Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:
Yaratıcı bilmek için bilim adamı olmana gerek yok az düşünsen bulursun

 

Biz az düşünenlerden değliz. Çok düşünürüz, sorgularız. Sorun burda zaten!

  • Cevaplar 117
  • Görüntü 11,5b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Most Popular Posts

  • Şimdi ilk önce metafor bir şirket kuralım, daha sonra konunun icabına bakarız. Bu şirketi çok değerli ve saygıdeğer birisi kurmamı istedi. Bütün herşey ona ait olacak ama genel müdür olarak başına be

Gönderi tarihi:
Biz az düşünenlerden değliz. Çok düşünürüz, sorgularız. Sorun burda zaten!

sonuç? bulamadınız mı hala...

 

dediğim gibi düzen varsa bunun arkasında bi güç vardır aksi halde düzensizlik olurdu

 

saygılar

Gönderi tarihi:

Acele edip yazıları tamamen okuyup üstüne düşünmeden yazınca atladığımız şeyler de çıkıyor...

********...

 

Bu hurafelerim olması beni bilimsellikten uzak yapmaz.

 

Yaptı bile!... Sadece bilimden değil, etikten bile uzak yaptı.

 

Zira ben baştan, neyin inançlarım ve değer yargılarım içinde, neyin bilimsel, neyin bilimsellikten uzak olduğunun farkındayım.

 

Artık anladım ki değilsin!... Hatta sadece bilimsellikten değil bir çok şeyden habersizsin...

Gönderi tarihi:
Buyrun size bağnaz kafa örneği.

 

Buyrun size ZARARI!

 

Emeğin için teşekkürler gezgin95...

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

*******

 

Slapper, saygı sınırlarını aşıyorsun. Forum okuyanlarına saygın olması gerekir.

 

Toplumsal ahlakının taşıyamayacağı konuları konuştuğun için, cevap vermemem gerektiği halde, kaçtı dememen için cevap verip, bundan böyle bu tür evrensel ahlakla da bağdaşmayan konulardaki yazılarına cevap vermeyeceğimi bilmeni isterim.

 

Böyle uçuk takıntılara bilimin de karşı olduğunu bir arkadaşımız belirmişti. Ben tekrarlamayacağım.

 

Toplumsal ahlak derken genel, diyalektik olarak gelişmiş, evrensel, medeni, ve bilimsel ahlakı kast ediyorum.

 

Daha önce çıkmazlarımı gücümün yettiğince bilimsel çözmeye çalıştığımı söylemiştim. ******* Bizler burada toplumumuzun, insanlığın acil meselelerini konuşup, tartışmalıyız.

 

Bilimsel duruşun bilimsel etiği, onun getirisi ahlakı, bir link vererek örnek göstermiştim. Benim ahlaki yapımı oradan öğrenebilirsin.

 

Bilim dışı takıntılarımı test etmek amacıyla(!), sorduğun üç soruyu toplum ahlakına ve bilimsel etiğe uygun görmediğimden, tartışmaları bilinçli olarak bu gibi konulara çektiğinden, ben şahsen seninle olan tartışmalarımı sonlandırıyorum.

 

Belkide, forumlarda bu gibi uçuk konularla karşılaşmamak için, kendimi toparlayana kadar her hangi bir foruma da girmeyeceğim.

 

Herkese iyi dileklerimi gönderiyorum

Gönderi tarihi:

Bilimin ahlak, kural, inanç, yasa, hukuk, etik... İnsanlık değeri üretmekte yetersiz olduğu savı bilime yapılmış en büyük saldırı ve en haksız suçlamadır. Biz sahip olduğumuz tüm insanlık değerlerini bilimden ürettik.

 

Bilim yeri gelirse kuzen evliliğini, aşırı içki ve sigara tüketimini, sapkın cinsel ilişkileri yasaklamayı da önerebilir. Ha toplum bu sese kulak vermezmiş, o ayrı. Ama bilim bütün bu önerilerini çok sağlam şekilde gerekçelendirebilir.

 

En basit bir bilimsel gerçek: Bir memeli populasyonunun (memeli diye belirtmemin nedeni, alt türlerde bahsettiğim sakıncaların ortaya çıkmaması, gelişkin bir tür olan memelilerde görülmesi) sağlıklı şekilde soyunu sürdürmesi için gerekli bir populasyon alt sınırı vardır. Bir hayvan topluluğu bu kritik eşiğin altında bir birey sayısına düştüğünde, hızla sağlıksızlaşmaya ve genetik dejenerasyona uğramaya başlar. Çünkü birey sayısının azlığı, populasyonu yakın akraba birleşmelerine iter. Bir mutasyon bastırılamaz ve populasyonda hızla yayılır. Çünkü o mutasyonu bastıracak dominant gen yoksunluğu vardır. Bu nedenle tamamı kansere yakalanan ve ömür sınırı çok düşük köyler vardır. Akraba evliliği yüzünden sakat doğan sayısız çocuk vardır. Ama her akraba evliliği mutlak kötü gen aktarımı anlamına gelmediğinden, kuzen evliliğinin tümden yasaklanması önerilmiyor. Ancak aile içi ilişkinin çok büyük olasılıkla sakat doğumlara yol açacağı kesindir. Doğada bile, hayvanlar arasında bile, hayvan deyip aşağıladığımız canlılarda bile kardeş tabusu vardır. Farelerde bile belirlenmiştir. Erginleşen erkek yavrular bir çok türde sürüden kovulur. Bitkilerde bile aynı soydan bitkiler arasında tozlaşmayı önleyen mekanizmalar belirlenmiştir.

 

Bilim aynı nedenle ırkçılığı da yerer. Çünkü ne kadar uzak genetik, o kadar gen çeşitliliği ve o kadar zengin harmanlama, o kadar kusurlu gen olasılığında azalma.

 

İçki içer, kendi kendime sızar, kimseye zarar vermem diyemezsiniz. Alkolikseniz genlerinize kadar işler ve çocuğunuza geçer. Hamile iken sigara içerseniz sakat doğum yapabilirsiniz. Bilim bütün bunları belirler, önerir, hatta yasalara kadar geçer bu öneriler.

 

Ne sanmıştınız bilimi, soğuk, ilgisiz, duygusuz, robotik, mekanik bir şey mi? Bilim ta hayatın içinde, özündedir ve hayatla birlikte nefes alır, nefes verir. Duyguların, aşkın bile kimyası vardır. Bilim her şeyi kapsar ve her şeyi düzenler.

 

Karıştırılan şudur: Bilim doğada olanı belirler. Aslanın ceylanı parçalayıp yediğini gözlemler, aslanı kötü ilan etmez. Et yeme doğanın bir gerçeğidir, bilim bunu kötü bulma yetkisine sahip değildir. Ama bilim gün gelir bunu da değiştirebilir, doğayı yeniden de evirebilir. Ki bunu yapacaktır da. Gelecek bilimden başka hiç bir karar mekanizmasının ve değer üretme aracının olmadığı bir gelecek olacaktır. Bundan kuşku duymak abestir.

Gönderi tarihi:
İnsanlık değeri üretmekte yetersiz olduğu savı bilime yapılmış en büyük saldırı ve en haksız suçlamadır. Biz sahip olduğumuz tüm insanlık değerlerini bilimden ürettik.

 

:clover::clover::clover:

 

Şapka çıkarır, saygılarımı sunar, köşeme çekilirim!

Gönderi tarihi:
Öncelikle "mutlak" kelimesini bırakalım. Mutlaklık dini inançlarda olur. Mutlaklığı çıkarttığımızda senin cümlen bak ne hale geliyor? "Yani bu felsefenin doğru bir tarafı yok" oluyor. Senin de felsefeye karşı soğukluğunu bildiğimden, cümlenden felsefe saçmadır anlamı çıkıyor. Cümleye dikkatli bakıver.

 

pes !

 

 

"Zamansal doğrular vardır." la "tek mutlak doğru ortaya çıkan duyularımızla algılanan gerçektir." de aynı anlamda değiller.

 

zamansal doğrular neden bir zaman sonra bilinirler ? zamanı gelince duyu organlarımızla algılayabildiğimiz için !

 

 

Zira duyular yanılabilir. Her insanın duyuları farklı farklı algılar

 

hiçbir insan duyuları farklı algılamaz ! (görme, işitme, dokunma, koklama ve tat)

 

duyuları farklı algılayan insanların sağlık sorunları ve özürleri vardır ve klinik vakadırlar

 

Doğrular deneylerle, deneysel aletlerle belirlenirler. Yüzlerce deneyle ve örtüşme kaydıyla.

 

duyularımız olmadan deneylerin herhangi bir anlamı yoktur, siz istediğiniz kadar hidrojenle oksijeni bileştirip su yapın, ben görmedikten tatmadıktan koklamadıktan dokunmadıktan sesini duymadıktan sonra herhangi bir gerçekliği yoktur !

 

Belkide, forumlarda bu gibi uçuk konularla karşılaşmamak için, kendimi toparlayana kadar her hangi bir foruma da girmeyeceğim.

 

bu uçuk bir konu değil, iyi bir konu tartışmak için

 

 

saygılar

Gönderi tarihi:
duyularımız olmadan deneylerin herhangi bir anlamı yoktur, siz istediğiniz kadar hidrojenle oksijeni bileştirip su yapın, ben görmedikten tatmadıktan koklamadıktan dokunmadıktan sesini duymadıktan sonra herhangi bir gerçekliği yoktur !

 

Tabi yaa. Doğru! Evet...

Sen ya da ben görmedikçe gerçeklik yoktur. Herşey kafamızdadır. Madde bağımsız değildir, beynimizin içindedir.

Çok şey öğreniyorum, teşekkürler :)

 

hiçbir insan duyuları farklı algılamaz ! (görme, işitme, dokunma, koklama ve tat)

 

O yüzden ölçüm aletlerine gereksinim duyulmuş zaten...

 

duyuları farklı algılayan insanların sağlık sorunları ve özürleri vardır ve klinik vakadırlar

 

 

Herkes rahatsız zaten. Hepimiz klinik vakkayız. :)

Gönderi tarihi:
Anladığım kadarıyla herkeste bulunan hurafelerden kastınız bu gibi şeyler...

Gelelim bu konuya...

 

Bunlar hurafe değildir sayın BrainSlapper.

Bilimsel olarak pekala açıklanabilecek şeylerdir.

Psikoloji de bir bilimdir. Ve bu gibi karşı çıkışları, ya da oonayları açıklar.

 

Değer yargıları değişincei psikolojik sorun kalmaz.

 

Doğu Anadolu'da yaşayan biri için, bir delikanlının, kız kardeşinin evlenmeden önce bir erkekle konuşması, onun psikolojisini bozar. Kendini kötü hisseder. Sadece o değil bütün aile kendini kötü hisseder. Aşağılanmış hisseder. Onun psikolojik sorunlarının kaynağı yerel değer yargılarının/hurafelerinin ürünüdür. Algılarını ve değer yargılarını değiştirirse sorun kalmaz. Genç bir kız ile genç bir erkeğin konuşmasının normal görmeye başlar.

 

Eşcinsellik konusu… Bunun bilimsel açıklaması yok mu?

 

Eşcinselliğin nedenleri üzerine bilimsel çalışmalar var. Ama bilim eşcinselliğe iyi veya kötü demez. Bu insanların değer yargılarının ürünüdür. Bu değer yagılarının da bilimsel bir temeli yoktur hurafedir.

 

Ama yeniden tekrarlıyorum, kimse kimseye kendi hurafelerini dayatmaya çalışmadıkça, hurafelere sahip olmanın bir sakıncası yoktur.

 

Hurafe diye niteledikleriniz ilginç ve tepki çekici sayın BrainSlapper…

 

Tepki çekici neye göre tepki çekici? Toplumsal değer yargılarına göre. Hangi topluma göre? Sizin köye göre mi? Semitik kültürle yoğrulmuş İslam ve Batı coğrafyası için mi? Yoksa Amsterdam sokakları için mi? Bangkok sokaları için mi?

Köyünüzün değer yargılarını bilimsel gerçekler diye satmaktan vazgeçin.

 

Sokrates'in sözüne uyarlayacak olursak, Bilmediğini bilmek bir meziyet olduğu gibi, sahip olduğun bazı değer yargılarının bilimsel bir temeli olmadığını bilmek de bir meziyettir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Bilimsel temel, tüm canlıların genlerini sağlıklı biçimde geleceğe aktarmak istedikleri gerçeğidir.alıntı..

 

 

Bu temelden yola çıkalım..tüm canlıların mücadelesi soylarını yada türlerini devam ettirebilmek İSTEĞİ.. :)

 

İSTEK..tüm canlıların isteğine Tanrının İSTEĞİ diyebilirmiyiz..dersek Bilmsel olurmu :D

Gönderi tarihi:
Bilimin ahlak, kural, inanç, yasa, hukuk, etik... İnsanlık değeri üretmekte yetersiz olduğu savı bilime yapılmış en büyük saldırı ve en haksız suçlamadır.

 

Bilim'in insanlık değeri üreteme yeresiz olduğunu iddia etmedi kimse.

 

Biz sahip olduğumuz tüm insanlık değerlerini bilimden ürettik.

 

Bunda yanlışsın. Bugünkü değer yargılarımızın çoğunu bilimle üretmedik.

Bazı değer yargılarımızın kaynağını bilmiyoruz.

 

Karıştırılan şudur: Bilim doğada olanı belirler. Aslanın ceylanı parçalayıp yediğini gözlemler, aslanı kötü ilan etmez. Et yeme doğanın bir gerçeğidir, bilim bunu kötü bulma yetkisine sahip değildir.

 

Bunu yazıyorsun, ki katılıyorum, ondan sonra, ondan sonra değer yargılarımızın hepsini bilimden ürettik diyorsun. Bilim sadece belirler. İnsanlar, bilimsel verileri dikkate alarak veya almayarak mevcut değer yargılarında revizyona gidebilirler. Bunu bilim yapmaz. Zira toplumsal değer yargısı oluşturmak bilimin işi değildir, insanların işidir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Yaptı bile!... Sadece bilimden değil, etikten bile uzak yaptı.

 

******

 

Sokartes'in sözünü 30 kere yazınız, anlayarak okuyunuz. Bu da benim size verdiğim ceza.

 

"Bildiğim bişey varsa, o da hiçbirşey bilmediğimdir" farkında olmak.

 

"Ben hurafelerimi bilim diye satmıyorsam, hurafalerimin hurafe olduğunun farkındaysam, kendime karşı ve topluma karşı dürüstümdür.

 

Özeleştiri yapmaktan aciz, hurafeleriniz ve zaafiyetlerinin farkında olmayan, farkında olsa bile bunu söyleyemeyen insanların msn mahkemesi beni ilgilendirmez.

 

Artık anladım ki değilsin!... Hatta sadece bilimsellikten değil bir çok şeyden habersizsin...

 

 

Sokrates, bilmediği şeylerin farkında, itiraf etmiş. Ben de hurafelerimin farkındayım, bu bir meziyettri.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

****************

 

Bilim dışı takıntılarımı test etmek amacıyla(!), sorduğun üç soruyu toplum ahlakına ve bilimsel etiğe uygun görmediğimden, tartışmaları bilinçli olarak bu gibi konulara çektiğinden, ben şahsen seninle olan tartışmalarımı sonlandırıyorum.

 

Sorduğum sorular, toplum ahlakına aykırı olabilir, zira toplumun bir değer yargısı var. Ancak bilimsel etiğe aykırı olduğunu iddia edemezsin. Bilim her türlü soruyu sorabilir. Şu soruyu sormak bilimsel ahlaka aykırıdır dersen, "Allah var mı hakaketen" sorusunu sormak, günahtır diyen dinciden bir farkın kalmaz.

 

Ayrıca da küsmediğimi, kızmadığımı belirteyim.

Ben bu forum sırasında senden de çok şey öğrendim. Teşekkür ederim.

 

Ben de sana iyi dileklerimi sunarım.

 

Saygılar, sevgiler.

Gönderi tarihi:
O yüzden ölçüm aletlerine gereksinim duyulmuş zaten...

 

ölçüm aletlerinin sonuçlarını duyularımız olmadan bilemeyiz !

 

herşey eninde sonunda beynimize iletilmek zorunda

 

Herkes rahatsız zaten. Hepimiz klinik vakkayız.

 

ben değilim, duyu organlarımın hepsi çalışıyor

 

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Ötesinde bu fikirlerini protesto ediyor ve kınıyorum. Bu forumda hiç bir fikir beni bu kadar üzmemiş ve rencide etmemişti...

 

Bilimsel düşünce üzülmez, kınamaz, rencide olmaz. Her fikri inceler, irdeler ve bir sonuca varır.

 

Bu görüşlerini şiddetle eleştiriyorum ve ötesinde zararlı buluyorum. Bu görüşlerinle dinden uzaklaşılmasının ahlaksızlık ve kötülüğe yol açacağı yolundaki iddiaları destekliyorsun.

 

Ahlaksızlık kavramı görecelidir. Bilimsel bir temeli yoktur. Sosyolojik bir kavramdır.

Eski Türklere sorsa idik, bugünkü Türklerin çoğunun ahlaksız ve sapık olduğunu söylerlerdi.

O nedenle, ahlaksızlık artar kavramı göreceli ve ölçülemeyecek bir kavramdır.

 

Kötülük artar mı? Kötülük artmaz. Zira kötülüğün tanımı başkadır.

Başka insanlara, özgür iradeleri dışında birşey yaparsan, yaptığın eyleme kötülük denir. Aksi takdirde kötülük denemez.

 

Bir adamın malını, rızası dışında alırsan, bu hırsızlık olur, gasp olur, ganimet olur, yağma olur. Kötülüktür.

Bir adamın malını, rızası ile alırsan, bu ödünç alma olur, kredi olur, bağış olur. Kötülük olmaz.

 

Bir kadının vücudunu rızası dışında kullanırsan, bu tecavüz olur. Kötülüktür.

Bir kadının vücudunu rızası ile kullanırsan, bu aşk olur, evlilik olur veya ticaret olur. Kötülük olmaz.

 

Söylediklerin son derece saçma ve zararlı. En şiddetli biçimde kınıyorum. Demek ikinci adam korunur ve sorun çözülür. Peki ya üçüncü adamın da korunacağından, üçüncü, dördüncü ve beşinci adamların da kesinlikle korunacağından nasıl emin oluyorsun? Sınırı ikinci adamla niye çiziyorsun? Sınırı bir kez kaldırdın mı nerde duracağını ne biliyorsun?

 

Benim o örneği sana vermemin nedeni şudur: Yakın akraba evliliğinin veya cinselliğinin yasak olmasının tek gerekçesinin "genlerin sağlıklı transferi" olduğunu söyledin de, ben de sana, gen transferi olmayacaksa veya doğurganlık yaşı geçmişse, senin tezinin tıkanacağını göstermek için verdim.

 

Aile içinde yaşayan bütün bireyler birbiriyle ilişki içinde olacak ve aileye sınırsız dışardan katılımlar da cabası, biz de buna bilimsel hiç bir temeli olmayan bir tavırla karşı çıkıyor olacak ve hurafe savunuyor olacağız öyle mi? Kimden olduğu bilinmeyen sakat çocukları belli periyotlarla toplayıp imha mı edeceğiz, ne öneriyorsun? Ne söylediğinin farkında olmanı öneriyorum ve görüşlerini şiddetle eleştiriyorum, ayrıca büyük üzüntü duyduğumu da belirtmek istiyorum.

 

Sürekli dönüp dolaşıp, üreme konusuna geliyorsun.

Bu demektir ki, üreme olmaz ise, yani sakat çocuk riski yoksa problem yoktur!

Tezin çok çürük.

 

Zira, üreme üzerine kurduğun tez, üreme imkanı olmayan eşcinsellere gelince tıkanır. Üreme üzerine kurduğun tez, doğruganlık yaşını geçmiş kardeşler arasın ilişkiye gelince tıkanır.

 

Buradan varmak istediğim sonuç şudur:

Bilimsel olarak açıklanayan kurallara ve değer yargılarına hurafe denir.

Ve şöyle veya böyle, dinsel, cinsel veya kültürel, herkesin bir hurafesi vardır.

Bunda ayıplanacak, küçümsenecek birşey yoktur.

**********

Hurafelerinin farkında olan, bunu itiraf edebilen, bunu bilimsel gerçeklerden ayırabilen bir insan bilim yapabilir. Sakıncası yoktur.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

corc w. bush da ilk hisleri doğrultusunda ırağa girmişti.önceleri kimyasal silahlar var demişti şimdilerde ırağa demokrosiyi götürüyoruz diyor.şimdilerde dinciler bir bilim adamını amellerine kurban ediyor.tarihimizde dincilerin dinden başka her alanla iştigal ederek ülkemizin gelişimine karşıt olduklarını biliyoruz.

Gönderi tarihi:

Brain, çok vahim bir yanılgı içerisindesin. Bu derin yanılgının bir an önce farkına varmanı diliyorum. Verdiğin örnekler hiç bir şekilde geçerli değil. Korunan veya menapoza girmiş bir kaç kişi için mübah saydığın işler, karşı çıkılmadığı ve ayıplanmamasını önerdiğin, karşı çıkılmasını bilim dışı ve hurafe olarak nitelendirdiğin zaman hızla tüm topluma yayılır. Kimsenin başına bekçi dikip korunuyor mu ya da menapozda mı diye kontrol edemezsin.

 

*******************

Misafir
Bu başlık cevaplara kapatılmıştır.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.