada değil.

 

Benim sözümün arkasında da, herşeyi yaratan, Muhammed'i yaratan, diğer destek olarak sunduğun Ömer, Ali, Osman, ebu Bekir, Gazali, İmam Rabbani, Abdülkadir Geylani, Fatih,Mevlana gibi adamları yaratan Uçan Spagetti Canavarı var.

Benim sözümün arkasında, insan hakları evrensel bildirgesi var.

 

Uçan Spagetti Canavarına hamdolsun.

O yeri göğü yaratan, hepimize rızık verendir.

Kendisine inanmayanları bile sevendir, kebap yapmayandır.

Adını, insanlara kötü muamele, baskı ve ayrımcılık için kullandırtmayandır.

Kendisine tapınılması için çırpınmayan, öfkelenmeyen, dellenmeyendir.

Kendisi adına herhangi bir eylem yapılmasını istemeyen, kan dökülmesinden nefret edendir.

İnsanları erkek-dişi, özgür-köle, özgür-cariye diye ayırmayandır.

Kimin nasıl giyindiğine karışmayandır.

Adına tapınaklar yapılmasını, seyahatler düzenlenmesini isteymeyendir.

Ne mütevazidir herşeyi yaratan, gören, gözeten yüceler yücesi Uçan Spagetti Canavarı.

Uçan Spagetti Canavarına hamdolsun.

 

 

 

Uçan Spagetti Canavarı konusundaki sözlerimin bilimsel bağlamda kıymeti harbiyesinin olmadığını görebilecek kadar bilimsel düşünebiliyorsunuz.

O zaman, aynı bilimsel düşünmeyi Allah için de yapınız.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Anladım sayın boşig. Ben bu sorgulamayı senin belli terminolojiyi kullanma yatkınlığını test etme açısından yapmıştım. Yoksa tecellinin ne olduğu filan tabii ki umurumda değil. Anladığım o ki sen bazı terminolojileri içi boş olsa da, önüne eşittir y kare artı x üzeri aç parantez...vs. yazılamasa da kullanma yanlısısın. Beni bu tür bir teste kalkıştığım için bağışlamanı dilerim, ama bu terminoloji konusunda bazen iletişim sorunları çıktığını biliyorsun. Terimlerin içini doldurmak bence çok önemli. Bir terimin eşittir x,y... bileşenlerini yazabilmek fizikçilerin en büyük düşüdür. Bir E=m.c2 ifadesini yazabilmiş olmak, bu serüvenin çivi yazılarından başlayan serüveni, insanlığın bence Demokritos'tan başlayan bilim serüveni bence nefes kesicidir. Sahi ya ben nickimi Demokritos yapsam... Usandım bu demirefeden. Üstelik nette çok kullanılıyor. Sahiden bu nick nasıl değiştirilir yahu? Kontrol panelinde filan böyle bir seçenek göremiyorum.

 

Neyse, bir "her şeyin kuramı" anlayışı olabilir mi, buna ne diyorsun. Yani şimdi senin anlatımına bakınca materyalizm ayrı bir şey, tasavvuf ayrı bir şey. O ona, o da ona karışmaz, ilgilenmez. Fakat acaba tüm varlığın özünde olan bir gerçekten kaynaklanan, her şeyi kapsayan, her şeyle ilgisi olan bir "her şeyin kuramı" olabilir mi sence? Olabilirse ne olabilir? Gerçeğin erişilemez olduğuna inanırım. Ama baktığımız her şeyde en azından gerçeğin ipuçlarını görebileceğimiz bir düşünsel araç, bir felsefe olabilir mi? Bunun senin açından materyalizm olmadığını görüyorum, çünkü tasavvufu beğeniyor ve seviyorsun, ama materyalizmle onu karıştırmıyorsun. O halde materyalizm senin için her şeyi açıklayabilen bir kapsayıcılığa ulaşamamış.

 

Ben aslında "her şeyin kuramı" anlayışına karşıyım. Çünkü gerçek, basit ilkelerle açıklanamayacak kadar çok ama çok karmaşıktır. Bir "her şeyin kuramı" geliştirilebilmesi, çok büyük bir devrim olur. İnsanlığın en çetin iki sorusunun "what is the time and what is the trust" olduğuna inanıyorum. Bunu niye İngilizce yazdığımı ben de bilmiyorum. Bu şekilde yazmak, sorunun tüm kültürler ve tüm insanlar için ortak bir sorun olduğunu vurguluyor gibi. Hoşlansak da hoşlanmasak da İngilizce bir dünya ortak dili. İkincisi Arapça. Dur bakalım: "Mel zamanu ve mel hakku"? Yok ya, olmuyor. Çok soyut ve uhrevi kaçıyor. Maddi ve somut bir gerçek kavramı peşinde koşmak için İngilizce çok uygun. (*)

 

"Yahu elin İngilizcesinden Arapçasından sana ne, Türkçenin suyu mu çıktı?" denebilir. Ama evrensellik önemli. Bir de Türkçenin dil uzmanlarınca bilinen bir sözcük-kavram üretme yeteneksizliği var. Bu, eklerin ardarda ulanması yüzünden oluyor. "Türkiyelileştiremediklerimizdenmisiniz" bunun somutlaştırılmış örneği. Türkçe, ekleri takıları ayrı bir kelime olarak saymamış. Halbuki takılar başlı başına birer kavram temsilcisi. Arapça "min" başlı başına bir kavram temsilcisi sözcük, bir takı değil sadece. O yüzden ithalatla büyüyen ekonomimiz gibi dilimiz de...

 

Neyse, filolojiyi (ve ekonomiyi) bir kenara bırakalım. Benim üzerinde durduğum, determinizmin neden dünyada sadece bir bilimsel yönteme indirgenmiş olduğu. Buna cidden hayret ediyorum. Bilimcilerden başka determinizmin farkında olan kimse yok gibi. Ben buna sessiz çoğunluk diyorum. Aslında çoğunluk determinizmi bilincinde olmadan, yüzeysel biçimde benimsiyor. Fakat adını koymuyor ve bir yöntem olarak bilincinde değil. Çıkıp devrimci bir tarzla diyalektik materyalist felsefeyi ortaya atmış ve kitleleri sürüklemiş, devletler kurmuş ideolojiler var. Diğer yanda idealist felsefeler dünyayı sarmış, dinler, tasavvuf... Temelde dünya bu ikisinin savaşımı üzerine kurulu gibi.

 

Ben Nasreddin hoca'yı mükemmel bir determinist olarak görüyorum. Bu tam keşfedilmemiş gizli değer, aslında Sokrates'ten bile daha üstün bir diyalektik ustası ve ironi üstadı. Daha önemlisi mükemmel bir determinist. Ama ortaya çıktığı ortam uygun değil. İbn Sina gibi. Her vurgusu determinizme müthiş göndermeler yapıyor. Ruh diye bir şey olduğunu bilsem Nasreddin Hoca'nın ruhuyla konuşmak isterdim. Hayatta bir dileğin var mı deseler bunu dilerdim. Ha, belki karşıma bir softa çıkardı. Belki de abartılmış ve saptırılmış bir fenomenle karşı karşıya olduğumu anlayıp hayal kırıklığına uğrardım. Ama bu olasılık önemli değil.

 

Ben bu Nasreddin Hoca işi üzerinde duracağım. Bu yaz işleri bir savabilsem, kafam ağrıyıncaya kadar onu düşünmek istiyorum. Çoktandır kafamda bu iş ama, şu bir türlü peşinden yetişilemeyen dünya telaşesi olmasa... Ben bileydim bu dünya işlerine girmezdim. Tuzsuz aşım dertsiz başım, bağımsız hürgeneralim, taşıdığım bir baş, ne zaman istesem alır istediğim yere çeker giderim! işlerine girerdim ama artık bunun için çook geç... Boğazıma kadar uğraşlara, didinlere batmışım...

 

(*)Almanca da... Sırası gelmişken elin Rammstain rock grubu dillerini nasıl net vurgularla kullanıyor, biz ise dilimizi yozlaştırma peşindeyiz.

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Sevgili Arkadaşlarım ;

 

Hepinize Selamlar ve Sevgiler ;

 

 

Uzun Bir Aradan sonra, (Bir Kaç Günlüğüne de Olsa) Tekrar Aranıza Katılabilmenin, o Tatlı Sevincini Yaşıyorum.

 

Şeyy, Nasıl Söylesem Bilmem ki ;

Ben de oynamak İstiyorum, Beni de Aranıza Alırmısınız..? :))

 

(Isınma Turlarına İhtiyacımın Olmadığı düşüncesi İle balıklama Forum a Süzülmüşüm gibi Bir His var içimde..?)

( Haydi Hayırlısı )

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
Sevgili Arkadaşlarım ;

 

Hepinize Selamlar ve Sevgiler ;

 

 

Uzun Bir Aradan sonra, (Bir Kaç Günlüğüne de Olsa) Tekrar Aranıza Katılabilmenin, o Tatlı Sevincini Yaşıyorum.

 

Şeyy, Nasıl Söylesem Bilmem ki ;

Ben de oynamak İstiyorum, Beni de Aranıza Alırmısınız..? :))

 

(Isınma Turlarına İhtiyacımın Olmadığı düşüncesi İle balıklama Forum a Süzülmüşüm gibi Bir His var içimde..?)

( Haydi Hayırlısı )

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

 

Tekrardan hoş geldiniz.Forumda bir durgunluk,sakinlik var renk katmanız dileğiyle...

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:
Tekrardan hoş geldiniz.Forumda bir durgunluk,sakinlik var renk katmanız dileğiyle...

 

MUHABBETLE...

 

 

Sevgili FUZULİ ;

 

Biliyorum Bir Kaç Dakika içinde, ne kadar uğraşılsa da Edebi bir Mısra yazılamaz,

Lakin yine de Nacizane Kelimelerimi; Tevazu gösterip, Kabul Etmen Dileğiyle ;

 

Bu Umman ı-Forum da Kardeşliği Aramaya Ne Hacet ,

 

İşte Size Derya Misal Şahsın da Uhuvvet; Namı da, Fuzuli Farzet...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.