Φ bozan Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2008 1. Bu yazı başka diğerleri gibi gündemle alakalı sorulara bir yanıt niteliğindedir, bir farkla ki sorular felsefi izahla bağlantılı olduğu için ben de o yolu tercih ettim.... 2. Bu yazı diğerleri gibi okunarak anlaşılacaktır, bir göz atarak değil.... Bir zihniyetin kendisiyle hesaplaşıp kabullerini yenilemeden ve yani değişimle olan münakaşasına bir son vermeden öteki ile mücadelesi imkansızdır, bu senin için de böyledir, bu toplum için de. Şimdi sen bir ötekine inanmıyorum ve ''lâ mevcûde illâ hû'' diyorsan o ayrı, bu hususu daha sonra da tavzih edebiliriz. Şimdi bilimin ne kadar statükodan uzak olduğunu yazmaya başlayalım. Ben Câbir'in bu kadar zeki olmasını biraz da bu algılayış tarzı ile ilişkilendiriyorum, açık olmak, zihnini değişime kapatmamak ve herşeye rağmen değişimle beraber var olmayı sürdürebilmek. Câbirce devam edelim ''lâ cüzün ellezi lâ yetecezzâ''. Demek Câbir, feylosofu Yunaniyenin aksine en küçük parça da parçalanabilir ve o zaman öyle bir enerji açığa çıkar ki bu Bağdat yerle bir olur diyebiliyordu, tarih 8. yüzyıl. Şimdi sen Bağdat bugün yerle bir oluyor Câbir önceden bilmiş diyorsan bu da ayrı, onu da başka zaman açıklarız. Tarih okumanın anlamı ancak onun mantığını anlamakla bir manaya kavuşur. Bugün modern dünyada bir batılı kendi kültür mirasından farzettiği yunan mitolojine belki de aşıktır ama bunların hiçbiri artık zeus'e iman etmez ne de bir başka yunan ilahına. Bugün kendi tarihini okuyan bir Türk çocuğu da eline beline bağladığı bez çaputlarıyla döne dolana şamancılık oynarsa bu da tarihini anlayabilmiş değildir deriz. Kimi örgütlerin bugün için bir takım tarihi sembolleri kullaması da ayrı bir hadisedir, kimilerinin şamanizme dönüş propogandası yapması da ayrı. Oysa ki tarihin bize öğrettiği en kıymetli bilgi, coğrafyanın, halkların, liderlerin, önderlerin, kahramanların, dillerin, inançların hasılı her ne varsa kutsanan hepsinin ama hepsinin bilâ istisnâ değiştiğidir, değişmesi gerektiğinin zorunluluğudur. Bilim gibi yani bütün kabulleri yok eder zaman. Câbirce devam edelim, evrenin sırlarını çözmeye muktedirdir insan diyor o, bu yüzden de biz onun yaptığına bilim diyoruz, ötekilerin yaptığına ise statükoyu savunmak. Neticede statükoculara şunu hatırlatalım; koruduğunuzu düşündüğünüz her ne var ise zamana mağlup olacaktır, geriye hatalar ve sevaplar kalacak, yarınlara. Rıfatça devam edelim öyle diyordu şair '' Geride kalanlara ne bırakacağım, Çocuklarıma, Onların da çocuklarına? ................................. ................................ Babamız diyecekler, dedemiz, Dur durak bilmezdi, Dert nedir, tasa nedir bilmezdi… Neyi bildiğimi bilmeyecekler'' Ben kendi bildiğimi yazayım, yok olacağım, adım ve namım kalmayacak, bedenim gibi, herşey değişecek, onların savundukları, ardına saklandıkları, karartmalarına ve kapatmalarına zemin yaptıkları ne varsa kutsadıkları, hepsi yok olacak.....SEN'i bilmiyorum lakin.... bozan Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2008 Bilmediğimizi bilemediğimiz; ne olduğumuzu ve olabileceğimizi anlayamadığımız, kavrayamadığımız ve özümseyemediğimiz sürece kendimizi yücelte yücelte şu "doğum-ölüm" arası süremizi değerlendirmemiz mümkün müdür??? Saygılar... Alıntı
Φ dinazor Gönderi tarihi: 9 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 9 Nisan , 2008 1+1=2 Bu değişir mi? Sabit değerler olmazsa boyunu bile ölçemezsin. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.