Gönderi tarihi: 4 Mart , 2008 17 yıl Seçim mitinginde, sürgündeki babasına Kürtçe seslenen 8 yaşındaki M.D. hakkında polis suç duyurusunda bulundu, savcılık soruşturma başlattı. M.D. de ifade verdi.. 22 Temmuz seçimleri öncesi Erzurum'dan bağımsız aday olan Bedri Fırat için yapılan mitingde Kürtçe konuşan 8 yaşındaki çocuk hakkında soruşturma başlatıldı. Erzurum'un Karaçoban ilçesinde yapılan miting-te anadili olan Kürtçe ile, Avrupa'daki babasına atfen "Babam nerede, ben babamı istiyorum" diyen 8 yaşındaki M.D., Siyasi Partiler Kanunu'nun 'Seçim propagandası sırasında Türkçe dışında herhangi bir dil kullanılamaz' maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturmalık oldu. Hukukçular, 8 yaşındaki bir çocuğa kovuşturma başlatılamayacağı ve ceza verilemeyeceğini belirtiyor. Karaçoban'da 22 Temmuz seçimleri öncesi DTP'nin desteği ile miting düzenlendi. Mitingde yapılan konuşmalara ilişkin Emniyet Müdürlüğü Karaçoban'da adliye olmadığı için Hınıs Cumhuriyet Sav-cılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine Hınıs Cumhuriyet Savcılığı, mitingde Kürtçe konuşma yapan DTP Karaçoban İlçe Başkanı Mehmet Bilgi hakkında soruşturma başlattı. Ancak, savcı hukuk tarihinde bir ilke de imza attı ve henüz 8 yaşında bir çocuk olan ve mitingde, Avrupa'ya giden babasına atfen Kürtçe "Babam nerede, Ben babamı istiyorum" diyen M.D. hakkında da soruşturma başlattı. Siyasi Partiler Kanunu'nda yer alan "Seçim propagandası sırasında Türkçe dışında herhangi bir dil kullanılamaz" maddesine aykırı olarak Kürtçe konuştukları gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında İlçe Başkanı Bilgi ile M.D., savcılığa giderek ifade verdi. M.D. REHBER ÖĞRETMENİN GÖZETİMİNDE M.D. ifadesinde, babasının DEHAP döneminde Karaçoban İlçe Başkanlığı yaptığını, daha sonra Avrupa'ya gitmek zorunda kaldığını söyledi. M.D., babasını uzun süre görmediği için ona olan özlemi nedeniyle "Babam nerede, ben babamı istiyorum" dediğini aktardı. Küçük M.D.'nin ifadesini alan savcı çocuğun yaşadığı travma nedeniyle ruh yapısının bozulduğunu belirterek, kendisine bir rehber öğretmen görevlendirilmesini talep etti. Görevlendirilen rehber öğretmen düzenli olarak eve giderek M.D.'ye eğitim veriyor. "ANADİLLE HİTAP SUÇ DEĞİL" İlçe Başkanı Bilgi ise, soruşturmanın tamamen keyfi olduğunu söyledi. Bilgi, "Burada herkes Kürt'tür. İnsanların anadiliyle hitap ettik. Bu suç değildir. 8 yaşındaki çocuk da babasına olan özlemini dile getirdiği için soruşturmaya maruz kaldı. Artık babanızı istemeniz de suç teşkil ediyor. Diha * * * Hukukçu görüşü: Kovuşturma yapılamaz ÇOCUK hakkında soruşturma başlatması hukukçuların tepkisine neden oldu. 5237 Sayılı Ceza Kanunu'nun 31 Maddesi gereğince 12 yaşını doldurmamış bir kişi hakkında kovuşturma başlatılamayacağını ve ceza verilemeyeceğini dile getiren Avukat Fahrettin Kaya, uygulamanın yasal olmadığını söyledi. Kaya, devletin 8 yaşında bir çocuk hakkında soruşturma başlatıp ifadesinin alınmasıyla suç işlediğini vurguladı. CEZA EHLİYETİ YOKTUR Avukat Aşkın Topuzoğlu: "Ceza Kanununda çocuklar 12-15, 15-18 olmak üzere gruplara ayrılır ve 12 yaşından küçük çocukların ceza sorumluluğunun olmadığı söylenir. Çünkü bu grubun ceza ehliyeti yoktur. 12 yaşından küçük çocuklar hakkında kovuşturma yapılamaz, ancak soruşturma için bir engel yoktur. Bu şu anlama gelir, yargılanamazlar. Ayrıca kanuna göre, bu yaştaki çocuklar bir suç işlediği takdirde, ki herhangi bir suçtan bahsediyoruz, her türlü psikolojik, sosyal tedbirin alınması gerekir. Ancak bu sürede soruşturma devam edebilir.
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2008 17 yıl Yazar Geçenlerde bir arkadaş bir yarışma sorusu sorar gibi bil bakalım “asimilasyon bir insanlık suçudur” sözünün sahibi kim diye sorduğunda, olsa olsa takiyecilik ve manüplasyonun ustası Erdoğan bu beylik lafı eder diye düşündüm. Ardından da aklıma ilk gelen bu yanıtı verdim. Bu yanıtın yanlış çıkmasını çok arzu ederdim. Ama malesef doğruydu. Bu durum karşısında ilk tepkim, pes yani demek oldu. Asimilasyoncular Almanlar, asimile edilenler de zavallı(!) Türkler... Bir yaşıma daha girdim. Yani bu kadar da yalana ve sahtekarlığa dayalı iş yürütülür mü? Erdoğan ve erkanı, yurtdışı turlarına çıkıp kendilerini şirin göstermeye çalışadursunlar, şu son günlerde tanık olduklarımıza bir bakmak yeterli. Asimilasyon karşıtı(!) başbakan bu konuşmaları yaparken, ne garip tecellidir ki, Diyarbakır Yenişehir Belediyesinin çocuk korosunda yer alan ve yaşları 12 ile 16 arasında değişen çocuklar uluslararası bir festivalde Kürtçe şarkı okudukları için ikinci kez adliyeye çağrılıyorlar. Hem de Kürtlerin tümüne mal olmuş bir marş, PKK marşı olarak lanse ediliyor ve çocuklar üstüne üstlük bir de PKK şarkıları okumaktan dolayı beş yıl hapis istemiyle dava ediliyorlar. Yine ne garip tesadüftür ki, aynı günlerde 22 Temmuz seçimleri öncesi Erzurum’dan bağımsız aday olan Bedri Fırat için yapılan mitingde Kürtçe konuşan 8 yaşındaki bir çocuk hakkında da soruşturma başlatılıyor. Erzurum’un Karaçoban ilçesinde yapılan DTP mitingde Avrupa’daki babasına atfen Kürtçe “Bavê min li ku ye, ez bavê xwe dixwazim” diyen 8 yaşındaki M.D., Siyasi Partiler Kanunu’nun “Seçim propagandası sırasında Türkçe dışında herhangi bir dil kullanılamaz” maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturmalık oluyor. Hukukçular, 8 yaşındaki bir çocuğa kovuşturma başlatılamayacağı ve ceza verilemeyeceğini belirtiyor. Ama Türkiye hukuğun üstünlüğü ilkesini ihlalde sınır tanımama hastalığından muzdarip olunca, bu noktada da sorun kalmıyor. Hem ne olacak ki canım, olmasa potansiyel terörist gözüyle bakılan Kürt çocuklarını yola getirmenin başka çareleri bulunur. Mesela, bedenlerine yaşlarından daha fazla kurşun sıkılır!.. Kendi anadilinde konuşma talebinin karşılaştığı cezai yaptırımların dökümü yapılırsa ve bugüne kadar bundan dolayı dava edilenlerin bir bilançosu çıkarılırsa, eminim rekor düzeyde bir rakam açığa çıkacaktır. Bir de antiasimilasyoncu başbakanın ülkesinde Kürtçe yapılan bir konuşmanın, okunan bir şiirin, söylenen bir şarkının, yazılan bir kartın, basılan bir kitabın, siyasi bir argüman taşıyıp taşımadığı da önemli değildir. Önemli olan Kürtçe olmasıdır. Bu mantık olmasa bir çocuğun saf duygularını ifade eden ve babasına duyduğu özlemi ifade eden birkaç kelime söylemesi neden suç olsun? Evet Türkiye’de özellikle de Kürt çocuklarının sürgündeki babalarını, anaların dağlardaki ve zindanlardaki çocuklarını özlemeleri ve bunu kendi dilleriyle dillendirmeleri de suç. Ne de olsa bu ülkede vakti zamanında insanlar Kürtçe güldüler diye de dava edilmediler mi? Onlar takiye yapadursun, bildiğimiz tek şey şu ki; her günümüzün başlangıcında yine asimilasyon, yine kan, yine acı, yine anaların yakarışları ve yine gözyaşı...Bu olgular mekan tuttular topraklarımızı. Kopmak nedir bilmiyorlar. Günlerdir bir morgda bekletilen gerilla cenazeleri tanınmaz hale getirilmiş ve hala yerdeler. Sahiplenilmediklerinden değil. Tanınmaz hale getirildiklerinden. Hangi vahşet anaların kendi çocuklarını tanımasını la mümkün kılabilir? Asimilasyon karşıtı başbakanın ülkesinde gençlerin cenazeleri bile paramparça edilerek bir zamanlar insan oldukları ve bir bedene sahip oldukları unutturulmaya çalışılıyor. Bir dil neden unutturulmasın ki?
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2008 17 yıl Her yapılanı masum göstermeye çalışa , çalışa sonunda kürtçe istediği noktaya ulaşacak az kaldı... Birde dilimizi konuşamıyoruz diyenler buyursun? Hadi bu sekiz yaşında gerçekten küçük,peki dün ana haber bülteninde bir haber vardı neredeyse tüm kanalların verdiği 4 ytl ye polise taş atan çocuklar!!!!!,16 yaşında amma küçük değilmi?Doğudaki evlilik yaş ortalamasını düşününce eminim hepsi evli barklı çoluk çocuk sahibidir. Bugün 4 ytl ye polise taş atan yarın 5 ytl ye bizide satar... Kimse kalkıpta bana burda 4 ytl ye muhtaç olduklarını falan söylemeye kalkmasın lütfen,ihanetin bedeli yoktur....
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2008 17 yıl asimilasyon ve kürtler!.. bende bu yazıya PES vallahi diyorum.. birde.. teröristler kayıp sayısını saklamak için ölenlerin vücudunu parçalara ayırıp her bir parçasını biri yanına alarak yola devam ederken.. diyorum acaba buna ne dersiniz.. vahşet mi..gereklilik mi..
Gönderi tarihi: 11 Mart , 2008 17 yıl Her yapılanı masum göstermeye çalışa , çalışa sonunda kürtçe istediği noktaya ulaşacak az kaldı...Birde dilimizi konuşamıyoruz diyenler buyursun? Hadi bu sekiz yaşında gerçekten küçük,peki dün ana haber bülteninde bir haber vardı neredeyse tüm kanalların verdiği 4 ytl ye polise taş atan çocuklar!!!!!,16 yaşında amma küçük değilmi?Doğudaki evlilik yaş ortalamasını düşününce eminim hepsi evli barklı çoluk çocuk sahibidir. Bugün 4 ytl ye polise taş atan yarın 5 ytl ye bizide satar... Kimse kalkıpta bana burda 4 ytl ye muhtaç olduklarını falan söylemeye kalkmasın lütfen,ihanetin bedeli yoktur.... Aziz Nesin(kitabın ismini hatırlayamadım şu an)sosyalizme düşman olan bir bireyin;koşullara göre nasıl solcu olduğunu ve yine koşullara göre nasıl yeniden sosyalizme düşman olduğunu küçük bir hikaye ile öylesine gösteriyor ki;kitabı okurken sadece acemi zengine güldüm.Açsan solcusun;çünkü emeğine göz dikenler var;yok toksan sana be kardeş;sen kapitale bak!Şimdi ne alakası var diyeceksin.Çok alakası var!Neden mi?Biz akşam çaylarıyla yorgunluğunuzu atarken;ya kardeşim böyle de olur mu,su partinin politikasını hiiiç beğenmiyom derken;kimbilir hemen yanı başınızda küçük bir çoçuk sadece tam teşekkülü bir sofranın hayaliyle avutuyordur çoçokluğunu...Bir yerlerde birileri insan eliyle ölüyordur! Tabi bunlar bizi ilgilendirmiyor.Bize ne değil mi?Dünya sadece bizim olan dünyadır.İşte bakın ne güzel bir dünya.Ve herkes benim dünyama göre masumdur veya suçludur!Şimdi efendim olmaz ama değil mi;Sayın Sühedanın dediği gibi...Yarın 4 ytlye polise taş atan,yarın 5 ytlye bizide satar!Ben zaten kalkıp da size 4 ytlye muhtaçlığın doğruluğunu ispatlamayacağım;zaten size göre o çoçuklar ihanetin bedelini ödüyortlar! Sevgili Yayamaz Kayımca;şimdi ben de oturup yemek yiyeceğim.Yemek yerken Tvlerde bugünün gündemini takip edeceğim;ve tüm benim olmayan yaşamlara yarım saat yer vereceğim.Açsam solcuyum;toksam kapitalim.Polise taş atıyorsam vatan hainiyim.Ama ben de bu ülkenin çoçuğuyum değil mi?İhanet ise bir çoçukluğun ayıbı 4 ytlye benim ayıbım ne?Yüreğine sağlık Yayamaz Kayımca;ısrarla sölüyooooooooooom;huyun suyun kurumasın
Gönderi tarihi: 11 Mart , 2008 17 yıl Simdi,ortaya atilan savunmalar tamamen siddeti savunur cinsten savunmalar.Türkiyenin yaridan fazlasi fakirdir,cocuklar bir dilim ekmege muhtactir,evsiz barksiz cocuklar gercekten icler acisi,bagimli olan nice cocuklarimiz var,bagimli olmalari onlari sucada tesvik ediyor.Tabiiki biz burada o cocuklari degil,önce cemiyeti sonrada iktidarlari suclayacagiz,onlar kolay kolay yakalarini siyiramazlar sorumluluktan.Eger Türkiye'nin yarisi fakirse,bilmem ne kadari aclik sinirindaysa bilmem kac milyon cocuk cocuklugunu yasiyamiyorsa bunun kabahati o insanlarin vede cocuklarin degildir,kim böýle iddia ediyorsa bence yanilmaktadir.. Gelelim madalyonun öbür yüzüne,hic kimse fakirlik,aclik nedeniyle suc isleme hakkina sahip degildir,hic kimse cocuklarin acligini fakirligini öne sürüp cocuga suc isletme haklarinin oldugunu iddia edemez. Diger yanda,hali vakti yerinde olan bir kimse vicdani var ise sadece Türkiyedeki degil tüm dünyadaki fakir ve ac cocuklar icin üzülür,üzülmek icin sagci veya solcu olmakta gerekmiyor,insan olabilmek ve insanca düsünebilmektir önemli olan.Televizyonlarda görüyoruz,Somalideki dehseti,bir deri bir kemik kalmis cocuklarin INSANI, INSANLIKTAN UTANDIRAN HALLERINI,ama ne aciki o cocuklar taslayacak polis aramiyor bir dilim ekmek ariyorlar yemek icin,ve sanmiyorumki o cocuklarin analari babalari alin elinize tasida gidin polisleri taslayin demektedirler.Ve yine ben sanmiyorumki Türkiyedeki 8 yasindaki cocuk ac oldugu icin polise 4 ytl karsiliginda tas atsin.8 yasindaki cocuk bunu düsünemez ancak kandirilir,kandirilmaya müsaittir,ben bir yazimda yazdim,8 yasindaki cocuga 4 ytl ile polise tas attirmak cikolata ile kandirip kötülük yapmakla es anlamlidir diye.. Cocuklarimiza sahip cikalim,onlar yarinin büyükleridir, onlarin beyinlerini iyilikle dolduralim kötülükle degil. saygilarla
Gönderi tarihi: 12 Mart , 2008 17 yıl Simdi,ortaya atilan savunmalar tamamen siddeti savunur cinsten savunmalar. , Şiddeti savunan bir izlenim uyandıran kelimeler nerede g,österir misiniz?Ben şiddeti savunmadım;sadece şiddetin içinde yer alan çaresizliği göstermek istedim., Tabiiki biz burada o cocuklari degil,önce cemiyeti sonrada iktidarlari suclayacagiz,onlar kolay kolay yakalarini siyiramazlar sorumluluktan.Eger Türkiye'nin yarisi fakirse,bilmem ne kadari aclik sinirindaysa bilmem kac milyon cocuk cocuklugunu yasiyamiyorsa bunun kabahati o insanlarin vede cocuklarin degildir,kim böýle iddia ediyorsa bence yanilmaktadir.., Ve onlarla beraber buna seyirci kalanlaraı..., Gelelim madalyonun öbür yüzüne,hic kimse fakirlik,aclik nedeniyle suc isleme hakkina sahip degildir,hic kimse cocuklarin acligini fakirligini öne sürüp cocuga suc isletme haklarinin oldugunu iddia edemez., Madalyonun öbür tarafına beraber bakalım;bu tarafında elinden ekmeği alınmış,göçlere zorlanmış;eğitimden yoksun ve günübirlik kavgası olan insanlar varse;bence çok şey de söylenmemeli yada söylenecek ise;tüm pencerelere uzanıvermeli.Tabi ki sağ veya sol değildir insan olmanın ölçütü;sadecce bir örnekti!
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2008 17 yıl Yazar Sevgili POLİTİKA benim anlyamadıgım ben çıkarım oldugu içinmi sadece veya genelde doğuyu ele alıyorum biz hernekadar kendimisi parçalasakda dogunun batıya nazaran herzaman daha kötü durumda oldugunu yadsınmaz bir gerçektir ve bunu yadsımak bana sadece inatlaşma gibi geliyo.....sonuçta onlar çocukkkkkkkkkkkkkkkkkk bunun ötesi varmı ya ister doğuda istey batıda çocukkkkkkkkkkkk!!!!!!!ama sonuçta dogudaki çocugun siyasi,politik her yönden yaşamı çok daha güç...Aslına bakarsak insan olmak güç!!!!! Şu huyum kurumadı gitti mavi olmıyan gök......ne edeyim böylede kalacak gibi görünüyo
Gönderi tarihi: 14 Mart , 2008 17 yıl Tabi bunlar bizi ilgilendirmiyor.Bize ne değil mi?Dünya sadece bizim olan dünyadır.İşte bakın ne güzel bir dünya.Ve herkes benim dünyama göre masumdur veya suçludur!Şimdi efendim olmaz ama değil mi;Sayın Sühedanın dediği gibi...Yarın 4 ytlye polise taş atan,yarın 5 ytlye bizide satar!Ben zaten kalkıp da size 4 ytlye muhtaçlığın doğruluğunu ispatlamayacağım;zaten size göre o çoçuklar ihanetin bedelini ödüyortlar! Sevgili arkadaşım,çocuk dediğiniz kişiler 16 yaşında iki yıl sonra reşit sayılıp tüm haklardan kendi insiyatifi ile yararlanacak kişiler ve ben ne dedim?doğudaki evlilik yaşını hesaba katarsak eminim bir çoğu evli ve çocukludur.. Şimdi bana kalkıp onların o 4 YTL ye ihtiyacı olduklarını söyleyerek haklı çıkarmaya çalışırsan para karşılığında işlenen her suçu resmileştirme çabası olmazmı bu?Ne güzel yahu bu ülkede kiralık katiller var hadi onlarıda savunalım öyle ya bunu para karşılığı yapıyorlarsa vardır bir sebebi.. Kişin fakir, yoksul olması hiç bir suçu meşruleştirmez. Helede işin içerisinde bir terör örgütü lehine izinsiz gösteri yapıp ortalığı savaş alanına çevirmek girerse... Hadi buyurun bunuda savunun.. Tekrar ediyorum,ihanetin yaşı ve bedeli yoktur....
Gönderi tarihi: 14 Mart , 2008 17 yıl Sevgili POLİTİKA benim anlyamadıgım ben çıkarım oldugu içinmi sadece veya genelde doğuyu ele alıyorum biz hernekadar kendimisi parçalasakda dogunun batıya nazaran herzaman daha kötü durumda oldugunu yadsınmaz bir gerçektir ve bunu yadsımak bana sadece inatlaşma gibi geliyo.....sonuçta onlar çocukkkkkkkkkkkkkkkkkk bunun ötesi varmı ya ister doğuda istey batıda çocukkkkkkkkkkkk!!!!!!!ama sonuçta dogudaki çocugun siyasi,politik her yönden yaşamı çok daha güç...Aslına bakarsak insan olmak güç!!!!! Şu huyum kurumadı gitti mavi olmıyan gök......ne edeyim böylede kalacak gibi görünüyo Huyunuz kurumasin kurumasinda yani Dogudaki cocuklarin yasam sartlari zor diye ellerine para verip polismi taslatalim,bunumu demeye calisiyorsunuz,tabiiki dogudaki cocuklarin yasam tarzlari zor,doguda kis sartlarida zor. Evet Dogudada zor BAtidada zor,Karadenizdede zor,ne demek yani yasami zor.O yasamin düzelmesi icin kavga vermiyormuyuz,yoksa aman birakin ne halleri varsa görsünlermi demekteyiz,anlasilir gibi degil,yasam sartlari nin zorlugu cocuklara suc isleme önceligimi vermelidir sizce,yani Istanbulda yasli bir kadinin cantasini kapip kacan ve o kadini yerlerde acimasizca sürükleyenlere aman onlar Dogunun cocuklari göz yumalim kadinda pazara cikmasaydimi dememizi bekliyorsunuz,anlatin ne demek istediginizide bilelim.Tabiiki Dogunun sartlari zor,havasida öyle... saygilarla
Gönderi tarihi: 14 Mart , 2008 17 yıl Sevgili arkadaşım,çocuk dediğiniz kişiler 16 yaşında iki yıl sonra reşit sayılıp tüm haklardan kendi insiyatifi ile yararlanacak kişiler ve ben ne dedim?doğudaki evlilik yaşını hesaba katarsak eminim bir çoğu evli ve çocukludur..Şimdi bana kalkıp onların o 4 YTL ye ihtiyacı olduklarını söyleyerek haklı çıkarmaya çalışırsan para karşılığında işlenen her suçu resmileştirme çabası olmazmı bu?Ne güzel yahu bu ülkede kiralık katiller var hadi onlarıda savunalım öyle ya bunu para karşılığı yapıyorlarsa vardır bir sebebi.. Kişin fakir, yoksul olması hiç bir suçu meşruleştirmez. Helede işin içerisinde bir terör örgütü lehine izinsiz gösteri yapıp ortalığı savaş alanına çevirmek girerse... Hadi buyurun bunuda savunun.. Tekrar ediyorum,ihanetin yaşı ve bedeli yoktur.... Lütfen kalkıp da herzaman olduğu gibi yine siyasetinize uygun kelimelerle ihanet anlayışınızı meşrulaştırmayın!Tabi ki hataları kalkıp da şu veya bu nedenden dolayı haklı çıkarma gibi bir niyetim yok.Yalnız sevgili arkadaşım herşey bizim istediğimiz gibi gitmeyebilir.Hayat herkese aynı şeyi sunmaz.Ben doğuda büyüyen biriyim ve yoksullukları yaşamadıysam da bu çaresizliklere tanık oldum.Bir ytl bulamadığı için ölen bir çoçouğun ailesindeki burukluğu hangi etik kuralla açıklayabilirsiniz ki!Para karşılığında işlenen her suçu resmileştir me çabası içerisinde yer alıop almamakdan öte acaba şunu öncelikle şunu sorgulasak daha ii olmaz mı?Neden bu çoçuklar 4 ytl ile suç işliyor?
Gönderi tarihi: 15 Mart , 2008 17 yıl Neden bu çoçuklar 4 ytl ile suç işliyor? İşte uzlaşamadığımız nokta tam burası?
Gönderi tarihi: 16 Mart , 2008 17 yıl Bunun tartışılacak bir yanı yok. 8 yaşında bir çocuğun seçim yasasındaki "Seçim propagandası sırasında Türkçe dışında herhangi bir dil kullanılamaz" maddesi uyarınca soruşturmaya tabi tutulması ancak Aziz Nesin'lik bir olay olabilir. Çocukların propaganda aracı olarak kullanılması ise herşeyden önce devletin önlem alacağı ve bu konuda önlem alamadığında devletin hesap vereceği bir konudur. Çünkü devletin çocukları her türlü istismara karşı korumak gibi bir görevi vardır. Bunun yerine herhangi bir siyasi iradesi yada bilinci olmasının mümkün dahi olmadığı yaştaki bir çocuğun kendisine soruşturma açmak. Gerçekten Nesin'lik bir hikaye olur. Bunun bir yakın tarafından para karşılığı erkeklere pazarlanan çocuğun kendisine "fuhuş yapmak" tan dava açmaktan bir farkı olmazki.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.