Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Öyleyse Sokrat İnsandır...

 

Hatta bunlar evrenin bigbang ile YARATILDIĞININ (!) kanıtıdır... :D

Gönderi tarihi:

E hadi sayın Gülbudak'ın tarzı bu diyelim... Peki okuyanlar bu soru ve ilgisiz cevaplardan ne anlıyor ne çıkarsıyor da cevaplar verilmiş diye avukatlık yapıyor onu anlamış değilim...

- Okuyucu: "Armut tatlımıdır?"

- Gülbudak: "fenerbahçe şampiyondur..."

- Gülemeftun: "Hmmm fener şampiyon ise armut tatlıdır herhalde... Millete bak anlamıyor bunu."

- okuyucu: "Efendim???? :unsure: "

 

Şimdi sorun kimde? Bizde mi?

:D

Öyleyse Sokrat İnsandır...

Hatta bunlar evrenin bigbang ile YARATILDIĞININ (!) kanıtıdır... :D

 

Sevgili arkadaşlarıma, verdikleri bilgiler için çok teşekkür ediyorum.

Zira, arkadaşlarımızın verdiği bilgilerle "piyaz yaparken fasulye ve soğan kullanmak gerektiği" kanıtlanmıştır.

 

Ama kalbi mühürlenmiş olanlar, inkarcılar, "ne alakası var" diyeceklerdir.

Düşünenler için bunda büyük hikmet vardır.

BrainSlapper piyazı bile örnek vermekten çekinmez.

 

Saygılar, sevgiler.

Gönderi tarihi:

Sevgili Arkadaşlar ;

 

Henüz İki Gün Oldu, Foruma Uğramayalı. Ne Olmuş Yine Buralarda. Neyse Hepsi ile İlgileneceğim.

 

Öncelikle BuGün İtibari ile Kesinlikle İlk Sözümüz ;

TERÖRE LANET Olmalıdır.

 

Evet İstanbul Güngören de Yaşanan İnsanlık Dışı Terör Eylemi ni Lanetliyoruz. Temennimiz; Bu Vahşetin Faillerinin En Kısa Sürede Yakalanması, ve ,

Böyle Üzücü Hadiselerin, Ölümlerin Tekrar Yaşanmamasıdır.

Dün Gece Hayatını Kaybeden Tüm İnsanlarımıza ALLAH tan Rahmet, Yakınlarına Sabır ve Başsağlığı Diliyoruz.

İnşeAllah, Hayatını Yitiren Kardeşlerimiz Birer Şehid Oldular, ve Hakkın Rahmetine Kavuştular. Bizde Arkalarından Fatihalar İle Uğurluyoruz Onları.

 

Bir Kere Daha Terör ü Lanetliyorum, ve İslam da Anarşi ve Terör ün Yasaklandığını Beyan Ediyorum.

Yaşadığımız Toplum İle Barışık Olmasakda, Yada Düzeni ve Sistem i Benimsememiş Olsakda,

Devlet Kurumları nın Bize Adaletsiz Davrandığını Düşünsekde, Bu Vatan ı ve Bu Millet i Sevmesek de ,

Şunu Bilmeliyiz ki ; Bu Bize Masumların Kanını Dökmek Hakkını Veremez.

 

Bu Vatan ı Bölmeye Çalışan, Harami ler e Sesleniyorum ;

 

Yeni Bir Devlet , ya da Millet ; Masum İnsanların Cenazeleri Üzerine İnşaa Edilemez. Terör İle Dava Savunulamaz.

 

Ah İle Abad Olanın, Ahir i Berbat Olur.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
18 sayfalık bir forum konusunda hiçbir soruya cevap verilemediğini iddia etmek ne garip bir durum arkadaşlar... bu daha çok cevap alamamak değil, istediği cevabı alamamak olsa gerek...

 

netice de cevap alabilenler almışlar (misal; mavi olmayan gökyüzü)

 

anlamak ve öğrenmek için deği de şu cevapta nasıl bir açıklarını yakalasamda, yüzlerine vursam mantığıyla yaklaşıldığı için de cevap alınamıyor olabilir mi????

 

Sevgili GüleMeftun ;

 

Öncelikle, Müspet Düşünceleriniz Adına Çok Teşekkür Ederim.

 

Ben, Sizin Vesilenizle Bu Forumdaki Tüm Dostlara Bir Açıklamada Bulunmak Gereği Hissediyorum, Şöyleki ;

 

Biz Bir Başlık Açtık. Adı: ''Burada Her Soruya Cevap Verilir''. Şuanda Bu Başlığı Okuyoruz.

Sevgili Forumdaşlar Bu Başlığa Teveccüh Gösterdiler.

Evet Sevgili Üyeler Yaklaşık 11,000 kere Okudular Bu Başlığı , ve 500 e Yakın İleti Yolladılar.

 

Bu Başlığa Kıymet Verip Okuyan , ve İletileri İle Katılımda Bulunan Tüm Forumdaş Dostlara Teşekkürlerimi Sunuyorum.

Bizi Mesud Ediyorsunuz. Biz e, ve Fikirlerimize , Layık olduğumuzdan Fazla Kıymet Gösteriyorsunuz. Sağolun.

 

Umarım Biz de Yazabildiklerimiz ile, Sizin Bu Teveccüh ü nüzü Hakedebiliyoruzdur.

Lakin Bizim Bir İddiamız Vardı ; ''Her Soruya Cevap Verebilmek''. İşte Bu Hep Karıştırılıyor. Hep Farklı Yorumlanıyor.

Şimdi Bu Yanlış Anlaşılmaları Düzelteceğiz İnşeAllah. Dikkat Buyurunuz ;

 

Biz, Yalnızca Her Soruya Cevap Vereceğimizi İddia Ettik. Fakat Sanki Hidayet Memuru Zannedildik.

Sanki, Biz Sorulara Cevap Vermekle Değilde, Soruyu Soran Kişileri İkna Etmekle Mükellefmişiz Zannedildik.

 

Hayır, Hayır. Bizim İşimiz Soru Yönelten Kişileri İkna Etmek, Tatmin Etmek Değildir. Biz Hiç Böyle Bir İddia da Bulunmadık.

Biz Yalnızca Sorulara Cevap Vereceğiz Dedik, ''Soran Kişilerin Zihninde Hiçbir Şüphe Bırakmayacağız, ya da Kesin Bir Tatmin Yaşatacağız'' Demedik.

 

Anlaşılabiliyor mu ...?

 

Eğer Soru Soran Kişiler,

 

''Ben Hiçbir Şey Anlamadım'' Diyorsa ,

''Ben Verilen Cevaptan Tatmin Olmadım'' Diyorsa ,

''Bu Cevap Aslında Doğru Değildir'' Diyorsa ,

''Benim Beklediğim Yanıt Bu Değildi'' Diyorsa ,

''Bu Yanıt Bilimsel Değildir'' Diyorsa ,

''Bu Soru Dini Açıdan Yanıtlanamaz'' Diyorsa ,

''Kimse Bu Sorunun Yanıtını Bilemez'' Diyorsa ,

 

Biz de AMENNA Deriz. Tartışmayız. Konumuzu Kişiselleştirmeyiz.

Evet Bu Gerekçelerin Hepsine de, Zamanla Baş Vurulmuştur. Bu Kişilere, Bu Konuda, Bizim Yapabilecek Hiç Bir Şeyimiz Yoktur.

Düşünce Özgürlüğü Vardır. Herkes Dilediği Gibi Düşünebilir. Yazılanları Tastiklemeyebilir, ve/veya Eleştirebilir.

Verdiğimiz Yanıtlar, Soran Kişilerce Kabul Edilmek Zorunda Değildir. Biz ''Verdiğimiz Yanıtlar İle Soruyu Soran Kişileri Kabullendireceğiz'' İddia sında Değiliz.

 

Bu Durumda, Cevapları Kabul Etmeyenler Tarafından, ''Verilen Yanıt Doğru Değildir'' Denilebilir.

Lakin, Kesinlikle ''Cevap Verilemedi'' Denilemez. Bunu Söylemek YALAN Olur.

Tüm Sorulara, Cevap Verilmiştir, Lakin Soran Kişiler Tarafından Kabul Edilmemiştir. Bu da Gayet Normal dir. Biz de, Aksini İddia Etmiyoruz.

 

Umarım, Bu Mevzu Net Bir Şekide Anlaşılmıştır. İnşeAllah, ''Cevap Verememek'' ile ''Yanlış Cevap Vermek'' Arasında ki Fark Anlaşılmıştır.

 

Kaldı ki, Cevaplarımızın Doğruluğu Tartışılabilir. Biz Tüm Yanıtlarımızı Tartışmaya Açığız.

Lakin ''Cevap Verilemedi'' Diyenler, Yalnızca Hakikatı Gölgelemek Maksatlı Kişilerdir, ve Tarafımızca Kişisel Tartışmalara Girilmeyecektir.

Bu da Böylece Biline...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
Sevgili GüleMeftun ;

 

Öncelikle, Müspet Düşünceleriniz Adına Çok Teşekkür Ederim.

 

Ben, Sizin Vesilenizle Bu Forumdaki Tüm Dostlara Bir Açıklamada Bulunmak Gereği Hissediyorum, Şöyleki ;

.

.

 

Ya Sayın birvarmışhiçyokmuş...

O zaman konunun başlığına "Burada Her Soru Geçiştirilir" diyecektin,

Bizde seni eleştirmeyecektik.

 

Zira "Cevap" dediğimiz şeyin geçerliliği

"Tatmin Etme"si ile doğru orantılıdır.

 

Cevap ne kadar yetersizse, o kadar az tatmin edicidir...

Ne kadar geçerli ise, o kadar çok tatmin edicidir...

 

Yani siz cevap verme niyetinde değil,

Sadece polemik yapma niyetindesiniz.

Konunun çok izlenmesinin nedeni de,

İnsan psikolojisinde Polemiklerin daha çok ilgi çekici olmasından kaynaklanıyor.

 

"Cevap" denildiğinde şu vardır:

 

"Üçgenin iç açıları toplamı kaçtır?"

Bu bir cevap bekleyen sorudur.

Geometri hocasının bu soruyu sorduğu çocuk;

"Hocam, doğada üçgen diye birşey yoktur. Üçgen dediğimiz şey soyut bir geometrik kavramdır" derse,

Söylediği önerme mantık olarak doğru bile olsa, "Cevap Değildir".

Zira çocuğun önermesi, alınmak istenen cevabı nitelememektedir.

 

Biz burada soru sorarak elbette ki belirli ya da belirsiz ama mutlaka ilgili ve açıklayıcı bir cevap bekliyoruz...

Fakat siz "Domates Kırmızı mıdır?" sorsuna,

"Karpuzun içi Kırmızıdır." diyorsunuz...

 

Bu da böylece biline...

Gönderi tarihi:

 

 

 

Doğan abi.. :)

 

Hz.Muhammed hiç ezan okudumu..kaynak göstererek.. :)

 

Sevgili Dayı ;

 

Yine Hissettirdiniz Varlığınızı Bize. Tam da Polemiklerden, Kısır Tartışmalardan Bunalmıştık.

 

Yine Etkileyici bir Soru İle Konumuza Dönmemiz Adına Uyardınız Bizi. Teşekkürler Size ve Sorunuza.

 

Efendimiz Hiç Ezan Okudumu ?

 

İslam Dininde, Bazı Bilgiler Kesin ve Net ifadelerle, Bazı Bilgiler de Dolaylı Olarak Edinilir.

Bu sorunuzun Yanıtı da Dolaylı Bilgiler ile Verilebilir.

 

Yani, İslam Tarihinde, Efendimizin Ezan okuduğuna Dair Bir Belge Yoktur. Dolayısı İle ''Okumamıştır'' Denilebilir.

 

Lakin Bu Durum, Dolaylı Bir Bilgidir. İddia Olarak Nitelendirilemez.

Yani ; İslam da, ''Efendimiz Kesinlikle Ezan Okumamıştır'' Diye Bir Bilgide Yoktur. Fakat Okuduğuna Dair Bir Bilgi de Yoktur.

 

Benim Kişisel Yorumum ise Şöyle Olacaktır ;

Efendimiz Hususi Yaşamında Ezan Okumuştur. Evet Bir Peygamber Olarak Ezan Okuduğuna Dair Bir Belge Yoktur , Lakin ,

O Aynı Zamanda Bir Eş ve Bir Baba idi. ve Mutlaka, Hanımları ya da Evlatları İle Birlikte Namaz Kılacakları Zaman,

Kendi Mübarek Dili İle Ezan ı Şerif i Okumuşlardır.

 

Ayrıca, Efendimiz Bir Dede Sıfatı İle, Yine Bizzat Ezan Okumuşlardır.

Torunu Hz Hasan Doğduğunda, Efendimiz O nun Kulağına Kendi Sesi İle Ezan Okumuşlardır.

 

İşte Bu Okuduğu Ezan ın Kaynak ve Belgesi ;

 

Hadisi Şerif te Buyuruluyor ki ;

Hz. Ebu Rafi anlatıyor: Hz. Hasan dünyaya geldi zaman Hz. Peygamber(a.s.m)’in onun kulağına ezan okuduğunu gördüm” (Ebu Davud, Edep, 107; Tirmizî, Edahî,16; Ahmet b. Hanbel, VI/9,291).

 

Ayrıca ; Peygamberlik Sıfatı ile Ezan Okumaması Hususunda Şöyle Düşünülmelidir ;

 

Efendimiz Emir ül Mümin in dir. Yani, Hem Kendi Asrındaki Hem de Tüm Zamanlardaki Tüm Müminlerin EMİR i ve İMAM ı dır.

Bu Sıfat (Tüm Müminlerin İmam ı) İtibari ile, Müezzinlik Kendisinin Vazifes Değildir.

Evet. O Alemlerin Efendisidir, Müminlerin İMAM ıdır. Müezzin Değildir. Ezan ı Okumak Müezzinlerin Vazifesidir.

Ve Efendimiz Bu Vazifeyi Hz. Bilal i Habeşi ye Layık Görmüştür. Tüm Alem i İslam da İlk ve En Büyük Müezzin, Hz. Bilal i Habeşi dir.

 

Sanırım Böylelikle Sorunuz Yanıtlandırılımıştır. Sorularınızın Devamı Dileğiyle,

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
Ya Sayın birvarmışhiçyokmuş...

O zaman konunun başlığına "Burada Her Soru Geçiştirilir" diyecektin,

Bizde seni eleştirmeyecektik.

.

.

 

 

 

Sevgili tengeriinBoşig ;

 

Sanırım Yukarıdaki yazdıklarımı Hiç Okumamış Olmalısınız ki ;

 

Bize Hala , ''Verdiğiniz Yanıtlarla Bizi Tatmin Etmek Zorundasınız'' Diyorsunuz.

 

Yine, Bizi Hiç Anlayamamış Olmalısınız ki ;

 

Biz e Hala , ''Yanıtlarınız Doğru Olmadığına Göre, Demek ki Cevap Verememiş Oluyorsunuz'' Diyorsunuz.

 

E Artık Biz Daha Ne Söyleyebiliriz ki ; Siz Nasıl Buyurursanız Öyledir, Sayın TengeriinBoşig.

Söylediğimiz Gibi Biz Kişisel Tartışmalara Hiç Girmiyoruz. (Kaçıyor Zannedilecek Olmamıza Rağmen)

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
Biz e Hala , ''Yanıtlarınız Doğru Olmadığına Göre, Demek ki Cevap Verememiş Oluyorsunuz'' Diyorsunuz.

 

Doğan bey,

 

Biz doğru cevabı değil, doğru veya yanlış, ama soruya cevap istiyoruz.

 

2+2=? sorusuna 3, 4, 7, 18, 295 ... gibi cevaplar verilebilir.

Bu cevaplardan biri hariç diğerleri yanlıştır. Ama hepsi alakalı cevaptır. Soruya cevaptır.

 

2+2=? sorusuna siz, kırmızıdır, acıdır, yuvarlaktır, eskidir, böyledir, diye karşılık veriyorsunuz.

Yani yanlış cevap bile vermiyorsunuz.

 

"Portakalın rengi nedir" sorusunun cevabı "renk" içermelidir.

"Portakalın rnegi mavidir", diyebilirsiniz. Bu cevaptır. Doğru cevap değildir, ancak sorunun cevabıdır, zira renk sorulmaktadır.

 

Biz de sizden, bizim meşrebimize uygun, bizim düşüncemize uygun, bizi tatmin edecek cevaplar beklemiyoruz.

Sorularımıza doğru veya yanlış, cevaplar bekliyoruz.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Biz doğru cevabı değil, doğru veya yanlış, ama soruya cevap istiyoruz.

Ben daha başlık açıldığında bir soru sordum, hiç bir şekilde yanıt alamadım, bazı alakasız değinmelerden başka. Yok aslında yanıt veremeyeceğini de iddia etmiyorum, çünkü yanıtı en kolay verilen konular soyut konulardır. Verdiğin örnekten gidersek:

 

2x2=? sorusunun yanıtına rahatlıkla 5 diyebilir. Buna da şöyle bir açıklama getirebilir: "Üç boyutlu dünyamızdaki 4'ün manevi alemdeki yansıması 1'dir."

 

"Pardon, 5 demiştiniz?"

 

"5 dahi, manevi alemde 1'e işaret eder. Bunlar maddi gözle görülmez. Sen de iman et, bak görürsün!"

 

"Haaa! Anladım..." demekten başka çaren var mı? O yüzden soyut konularda böyle bir iddiayı çok görmüyorum. Böyle olduğu halde bile, sorumun yanıtlanmayışına şaşırdım doğrusu. Yine verdiğin başka bir örnekten: "Portakal sarıciverttir" dese de "o ne yahu?" dediğimizde "manevi bir renktir, bu renkler ancak cennette görülecektir, örneğin armut yeşlâtun ve elma da morkuazdır!" dese ne diyebileceğiz?

 

Soyuta atama yaparak içinden çıkılmayacak sorun yoktur!

Gönderi tarihi:
Ben daha başlık açıldığında bir soru sordum, hiç bir şekilde yanıt alamadım, bazı alakasız değinmelerden başka. Yok aslında yanıt veremeyeceğini de iddia etmiyorum, çünkü yanıtı en kolay verilen konular soyut konulardır. Verdiğin örnekten gidersek:

 

2x2=? sorusunun yanıtına rahatlıkla 5 diyebilir. Buna da şöyle bir açıklama getirebilir: "Üç boyutlu dünyamızdaki 4'ün manevi alemdeki yansıması 1'dir."

 

"Pardon, 5 demiştiniz?"

 

"5 dahi, manevi alemde 1'e işaret eder. Bunlar maddi gözle görülmez. Sen de iman et, bak görürsün!"

 

"Haaa! Anladım..." demekten başka çaren var mı? O yüzden soyut konularda böyle bir iddiayı çok görmüyorum. Böyle olduğu halde bile, sorumun yanıtlanmayışına şaşırdım doğrusu. Yine verdiğin başka bir örnekten: "Portakal sarıciverttir" dese de "o ne yahu?" dediğimizde "manevi bir renktir, bu renkler ancak cennette görülecektir, örneğin armut yeşlâtun ve elma da morkuazdır!" dese ne diyebileceğiz?

 

Soyuta atama yaparak içinden çıkılmayacak sorun yoktur!

Anaaaa...

Hakikaten yaa, bak bu çok doğru...

Gönderi tarihi:

Değerli arkadaşlar,bugün laf arası arkadaşla İslamda ki dört kadın meselesini konuştuk.Ben bu durumun çok istisnai durumlarında geçerli olduğunu düşünüyordum.Ama arkadaşlarım ısrarla bunun helal olduğunu söyledi.Zamana göre düşüneyim dedim de İslam tüm çağlara hitap ediyorsa,bunu düşünmem de yanlış.Bildiklerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Gönderi tarihi:
Değerli arkadaşlar,bugün laf arası arkadaşla İslamda ki dört kadın meselesini konuştuk.Ben bu durumun çok istisnai durumlarında geçerli olduğunu düşünüyordum.Ama arkadaşlarım ısrarla bunun helal olduğunu söyledi.Zamana göre düşüneyim dedim de İslam tüm çağlara hitap ediyorsa,bunu düşünmem de yanlış.Bildiklerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Ayrı bir konu açsan bu konuda, daha yararlı olur gibime geliyor...

Zira güzel ve anlamlı bir soru...

Gönderi tarihi:
2x2=? sorusunun yanıtına rahatlıkla 5 diyebilir. Buna da şöyle bir açıklama getirebilir: "Üç boyutlu dünyamızdaki 4'ün manevi alemdeki yansıması 1'dir."

 

"Pardon, 5 demiştiniz?"

 

"5 dahi, manevi alemde 1'e işaret eder. Bunlar maddi gözle görülmez. Sen de iman et, bak görürsün!"

 

"Haaa! Anladım..." demekten başka çaren var mı? O yüzden soyut konularda böyle bir iddiayı çok görmüyorum. Böyle olduğu halde bile, sorumun yanıtlanmayışına şaşırdım doğrusu. Yine verdiğin başka bir örnekten: "Portakal sarıciverttir" dese de "o ne yahu?" dediğimizde "manevi bir renktir, bu renkler ancak cennette görülecektir, örneğin armut yeşlâtun ve elma da morkuazdır!" dese ne diyebileceğiz?

 

Soyuta atama yaparak içinden çıkılmayacak sorun yoktur!

 

Sayın demirefe,

 

Ben, sen, burada cevap alamayan kişilerin yakındığı şey zaten bu: Cevap alamamak.

"Portakal'ın rengi nedir" sorusuna "morciverttir" dese, bizce doğru değildir, ama cevaptır. Alakalı cevaptır. Zira renk soruyoruz.

 

Her soruya cevap vereceğini iddia eden arkadaşımız, hiçbir soruya doğru yada yanlış cevap vermemekte, alakasız şeylerden bahsetmektedir.

 

*

 

"Portakal morciverttir" derse, soruya cevap vermiş olur.

Biz ne diyebiliriz?

"Bu morcivert portakalı yiyince, Zeki Müren de bizi görecek mi?" deriz soru kapanır.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Sevgili Cevapsız Kalmış Arkadaşlar ;

 

Ben Zaten Söyledim, Yine Söylüyorum ;

Biz Kesinlikle, Verdiğimiz ya da Veremediğimiz Yanıtları Siz e Kabul Ettirmek, Tastikletmek Zorunda Değiliz.

Böyle Bir İddia mız Yoktur.

 

Pekiyi Gelelim Siz e ;

 

Siz Neden Bu Sorduğunuz Ama Benim de Cevap Veremediğimi Söylediğiniz Soruların ( Doğru Cevaplarını )

Bizimle ve Tüm Forum İle Paylaşmıyorsunuz ...?

 

Bizim Verdiğimiz Yanıtların Doğru Olmadığını Bildiğinize Göre , Demek ki Doğrusunu Biliyor Olamalısınız ,

Eee, Daha Ne Bekliyorsunuz ...?

 

Tek Tek Sorduğunuz Lakin Benim Yanlış Cevap Verdiğim (ya da hiç veremediğim) O Soruları Açıklayın, ve Doğru Cevaplarını Hepimiz İle Paylaşın.

 

Yapabilirmisiniz ...?

 

Bize Yanlış Cevap Verdin Demek Kolay, Cevap Veremedin Demek Kolay ,

Öyleyse Buyurunuz Siz Veriniz Gerekli Doğru Yanıtları.

 

Ne O, Yoksa , ''Bizim Böyle Bir İddia mız Yok'' mu Diyeceksiniz ...?

Pekiyi O Zaman, Siz Nereden Biliyorsunuz Benim Verdiğim Yanıtların Yanlış Olduğunu ...?

 

Yoksa Siz ; Yanlış ları Bilebiliyor, Lakin Doğruları Bilemiyormu su nuz ...?

 

Bekliyorum...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:

Brain, anlaşılan Doğan bey fazla iddialı bir başlık açtığını kabul ediyor. Yanıtlamayı bize bıraktığına göre... Ama hatırın kalmasın Doğan kardeş, ben kendi sorumu yanıtlayayım:

 

Sonsuz bir gücün kendini kopyalamaya gücünün yetip yetmeyeceğini sormuştum. Bu soru kendini yok etmeye gücü yeter mi şeklinde de sorulur. Aslında cevabını da verdim. Sonsuz güç diye bir şey olmadığı için böyle bir sorun da yoktur. Yani bu soru aslında sonsuz güç diye bir şeyin olamayacağının kanıtıdır.

 

Sayın Gökyüzü, eş edinilmesine, kaç tane edinileceğine, HİÇ KİMSE karışamaz. Diyeceksiniz ki devlet karışıyor. Bir taneden fazlasına izin vermiyor. Devletin izin vermediği, "yasal olarak hayat ve mal ortaklığı akdi düzenlemesi" nin birden fazla eş ile yapılamayacağıdır. Eşlerden birinin üçüncü bir ortak katılımına itiraz hakkını saklı tutma amacı taşır. İtiraz olmazsa bir sorun da olmaz. Ama ikinci eş birincinin haklarını asla yok edemez. Medeni yasanın amacı budur.

 

Eşlerden birinin üçüncü kişiye itiraz hakkı her zaman saklıdır. Kim eşinin kendisinden başka bir eş daha edinmesine izin vermiyorsa, buna kalkışan eşini derhal terkeder. Anlaşma bozma tazminatını da çatır çatır alır. Razı olan, sesini çıkarmaz. Kimseye eşinin bir/birkaç eş daha almaya haklı ve yetkili olduğu hususunda TELKİNDE DAHİ bulunulamaz. Bu konuda erkek kadın ayrımı yapılamaz!

 

Allah ya da peygamber... Ne kimseye fazladan eş bahşedebilir, ne kısıtlama yapabilir. Bunu kişiler kendileri düzenlerler. KİMSE de karışamaz. Bunu bu şekilde söylememin nedeni, konunun din başlığı altında konuşuluyor oluşu. DİN BU KONUDA YETKİLİ DEĞİLDİR.

 

Artık müftüye hocaya danışma devrinin bitip avukata, doktora, uzmana danışma alışkanlığının yerleşmesi gerekiyor. Bu olmazsa toplum olarak daha çok bocalar, çok tökezleriz.

 

Biyolojik olarak bir erkek, çok sayıda kadından aynı anda çocuk yapabilir. Bu bakımdan çok kadınlı evliliğin biyolojik bir dayanağı olduğu öne sürülebilir. Eğer bir savaş gibi erkeklerin olağandışı şekilde azaldığı bir durum olursa, medeni yasa değiştirilebilir. Bunun için tanrıya, peygambere ihtiyaç yok, insanların aklı var, oturur karar alır, değiştirirler...

Gönderi tarihi:
Sayın Gökyüzü, eş edinilmesine, kaç tane edinileceğine, HİÇ KİMSE karışamaz. Diyeceksiniz ki devlet karışıyor. Bir taneden fazlasına izin vermiyor. Devletin izin vermediği, "yasal olarak hayat ve mal ortaklığı akdi düzenlemesi" nin birden fazla eş ile yapılamayacağıdır. Eşlerden birinin üçüncü bir ortak katılımına itiraz hakkını saklı tutma amacı taşır. İtiraz olmazsa bir sorun da olmaz. Ama ikinci eş birincinin haklarını asla yok edemez. Medeni yasanın amacı budur.

 

Eşlerden birinin üçüncü kişiye itiraz hakkı her zaman saklıdır. Kim eşinin kendisinden başka bir eş daha edinmesine izin vermiyorsa, buna kalkışan eşini derhal terkeder. Anlaşma bozma tazminatını da çatır çatır alır. Razı olan, sesini çıkarmaz. Kimseye eşinin bir/birkaç eş daha almaya haklı ve yetkili olduğu hususunda TELKİNDE DAHİ bulunulamaz. Bu konuda erkek kadın ayrımı yapılamaz!

 

Allah ya da peygamber... Ne kimseye fazladan eş bahşedebilir, ne kısıtlama yapabilir. Bunu kişiler kendileri düzenlerler. KİMSE de karışamaz. Bunu bu şekilde söylememin nedeni, konunun din başlığı altında konuşuluyor oluşu. DİN BU KONUDA YETKİLİ DEĞİLDİR.

 

:clover:

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Brain, anlaşılan Doğan bey fazla iddialı bir başlık açtığını kabul ediyor. Yanıtlamayı bize bıraktığına göre... Ama hatırın kalmasın Doğan kardeş, ben kendi sorumu yanıtlayayım:

 

Sonsuz bir gücün kendini kopyalamaya gücünün yetip yetmeyeceğini sormuştum. Bu soru kendini yok etmeye gücü yeter mi şeklinde de sorulur. Aslında cevabını da verdim. Sonsuz güç diye bir şey olmadığı için böyle bir sorun da yoktur. Yani bu soru aslında sonsuz güç diye bir şeyin olamayacağının kanıtıdır.

 

Sayın Gökyüzü, eş edinilmesine, kaç tane edinileceğine, HİÇ KİMSE karışamaz. Diyeceksiniz ki devlet karışıyor. Bir taneden fazlasına izin vermiyor. Devletin izin vermediği, "yasal olarak hayat ve mal ortaklığı akdi düzenlemesi" nin birden fazla eş ile yapılamayacağıdır. Eşlerden birinin üçüncü bir ortak katılımına itiraz hakkını saklı tutma amacı taşır. İtiraz olmazsa bir sorun da olmaz. Ama ikinci eş birincinin haklarını asla yok edemez. Medeni yasanın amacı budur.

 

Eşlerden birinin üçüncü kişiye itiraz hakkı her zaman saklıdır. Kim eşinin kendisinden başka bir eş daha edinmesine izin vermiyorsa, buna kalkışan eşini derhal terkeder. Anlaşma bozma tazminatını da çatır çatır alır. Razı olan, sesini çıkarmaz. Kimseye eşinin bir/birkaç eş daha almaya haklı ve yetkili olduğu hususunda TELKİNDE DAHİ bulunulamaz. Bu konuda erkek kadın ayrımı yapılamaz!

 

Allah ya da peygamber... Ne kimseye fazladan eş bahşedebilir, ne kısıtlama yapabilir. Bunu kişiler kendileri düzenlerler. KİMSE de karışamaz. Bunu bu şekilde söylememin nedeni, konunun din başlığı altında konuşuluyor oluşu. DİN BU KONUDA YETKİLİ DEĞİLDİR.

 

Artık müftüye hocaya danışma devrinin bitip avukata, doktora, uzmana danışma alışkanlığının yerleşmesi gerekiyor. Bu olmazsa toplum olarak daha çok bocalar, çok tökezleriz.

 

Biyolojik olarak bir erkek, çok sayıda kadından aynı anda çocuk yapabilir. Bu bakımdan çok kadınlı evliliğin biyolojik bir dayanağı olduğu öne sürülebilir. Eğer bir savaş gibi erkeklerin olağandışı şekilde azaldığı bir durum olursa, medeni yasa değiştirilebilir. Bunun için tanrıya, peygambere ihtiyaç yok, insanların aklı var, oturur karar alır, değiştirirler...

 

Sevgili Demirefe ;

 

Ha Şöyle. Gördünüz mü, Ne Kadar Güzelmiş Değilmi ?

Eleştirmenlik Yapmak Yerine, Biraz da Katkıda Bulunmak , Fikir Paylaşmak.

 

Biz Bunu Hep Yapıyorduk Zaten de Siz i Bir Türlü Davet Edemiyordum. Şimdi Minnettarım. Tebrikler.

 

Pekiyi Gelelim Özele ;

 

Siz Nasıl Şimdiye Kadar Benim Bütün Cevaplarımın Tümüne Birden YANLIŞ Diyorsanız ,

Aynen

Biz de , Sizin Yukarıda Verdiğiniz Yanıtların Tümüne Birden YANLIŞ Diyorum.

 

Ne O Siz Öyle Herşeye Yanlış Diyip Yargılayabiliyorsunuz da ;

Kimsenin Sizin Yanıtlarınızı Kabul Etmeme Hakkı Olmayacak mı Yoksa ? Evet Bizde Sizin Gibi Yanlıştır Diyoruz, Çekiliyoruz.

 

Oh Be Ne Güzel Bir Şeymiş Bu ;

Millet Soruları Yanıtlayacak, Biz Karşıdan Yanlış Diyeceğiz, O Kadar.

Meğer, Ne Kadar Büyük Bir İş Başarıyormuşsunuz Siz. Ben Hiç Tatmamıştım Bunu. Teşekkür Ediyorum.

 

Artık, Kendiniz Verin Kendi Sorularınızın Cevabını , Biz de Sizin Yaptığınız Gibi Peşin Peşin ;

Yanlıştır Deriz

Kabul Etmiyorum Deriz

Bilimsel Değil Deriz

Banane Deriz

 

Gül Gibi Geçinip Gideriz, Nasıl Olur ...? Ne Dersiniz ...?

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:

-Muhammed'in ortaya koyduğu inançta Yahudilikten ve Hristiyanlıktan temellerini alıp, onlardan biraz daha farklı bir anlayış ortaya koyuyordu

yani temeli bu dinlere dayali olarak, islam dinini ortaya cikardi ve bir sekilde yaydi..

 

-Muhammed'in babasi Abdullah putperesttir ve onun yolundan giderek islami cikarmistir, görünmez olarak yaymaya calistigi Allah bir puttan ibarettir..

 

diye yorumlarla karsilastim..

 

ögrenmek istedigim;

 

Muhammed'in bahsettigi Allah put mudur? Yani putperestlikten mi yola cikmistir?

Yoksa yahudilik ve hristiyanliktaki bahsedilen Allah'midir? Yani yahudilikten ve hristiyanliktan mi yola cikmistir?

Yoksa hepsinden en verimli ve faydali olan bilgileri ele alip karistirarak mi cikarmis bu dini?

 

Not: sn birvarmishicyokmus sorum size degil..Saygilar

Gönderi tarihi:
Sevgili Cevapsız Kalmış Arkadaşlar ;

 

Ben Zaten Söyledim, Yine Söylüyorum ;

Biz Kesinlikle, Verdiğimiz ya da Veremediğimiz Yanıtları Siz e Kabul Ettirmek, Tastikletmek Zorunda Değiliz.

Böyle Bir İddia mız Yoktur.

 

Pekiyi Gelelim Siz e ;

 

Siz Neden Bu Sorduğunuz Ama Benim de Cevap Veremediğimi Söylediğiniz Soruların ( Doğru Cevaplarını )

Bizimle ve Tüm Forum İle Paylaşmıyorsunuz ...?

 

Bizim Verdiğimiz Yanıtların Doğru Olmadığını Bildiğinize Göre , Demek ki Doğrusunu Biliyor Olamalısınız ,

Eee, Daha Ne Bekliyorsunuz ...?

 

Tek Tek Sorduğunuz Lakin Benim Yanlış Cevap Verdiğim (ya da hiç veremediğim) O Soruları Açıklayın, ve Doğru Cevaplarını Hepimiz İle Paylaşın.

 

Yapabilirmisiniz ...?

 

Bize Yanlış Cevap Verdin Demek Kolay, Cevap Veremedin Demek Kolay ,

Öyleyse Buyurunuz Siz Veriniz Gerekli Doğru Yanıtları.

 

Ne O, Yoksa , ''Bizim Böyle Bir İddia mız Yok'' mu Diyeceksiniz ...?

Pekiyi O Zaman, Siz Nereden Biliyorsunuz Benim Verdiğim Yanıtların Yanlış Olduğunu ...?

 

Yoksa Siz ; Yanlış ları Bilebiliyor, Lakin Doğruları Bilemiyormu su nuz ...?

 

Bekliyorum...

 

Allah'ın reddedilemez kanıtı diye ortaya çıktınız, sonuç fosss.

"Allah var" diyen ve bunu ispata kalkan, ama başaramayan siz olduğunuza göre, doğru cevap, "Allah yoktur".

Allah2ı ispat edemediğin gibi, eline bir de Zeus'u verdik.

 

BEN SİZİN ZEUS unuza olabilir, mümkündür diyorum. İNKAR ETMİYORUM

 

 

*

 

Ahiret'in reddeilemez kanıtı diye ortaya çıktınız, sonuç fosss.

"Ahiret var" diyen ve bunu ispata kalkan, ama başaramayan siz olduğunuza göre, doğru cevap, "Ahiret yoktur".

Ben tutar da bu forum idaresince işletin bir Paradise Forum var diye iddiada bulunuyorsam, bunu ispat etmekle mükellefim. İspat edemiyorsam, öyle bir forum yoktur.

 

sevgili Gülbudak,

 

inancınız fizik aleme ait bir duruma yönelik bir şey değil... siz fizik ötesi ayrı bir aleme inanıyorsunuz...

her iki alemin de kendine has kuralları ve kaideleri var...

mesala bu aleme ait F= m*a kuralı genel geçerken, fizik ötesi alemde bu kuralın olup olmayacağını, işleyip işlemediğini bilmiyoruz... matematik kuralı olarak 2 ile 2 yi çarpıp 4 sonucunu bu alemin bir kuralı olarak hesaplamanız mümkündür.. Ama sizin ispat etmeye çabaladığınız o öteki alemde bu kuralların geçerli olup olmayacağını bilmiyoruz... hatta kuralların ve kaidelerin pek farklı olacağına inanıyoruz....

Peki farklı bir alemin varlığını bu aleme ait fizik kuralları ve matemetikle nasıl ispatlayacaksınız ?

Bilim hiç şüphesiz bu alemin kuralları ve kaideleri çerçevesinde işleyecektir... Bilimin imanı ve dini olmaz çünkü... bilime iman rolü biçmeye kaşkışırsanız bu da olmaz... inandığınız şeyleri bilime onaylatma ya da bilime ispatlatma gayretine düşerseniz, birileri de kalkar, inandığınız şeyleri bilimle çürütmeye kalkışır... Bilim bilim gibi, din de din gibi olmalı...

İnançlarımızı bilimle ispatlamaya kalkışırsak, bilimi tabulaştırmış, ve beliki de putlaştırmış oluruz...

buradaki çok insan sizin matematik bir formül gibi bir ispat yoluna gitmenizi bekliyor... İnandığınız şeyleri, kimyasal formüllerle, matematik formüllerle ispat etmenizi istiyor... oysa inançların bu türden ispatı olabilseydi, inanç olmazlardı zaten öyle değil mi ??

selam ile..

 

*

 

Size, MİRAç halüsinasyonu ile ilgili soru sordum, "bugün kutsal gün, sonra cevap vereyim" dediniz, cevap yok hala.

 

*

 

Medinedeki Yahudi katliamı ve sürgünlerini sordum, inkar ettiniz önce, sonra kabul ettiniz. Bu gelişmeye sevindik.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
"bugün kutsal gün, sonra cevap vereyim" dediniz, cevap yok hala.

Tamam, morcivert portakal muhabbetini şimdi daha iyi anladım.

 

Demek büyük lokma yut, büyük iddiada bulunma demek gerekiyor. İnsanlık tarihinde tüm sorulara cevap verdiklerini sananların kimler olduğunu biliyoruz, öyle değil mi? Ya oğlunu kurban etmeye kalkışanlar, ya kızları veya kızkardeşleri ile evlenenler, ya bir soyu önce üstün, sonra lanetli ilan edenler, ya da başka bir yığın tutarsızlıklar ortaya atanlar...

Gönderi tarihi:
Soru: (Hz.Muhammed hiç ezan okudumu)

 

Yine Etkileyici (!?) bir Soru İle Konumuza Dönmemiz Adına Uyardınız Bizi. Teşekkürler Size ve Sorunuza.

Ha, anladım. Yanıt verilmesi için yanıtı zaten belli olan, olabildiğince basit ve etliye sütlüye dokunmayan sorular sorulması gerekiyormuş...

 

O değil de ezan okusa ne, okumasa ne, neyin muhabbeti bu anlamadım. Okuyacağına okumuş, üstüne bir de kamet okusa ne değişiyor ki?

Gönderi tarihi:

Sevgili Dostlar ;

 

************

 

Aslında O Kadar Basitmiş ki , Tek Yapmam Gereken Kişilerle Tartışmak Yerine , Siz Daha İyi Bilirsiniz (Siz Yanıtlayın) Demekmiş.

Ardından Hemen Başladı, Sesli Düşünceler.

 

Neyse Bizim İçin Kimin Ne Düşündüğü de Önemli Değil Nasıl Olsa ;

Çünki ; Artık Bizde Onlar Gibi Yalnızca ''Yanlış Cevap'' Diyeceğiz , ''Kabul Etmiyoruz'' Diyeceğiz. Hepsi Bu Kadar.

 

Gerisini Kendilerini Yorarlar Artık. İster Hayra , İster Şerre...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.